Nanobilim ve Nanomühendislik Anabilim Dalı Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 23
  • Öğe
    Oksijen ve sıcaklığın reaktif magnetik alan sıçratma yöntemiyle büyütülen çinko oksit ince filmlere etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2023) Sezgin, Ayşegül; Yılmaz, Mücahit
    Çinko oksit (ZnO), yarı iletken endüstrisinde gösterdiği saydam iletken oksit (SİO) özelliği ile hızla gelişmekte olan optoelektronik teknolojisinde sıklıkla kullanılan bir malzemedir. Bu tez çalışmasında, reaktif radyo frekans magnetik alan sıçratma yöntemi ile büyütülen ZnO ince filmlerin büyütme esnasında ortamda bulunan oksijen ve alttaş sıcaklığına bağlılığı yapısal ve optik özellikleri açısından değerlendirilmiştir. Yapılan X-ışınları kırınım deseni analizleri sonucunda elde edilen bulgular incelendiğinde bütün filmlerin yüksek yönelime sahip hekzagonal wurtzite yapısında olduğu ve bunun O2 miktarına bağlı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, Raman spektrumları da wurtzite yapısının varlığını doğrulamaktadır. Aynı zamanda tüm örneklerin yüksek geçirgenliğe sahip olduğu ve film kalınlıklarının sıcaklık artışı ile azaldığı tespit edilmiştir. Alan etkili taramalı elektron mikroskobu (FE-SEM) ve atomik kuvvet mikroskobu (AFM) sonuçları ise filmlerdeki taneciklerin oda sıcaklığında, 100 oC'de ve 200 oC'de çok değişmediği ancak 300 oC sıcaklıkta büyütülen filmlerin homojen olmayan tanecik büyümesi sergilediği tespit edilmiştir. Ancak, bu durum O2 arttıkça azalmaktadır. Bütün filmler için optik bant boşluğu ⁓3.25 eV olarak tespit edilmiştir. Yapılan bu çalışma, optoelektronikte oldukça sık kullanılan ince film çinko oksit yapılarına ilişkin kapsamlı bir optimizasyon sunmuştur.
  • Öğe
    Persea americana Mill. yapraklarından sentezlenen gümüş ve altın nanopartiküllerin biyolojik aktivitelerinin değerlendirilmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2023) Adıgüzel, Büşra; Güler, Gökalp Özmen
    Nanoteknolojinin bilim ve teknoloji içerisinde multidisipliner bir alan olması sayesinde özellikle nanopartiküllerin üretimi ve kullanımı son zamanlarda yaygınlaşmaktadır. Ayrıca, dünyadaki değişimin bir sonucu olarak inovatif ve ekolojik olarak çevre dostu bilimsel yöntemlerin geliştirilmesine olan ilgi de artmaktadır. Bu tez çalışmasının amacı, Persea americana Mill. (Avokado) yaprak ekstraktları aracılığıyla gümüş ve altın nanopartikül sentezi gerçekleştirmek ve sentezlenen gümüş ve altın nanopartiküllerin biyolojik aktivitesini incelemektir. Persea americana Mill., endüstriyel tarıma ihtiyaç duymadan doğal olarak yetişebilen ve aynı zamanda Akdeniz bölgesinde de kültürü yapılabilen bir bitkidir. Ayrıca içerdiği temel besinler ile hem meyveleri hem de yaprakları ile farmakolojik, kozmetik, diyetetik açıdan önemli bir yer tutmaktadır. Bundan hareketle yapılmış olan bu tez çalışmasında Persea americana Mill. (Avokado) yapraklarından su ekstraktı hazırlanmış, daha sonra yeşil sentez yaklaşımı ile gümüş ve altın nanopartikül sentezi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre gümüş nanopartikül sentezi sonucunda sarıdan kahverengiye dönen çözelti rengi oluşmuş, altın nanopartiküllerde de altın sarısı renginden kırmızımsı renge dönüşen çözelti rengi gözlemlenmiştir. Nanopartikülleri yapısal ve morfolojik açıdan incelemek amacıyla ultra-viyole (UV-Vis) spektroskopisi, Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi (FT-IR), taramalı geçirimli elektron mikroskopisi (STEM), X-ray difraktometresi (XRD), nanopartikül boyut ve Zeta potansiyeli ölçümü gibi çeşitli yöntemlerden yararlanılmıştır. Karakterizasyon bulgularına bakıldığında gümüş nanopartiküller genellikle küresel şekle sahip olan ve ortalama 12.18 +/- 2.18 nm aralığında görülmekte iken altın nanopartiküllerin de küresel ve üçgen şekilli morfolojiye sahip ve ortalama 14.84 +/- 3.99 nm boyutlarında olduğu tespit edilmiştir. Avokado yaprak ekstraktı ve yaprak ekstraktından sentezlenen gümüş ve altın nanopartiküllerin toplam fenolik ve toplam flavonoid madde tayininin yanı sıra toplam antioksidan kapasite (fosfomolibdat), DPPH, ABTS, CUPRAC, FRAP ve metal şelatlama gibi çeşitli metotlar kullanılarak antioksidan aktivite testleri gerçekleştirilmiştir. Yapılan antioksidan testlerinde gümüş nanopartiküllerin Fosfomolibdat aktivitesi 0.29 mmol TE/g, DPPH aktivitesi 20.94 mg TE/g, ABTS aktivitesi 25.66 mg TE/g, CUPRAC aktivitesi 61.39 mg TE/g, FRAP aktivitesi 41.99 mg TE/g olarak tespit edilmişken altın nanopartiküllerin ise Fosfomolibdat aktivitesi 0.05 mmol TE/g, DPPH aktivitesi 28.14 mg TE/g, ABTS aktivitesi 1.40 mg TE/g, CUPRAC aktivitesi 35.50 mg TE/g, FRAP aktivitesi 21.48 mg TE/g olarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar avokado yaprak ekstraktının ve ekstrakttan sentezlenen gümüş ve altın nanopartiküllerin antioksidan etkiye sahip olduğunu göstermiştir.
