Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 55
  • Öğe
    Sequence characterization of almost-Riordan arrays
    (Elsevier, 2023) Alp, Yasemin; Koçer, Emine Gökçen
    In this study, we consider A, Z and omega-sequences of the almost -Riordan arrays and their inverses. Also, we get A, Z and omega-sequences of the product of two almost-Riordan arrays. Then, by defining the sum of two almost-Riordan arrays, we have A, Z and omega-sequences of this sum.(c) 2023 Elsevier Inc. All rights reserved.
  • Öğe
    Differential geometric approach of Betchov-Da Rios soliton equation
    (Hacettepe University Faculty of Science, 2023) Li, Yanlin; Erdoğdu, Melek; Yavuz, Ayşe
    In the present paper, we investigate differential geometric properties the soliton surface M associated with Betchov-Da Rios equation. Then, we give derivative formulas of Frenet frame of unit speed curve 4) = 4)(s, t) for all t. Also, we discuss the linear map of Weingarten type in the tangent space of the surface that generates two invariants: k and h. Moreover, we obtain the necessary and sufficient conditions for the soliton surface associated with Betchov-Da Rios equation to be a minimal surface. Finally, we examine a soliton surface associated with Betchov-Da Rios equation as an application. Mathematics Subject Classification (2020). 35Q55, 53A05
  • Öğe
    İnternet kullanımının teknoloyi anlamaya etkisi: Öğretmen adayları için özel bir durum çalışması
    (2013) Güzel, Hatice
    Yaşadığımız çağı anlamanın yolu, öncelikle teknolojiyi ve onun boyutlarını tanımaktan geçmektedir. Bilim ve teknolojideki gelişmeleri yakından izleyerek onlardan yararlanabilmek çağdaş toplum olmanın ön koşuludur ve toplumun bütününü ilgilendirir. Bu araştırmada öğretmen adaylarının günlük yaşamlarında kullandıkları kablolu telefon, cep telefonu ve sıkça duydukları son tıbbi görüntüleme cihazlarından ultrasonografi, mağnetik rezonans (MR) ve bilgisayarlı tomografi (BT) cihazlarının çalışma prensiplerini ne derece bilebildikleri ve bu sonuçların internet kullanımları, cinsiyet, bölüm ve sınıflara göre değişip değişmediğinin belirlenmesi,internet kullanımlarını etkileyen faktörlerin ortaya çıkarılması amacı ile yapılmıştır. Üniversitede değişik bölümlerde öğrenim gören 1. ve 4. sınıflardan 629 öğretmen adayı çalışma grubunu oluşturmuştur. Araştırmada tarama (Survey) yöntemi kullanılmıştır. Veriler araştırmacı tarafından geliştirilen bir anket yardımıyla toplanmıştır. Elde edilen veriler frekans dağılımı, yüzde ve X2(Ki- Kare) testi ile istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre kız ve erkek öğretmen adaylarının %54 ü kablolu telefonlarda iletişimin ses ve ışık dalgası ile olduğunu düşünmekte- dirler. Öğretmen adaylarının %40 ı cep telefonlarında iletişimin yine ses ve ışık dalgası ile olduğunu düşünmektedirler. Sıkça kullandıkları hatta ellerinden düşürmedikleri bu teknoloji cihazının çalışma prensibini yanlış bilmeleri düşündürücüdür. Öğretmen adaylarının büyük çoğunluğu ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve MR cihazının da çalışma prensibini bilmemektedirler. Kablolu telefonlar, cep telefonları, bilgisayarlı tomografi cihazı, MR cihazı ile ilgili sorulara verilen doğru cevaplar ile internet kullanımları arasında anlamlı bir ilişki gözlenmiş internet kullanan öğretmen adayları bu sorulara daha doğru cevap vermişlerdir (X2 10,049; sd2, p0,0070,05).
  • Öğe
    Yeni Bir Ferrosen Türevli Schiff Bazının Sentezi ve Zn2/Cd2 İyonlarının Tayininde Sensör Olarak Kullanımı
    (2015) Fındık, Mükerrem; Uçar, Asuman; Bingöl, Haluk; Güler, Ersin; Özcan, Emine
    Supramoleküler kimyada ağır metallerin tayini için kimyasal sensörlerin geliştirilmesi büyük öneme sahiptir[1]. Bu doğrultuda enerji ve elektron sağladıkları için ferrosen ve türevleri kemosensör olarak floresans çalışmalarında kullanılmaktadır[2,3]. Ağır metal iyonları olan Zn2 ve Cd2 benzer kimyasal özelliklere sahip oldukları için bu iki iyonu birbirinden ayırt etmek için araştırmacılar yeni sensörler sentezlemektedirler. Bu ayırımı yapmak için florimetrik çalışmalar hem basit hem de yüksek hassasiyete sahiptir[4]. Bu çalışmada, yeni bir ferrosen türevli Schiff bazı sentezlendi. Sentezlenen bileşik elementel analiz, FT-IR, 1H NMR ve 13C NMR ile karakterize edildi. Bu bileşik Florimetri kullanılarak bazı alkali, toprak alkali ve ağır geçiş metal iyonları arasından Zn2 ve Cd2 iyonlarının tayini için sensör olarak kullanıldı. Elde edilen veriler sonucunda sentezlenen sensörün Zn2 ve Cd2 iyonlarına karşı iyi bir seçici olduğu tespit edildi.
