İşletme Anabilim Dalı Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 19 / 19
  • Öğe
    Bitcoin fiyat hareketliliğinin makine öğrenmesi ile tahmin edilmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Akusta, Ahmet; Salur, Mehmet Nuri
    Bitcoin, dijital bir para birimi olarak finansal piyasalarda önemli bir yer edinmiştir. Ancak, Bitcoin'in belirgin bir özelliği olan yüksek volatilite problemi, hem yatırımcılar hem de akademisyenler için dikkat çekici bir konudur. Bitcoin'in fiyatında ani ve büyük ölçekli değişimler olabilmektedir. Bu durum, yatırımcıların karar alma süreçlerini etkileyebilir ve piyasa analizlerini daha zor hale getirebilir. Bu çalışma, Bitcoin'in fiyat hareketlerini etkileyen faktörleri belirleyerek Bitcoin fiyatını tahmin etmeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında, iki farklı kategoride veri kaynakları kullanılmıştır. Birincisi, kripto para sistemine ait olan ve Bitcoin ile diğer kripto paraları içeren 350 farklı değişkeni olan verilerdir. İkinci kategori ise dünya endekslerine ait olan ve 46 farklı değişkeni içeren verilerdir. Bu veriler, Tradingview ve Yahoo Finance gibi popüler finansal veri kaynaklarından elde edilmiştir. Kripto para sistemine ait veriler ağ bilgileri, kripto borsa işlemleri, adres verileri, fiyat verileri ve sosyal medya verileri gibi başlıklar altında toplanmıştır. Dünya endekslerine ait veriler ise tahvil endeksleri, dövizler, volatilite endeksi ve hisse senedi endeksleri gibi başlıklar altında sınıflandırılmıştır. Araştırma kapsamında, 2022-10 ile 2022-12 tarihleri arasındaki 90 günlük dönemi kapsayan veriler kullanılarak Bitcoin'in fiyatının tahmin edilmesi amacıyla makine öğrenimi algoritmaları kullanılmıştır. Bu veriler, %85'i eğitim ve %15'i test verisi olarak ayrılarak analiz edilmiştir. Eğitim aşamasının ardından, test verileri üzerinde yapılan tahminler görselleştirilerek sunulmuştur. Elde edilen sonuçlar, modelin 0.909 R2 skoru ile genel anlamda başarılı bir performans sergilediğini ve tahminlerinin gerçek değerlere oldukça yakın olduğunu ortaya koymuştur. Bu bulgular, makine öğrenimi algoritmalarının Bitcoin fiyat tahmininde etkili bir araç olarak kullanılabilirliğini desteklemektedir.
  • Öğe
    Lojistik merkezlerin yönetim yapılarının oluşumunda işletmelerin etkisi: Konya örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023-07-11) Çelik, Ahmet; Diken, Ahmet
    Lojistik Merkezler, entegre taşımacılığın ön plana çıktığı son yıllarda rekabet artırıcı bir yapı olarak görev almakta olup, bu merkezlerin yerleşke, yatırım ve işletme modellerinin sürdürülebilir olması da önemlidir. Ülkemiz "2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı" kapsamında "Lojistik merkezlerin kurulması ve işletilmesi için, kamu özel sektör iş birliği çerçevesinde yeni iş modelleri oluşturularak özel sektörün yatırım payının artırılması" ve "Lojistik merkezlerde etkin işletme yönetimi tesis edilmesi" hedefleri bulunmaktadır. Bu çalışmada; lojistik ve lojistik merkezlerin kavramsal çerçevesi anlatılmış, lojistik merkezlerin önemi, dünya ve Türkiye'deki lojistik merkezlerden örnekler ile yönetim yapıları incelenmiştir. Konya'nın ekonomik görünümü ve lojistik sektörü açısından değerlendirmesi de ayrıca yapılmıştır. Uygulama kısmında Konya Kayacık Lojistik Merkezini (KLM) kullanan işletmelere anketler yapılmış, doğrulayıcı faktör analizleri ve diğer testler sonrasında istatiksel değerlendirmeler yürütülmüştür. Son bölümde, işletmelerin görüşleriyle KLM başta olmak üzere ülkemizde faaliyet gösteren/gösterecek lojistik merkezlerin etkili ve verimli yönetimi amacıyla, merkezlerin yönetim yapılarında kullanılabilecek öneriler kapsamlı bir şekilde açıklanmıştır. Yönetim yapısında Kamu Özel Ortaklığı modeli önerilmiş ve KLM'yi yönetebilecek şirket için ana sözleşme örneği hazırlanmıştır.
