Ulaştırma ve Lojistik Yönetimi Anabilim Dalı Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 14 / 14
  • Öğe
    Lojistik 4.0 uygulamalarını etkileyen fırsatların ve zorlukların sürdürülebilirlik bağlamında belirlenmesi: Ankara Lojistik Üssü'nde bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Kanduza, Bedriye Seda; Dündar, Abdullah Oktay
    Sanayi devriminde yaşanan büyük sıçramalar lojistik sektörünü de derinden etkilemiştir. Lojistik 4.0 işletmelere yeni iş modelleri, rekabetçi yapı, verimlilik, esneklik gibi fırsatlar sunmaktadır. Lojistik 4.0 ile birlikte gelen yeni iş modelleri ve teknolojik ilerlemeler sürdürülebilirliği önemli ölçüde etkilemektedir. Lojistik 4.0 teknolojileri ile sürdürülebilirlik arasında döngüsel bir ilişki bulunmaktadır ve lojistik için itici bir güç konumunda yer almaktadır. Tüm bunların yanı sıra pazara giren rakiplerin artması, bilgi yetersizliği, maliyetlerin yüksek oluşu gibi faktörler firmaların Lojistik 4.0'ı uygulamasını geciktirmektedir. Bu bağlamda bu çalışmada, şirket boyutları, firma faaliyet alanları, teknoloji kullanım düzeyleri gibi faktörleri dikkate alarak Lojistik 4.0 uygulamaları ile ilgili fırsatları ve zorlukları sürdürülebilirlik bağlamında değerlendirmek amaçlanmıştır. Çalışma Türkiye'nin ilk özel lojistik merkezi olan Ankara Lojistik Üssünde ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyet gösteren 209 işletme üzerinde yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre firma büyüklüğü, faaliyet alanı, çalışan sayısı ve teknoloji kullanımının Lojistik 4.0'a bakış açısını etkilediği belirlenmiştir. Lojistik 4.0 ile ilgili fırsatların ve zorlukların gelecekte Lojistik 4.0 uygulama üzerinde itici güçler olduğu sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Uluslararası pazarlama sürecinde psikolojik mesafenin ve ihracat yetkinliklerinin ihracat performansı üzerindeki rolü: Konya'da faaliyet gösteren KOBİ'ler üzerinde araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Aksakal, Ahmed Ali; Çakırkaya, Murat
    İhracat, dış pazarlara ulaşma konusunda en kısa yoldur. Diğer yandan ihracat sadece imal edilen ürünün yurtdışına pazarlanması değildir. İhracat yapılacak bir pazarda başarı elde edebilmek için hedef pazara özgü plan ve stratejilerin belirlenmesi ve bu pazarlarla uyumlu hareket edilmesi son derce önemlidir. Bu noktada psikolojik mesafe algısı ve ihracat yetkinlikleri, ihracat performansı üzerinde etkili olma potansiyeli bulunan iki önemli unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Mevcut çalışmada ihracat yetkinliklerinin ve psikolojik mesafe algısının ihracat performansına etkisi Konya'da faaliyet gösteren 170 KOBİ üzerinde incelenmiştir. İşletmelerin ihracat yetkinliği boyutları ile ihracat performansı çoklu doğrusal regresyon analizi bulguları değerlendirildiğinde; işletmelerin ihracat yetkinliği alt boyutlarından, çalışanların ihracat deneyimi, işletmelerin ihracat bağlılığı ile işletmelerin pazarlama planlama yeteneği değişkenlerinin işletmenin ihracat performansı üzerinde anlamlı düzeyde bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Öte yandan diğer ihracat yetkinliği alt boyutlarının (işletmenin ihracat deneyimi ile işletmenin ihracat bilgisi) ise ihracat performansı üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. İşletmelerin psikolojik mesafe algısı boyutları ile ihracat performansı çoklu doğrusal regresyon analizi bulguları değerlendirildiğinde ise; İşletmelerdeki psikolojik mesafe algısı alt boyutlarından, iş birliği ve kurumsallaşma ile işletmelerin uluslararası pazar deneyimi değişkenlerinin işletmenin ihracat performansı üzerinde anlamlı düzeyde bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte diğer psikolojik mesafe algısı alt boyutlarının (yöneticinin yabancı pazar deneyimi, yöneticinin kültürel farklılıkları bilmesi, personel uzmanlığı ile işletme yetkinliği) ihracat performansı üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Çalışmanın bir diğer sonucu ise hem psikolojik mesafe algısı ana boyutunun hem de ihracat yetkinlikleri ana boyutunun ihracat performansı üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmasıdır. Yapılan çalışma göstermiştir ki ihracat performansını artırmak isteyen KOBİ'ler için gerek psikolojik mesafe algısının ve gerekse ihracat yetkinliklerinin güçlendirilmesi önem arz etmektedir.