  • Öğe
    In vitro multiple pharmacological targets of Colutea cilicica Boiss. & Balansa against key enzymes linked to neurodegenerative diseases, diabetes, and hyperpigmentation
    (2018) Uysal, Şengül; Ceylan, Ramazan; Abdurrahman , Aktumsek; Güler, Gökalp Özmen; Picot, Carene; Zengin, Gökhan
    Prevention and treatment of noncommunicable diseases such as neurodegenerative diseases, diabetes, and hyperpigmentationusing medicinal plants has attracted increasing attention during the past few decades. In this study, Colutea cilicicaBoiss. & Balansa extracts (ethyl acetate, methanol, and water) were evaluated against key enzymes involved in neurodegenerativediseases, diabetes, and hyperpigmentation. The antioxidant (free radical scavenging, reducing power, ?-carotene/linoleic acid, and phosphomolybdenum) and metal chelation properties were also investigated. The methanol extracts of C.cilicica vigorously inhibited the activities of acetylcholinesterase and butyrylcholinesterase (1.33 and 0.68 mg galantamineequivalents (GALAE)/g extract, respectively). It was observed that C. cilicica extracts possessed a higher inhibitory potentialfor ?-glucosidase (2.71–1.23 mmol acarbose equivalents (ACAE)/g extract) than that for ?-amylase (0.57–0.12 mmol ACAE/gextract). The water extract of C. cilicica showed potent radical scavenging capacity against DPPH (2, 2-diphenyl-1-picrylhydrazyl)and ABTS (2,2’-azinobis(3-ethylbenzothiazoline-6-sulfonic acid) (42.46 and 57.70 mg trolox equivalents (TE)/g extract,respectively). Phytochemical determination showed that C. cilicica water extract (17.26 mg rutin equivalents (RE)/g extract)was rich in flavonoids compared with ethyl acetate and methanol extracts (2.78 and 2.83 mg RE/g extract, for the respectiveextracts). These findings reveal the interesting potential of C. cilicica as a valuable source of phytochemicals that can be usedagainst common noncommunicable diseases, particularly against enzymes involved in neurodegenerative diseases.
  • Öğe
    Biyoloji öğretmen adaylarının bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniğiyle “Osmoz” kavramı konusundaki bilişsel yapılarının belirlenmesi
    (2013) Kurt, Hakan; Ekici, Gülay
    Öğrenme, öğrenciye öğretilenlerle öğrencinin zihninde var olan mevcut kavramlar arasındaki etkileşim sonucunda gerçekleşmektedir. Bu nedenle, öğrencilerin bilişsel yapılarında yer alan mevcut kavramların tespit edilmesi ve ortaya çıkarılması öğrenmede önemli bir yer tutmaktadır. Bireylerin öğrenme sonucunda oluşan bilişsel yapılarını açıklamak oldukça zor olup, ancak anahtar kavramlar hakkında düşüncelerini ortaya çıkararak bu yönde oldukça önemli veriler sağlanabilir ve bireylerin bilişsel yapıları ortaya konulabilir. Bu çalışmanın amacı, biyoloji öğretmen adaylarının osmoz kavramıyla ilgili bilişsel yapılarını ve alternatif kavramlarını tespit etmektir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veriler toplam 44 biyoloji öğretmen adayının katılımıyla toplanmıştır. Verilerin toplanmasında bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniği kullanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizine göre analiz edilmiştir. Kodlayıcılar arasındaki ortalama güvenirlik katsayısı bağımsız kelime ilişkilendirme testi için % 96 olarak hesaplanırken çizme yazma tekniği için ise %93 olarak bulunmuştur. Diğer taraftan katılımcıların osmozla ilgili bilişsel yapılarının modelinin oluşturulmasında NVivo9.3 programından yararlanılmıştır. Araştırma sonunda, öğretmen adaylarının osmozla ilgili bilişsel yapıları bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniğinde osmoz kavramıyla ilgili belirttikleri kelimelerden oluşmuştur. Bu kapsamda veriler toplam 5 kategori altında toplanmıştır Bunlar, "osmozu tanımlama", "osmozun gerçekleştiği yerler ve yapılar", "osmoz ortamları", "bitkilerde osmozun önemi", "osmozda madde taşınma şekilleri ve maddelerin özellikleri" şeklinde sıralanmıştır. Ayrıca öğretmen adaylarının kategorilerde osmozla ilgili bazı alternatif kavramlara sahip oldukları da belirlenmiştir. Bu araştırmanın farklı ölçme araçları kullanılarak ve farklı katılımcılarla yapılması önerilebilir.
