Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 11 / 11
  • Öğe
    The social media factor in the development and promotion of religious tourism
    (2013) Yeşil, Muhacir Murat
    Turizm ile din tarih boyunca "Hac ziyaretleri" sayesinde birbirleriyle işbirliği halinde olmuşlar. Bugünkü inanç turizmi kavramının temeli bu işbirliğine dayanmaktadır. İnanç turizmi de dahil olmak üzere turizmin tüm sektörlerinin varlıklarını sürdürebilmeleri için önce tanıtıma sonra da destinasyonlarını ve bu destinasyonlarda uygulayacakları gezi programlarını pazarlamaya ihtiyaçları vardır. İnternet teknolojisinin gelişmesiyle ortaya çıkan "sosyal medya" organları, her iki alanda da rahatlıkla kullanılabilecek uygun araçlar olarak görülmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalarda sosyal medya kullanımı ile müşterilerin satınalma veya vazgeçme kararları arasında güçlü bir ilişkinin var olduğu ortaya çıkmıştır. Bu ilişki, inanç turizmi sektöründe destinasyonların ve tur programlarının pazarlanmasında etkin bir destek olarak kullanılabilir. Araştırmacılara göre, sosyal medya organları aracılığıyla gezi izlenimlerini eş, dost arkadaşlarıyla paylaşan kişiler, yakın bir zaman içinde bir yerlere gezi yapmayı planlayan başka kişilerin gezi destinasyonlarından, kalacakları otellere, yemek yiyecekleri lokantaların seçimine kadar tüm gezi planları üzerinde büyük ölçüde etkili olabilmektedirler. Sosyal medya her tür iş kolu için çok faydalı bir tanıtım ve pazarlama aracı olarak görülmektedir. Ancak her araç gibi sosyal medyanın da faydalı ve zararlı yönleri vardır. Sosyal medya, kendisini akıllıca kullanan işyerlerini hayalini bile kuramayacakları uzak ufuklara taşır ama aksi durumlarda ise faydadan daha çok zarar getirir. Literatürde, sosyal medya faktörünün, inanç turizminin tanıtım ve gelişmesinde oynayabileceği rol üzerinde yapılmış bir araştırmaya rastlanmıyor. Bu çalışmanın amacı, hem literatürdeki bu boşluğu doldurmak hem de sosyal medyanın, inanç turizminin tanıtım ve pazarlamasında oynayabileceği rolün öneminin araştırmak ve ortaya çıkabilecek muhtemel sorunlara çözüm yolları üretilmesi olacaktır.
  • Öğe
    Bilgi toplumunda kamu kurumlarının bilgi edinme birimleri ve halkla ilişkiler
    (2015) Bulduklu, Yasin; Türkmenoğlu, Ahmet Tarık
    Teknolojideki hızlı gelişmeler, bilginin yayılımını kolaylaştırmış, hayatın her alanına bilgi ve iletişim teknolojileri hâkim olmuştur. Bu gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıkan ve Bilgi Toplumu adı verilen toplumsal yapı içerisinde en önemli değer bilgidir. Bilgi toplumunda gerçek yatırım, bilgiye ve insana yapılmaktadır. Geçmişte pasif bireyler konumunda olan yurttaşlar bilgi toplumunda bu durumdan sıyrılmış, kamuyu denetleyebilmek ve demokratik katılım için kamu yönetimine ilişkin bilgiye erişmek gereksinimini duymuşlardır. Başlangıçta dilekçe hakkı kapsamında kısmen tanımlanan bilgiye erişim hakkı, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında daha ayrıntılı tanımlanmış ve şeffaf yönetimin sağlanması amacıyla yürürlüğe girmiştir. Bu hakkın etkin kullanımını sağlamak amacında olan bilgi edinme birimleri de kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde tüm kamu kurumlarında zorunlu olarak oluşturulmuştur. Halkla ilişkiler faaliyeti yürüten bu birimler, geçen on yıllık süreçte önemli düzeyde gelişme göstermiş olsa da uygulamada bazı sorunlar olduğu göze çarpmaktadır. Bu çalışmada bilgi edinme hakkının kullanımı ve bilgi edinme birimlerinin etkililiğine ilişkin durumun saptanması amaçlanmaktadır.