  • Öğe
    Pandemi döneminde hava kargo taşımacılığının kurumsal müşteri memnuniyeti üzerindeki etkisi: Konya örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Akca, Meryem; Telli Üçler, Yasemin
    2019 yılında Çin'de ortaya çıkan ve 2020 yılında tüm dünyada pandemi ilan edilmesine neden olan Covid-19 salgını, havacılık sektörünü doğrudan etkilemiştir. Taşıma türleri arasında hız faktörü ile ön plana çıkan havayolu taşımacılık sektörü, dünya genelinde yolcu uçuşlarının iptal edilmesi ile zarar görmeye başlamıştır. Ardından kargo uçuşlarının belirli güzergahlar ile çalışmaya geçmesi nedeniyle de uluslararası ticarette önemli rol oynayan hava kargo sektörü salgından olumsuz yönde etkilenmiştir. Salgın sürecinde olumsuz etkileri en aza indirmek amacıyla birçok önlem alınmaya başlamıştır. Tüm sektörler sürece ayak uydurduğu gibi hava kargo hizmeti veren işletmeler de yeni stratejiler geliştirerek süreç içerisinde faaliyetlerini devam ettirmeye çalışmışlardır. Bu süreçte hava kargo hizmeti veren işletmeler, müşterilerinin de süreçten minimum şekilde etkilenerek aldıkları hizmetten memnun olmalarını sağlamak ve bu memnuniyeti sürdürmek için hizmetlerine devam etmektedir. Bu çalışmada Covid-19 (Koronavirüs) salgını döneminde hava kargo hizmeti alan kurumsal müşterilerin memnuniyet düzeylerinin ölçülmesi amaçlanmıştır. Müşteri memnuniyetini ölçmek için Müşteri Değeri Ölçeği kullanılmıştır. Konya Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyette bulunan orta ve büyük ölçekli üretim ve ihracat firmalarının lojistik yetkililerinden yüz yüze ve online anket yöntemi ile veri toplanmıştır.
  • Öğe
    Kargo uçaklarından kaynaklanan emisyonların belirlenmesi: Türk havalimanlarında karşılaştırmalı bir analiz
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Toy, Ayşegül; Dündar, Abdullah Oktay
    İklim değişikliği üzerinde önemli bir etkiye sahip olan sera gazları, insan faaliyetleri sonucunda özellikle Sanayi Devrimi'nden günümüze artış göstermektedir. Atmosfere salınan emisyon miktarında ulaşım sektörü önemli bir paya sahiptir. Son yıllarda gelişen havacılık sektörü ile birlikte uçaklardan salınan sera gazı emisyonları artış göstermekte ve iklim değişikliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çalışmada, Türkiye'de hava kargo trafiğinin yoğun yaşandığı beş havalimanında (İstanbul Sabiha Gökçen, İstanbul Atatürk, İstanbul, Adnan Menderes ve Esenboğa Havalimanı) 2015-2020 yılları arasında kargo uçuşlarından kaynaklanan sera gazı emisyonları hesaplanmıştır. Hesaplamalarda IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) tarafından geliştirilen Tier 2 yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre 2015-2020 yılları arasında en yoğun uçak trafiğinin yaşandığı Atatürk Havalimanı'nın tüm yıllarda toplam CO2 eşdeğerinde (e) ve diğer tüm emisyon türleri ve yakıt tüketimi miktarında ilk sırada yer aldığı görülmüştür. Toplam CO2e emisyonlarında en az paya sahip olan havalimanları ise 2015-2019 yıllarında Esenboğa Havalimanı, 2020 yılında ise Adnan Menderes Havalimanı olmuştur. İlgili yıllar arasında Atatürk ve İstanbul Havalimanı'nda uçak trafiğinde sürekli bir artışın meydana geldiği ve toplam CO2e emisyonlarının sürekli olarak arttığı görülmüştür. Diğer üç havalimanında ise dalgalanmalı bir değişim meydana gelmiştir. 2015-2020 yılları arasında tüm havalimanlarında toplamda 775.565.104,46 kg CO2e emisyonu meydana gelmiştir. Çalışma sonucunda Türkiye' deki hava kargo trafiğinin İstanbul Havalimanı'nın da açılmasıyla gün geçtikçe artmakta olduğu ve uçaklardan salınan emisyon miktarlarının da buna bağlı olarak artış gösterdiği tespit edilmiştir. Hava taşımacılığının çevresel etkilerinin azaltılabilmesi için gerekli önlemlerin alınmasının uçak trafiği artsa da sera gazı emisyonlarını azaltmada etkili olabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Çiğ süt satışında kullanılan kısa gıda tedarik zinciri türlerinin sürdürülebilirlik bağlamında değerlendirilmesine yönelik bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Kolay, Arzu; Başaran Alagöz, Selda