  • Öğe
    Lise Düzeyinde Yapılan Parasız Yatılı ve Bursluluk Sınavlarında Sorulan Kimya Sorularının Algoritmik ve Kavramsal Soru Tipi Bağlamında İncelenmesi
    (2016) Derman, Ayşegül; Kayacan, Kadriye; Koçak, Nuriye
    Öğretim programlarının yürütülmesinde en önemli kaynak olarak ders kitapları görülmekle birlikte merkezi sistemle yapılan sınavlarda sorulan kimya soruları, kimya öğretim programına göre hazırlandıkları için öğretim programının yansımaları olarak düşünülebilir. Bu çalışmanın amacı, 1998- 2015 yılları arasında lise 9, 10 ve 11. Sınıflar için yapılan Parasız Yatılılık Ve Bursluluk Sınavı (PYBS) 'nda sorulan 140 kimya sorusunu "Algoritmik", "Kavramsal" soru tipi bağlamında incelemektir. Çalışma betimsel bir çalışmadır. Veri analizinde, nitel araştırma kapsamında yer alan doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Crosstabs ve Kappa istatistiği kullanılmıştır. Elde edilen bulgular, PYBS' ndasorulan soruların toplamda %80'inin kavramsal, %20'sinin algoritmik sorular olduğunu ortaya koymuştur. Soru türlerinin yıllara göre dağılımıyla ilgili bulgular ise PYBS' nda sorulan soruların çoğunlukla kavramsal sorulardan oluştuğunu göstermektedir. Elde edilen bulgular ilgili literatürle ve kimya öğretim programıyla ilişkilendirilerek kimya konularının kavramsal öğretimine yönelik çıkarımlar yapılmıştır.
  • Öğe
    Biyoloji öğretmen adaylarının “bakteri” konusundaki bilişsel yapılarının ve alternatif kavramlarının belirlenmesi
    (2013) Kurt, Hakan; Ekici, Gülay
    Öğrencilerin bilgiyi zihinlerine nasıl aldıkları ve zihinlerinde nasıl yapılandırdıklarını anlamak araştırmacıların ilgisini çeken en önemli konulardan biridir. Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı bilginin birey tarafından zihinde aktif bir şekilde ön bilgileriyle ve önceki deneyimleriyle ilişkilendirilerek yapılandırıldığını ifade etmektedir (Anderson 1992; Bodner 1986; Mills, Shaw, Van Horne, Zhang ve Boughman, 2008). Bu yaklaşıma göre önceki deneyimlerle yapılan ilişkilendirmeler nedeniyle zihindeki mevcut bilişsel yapılar bireylerin yeni olayları algılamalarını ve yeni oluşturacakları bilişsel yapıları etkilemektedir. Zayıf bir bilişsel yapının, yeni bilgilerin zihinde yapılandırılma sürecini olumsuz etkilemesi ve böylece yeni bilginin anlamlı olarak yapılanamamasını olumsuz etkilemesi söz konusu olabilmektedir (Tsai ve Huang 2002; Vosniadou, Ioannides, Dimitrakopoulou ve Papademetriou, 2001). Bu kapsamda araştırmacılar öğrencilerin sadece sahip oldukları bilgileri değil; öğrencilerin sahip oldukları farklı bilgi ve kavramlar arasındaki yönelmişlerdir (Vance, Miller ve Hand, 1995). Bahar (2003), bu stratejiler, kelime ilişkilendirme, yapılandırılmış grid, dallanmış ağaç, kavram haritaları, kavramsal değişim metinleri, analoji, tahmin-gözlemaçıklama şeklinde sıralanabilir. Öğrencilerin bilişsel yapısını inceleyen bu tekniklerden en genel ve en eski olanı, aynı zamanda bu araştırmada da kullanılmış olan teknik kelime ilişkilendirme tekniğidir (Bahar, Johnstone ve Sutcliffe, 1999; Hovardas ve Korfiatis, 2006; Özatlı ve Bahar, 2010; White ve Gunstone, 2000). Bu çalışmanın amacı biyoloji öğretmen adaylarının "bakteri" kavramı konusundaki bilişsel yapılarını incelemektir. Konuyla ilgili literatür taramasında bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniğinin birlikte kullanılarak biyoloji öğretmen adaylarının bakteriyle ilgili kavramsal yapılarını araştıran herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. toplanmıştır. Verilerin toplanmasında bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniği kullanılmıştır. Çalışmada oluşturulan kategori ve alt kategorilere ait iç tutarlılık makale yazarları ve biyoloji alanından iki alan uzmanı tarafından sağlanmıştır. Kodlayıcılar arasındaki ortalama güvenirlik % 