  • Öğe
    Thymus sipyleus Boiss. subsp. rosulans (Borbas) Jalas’dan yeşil sentez yöntemiyle elde edilen gümüş nanopartiküllerin karakterizasyonu ve biyolojik aktiviteleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2023) Abibullayeva, Ainur; Güler, Gökalp Özmen
    Bu yüksek lisans tez çalışmasında, Thymus sipyleus Boiss. subsp. rosulans (Borbas) Jalas‘dan yeşil sentez yöntemiyle sentezlenen gümüş nanopartiüllerin karakterizasyonlarının yapılması ve antioksidan aktivitelerinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda yeşil sentez yöntemiyle gümüş nanopartiküllerin sentezi gerçekleştirilmiştir. Bu yöntem, çevre dostu, ekonomik ve basit olması nedeniyle tercih edilmiştir. Sentezlenen gümüş nanopartiküller, çeşitli karakterizasyon teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. Nanopartiküllerin UV-Vis absorpsiyon spektroskopisinde 430 nm de absorbans verdiği gözlenmiştir. FT-IR analiziyle fonksiyonel gruplar ve XRD analizleriyle de kristal yapı tespit edilmiştir. EDX spekrumu analizi, numunedeki gümüşün varlığını ortaya koymuştur. Alan Emisyonlu Taramalı Elektron Mikroskobu (STEM) kullanılarak nanopartiküllerin küresel şekilli oldukları ve ortalama çaplarının da 18.28 nm (7.88-26.67 nm) oldukları görülmüştür. Ayrıca, nanopartiküllerin zeta potansiyeli -39.80 mV olarak ölçülmüştür. Farklı yöntemler kullanılarak gerçekleştirilen antioksidan aktivite testlerinde ise gümüş nanopartiküllerin aktivite gösterdikleri belirlenmiştir. Gümüş nanopartiküllerde toplam antioksidan aktivite 0.10 mmol TE/g olarak tespit edilmiştir. Gümüş nanopartiküllerin indirgeme gücü tayininde ise CUPRAC ve FRAP aktivitesi sırasıyla 74.25 mg TE/g ve 35.91 mg TE/g olarak belirlenmiştir. Gümüş nanopartiküllerin serbest radikal süpürme etkinlikleri ise DPPH ve ABTS radikal süpürme aktivitesi testleri ile gerçekleştirilmiş ve DPPH radikal süpürme etkinliği 6.54 mg TE/g olarak, ABTS radikali süpürme etkinliği ise 37.82 mg TE/g olarak tespit edilmiştir. Metal şeletlama testinde ise nanopartikülde bir aktivite belirlenememiştir. Sentezlenen gümüş nanopartiküllerinde toplam fenolik madde 19.36 mg GAE/g ekstrakt olarak belirlenmiştir. Elde edilen bu bulgulara göre Thymus sipyleus subsp. rosulans‘dan yeşil sentez yöntemiyle sentezlenen gümüş nanopartiküllerin antioksidan aktiviteye sahip olması, daha sonraki çalışmalarda çeşitli uygulamalar açısından bir avantaj sunabilir.
  • Öğe
    Bazı tiyosemikarbazon türevlerinin moleküler yapılarının NMR spektroskopi tekniği ve DFT hesaplamalarıyla analizi ve seçilen proteinlerle moleküler kenetlenmelerinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2022) Gümüş, Şehmus; Türkkan, Ercan
    Bu tez çalışmasında, 2-hidroksi-5-metoksiasetofenon tiyosemikarbazon (HMAT), 2-hidroksi-5- metoksiasetofenon-N(4)-etil tiyosemikarbazon (HMAET), 2-hidroksi-5-metoksiasetefenon-N(4)-fenil tiyosemikarbazon (HMAPT), 4‟-Morfolinoasetofenon-4-fenil-3-tiyosemikarbazon (MAPPT) ve 4‟- Morfolinoasetofenon tiyosemikarbazon (MAPT) organik ligandların konformasyonel uzayları MMFF moleküler mekanik yöntemi ile taranmıştır. Bu tarama sonrasında her bir ligandın olası konformerlerinin geometri optimizasyonu hesaplamaları, Yoğunluk Fonksiyonelleri Teorisinde (DFT) B3LYP/6-311++G(d,p) seviyesinde yapılarak kararlı moleküler yapıları belirlenmiştir. İncelenen ligandların deneysel 1H ve 13C NMR spektrumları DMSO-d6 çözücüsü içerisinde oda sıcaklığında kaydedilmiştir. Bununla birlikte, incelenen ligandların 1H ve 13C teorik NMR kimyasal kayma değerleri, DFT‟de MPW1PW91/6-311+G(2d,p) seviyesinde yapılan hesaplamalar ve Lineer regresyon yöntemi (ölçeklendirme faktörü) hesaplamaları ile belirlenmiştir. Bu hesaplamalar sonucunda incelenen ligandların deneysel NMR spektrumları analiz edilmiştir. Bununla birlikte, incelenen tiyosemikarbazon türevi ligandların 1H ve 13C NMR kimyasal kayma değerlerinin teorik kuantum mekaniksel yöntemlerle ve lineer regresyon yöntemi ile hesaplanmasında kullanılabilecek parametreler belirlenmiştir. Ayrıca, incelenen ligandların Fosfolipaz A2 (PDB Kodu: 1DCY), İnsan P73 Tetramerizasyon Alanı (PDB Kodu: 2WTT), Sığır Serum Albümin (PDB Kodu: 4OR0), Topoizomeraz 2 (PDB Kodu: 5GWK) proteinleri ile teorik kenetlenme (docking) hesaplamaları yapılmış ve ilaç etken madde olma potansiyelleri araştırılmıştır. Bu hesaplamalar sonucunda, MAPPT ligandının 1DCY, 2WTT, 4OR0 ve 5GWK proteinleriyle sırasıyla -8.3, -6.9, - 9.4 ve -9.1 kcal/mol bağlanma affinitesi değerlerinde iyi düzeyde kenetlenme pozu oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlara göre, MAPPT ligandının ilaç etken madde olma potansiyeline sahip olduğu belirlenmiştir.