  • Öğe
    Stratejik insan kaynakları yönetiminde kurumsallaşma ve örgütsel bağlılık: Gıda sektöründe bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Şaşmaz, Esin Ceylan; Diken, Ahmet
    Bu araştırmanın amacı, gıda ürünleri imalatı yapan işletmelerdeki üst yönetimin stratejik insan kaynakları yönetimi uygulamalarını, kurumsallaşma algılarını ve örgütsel bağlılık düzeylerini belirlemek, ayrıca kurumsallaşma ve örgütsel bağlılık ilişkisini çalışanlar perspektifinde incelemektir. Araştırma evrenini 2019 yılı içerisinde İSO İlk 1000’de yer alan 194 gıda ürünleri imalatı yapan işletme oluşturmaktadır. Ancak bu dönemde COVID-19 Pandemisi nedeniyle 39 işletmeye ulaşılmış olup 17 işletmeden olumlu dönüş alınmıştır. 17 üst kademe yöneticiden yarı yapılandırılış mülakat tekniğiyle ve bu işletmelerdeki 784 çalışandan anket tekniği ile veriler elde edilmiştir. Çalışanların bakış açısını içeren nicel analizlerde yapısal eşitlik modellemesi kullanılmıştır. Elde edilen verilere göre kurumsallaşmanın tüm alt boyutlarının örgütsel bağlılğın alt boyutları üzerinde etkili olduğu, ancak profesyonelleşme ve örgüt yapısının duygusal bağlılık üzerinde istatistiksel açıdan olumlu etkisi olmadığı belirlenmiştir. Yöneticilerin bakış açısını içeren nitel analizlerde elde edilen verilen Maxqda 2022 ile analiz edilmiştir. Elde edilen verilere göre stratejik insan kaynakları yönetimi uygulamalarına yönelik insan kaynaklarının stratejik uygulamaları (8 kod) ve işletme stratejilerinin belirlenmesi (5 kod) alt temalara sahip olduğu, kurumsallaşmanın 9 kod ile açıklandığı, örgütsel bağlılığın literatüre uygun şekilde duygusal bağlılık (4 kod), devam bağlılığı (4 kod) ve normatif bağlılık (4 kod) boyutlarıyla açıklandığı tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Toplum 5.0 yapılanmasında dijital dönüşüm ile örgüt kültürü etkileşiminin yeri: Bir alan araştırması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023-03-20) Akman, Abdullah Zübeyr; Erdirençelebi, Meral
    Bireyler ve toplumlar, pek çok değişim ve dönüşümle karşı karşıya kalmaktadırlar. 2011 yılında Endüstri 4.0 ile başlayan teknolojik değişim ve dönüşümün sonuncusu 2016 yılında Japonların ortaya attığı Toplum 5.0 kavramıdır. Temelinde teknolojik değişimlerin ve dönüşümlerin insanların yararına kullanılması vardır. Dijital dönüşüm ise daha çok üretim eksenli olup tüm iş süreçlerini, teknolojiyi ve insanı etkileyen bir kavramdır. Diğer yandan teknolojik gelişmeler yaşandıkça kültürel bazı değişikliklerin de beraberinde yaşanması kaçınılmazdır. Örgüt kültürü bağlamında düşünüldüğünde hem dijital dönüşümün hem de Toplum 5.0 anlayışının yerleşmesi için örgüt kültürünün değişmesi gerekmektedir. Bu araştırmanın amacı, Toplum 5.0 yapılanmasında dijital dönüşüm ve örgüt kültürü arasındaki etkileşimin incelenmesidir. Bu araştırmada yöntem olarak karma yöntemlerden açıklayıcı-sıralayıcı desen kullanılmıştır. Bu kapsamda çalışmanın örneklemini amaçlı örnekleme uygun olarak orta ve büyük işletme sahip ve üst düzey yöneticileri, akademisyenler ve kamu çalışanları oluşturmaktadır. Bu çerçevede 415 kişiye ulaşılmıştır. Araştırmanın nicel analiz kısmında frekans, açıklayıcı faktör, doğrulayıcı faktör, korelasyon, Yapısal Eşitlik Modeli ve ANOVA analizleri kullanılmıştır. Nitel analiz kısmında ise içerik analizi yöntemi kullanılarak 46 kişiyle yarı yapılandırılmış sorular sorularak görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda kod ilişkileri analizi uygulanmıştır. Tüm veriler, SPSS 25, AMOS 24 ve MAXQDA 20 programları kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda, nicel analiz kısmında dijital dönüşüm ve örgüt kültürü boyutlarının birbirlerini etkilediği, alt boyutlar olarak tüm boyutların yine birbirileri üzerinde bir etki oluşturduğu, ANOVA sonuçlarında gruplar arasında sadece dijital yetenekler alt boyutunda anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür. Nitel analiz kısmında ise Toplum 5.0 ve alt boyutlarının hem dijital dönüşüm hem de örgüt kültürü ve alt boyutlarını etkilediği, Toplum 5.0 anlayışının yerleşmesi için dijital dönüşümün gerçekleşmesi ve örgüt kültürünün değişmesi gerektiği ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Yönetim 4.0 öngörüsü bağlamında çevresel, kültürel ve teknolojik değişimlerin yönetim fonksiyonlarına etkisinde endüstri 4.0'ın rolü: ISO 1000 işletmeleri üzerine bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Yılmaz Gezgin, Aylin; Arıcıoğlu, Mustafa Atilla
    Değişen çevre koşulları, yaşanılan kültürel değişimler ve ilerleyen teknolojik gelişmeler ile birlikte yönetim fonksiyonlarında gelişmeler meydana gelmektedir. Açımlayıcı sıralı karma desenine göre yürütülen bu tezin amacı; çevresel değişimler, kültürel değişimler ve teknolojik gelişmeler gibi etmenler ile hem Endüstri 4.0 teknolojileri aracılığıyla yönetim fonksiyonları üzerindeki etkisini belirlemek hem de elde edilen nitel bulguların altında yatan unsurları derinlemesine incelemektir. Araştırma problemine açıklık getirmek amacıyla nicel kısımda 401 katılımcı, nitel kısmına toplamda 10 katılımcı ile çalışma yürütülmüştür. Nitekim Yönetim 4.0 öngörüsü üzerine bir tartışma gerçekleştirilmiş ve bu öngörünün gerçekliği tartışılmıştır. Yeni bir yönetim anlayışının olması gerektiği ve yönetsel paradigma değişimleri yaşandığı çıktısına ulaşılmıştır. Nihai araştırma sonucuyla Türkiye'de Endüstri 4.0 teknolojileri kullanım alanının yaygınlaşmadığı çıktısı elde edilmektedir. Fakat Türkiye'deki işletme yöneticileri Endüstri 4.0 teknolojileri kullanım gereksinimin bilincinde olduğu ortaya çıkmaktadır.