    Gıda sistemleri, besin kaynaklarının üretiminden dağıtımına kadar farklı süreçleri içeren ve nüfus artışı, iklim değişikliği, çevresel sorunlar ve artan rekabet gibi baskılar altında sürdürülebilirliği sağlamak için alternatif çözümler arayan sistemlerdir. Kaynakların daha verimli kullanımını sağlamak için uygulanan büyük ölçekli üretim modellerinin yanı sıra, toplumların yaşam şekillerindeki değişimler, endüstriyel ve küresel gıda tedarik zincirlerinin gıda sistemlerindeki payını artırmıştır. Ancak bu zincirlerin yaygınlaşması, avantajların yanı sıra farklı riskleri de beraberinde getirmektedir. Yakın zamandaki pandemi süreci, toplumların gıda güvencesi endişeleri nedeniyle kısa gıda tedarik zincirlerinin (KGTZ) yeniden gündeme gelmesine neden olmuştur. Bu çalışmanın amacı, KGTZ'nin çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla sürdürülebilirliğini değerlendirmektir. Çalışmada, öncelikle kısa gıda tedarik zincirleri kavramı, içinde bulunduğu gıda sistemleri ve bu zincirlerin tüketiciler, üreticiler ve toplumlar üzerindeki etkileri ile sürdürülebilirlik kavramı hakkında geniş bir literatür incelemesi yapılmıştır. Çalışmanın devamında, Konya ilinde çiğ süt satan kısa gıda tedarik zincirlerinin üreticileri ile söz konusu zincirlerin sürdürülebilirlik bağlamında etkisinin ilgili katılımcıların görüşleri doğrultusunda değerlendirildiği nitel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada sistematik ve karşılaştırılabilir bilgi sağlamak amacıyla yarı yapılandırılmış mülakat yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntem doğrultusunda, belirlenen göstergeleri elde etmek için sorular belirlenmiş ve mülakat yapılan kişiye bu sorular yöneltilmiştir. Görüşmelerden elde edilen veriler değerlendirildiğinde, incelenen kısa gıda tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliğe her zaman olumlu etki yapmadığını, en fazla olumlu etkinin sosyal sürdürülebilirlik boyutunda olduğunu göstermiştir.
  • Öğe
    Covid-19 pandemi döneminde dijital pazarlama ve e-lojistik faaliyetlerinin lojistik sektörü üzerine etkisi: Kocaeli ilinde bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Oktaykaan, Sena; Başaran Alagöz, Selda
    Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemi salgını tüm sektörleri derinden etkilemiştir. En çok etkilenen sektörlerden biri lojistik sektörüdür. Fakat Covid-19 pandemisini diğer salgınlardan ayıran en önemli etken teknoloji ve teknolojinin getirdikleridir. Ülkelerin gümrük sınırları, hava yolu taşımacılığı kapatılıp, yeni tedbirler ve kısıtlamalar alırken, tüketicileri internet ortamına itmiştir. İşletmeler de bu düzene ayak uydurabilmek için çevrimiçi stratejilere yönelmiştir. Lojistik sektörünün stratejisi ise dijital pazarlama ve e-lojistik faaliyetleridir. Bu çalışmada pandemi döneminde dijital pazarlama ve e-lojistik faaliyetlerinin lojistik sektörü üzerine etkisi araştırılmıştır. Araştırma alanı olarak Kocaeli belirlenmiştir. Bu doğrultuda dijital pazarlama faaliyet ölçeği ve e-lojistik faaliyet ölçeği adı altında iki tane ölçek hazırlanmıştır. Araştırmaya 270 kişi katılmıştır. Araştırma verileri SPSS 20 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan araştırmaya göre: İşletmenin faaliyette bulunduğu süreye göre pandemi döneminde dijital faaliyetleri farklılaşmaktadır, İşletmenin faaliyette bulunduğu süreye göre pandemi döneminde e-lojistik faaliyetleri farklılaşmaktadır, İşletmenin çalışan sayısına göre pandemi döneminde dijital faaliyetleri farklılaşmaktadır, İşletmenin çalışan sayısına göre pandemi döneminde e-lojistik faaliyetleri farklılaşmaktadır, İşletmenin pandemi dönemindeki dijital faaliyetleri e-lojistik faaliyetlerini etkiler, sonuçlarına ulaşılmıştır. Araştırma sonuçlarının literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Lojistik işletmelerinin kriz yönetimi açısından değerlendirilmesi: Karadeniz bölge örneği