90 olarak bulunmuştur. Elde edilen veriler içerik analizine göre düzenlenmiştir. Bu kapsamda biyoloji öğretmen adaylarının bakteri kavramına vermiş oldukları cevaplar kodlanarak kategorilere ayrılmıştır. Bu kategorilere göre frekans değerleri programından yararlanılarak Model oluşturulmuştur. verilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde Nvivo-9 Bağımsız kelime ilişkilendirme testinde ifade edilen kelimeler toplam 8 kategori altında toplanmıştır. Bunlar, "bakterileri tanımlama", "bakterilerin yapı ve özellikleri", "bakteri genetiği", "bakterilerin sınıflandırılması", "bakterilerin bulunma ortamları", "bakterileri inceleyen alanlar ve inceleme araçları", "bakteri-bağışıklık" ve "bakterilerde besin ve enerji oluşumu" şeklinde sıralanmıştır. Öğretmen adaylarının belirlenmiş olan bilişsel yapılarının yeterli olmadığı baskın kategoriyle diğer kategorileri yeterince ilişkilendiremedikleri belirlenmiştir. İlk ve baskın olarak ortaya çıkan kategori "bakterileri tanımlama" kategorisi olarak ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan bakteri kavramıyla ilgili çizimyazım tekniğinden ise 5 kategori ortaya çıkmıştır. Bunlar; "bakterilerin yapı ve özellikleri", "bakterileri tanımlama", "bakteri genetiği", "bakterilerin sınıflandırılması" ve ""bakterilerde besin ve enerji oluşumu" şeklindedir. Her iki ölçme aracıyla "bakterileri tanımlama", "bakterilerin yapı ve özellikleri" ve "bakteri genetiği" kategorileri ortak ve baskın kategoriler olarak ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan katılımcıların her iki ölçme aracıyla elde edilen kategoriler kapsamında bakteri konusunda alternatif kavramlara sahip oldukları da belirlenmiştir. Bunun temel nedeni bakteri kavramının pek çok alanla ilgili olmasından dolayı öğrenilmesini zorlaştırmasından kaynaklanabilir. Öğretmenler öğrencilerin kavram öğrenmelerinde önemli rol oynamaktadırlar. Biyoloji öğretmenleri, pek çok alanla ilişkili olan biyoloji alanındaki kavramların öğrenilmesinde ve öğrencilerin kavram yapılarının oluşturulmasında önemli sorumluluk taşımaktadır. Bu nedenle öğrencilerin kavram öğrenmekte neden başarısız oldukları pek çok araştırmanın konusunu oluşturmaktadır. Eğitim kademelerinin hepsinde kavram öğrenme ve öğretme, ona uygun faaliyetler yapmak oldukça önemlidir. Bu nedenle öğretime başlanmadan önce öğrencilerin kavramsal yapıları, hatalı, eksik bilgi ve kavramları belirlenmelidir. Öğretim uygun strateji, yöntem ve tekniklerle planlanmalıdır. Böylece öğrenenler yeni kavram ve bilgileri zihinlerinde anlamlı kodlamış kavram ve bilgiler arasında doğru bağlantılar kurarak daha anlamlı ve kalıcı öğrenme sağlanmış olur.
  • Öğe
    Öncesinde Acinos olarak bilinen Türkiye'deki altı Clinopodium taksonunun nutlet morfolojisi
    (2014) Kaya, Ayla; Dinç, Muhittin
    Lamiaceae'nin Satureja, Calamintha, Micromeria, Clinopodium ve Acinos cinslerine ait türlerin bir grubu genel sınırları içinde karışıklığa neden olmaktadır. Bu çalışmada, öncesinde Acinos olarak bilinen Türkiye Florası'ndaki altı Clinopodium taksonunun nutlet morfolojisi stereo ve taramalı electron mikroskobu (SEM) kullanılarak ilkkez çalışılmış ve nutletlerin ayrıntılı tanımları ve resimleri burada verilmiştir. Sonuçlarımıza göre, nutletler üçgenimsi, oblong ya da obovoid şekillidir. Nutletler 1.2-2.2 mm uzunluğunda ve 0.6-1.5 mm genişliğindedir. Kahverengi ya da koyu kahverengi renginde ve yüzeyleri papilli, hücresel, damarlı, ağsı-damarlı ya da ağsı-adacıklıdır. Nutlet yüzeyleri populasyondan, populasyona farklılık göstediği için Clinopodium alpinum (syn: Acinos alpinus) ve C. graveolens subsp. rotundifolium (syn: A. rotundifolius) kompleks türler olarak tanımlanmıştır. Çalışma sonuçlarımız nutlet yüzeylerinin taksonomik bir karakter olarak faydalı olabilileceğini göstermektedir.