  • Öğe
    Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına geçişte karşılaşılan zorluklar: Türkiye'de faaliyet gösteren işletmeler üzerinde bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022-12-16) Bıçakçı, Fatma; Çetin, Hüseyin
    Günümüzün değişen ulusal ve uluslararası piyasa şartlarında şirketlerin etkili ve başarılı olabilmek için kendilerini yerinde ve yeterince ifade edebiliyor olmaları gereklidir. Hem piyasa şartlarıyla başa çıkmak hem rekabet edebilmek hem de muhataplarına kendilerini şeffaf, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir ve güvenilir bir şekilde anlatılmak için şirketler uluslararası muhasebe standartlarını uygulamaya ihtiyaç duymaktadırlar. Bu standartların uluslararası olması tüm dünyada şirketlerin ortak bir dili konuşuyormuşçasına birbirlerini anlamalarını sağlamaktadır. Bu standartları uygulamanın şirketler açısından faydaları bulunmakla birlikte bu standartlara geçiş aşamasında ve bu standartların kullanılması aşamalarında şirketler bazı zorluklarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu zorlukların bilinmesi ve açıklanması şirketlerin Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS)’na daha kolay geçişini ve UFRS’yi daha etkili kullanmalarını sağlayacağından önemlidir. Bu nedenle bu araştırmada şirketlerin UFRS’ye geçişte karşılaştıkları zorlukların ve bu zorluklarla ilişkili etkenlerin açığa çıkartılması amaçlanmıştır. Araştırmanın verileri SANAYİ 500’deki farklı sektörlerdeki ve farklı özelliklerdeki şirketlerde çalışan 351 şirket çalışanından anket yöntemiyle toplanmıştır. Araştırmanın bulguları şirketlerin UFRS’ye geçiş yapmaya ve UFRS’yi uygulamaya çok istekli olmadıklarını ve bir zorunluluk olmasa pek çok şirketin UFRS’ye geçmeyeceğini göstermiştir. Şirket çalışanlarının UFRS’nin olumlu ve olumsuz yanlarıyla ilgili de net bir fikirlerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Araştırmanın bulguları UFRS’ye geçişte ve UFRS’nin uygulanmasında bazı etkenlerin ve değişimlerin şirketler tarafından daha fazla dikkate alındığını göstermiştir. Ayrıca araştırmanın bulguları şirketlerin UFRS’ye geçişte insan kaynağı, yalnızlık, yetersizlik, hazırlıksızlık, maliyetlilik ve anlaşılmazlık zorluklarını yaşadıklarını ve zorlukların yaşanma düzeylerinin benzer olduğunu, ancak zorluk yaşanma düzeylerinin düşük olduğunu göstermiştir. Şirketlerin UFRS’ye geçişte yaşadıkları bu zorluklarının yaşanma düzeyinin şirketin yaşına, aile şirketi olmasına, iştirak durumuna, sektörüne, finans kaynakları türüne, son 5 yılda geçirdiği denetimlerin türlerine, UFRS’yi uygulama nedenine, UFRS’ye geçişteki yardımcı/rehber türüne, UFRS’ye geçişteki uzmanlaşmış muhasebeci bulundurma durumuna, adaptasyon süresinin yeterlilik algısına ve UFRS’yi uygulamaya gönüllülük durumuna göre farklılaşmadığı görülmüştür. Diğer taraftan, şirketlerin UFRS’ye geçişte yaşadıkları bu zorluklarının yaşanma düzeyinin şirketin yurtdışı kredisi kullanımın durumuna, yurtdışına ticaret yapma durumuna, muhasebe ve finansal raporlama standartlarının şirket için önem derecesine, UFRS’nin yabancı yatırımcı çekmedeki önem derecesine ve şirketlerin UFRS’ye geçişte destek almaları durumuna göre kısmen de olsa farklılaştığı görülmüştür.
  • Öğe
    Stratejik yönetim düşüncesinde paradigma değişimi: Kaos teorisi bağlamında üst düzey işletme yöneticileri üzerinden nitel bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Yiğitol, Büşra; Arıcıoğlu, Mustafa Atilla
    Günümüzde rekabet edebilmek ve istikrarsız çevre koşullarına uyum sağlamak gittikçe zorlaşmaktadır. Teknolojik değişimler, küreselleşme, iklim krizleri gibi işletme faaliyetlerini etkileyen faktörlerin sayısı artmakta ve bu faktörlerde ani değişimler yaşanabilmektedir. Bu değişim ise belirsizliği artırmakta ve kaotik bir ortamın doğmasına neden olmaktadır. Günümüzün kaotik dünyasında ise mevcut yaklaşımlar, süreci açıklamada yetersiz kalmakta ve yeni paradigmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmanın amacı, çevresel değişimlerin oluşturduğu kaotik ortama uyum sağlamada stratejik yönetim süreci düşüncesinde meydana gelen paradigma değişimlerinin belirlenmesidir. Çalışmada çevresel değişimlerin kaotik yapısına uyum sağlamada stratejik yönetim düşüncesinin nasıl bir formda uygulanması gerektiği belirlenmek istenmektedir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi kullanılmıştır. Nitel çalışmalar için veri toplama yöntemlerinden mülakat yöntemi tercih edilmiştir. Çalışma amacına uygun olan toplam on dokuz yönetici ile görüşme sağlanmıştır. Çalışmada günümüz kaotik çevresel şartlarına uyum sağlamada stratejik yönetim sürecinin nasıl bir formda uygulanması gerektiği irdelenmiştir. Nitel araştırma sonucunda, stratejik yönetim düşüncesinde süreç ve yapı olarak değişim yaşandığı sonucuna ulaşılmıştır. Yapısal dönüşüm kapsamında, 21. Yüzyıl değişimlerini yönetebilmek için stratejik yönetim sürecinin döngüsel ve çok yönlü karşılıklı ilişki içerisinde yönetilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
