Özel Eğitim Anabilim Dalı Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 98
  • Öğe
    Özel eğitim anaokulunda uygulanan tam zamanlı kaynaştırma uygulamalarına yönelik paydaş görüşlerinin belirlenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Kılıç, Fatih; Atbaşı, Zehra
    Kaynaştırma uygulamaları tipik gelişim gösteren öğrencilerle özel gereksinimli öğrencilerin bir arada bulunduğu çeşitli uygulamalardan oluşmaktadır. Türkiye'de kaynaştırma uygulamaları tipik gelişim gösteren öğrencilerin devam ettiği okulların dışında özel eğitim okullarında da uygulanmaktadır. Bu çalışmanın amacı bir özel eğitim anaokulunda uygulanan tam zamanlı kaynaştırma uygulamalarına yönelik paydaş görüşlerinin belirlenmesidir. Araştırma tarama modelinde betimsel bir araştırmadır. Nitel türde yapılan bu araştırmada fenomenolojik yaklaşım benimsenmiştir. Araştırma kapsamında Ankara'da bulunan bir özel eğitim anaokulunda çalışan 2 okul idarecisi, 5 okul öncesi öğretmeni, 5 özel eğitim öğretmeni, 5 özel gereksinimli öğrenci velisi ve 5 tipik gelişim gösteren öğrenci velisi araştırmanın çalışma grubunu oluşturmaktadır. Veri toplama amacıyla araştırmacı tarafından hazırlanan yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Elde edilen veriler betimsel analiz ve içerik analizi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına bakıldığında; özel eğitim okullarında uygulanan kaynaştırma uygulamasının, özel gereksinimli öğrencilerin akademik, sosyal ve duygusal becerilerini artırdığını, sosyal kabulünü sağladığı, tipik gelişim gösteren öğrencilerde merhamet (vicdan, hoşgörü, şefkat) duygularını geliştirdiği, bu öğrencilerde yardımlaşma ve empati duygusunun geliştirdiği, farklı olanı kabullenme ve sorumluluk duygusu geliştirdiği ifade edilmiştir. Ayrıca araştırmaya katılan öğretmenlerin tamamı farklı yetersizlik türündeki öğrencilerin tam zamanlı kaynaştırma sınıfında bulunmasına ilişkin olumsuz görüş bildirirken hem özel gereksinimli öğrencilerin hem de tipik gelişim gösteren öğrencilerin tam zamanlı kaynaştırma uygulamasından olumlu etkilendiklerini belirtmişlerdir.
  • Öğe
    Özel yetenekli öğrencilerin görsel sanatlar derslerine yönelik duyuşsal özelliklerinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Temel, Rengin; Kurnaz, Ahmet
    Özel yetenekli öğrencilerin görsel sanatlar derslerine yönelik duyuşsal özelliklerinin (tutum, kaygı, öz yeterlik, beklenti değer algılarının) farklı değişkenler açısından incelenmesinin amaçlandığı bu çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem grubu 2022-2023 eğitim öğretim yılında Türkiye'nin yedi bölgesindeki Bilim ve Sanat Merkezlerine (BİLSEM) devam eden 488 özel yetenekli 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. sınıf öğrencileridir. Araştırmada veri toplama araçları olarak "Görsel Sanatlar Dersine Yönelik Benlik ve Görev Algısı Ölçeği" ve "Görsel Sanatlar Dersine Yönelik Duyuşsal Özellikler Ölçeği", ile veriler toplanmıştır. Araştırmada verilerin analizinde parametrik testlerden t-testi ve tek faktörlü varyans (One-Way ANOVA) analizi kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre özel yetenekli öğrencilerin görsel sanatlar derslerine yönelik duyuşsal özellikleri yüksek, kaygıları oldukça düşük çıkmıştır. Kız öğrencilerin beklenti değer ve duyuşsal özellik algıları erkek öğrencilerden daha yüksek çıkmıştır. Resim yarışmalarında dereceye giren, resim sergisi/galerisi ya da müze ziyaret eden, resim sergisinde eserleri sergilenmesi için başvuran, resim sergisinde eserleri sergilenen, sosyal medyada resimle ilgili hesapları takip eden, kendisini iyi hissetmek için resim yapan ve görsel sanatlar öğretmenleri hakkında iyi düşünceleri olan, sanatla ilgilenen arkadaşları olan, 3 yaşında düzenli resim yapmaya başlayan özel yetenekli öğrencilerin görsel sanatlar derslerine yönelik beklenti değer ve duyuşsal özellik algılarının yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Destek eğitim programında olan özel yetenekli öğrencilerin görsel sanatlar derslerine yönelik içsel değer ve toplam beklenti değer algılarının BİLSEM BYF, ÖYG ve Proje programında olan öğrencilerin görsel sanatlar derslerine yönelik beklenti değer algılarından daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Resim ve genel zihinsel yetenek ve resim olan öğrencilerin görsel sanatlar derslerine yönelik yönelik içsel, yarar/önem, dışsal, yeterlik beklentisi, görev zorluğu ve toplam beklenti değer algılarının, özel yetenek alanı genel zihinsel yetenek olan öğrencilerin görsel sanatlar derslerine yönelik beklenti değer algılarından daha yüksek olduğu görülmüştür. Araştırmanın sonucunda özel yetenekli öğrencilerin resim yarışmalarına katılmaya, sergilerde aktif rol almaya, resim sergilerini/ galerilerini ve müzeleri ziyaret etmeye, sosyal medyada resimle ve sanatla ilgili sayfaları tanıyıp takip etmeye, görsel sanatlar dersine karşı olumlu tutumlar geliştirebilecekleri öğretmenlerinin olmasına, benzer özellikteki akranları ile tanışıp arkadaş olmaya, erkek öğrencilerin de ilgisini çekebilecek konuların görsel sanatlar dersi programına dahil edilmesine ve çocukların 3 yaşından itibaren resimle/sanatla tanışmaya ihtiyaçları olduğu görülmüştür. Bu araştırmanın sonuçları, özel yetenekli öğrencilerin eğitimlerinde görsel sanatlar derslerine yönelik duyuşsal özellik algılarının önemine dair farkındalığın oluşmasını sağlayacak ve gelecek araştırmalara ışık tutacaktır.