  • Öğe
    Determination of 1H and 13C Nuclear Magnetic Resonance Chemical Shift Values of Glyoxime Molecule with Experimental and Theoretical Methods
    (2019) Taşdemir, Halil Uğur; Sevgi, Fatih; Türkkan, Ercan
    In this study, the conformational analysis was performed by the semi-empiricalPM3 method to determine the molecular structure of the glyoxime molecule. Each ofconformer was optimized using the Density Functionals Theory (DFT) with DFT /B3LYP / 6-311G (d, p) method basis set combination. As a result of theoptimization, the most stable structure was determined according to the energy order.The chemical shift values of 1H and 13C, which were Nuclear Magnetic Resonance(NMR) parameters of this stable structure, were calculated in liquid phase and gas phaseusing DFT method and six different basis sets. Furthermore, the effect of intermolecularhydrogen bonding on 1H chemical shift values was investigated by dimer molecularmodeling at the level of B3LYP / 6-31G (d, p) in the DFT method. Also, the 1H and13C chemical shift values of the glyoxime molecule were determined experimentally.Structural analyzes of the glyoxime molecule were made by comparing the calculatedNMR parameters with the experimental NMR parameters.
  • Öğe
    Reduced Graphene Oxide/α‐Cyclodextrin‐Based Electrochemical Sensor: Characterization and Simultaneous Detection of Adenine, Guanine and Thymine
    (2017) Zor, Erhan
    Graphene, the rising star of carbon nanomaterials, is a single layer of sp2‐bonded carbon atoms patterned in a 2D honeycomb network. Thanks to its unique features, graphene has attracted enormous attention and it has arisen various applications in the fields of optical and electrochemical sensors. In the present work, reduced graphene oxide/alpha cyclodextrin (rGO/α‐CD) is proposed as a nanocomposite for individual and simultaneous detection of adenine, guanine and thymine. rGO/α‐CD has been characterized by FT‐IR, Raman spectroscopy, AFM, HR‐TEM and SEM techniques. Cyclic voltammetry, differential pulse voltammetry and chronoamperometry techniques were utilized for detection of adenine, guanine and thymine. The limit of detection (LOD) values for adenine, guanine and thymine were calculated to be 145.5, 38.9 and 52.9 nmol L‐1, respectively. The results show that the developed sensor can be utilized for the determination of adenine, guanine and thymine in human serum, indicating its promising application in the analysis of real samples.
  • Öğe
    Ortaokul öğrencilerinin zihnindeki bilim insanı
    (2017) Harman, Gonca; Şeker, Renan
    Gelişmiş ülkeler bilimde daha ileriyi hedefleyerek bilim insanı sayılarını arttırma yönünde uğraş vermektedir. Geleceğin bilim insanı adayı olan bugünün çocuklarının zihinlerindeki bilim insanı imajı bu uğraşları büyük oranda etkileyebilir. Bu nedenle araştırmada ortaokul öğrencilerinin zihinlerindeki bilim insanını sınıf düzeyi ve cinsiyet bağlamında incelemek amaçlanmıştır. Araştırmaya 5 (80), 6 (111), 7 (81) ve 8. (83) sınıfta öğrenim gören 355 ortaokul öğrencisi katılmıştır. Veriler Chambers (1983) tarafından geliştirilen "Bir Bilim İnsanı Çiz Testi" ile toplanmıştır. Araştırma kapsamında öğrencilerin yaptıkları çizimleri analiz etmek için bir kontrol listesi hazırlanmıştır. Kontrol listesi hazırlanırken Chambers (1983), Finson, Beaver ve Cramond (1995) ve Özsoy ve Ahi (2014) tarafından yapılan çalışmalarda oluşturulan kategoriler harmanlanmıştır. Öğrencilerin yaptıkları çizimlerin analizi için oluşturulan kontrol listesinde bilim insanının cinsiyeti, yüz ifadesi, saç, sakal/bıyığı, kıyafeti ve aksesuarları, çalışma şekli, çalışma ortamı, çalışma ortamında yer alan araştırma sembolleri, bilgi sembolleri, teknoloji ve alternatif semboller, icatlar, ünlü bilim insanları kategorileri yer almıştır. Öğrencilerin çoğunluğu erkek, mutlu, laboratuvar önlüklü, gözlüklü, iç mekânda ve bireysel çalışan bilim insanları çizmiştir. Az sayıda öğrencinin çizimindeki bilim insanının daha çok Einstein ve Newton olduğu görülmüştür. Araştırmadan elde edilen sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde 5, 6 ve 7. sınıftaki öğrenciler ile erkek öğrencilerin yaptıkları çizimlerin daha detaylı olduğu görülmüş olup öğrencilerin zihinlerindeki bilim insanının basmakalıp olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin zihnindeki bilim insanı aile, akran grubu, dersler, öğretmenler, öğretim programı, çoğunlukla da yazılı ve görsel medya ile ders kitapları gibi faktörler tarafından etkilenmektedir. Bu nedenle öğrencilere yazılı ve görsel medya ile ders kitapları aracılığıyla bilimin cinsiyet, milliyet, zaman, mekân, yaş ve fiziki görünüm gibi faktörlerden bağımsız olduğu fikri aşılanmalıdır.