    (2023) Karagöz, Zülal; Geçkil, Tahsin
    Herhangi bir işletmede meydana gelebilecek olası krizlerin birçok sebebi bulunmaktadır. Meydana gelme olasılığı bulunan, krizlerin sebeplerinin analiz edilmesi, işletmeyi yüksek derecede etkileyebilecek olanların tespiti ve önlemlerinin alınabilmesi şirketler açısından önem arz etmektedir. Kriz yaşanmadan önce kriz ekipleri oluşturmak krizin yaşandığı süreçte etkili bir şekilde cevap verebilmek işletmelerin yaşamlarını devam ettirebilmek adına önemli bir noktadır. Güçlü bir kriz yönetimi işletmeyi, işletmenin çevresini ciddi şekilde koruyacaktır. İşletmelerin kriz durumuyla karşı karşıya kalması halinde göstereceği farklı tepkiler ve ders çıkaracakları sonuçlar bulunmaktadır. Lojistik firmalarının birbirinden farklı şekillerde kriz hazırlık süreçlerinin olabileceği ve krizin yönetilmesi hususunda farklı değerlendirmelerin olabileceğinin varsayımıyla sorgulamalarının yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda kriz kavramı ve kriz yönetimi detaylı olarak anlatılmış, kriz yönetimi sürecine dair lojistik firmalarının ne seviyede oldukları üzerine araştırma yapılmıştır. Betimleyici nitelikte nicel bir araştırma yöntemi kullanılarak, işletmelerin kriz süreçlerinde referans aldıkları bir kriz planın mevcut olup olmadığını, ortaya koymak amaçlanmaktadır. Lojistik firmalarının %85,5 oranında temel aldıkları bir kriz rehberinin bulunmadığı, bulunanların ise rehber içerisindeki bilgilerinin çok kısıtlı olduğu saptanmıştır. Kriz yönetimi rehberi olma durumu ile kriz yönetimi ölçeği arasındaki fark değerlendirildiğinde rehberi olanların olmayanlara göre ölçek puanın yüksek ve aradaki farkın anlamlı olduğu saptanmıştır(p<,000). Sonuç olarak çalışma bulguları doğrultusunda işletmelerin kriz süreçlerinde referans alabilecekleri bir yönetim rehberinin oluşturulması önerilebilir.
  • Öğe
    Hububat üretimi ve ihracatı açısından lisanslı depoculuk; Orta Anadolu örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Çolak, Mihriban; Telli Üçler, Yasemin
    Ülkede hububat üretimin en yaygın olduğu Orta Anadolu bölgesinde hububat ürünlerin ne kadarlık kısmını lisanslı depolarda tuttuklarını ve lisanslı depoculuğun faydalarını göz önünde bulundurarak lisanslı depo kuruluşlarının sayılarını artırmak amaçlanmıştır. Dünyada nüfus hızlı bir biçimde arttığından dolayı yaşam koşulları zorlaşmaktadır. Bu nedenle insanların temel ihtiyaçları ve ülke kaynaklarını en etkin şekilde kullanmaları gerekmektedir. Hububat üretimi yapan çiftçiler ürünlerin bir kısmını direkt pazarlarken bir kısmı da belirli aşamalardan geçirerek işlemektedirler. Hububat ürünlerinde hasat zamanından sonra arz yığılması meydana gelmektedir. Bu nedenle depolanması gereken birçok ürün ortaya çıkmaktadır. En iyi şartlarda depolama yapılmalıdır eğer şartlar iyi olmazsa maddi hasara sebep olmaktadır. Lisanslı depoculuk sistemi ve Türkiye’deki hububat piyasası hakkında literatür taraması yapılmıştır. Orta Anadolu’da faaliyette olan 110 lisanslı depo kuruluşlarına anket yöntemi kullanılarak veriler toplanmıştır. Cronbach Alfa Katsayısı ile çalışmanın güvenilirliği faktör analizleriyle de geçerliliği test edilmiştir. Lisanslı depoculuk sistemi ve alt boyutlarının işletmenin kuruluş tarihine göre karşılaştırmalarda bağımsız örneklem t testi kullanılmıştır. Lisanslı depoculuk sistemi ve alt boyutlarının işletmenin toplam çalışan sayısı, toplam aylık brüt ciro, işletmenin toplam faaliyet alanına göre karşılaştırmalarda tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmış olup, post hoc test olarak LSD testi uygulanmıştır.
