Yaygın anksiyete bozukluğu tanılı hastalarda yetişkin ayrılıma anksiyetesi komorbiditesi ve klinik özelliklerinin değerlendirilmesi
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Yetişkin ayrılma anksiyetesi bozukluğu (YAAB) ile ilgili çalışmalar sınırlıdır. Bu çalışmada yaygın anksiyete bozukluğu (YAB) tanılı hastalarda YAAB komorbiditesi ve klinik özelliklerin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Psikiyatri Polikliniğine başvuran ve SCID/CV ile yapılan psikiyatrik görüşme ile DSM-IV tanı ölçütlerine göre YAB tanısı alan 300 hasta ile yapılmıştır. Çalışma ölçütlerini karşılayan hastalara sosyodemografik ve hastalığa ait özellikler veri formu, Hamilton Anksiyete Derecelendirme Ölçeği (HADÖ), Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği(HDDÖ), Ayrılma Anksiyetesi Belirti Envanteri (AABE), Ayrılma Anksiyetesi Belirtileri için Yapılandırılmış Klinik Görüşme (AAB-YKG), Yetişkin Ayrılma Anksiyetesi Anketi(YAAA), TEMPS-A Mizaç Ölçeği uygulanmıştır. AAB-YKG 'de sorgulanan 8 maddeden en az 3'ünün karşılanması ve YAAA'dan 25 üzeri puan alınması ile YAAB tanısı konmuştur. Hastalar YAAB eş tanısı olan ve olmayan şeklinde gruplandırılarak karşılaştırılmıştır. Bulgular: YAB hastalarında YAAB eş tanısı %20, çocukluk ayrılma anksiyetesi bozukluğu eş tanısı % 16.3 bulundu. Kadın cinsiyet, kötü ekonomik durum, aile ile aynı ilde yaşama, aile ile telefon ile iletişim kurma, hastalık süresi, hastalığı başlatıcı stresör etkenler, ailede psikiyatrik öykü YAAB eş tanısı olan grupta anlamlı düzeyde yüksek bulundu. YAAB eş tanısı olan grupta HADÖ, HDDÖ, AABE, YAAA puanları olmayan gruba göre anlamlı düzeyde yüksek bulundu. YAAB olan grupta YAAA ve HDDÖ puanlarının klinik şiddeti pozitif, TEMPS-A siklotimi ölçek puanının negatif yönde yordadığı görüldü. Sonuç: Bulgular YAB hastalarında YAAB'ın azımsanmayacak oranda eşlik ettiğini, bazı sosyodemografik ve klinik özellikler taşıyan hastalarda eş tanı durumunda belirtilerin daha yüksek oranda görülebileceğini göstermektedir. Çalışma bulgularının teyit edilebilmesi için daha büyük örneklemli çalışmalara ihtiyaç vardır.
Studies on adult separation anxiety disorder (ASAD) are limited.The aim of this study is to observe the ASAD comorbidity in patients with diagnosis of generalized anxiety disorder (GAD) and its clinical features. Method: This study was conducted with 300 patients who applied to the Psychiatry Clinic of Meram Medical Faculty of Necmettin Erbakan University and were diagnosed with GAD according to psychiatric interviews done with SCID / CV and DSM-IV diagnostic criteria. With the patients who meet the study criteria; sociodemographic information and disease characteristics data sheet,Hamilton Anxiety Rating Scale (HAM-A),Hamilton Depression Rating Scale (HDRS), Separation Anxiety Symptom Inventory (SASI),Structured Clinical Interview for Separation Anxiety Symptoms (SCI-SAS), Adult Separation Anxiety Questionnaire (ASA-27) and TEMPS-A Scale were carried out. Diagnosed with ASAD by meeting at least 3 of the 8 items questioned in the SCI-SAS and getting a score more than 25 from the ASA-27. Patients were grouped as ASAD and non-ASAD and compared. Results: In GAD patients,it is found that the ASAD comorbidity was %20 and childhood separation anxiety disorder comorbidity was %16.3. Among the patients with ASAD;female gender, poor economic status, living in the same province with their family, talking on the phone with their family, duration of the disease, disease-initiating stressors and family history of psychiatric disorders were found to be significantly higher.HAM-A, HDRS, SASI, ASA-27 scores were found to be significantly higher in ASAD group than non-ASAD group. In ASAD group, the scores of ASA-27 and HDRS indicate that the clinical severity is positive; whereas the score of TEMPS-A cyclothymia indicates that the clinical severity is negative. Conclusion: Findings show that the GAD patients are significantly accompanied by ASAD and for patients who have some sociodemographic and clinical features, symptoms may be at a higher rate in case of comorbidity.More studies with larger samplesare needed to confirm the study findings.