  • Öğe
    Gençlerin Akıllı Telefon Kullanım Motivasyonları
    (2016) Bulduklu, Yasin; Özer, Nuri Paşa
    Teknolojinin hızı ile birlikte artan her şeyi denetim altına alma ancak bu arada fazla emek sarf etmeme isteği, akıllı telefonların giderek amacı dışında kullanımını ortaya çıkarmıştır. Adlarında halen telefon kavramı olsa da bireylere sundukları işlevler, iletişim ötesine çoktan geçmiş durumadır. Temel gereksinimlerin karşılanışı sırasında telefonla ilgilenen, kamusal alanda toplum ile etkileşmek için buluşan ancak birbirlerini online izleyen ve sanal iletişime giderek daha fazla kapılan bireylerin akıllı telefon kullanım motivasyonlarını saptamak gerekliliktir. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı çerçevesinde yapılan bu araştırmada da gençlerin akıllı telefon kullanım motivasyonlarını saptamak, bu yolla alışkanlık ve bağımlılık boyutunda ele alınmaya başlanan akıllı teknoloji kullanımına yönelik öneriler geliştirmek amacıyla altı fakülteden 406 üniversite öğrencisi üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilere uygulanan faktör analizi sonrası akıllı telefon kullanım motivasyonlarının beş gruptan oluştuğu saptanmıştır. Bu faktör grupları toplumsallaşma/bilgiye erişim, eğlence, teknoloji ve gelişmelere ayak uydurma, sunduğu kolaylıklar ve telefonun sağladığı güven hissi olarak bulunmuştur.
  • Öğe
    Üniversite öğrencilerinin yerel gazete okuma alışkanlıkları: Konya örneği
    (2015) Yeşil, M. Murat
    Tarihsel akış içinde insanoğlu, devamlı surette merak güdüsüyle çevresinde olup biteni öğrenme ihtiyacında olmuştur. Böylesi bir ihtiyacın sonucu olarak ortaya çıkan yazılı basın bilgi ve kanaatlerin oluşmasında ve aktarılmasında önemli bir yere sahiptir. İnsanların yakın ve uzak çevrelerine yönelik ilgilerine bağlı olarak, içerik ve dağıtım alanlarına göre farklılaşan basın; uluslararası, ulusal, bölgesel ve yerel ölçekte faaliyet göstermektedir. Bu çalışmanın odaklandığı yerel gazeteler ise genel olarak basının görevlerini ve işlevlerini lokal düzeyde gerçekleştirmektedir. Bir yörede yayımlanan ve dağıtımı yapılan yerel gazeteler, yöre halkının sorunlarının yansıtılmasında ve taleplerinin aktarılmasında işlevsel bir misyona sahiptir. Diğer taraftan altı çizilmesi gereken bir husus olarak, yerel gazeteler, ekonomik, teknik, vb. sorunlarla karşı karşıyadır ve gazetecilik alanında yetişmiş nitelikli eleman bulmakta güçlük çekmektedir. Bu tür sorunlar, yaygın basınla rekabeti zorlaştırmış ve doğal olarak yerel basın okuyucularının sürekli olarak azalmasına neden olmuştur. İşte birçok yapısal problem nedeniyle ayakta kalma mücadelesi veren yerel basının ne düzeyde ilgi gördüğü ve takip edildiği bu çalışmanın ana sorunsalı niteliğindedir. Bu bağlamda çalışma, Konya örneğinde yerel basına üniversite öğrencilerinin bakış açılarını ölçme amacına yönelik olarak tasarlanmıştır. Saha araştırması yöntemiyle Necmettin Erbakan Üniversitesi'nde lisans düzeyinde öğrenim gören 373 öğrenciye anket tekniği uygulanarak elde edilen araştırmanın bulgularına bakıldığında, üniversite gençlerinin yerel basını oldukça düşük bir düzeyde takip ettiği görülmektedir. Araştırmanın önemli bulgularından bir tanesi de gençlerin, yaşadıkları yöreye dair gelişmeleri yerel gazetelerden daha çok yerel televizyonlardan ve internetten takip etmeleridir.
  • Öğe
    Eril Tarih Söyleminde Bir Osmanlı Kadın Kamusal Alanı: Hanımlara Mahsus Gazete
    (2016) Güven, Zühre Canay
    Kadınların tarihin özneleri olmadığı eril tarih söyleminde erkeklerin başarıları ve savaşları yer alırken, kadınlar dışarıda bırakılır. Feminist tarih yazımı ise kadınları tarihin öznesi yapma amacıyla yola çıkar. Böylelikle, kadınlar alternatif bir kamusal alan yaratarak tarihin yalnızca özneleri olmaz; aynı zamanda tarih yapıcılar olarak sosyal gerçeklikleri inşa ederler. Türkiye açısından baktığımızda, kadın tarih yazımının Osmanlı'nın on dokuzuncu yüzyılın sonlarında başladığını görmekteyiz. Osmanlı'da 1895 yılında çıkmaya başlayan Hanımlara Mahsus Gazete kadınlara ait tarih yazımının ilk örneğidir. Bu makalede eril tarih yazımına değinilecek ve Hanımlara Mahsus Gazete'nin kadınları tarif etme biçimlerine bakılacaktır.