  • Öğe
    Hava yolu taşımacılığında viral pazarlamanın tüketici temelli marka değerine etkisi: Covid-19 pandemi süreci özelinde bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Altay, Hulusi Can; Çakırkaya, Murat
    Havayolu taşımacılığı insanoğlunun geçmişten gelen uçma isteği nedeniyle özellikle son yüzyılda havacılığın gelişimiyle birlikte önemli bir ilerleme kaydetmiştir. Küreselleşmenin etkisi ve teknolojik gelişmeler havayolu taşımacılığını geliştirmiş ve günümüzde vazgeçilemez bir taşımacılık türü olmuştur. Havayolu taşımacılığını diğer taşımacılık türlerinden ayıran en önemli özellik ise hızı ve hizmet kalitesidir. Havayolu taşımacılığının ilerlemesi ve sektöre birçok havayolu işletmesinin girmesi rekabeti artırmıştır. Bu rekabet havayolu taşımacılığı kapsamında gerçekleştirilen pazarlama uygulamalarının önemini artırmıştır. Her şirketin olduğu gibi havayolu taşımacılığında faaliyet gösteren şirketlerin de temel amaçlarından biri kar elde etmek olduğu için bu alanda faaliyet gösteren şirketler birçok reklam ve pazarlama stratejileri geliştirmektedirler. Bir havayolu şirketi müşteri tercihinde ön plana çıkmak istiyorsa şu hususlara dikkat etmelidir: Anında hizmet anlayışı, müşteri odaklı ve gülümseyen personel, kaliteli ikram hizmetlerinin sunumu, teknolojik olanaklardan yararlanma vb. Kısaca hizmet kalitesine özen gösterilmesi ve müşteri üzerinde güven tesisi şirketi rekabette öne geçirecektir. Rekabetin yoğun olduğu havayolu şirketleri de ulaşım hizmetlerini pazarlamak amacıyla birçok uygulamalar yapmaktadırlar. Bu kapsamda son yıllarda bazı havayolu şirketlerinin başarılı viral pazarlama uygulamalarına da imza attıkları gözlenmektedir. Viral pazarlamanın havayolları şirketlerince kullanımı şirketler için müşteri artışına ve şirketlerin daha popüler olmasına katkı sağlamaktadır. Bu sayede havayolu sektörünün bilinirliği ve tercih düzeyinde de artışlar söz konusu olabilmektedir. Diğer yandan havayolu şirketlerinin iyi bir marka değerine sahip olması, müşteriler tarafından tercih edilmesini sağlamakta, aracılık etkisiyle de onların satın alma kararlarında etkili olmaktadır. Bu çalışmada havayolu şirketlerinde viral pazarlama uygulamalarının tüketici temelli marka değerine etkisi Covid-19 pandemi dönemi özelinde incelenmiştir. Araştırma SPSS paket programıyla uygun analizler kullanılarak, havayolu taşımacılığını kullanan katılımcılar arasında yapılmıştır. Araştırma sonucunda Covid-19 döneminde havayolu taşımacılığı özelinde gerçekleştirilen viral pazarlama uygulamalarının tüketici temelli marka değerini olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Literatürde viral pazarlama ile marka değeri arasındaki ilişkiye yönelik kısıtlı sayıda çalışma bulunduğu gözlenmiştir. Ayrıca bu çalışma viral pazarlama ile marka değeri arasındaki ilişkiyi havayolu taşımacılığı sektöründe ve Covid-19 özelinde gerçekleştirilen ilk çalışma olma özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle çalışmanın literatüre katkı sağlayacağı ve gelecekte yapılacak olan çalışmalara yol gösterebileceği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Covid19 pandemi sürecinde kargo firmaları tarafından gerçekleştirilen ilişkisel pazarlama faaliyetlerinin kurumsal müşterilere ait hizmet kalite algısı üzerindeki rolü: Konya örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Yiğit, Mükremin; Çakırkaya, Murat
    Kargo firmaları Covid-19 (koronavirüs) pandemi döneminde gizli kahramanlar olarak görülebilmektedir. İnsanlar salgın süresince evlerinde kalırken kargo firmalarında çalışanlar hep sahada yer almışlardır. Pandemi öncesinde kargo firmalarını kullanmayan insanlar dahi Covid-19 pandemi döneminde kargo hizmetlerinden faydalanmışlardır. Bu kişiler ihtiyaçlarını online ortamlardan almışlar ya da yakınlarının yanlarına gidemedikleri için hediyeler göndermişlerdir. Kargo firmalarının kullanımı bu dönemde artış gözlenmiştir. Günümüzde işletmeler arasında rekabet ortamının çok çetin olduğu bilinmektedir. İşletmeler bu rekabet ortamında müşteriler ile iyi ilişkiler kurup onların sadık müşteri olmalarını sağlamaya çalışmaktadır. Çünkü