Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 10 / 10
  • Öğe
    Effect of melatonin 2 receptor antagonist 4-PPDOT on Isolated rat myometrial contractions
    (Wiley, 2023) Kurnaz, Esra; Kaya, Rana; Oktay, Havana; Yavuz, Begum Bukra; Kutlu, Ayça Almila
    Effect of melatonin 2 receptor antagonist 4-PPDOT on Isolated rat myometrial contractions
  • Öğe
    How does neurokinin 3 receptor agonism affect pathological and cognitive impairments in an Alzheimer's disease-like rat model?
    (Springer Wien, 2023) Özen Koca, Raviye; Solak Görmüş, Zülfikare Işık; Solak, Hatice; Koç, Aynur; Kılınç, İbrahim; İyisoy, Mehmet Sinan; Kutlu, Selim
    Alzheimer's disease (AD) is accepted as a form of progressive dementia. Cholinergic systems are commonly affected in AD. Neurokinin 3 receptor (NK3R) is involved in learning memory-related processes. It is known that the activation of NK3R affects the release of many neurotransmitters. The aim of this project was to investigate the effects of NK3R agonist senktide administration on neurobehavioral mechanisms in the experimental AD-like rat model. 50 male Wistar albino rats were divided into Control (C), AD, Control + NK3R agonist (CS), AD + NK3R agonist (ADS), AD + NK3Ragonist + antagonist groups (ADSO). We designed AD-like model by intrahippocampal administration of A beta 1-42. After NK3R agonist + antagonist injections, open field (OF), Morris water maze (MWM) tests were applied. Cholinergic mechanism analysis from hippocampus-cortex tissues was performed by ELISA and catecholamine analysis from brain stem tissue were performed by HPLC method. The transitions from edge to center, rearing, grooming parameters were found to be reduced in final values of OF. While the group-time interaction was significant in the OF test findings, there was no significant difference between the groups. In MWM test, ADS group showed a learning level close to control group and animals in AD and ADSO groups could not learn target quadrant in MWM test. The brain stem NA and DA concentrations were not statistically significant. Hippocampal AChE-ChAT levels were supported by positive effects of senktide on learning via the cholinergic mechanisms. As a result, NK3R agonists were found to be effective in improving cognitive functions in rats with AD pathology. In the experimental AD model, positive effects of NK3R on learning memory may be mediated by cholinergic mechanisms.
  • Öğe
    An Evaluation of the Effects of Two Chronic Immobilization Stress Protocols on Depression/Anxiety Related Behavior in Male Rats
    (2019) Özen Koca, Raviye; Solak Görmüş, Zülfikare Işık; Kutlu, Selim; Şahin, Zafer; Özkürkçüler, Alpaslan; Koç, Aynur; Solak, Hatice; Çakan, Pınar
    Objective: The effect of acute and chronic stress models on depression and/or anxiety-like behavior in rodents has been widely studied,but with contradictory results. This may be due to differences in the sex and age of the animals studied or inherent differences in the stress models used. Therefore, this study aimed to evaluate the effects of two immobilization stress protocols on depression/anxiety-like behaviors in adult male rats. Materials and Methods: Adult Wistar rats were randomly divided into three groups (n10) comprising: control, immobilization stress-1 (45 minutes daily for a period of ten days), and immobilization stress-2 (45 minutes twice a day for a period of ten days). Stress-related behavior was evaluated by means of the open field and forced swim tests. In addition, change in body weight, fasting blood glucose, and serum corticosterone were measured. Results: In the open field test, the percentage of time spent in the central area and mean velocity were significantly lower in the immobilization stress-1 and immobilization stress-2 groups as compared to the control group (p0.05 and p0.01, respectively). Movement ratios were lower in both immobilization stress groups than in the control group (p0.001 and p0.01, respectively). In theforced swim test, the duration of swimming, climbing and immobility behavior in both immobilization stress protocols did not differ from the control group. Serum corticosterone levels were higher in the immobilization stress-1 and immobilization stress-2 groups than in the control group (p0.05), but no overt differences were determined in the percentage change in body weight or the fasting blood glucose level between the stress protocol groups and the control group (p0.05). Conclusion: We may conclude that immobilization stress-1 and immobilization stress-2 protocols do not cause depression-like behavior in adult male rats. However, anxiety-like behaviors predominated in both stress protocol groups.