  • Öğe
    Dopamin Tespiti İçin Nanopartikül Katkılı Kâğıt Sensör Platformunun Hazırlanması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2022) Tomaşoğlu, Handenur; Bingöl, Haluk
    Bu tezde, IrO2 nanopartiküller (IrO2NP) ile katkılanmış bakteriyel selüloz (BS) kullanılarak dopamin tespitinde kullanılmak üzere kâğıt temelli bir optik sensör hazırlanmıştır. Elde edilen kompozit nanomalzeme (IrO2NP@BS) Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektroskopisi (FT-IR), Raman Spektroskopisi, X-ışını Kristalografisi (XRD), Geçirimli Elektron Mikroskobu (TEM), Alan Emisyonlu Taramalı Elektron Mikroskobu (FE-SEM), Atomik Kuvvet Mikroskobu (AFM) ve UV-Vis-NIR Spektrofotometresi ile karakterize edilmiştir. Hazırlanan kompozit nanomalzemedeki IrO2NP için iki farklı sentez yöntemi kullanılmıştır. Uygun sentez yönteminin belirlenmesiyle beraber liyofilizasyon ve süzme metotları ile iki farklı kâğıt platform uygulaması gerçekleştirilmiştir. Burada, sentezlanen IrO2NP’ler ile BS katkılanarak kompozit malzeme elde edilmiştir. Kâğıt ortamında, katekol grubunda yer alan dopaminin IrO2 nanopartikül yüzeyleri üzerindeki olası bağlanması sonucu renk değişiklikleri araştırılmıştır. Ayrıca, IrO2NP@BS ile elde edilen kâğıt sensörün askorbik asit, ürik asit, fenilalanin, glikoz, lizin, histidin, sistein ve sistin gibi biyomoleküllere karşı seçicilik çalışmaları da yapılmıştır. Deneyler neticesinde kâğıt sensörün dopamine karşı seçici olduğu tespit edilerek hızlı test kiti uygulaması gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, farklı biyoaktif mololeküllerle yapılan bu çalışmada, IrO2NP@BS’nin optik özellikleri, taşıma ve uygulama kolaylığı, sunmuş olduğu imkânlar sayesinde farklı alanlarda dopamin sensör olarak kullanılabilirliğini gösterilmiştir.
  • Öğe
    Niyobyum (Nb) Katkılı Kalay-Oksit (SnO2) İnce Filmlerin Optik Özelliklerinin Matematiksel Bir Metot ile Belirlenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2022) Yılmaz, Seval; Yalçınkaya, İbrahim
    Başta optik cihazların bileşenleri olmak üzere nano teknolojinin pek çok alanında kendine yer edinmiş kalay-oksit (SnOx) malzemelerin geliştirilmesi ve kullanabilirliğinin artırılması için pek çok çalışma yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Metal katkılamaları da SnO2’nin özelliklerini geliştirmeye yönelik çalışmalar içindedir. Geçiş metallerinden olan Nb, oksijenle yaptığı farklı bileşiklerle farklı özellikler gösterebilen ilginç bir elementtir. Bu element manyetik alan saçtırma sistemi ile SnO2 malzemeninin içine farklı oranlarda katkılanmıştır. Yapılan yapısal analizlerde Nb’nin yapı içinde çok az olduğu dolayısı ile SnO2’nin yapısında bir değişiklik meydana getirmedği tespit edilmiştir. Tez çalışmasında bu üretilen filmlerin optik parametrelerinin hesaplanması için matematiksel Swanepoel metotu kullanılmıştır. Deneysel geçirgenlik spektrumlarından hareketle yapılan matematiksel yaklaşımlar sonucu, filmlerin kırılma indisi n ve film kalınlığı d başarılı bir şekilde hesaplanmıştır. Hesaplamalar deneysel ölçümler ile karşılaştırılmıştır. Swanepoel metotu ile yapılan hesaplamalarda kırılma indisi deneysel sonuçlardan biraz az hesaplanmıştır. Kalınlık ölçümleri ise yaklaşık olarak deneysel sonuçlara yakındır ancak tam bir örtüşme elde edilememiştir. Kalın ve saydam filmlerin optik parametrelerinin hesabı için Swanepoel metotu uygun bir matematiksel yaklaşım sunmuştır.
  • Öğe
    Yakıt Hücreleri İçin Karbon Temelli Nanokatalizörlerin Üretimi, Karakterizasyonu ve Performans Analizleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021) Erol, Seda Nur; Uzunoğlu, Aytekin
    Tez çalışması birbirinden bağımsız iki bölümden oluşmaktadır. İlk kısımda, oksijen indirgenme reaksiyonlarında (OİR) maliyeti Pt/C’e göre daha ucuz ve yüksek verimde elektrokatalizörler geliştirmek esas alınmıştır. Oksijenin indirgenmesi sırasında karbon allotroplarından olan çok duvarlı karbon nanotüp (ÇDKNT) ve modifiye edilmiş çok duvarlı karbon nanotüp katalizörleri kullanılmıştır. Modifiye işlemi, N- katkılama ve bilyeli değirmende öğütme işlemleri ile gerçekleştirilmiştir. N- katkılı çok duvarlı karbon nanotüpler (N-ÇDKNT) bilyeli değirmende farklı dakikalarda öğütülmüştür. Çok duvarlı karbon nanotüplerin N katkılanarak bilyeli değirmende öğütme işlemiyle oksijen indirgeme reaksiyonu performansları araştırılmak istenmiştir. Bu performans analizlerine elektrokimyasal ölçüm yöntemlerinden döngüsel voltametri (CV), doğrusal tarama voltametrisi (LSV), elektrokimyasal empedans spektroskopisi (EIS) ve kronoamperometri (CA) yöntemleri ile bakılmıştır. CV, CA, EIS ve LSV ölçümleri sonucunda N- katkılanmış ve 5 dakika öğütülmüş ÇDKNT katalizörü en iyi oksijen indirgeme reaksiyonu (ORR) aktivitesini göstermiştir. Ayrıca N- katkılanması ile çok duvarlı karbon nanotüp katalizöründe akım piki aktivitesinin arttığı gözlemlenmiştir. Kıyaslama açısından da ticari Pt/C’nin CV, LSV, CA ve EIS deneyleri yapılmıştır. Oksijenin indirgenme reaksiyonu için N- katkılı ÇDKNT katalizörleri bazik ortam çözeltisinde, döner disk elektrot tekniği ile çalışılmıştır. 