  • Öğe
    Okul öncesi öğretmenlerinin özel yetenekli öğrencilere yönelik eğitim ihtiyaçlarının incelenmesi: Bir karma yöntem araştırması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Demirtaş, Özlem; Konuk Er, Rukiye
    Bu araştırmada okul öncesi öğretmenlerinin özel yetenekli öğrencilere yönelik eğitim ihtiyaçlarını ve görüşlerini açığa çıkarmak hedeflenmiştir. Araştırma da hem nicel hem de nitel verilerin beraber kullanılarak daha fazla veriye ulaşılmasını sağlaması açısından karma yöntemlerden yakınsak paralel model tercih edilmiştir. Araştırmanın nicel çalışma grubunu 2022-2023 eğitim öğretim yılı içerisinde Iğdır Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı resmi ve özel kurumlarda çalışan 178 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Nitel çalışma grubu ise yine aynı örneklem içerisinden farklı mesleki kıdemlere göre seçilen 30 okul öncesi öğretmenidir. Araştırmada verilerin toplanması için "Demografik Bilgi Formu", " Okul Öncesi Öğretmenlerinin Özel yetenekli Öğrencilere Yönelik Eğitim İhtiyacı Belirleme Anketi" ve "Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu" kullanılmıştır. Araştırma kapsamında okul öncesi öğretmenlerinin özel yetenekli öğrencilere yönelik eğitim ihtiyaçlarının düzeylerini belirlemek için elde edilen nicel veriler istatistik teknikleri ile incelenmiştir. Görüşme formundan elde edilen nitel veriler ise içerik ve betimsel analiz kullanılarak çözümlenmiştir. Verilerin analizinde uzman görüşleri alınarak yanıtlar temalandırılmış ve bulgular yorumlanıp raporlaştırılmıştır. Araştırma sonucuna göre okul öncesi öğretmenlerinin özel yetenekli öğrencilere yönelik eğitim ihtiyaçları algıları yüksek düzeydedir ve cinsiyete, mesleki kıdeme, yaşa, farklılaştırılmış eğitim programı hazırlanmasını isteme durumuna göre anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Ancak daha önce özel yeteneklilik eğitimine katılan okul öncesi öğretmenlerinin lehine, sınıfında özel yetenekli öğrenci bulunan okul öncesi öğretmenlerinin lehine ve daha önce etkinlik hazırlayan okul öncesi öğretmenlerinin lehine eğitim ihtiyacı algılarında anlamlı farklılıklar oluşmuştur. Ayrıca okul öncesi öğretmenlerinin en çok özel yetenekli öğrencileri belirlemeye, özel yetenekli çocuklara rehberlik etmeye, özel yetenekli öğrenciye uygun etkinlik hazırlamaya yönelik eğitimlere daha çok ihtiyaç duydukları görülmüştür. Araştırma bulguları mevcut literatür desteği ile tartışılmıştır.
  • Öğe
    Otizm Spektrum Bozukluğu bulunan öğrencinin sosyal duygusal öğrenme becerilerinin geliştirilmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Hamurcu Çelik, Ebru; İlik, Şerife Şenay
    Bu çalışma ilkokul dördüncü sınıfta öğrenim gören OSB tanısına sahip bir öğrencinin sosyal duygusal öğrenme becerilerinin geliştirilmesidir. Çalışma, öğrencinin ilköğretim süresi boyunca okula uyum sağlayamamasına çözüm üretme sürecini kapsadığından eylem araştırması olarak tasarlanmıştır. Öğrenci Konya'da bir devlet okulunda dördüncü sınıfa devam etmektedir ve araştırmacının kolaylaştırıcı öğretmenlik yaptığı öğrencisidir. Öğrencinin sosyal duygusal öğrenme becerilerini geliştirmek amacıyla bilimsel dayanaklı uygulamalardan sosyal öykü uygulamasını içeren bir eylem planı hazırlanarak çalışma sürecinde uygulanmıştır. Sosyal duygusal öğrenmeye yönelik farklı alanlardan toplamda beş kazanım hedef olarak alınmıştır ve her bir kazanım için eylem planı uygulama öncesi veri toplama aşaması, uygulama aşaması, geri çekme (silikleştirme) aşaması, izleme aşaması, genelleme aşaması düzenlenmiştir. 16 hafta süren eylem planının uygulaması sonucunda hedef kazanımlar gerçekleşene kadar her kazanım için farklı sayıda oturumlar gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmanın verileri öğrenciye kazandırılması hedeflenen becerilerin gelişimini izleme amacıyla, araştırmacı tarafından hazırlanan davranış gözlem formları ve yarı yapılandırılmış görüşme formları ile toplanmıştır. Çalışmanın sonucunda öğrenci için hedef alınan duygusal kontrol, birlikte çalışma, sorumluluk, hoşgörülü olma, girişkenlik becerileri öğrenci tarafından kazanılmış ve bu becerilerin kazanımını izleyen üçüncü haftada becerinin korunduğu, dördüncü haftada ise becerilerin farklı ortam ve kişilere kısmen genellediği sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışma ile öğrenci için hazırlanan ve uygulanan eylem planının başarılı olduğu, öğrencinin okula uyum sağlayabilmesi için yetersiz olan sosyal duygusal öğrenme becerilerini kazandığı görülmüştür. Sonuç olarak; bu çalışma OSB bulunan ve sosyal duygusal öğrenme becerilerinin eksikliğinden dolayı okula uyum sağlamada güçlük yaşayan öğrencinin sosyal duygusal öğrenme becerilerini geliştirebilmesine destek olabildiğini göstermiştir.