  • Öğe
    Bankacılıkta kâr yönetimi uygulamaları: Türk bankacılık sektöründe karşılaştırmalı bir analiz
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Güçlü, Ali; Çetin, Hüseyin
    Kâr yönetimi kavramı literatürde oldukça üzerinde durulan bir konudur. Kısaca kâr yönetimi, tahakkuk esaslı muhasebe veya gerçek kâr yönetimi teknikleri kullanılarak kârın olduğundan fazla ya da az olarak gösterilmesi olarak tanımlanabilir. Hem reel sektör hem de bankacılık sektörü üzerinde kâr yönetimine ilişkin çalışmalar yapılmıştır. Ancak bankacılık kesiminde yapılan kâr yönetimi kavramını tespit etmede geliştirilen modeller için bir görüş birliği oluşmamıştır. Bu çalışmada Türk bankacılık kesiminde faaliyette bulunan bankalar, mevduat bankaları ve diğer bankalar olarak gruplandırılmış ve bu bankaların kâr yönetimi davranışları tespit edilmeye çalışılmıştır. Diğer banka grubu içine yatırım ve katılım bankaları dâhil edilmiştir. Kâr yönetimi için iki yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan birincisi tahakkuk esaslı kâr yönetimi, diğeri ise işlem esaslı kâr yönetimidir. İşlem esaslı kâr yönetiminde yöneticiler, işlemler üzerinde oynama yaparlar. Tahakkuk esaslı kâr yönetiminde ise önce muhasebeye konu işlemler kaydedilir. Daha sonra muhasebe standartlarındaki esneklikten faydalanılır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de faaliyette bulunan bankaların kâr yönetimi davranışında bulunup bulunmadıklarını ya da birbirlerinden farklı kâr yönetimi davranışı sergileyip sergilemediğini tespit etmektir. Çalışmaya Türkiye’de faaliyet gösteren 37 banka dâhil edilmiştir. Bunlardan 25 tanesi mevduat bankası, 12 tanesi ise diğer bankalara dâhil bankalardan oluşmaktadır. Çalışmaya analize konu bankaların 2005-2021 yılları dâhil edilmiştir. Bankaların kâr yönetimi davranışları panel veri analizi yöntemi kullanılarak irdelenmiştir. Bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişki ise korelasyon analizi ile tespit edilmiştir. Bankaların kâr yönetimi davranışlarının tespit edilmesi amacıyla iki ayrı model oluşturulmuştur. Bankalarda kâr yönetimi davranışları genel itibariyle mali tablolardaki kayıp kredi karşılıkları (LLP) ve özel karşılıklar (LLA) kalemleri kullanılmak suretiyle tespit edilmektedir. Bu nedenle bu modellerde özel karşılıklar ve kayıp kredi karşılıkları bağımlı değişken olarak yer almıştır. Analiz, hem model 1 hem de model 2 tahminlerinin bankaların kâr yönetimi yaptıklarını göstermiştir. Ancak, diğer bankaların mevduat bankalarına göre daha fazla kâr yönetimi davranışı gösterdiği de yapılan analizlerden tespit edilmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlar, bankaların kâr yönetimi faaliyetinde bulunduğunu göstermektedir. Bu yöntemin banka mali tablolarını kullanan üçüncü kişilerin zararına sebep olduğu ve yetkili mercilerin bu konuda önlem almasının önemli olduğu değerlendirilmektedir. Yetkili merciler bu sorunu önlemek için mevzuatta düzenlemeler yapabilir, muhasebe ve denetim standartlarının bu uygulamaları önleyecek şekilde düzenleyebilir, bağımsız denetimin ve kurumsal yönetimin etkinliğinin artırılmasını sağlayabilir. Firma dışında yapılacak bu düzenlemelerin yanında şirketlerde iç denetimin etkinliğinin artırılması ve yönetim kurullarındaki bağımsız üye sayısının artırılması gibi önlemler de alınabilir.
  • Öğe
    Sosyal girişimlerde kurumsallaşma düzeyi ve örgütsel performans üzerine bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Güler, Banu; Akıni Hilmi Bahadır
    Sosyal girişimcilik, toplumda var olan sorunları, maddi fayda beklentisi olmaksızın çözmeye çalışan ve toplumu dönüştürmeyi amaçlayan girişimcilik faaliyetleridir. Bu araştırmada kurumsallaşmanın sosyal girişimlerin (dernek ve vakıf) performansına etkileri incelenmiştir. Kurumsallaşma, kurumların kişilerden bağımsız bir şekilde faaliyetlerini sürdürebilmesini ve geliştirebilmesini sağlayan bir yapıya sahip olmasıdır. Performans ise ulaşılmak istenen amaca ne ölçüde ulaşıldığının göstergesidir. Çalışma kapsamında kurumsallaşma unsurları; profesyonelleşme, formel yapı, yetki devri, stratejik planlama, yönetime katılma, karar alma, iletişim, denetim ve hesap verilebilirliktir. Performans olarak satış performansı, üretim performansı, insan kaynakları performansı ve finansal performans ele alınmıştır. Araştırma kapsamında kavramlar arasındaki ilişkiler hipotezlendirilmiş ve bunları test etmek için Türkiye’de bulunan dernek ve vakıflar ele alınmıştır. Araştırmada hem nicel hem de nitel yöntemler kullanılmıştır. Nicel araştırma kapsamında 489 kişiye anket uygulanmıştır. Nitel araştırma da ise 20 kişi ile görüşülmüştür. Hem nicel hem de nitel araştırma sonucunda kurumsallaşma ile performans arasında ilişki bulunmuştur. Araştırma sonuçları literatürdeki araştırmaları desteklemektedir.