5 dakika öğütme işlemi ile elde edilmiş N-ÇDKNT-5dk BM katalizöründen elde edilen OİR pik akımı 1,627 mA/cm2 iken, bu değer ÇDKNT ve N-ÇDKNT katalizörlerinde sırasıyla 0,552 ve 1,257 mA/cm2 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak N- katkılama ve 5 dakika öğütme işleminin OİR performansını önemli ölçüde artırdığı görülmüştür. Bu tez çalışmasının ikinci kısmında, doğrudan metanol yakıt hücreleri (DMYH) için anot tarafında kullanılacak karbon nanosoğan (CNO) ve modifiye edilmiş karbon nanosoğan (SACo/N-CNO), kıyaslama amacıyla ticari Pt/C katalizörü hazırlanmıştır. Katalizörlerin metanolün oksidasyonuna karşı performansı bazik ortamda (1M KOH) ve 50 mV-1 tarama hızında döngüsel voltametrisi yapılarak incelenmiştir. Yapılan döngüsel voltametri ölçümü ile CNO katalizörü -0.25V değerinde 0.699 mA/cm2 akım yoğunluğundayken, metanol ilavesiyle bu değer 3.03 mA/cm2 değerine ulaşmıştır. Modifiye edilmiş CNO katalizörü (SACo/N-CNO), başlangıçta -0.25V değerinde 0.659 mA/cm2 iken, metanol eklenmesiyle bu değer 4.61 mA/cm2 değerine ulaşmıştır. CNO ve modifiye edilmiş CNO katalizörlerinin kıyaslanması amacıyla, Pt/C (%10. wt) için aynı elektrokimyasal ölçüm işlemi gerçekleştirilmiştir. Pt/C başlangıçtaki değeri -0.2V değerinde 4.70 mA/cm2 iken, hücreye metanol eklenmesiyle bu akım yoğunluğu değeri 4.87 mA/cm2 değerine ulaştığı kaydedilmiştir. Ayrıca katalizörlerin kararlığı kronoamperometri tekniği ile incelenmiştir. Ölçümler sonucunda SACo/N-CNO katalizörünün yaklaşık 0.163 mA/cm2 değerinde kararlılık oluşturduğu, CNO katalizörünün ise yaklaşık 0.04 mA/cm2 değerinde kararlı olduğu tespit edilmiştir. Pt/C katalizöründe ise 0.034 mA/cm2 değerinde kararlılık sağlanmıştır. Bu doğrultuda SACo/N-CNO katalizörü Pt/C ve CNO katalizörlerine göre yaklaşık dört kat kadar daha kararlı hal sergilediği saptanmıştır.
  • Öğe
    Daphne oleoides'den sentezlenen gümüş nanopartiküllerin antioksidan aktivitesinin değerlendirilmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2020) Eraslan, Tevfik; Güler, Gökalp Özmen
    Gümüş nanopartiküller (AgNPs) benzersiz biyolojik özellikleri ve doğal bir antioksidan kaynağı olarak değerlendilmeleri nedeniyle araştırmacıların ilgisini çekmektedir. Hazırlama yöntemleri dikkate alındığında yeşil sentez yöntemi fiziksel ve kimyasal yöntemlerdeki sınırlamaların ortadan kaldırılması için son dönemlerde en çok kullanılan yaklaşımlardan birisidir. Bu çalışmada Daphne oleoides SCHREBER subsp. oleoides SCHREBER' den yeşil sentez yöntemiyle elde edilen gümüş nanopartiküllerin antioksidan aktivitesi değerlendirilmiştir. Sentezlenen nanopartiküller 430 nm absorbansında nanopartiküllerin oluşumunu gösteren görünür renk değişimi ve Ultraviyole Görünür Spektrofotometrisi (UV-Vis) ile karakterize edilmiştir. Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektroskopi (FTIR) nanopartiküllerin fonksiyonel gruplarını incelemek için yapılmıştır. Transmisyon Elektron Mikroskobu (TEM) ortalama boyutu 25 nm olan küre şeklindeki gümüş nanopartiküllerin yapısını ortaya çıkarmıştır. Enerji Dağılım X-ray Spektroskopisi (EDS) metal gümüşün varlığını doğrulamıştır. Nanopartiküllerin stabil yapıda olduğu Zeta potansiyeli ölçümü ile belirlenmiştir. Dinamik Işık Saçılması (DLS) yöntemiyle gümüş nanopartiküllerin ortalama boyutunun 198.9 nm olduğu tespit edilmiştir. Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) görüntüleri nanopartiküllerin küresel şekilli oluşumunu ve hemen hemen homojen bir boyut dağılımını teyit etmiştir. Bu sonuçlar gümüş nanopartiküllerin yeşil sentezinin başarılı olduğunu göstermiştir. Gümüş nanopartiküllerin total antioksidan içeriği (Fosfomolibdat testi) 0.53 mmol TE/g, özütün 3.54 mmol TE/g; Gümüş nanopartiküllerin DPPH aktivitesi 3.35 mg TE/g, özütün 60.08 mg TE/g; Gümüş nanopartiküllerin ABTS aktivitesi 17.93 mg TE/g, özütün 149.72 mg TE/g; Gümüş nanopartiküllerin CUPRAC (Bakır indirgeme gücü) analiz sonucu 67.33 mg TE/g, özütün 178.94; Gümüş nanopartiküllerin FRAP (Ferrik indirgeyici antioksidan gücü) analiz sonucu 47.61 mg TE/g, özütün 148.64 mg TE/g; Gümüş nanopartiküllerin metal şelatlama kapasitesi analiz sonucu 11.73 mg EDTAE/g, özütün ise 37.96 mg EDTAE/g olarak bulunmuştur. Bu yüksek lisans tez çalışmasında Daphne oleoides SCHREBER subsp. oleoides SCHREBER' den yeşil sentez yöntemi ile sentezlenen gümüş nanopartiküllerin karakterizasyonu yapılmış ve antioksidan aktivitesi incelenmiş olup elde edilen değerler bir antioksidan kapasitenin varlığına işaret etmektedir.