iyi kurulmuş ilişki karşılıklı kazanç sağlayacaktır. Bunun için işletmeler ilişkisel pazarlama kullanımına yönelmektedir. Rekabet ortamında avantaj sağlamanın bir diğer yolu da işletmelerin kalite kavramına önem vermeleridir. Müşterilerin ihtiyaçlarını iyi anlayıp, bu doğrultuda hizmet sunmak hem hizmet kalite algısını yükseltecek hem de ilişkileri güçlendirecektir. Covid-19, zamanla tüm dünyanın etkilendiği bir pandemiye dönüşmüştür. Bu nedenle bütün işletme dalları belirlenen yasaklara, kurallara uymak durumunda kalmışlardır. Böylesi kriz dönemlerinde işletmelerin, müşterileri ile ilişkilerini kesmemeleri aksine daha da arttırmaları gerekmektedir. Çünkü psikolojik olarak sıkıntıda olabilecek müşteriler, belki de işletmeden gelecek bir doğum günü mesajı ile mutlu olabilecek ve işletmeye sempati besleyebilecektir. Bu tarz salgın dönemlerinde işletmeler ilişkisel pazarlama faaliyetlerini gözden geçirmeli ve varsa eksik yönlerini gidermelidir. Çünkü müşteriler, zor günlerinde yanlarında olan, kendilerini önemseyen ve ihtiyaçlarını gideren işletmeleri tercih etmektedirler. Aynı zaman da salgın dönemin de tüketiciler satın aldıkları ürün ve hizmetler konusunda daha hassastırlar. Bulaş riski nedeniyle kalitesi düşük ya da hijyen yönünden temiz olmayan ürünleri tercih etmemektedirler. Dolayısıyla pandemi dönemi kalite kavramının daha da ön plana çıkmasına sebebiyet vermiştir. Bu çalışma Konya ilinde faaliyet gösteren ve Covid-19 döneminde kargo hizmeti almış olan kurumsal müşteriler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonucunda; “Sosyal Bağlar” ve “Hizmet Kalite Algısı” arasında orta düzeyde (=,506) pozitif ve anlamlı (p<0.05) bir ilişkiye rastlanmıştır. “Yapısal Bağlar” ve “Hizmet Kalite Algısı” arasında ise zayıf düzeyde (=,338) pozitif ve anlamlı (p<0.05) bir ilişki söz konusudur. Buna karşın “Ekonomik Bağlar” ile “Hizmet Kalite Algısı” arasında ise anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır (p=072; p>0,05). Ayrıca “Sosyal Bağ” hizmet kalite algısının anlamlı bir yordayıcısı (f=18,952; p<,001) iken “Ekonomik Bağ” ile “Yapısal Bağ”ın ise hizmet kalite algısını anlamlı bir şekilde yordamadığı tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Pazar bilgisi, rekabet istihbaratı ve teknoloji istihbaratının uluslararası pazarlar açısından önemi: Konya'da tarım makinaları imalatı ve ihracat yapan işletmeler üzerine araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Gündüz, Bayram; Başaran Alagöz, Selda
    Bu çalışmanın amacı firmaların rekabet istihbaratı, teknoloji istihbaratı ve ihracat pazar bilgisi kullanım düzeylerini belirlemek ve istihbarat kullanımın düzeyinin hangi faktörlere bağlı olarak farklılaştığını ortaya koymaktır ve bunların kullanımının firmalar için önemini açığa çıkarmaktır. Araştırmanın amacına uygun olarak çalışmanın veri seti toplanmasında nicel araştırma yöntemlerinden anket tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Konya’da tarım makineleri imalatı ve ihracatı yapan firmalar oluşturmaktadır. Araştırmanın evreni büyük olmadığı için örneklem yöntemine gidilmemiştir. Verilerin analiz edilmesinin ardından elde edilen bulgular; firmaların faaliyette bulunduğu sektöre göre ihracat pazar bilgisi, rekabet istihbaratı ve teknoloji istihbaratı arasında da farklılaşma bulunmamaktadır. Firmaların faaliyette bulunduğu süre ile ihracat pazar bilgisi, rekabet istihbaratı ve teknoloji istihbaratı arasında farklılaşma bulunmaması olmuştur. Diğer bir sonuç ise; firmaların istihbarat tecrübesi ile rekabet istihbaratı ve teknoloji istihbaratı düzeyleri arasında bir farklılaşma bulunmamaktadır. Fakat firmaların istihbarat tecrübesi ile ihracat pazar bilgisi arasında bir farklılaşma bulunmaktadır. Bunun yanında rekabet istihbaratının artmasının teknoloji istihbaratını geliştirdiğini, ihracat pazar bilgisinin artması ile teknoloji istihbaratı donanımına sahip olmak istediği, ihracat pazar bilgisi arttıkça teknoloji istihbaratını daha çok kullanarak ihracat pazar bilgisi arttıkça firmaların performansının arttığı sonuçlarına da ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Türkiye'deki yasal gereklilikler ve kalite yönetim sistemleri çerçevesinde yeşil depo standart önerisi