  • Öğe
    Otomotiv Sektöründe Alıcı ve Tedarikçi İlişkisinde Güven, Kültür ve İş Birliği: Batı ve Japon Kökenli Firmalar Üzerinden Bir Karşılaştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Savaş, Yasemin; Arıcıoğlu, Mustafa Atilla
    Alıcı ve tedarikçi ilişkilerinde ürün veya hizmetlerin son kullanıcılara istenilen kalitede, uygun zamanda, doğru miktarda, düşük maliyetle ulaştırılması önemlidir. Alıcı ve tedarikçiler, bulundukları sektörde diğer firmalarla rekabet edebilmek için birlikte iş birliği gerçekleştirmelidirler. Başarılı bir iş birliğinde ise, bağlı bulundukları kültürel etkiler ve aralarındaki güven duygusu etkilidir. Bu çalışmada; otomotiv tedarik zincirinde; fiyat, Ar-Ge, yenilikçilik, kalite ve termin olarak belirlenmiş kriterlerin Batı ve Japon yönetiminde, güven ve kültür kavramları aracılığıyla iş birliğindeki farklılığı belirlemedeki etkileri amaçlanmaktadır. Çalışma için öncelikle kapsamlı bir literatür araştırması gerçekleştirilmiştir. Literatür doğrultusunda çalışmanın teorik modeli ve hipotezleri belirlenmiştir. Bağımlı ve bağımsız değişkenleri ölçmeye uygun ölçekler tespit edilip, veri toplama aracı olarak anket formu oluşturulmuştur. Anket formunun uzmanlar tarafından değerlendirilmesi ve pilot çalışmasının yapılması gerçekleştirilmiştir. Türkiye'de faaliyet gösteren Batı menşeili ve Japon menşeili orijinal ekipman üreticisi tedarikçileri belirlenerek 371 anket formu veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Araştırmada ileri sürülen teorik model ve hipotezleri analiz etmek amacıyla tanımlayıcı istatistikler, doğrulayıcı faktör analizi ve yapısal eşitlik modellemesi aracılık etkisi bootstrap tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda hipotezlerin desteklenmiş ve alıcı-tedarikçi ilişkisinde, güvenin ve kültürün iş birliği üzerinde aracılık etkisinin olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    İnsan Kaynakları Yönetim Uygulamalarının Kurumsallaşma Üzerindeki Etkisinde Uluslararasılaşma Çabalarının Aracılık Rolü: Otomotiv Sektöründe Faaliyet Gösteren Aile İşletmelerinde Bir Araştırma
    (2021.09.15) Kodalak, Oğuzhan; Diken, Ahmet
    Aile işletmeleri yoğun rekabetin olduğu bir çevrede faaliyetlerini devam ettirmektedirler. Dolayısıyla, aile işletmelerinin dış çevreden gelen tehditlere hızlı bir şekilde cevap vermeleri gerekmektedir. Bu da işletmenin en önemli sermayesi olan insan kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılmasıyla mümkün olmaktadır. Son yıllarda küreselleşme hareketlerinin hız kazanması, işletmelerin uluslararasılaşma faaliyetlerine yönelmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte aile işletmeleri riski dağıtmak, ekonomik olarak varlıklarını devam ettirmek, aile üyelerinin işletmede istihdam edilmesi ve ucuz iş gücü sağlanması gibi nedenlerden dolayı da uluslararasılaşma faaliyetlerine yönelmektedirler. Aile işletmeleri bu süreçte farklı prosedürler ve yapılarla karşılaşmaktadır. Bu belirsizliklerin üstesinden gelmek için kurumsallaşma faaliyetlerinin düzgün bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Bu araştırmanın amacı insan kaynakları yönetimi ile kurumsallaşma ve uluslararasılaşma ile kurumsallaşma arasındaki doğrudan ilişkinin test edilmesi; insan kaynakları yönetimi ile kurumsallaşma arasındaki ilişkide uluslararasılaşmanın aracı rolünün incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye’de faaliyet gösteren otomotiv sanayi işletmelerinden aile işletmesi özelliği taşıyan ve dış ticaret faaliyetlerinde bulunan işletmelerin üst ve orta düzey yöneticilerine anket uygulanmıştır. Araştırma 2019 Kasım ayında başlamış olup 2021 Ocak ayında sona ermiştir. Bu araştırmada basit tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılmış olup araştırma 18 farklı şehirde, toplam 448 üst ve orta düzey yönetici ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda insan kaynakları yönetiminin kurumsallaşma ve uluslararasılaşmayı pozitif yönde etkilediği, uluslararasılaşmanın kurumsallaşmayı pozitif yönde etkilediği ve insan kaynakları yönetimi ile kurumsallaşma arasındaki ilişkide uluslararasılaşmanın aracı rolünün olduğu bulunmuştur. Bu araştırma, “Aile işletmelerinde insan kaynakları yönetimi, uluslararasılaşma ve kurumsallaşma arasında nasıl bir ilişki vardır?’’ sorusuna cevap vermesi sebebiyle önem arz etmektedir.
  • Öğe
    Hatırlı Pazarlama’nın Tüketicilerin Satın Alma Davranışlarına Etkisi: Bir Araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, 2021) Canlı, Mehmet; Elgün, Mahmut Nevfel
    Geride bıraktığımız yüzyılın son yıllarında teknoloji alanında yaşanan büyük gelişmeler insan hayatının her alanında olduğu gibi pazarlama alanında etkisini göstermiştir. Artan rekabet ortamında işletmeler hedefledikleri satış miktarlarına ulaşabilmek için sosyal medya ortamında çok sayıda takipçisi bulunan ünlü kişilerin kullandıkları ürünlere ilişkin deneyimlerinin paylaşıldığı video ve reklamlardan yararlanılması gibi tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyecek yöntemler uygulamaya başlamışlardır. Influencer marketing veya hatırlı pazarlama olarak tanımlanan kavram, son dönemde işletmelerce yoğun olarak kullanılmaya başlayan bir pazarlama yöntemi olmuştur. Bu kapsamda yapılan çalışmada, hatırlı pazarlama uygulamalarının tüketicilerin satın alma tutum ve davranışları üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, tüketicilerin genel satın alma davranışları ve bu davranışa etki eden faktörler incelenmiştir. İkinci bölümde geleneksel pazarlama anlayışından dijital pazarlamaya geçiş süreci, hatırlı pazarlama kavramı irdelenmiş ve hatırlı pazarlamanın tüketici davranışları üzerindeki etkileri ayrıntılarıyla ortaya konmuştur. Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde ise hatırlı pazarlama yönteminin tüketicilerin satın alma davranışları üzerindeki etkileri örnek bir uygulama ile incelenmiştir. Bu amaçla, 18 yaş üzerinde olan ve 489 kişiden oluşan bir örneklem grubuna tanınmış bir influencer tarafından YouTube’da yayınlanan “2020 Ipad Pro’yu kutusundan çıkarttık!” adlı bir video izletilmiş ve videoyu izleyen bireylerin cinsiyet, yaş, gelir ve eğitim durumu gibi sosyo-demografik özelliklerine göre farklılık gösterip göstermeme durumları yapısal eşitlik modellemesi yaklaşımı kullanılarak incelenmiştir. Çalışmanın sonunda, tüketicilerin satın alma davranışları üzerinde influencerların belirleyici bir etkisinin bulunduğu, sosyal medya platformlarında yayınlanan videoların görüntülenme, beğenilme ve yorumlanma sayılarının videoların güvenilirliğini dolayısıyla da kullanıcıların satın alma davranışını olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir. Çalışmanın ortaya koyduğu sonuçları ile literatüre katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.