  • Öğe
    rGO/β-CD membranların hazırlanması, karakterizasyonu ve akı performansının belirlenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2021) Özkan, Emine; Saf, Ahmet Özgür
    Grafen esaslı membranların geliştirilmesi ayırma, arıtma ve tuz giderimi gibi birçok uygulamalar için oldukça önemlidir. Grafen membranların etkinliği iyi ayarlanmış nano kanallar ve yüksek su geçirgenliği ile tanımlanır. Grafenin kimyasal olarak kararlı türevi olan indirgenmiş grafen oksitin, enerji depolama ve su arıtma gibi alanlarda kullanımı son zamanlarda büyük ilgi çekmektedir. Bu çalışmada grafen oksitten çıkarak tek basamakta indirgenmiş grafen oksit/ beta-siklodekstrin (rGO/β-CD) sentezlenerek Raman ve FTIR ile karakterize edildi. Vakum filtrasyon tekniği ile MCE destek maddesi üzerinde farklı miktarlarda rGO/β-CD biriktirilerek farklı kalınlıkta membranlar hazırlandı. Hazırlanan membranların yüzeysel ve kesitsel morfolojileri FE-SEM ile incelendi. Hazırlanan membranların saf su akı performansı ile akıya kalınlık, basınç ve zamanın etkisi incelendi. Hazırlanan membranlardan en ince olanın en yüksek akıya (31.21 L/m2 hbar) sahip olduğu ve en yüksek akının da 5 barlık basınçta gerçekleştiği tespit edildi. 5 bar uygulama basıncındaki akıların zaman ilerledikçe keskin bir şekilde azaldığı ve 30 dk sonrasında stabil değerlere ulaştığı gözlendi. Bununa birlikte, 3 bar ve 1 bar uygulama basıncındaki saf su akılarının daha stabil olduğu görüldü.
  • Öğe
    Gümüş (Ag) atomları ile dekore edilmiş tek tabaka grafenin sentez ve karakterizasyonu
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Büyükharman, Mustafa; Yılmaz, Mücahit
    Son yılların en önemli gelişmelerinden biri malzeme alanında yaşanmıştır. İki-boyutlu malzemelerin sentezlenmeye başlaması ile bu malzemelerin teknolojiye entegre edilmesi çalışmaları da hız kazanmıştır. Bu yeni nesil malzemelerin öncüsü grafendir. Hem oldukça iyi bir iletken hem de saydam olan grafenin elektronik uygulamalarda gelecek vaat etmektedir. Tek tabaka grafenlerin saydam iletken elektrot olarak kullanılması için grafenin katkılanması ve dekorasyonuna ilişkin pek çok çalışma yapılmıştır. Bu tez çalışmasında SLG üzerine transfer edilmiş büyük ölçekli tek tabaka grafen yüzeyine elektrokimyasal yöntemle Ag atomları aktarılmıştır. Aktarım miktarı da yük cinsinde 0.05, 0.25, 0.5 ve 1 mC olarak belirlenmiştir. Aktarım işleminden sonra Ar atmosferinde 500 oC'de tavlama işlemi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen Ag dekore edilmiş grafenlerin özellikleri optik mikroskop, Raman spektroskopisi, AFM, FESEM, UV-Vis ve elektriksel olarak karakterize edilmiştir. Bakır alttaş üzerine büyütülen grafen ve SLG üzerine aktarılan grafen tek tabaka bir grafen olup elektriksel ve optik özellikleri bakımından literatüre yakındır. Gümüş atomlarının grafen yüzeyine tutunması ile grafen yüzeyinde gümüş nano partiküller oluşmuş ve bu da hem optik geçirgenliği hem de elektriksel iletkenliği kötü etkilemiştir. Buna neden olarak gümüş atomlarını grafen yüzeyine transfer etmek için kullanılan elektrokimyasal yöntemin grafene zarar vermiş olması veya meydana gelen gümüş nano partiküllerin grafen yüzeyinde lokalize yük bölgeleri meydana getirmesi ve buna bağlı olarak buraların elektronlar için saçılma merkezleri olması düşünülmüştür. Bu çalışma, elektrokimyasal yöntemle büyük ölçekli tek tabaka grafenlere depozit edilen gümüş atomlarının grafen kalitesini kötü etkilediğini göstermiştir.
  • Öğe
    VO2 İnce Film İçeren İki Boyutlu ve Çok Katmanlı Yapılardaki Arayüzey Gerilmelerinin Termokromik ve Fotodetektör Performanslara Etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Basyooni Mohamed, Mohamed Ali; Eker, Yasin Ramazan
    Yüksek korelasyonlu malzemelerin elektronik yapıları, manyetik özellikleri, spinleri ve mekanik gerilmeleri birbirleri ile güçlü bir şekilde ilişkilidir. Bundan dolayı metal-yalıtkan geçişleri, spin-yük ayrımı veya yüksek sıcaklık süper iletkenliğe geçiş gibi olaylar gözlemlenebilmektedir. Enerji tasarruflu malzemeler arasında, vanadyum oksit (VO2) yaklaşık 68oC kritik sıcaklığında (Tc) metal yarı iletken geçişi (MIT) sergileyen en basit oksitlerden biri olarak kabul edilir. Elektronik veya opto-elektronik alanlarında ise iki boyutlu geçiş metali dikalkojenit (TMD) malzemeleri elektrik, optik ve ayarlanabilir bant aralığı özellikleri sayesinde kullanılabilmektedir. Tek aktif katmanlı aygıtlarda düşük taşıyıcı hareketliliği veya foto-lüminesans verimlilikleri gibi çeşitli sorunlar performansları sınırlamaktadır. MoS2, MoO3 veya WO3 gibi yüksek korelasyonlu malzeme içeren çok katmanlı yapılarda ise iyileştirmeler görülmüştür. Mevcut çalışmada manyetik alan sıçratma ve kimyasal buhar biriktirme yöntemleri kullanılarak VO2 esaslı çok katmanlı yapıların termokromik akıllı cam ve foto-detektör aygıt performanslarının katman özelliklerinden nasıl etkilendiği araştırılmıştır. Özellikle katmanların stokiyometrisi (Mo/W içeriği veya W katkısı) ve kalınlığının yapıların performanslarına etkisi incelenmiştir. Çok katmanlı malzemelerin karakterizasyonu (SEM-EDS, AFM, XRD, Raman) tamamlandıktan sonra termokromik yapılarda sıcaklığın elektrik özelliklere etkisi, foto-detektör aygıtlarda ise foto-lüminesans şiddeti ve kinetiği takip edilmiştir. Tc = 36oC olarak belirlenen MoWO3/VO2+W/MoO3 yapının optimum termokromik özelliklere sahip olduğu belirlenmiştir. 