    (2022) Ölger, Alper Mustafa; Dündar, Abdullah Oktay
    Dünya nüfusunun ve tüketim gücünün artması beraberinde tüketim miktarını da arttırmaktadır. Hammaddelerin üretiminden nihai kullanıcıya teslim edilen ticari ürüne kadar yürütülen süreçlerin tümünde lojistik faaliyetler almaktadır. Bu gelişmelere paralel olarak enerji ihtiyacı ve tüketimi de yükselmektedir. Kullanılan enerjinin büyük bölümünün fosil yakıtlardan karşılanması hem küresel ısınma problemini hem de enerji tüketiminde ortaya çıkan zararlı gazlardan kaynaklı sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Günümüz modern tüketicileri satın alma kararları verirken ürünlerin üretildiği ilk aşamadan teslimine kadar tüm süreçlerde çevre hassasiyeti gösteren faaliyetlere dikkat etmektedir. Küresel ölçekte faaliyet gösteren birçok işletme karbon salınımını azaltıcı faaliyetleri süreçlerine entegre etmeye başlamıştır. Bu kapsamda lojistik hizmet sağlayıcılar da süreçlerini karbon salınımını azaltan uygulamaları dikkate alarak yenilemektedir. Lojistik hizmetler içerisinde büyük pay sahibi olan taşımacılık karbon salınımını azaltmak için çalışma yapılacak ilk alan olarak görülmektedir. Dolayısıyla yeşil lojistik faaliyetlerini araştırmak ve işletmelere sağlayacağı potansiyel yararları incelemek önem taşımaktadır. Bu araştırmanın amacı yeşil depo ile ilgili Türkiye’deki yasal ve kalite sistem gerekliliklerini inceleyerek yeşil depo uygulamalarının işletmeler için sağladığı avantajları ortaya çıkartmaktır. Ayrıca, yeşil depo ile ilgili yasal ve kalite sistemleri çerçevesinde bir standart ve derecelendirme oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede sürdürülebilirliğin üç önemli unsuru olan azalt, yeniden kullan ve geri dönüştür ile sonradan eklenen üret kavramları ile Atık Yönetmeliği, ISO 141001 ve Leeds Sertifikasında içerik analizi yapılarak 4 farklı derecede yeşil depo standart önerisi sunulmuştur.
  • Öğe
    Lojistik Sektörü Özelinde Endüstri 4.0 Farkındalık Düzeyleri Üzerine Bir Araştırma
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Taş, Ahmet; Başaran Alagöz, Selda
    Günümüzde işletmelerin mevcudiyetini sürdürebilmeleri ve rekabet avantajı elde etmeleri teknolojik getirilerin farkında olmalarına bağlıdır. İlk olarak 2011 yılında Almanya’da ortaya çıkan, Endüstri 4.0 olarak da anılan dördüncü endüstriyel devrim beraberinde getirmiş olduğu teknolojik yeniliklerle neredeyse tüm sektörler için yeni bir çağın kapısını aralamış bulunmaktadır. Tedarik zincirinin her noktasında hayati öneme sahip olan lojistik sektörünün bu devrimden en çok etkilenen sektörlerden olması beklenen bir durumdur. Yaşanan değişim ve dönüşüm sürecinde Türk lojistik sektörünün stratejik ve jeopolitik konum avantajını kaybetmemesi adına dördüncü endüstriyel devrimin lojistik sektörüne uyarlanması olarak ifade edilebilen Lojistik 4.0 teknolojilerine adapte olmaları elzemdir. Bu doğrultuda çalışmada endüstriyel devrimler sırasıyla incelenmiş, devrimlerin ortaya çıkış nedenleri ve tarihsel süreçlere, devrimler neticesinde ortaya çıkan sosyal ve kültürel değişimlere değinilmiş, Endüstri 4.0 devrimini meydana getiren bileşenlere detaylıca yer verilmiş, Lojistik 4.0’ın bileşenleri ve lojistik sektörü Endüstri 4.0 farkındalığından bahsedilip, literatür taramasına yapılmıştır. Son bölümde ise lojistik sektöründe Endüstri 4.0 farkındalığı üzerine anket veri toplama yöntemi kullanılarak uygulama yapılmış, toplamda 233 adet geçerli katılımcıya ulaşılmış, Konya ilinde faaliyet gösteren lojistik firmalarının Endüstri 4.0 farkındalık düzeyleri saptanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonuç bölümünde elde edilen veriler SPSS istatistik yardımıyla analiz edilip sonuçlandırılmıştır. Genel olarak işletmelerin Lojistik 4.0 teknolojilerini aktif bir şekilde kullanıp kullanmamaları fark etmeksizin belirli bir farkındalık düzeyine sahip olduğu, fakat uygulama noktasında istenilen seviyede olmadığı, tespit edilmiş, bulgular neticesinde çeşitli önerilere yer verilmiştir.