  • Öğe
    Hedef kitle bağlamında tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları
    (2015) Bulduklu, Yasin
    İnsanlar, sağlık hizmeti sunumunda son yıllarda modern ya da suni uygulamalardan kaçınma yönünde davranış göstermektedirler. Sağlık hizmetlerinin sunumunda modern uygulamalardan ziyade, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları konusu tüm mecralarda geçmişte gündemde olduğundan daha fazla tartışılmaktadır. Bugün tamamlayıcı ve alternatif terapiler (TAT), halkın ilgisine paralel olarak yürütme organlarının da gündemindeki yerini almıştır. Pek çok ülkede alana ilişkin düzenlemeler yapılmış; sosyal güvenlik kapsamına alınmış bu uygulamalara ilişkin ülkemizde de bazı adımlar atılmaya başlanmıştır. 2014 yılının başında Sağlık Bakanlığı tarafından taslağı kamuoyuna sunulan "Geleneksel, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları Yönetmeliği" bu adımların en önemlilerinden biridir. Yapılan mevzuat düzenlemelerinden önce TAT uygulamalarının ve onun kullanıcılarının bilinmesi, karar ve politika etkinliği açısından önem arz etmektedir. Bu uygulamaların tüketicilerinin tanınması; hasta tatmini, tedavide başarı ve hizmeti sunanlar açısından önemlidir. Bu çalışmada TAT uygulamasından yararlanan bireylerin yararlanma gerekçeleri ile onların hastalıkları ve sosyo - demografik özelliklerine ilişkin bilgiler literatür bağlamında ele alınmaktadır.
  • Öğe
    Bir ürün olarak pırlanta ve pırlantanın üniversite çalışanlarınca algılanan ürün imajı: Gümüşhane ve Necmettin Erbakan Üniversitesi örneği
    (2017) Yarar, Ali Erkam; Özer, Nuri Paşa
    Günümüzde ürünlerin, hizmetlerin ve markaların değerini yükseltebilmek, kalıcılığını korumak, itibarını devam ettirebilmek için imaja dönük çalışmalar; ürünlerin, hizmetlerin, markaların ve kurumların pazarlama iletişiminin önemli bir parçası olmasını gerekli hale getirmiştir. Özellikle reklamlar yoluyla ürünlere yüklenen ve yeri geldiğinde bir hayat standardı haline gelebilen, ürünlere atfedilen kavramlar, anlamlar ve simgeler tüketiciler tarafından fazlası ile önem görebilmektedir. Bu durum çoğu zaman ürün ve markanın da ötesinde, zihinsel ve bilişsel alt yapıdan kaynaklanabilmektedir. İmaj, bu yapıyı oluşturur ve kalıcılığına katkıda bulunur. Ürün imajı ise tüketicilerin gerçek ya da potansiyel bir ürünü algılama yoludur. Bu doğrultuda ürün imajı konusunun derinlemesine ele alındığı bu çalışma da pırlanta ürününün tüketiciler üzerindeki imajı anlaşılmaya çalışılarak, oluşan ürün imajı algısı ve boyutları ile yeni bir ölçek geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu düşünce ile farklı iki üniversiteden 169 tüketici ile görüşülerek, kuramsal bakımdan bir ayrım oluşturan faktörlerin anlaşılması sağlanmıştır. Literatüre bağlı kalmaya çalışarak ürün imajını oluşturan faktörler soyut ve somut şeklinde iki ana faktöre ayrılmıştır. İmaj denince akla daha yatkın olabilecek soyut faktörlerin, katılımcılar tarafından pırlanta ürün imajı bağlamında geçerli olmadığı ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Pazarlama Amaçlı Sponsorluk Etkinlikleri ile Tüketici Temelli Marka Değeri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi: Bir Türk Markası Üzerine Tüketici Araştırması
    (2018) Koçyiğit, Murat; Küçükcivil, Büşra