60 saniye MoS2 büyütme süresiyle hazırlanan MoWO3/VO2/MoS2/Si yapıda ise en verimli foto-deteksiyonun sağlandığı tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Tio2/zno çift katmanlı yapıların yapısal, optik ve elektriksel özelliklerinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Uzal, Tuğba Ebru; Doğan, Oğuz
    Bu çalışmada reaktif manyetik alan sıçratma sistemi ile ZnO ince filmler 200, 250, 300, 350, 400, 450 oC alttaş sıcaklıklarında SLG üzerine büyütülmüştür. Aynı sıcaklıklarda TiO2 hedef malzemesi kullanılarak manyetik alan sıçratma sistemi ile TiO2 ince filmler SLG üzerine büyütülmüştür. Elde edilen filmler yapısal, optik ve elektriksel olarak incelenmiştir. ZnO sıcaklığa bağlı olarak (002) ve (013) yönelimlerinde büyümüştür. Her iki malzemenin yasak bant aralıkları ZnO için ~3.2 eV ve TiO2 için ~3.55 eV bulunmuştur. Daha sonra 200 ve 450 oC'de ZnO yapısı üzerine TiO2 yapısı büyütülmüştür. Böylece iki tabakalı bir ince film elde edilmiştir. Tabakalı yapılar incelendiğinde anataz fazda olan TiO2'nin ZnO etkisiyle rutil faza dönüştüğü tespit edilmiştir. Meydana gelen iki-tabakalı yapının yasak bant aralığı ~3.1 eV tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Çok fazlı molibden oksitten molibden disülfür ince film büyütülmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Karataş, Ayşe; Yılmaz, Mücahit
    Tek katmanlı molibden disülfür (MoS2), ayarlanabilir yasak bant boşluğu ile gelecek nesil optoelektronik uygulamaları için umut verici, 2-boyutlu yarıiletken bir malzemedir. Bu tez çalışmasında, 400 °C'de reaktif manyetik alan sıçratma yöntemi ile farklı kalınlıklarda büyütülen Mo-O ince filmlerinin sülfürizasyonu ile elde edilen büyük ölçekli MoS2 filmlerinin karakterizasyonu sunulmaktadır. 400 °C'lik kritik Mo-O ince film büyütme sıcaklığında Mo-O yapısının farklı fazları gözlenmiştir. Bu ince filmlerin sülfürlenmesi ile elde edilen MoS2 filmlerde ise yüksek yasak bant boşluğunun yanı sıra yüksek şiddette fotolüminesans etki gözlenmiştir. Gelişmiş PL şiddetleri, MoS2'nin katlanmasına ve MoO2-MoS2 heteroyapısında MoO2'den çok sayıda elektrona neden olabilecek MoO2 miktarına atfedilmiştir. UV-VIS spektroskopi analizi, biri küçük diğeri büyük iki tane yasak bant boşluğunun varlığını göstermiştir. Bu geniş bir absorblama aralığı sunmaktadır. Bu bant aralıklarından biri, birkaç katmanlı MoS2'lerle uyumlu iken diğeri manyetik alan sıçratma sistemi ile büyütülen Mo-O ince filminin kalınlığı ile artmaktadır. Bu, nispeten düşük dalga boylarındaki soğurmayı açıklamaktadır aynı zamanda da MoO2 yapılarının MoS2'lerin yasak bant boşluklarını da ayarlamak için kullanılabileceğini de göstermektedir. Manyetik alan sıçratma sistemi ve CVD yönteminin kullanılmasıyla ortaya çıkan birleşik büyüme yöntemi, yeni nesil optoelektronik ve nanoelektronik cihazların yanı sıra diğer potansiyel uygulamalar için yüksek kaliteli ve homojen MoS2 ince filmler büyütmede etkili bir yöntem sunar.
  • Öğe
    Manyetik nano parçacık katkılı kompozit membranların eldesi ve özelliklerinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Can, Abdullah Oğuz; Saf, Ahmet Özgür
    Bu çalışmada ZnFe2O4 (ZnFO) nanopartiküller sentezlenerek FT-IR ve XRD yöntemleri ile karakterize edilmiştir. Polisülfon (PSf) membran, %0.5 ZnFO, %1.5 ZnFO, %2.5 ZnFO ve %3.5 ZnFO içeren membranlar faz dönüşüm metodu ile hazırlanmıştır. Hazırlanan membranların karakterizasyonu SEM-EDX, AFM, gözeneklilik ve temas açısı ölçümleri yapılarak belirlenmiştir. Hazırlanan membranların performansları saf su akısı ve kirlenmeye karşı direnç çalışmalarıyla incelenmiştir. ZnFO eklenmiş membranların yüksek hidrofilikliği ve gözenekliliği sayesinde saf su akısında iyileşmeler meydana gelmiştir. Deney sonuçlarına göre %2.5 ZnFO katkılı membranın saf su akı performansı en yüksek bulumuştur. Ayrıca BSA çözeltisi kullanılarak kirlenmeye karşı direnç çalışmaları yapılmıştır. Su akısı geri kazanım oranı en yüksek %2.5 ZnFO katkılı membranda elde edilmiştir.
