Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Öğe
    Examination of 21st century skills and technological competences of students of Fine Arts Faculty
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2023) Öztürk, Ömer Tayfur
    In this study, 21st century skills and technological tendencies of the students of the Faculty of Fine Arts were examined with a relational approach in terms of some variables. With this aim, the 21st century skills and technological competences of the students of the Faculty of Fine Arts were compared in terms of gender and grade level variables. In this respect, this study is a comparative relational survey research. The study was carried out with 198 students studying fine arts at different universities in Turkey. The 21st century skills scale and the technological susceptibility scale were used as data collection tools. In the study, t-test for independent groups, one-way analysis of variance and correlation analysis techniques were used for data analysis. In the study, it was found that the 21st century skills of fine arts students were relatively high, while their technological susceptibility was moderate. It was found that the 21st century skills and technological predispositions of the participant students differed in terms of gender and grade level. Finally, a positive, significant and high-level relationship was found between the 21st century skills and technological predispositions of the students of the Faculty of Fine Arts.
  • Öğe
    Kamusal alanda sanat olgusu ve görsel kültür
    (2017) Eliri, İsa; Susuz, Mehmet
    Kamusal alanlar genel ifadeyle, "toplum bireylerinin ortak kullanım alanlarıdır". Dolayısıyla bu alanlar toplumun ortak paylaşım ve etkileşim mekânlarıdır. 1950 sonrası değişen sanatın anlamsal ve biçimsel yapısı galeri ve sergi salonlarının dışına taşarak kamusal alanlara yönelmiştir. Kamusal alanlar, sanatçıların eserlerini biçimlendirerek topluma sunduğu alanlar haline gelmiştir. Toplum ve toplumun kullanım alanlarının sanat ile bütünleştiği mekânlar, toplumun fotoğrafını, sosyokültürel yapısının kimliğini ortaya koymaktadır. Kamusal alanlar günümüzde, geçmiş dönemlerin sergi salonu ve galeri mekânlarının fonksiyonunu yüklenerek 'sanatın ve sanat eserinin topluma sunulduğu (teşhir edildiği) alanlara dönüşmüştür'. Kamusal alanlar sanat eserlerinin birçok kişiyle etkileşime girmesine olanak tanır. Dolayısıyla sanatın 'üreticisi' olan sanatçı ile 'tüketicisi' olan toplum arasında yoğun bir ilişki söz konusudur. Kamusal alanlar, yıllardır toplumdan uzaklaştırılarak elit tabakanın etkileşim alanında yer alan 'sanat olgusunu' güncel sanat pratikleriyle asıl sahibine yani halkın ayağına getirmiştir. Kamusal alanlarda icra edilen sanatların tümünü 'kamusal sanat' kavramıyla ifade edebiliriz. Özellikle 1950'lerden sonra kamusal sanat envanterine birçok sanat anlayışı dâhil edilmiştir. Geleneksel sanatta 'sanat eseri karşısında 'pasif' konumda olan toplum bireyleri kamusal alanlarda sanat ile etkileşime girerek 'aktif' konuma geçerler. Toplum yaşantısının yoğun olduğu alanlara sanat taşınmalıdır. Sanat bulunduğu ortamı güzelleştirerek o ortama estetik değer kazandırır. Toplum, sanatın temas ettiği bu alanlara karşı farklı bakış açıları geliştirerek 'kültür belleği' oluşturur. Caddeler, sokaklar ve meydanlar bir kenti oluşturan önemli alanlardır. Bu alanların sanata kucak açması, sanat toplum bütünleşmesine zemin hazırlar. Geçmişten günümüze toplum sanat ilişkisine bakıldığında, toplumun büyük çoğunluğunun sanata mesafeli olduğu görülmektedir. Bu durumun en önemli nedeni olarak, sanatın belli bir tabakanın tekelinde olduğu anlayışının topluma empoze edilmeye çalışılmasıdır. Kamusal alanlardaki sanat çalışmaları ile sanatçı, sanat ve toplum arasındaki bağ güçlenerek toplumun çevresine bakışı estetik düzeye çekilir. Sanatın, toplumun sürekli kullanım alanı olan kamusal alanlarda varlığını göstermesi, bireylerin bu mekânlara bakış açılarını değiştirir. Bir bakıma sanat, görünmeyeni görünür hale getirir ve fark edilmeyenin fark edilmesini sağlar. Bireyler bu çıkarımları yaparken görsel kültür'ün sağlamış olduğu veri tabanından beslenir. Kamusal sanat, toplumun yaşadığı çevrenin farkına varmasını ve 'kent kültürü' bilinci edinmesini sağlar. Kamusal sanat çalışmaları, kalıcı estetik kentsel dokuların oluşturulmasında, toplumun yaşadığı çevreye karşı olan duyarlılığının arttırılmasında, bireylerin yaşantılarını ve aralarındaki ilişkiyi geliştirmelerinde önemli yer teşkil eder. Kamusal sanat, toplumun yaşantılarla edindiği maddi ve manevi kültürel motivasyonların odak noktasına sanat olgusunu yerleştirmeyi amaç edinir. Sanatın kamusal alanlarda uygulanması ve kalıcılığının sürdürülmesi toplumun 'görsel kültür' düzeyine bağlıdır. Bir toplumun görsel kültür düzeyinin gelişiminde, birçok görselliği bünyesinde barındıran sanat etkinlikleri büyük önem taşır. Araştırmada, kamusal sanat uygulamalarının toplumun görsel kültür belleğine olan katkısı ile kamusal alanlardaki sanat etkinliklerinin toplum üzerindeki etkileri saptanmaya çalışılmıştır. Elde edilen bilgi ve belgeler ışığında sonuç ve öneriler geliştirilmiştir. Araştırmada, verilerin toplanma sürecinde tarama yöntemi kullanılmıştır.