  • Öğe
    Yaşlı sıçanlarda antrenman ve koenzim Q10 takviyesinin kalp dokusunda oksidatif stres ve antioksidan savunma belirteçleri üzerine etkileri
    (2015) Belviranlı, Muaz; Okudan, Nilsel; Özdemir, Ayşe Nurten; Öz, Mehmet
    Bu çalışmanın amacı, yaşlı sıçanlarda antrenman ve/veya koenzim Q10 (CoQ10) desteğinin kalp dokusunda oksidatif stres ve antioksidan savunma değişiklikleri üzerine etkilerini incelemekti. Gereç ve yöntem: Çalışmada 27 genç (3 aylık) ve 27 yaşlı (20 aylık) Wistar erkek sıçan kullanıldı. Her bir grup; kontrol, antrenman, CoQ10 ve CoQ10antrenman olmak üzere dörder alt gruba ayrıldı. Antrenman gruplarındaki sıçanlara 8 hafta boyunca, haftada 5 gün, günde 1 saat yüzme egzersizi yaptırıldı. CoQ10 desteği alan sıçanlara 8 hafta boyunca günde 300 mg/kg CoQ10 oral olarak verildi. Sıçanlar, anestezi altında kalp dokusu örnekleri alındıktan sonra servikal dislokasyonla sakrifiye edildi. Alınan örneklerde malondialdehit (MDA), 8-hidroksi-2-deoksiguanozin (8-OHdG), glutatyon (GSH) seviyeleri ve süperoksit dismutaz (SOD) ve katalaz (CAT) aktiviteleri ölçüldü. Bulgular: Gruplar arasında MDA, 8-OHdG ve GSH seviyelerinde herhangi bir fark yoktu. SOD ve CAT aktivitesi genç CoQ10 ve CoQ10antrenman gruplarında ve tüm yaşlı gruplarda, genç kontrol ve genç antrenman gruplarından düşüktü. Sonuç: Yaşlanma, CoQ10 takviyesi ve antrenman, kalp dokusunda lipid peroksidasyonu, DNA hasarı ve enzimatik olmayan antioksidan seviyeleri üzerine sınırlı etkiye sahipken, antioksidan enzim aktivitesini azaltır
  • Öğe
    Katastrofik Antifosfolipid Sendromuna Bağlı Akut Kritik Bacak İskemisinde Plazmaferez Tedavisi
    (2015) Solak Görmüş, Zülfikare Işık; Tanyeli, Ömer; Kutlu, Selim
    Antifosfolipid sendromu tekrarlayan arteryel ve venöz trombozlar ile seyreden otoimmun bir hastalıktır. Tedavisinde antiagregan ve antikoagülan ilaçlar kullanılabilir. Bu tedavilere cevap vermeyen ve akut kritik bacak iskemisi ile başvuran antifosfolipid sendromlu olguda plazmaferez tedavisi başarı ile uygulanmıştır. Olgunun sonuçları literatür eşliğinde gözden geçirilmiştir.
  • Öğe
    Spora Katılım İçin Muayene Olmak Amacıyla Spor Hekimliği Polikliniğine Başvuran Kişilerin Demografik Özellikleri
    (2017) Kürklü, Galip Bilen; Solar Görmüş, Zülfikare Işık
    Amaç: Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de spora olan ilgi ve katılım bütün yaşlarda ve cinsiyetlerde her geçen gün hızla artmaktadır. Özellikle batı ülkelerinde spora katılımın demografik özellikleri ile ilgili çok fazla sayıda çalışma bulunmaktadır. Ülkemizde ise bu alandaki çalışmalar oldukça sınırlı sayıdadır. Bu çalışma ile ülkemizde spora katılım öncesi yapılan muayene başvurularının demografik özelliklerinin saptanmasına katkı sağlanması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Konya ilinde bir Spor Hekimliği Anabilim Dalı Polikliniğine 1 Mayıs 2016 ile 31 Ekim 2017 tarihleri arasındaki bir buçuk sene içerisinde spora katılım öncesi muayene olup lisans almak amacıyla başvuran 151 kişi cinsiyet ve yaş açısından değerlendirildi. Bulgular: Başvuruların %87.4'ü erkek %22.6'sı kadındı ve başvurularda 18 yaşın altındakilerin yani çocukların oranı %7.9 idi. Başvurularda minumum yaş 10 maksimum ise 50 idi. Erkek başvuru yaş ortalaması 27.598.1, kadın başvuru yaş ortalaması 23.264.3, çocuklar için 13.413.2 ve tüm başvurular için ortalama 27.053.2 idi. Sonuç: Spora katılım için yapılan muayenelerde kadın, çocuk ve yaşlı katılımcıların oranının düşük olduğu bulundu. Bu durum yabancı literatürle uyumsuzdu. Ülkemizde bu konuda daha fazla araştırma yapılması bununla birlikte kadın, çocuk ve yaşlıların sağlıklı bir şekilde spor yapmaya özendirilmesi gerekmektedir.
