Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Öğe
    Konya kaşık havalarının usul, makam ve ayak yönünden incelenmesi
    (2012) Pirgon, Yüksel; Demirkaya, Ezgi
    Türk Halk Müziği’nin bir türü olarak karşımıza çıkan kaşık havaları, Konya’da geleneksel bir muhafazakârlık ve Mevleviliğin de etkisiyle yaygın bir musiki anlayışı olmasına karşın, halkın eğlence aracı olarak sürekliliğini sürdürmüş ve günümüze kadar ulaşmıştır. Bu çalışmada, Konya’nın geleneksel müzik ve eğlence kültürü hakkında genel bilgiler verilmiş bu çerçevede geleneksel eğlence kültürünün öğelerinden biri olan kaşık havaları; usul, makam ve ayak yönünden incelenmiştir. Verilere, betimsel araştırma yöntemlerinden literatür taraması ile ulaşılmıştır. Çalışmanın kapsamını, TRT müzik dairesi bünyesindeki Türk Halk Müziği notalarından seçilen 10 adet Konya türküsü oluşturmuştur. Sonuç olarak, türkülerin çoğunun makam karşılıklarıyla uyuşmadıkları, sadece benzerlik gösterdikleri görülmüştür. Farklı dizi kullanan birçok türkünün tek bir ayak ismiyle ifade edildiği, mevcut ayakların türkülerin sınıflandırılmasında yetersiz ve belirsiz kaldığı saptanmıştır. Çalışmanın sonucunda, Konya Kaşık Havalarının dolayısıyla da Türk Halk Müziği teorisinin kendine özgü özellikleriyle tekrar ele alınıp araştırılması ve yapılandırılması gerekliliği ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Kemanın Tarihsel Gelişim Süreci ve Eğitimci Yorumcular
    (2013) Yağışan, Nihan; Aydın, Nergis
    Solo ve orkestra müziğinde kullanılan ve geçmişten bugüne büyük bir değişim ve gelişim içerisinde günümüze ulaşan yaylı çalgıların en önemlilerinden biri de kemandır. Ortaya çıkışı bakımından kemanın bir Rönasans dönemi çalgısı olduğu düşünülse de müzik tarihi içindeki bütün dönemlerde kullanılmış, bu dönemler içinde yapısal, teknik ve edebiyatı açısından kendi değişim ve dönüşüm süreçlerini en üst düzeyde gerçekleştirmiştir. Keman müziği rönasans dönemde ‘oluşmaya’ başlamış, barok dönemde ‘kendine özgü bir nitelik’ kazanmaya başlamış, klasik dönemde ‘büyük ölçekli tür ve biçimlerine kavuşmuş’, romantik dönemde ‘duygusal anlatımın en yüksek en geniş sınırlarına dayanmış’, çağdaş dönemde ise ‘deneysel çalışmalarla yeni arayış evrelerinden geçerek’ günümüze ulaşmıştır (Uçan, 2005;130). Kemanın yapısal ve teknik gelişimleri devam ederken, keman edebiyatına katkı sağlayan besteciler yanında pek çok keman pedagogu da yetişmiş, hepsi aynı zamanda virtüöz olan öğrenciler yetiştirmişlerdir. O dönemde yayınladıkları metot kitapları ve eserleri günümüz keman eğitiminde de halen temel kaynaklar olarak kullanılan bu eğitimci yorumculardan bazıları şunlardır; Michel Pignolet de Monteclair, Francesco Geminiani (The Art of Playing on the Violin), Guiseppe Tartini, George Philippe Telemann (Eşliksiz Keman İçin 12 Fantezi), Paganini (24 Kapris), Ferdinand David, Charles Auguste de Beriot (Metode de Violin), Michel Corette (Mükemmel Keman Çalma Sanatı), Guiseppe Tartini, Giovanni Battista Viotti, Pierre Baillot (L’ Art du Violin), Pierre Rode (24 caprices), Louis Spohr, Rodolphe Kreutzer (42 Etudes), Jacques-Fereol Mazas (Etudes Spéciales, Etudes Brillantes ve Etudes d’Artistes), Federigo Fiorillo (36 Caprices for Violin), Leopold Auer, Jan Hanus Sitt (100 Studies/Etudes), Charles Dancla, Henry Schradieck (Schule der Violintechnik), Ivan Galamian (Princibles of Violin Playing and Teaching), Carl Flesch (The Art of Violin Playing). Bu,çalışmada; kemanın müzik dönemleri içerisindeki yapısal ve teknik gelişim süreci ile keman edebiyatına ve eğitimine önemli katkıları olan ünlü eğitimci yorumcular,,bunların yetiştirdikleri belli başlı öğrenciler ve basılı eğitim yayınlarını kısa bir öz halinde derlemek amaçlanmıştır.Bu amaçla, keman edebiyatının ve keman pedagojisinin günümüze kadar olan gelişiminin kısa bir değerlendirilmesi yapılarak, çalışmanın eğitimcilere ve öğrencilere kaynak olarak sunulması hedeflenmiştir.