    Günümüz rekabet piyasasında stratejik bir halkla ilişkiler uygulaması olan sponsorluk faaliyetleri, markalar tarafından çeşitli iletişim amaçları için kullanılmaktadır. Bu amaçlar halkla ilişkiler, reklam ve pazarlama şeklinde kendini göstermektedir. Bu doğrultuda araştırmanın amacı; pazarlama amaçlı sponsorluk faaliyetleri ile tüketici temelli marka değeri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını ve bu ilişkinin yönünü ve kuvvetini tespit etmektir. Araştırmada ölçek ifadeleri Arçelik markasının A Milli Takımlar sponsorluğu üzerinden kurgulanmış olup, kolayda örnekleme yöntemi vasıtasıyla, 412 katılımcı ile yüz yüze görüşmeyöntemi doğrultusunda anket tekniği kullanılarak elde edilen veriler, pazarlamaamaçlı sponsorluk faaliyetleri değişkeni ile tüketici temelli marka değeribağlamında ölçüme tabi tutulmuştur. Bu doğrultuda, anket verileri ile değişkenler arasındaki ilişkilerin anlamı, kuvveti ve ortaya konulan hipotezler sınanmıştır. Bununla birlikte ilk olarak katılımcıların demografik değişkenleri frekans analizi yöntemi ile test edilmiştir. Daha sonra pazarlama amaçlı sponsorluk faaliyetleri ve marka değeri alt boyutları arasındaki ilişki ve etki düzeyini ölçmek amacı ile korelasyon ve basit doğrusal regresyon analizi gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulgularına göre, pazarlama amaçlı sponsorluk faaliyetleri ile marka değeri alt boyutları (‘marka sadakati’, ‘algılanan kalite’, ‘marka çağrışımı/bilinirliği’, ‘genel marka değeri’) arasında anlamlı ve orta kuvvette bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca yapılan basit doğrusal regresyon analizi sonucunda pazarlama amaçlı sponsorluk faaliyetlerinin, marka değeri alt boyutları üzerinde doğrudan ve anlamlı bir etkisi olduğu da tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Göç ve parçalanmış aile: Göçün ardında kalanların “Dönüş” filmindeki yansımaları
    (2017) Çağlak, Uğur
    Göç geçmişten günümüze insanlığın en önemli toplumsal olgularından birisi olmuştur. Son dönemlerde hem göç alan hem de göç veren ülkelerden birisi olan Türkiye özellikle göç olgusunun iki boyutu olan iç ve dış göç hadisesini yoğun bir şekilde yaşamaktadır. Özellikle Anadolu'dan İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlere doğru yapılan iç göçle birlikte yıllardır ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine doğru gerçekleşen tek yönlü işçi göçü hadisesi Türkiye'nin göç pratiklerinin en önemli görünümlerinden biridir. Her iki göç pratiğini de farklı dinamiklerle incelemek mümkündür. Ancak her iki göç türünde de en önemli sorunlardan birisi tek başına gerçekleşen -kısa ya da uzun süreligöçlerde ortaya çıkan aile sorunlarıdır. Bu çalışmada da özellikle dış göçle birlikte ortaya çıkan bir sorun üzerine değinilmektedir. Türkiye'den 1960'lı yıllardan bu yana çoğunlukla Avrupa ülkelerine doğru gerçekleşen dış göçün hem göç eden hem de göçün ardında kalanlar açısından çok farklı sonuçları ortaya çıkmıştır. Bu sonuçlardan birisi de göçün ardında kalanlarla birlikte ortaya çıkan "parçalanmış aile" olgusudur. Göçün en önemli sorunlu alanlarından birisi olan parçalanmış aile olgusunu özellikle bugün ülkemizin yurt dışına yoğun göç veren yerlerinde hissetmek mümkündür. Bu çalışmada "göç ve parçalanmış aile" olgusu yıllar önce yayınlanmış olan ve o günün toplumsal ve ekonomik koşullarını yansıtarak bugüne ışık tutan, "Dönüş" sinema filmi üzerinden bir analiz yapılarak açıklamaya çalışılmıştır
  • Öğe
    ABD’deki Türk yerel medyasının tarihi gelişim süreci örnek inceleme: Forum Gazetesi
    (2013) Yeşil, Muhacir Murat
    Etnik toplumların bulundukları yabancı ülke topraklarında asimile olmadan yaşabilecekleri yeni bir hayata başlayabilmeleri için kültür ve yardımlaşma dernekleri gibi kuruluşlara, çocuklarına ana dillerini ve kültür değerlerini öğretecek okullara, ibadet edilecek ibadethanelere ve kimliklerini tanıtacak ve koruyacak medya organlarına sahip olmaları gerekir. Bunlar diyasporik toplum kavramının inşa edici ögeleri olarak kabul edilir. Medyanın buradaki rolü hem tüm bu ögelerin faaliyetlerini içte diyasporik toplum bireylerine, dışta da yaşanılan yabancı ülke insanlarına tanıtmaktır. Internet teknolojisinde yaşanan