  • Öğe
    Uluslararası pazarlama sürecinde pazarlama planlama yeteneği ile ihracat performansı arasındaki ilişki: Konya örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Güven, Ömer Faruk; Çakırkaya, Murat
    Uluslararası pazarlama, "ulusal sınırların dışında, küresel müşteri ihtiyaçlarını karşılamak ve küresel şartları değerlendirerek rekabet avantajı sağlayacak şekilde pazarlama faaliyetleri arasında bir eşgüdüm yaratmaktır. Bir yönetim fonksiyonu olarak örgütsel amaçlara ulaşmada önemli bir nokta olan uluslararası pazarlama, bu amaçlara ulaşmayı sağlayacak değişimleri gerçekleştirmek üzere mal, hizmet veya fikirlerin geliştirilmesi, fiyatlandırılması, tutundurulması ve dağıtılmasına ilişkin olarak birden çok ülkede yapılan planlama ve uygulama sürecidir. Dolayısıyla uluslararası pazarlama sürecinde başarılı olmanın temelinde uluslararısılaşma çabalarının durumu önem arz etmektedir. Nitekim uluslararasılaşma bir süreç olarak ele alınmakta ve ihracatın başlangıç noktasını oluşturmaktadır. Buna göre bir işletmenin dış pazarlardaki etkinlikleri; öncelikle uluslararası pazarlama anlayışıyla başlamakta, bunun gerçekleştirilebilmesi için uluslararasılaşma süreci ile devam edilmekte ve ihracat ile sonuçlanarak sürdürülebilir hale gelmektedir. Ancak pek çok işletme ilk iki adıma yeterince önem vermeden sıklıkla ihracat yolunu kullanarak dış pazarlara açılmaya çalışmakta, bunun sonucunda da arzu edilen performans elde edilememektedir. Uluslararası pazarlarla başarılı bir ihracat performansı elde edilebilmesi, akışın sağlıklı işleyebilmesi ve anlamlı sonuçlar ortaya çıkarabilmesi için çalışanlar ve işletmelerin öncelikle bilgi, deneyim ve beceri konularında yeteneklerini geliştirmesi gerekmektedir. Ayrıca işletmelerin ihracat yönlü olması, kapsamlı planlar hazırlaması, bu planlara uygun stratejiler geliştirmesi, ihracata yeterince kaynak ayırması ve yurt dışı pazarlara odaklanması gerekmektedir. Bu çalışmada uluslararası pazarlama çok yönlü olarak ele alınarak, Kasım-Aralık 2019 döneminde Konya ilinde faaliyet gösteren ihracat yapan 157 işletmenin uluslararası pazarlama sürecinde pazarlama planlama yeteneği ile ihracat performansı arasındaki ilişki SPSS paket programıyla korelasyon ve regresyon analizleri yapılarak incelenmiştir. Araştırma sonucunda; hem çalışanların hem de işletmelerin ihracat deneyimi, pazar bilgisi, ihracat bağlılığı, pazarlama planlama yeteneği ile firmanın ihracat performansı arasında yakın bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca örneklem seçilen Konya'daki işletmelerin çalışanlarının bilgi, deneyim ve beceri bakımından iyi durumda olduğu ancak bu işletmelerin firma olarak kapsamlı planlar yapma ve uygulama, rakipleri tanıma, yoğun şekilde dış pazarlara odaklanma, ihracat hedeflerini açıkça ortaya koyma, ihracat stratejilerini açık ve net biçimde belirleme ve yeterli sayıda dış ticaret çalışanı istihdam etme konularında görece zayıf oldukları tespit edilmiştir.