  • Öğe
    Kiral Sensör Olarak Ferrosen Türevli Yeni Schiff Bazının Sentezi
    (2015) Uçar, Asuman; Fındık, Mükerrem; Bingöl, Haluk; Güler, Ersin; Özcan, Emine
    Ferrosen ve ferrosenil bileşikleri enerji ve elektron transferi gerçekleştirebilmesinden dolayı floresans çalışmalarında yaygın olarak kullanılmıştır (1). Yüksek seçiciliğin yanında analitik, biyolojik, klinik ve biyokimya alanlarında potansiyel uygulamaları nedeniyle enantiyoseçici floresans sensör çalışmaları literatürlerde yer almaktadır (2). Aminoasitler hem doğal kiral moleküller olduğu için hem de amid bağları mükemmel hidrojen bağı yaptıkları için kiral reseptor eldesinde önem taşımaktadırlar (3). Bu çalışmada kiral yapıda olan 3 bileşiği sentezlenmiş ve floresans özellikleri çalışılmıştır. Bu bileşiğin çeşitli kiral aminoasitlerle (D- Metiyonine, L- Metiyonine, DAlanin, L-Alanin, D-Valin, L-Valin, L-Serin, D-Serin, D-Histidin, L-Histidin, D-Sistein, LSistein D- Treonin, L- Treonin) etkileşimi sonucu floresans değişimleri incelendiğinde D-metiyonine karşı gözle görülür bir değişim söz konusuyken incelenen diğer amino asitlere karşı bu artışın mevcut olmadığı görülmüştür. Bu sonuçlar sentezlenen bileşiğin D-metiyonin enantioselektif tanıması için kullanışlı bir sensor olduğunu göstermektedir.
  • Öğe
    Ortaöğretim öğrencilerinin biyoloji laboratuvarı sınıf çevresine ilişkin algılarına öğrenme stillerinin etkisi
    (2013) Kurt, Hakan; Ekici, Gülay; Gökmen, Ahmet; Aktaş, Murat; Aksu, Özlem
    Eğitim-öğretim faaliyetlerinin yapıldığı ortamlar fiziksel /biyolojik/ psikolojik özellikler, ilgiler, beklentiler, istekler, başarı, başarısızlık, yetenekler, zeka türleri, öğrenme stilleri gibi oldukça zengin bireysel nitelikleri içermektedir. Öğrencilerin bireysel özelliklerindeki bu farklılıklar, doğal olarak onların öğrenme sürecinin gerçekleştiği ortamların düzenlenmesinde de etkisini göstermektedir. En önemli bireysel özelliklerden biri öğrenme stilleridir. Dolayısıyla öğrenme stilleri sınıf çevresine yönelik algıları etkilemektedir. Çünkü öğrencilerin hangi öğrenme stilini tercih ettiğinin bilinmesi, bu öğrencilerin nasıl öğrenebileceğine, nasıl bir öğrenme-öğretme süreci uygulanabileceğine, nerede öğrenebileceklerine yönelik soruların cevabını vermektedir. Öğrenme stilleri dikkate alınarak düzenlenen bir sınıf çevresinde, öğrencilerin gerçek olayları daha iyi algılayan, öğrenme-öğretme sürecinden etkili bir şekilde yararlanan ve neyi-nasıl öğreneceklerini bilen bilinçli öğrenciler oldukları belirlenmiştir. yardımıyla betimsel istatistikler yanında, güvenirlik katsayısı analizi, Kay-Kare testi, Tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve Eta-Kare etki katsayısı analizi yapılmıştır. Çalışma sonunda öğrencilerin biyoloji labaratuvarı sınıf çevresine ilişkin algılarının orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Diğer taraftan araştırmaya katılan öğrencilerin en fazla Özümseyen öğrenme stiline sahip oldukları belirlenirken, bunu Değiştiren öğrenme stiline sahip, Ayrıştıran öğrenme stiline ve Yerleştiren öğrenme stiline sahip öğrencilerin izlediği belirlenmiştir. Öğrencilerin biyoloji laboratuvarı sınıf çevresine yönelik algılarının ölçeğin hem genelinde hem de boyutlarında öğrencilerin öğrenme stillerine göre anlamlı farklılık göstermediği belirlenmiştir. Ancak öğrencilerin biyoloji laboratuvarı sınıf çevresine yönelik algılarının en fazla fiziksel ortam boyutunda öğrenme stillerinin etkisinde olduğu belirlenirken bunu kurallarda netlik boyutu, bütünleşme boyutu, öğrenci bağlılığı boyutu ve açık uçluluk boyutu izlemektedir. Sonuçlar öğrencilerin biyoloji laboratuvarı sınıf çevresine yönelik algılarına öğrenme stillerinin etkisinin, ölçeğin hem geneline hem de boyutlarına büyük düzeyde olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Hekzavalent Kromun Capoeta capoeta (Guldenstaedt 1773) ve Squalius cephalus (Linnaeus 1758) Üzerine Olan Etkisinin Histopatolojik ve Elektroforetik Yöntemlerle Saptanması
    (2013) Koç, Evren; Yılmaz, Muhitdin; Ersan, Yusuf; Alaş, Ali