  • Öğe
    Biçim, içerik, kompozisyon düzenindeki benzer temalar açısından Azerbaycan ve Türkiye çizim sanatından karşılaştırmalı bir inceleme: Azim Azimzade ve Turgut Zaim
    (2017) Seyhan, Başak Lütfiye
    Azim Azimzade, yaşadığı Azeri resim, çizim sanatının öncü isimlerinden birisi olarak kendine özgü bir yere sahiptir. Döneminin toplumsal sorunlarına, keskin mizah ve hiciv ile içeren üslubu ile yer vermiş, toplumda kadının yeri, fakir ve zengin hayatlar arasındaki uçurum gibi konular üzerine toplum eleştirisi içeren çizimler yapmıştır. Benzer şekilde Turgut Zaim, Anadolu insanı, kadınının yaşamından konuları ağırlıklı Türkiye'nin yöresel ve folklorik kültürel ögelerine vurgu yapan eserler yapmıştır. Bu araştırmada, Türkiye ve Azerbaycanlı sanatçıların eserlerinde öz, biçim, kompozisyon, açısından ortak benzerlikleri kadar, kendilerine özgü üsluplarını gösteren yönleri karşılaştırmak amaçlanmıştır. Araştırmada iki sanatçının eserlerinde ortak yönler kadar kendi tarzlarına özgü özellikler tespit edilmiştir. Azim Azimzade hakkında Türkiye'de literatür azlığı ve kaynakların bir kısmının kiril alfabesi ile internet ağırlıklı olması nedeniyle ayrıca web kaynaklı nitel araştırmaların çevirisi ile içerik ve görsel karşılaştırmalara ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Paris’te Orsay Müzesi izlenimleri
    (2018) Sert, Fatma Nurcan
    ‘Müze’ kelimesi Yunanca, ilham perilerinin (muses) tapınağı olan mouseidon’dan gelmektedir. Eşdeğer adlandırmalar, Fransızca’da musee; İspanyolca’da museo; Almaca’da museum; İtalyanca’da museo; Portekizce’de museu’dur(Icom, 2010: 56). Müzenin amacı, kendi istikrarını bozmak olmalıdır. ‘Görülmeye ve muhafaza edilmeye değer olduğunu düşündüğüm şeyler, bunlar’ demeyi göze almalı ve de seçebilmeli gözler önüne sermeli ki izleyici hem çerçeveyi hem de çerçeve içindekini görsün. Bu noktada yeni müze anlayışı müzeyi, artık esin perilerine hapsedilmiş bir tapınak olmaktan çıkarmıştır(Huyssen, 2006: 261). Fleming (2005:59)’in deyimiyle ‘müzeler bir yer’ dir fakat ‘herhangi bir yer değildir’. Her biri eşsiz olup en başarılıları, mekânından ve oluşumundan kaynaklanmaktadır. Somut olanla ve fikirlerle ilişkilidir; inanca değil sorgulamaya ihtiyaç duyar. Bununla birlikte inkâr edilemez olan şudur ki, bu gücün niteliği, hem tarih hem de kültürel şartlara sıkı sıkıya bağlıdır. Ama müzeler değişirler. Fransa’nın başkenti Paris, insanlık tarihi açısından da önemli bir kültürel, düşünsel mirasın ev sahibidir. Paris’te yaklaşık 130 tane müze bulunmaktadır. Dünyadaki neredeyse hiçbir şehirde bu kadar özgün, derlenmiş ve değerli müzeye bir arada rastlamak mümkün değildir. Geçmişte tren garı olarak kullanılan Orsay müzesi, en çarpıcı ve en büyüleyici koleksiyonlardan birini barındırmaktadır. Realistler, romantikler, neoklasikler ve sembolistlerin en önemli eserlerini sergilemektedir. Müzenin Oryantalizm bölümünde ise Osman Hamdi Bey’in eseri yer almaktadır. Bu müzenin tanıtımı ile Türkiye’de de aynı tarzda müzelerin oluşumu ile Türkiye’nin kültür turizmine katkı sağlanacağı düşülmüştür.