  • Öğe
    Analogies used in providing basic behaviors in violin education
    (2018) Kurtaslan, Zafer; Kara, Melike
    In this research, analogies used by violin educators in order toprovide basic behaviors in violin education are identified. As there aremany abstract concepts in violin education, verbal examples given byeducator to transform abstract concepts into perceptible ideas in studentare important. For this reason, analogy method referred frequently ineducational sciences in materializing abstract concepts is used also inviolin education.In the research, analogies used by violin educators at the beginningstages are identified. Overemphasized by educators, they are oriented topositioning of right and left hand according to violin, and body’s being ina natural state suitable for violin. Despite the fact that violin educationis an applied training, educators’ embodying verbal explanations makethe proper practice easier. For this reason, in violin education supportingverbal explanation with analogies in embodying abstract knowledgecontribute to education’s being more permanent and faster.According to the results of the research, analogies used by violineducators for providing basic behaviors are oriented to make body’snatural posture adapt to the instrument according to the technique of it.In addition to this, it is seen that violin educators use way more analogiesoriented to bow holding.The research is descriptive and evaluates the situation. Qualitativeresearch method is used in the research.
  • Öğe
    Fazıl Say’ın “İstanbul Senfonisi”nde geleneksel ve çağdaş Türk müziği unsurlarının incelenmesi
    (2017) Nayir, Aynur Elhan
    1923 yılı, Cumhuriyet'in ilanından sonra, Atatürk'ün müzik kültürüne getirdiği Batılılaşma politikası sonucunda çağdaş Türk müziğinde ulusal akımlar ortaya çıkmaya başladı. Türkiye'de birinci kuşak bestecileri Cemal Reşit Rey, Hasan Ferit Alnar, Ulvi Cemal Erkin, Ahmed Adnan Saygun ve Necil Kâzım Akses idi. Bu besteciler arasında Ferit Alnar, Doğu ve Batı müzik sentezini yalnızca müzik formlarında ve makamsal yapıda değil, aynı zamanda Türk müziği çalgılarını da senfonik orkestraya dâhil etmekle oluşturdu. F. Alnar'ın 1946 yılında bestelediği ve 1951 yılında seslendirilen Kanun Konçertosundan sonra Çağdaş Türk Müziğinde Türk müziği çalgıları için yazılan eserler sadece 1980'li yıllardan sonra ortaya çıkmaya başladı. Böylece, 40 yıllık bir aradan sonra Münir Nurettin Beken'in "Ud Konçertosu" (1987-1990), "Dino ile Ceren" (orkestra ve Türk çalgılar için süit), "Gerdaniye Türkü" (orkestra ve Türk çalgıları), Oğuzhan Balcı'nın "Solo Enstrümanları İçin Kemençe Konçertinosu" (kemençe ve yaylı sazlar için), Fazıl Say'ın 7 bölümlük "İstanbul Senfonisi" (6 Şubat 2008), Ney Konçertosu (2012) vs. ortaya çıktı. Bu eserler arasında F. Say'ın "İstanbul Senfonisi" ister makamsal isterse de yapısallığı ile en dikkat çekenlerdendir. Bu çalışmada, Çağdaş Türk Müziğinde Doğu ve Batı sentezini sadece makamsal değil, aynı zamanda Türk müziği çalgılarıyla da ortaya koyan Fazıl Say'ın "İstanbul Senfonisi"nin genel ve makamsal analizi yapılmakta ve bestecinin geleneksel ve çağdaş Türk müziğine olan bakış açısı incelenmektedir.