  • Öğe
    Özel eğitim ve kaynaştırma sınıfı öğretmenlerinin birlikte öğretim ile ilgili eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Karahan, Zeki; Arslantaş, Süleyman
    Birlikte öğretim yapacak öğretmenlerin birlikte öğretime yönelik eğitim ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve planlamalarını yapabilmek için, öncelikle birlikte öğretim ile ilgili eğitim ihtiyaçlarının neler olduğunun bilinmesi oldukça önemlidir. Bu araştırmanın amacı, özel eğitim ve kaynaştırma sınıfı öğretmenlerinin birlikte öğretim ile ilgili eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesidir. Bu doğrultuda öğretmenlerin birlikte öğretim ile ilgili eğitim ihtiyaç düzeyleri cinsiyet, mesleki kıdem, eğitim düzeyi ve branş değişkenlerine göre belirlenmiştir. Ayrıca öğretmen görüşlerine göre, özel gereksinimli öğrencisi bulunan sınıflarda, ikinci öğretmene ihtiyaç duyulan derslerin dağılımı; özel eğitim ve genel eğitim öğretmenleri arasında rol ve sorumlulukların paylaşımları; ekiple çalışma ve birlikte öğretim modellerinde eğitime ihtiyaç duyulan alanlar incelenmiştir. Nicel olarak desenlenmiş, betimsel tarama modelindeki bu araştırmada veri toplama araçları olarak "Öğretmen Bilgi Formu", "Özel Eğitim ve Kaynaştırma Sınıfı Öğretmenlerinin Birlikte Öğretim ile İlgili Eğitim İhtiyaçlarını Belirleme Ölçeği" ve "Anket Formu" kullanılmıştır. Araştırma kapsamında, öğretmenlerin birlikte öğretim uygulamalarına yönelik ihtiyaçlarının düzeyini belirlemek için elde edilen puanlar betimsel analiz teknikleri ile incelenmiştir. Ölçekten alınan puanları cinsiyet ve eğitim düzeyi değişkenlerine göre karşılaştırmak için bağımsız gruplar t testi; mesleki kıdem ve branş değişkenlerine göre karşılaştırmak için ise tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Öğretmenlerin anket sorularına vermiş oldukları cevapların dağılımını belirlemek için ise yüzde-frekans analizi kullanılmıştır. Bir istatistik paket programı kullanılarak veriler analiz edilmiştir. Araştırmanın katılımcılarını 2021-2022 eğitim öğretim yılında Millî Eğitim Bakanlığına bağlı devlet okullarında görev yapan 118 özel eğitim öğretmeni, 86 sınıf öğretmeni ve 80 okul öncesi öğretmeni olmak üzere toplam 284 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma sonucuna göre, öğretmenlerin birlikte öğretim ile ilgili eğitim ihtiyacı algıları yüksek düzeydedir ve cinsiyete, mesleki kıdeme, eğitim düzeyine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Ancak, özel eğitim ve okul öncesi öğretmenlerin birlikte öğretim ile ilgili "birlikte öğretim teknikleri ve gruplama" eğitim ihtiyaçları sınıf öğretmenlerinden daha yüksek düzeydedir. Öğretmenler, özel gereksinimli öğrencisi bulunan sınıflarda, daha çok akademik derslerden matematik, yabancı dil ve Türkçe; sanat derslerinden görsel sanatlar dersleri olmak üzere akademik ve sanat derslerinin tümünde ikinci öğretmene ihtiyaç duymaktadır. Birlikte öğretim yapılacak kaynaştırma sınıflarında, özel eğitim ve genel eğitim öğretmenlerinin rol ve sorumlulukları paylaşmaları gerekmektedir. Öğretmenler, ekipteki uzmanların kendi meslek alanlarında ne iş yaptıklarını ve ekipteki görevlerini/rollerini bilmektedir; ancak iş uğraşı terapistlerinin kendi meslek alanlarında ne iş yaptıklarını ve ekipteki görevlerini/rollerini bilmemektedirler. Öğretmenler birlikte öğretimin tüm modellerinde ve öğretimin tüm aşamalarında (planlama, uygulama ve değerlendirme) eğitime ihtiyaç duymaktadır. Araştırma bulguları mevcut literatür desteği ile tartışılmıştır. Araştırma sonucunda uygulamaya ve gelecekte yapılacak olan araştırmalara yönelik önerilerde de bulunulmuştur.