  • Öğe
    Sıçan Duyusal Nöronlarında KCl ve Kapsaisin ile İndüklenen Hücre İçi Kalsiyum Cevapları Üzerinde Silostazolun Etkisi
    (2014) Burma, Oktay; Özcan, Mete; Kaçar, Emine; Uysal, Ayhan; Kutlu, Selim
    Amaç: Silostazol, spesifik cAMP fosfodiesteraz III inhibitorü olmakla birlikte medikal olarak bir periferik arter hastalığı olan intermitan klodikasyon tanılı hastalarda fiziksel aktivite esnasında bacakta meydana gelen ağrının giderilmesinde kullanılmaktır. Bu çalışmanın amacı, ağrı çalışmaları için uygun bir deneysel model olan sıçan dorsal kök gangliyonlarında (DKG) silostazolun hücre içi kalsiyum ([Ca2]i) düzeyi üzerindeki etkisini belirlemekti. Gereç ve Yöntem: DKG nöronları 2 günlük Wistar cinsi sıçanlardan çeşitli enzimatik ve mekanik uygulamalarla elde edildi. DKG nöronları 1 ?mol Fura-2 AM boyasıyla boyanarak [Ca2]iseviyesindeki değişimler oransal florasan yöntemle tespit edildi. Kültürde bulunan hücreler 340380 nm dalga boyunda uyarılıp 510 nm dalga boyunda kayıt yapıldı. Her bir nöronun 340/380 (bazal- pik) oranında bazal kalsiyum seviyesi tespit edildikten sonra kültür ortamına KCl (30 mM) ve kapsaisin (1 ?M) uygulandı. Silostazol tek başına veya KCl (30 mM) ve kapsaisin (1?M) ile birlikte kültür ortamına uygulanmasıyla küçük çapa sahip DKG nöronlarında meydana gelen [Ca2]i değişimi incelendi. Elde edilen veriler Student's t-testi kullanılarak istatiksel olarak değerlendirildi ve P0.05 istatistiki olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Silostazol kültür ortamına öncelikle olarak tek başına uygulandı ve bu uygulama sonucunda hücre içi bazal Ca2 seviyesinde anlamlı bir değişim gözlenmedi (bazal100.00.0 ve silostazol %99.80.8). Ortama KCl uygulanması [Ca2]i seviyesini %190.36.2 seviyesine yükseltti (p0.001). Kapsaisin uygulandığında ise [Ca2]i seviyesi %165.64.1 değerine ulaştı (P0.001). Bununla birlikte ortama KCl ve kapsaisin ile birlikte silostazol uygulandığında ise [Ca2]i seviyesi sırası ile %189.4 4.6 ve %166.0 3.8 idi. Sonuç: Bu çalışmada ile silostazolün DKG nöronlarında [Ca2]i düzeyinde herhangi bir değişime neden olmadığı belirlendi. Silostazol ağrı kesici etkisini muhtemelen hücre içi farklı mekanizmalarla gerçekleştirmektedir.
  • Öğe
    Sıçanlarda Gıda Alımının Düzenlenmesinde Rol Alan Nörotransmitterler Üzerine Melatoninin Etkisi
    (2013) Canpolat, Sinan; Sandal, Süleyman; Kutlu, Selim; Aydın, Mehmet; Yılmaz, Bayram; Keleştimur, Haluk
    Amaç: Melatoninin gıda alımı üzerine etkisi ile ilgili, farklı türlerde çelişkili sonuçlar içeren önemli çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmadaki amacımız melatoninin gıda alımının düzenlenmesinde rolü olan Lateral Hipotalamik Nükleus (LHA), Ventromedial Hipotalamik Nükleus (VMN) ve Nükleus Akkumbens (NAC) bölgelerindeki nörotransmitterler ile metabolitleri üzerine etkisinin olup olmadığını araştırmaktı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 16 adet wistar albino cinsi sıçan kullanıldı. Yirmidört saat aç bırakılan sıçanlar iki gruba ayrıldı ve bir gruba intraperitoneal melatonin (2mg/kg) verildi. Kontrol grubuna ise çözücü enjekte edildi. Enjeksiyonlardan yarım saat sonra hayvanlar dekapite edilerek beyin dokuları alındı. Mikro panç tekniği ile VMN, LHA ve NAC çıkarılarak homojenize edildi ve Elektrokimyasal Detektörlü, Yüksek Performanslı Sıvı Kromotografisi (HPLC-ECD) yöntemiyle dopamin, noradrenalin ve bunların metabolitlerinin tayini yapıldı. Bulgular: Melatonin, LHA’da noradrenalin ve dihidroksi fenilglikol (DHPG) değerlerinde artışa neden olurken, VMN’da sadece noradrenalin artırmıştır. NAC’de ise noradrenalin değerini anlamlı bir şekilde azaltırken DHPG değerini artırmıştır. Bu nükleusta dopamin ve 3,4-dihidroksi fenilasetikasit (DOPAC) değerlerinde ise herhangi bir değişiklik oluşturmamıştır. Sonuç: Melatoninin LHA’daki noradrenalin ve DHPG değerlerinde artışa neden olması gıda alımını azaltıcı bir etkiye sahip olabileceğini göstermektedir. Aynı şekilde NAC’deki noradrenalin değerindeki azalma da yine melatoninin gıda alımını azaltıcı bir etkiye sahip olabileceğini göstermiştir.