  • Öğe
    Orta gelir tuzağı: Gelişmiş bir Türkiye için işletmelerimizin yapısal dönüşümü üzerine model önerisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Erer, Beyza; Diken, Ahmet
    Günümüz ekonomi literatüründe, orta gelir tuzağı gelişmekte olan ülkeler açısından önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Orta gelir grubunda yer alan ülkelerin, büyüme hızının yavaşlaması sonucu uzun yıllar bu gelir düzeyine takılıp kalmaları ve yüksek gelir kategorisine geçememeleri "Orta Gelir Tuzağı (OGT)" olarak tanımlanmaktadır. Birçok gelişmekte olan ülke gibi ne yazık ki, Türkiye'de orta gelir tuzağını test etmektedir. Çünkü Türkiye 1955-2004 yılları arasında alt-orta gelirli ülkeler grubunda yaklaşık 50 yıl kalarak alt-orta gelir tuzağına yakalanmış ve nihayetinde 2004 yılından itibaren üst-orta gelir grubuna geçiş yapmıştır. Ancak 14 yıldır üst-orta gelir grubunda yer alan Türkiye üst-orta gelir tuzağına da yakalanmış ve Türkiye'nin yüksek gelirli ülkeler arasında yerini alıp alamayacağı tartışılmaya başlanmıştır. Türkiye ekonomisinin orta gelir tuzağından çıkması için rekabetçi bir işletme sistemini kurması gerekmektedir. Çünkü işletmeler gerek Türkiye'de gerekse dünya ülkelerinde yaratmış oldukları katma değer açısından ülke ekonomilerine sağladıkları katkılardan dolayı önemli bir yere sahiptir. Ancak işletmelerin yaşamış olduğu yapısal ve işlevsel sorunlar, Türkiye'nin rekabet edilebilirliğini olumsuz etkilemekte ve arzu edilen sistemin oluşumunu engellemektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin orta gelir tuzağından çıkmasında önemli rolü olan KOBİ ve büyük ölçekli işletmelerin sorunlarının çözümüne yönelik bir model önerisi sunmaktır. Bu kapsamda, öncelikle orta gelir tuzağı özelinde Türkiye'nin mevcut ekonomik durumu değerlendirilmiş ve daha sonra betimsel analiz yardımıyla farklı ölçekteki işletmelerin sorunları irdelenerek bu sorunların çözümüne yönelik model önerisi sunulmuştur. Modelde, farklı ölçekteki işletmelerin birbirine entegre olması gerektiği önerilmektedir. Bu doğrultuda; dışarıdan devlet ve aracı kurumların desteği ile KOBİ'lerin kümelenmeyle bir araya gelerek büyük ölçekli işletmelerin tedarikçisi durumuna gelmesi, büyük ölçekli işletmelerin ise KOBİ'lerden dış kaynak kullanım yoluyla küresel marka yaratmaları öngörülmektedir.
  • Öğe
    Finansal Performans İle Pay Senedi Getirisi Arasındaki İlişkinin Analizi: Borsa İstanbul İmalat Firmaları Üzerine Bir Karşılaştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Baydaş, Mahmut; Parlakkaya, Raif
    Firmaların günümüz piyasa koşullarında rekabet edebilmeleri ve varlıklarını sürdürebilmeleri gösterecekleri performans düzeyine bağlıdır. Ölçülemeyen performansın yönetilemeyeceği açıktır. Doğru ölçülemeyen performans ise, yanlış yönetilmeye açık hale gelir. Soyut ve somut yönleriyle beraber düşünüldüğünde varlığı kabul edilmekle beraber performans çerçeve olarak üzerinde tam olarak uzlaşmaya varılamamış bir kavramdır. Firmaların finansal performansının ölçümü dikkat çeken ve araştırılan konuların başında gelmiştir. Finansal performansın (FP) ölçümü için yaygın kullanılan yöntemlerden biri Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemidir. En iyi çözümün (optimal) bilinemediği durumlarda, baskın çözüm (pareto optimal) olarak ÇKKV yöntemleri, karar destek sisteminin bir unsuru olarak kararları iyileştirmek için sahne alır. Bu yöntemler birden çok rasyoyu ağırlık önemini de göz önüne alarak matematiksel bir süreçten geçirir ve firma için tek bir puana dönüştürür. Böylece firmaları bu puanları baz alarak başarısına göre sıralamak mümkün hale gelir. Bir ÇKKV çözüm senaryosunun gerçek yaşamı iyi modelleyebilmesi istenen bir durumdur. ÇKKV sıralamalarının gerçek yaşam sıralamaları ile ilişkili olması bu anlamda büyük kolaylık sağlar. Bu doğrultuda çalışmada Borsa İstanbul’a kayıtlı imalat sektöründen 151 firma için 2013-2019 dönemlerini kapsayan bir performans ölçümü ve değerlendirmesi yapılmıştır. TOPSIS yöntemiyle ölçülen FP modelinin inşasında genel performans türü olarak değer ve muhasebeye dayalı oranların kullanımı, uygun oranın seçimi için yaygın benimsenen vekil oranların kullanımı ve diğer çalışmalardan farklı olarak rasyo formu için Carton ve Hofer (2006)’in önerdiği statik ve değişim odaklı rasyo kullanımı genel yaklaşım olarak benimsenmiştir. Elde edilen TOPSIS-FP sıralama sonuçları ile hisse senedi getiri sıralamaları arasındaki ilişki Spearman sıra korelasyon testiyle araştırılmıştır. Sonuçlara göre finansal performans ile hisse senedi getirisi sıralamaları arasında hemen hemen tüm baz dönemler için istatistiksel olarak orta veya güçlü şiddette anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Diğer taraftan çalışma sonuçları başka pratik bir sonuç doğurmuştur. ÇKKV-FP uygulamalarında ağırlıklandırma ve ÇKKV yöntemi seçimi bir problemdir ve kullanıcılar için bir endişe kaynağı olabilmektedir. Bu çalışma, bunun çözümü için kullanışlı olan nicel bir duyarlılık analizi kriteri önermiştir. TOPSIS ve WSA yöntemleri bu kriter üzerinden karşılaştırılmış ve bir değerlendirme yapılmıştır.