    Çalışmada, Kars Çayı’ndan yakalanan Siraz balığı (Capoeta capoeta) ve Tatlısu kefali (Squalius cephalus) üzerine hekzavalent kromun (CrVI) (potasyum dikromat olarak) etkileri histopatolojik ve elektroforetik yöntemlerle incelendi. Balıklar çeşme suyunda 10 gün süreyle bekletilerek ortama adaptasyonları sağlandı. Daha sonra, her bir balık türü için her grupta 10’ar adet olmak üzere 3 grup oluşturuldu. I. gruptaki (kontrol) balıklar çeşme suyu içeren tankta, II. gruptaki balıklar 10 gün süreyle, III. gruptaki balıklar ise 20 gün süreyle 10 mg/L dozunda CrVI içeren tanklarda bekletildi. Bu süre sonunda, balıklardan kan ve doku örnekleri alındı, daha sonra analizler yapıldı. Histopatolojik inceleme sonucunda CrVI’a maruz kalan Capoeta capoeta ve Squalius cephalus’ların karaciğer dokularında fokal nekroz alanları, hidropik ve vakuolar dejenerasyonlar tespit edildi. Bu dejenerasyonların şiddetinin hekzavalent kroma maruz kalma süresiyle artış gösterdiği gözlemlendi. Serum proteinlerinin SDS- PAGE’inde ise 10 gün süreyle CrVI uygulamasına bağlı olarak Capoeta capoeta’nın bazı protein bantlarında hafif kalınlaşma olduğu, Squalius cephalus’un protein bantlarında ise belirgin bir değişikliğin şekillenmediği saptandı. Hekzavalent kromun 20 gün süreyle uygulandığı Capoeta capoeta’nın birçok protein bantlarında incelmede, bazı protein bantlarında ise belirgin derecede kalınlaşmalar gözlendi. Squalius cephalus’da ise bazı protein bantlarında hafif derecede kalınlaşma meydana geldiği tespit edildi. Sonuç olarak; potasyum dikromat uygulamasının zamana bağlı olarak artan derecelerde Capoeta capoeta ve Squalius cephalus karaciğer dokularında ve protein ekspresyonlarında bozulmalara neden olduğu sonucuna varıldı.
  • Öğe
    Öğretmen Adaylarının "Bilgisayar" Kavramı Konusundaki Bilişsel Yapılarının Belirlenmesi
    (2014) Ekici, Gülay; Gökmen, Ahmet; Hakan , Kurt
    Bu çalışmanın amacı, öğretmen adaylarının bilgisayarla ilgili bilişsel yapılarını tespit etmektir. Nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veriler 119 öğretmen adayının katılımıyla toplanmıştır. Verilerin toplanmasında bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniği kullanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizine göre değerlendirilerek kategorilere ayrılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, öğretmen adaylarının bilgisayarla ilgili kavramsal yapılarında bağımsız kelime ilişkilendirme testinden 12 kategori belirlenirken, çizme-yazma tekniğinde ise 11 kategori belirlenmiştir. Her iki ölçme aracıyla birbirini destekler, detaylandırır ve açıklar nitelikte zengin veri elde edilmiştir. Bu kapsamda her iki ölçme aracıyla öğretmen adaylarının bilişsel yapılarının "dış teknik kısımlar ve sosyal hayattaki katkısı" kategorilerinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Ayrıca belirlenen kategorilerde her iki ölçme aracıyla toplanan verilerde öğretmen adaylarının bilgisayar kavramı konusunda alternatif kavramlara sahip oldukları tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Duygusal Semantik Farklılığa Göre Öğretmen Adaylarının Bilgisayara Yükledikleri Değerler
    (2015) Ekici, Gülay; Kurt, Hakan; Gökmen, Ahmet
    Bu çalışmanın amacı, öğretmen adaylarının bilgisayara yükledikleri duygusal semantik değerler açısından bilgisayarla ilgili olumlu ve olumsuz tutumlarını incelemektir. Araştırma tarama modelinde yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu 119 öğretmen adayından oluşmuştur. Araştırmanın verileri bilgisayarla ilgili semantik farklılık ölçeği ile elde edilmiştir. Ölçek iki uçlu 25 sıfat çiftinden oluşmaktadır. Ölçeğin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı .92 olarak hesaplanmıştır.Verilerin analizinde betimsel istatistik yöntemleri kullanılmıştır. Çalışmanın sonunda öğretmen adaylarının semantik farklılığa göre bilgisayara yükledikleri değerlerin pozitif yönde olduğu tespit edilmiştir. Bilgisayar kavramını en fazla geçerli, kolaylaştırıcı, yeterli, bağımlılık ve verimli olarak algılamaktadırlar. Öğretmen adaylarının bilgisayara yükledikleri duygusal semantik değerlerin cinsiyetlerine göre anlamlı farklılık göstermediği belirlenmiştir.