  • Öğe
    Özel eğitim sınıflarında çalışan öğretmenlerin karşılaştıkları iletişim sorunlarına ilişkin görüşlerinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Akçakaya, Devrim; Arslantaş, Süleyman
    u araştırmanın amacı özel eğitim sınıflarında çalışan öğretmenlerin karşılaştıkları iletişim sorunları ile ilgili görüşlerinin incelenmesidir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden fenomenolojik yaklaşım kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını 2021-2022 eğitim öğretim yılında Konya'nın Meram, Karatay, Selçuklu merkez ilçelerindeki genel eğitim okulları bünyesinde bulunan (ilkokul ve ortaokul) özel eğitim sınıflarında çalışan 20 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada veriler görüşme tekniği kullanılarak yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Verilerin analizinde, MAXQDA 2022 nitel analiz programından faydalanılarak tema, alt tema ve kodlamalar yapılmış, veriler içerik analizine göre çözümlenmiştir. Araştırmanın bulguları doğrultusunda; 1-Özel eğitim sınıfında çalışan öğretmenlerin; branş öğretmenlerinin derse girmek istememeleri, öğrencilerle iletişim kurmada zorluk yaşamaları, özel eğitime yönelik yeteri kadar bilgiye sahip olmamaları, özel eğitime karşı ön yargılı olmaları ve branş öğretmenleriyle ortak vakit geçirememekten kaynaklı iletişim sorunlarıyla karşılaştıkları, 2-Özel eğitim sınıfında çalışan öğretmenlerin sınıflarda sürekli öğretmen değişiklikleri yaşadıkları, iletişim kopuklukları, öğretimi planlanma, koordinasyon, evraklar ve bireysel farklılıklardan kaynaklı ekip arkadaşıyla iletişimde sorunlarla karşılaştıkları, 3-Özel eğitim sınıfında çalışan öğretmenlerin okulda çalışan diğer personellerden bir istekte bulunduğunda ya da yapılması gereken bir iş olduğunda zamanında gerçekleştirilmediği, servislerin zamanında gidip gelmediği, personel ve veli arasında sorun yaşandığı, personellerin görevlerini yerine getirmediği gibi konularda iletişim sorunlarıyla karşılaştıkları, 4-Özel eğitim sınıfında çalışan öğretmenlerin idarecilerle materyal sağlanması, ortak etkinlik, sınıf düzeni, veli problemlerinin çözülmesi, yasa ve yönetmelik uygulanması, özel eğitim sınıflarının istenmemesi, özel eğitimin anlaşılmaması, iletişim kopukluklarının yaşanması konularında iletişim sorunlarıyla karşılaştıkları, 5-Özel eğitim sınıfında çalışan öğretmenler ailelerle; ailelerin iletişime geçmesindeki zamansızlığı, güvene dayalı sorunların olması, farklı aile bireylerinin ilgilenmesi, beklentinin yüksek tutulması ailelerle ortak çalışamama, ailelerin sorunların farkına varamaması gibi nedenlerden kaynaklı iletişim sorunlarıyla karşılaştıkları, 6-Özel eğitim sınıfında çalışan öğretmenlerin rehabilitasyon merkezinde çalışan öğretmenlerle iletişim kopukluğu yaşadıkları, farklı paydaşlarla işbirliği içinde çalışamadıkları, RAM'ın öğrenci değerlendirmelerinde hatalı ya da eksik değerlendirmeler yaptıkları, RAM'ın fazla öğrenci göndermesinden kaynaklı diğer kişilerle iletişimlerinde sorunlarla karşılaştıkları, 7-Özel eğitim sınıfında çalışan öğretmenlerin görüşleri doğrultusunda aile bilgilendirmelerinin ya da eğitimlerinin yapılması, veli toplantıları yapılması, velilerle ya da RAM ile ortak çalışmalar yürütülmesi, akademinin de süreç içerisine daha fazla dahil edilmesi gerektiği, materyal desteği sağlanması ve ön yargıların giderilmesi konusunda öneriler sunulduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Okul öncesi dönem çocukların problem çözme becerileri ve zekâ puanlarının incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Bilgen, Havva; Konuk Er, Rukiye
    Bu araştırmanın amacı, okul öncesi dönem çocuklarının problem çözme becerileri ile zekâ puanlarının incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda zekâ puan aralıklarına göre problem çözme becerisi ilişkisi, zekâ yetenek alanları ile problem çözme becerisi ilişkisi ve zekâ puanı ve problem çözme becerisi arasındaki ilişki demografik özellikler (anne eğitim durumu, baba eğitim durumu, cinsiyet, doğum sırası, yerleşim yeri) açısından belirlenmiştir. Bu araştırmada zekâ puan aralıkları ve problem çözme becerisi arasındaki ilişki ilişkisel tarama modeli kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu Denizli ilinin Pamukkale ve Merkezefendi ilçelerinde devlet anaokulu ve anasınıflarına devam eden 60-72 aylık, 83 kız 88 erkek öğrenci olmak üzere 171 katılımcıdan oluşmaktadır. Bu araştırmada çalışma grubunun zekâ puan aralıklarının