  • Öğe
    Grafen esaslı iletken desenlerin hazırlanması ve elektrokimyasal karakterizasyonu
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Soğancı, Kübra; Zor, Erhan
    Geleceğin "mucize materyali" olarak adlandırılan grafen, balmumu yapısında dizilmiş sp2-bağlı karbon atomlarının oluşturmuş olduğu iki boyutlu tek tabakalı bir karbon temelli nanomateryal olup çok ince ve çok dayanıklı bir malzemedir. Grafen, geniş yüzey alanı, göstermiş olduğu mükemmel elektron transfer performansı, yüksek mekanik mukavemet ve oldukça yüksek termal iletkenlik gibi özelliklerinden dolayı fizik, kimya, biyoloji, biyoteknoloji, mühendislik, tıp ve özellikle nanoteknoloji alanlarında transistörlerden pillere, elektronik cihazlardan tekstil ürünlerine, ilaç geliştirme sistemlerinden sensörler alanına önemli bir yer tutmaya başlamıştır. Bu tez çalışmasında nanobilim ve nanoteknolojinin parlayan yıldızı olan grafen materyaline yakın özellik sergileyen grafen esaslı nanomateryalin (indirgenmiş grafen oksit) pratik ve ekonomik bir yöntem kullanılarak esnek ve şeffaf yüzeylere düzenli desenlenmesi gerçekleştirildi. Bu amaçla başlangıç maddesi olarak grafit kullanılarak kimyasal yükseltgenme metodu ile grafen oksit (GO) elde edildi. GO'nun yapısal karakterizasyonu Ultraviyole-Görünür bölge (UV˗Vis) spektroskopisi, Fourier dönüşümlü kızılötesi (FTIR) spektroskopisi ve Raman spektroskopi teknikleri ile, morfolojik karakterizasyonu taramalı elektron mikroskopu (SEM), geçirimli elektron mikroskopu (TEM) ve atomik kuvvet mikroskopu (AFM) teknikleri ile gerçekleştirildi. Hazırlanan grafen oksit dispersiyonu katı mürekkep yazdırma cihazı ile desenlenmiş membran yüzeyine vakum filtrasyonu ile filtre edildi. GO tabaka kalınlığının kontrolünü sağlayan bu sistem sonrasında, elde edilen desen hidrofilik transfer metodu ile istenilen polietilen tereftalat (PET) yüzeyine transfer edildi. Elde edilen GO desenler iletkenlik kazandırmak amacıyla indirgenerek indirgenmiş grafen oksit (iGO) elde edildi. Elde edilen grafen esaslı iletken desenlerin elektrokimyasal davranışları dönüşümlü voltametri (CV) ve elektrokimyasal impedans spektroskopisi (EIS) teknikleri ile incelendi. Elektrokimyasal karakterizasyon sonucunda en uygun GO miktarı ile elde edilen iletken deseninin 16 µg/mL grafen oksit içeren orta boy elektrot deseni olduğu gözlendi.
  • Öğe
    Reaktif manyetik alan sıçratma sistemi ile üretilen W(1-x)MoxO3 ince filmlerin karakterizasyonu ve gaz sensörü özellikleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Ertuğrul, Sezin; Yılmaz, Mücahit
    Bu tez çalışmasında gaz sensörü olarak sıklıkla kullanılan malzemelerden ikisi olan MoO3 (Molybdenum trioxide) ve WO3 (Tungsten trioxide) yapıları, 400°C'de reaktif manyetik alan sıçratma sistemi kullanılarak bir araya getirilmiş ve W(1-x)MoxO3 (x = 0.0, 0.2, 0.4, 0.6, 0.8 ve 1.0) ince filmleri oluşturulmuştur. Oluşturulan ince filmlerin yapısal özellikleri XRD, Raman spektroskopisi, SEM ve AFM ile araştırılmıştır. Yapı arıtımı ile filmlerin kristal örgü parametreleri ve oksijen konsantrasyonları hesaplanmıştır. Filmlerin optik özellikleri UV-Vis spektroskopi ile incelenmiştir. Oluşturulan yapıların gaz sensözü özellikleri ise ev yapımı gaz sensörü ölçüm sisteminde analiz edilmiş ve CO2 gazını algıladığı tespit edilmiştir. Gaz sensörü analizleri oda sıcaklığında yapılmış ve üretilen ince filmlerden W0.6Mo0.4O3 kompozisyonunda, ince film CO2 ile temas ettiğinde film direncinde büyük bir artış gözlemlenmiştir. Diğer kompozisyonlarda CO2 varlığı ile birlikte dirençte azalma meydana gelmiştir. Oksijen eksikliğinin en fazla olduğu W0.6Mo0.4O3 ince filmi CO2 gaz algılama özelliği en yüksek, tepki süresi hızlı olan malzeme olarak tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Elektrospin metodu ile hazırlanan polimer/MWCNT nanofiberlerin özelliklerine MWCNT çapının ve uzunluğunun etkisinin araştırılması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018) Arıcı, Aylin; Alpaydın, Sabri
    Elektrospin 50 ile 500 nm çap aralığında ultra ince polimer lifleri üretmek için kullanılan bir yöntemdir. Nanofiberler çok yüksek yüzey/ağırlık oranına sahip oldukları ve geniş bir yelpazede özel potansiyel uygulamalar açan özellikler sergilediğinden, nanofiberlere ilgi son birkaç yıl içinde büyük ölçüde artmıştır. Nanofiberler filtrasyon, bataryalar, güneş pilleri gibi enerji uygulamaları, nano-elektronik, fonksiyonel tekstil, nano-kompozitler, tıbbi doku mühendisliği, ilaç salınımı, yara pansumanı gibi tıbbi uygulamalar için kullanılmaktadır. Karbon nanotüp (CNT), olağanüstü fiziksel ve kimyasal özelliklerinden dolayı bilim ve mühendislik alanlarının çoğunda büyük ilgi uyandırmıştır. Geliştirilmiş özelliklere sahip yüksek potansiyelli kompozitlerin üretilmesi için, mikro ve nanoölçekli partiküller, polimerler için dolgu malzemesi olarak düşünülmüştür. Kompozitlere dahil edilerek daha iyi fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip ileri dolgu maddesi olarak kullanım potansiyeli, CNT'yi geniş bir uygulama yelpazesinde ideal bir aday yapmaktadır. Bilimsel ve teknik uygulamalar alanında nanopartikül takviyeli polimer kompozitler en yetenekli malzemelerden biridir. Geleneksel takviye ile birlikte nanoparçacıkların benzersiz özelliklerinin mükemmel özelliklere yol açtığı nanokompozit alanındaki araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır. Bu çalışmada, çok duvarlı karbon nanotüpler (MWCNT) ile matris polimeri olarak poliakrilonitril (PAN) içeren nanofiberler, farklı uzunluk ve çapa sahip MWCNT kullanılarak üretildi. PAN-esaslı kompozit nanofiberleri üretmek için elektrospin yöntemi kullanıldı. Homojen dağılımla elde edilen lifler taramalı elektron mikroskobu (SEM) cihazında farklı uzunluk ve çapa sahip MWCNT'nin lif üzerinde nasıl bir değişime sebebiyet verdiği gözlemlendi. Lifler fourier dönüşümü kızılötesi spektroskopisi (FT-IR), raman spektroskopisi gibi bazı yöntemlerle karakterize edildi. Ayrıca nanofiberlerin su akısı çalışmaları gerçekleştirildi. Sonuç olarak MWCNT'nin çapının ve uzunluğun artması liflerin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olmuştur. Su akısı analizinde ise kısa MWCNT'lerle elde edilen fiberlerin su akısının uzun olanlardan daha iyi olduğu belirlendi.