  • Öğe
    Kaynak bağımlılığı kuramı bağlamında kümelenme modelinin etkinliği: Türkiye'deki kümeler üzerinden bir karşılaştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Demirel, Ebru; Diken, Ahmet
    Örgütlerin iç ve dış çevrelerindeki belirsizlik ve karmaşıklığın hızlı bir şekilde artması, bilginin hızlı bir şekilde yayılması, teknolojik gelişmeler, rekabet koşullarında meydana gelen değişimler, daha fazla büyüme ve hayatta kalma isteği gibi nedenler; örgüt yöneticilerini yönetimde değişik yöntemler ve stratejiler geliştirmeye itmektedir. Bu yöntemlerden biri de kümelenme modelidir. İşletmeler kümelenme modeli ile, ihtiyaç duydukları kaynaklara kendileri sahip olmak yerine bu kaynakları çoğunlukla diğer örgütlerle değişim faaliyetleri yaparak ve örgütler arası işbirliği geliştirerek temin etmeye çalışmaktadırlar. Bu bağlamda bu çalışmanın temel amacı kaynak bağımlılığı teorisinden hareketle işletmelerin kaynak bağımlılığı parametrelerinin üretici-tedarikçi ilişkisine nasıl etki ettiğini ve kaynak bağımlılığı parametreleri ile üretici ve tedarikçi arasındaki ilişkisel normlar ve kümelenme modeli arasındaki ilişkileri araştırmaktır. Çalışmada 19 farklı küme üzerinden 450 küme üyesi üzerine anket yapılmıştır. Araştırma modeli ve ilgili hipotezler Yapısal Eşitlik Modellemesi tekniği ve regresyon analizi yardımı ile test edilmiştir. Çalışma sonucunda kaynak bağımlılığı parametreleri ve üretici tedarikçi ilişkisel normlar parametrelerinin kümelenme üzerinde etkisi olduğu ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Pazarlamaya psikolojik bir yaklaşım: Merchandising uygulamalarını çıpalama teorisi bağlamında inceleyen deneysel bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Karabıyık, Hüseyin Çağatay; Elgün, Mahmut Nevfel
    Mağazalarda ürün sunumlarını merchandising ve Çıpalama Teorisi bağlamında inter-disipliner bir yaklaşımla inceleyen bu çalışmada ürün sunumlarında çıpalama etkisini anlamak amacıyla tasarlanmış deneysel bir yöntem kullanılmıştır. Araştırma yapı olarak üç aşamadan oluşmaktadır. Bunlardan ilk ikisi çalışmanın ana dinamiğini oluştururken, üçüncü aşama ise ilgili alanda bilimsel derinleşmeye öncü olmak amacıyla uygulanmıştır. Araştırmanın ilk aşamasında tüketicilerin mağazalarda ürünleri incelerken çıpalama etkisine maruz kalıp kalmadıkları incelenmiştir. Bu bağlamdaki bulgular göstermektedir ki tüketiciler mağazalarda fiyat etiketlerine demirleme yapmakta ve ürün kalitesini göz ardı ederek fiyat biçmektedir. Bu kısımda ayrıca tüketicilerin demirleme yaptıklarında daha irrasyonel karar verdikleri de tespit edilmiştir. Araştırmanın ikinci bölümünde psikoloji literatüründe "yemleme" olarak da ifade edilen demirleme nesnelerinin manipülastif amaçlarla kullanılması incelenmiştir. İlk bölümdeki bulguları bir aşama daha ileri götürmenin amaçlandığı bu bölümde manipülatif amaçla sunulan fiyat etiketlerinin tüketici kararlarını yine irrasyonelleştirebildiği tespit edilmiştir. Yemleme aracı olarak kullanılan fiyat etiketlerinin kullanıldığı deney grubu, aynı ürünlere kontrol grubuna göre %390,31 daha yüksek fiyat biçmiştir. Araştırmanın son kısmında ise bahsedildiği üzere bilimsel derinleşmeye öncülük etme amacıyla ilk iki bölümde elde edilen veriler deney grubu kısıtında Karanlık Üçlü Kişilik Testi'nin boyutları olan narsisizm, Makyavelizm ve psikopati kişilik tiplerine göre sınıflandırılmıştır. Bu kısımda doğrulanan ve kısmen de yanlışlanan araştırma varsayımları sonucunda, bu alanda psikografik bir tanımlayıcı araç olarak kişilik testlerinin kullanımı gelecek çalışmalar için önerilmiş ve temellendirilmiştir. Son olarak, elde edilen tüm bulgular hem işletmeler açısından hem de daha rasyonel olma çabası bağlamında tüketiciler açısından yorumlanmıştır.