belirlenmesinde Stanford Binet Zekâ Testi (SB); problem çözme becerilerini belirlemek için ise Çocuklar için Problem Çözme Becerisi Ölçeği (PÇBÖ), demografik özelliklerin belirlenmesinde kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Çocuklara bireysel ve yüz yüze olarak, öncelikle SB uygulanmış ardından 10 dakikalık mola verilerek PÇBÖ uygulanmıştır. Çocuklarla ilgili demografik veriler ise okul müdürlüklerinden ve velilerden telefonla görüşme yapılarak elde edilmiştir. Araştırma bulguları bir istatistik programından yararlanılarak elde edilmiştir. Zekâ puan aralıklarına göre problem çözme becerisinin farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için gruplar arası fark Kruskal-Wallis varyans analizi, zekâ bölümü yetenek puanlarının problem çözme becerisini yordamasına ilişkin regresyon analizi, genel zekâ ve bileşenleri problem çözme becerisi arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için korelasyon analizinden, yerleşim birimine göre ve cinsiyete göre t testi kullanılmış; anne baba eğitim durumu, doğum sırası değişkenlerinde ise ANOVA testinden yararlanılmıştır. Araştırma bulguları incelendiğinde problem çözme becerisi ile zekâ puanı arasında pozitif yönlü orta düzey ve istatistiki olarak anlamlı ilişki bulunmuş ve problem çözme becerisini en çok yordayan yetenek alanı akıl yürütme becerisi, dil olduğu belirtilmiştir. Araştırmada elde edilen verilere göre katılımcıların zekâ puan aralıklarına göre problem çözme becerisi incelendiğinde grupların zekâ puan aralıkları ve problem çözme becerisi ilişkisinin doğru orantılı olduğu görülmüştür. Elde edilen bulgular alanyazındaki diğer çalışmalar ile tartışılmış, uygulama ve ileriye yönelik araştırmalar için önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Doğa eğitiminin otizm spektrum bozukluğu olan çocukların sosyal becerilerine etkisinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Kamacı, Hamide; Konuk Er, Rukiye
    Bu araştırmanın amacı, doğa eğitimi programının otizmli çocukların sosyal becerileri üzerindeki etkisini incelemektir. Deney-kontrol grupları üzerinde ön test - son test ölçümlerinin yapıldığı yarı deneysel desenle tasarlanan bu araştırmanın çalışma grubunu; 2020-2021 eğitim öğretim yılında iki ayrı özel eğitim uygulama okuluna devam eden 7- 8 yaş arası otizmli çocuklar oluşturmuştur. Kontrol ve deney grupları oluşturulurken seçkisiz olmayan örnekleme yöntemlerinden amaçsal örnekleme kullanılmıştır. 4 otizmli çocuğa, 8 hafta, haftada 3 oturum ve toplamda 24 oturum doğa etkinlikleri uygulanmıştır. Kontrol grubunda yer olan otizmli çocuklara ise herhangi bir müdahale olmamıştır. Araştırma süresince elde edilen tüm veriler; çocuklar için öğretmen ve aileleri tarafından cevaplanan Otizm Sosyal Beceri Profili Ölçeği (OSBP) kullanılarak tespit edilmiştir. Deney ve kontrol grubundaki çocukların müdahale öncesi ve müdahale sonrası OSBP ölçeğinden aldıkları ön test - son test puanları arasındaki farkın anlamlılığını karşılaştırmak için Mann-Whitney U Testi, deney ve kontrol gruplarının ön test - son test puanları arasındaki farkın anlamlılığını kendi grup dinamikleri içinde test etmek için ise Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Verilerin analizi bir istatistik programı yardımıyla çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular incelendiğinde, müdahaleden önce deney ve kontrol grubundaki otizmli çocukların OSBP'den aldıkları sosyal beceri puanları arasında istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık tespit edilememiştir. Müdahale sonrası yapılan analizler de ise deney grubunda yer alan otizmli çocukların sosyal beceri puanlarında, olumlu yönde ve istatistiki açıdan anlamlı düzeyde bir değişim tespit edilirken; kontrol grubunda bulunan çocukların sosyal beceri puanlarında pozitif yönde anlamlı bir değişim görülmemiştir. Aynı şekilde iki grubunda da son testleri karşılaştırıldığında deney grubunda bulunan çocukların, kontrol grubundaki çocuklardan anlamlı düzeyde yüksek sosyal beceri puanı aldıkları görülmüştür. Deney grubundan alınan izleme testi verilerinde ise sosyal becerilerin kalıcı olduğu ölçülmüştür. Araştırma bulguları ele alındığında araştırmacının araştırma öncesinde ortaya sürdüğü 8 hipotezden 6 hipotezin doğruluğu kanıtlanmıştır. Bu bağlamda doğa etkinliklerinin bu araştırmanın deney grubunda yer alan otizm spektrum bozukluğu tanısı almış 4 çocuğun sosyal becerilerinin gelişmesi üzerinde etkili olduğu gözlenmiştir.