  • Öğe
    Lisans Öğrencilerinin Erasmus Öğrenci Öğrenim Hareketliliği Programı’na İlişkin Farkındalıkları Ve Tutumları
    (2019) Saban, Aslıhan; Çenberci, Selin; Çenberci, Engin
    Bu çalışmanın amacı, Lisans Öğrencilerinin Erasmus Öğrenci Öğrenim Hareketliliği Programı’na ilişkin farkındalık düzeylerini belirlemek ve tutumlarını farklı değişkenler açısından ortaya koymaktır. Araştırma evrenini 2015–2016 eğitim öğretim yılında Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesindeki lisans öğrcncileri oluştururken, örneklem Fakültenin dokuz farklı bölümde öğrenim gören toplam 724 lisans öğrencisinden oluşmaktadır. Yapılan çalışmanın sonucunda, lisans öğrencilerin Erasmus Öğrenci Öğrenim Hareketliliği Programı hakkındaki farkındalıklarının çok düşük olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte öğrencilerin Erasmus Öğrenci Öğrenim Hareketliliği Programına ilişkin tutumları cinsiyet dışındaki tüm değişkenler için anlamlı şekilde farklılık göstermiştir. Son olarak, Üniversite Erasmus Koordinatörlüğüne iletilmek üzere öğrencilerin Erasmus Öğrenci Öğrenim Hareketliliği Programı’na dair tutumlarını ve farkındalıklarını artıracağı düşünülen öneriler ortaya konmuştur.
  • Öğe
    Biyoloji Öğretmen Adaylarının “Enzim” Konusundaki Bilişsel Yapılarının Belirlenmesi
    (2013) Kurt, Hakan
    Bu çalışmanın amacı, biyoloji öğretmen adaylarının enzim ile ilgili kavramsal çatılarını belirleyerek bilişsel yapılarını tespit etmektir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veriler toplam 40 biyoloji öğretmen adayının katılımıyla toplanmıştır. Verilerin toplanmasında bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniği kullanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizine göre düzenlenmiştir. Araştırma sonunda veriler toplam 7 kategori altında toplanmıştır (enzimin yapısal özelliği, enzimin tanımı ve özellikleri, enzimin gerekliliği, enzimin çalışma modeli, enzimin çalışmasını etkileyen faktörler, enzimin görevleri ve enzim çeşitleri). Ayrıca enzimle ilgili bazı alternatif kavramlara sahip oldukları da belirlenmiştir.
  • Öğe
    Fen Öğretmenlerinin TPAB Öz Yeterlik Algıları: Bir Yapısal Eşitlik Modeli Çalışması
    (2018) Kıray, Seyit Ahmet; Çelik, İsmail; Çolakoğlu, Mustafa Hilmi
    Bu çalışmanın amacı Türkiye’deki fen öğretmenlerinin Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi(TPAB) alt boyutları arasındaki ilişkiyiortaya çıkartmaktır. Bu amaç doğrultusunda TPAB’ı oluşturan yapıların birbirleri arasındaki ilişkiler oluşturulan bir model ile incelenmiştir. Bu araştırma, Türkiye’deki fen öğretmenlerini temsil edecek şekilde 81 ilde görev yapmakta olan 563 fen öğretmeni ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Kiray (2016a) tarafından öğretmen ve öğretmen adaylarının TPAB öz yeterlik algılarını ölçmek için geliştirdiği ölçek kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler yapısal eşitlik modellemesi ileanaliz edilmiştir. Araştırmanın ikili bilgi alanlarından oluşan dışsal değişkenlerden Teknolojik Alan Bilgisi (TAB), Teknolojik Pedagojik Bilgi (TPB) ve Pedagojik Alan Bilgisi’nin (PAB) TPAB üzerinde doğrudan ve pozitif etkileri görülmektedir. Bu değişkenler TPAB’taki değişimin %65’ini açıklamaktadır. PAB ise TPAB’ı en fazla etkileyen değişken olarak göze çarpmaktadır. Bu bulguya göre PAB, öğretmenlerin teknoloji entegrasyonunda kritik bir öneme sahiptir. Bu araştırmadaki bir diğer önemli bulgu ise öğretmenlerin AB’sinin, TAB ve PAB’ı doğrudan ve olumlu etkilediği, ve bu etkinin TB ve PB’ninkinden daha fazla olduğudur.Bu araştırmanın sonuçları bağlamında düşünüldüğünde, öğretmenlerin TPAB öz-yeterliklerini artırmak için geliştirilen mesleki gelişim programlarında doğrudan teknoloji odaklı bir yaklaşım yerine AB ve PAB’ı da kapsayan aşamalı bir model önerilebilir.