  • Öğe
    Farklılıkların yönetimi algısı ve çalışan sesi: Türkiye'deki akademisyenler üzerine bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Çakar, Hilal; Akın, Hilmi Bahadır
    Bu çalışmanın amacı, akademik personelin farklılık algısının çalışan sesine etkisini ortaya koymaktır. Araştırmanın örneklemini Türkiye'de devlet ve vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenler oluşturmaktadır (n=472). Bu çalışmada veriler Bean ve diğ. (2001) tarafından geliştirilen farklılık yönetimi ölçeği ve Ergül ve Kurtulmuş (2014) tarafından geliştirilen farklılık yönetimi ölçeği ile Maynes ve Podsakoff (2014) tarafından geliştirilen ve Ünler ve Çalışkan (2017) tarafından Türkiye'de kullanılan çalışan sesi ölçeğinden oluşturulan bir anket yardımı ile elde edilmiştir. Aynı zamanda nicel bulguları desteklemek amacı ile küçük bir akademisyen grubu (n=18) ile yarı yapılandırılmış mülakat yapılmıştır. Elde edilen veriler, yapısal eşitlik modeli (YEM) ve Manova analizleri ile analiz edilmiştir. Nicel araştırma bulgularını desteklemek için yapılan nitel mülakat sonuçları yorumlanmıştır. Araştırmanın YEM bulgularına göre; farklılık yönetiminin yönetimsel algı boyutunun savunmacı sesi pozitif etkilediği saptanmıştır. Farklılığa dair olumlu çalışan algısı boyutunun ise destekleyici ve yapıcı sesi pozitif, yıkıcı sesi negatif etkilediği ortaya konmuştur. Farklılığa dair olumsuz çalışan algısı boyutunun ise savunmacı, yapıcı ve yıkıcı sesi pozitif etkilediği tespit edilmiştir. Araştırmanın Manova analizi bulgularının ise YEM bulgularını destekler nitelikte olduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın nitel bulguları da nicel bulguları destekleyici niteliktedir. Son olarak araştırmanın birtakım kısıtları olduğu ifade edildikten sonra gelecekte yapılacak çalışmalara önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Orta gelir tuzağından çıkışta kamu teşvik politikalarının rolü, ülke uygulamaları ve Türkiye açısından bir model önerisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Saklan, Ali; Diken, Ahmet; Adıgüzel, Uğur
    İlk olarak 2007 yılında "Bir Asya Rönesansı: Ekonomik Büyüme İçin Fikirler" adlı raporda Indermith Gill ve Homi Gharas tarafından dile getirilen orta gelir tuzağı; özellikle yeni bir kavram olarak değerlendirilebilirse de, Dünya Bankası tarafından hazırlanan dünya ekonomileri arasında yapılan gelir gruplandırılmasında orta gelir grubunda yer alan ülkelerin yüksek gelir grubuna geçememesindeki en büyük engellerden biridir. Türkiye'nin orta gelir tuzağı açısından durumuna bakıldığında; 65 yıla yakın orta gelir grubunda yer alan bir ülke olarak; ülkemiz ekonomisinin orta gelir tuzağında mı veya orta gelir tuzağı sürecinde mi olduğu son zamanlarda en fazla gündemi meşgul eden sorulardan bazılarıdır. Konuyla ilgili olarak hazırlanacak çalışmada bu durumlar değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmamız da dikkate alacağımız bir başka husus da, orta gelir tuzağının ölçülmesi ve gerek dünya üzerinde bazı ülkelerde gerekse de ülkemiz özelinde orta gelir tuzağından nasıl çıkılması diğer bir deyişle bu tuzaktan ne şekilde kurtulunacağıdır. Çalışmamızın bir başka yönü kamu teşvik politikaları olacaktır. Orta gelir tuzağından çıkışta kamu teşvik politikalarının rolü değerlendirilmeye çalışılmıştır. Yine çalışmada orta gelir tuzağı konusu ile ilgili olarak bu tuzağa yakalanmış, fakat daha sonraki yıllarda yüksek performans gösterip yüksek gelirli ülke ekonomileri arasında yerini alan seçilmiş bazı ülke ekonomilerinin kalkınma süreci ve kalkınma süreçlerinde kamu teşvik politikalarının rolü incelenmeye çalışılmıştır. Ayrıca konuyla ilgili olarak ülkemiz ekonomisinin orta gelir tuzağı sürecini aşmasında etkin bir kamu teşvik mekanizması için öngörülebilecek bir model önerisi oluşturulmuştır. Bu model oluşturulurken; kalkınmada başarı gösterip yüksek gelirli ülke ekonomileri arasında yerini almaya başaran seçilmiş ülkelerin kalkınma sürecinde kamu teşvik politikalarının sürece nasıl katkı sağladığı diğer bir deyişle etkin kamu teşvik mekanizmasında hangi hususların ön plana çıktığı, ülkemiz özelinde etkin bir teşvik mekanizmasında görülen eksiklikler dikkate alınarak bir model önerisinde bulunulmaya çalışılmıştır.
  • Öğe
    Yönetim muhasebesi uygulamalarındaki değişimin organizasyonel performans üzerindeki etkisi: BİST'ta işlem gören imalat firmaları üzerinde bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, 2016) Eren, Tevfik; Çetin, Hüseyin
    Yönetim muhasebesi uygulamaları, hem performans ölçüm hem de performans artırımda bir araç olarak kullanılmaktadır. İşletme yöneticileri tarafından alınacak kararlar için gerekli olan bilgileri üreten yönetim muhasebesi uygulamaları, işletme içi ve işletme dışı faktörlerden etkilenmektedir. Bu çalışmada yönetim muhasebesi uygulamalarındaki değişimin işletme performansı üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla Mat (2010) tarafından yapılan çalışmadaki ölçek ve kurulan model revize edilerek kullanılmıştır. BIST'ta yer alan ve imalat sektöründe faaliyetlerini yürüten toplam 193 firmaya anket formu gönderilmiş ve 72'sinden dönüş olmuştur. Toplanan veriler için genel frekans, tanımlayıcı istatistikler ve ölçeklere ait güvenirlik analizleri SPSS 15 paket programı yardımıyla, doğrulayıcı faktör analizi ile yapısal eşitlik modellemesi AMOS programı yardımı ile analiz edilerek araştırma hipotezleri test edilmiştir. Araştırma sonucunda işletme dışı faktörler olan, rekabet ortamında meydan gelen değişimin organizasyonel stratejideki değişim üzerinde ve ileri imalat teknolojileri uygulamalarında meydana gelen değişimin organizasyonel değişim üzerinde etkili olduğu sonucuna varılmıştır. İleri imalat teknolojileri uygulamalarında ve rekabet ortamında meydan gelen değişimin ise yönetim muhasebeleri uygulamaları üzerinde etkili olmadığı tespit edilmiştir. İşletme içi faktör olan organizasyonel değişim ve organizasyonel stratejideki değişimin ise yönetim muhasebesi uygulamaları üzerinde etkili olduğu tespit edilmiştir. Yönetim muhasebesi uygulamalarındaki değişimin ise işletme performansı üzerinde etkili olduğu sonucuna varılmıştır.