  • Öğe
    Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların eğitsel değerlendirme ve tanılama süreçlerinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Akıncıoğlu Çolak, Merve; Çıkılı, Yahya
    Bu çalışmanın amacı, otizm spektrum bozukluğu olan çocukların eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinin incelenmesidir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden görüşme tekniği ve doküman analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu devlet hastanesi ve tıp fakültesi hastanesinde çalışan 12 çocuk ve ergen psikiyatristi, bir il merkezindeki rehberlik ve araştırma merkezinde (RAM) çalışan 12 öğretmen, OSB olan çocuğa sahip 12 ebeveyn ve 2019-2021 yıllarında OSB tanısı almış 54 öğrenci dosyasından toplanan veriler oluşturmaktadır. Araştırma verileri, yarı yapılandırılmış görüşme formları ve dosya inceleme formu ile toplanmıştır. Elde edilen veriler betimsel analiz tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan analiz sonrasında; ailelerin çocuklarında çoğunlukla sözel ve sözel olmayan iletişim becerileri ile sosyal becerilerde sıkıntılar fark ederek çocuk doktoruna başvurdukları, buradan yapılan yönlendirmelerle tanılama sürecine girdikleri belirlenmiştir. Çocuk ve ergen psikiyatristlerinin çoğunlukla gözlem ve görüşme tekniği kullanarak veri topladıkları, bu gözlem ve görüşmeleri muayene odalarında gerçekleştirdikleri, tanılama sürecinde bireyin doğum öyküsü, gelişim süreci, günlük yaşamına dair bilgiler topladıkları, gerekli görülürse ek olarak farklı uzmanlık alanlarından destek aldıkları (kulak burun boğaz, nöroloji), OSB’yi değerlendirme için tarama araçları ve gelişim testlerinden faydalandıkları belirlenmiştir. OSB’yi değerlendirmek üzere hazırlanan Türkçeye uyarlanmış araçların kullanılmadığı görülmüştür. RAM’da çalışan öğretmenlerin eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde çoğunlukla gözlem ve görüşme tekniklerini kullandıkları, bu gözlem ve görüşmelerin bireysel incelme ve gözlem odalarında gerçekleştirildiği; gözlem ve görüşmelerin performans belirleme formları, aile görüşme formları ve kaba değerlendirme formları kullanılarak kayıt altına alındığı; ek olarak bilişsel becerileri değerlendirmek için standart zeka testlerinden ve gelişim testlerinden ( Leiter Uluslararası Performans Ölçeği, Stanford Binet Zeka Testi, Ankara Gelişim Tarama Envanteri -AGTE) yararlandıkları belirlenmiştir. İletişim becerileri ve davranışsal becerilerde sadece gözlem ve görüşme yaptıkları belirlenmiştir. OSB’yi değerlendirmek üzere hazırlanan Türkçeye uyarlanmış araçların ise kullanılmadığı görülmüştür. Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonrasında çoğunlukla bireyin OSB düzeyine göre yerleştirme kararı alındığını ama bazı durumlarda (ailenin adresi, okul sınıf yetersizliği, taşıma imkanı) değişikliğe gidilebildiği görülmüştür. OSB’nin erken tanılaması için ülkemizde tarama çalışmalarının yapılmadığı, OSB’yi tanılama ve değerlendirmede çoğunlukla informal araçların ve yöntemlerin kullanıldığı, ailelerin tıbbi tanılama ve eğitsel tanılama sürecinde kendilerine yönelik olarak daha çok bilgiye ve desteğe ihtiyaç duydukları, RAM’da görev yapan öğretmenlerin hizmet içi eğitime ihtiyaç duydukları belirlenmiştir. Araştırma sonuçlara göre; ülkemizde OSB’nin erken tanılaması için sağlık kuruluşları ve RAM iş birliği içinde bir tarama ekibi kurulabilir, RAM’larda çalışan öğretmenlere eğitsel değerlendirmeye yönelik hizmet içi eğitimler verilebilir, OSB olan bireye sahip ebeveynlere aile eğitimleri düzenlenebilir ve daha büyük katılımcı gruplarıyla benzer çalışmaların yürütülmesi önerilebilir.
  • Öğe
    Lise seviyesinde zihinsel yetersizliğe sahip ve otizmli olan öğrencilerde akran zorbalığının değerlendirilmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Bacık, Mustafa; Kurnaz, Ahmet
    Akran zorbalığı; bir veya birden çok öğrencinin kendilerinden daha güçsüz öğrencileri kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız etmesiyle sonuçlanan ve mağdurun kendisini koruyamayacak durumda olduğu, öğrencilerin ortalama üçte birini etkileyen bir saldırganlık türüdür. Toplumsal olarak yalıtılmış çocukların akran zorbalığı ve sosyal dışlanma mağduru olma olasılıkları daha yüksektir. Çocuklarda zorbalık ve mağduriyet üzerine yapılan araştırmalar; gelişimsel, duygusal, davranışsal, fiziksel yetersizlikleri ve / veya sağlık sorunları olan ve belirli bireysel farklılıklara ve karakteristik özelliklere sahip çocuk ve ergenlerin zorbalık kurbanı olduklarını belirtmektedir. Özel gereksinimli öğrenciler çok pasif oldukları veya zorbalık davranışlarını güçlendirebilecek çekingen tepkiler gösterdikleri için mağdur edilebilirler. Bu araştırmanın amacı, akran zorbalığının, lise seviyesinde zihinsel yetersizliğe sahip öğrenciler ile otizmli öğrencilere yönelik etkilerinin öğretmen, öğrenci ve veli görüşleri ışığında incelenmesidir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması ile desenlenmiştir. Veriler sabit format anket görüşmesi tekniği ile toplanmıştır. Araştırmanın çalışma grubuna ortaöğretim kurumlarında görev yapan 50 öğretmen, bu okullarda eğitimine devam eden 44’ü zihinsel yetersizlik, 6’sı otizm tanılı 50 öğrenci ve lise seviyesindeki zihinsel yetersizliğe sahip çocuğa sahip 30, otizmli çocuğa sahip 20, toplamda 50 veli dâhil edilmiştir. Veriler kendi örneklem grupları içinde tasnif edilerek her bir görüş ayrı ayrı değerlendirilmiş; yüzde, frekans ve betimsel analizleri yapılmıştır. Araştırma sonucunda; lise seviyesindeki