büyük gelişmeler sonucu artık globalleşen medyanın, dil, din ve kültür değerleri ile ilgili haber ve yorumlarıyla, diyasporanın anavatan ile yaşanan yabancı ülke arasında direk bağ kurulmasına hizmet etmesi söz konusudur. Bu bakımdan medya diyasporik toplumlarda kimlik inşa edici (konstraktif) bir rol üstlenmektedir. Medyanın bundan başka bir görevi de yaşanılan ülkenin ulusal ve yerel medyasında diyasporik toplum aleyhinde çıkabilecek asılsız haberlere hatalı yorumlara cevap vermek, okuyucusuna çarpıtılan, aslı astarı olmayan haberlerin doğrusunu vermektir. Bu nedenlerle diyasporik toplumların kendi yerel medya organlarına sahip olmaları çok önemlidir. ABD'deki diğer diyasporik toplumlarla kıyaslandığında Türk toplumunun medya tarihinin oldukça yeni olduğu görülür. Bir başka ifadeyle Türk Amerikan toplumu, kendisine ait medya organlarına sahip olma konusunda diğer toplumları bir hayli geriden takip etmektedir. Ancak ne kadar geriden gelse de Türk Amerikan toplumu bu süre zarfında çok sayıda dikkate değer dergi ve gazete gibi yayınlar çıkarmıştır. Çalışmanın ilgili bölümlerinde detaylarına ulaşılabileceği gibi, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu-TADF, Türk Amerikan Dernekleri Asemblesi-ATAA gibi kuruluşlar tarafından madden desteklenen birkaç yayın dışında kalan tüm yayınlar, medyaya ilgi duyan Türk girişimcilerin kendi kişisel çabaları ve fedakarlıkları ile çıkarılmıştır. Bu noktadan hareketle, bir çok yayının birkaç sayı sonra çıktıktan sonra kapanmak zorunda kalmasının asıl nedenin ekonomik olduğu söylenebilir. Bu çalışmada Amerika'daki Türk yerel medyasının tarihi gelişim safhaları irdelenerek, yaşanan sorunlar tartışmaya açılacak, eldeki bilgiler tek tek analiz edilerek ve geleceğe ışık tutulmaya çalışılacak.
  • Öğe
    Kamuoyu Araştırmalarının Siyasal Davranış Üzerindeki Etkisi: Aktif Seçmenden Pasif Seçmene Doğru
    (2017) Türkmenoğlu, Ahmet Tarık
    Bu çalışma kamuoyu araştırmalarının siyasal davranış üzerindeki etkisini araştırmaya yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu kapsamda çalışmada ilk olarak kamuoyu kavramı, kamuoyu araştırmaları ve siyasal davranış kavramlarına açıklık getirmek için literatür taraması yapılmıştır. Daha sonra Konya örneklemi üzerinde konuyla ilgili bir alan araştırması yapılarak bu araştırmada elde edilen veriler ışığında konu irdelenmiştir. Araştırma kapsamında öncelikle tanımlayıcı istatistiklere yer verilerek elde edilen bulgular gösterilmiş, daha sonra ise çıkarımcı istatistikler kullanılarak kamuoyu araştırmalarının etkisiyle demografik değişkenler ve araştırma kapsamında ele alınan diğer değişkenler ilişkilendirilmiştir. Bu istatistikler ışığında elde edilen sonuçlar kamuoyu araştırmalarının siyasal davranış üzerinde etkili olduğunu göstermiştir. Kamuoyu araştırmalarının etki yönünün de incelendiği çalışmada sonuç olarak Türk seçmeni üzerinde en çok bu araştırmaların kamçılanma etkisinin görüldüğü tespit edilmiştir. Bununla birlikte yeni bir etki türü olarak "pasifleştirme" etkisinin olduğu da çalışma kapsamında elde edilen bir diğer önemli bulgudur. Bu sonuçlar Türk seçmeninin ideolojik ve parti kimliği modeli içinde oy verdiklerini göstermektedir. Nitekim her iki durumda da seçmen kendi tuttuğu parti dışında başka bir partiyi değerlendirmeye almamakta tuttuğu partinin kazanması için ya iyice motive olmakta ya da kazanacağı umudu kalmadı ise sandığa gitmekten vazgeçmektedir. Bu durum ise bireyleri seçmen davranışı olarak iki kutup üzerinde tutmaktadır. Bunun bir tarafında kazanmak için iyice aktif hale gelmiş ve bunun için her türlü çabayı gösteren bir seçmen tipi diğer tarafında ise kaybetmeyi baştan kabul ederek tamamen kendisini sürecin dışına atan pasif bir seçmen tipi bulunmaktadır