  • Öğe
    Yaşlı sıçanlarda kurkumin takviyesinin kalp dokusunun oksidan/antioksidan durumu üzerine etkileri
    (2012) Belviranlı, Muaz; Okudan, Nilsel; Nurullahoğlu Atalık, Kısmet Esra
    Amaç: Çalışmanın amacı kurkumin takviyesinin yaşlı dişi sıçanların kalp dokusunda oksidatif stres ve antioksidan savunma üzerine etkilerini araştırmaktı. Yöntem: Çalışmada 20 aylık 20 dişi Wistar sıçan kontrol ve kurkumin grupları olmak üzere rastgele 2 gruba ayrıldı. Kurkumin grubuna 12 gün boyunca günde 300 mg/kg dozunda kurkumin mısır yağı içerisinde çözülerek oral gavaj yoluyla verildi. Son takviyeden 24 saat sonra anestezi altında kalp dokuları alındı ve alınan örneklerde malondialdehit (MDA), protein karbonil (PC) ve glutatyon (GSH) seviyeleri analiz edildi. Bulgular: Kurkumin takviyesi GSH seviyelerini önemli ölçüde artırmıştır (P<0,05). Bununla birlikte, kurkumin takviyesi istatistiksel olarak anlamlı olamamasına rağmen MDA ve PC seviyelerini azaltmıştır (P>0,05). Sonuç: Kurkumin takviyesi yaşlı dişi sıçanlarda kalp dokusunu oksidatif hasara karşı korur ve antioksidan savunma sistemini güçlendirir.
  • Öğe
    Dört haftalık koenzim Q10 desteğinin sedanter genç erkeklerde egzersizle oluşan kas hasarı üzerine etkileri
    (2012) Torlak, Savaş; Okudan, Nilsel; Gökbel, Hakkı; Belviranlı, Muaz; Kıyıcı, Aysel
    Amaç: Bu çalışmanın amacı, sedanter genç erkeklerde ekzantrik egzersizin neden olduğu kas hasarında koenzim Q10 (CoQ10) takviyesinin etkilerini incelemekti. Yöntem: Çalışmaya 21 sağlıklı sedanter genç erkek katıldı. Tüm katılımcıların boyları, vücut ağırlıkları ve vücut yağ yüzdeleri ölçüldü ve istirahat kanları alındı. Dört hafta süreyle 11 katılımcıya oral yolla günde tek doz 200 mg CoQ10, 10 katılımcıya plasebo verildikten sonra ölçümler ve kan alımı tekrarlandı. Daha sonra bütün katılımcılara izokinetik egzersiz dinamometresinde ekzantrik egzersiz protokolü uygulandı ve egzersiz sonrası 24. ve 48. saatte kan örnekleri alındı. Alınan kan örneklerinde plazma koenzim Q10 seviyesi, serum kreatin kinaz aktivitesi ve serum miyoglobin seviyesi tayin edildi. Bulgular: Plazma CoQ10 seviyesi CoQ10 takviyesi yapılan grupta plasebo grubuna göre daha yüksekti. Kreatin kinaz aktivitesi ve miyoglobin seviyesi egzersiz sonrası 24. ve 48. saatte her iki grupta da arttı, ama her iki grup arasında anlamlı fark yoktu. Sonuç: Dört haftalık koenzim Q10 takviyesi kan koenzim Q10 seviyesini artırırken egzersizle oluşan kas hasarını etkilemez.