zihinsel yetersizliğe sahip öğrencilerin yoğun bir biçimde akran zorbalığı kurbanı olduğu, bu öğrencilere yapılan zorbalık davranışlarının küfür etme/hakaret etme, fiziksel şiddet uygulama, dışlanma, dedikodu, kötü isim takma ve alay etme olduğu ortaya çıkmıştır. Otizmli öğrencilerin zihinsel yetersizliğe sahip akranlarıyla karşılaştırıldığında daha düşük düzeyde zorbalığa uğradıkları, öğrencilerin dışlama, küfür etme, fiziksel şiddet uygulama, alay etme davranışları ile karşılaştıkları ortaya çıkmıştır. Zihinsel yetersizliğe sahip öğrenciler ile otizmli öğrencilerin akranlarına karşı zorbalık yapmadığı ve özel gereksinimli bireylerin de eğitim aldığı genel, mesleki ve teknik eğitim veren resmi liselerde zorbalık davranışlarının en çok sergilendiği yerlerin okul bahçesi, sınıflar, koridorlar, kantin, tuvaletler ve okul çevresi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerle çalışan öğretmenlerin arttırıcı ve alternatif iletişim sistemlerine yönelik eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Tuna, Nülüfer Meral; Arslantaş, Süleyman
    Bu araştırmanın amacı, otizm spektrum bozukluğu olan bireylerle çalışan öğretmenlerin arttırıcı ve alternatif iletişim sistemlerine yönelik eğitim ihtiyaçlarını belirlemektir. Araştırmanın modelini nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması oluştururken veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Maxqda 2020 paket programı aracılığıyla tema, alt tema ve kodlar oluşturulmuştur. Araştırma verileri içerik analizi yönteminden yararlanılarak derinlemesine analiz edilmiştir. Araştırmanın katılımcılarını, 2021-2022 eğitim öğretim yılında Konya ilinin Selçuklu, Karatay, Meram ilçelerinde özel eğitim uygulama okulu ve özel eğitim sınıflarında çalışan 20 özel eğitim öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin çoğunun lisans eğitimleri süresinde arttırıcı ve alternatif iletişim sistemleri ile ilgili bir eğitim almadıkları yarıdan fazlasının mesleğe başladıktan sonra arttırıcı ve alternatif iletişim sistemi eğitimi aldıkları; ifade edici sistemler, hazır sistemler, görsel sistemleri kullandıkları; resimli kartlar hazırladıkları görsel sistemleri çeşitlendirmedikleri; yüksek teknoloji gerektiren sistemlerle ilgili ihtiyaçları olduğu; düşük teknolojileri kullanmayı tercih ederken işaret dili kullandıkları ; AAİ sistemlerinin iletişime , sosyal ve dil becerisine , problem davranış üzerine etkisinin olduğu düşündükleri; iletişim paydaşlarının meslektaş, aile, akademisyen ve çevre olması gerektiği düşündükleri; AAİ sistemlerini genelleme konusunda sıkıntılar yaşadıkları ; kullanmış oldukları AAİ sistemleri ile ilgili geri dönüt mekanizmasına ihtiyaç duydukları, AAİ sistemleri ile ilgili konularda hizmet içi eğitimler istedikleri; AAİ materyalleri hazırlamak için yardımcı personele, ek zamana ve kırtasiye desteğine ihtiyaç duydukları; verilecek eğitimlerin teoriden daha ziyade uygulamalı eğitimler istedikleri görülmektedir. Araştırma bulguları mevcut alan yazın ile tartışılmış olup, uygulamaya ve sonraki araştırmalara yönelik öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma uygulamalarında öğrencilerin dikkat süreçlerine yönelik yaptıkları çalışmaların incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Kurt Özdöner, Buket; Arslantaş, Süleyman
    Bu araştırmada, sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma uygulamalarında öğrencilerin dikkat süreçlerine yönelik yaptıkları çalışmaların belirlenmesi hedeflenmiştir. Araştırma sosyal çalışmalarda en çok kullanılan araştırma yöntemlerinden biri olan nitel araştırma yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma, sınıfında kaynaştırma öğrencisi bulunan öğretmenlerin kaynaştırma süreçlerinde yaptıkları dikkat çalışmalarıyla ilgili görüşlerini ve deneyimlerini açıkladıkları bir fenomeloji çalışmasıdır. Araştırmanın çalışma grubunu 2021-2022 eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı devlet okullarında görev yapan 93 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada verilerin toplanması için yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma sürecinde veriler sabit format görüşme formu ile toplanmıştır. Görüşme soruları iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde öğretmenlerin demografik bilgilerini almaya yönelik sorular yer almaktadır. İkinci bölümde ise dikkat süreçlerini içeren 10 tane açık uçlu soru yer almaktadır. Araştırmadan elde edilen veriler betimsel analiz ve içerik analizi kullanılarak çözümlenmiştir. Verilerin analizinde uzman görüşleri alınarak yanıtlar temalandırılmıştır. Araştırma sorularına verilen yanıtlar tekrar incelenip temalara göre yerleştirilmiş, bulgular yorumlanıp sonuçlar raporlaştırılmıştır. Araştırmada ülkemizde yapılan dikkat çalışmalarının dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ya da normal gelişim gösteren öğrencilerin dikkat toplama becerisini geliştirmeye yönelik yapıldığı, fakat kaynaştırma süreçlerinde dikkat süreçlerinin tamamının gelişimine yönelik çalışma olmadığına dikkat çekilmiştir. Araştırma sonucunda öğretmenlerin dikkat süreçlerini ayırt edemedikleri, bütün dikkat süreçlerinde aynı çalışmaları yaptıkları ve dikkat süreçleri ile ilgili bütün sorulara aynı cevapları verdikleri belirlenmiştir. Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma uygulamalarında dikkat süreçlerinin gelişmesini olumsuz etkilediğini belirttikleri nedenler ise; duyuşsal özellikler, ortam, destek araçları, bireysel sebepler ve diğer tema başlıkları altında toplanmıştır.
