Mast hücrelerinin endometriyumun fizyolojik fazları ve hiperplazileri ile ilişkileri

Bu çalışmada Ocak- 1992 ile Şubat- 1993 tarihleri arasında, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Laboratuvarı'na gelen ve % 10'luk formalinde tesbit edilen probe küretaj materyallerinden kırkar adet proliferasyon, sekresyon dönemleri ile kistik glanduler hiperplazi vakaları seçildi. Bunların bloklarından yeni kesitler alınarak Toluidin blue ile boyandı ve mast hücreleri sayıldı. Her vakanın ortalama mast hücreleri bulunarak her grup için mast hücre ortalaması hesaplandı. İkinci grupta ise prospektif bir çalışma yapıldı. Temmuz- 1993 ile Eylül-1993 tarihleri arasında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın- Doğum Kliniğinde alınan probe küretaj materyalleri Carnoy solüsyonu ile fikse edildi. Bu gruptan da yirmişer adet proliferasyon ve sekresyon dönemleri ile yedi adet kistik glanduler hiperplazi ayrılarak yine To- luidin-blue ile boyanmış preparatlarından mast hücreleri sayıldı ve grup ortalamaları alındı. Grup ortalamalarının Student -t testi ile istatistiki önem kontrolleri yapıldı. Her iki seride de üç gruptaki mast hücrelerinin mikro-fotoğrâfları çekildi. Bu bulgulara göre formalinli fiksasyona nazaran Carnoy fiksasyonunda daha fazla ortalama mast hücresi bulunarak, sonuçlarının bizim için daha değerli olduğu kanaatine varıldı. Formalinli seride; sekresyon dönemine göre proliferasyon döneminde daha az mast hücresi bulundu. Carnoy'lu seride ise ikisi arasında istatistiksel olarak bir fark bulunmadı. Sekresyon döneminde mukozadaki ödem ve inflamasyondan dolayı mast hücrelerinin degranüle olarak mast hücre sayısında azalma şeklinde karşımıza çıkmış olabileceği düşünüldü.35 Her iki serideki kistik glanduler hiperplazide ise, literatürde hiperplazilerin etiyolojisinde belirtilen artmış östrojen baskısını destekler özellikte, mast hücre sayısını ileri derecede azalmış olarak bulduk. Bu konuda; Carnoy'la tesbit edilmiş probe küretaj materyallerinde, hormonal değerlerle ve endometriyal histamin konsantrasyonları ile desteklenen daha geniş serilerde çalışılması gereğine inanıldı.