  • Öğe
    Delphinidin-3-glucoside molekülünün moleküler yapısının teorik yöntemlerle incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018) Gözütok, Erhan; Doğan, Oğuz
    Delfinidin-3-Glikozit (Dp3G) molekülü Myrtillin olarak da bilinir. Genel olarak Delfinidin molekülünün 3 pozisyonuna glikoz bağlanmasıyla meydana gelir. Molekül formülü C21H21O12 dir. Çalışmada kullanılan bu moleküller literatürde sırasıyla antosiyaninler grubuna, antosiyanin bileşikleri flavonoidler grubuna, flavonoidler ise fenolik bileşikler grubuna dahil edilir. Bu bileşiklerin moleküler yapısı, karakterizasyonu ve sağlık üzerine olan etkilerinin araştırılmalarında spektrofotometrik ve kromatografik yöntemlerin önemi büyüktür. Çalışmada Dp3G bileşiğinin konformasyon analizi sonucunda en kararlı yapısı tespit edilerek bu yapıya ait atomik ve yapısal özelliklerinin teorik hesaplamaları, moleküler modelleme yöntemleri ile bilgisayar ortamında Spartan 08, Gaussian 03W ve Gauss View 3.0 programları ile yapılmıştır.
  • Öğe
    Titanyum katkılanmış altın nano topakların yapısal özelliklerinin teorik yöntemlerle incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018) Özturan, Feride Pınar; Dereli, Ömer
    Bu çalışmada, titanyum katkılanmış altın nanotopakların yapısal özellikleri incelenmektedir. Nötr ve anyonik titanyum katkılı altın nanotopakların potansiyel enerji yüzey taraması coalescence kick programı ile B3LYP/Lanl2DZ teorisi vasıtasıyla yapılmıştır. En kararlı yapının doğru minimum olup olmadığını test edebilmek için frekans hesabı yapılmıştır. Potansiyel enerji yüzeyi taramasında CK programı kullanılmıştır. Tüm diger hesaplamalar için Gaussian09 yazılımı kullanılmıştır.
  • Öğe
    Elektrospin metodu ile hazırlanan polimer/MWCNT nanofiberlerin özelliklerine MWCNT çapının ve uzunluğunun etkisinin araştırılması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018) Arıcı, Aylin; Alpaydın, Sabri
    Elektrospin 50 ile 500 nm çap aralığında ultra ince polimer lifleri üretmek için kullanılan bir yöntemdir. Nanofiberler çok yüksek yüzey/ağırlık oranına sahip oldukları ve geniş bir yelpazede özel potansiyel uygulamalar açan özellikler sergilediğinden, nanofiberlere ilgi son birkaç yıl içinde büyük ölçüde artmıştır. Nanofiberler filtrasyon, bataryalar, güneş pilleri gibi enerji uygulamaları, nano-elektronik, fonksiyonel tekstil, nano-kompozitler, tıbbi doku mühendisliği, ilaç salınımı, yara pansumanı gibi tıbbi uygulamalar için kullanılmaktadır. Karbon nanotüp (CNT), olağanüstü fiziksel ve kimyasal özelliklerinden dolayı bilim ve mühendislik alanlarının çoğunda büyük ilgi uyandırmıştır. Geliştirilmiş özelliklere sahip yüksek potansiyelli kompozitlerin üretilmesi için, mikro ve nanoölçekli partiküller, polimerler için dolgu malzemesi olarak düşünülmüştür. Kompozitlere dahil edilerek daha iyi fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip ileri dolgu maddesi olarak kullanım potansiyeli, CNT'yi geniş bir uygulama yelpazesinde ideal bir aday yapmaktadır. Bilimsel ve teknik uygulamalar alanında nanopartikül takviyeli polimer kompozitler en yetenekli malzemelerden biridir. Geleneksel takviye ile birlikte nanoparçacıkların benzersiz özelliklerinin mükemmel özelliklere yol açtığı nanokompozit alanındaki araştırmalarla ortaya çıkarılmıştır. Bu çalışmada, çok duvarlı karbon nanotüpler (MWCNT) ile matris polimeri olarak poliakrilonitril (PAN) içeren nanofiberler, farklı uzunluk ve çapa sahip MWCNT kullanılarak üretildi. PAN-esaslı kompozit nanofiberleri üretmek için elektrospin yöntemi kullanıldı. Homojen dağılımla elde edilen lifler taramalı elektron mikroskobu (SEM) cihazında farklı uzunluk ve çapa sahip MWCNT'nin lif üzerinde nasıl bir değişime sebebiyet verdiği gözlemlendi. Lifler fourier dönüşümü kızılötesi spektroskopisi (FT-IR), raman spektroskopisi gibi bazı yöntemlerle karakterize edildi. Ayrıca nanofiberlerin su akısı çalışmaları gerçekleştirildi. Sonuç olarak MWCNT'nin çapının ve uzunluğun artması liflerin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olmuştur. Su akısı analizinde ise kısa MWCNT'lerle elde edilen fiberlerin su akısının uzun olanlardan daha iyi olduğu belirlendi.