  • Öğe
    Özel Eğitim Öğretmenlerinin Oyunla Öğretim Süreci Öz Yeterlikleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Yıldırım, Nejmi; İlik, Şerife Şenay
    Bu araştırmanın amacı, özel eğitim öğretmenlerinin oyunla öğretim süreci öz yeterliklerinin belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda araştırma betimsel tarama modeli ile yapılmıştır. Araştırmamızın örneklemi Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü devlet kurumlarda görev yapan 241 özel eğitim öğretmenidir.Araştırmanın veri toplama aracı, araştırmacı tarafından geliştirilen 18 madddelik “Özel Eğitim Öğretmenlerinin Oyunla Öğretim Süreci Öz Yeterlikleri Ölçeği” dir. Bu doğrultuda cinsiyet, mesleki kıdem, lisans mezuniyeti ve çalışılan engel grubu değişkenlerine göre özel eğitim öğretmenlerinin öz yeterlikleri belirlenmiştir. Ön uygulama olarak Denemelik Ölçek Formu 37 madde olarak hazırlanmış ve Ankara ve Kırıkkale İl Milli Eğitim Müdürlüğü devlet kurumlarda görev yapan 143 özel eğitim öğretmenine uygulanmıştır. Açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri sonucunda 5 faktör 18 madde belirlenmiştir. Faktörler, program aşamalarına uygun öğretimi planlamaya yönelik öz yeterlik, gelişimsel özelliğe göre öğretimi planlamaya yönelik öz yeterlik, uygulama yöntemine yönelik öz yeterlik, uygulama sürecine yönelik öz yeterlik ve değerlendirmeye yönelik öz yeterliktir. Araştırmanın sonucunda, elde edilen puan ortalamalarına göre, araştırmaya katılan özel eğitimi öğretmenlerinin program aşamalarına uygun öğretimi planlamaya yönelik öz yeterlik, gelişimsel özelliğe göre öğretimi planlamaya yönelik öz yeterlik, uygulama sürecine yönelik öz yeterlik, değerlendirmeye yönelik öz yeterlik algılarının çok yüksek düzeyde ve uygulama yöntemine yönelik öz yeterlik algılarının ise yüksek düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada cinsiyet değişkenine göre kadın öğretmenlerin gelişimsel özelliğe göre öğretimi planlamaya yönelik, uygulama sürecine yönelik öz yeterlik, değerlendirmeye yönelik öz yeterlik boyutları ve ölçek toplam puan ortalamaları anlamlı olarak daha yüksek olduğu sonucu elde edilmiştir. Aynı zamanda araştırma da lisans mezuniyeti değişkenine göre diğer olarak belirten öğretmenlerin uygun öğretimi planlamaya yönelik öz yeterlik ve gelişimsel özelliğe göre öğretimi planlamaya yönelik öz yeterlik puan ortalamaları ise lisans mezuniyetini özel eğitim öğretmenliği ve sınıf öğretmenliği olarak belirten öğretmenlerin puan ortalamalarından anlamlı olarak daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca araştırmada mesleki kıdem değişkenine göre 0-10 yıl, 11-20 yıl, 20 yıl ve üstü mesleki kıdeme sahip öğretmenlerin oyunla öğretim sürecine yönelik öz yeterlik algılarının ve çalışılan engel grubu değişkenine göre hafif düzey zihin engelli, orta-ağır zihin engelli, otizm, işitme ve görme engelli gruplarında çalışan öğretmenlerin oyunla öğretim sürecine yönelik öz yeterlik algılarının benzer olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Özel gereksinimli bireylerin eğitiminde uzaktan eğitim uygulamalarının özel eğitim öğretmenlerinin görüşlerine göre incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Ergezen, Ayfer; Kurnaz, Ahmet
    Bu araştırma özel gereksinimli bireylerin eğitiminde, uzaktan eğitime yönelik özel eğitim öğretmenlerinin görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden açıklayıcı durum çalışması yönteminin bütüncül tek durum araştırması temelinde desenlemiştir. Araştırmanın çalışma grubu Türkiye'nin farklı illerinden olmak üzere toplam 25 ilin merkez ilçelerinde özel eğitim uygulama okullarında görev yapan 84 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin toplanmasında görüşme tekniklerinden standartlaştırılmış açık uçlu görüşme yaklaşımı kullanılarak Google Form üzerinden Sabit Form Görüşme Anketi kullanılmıştır. Araştırma verileri COVID-19 sürecinde 2020 yılının aralık ayında toplanmıştır. Araştırma kapsamında toplanan veriler içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Tezde içerik analizi sonucunda araştırma amaçları ve soruları dikkate alınarak özel eğitimde uzaktan öğretim uygulamalarına ilişkin dokuz tema belirlenmiştir: Bunlar: en kolay karşılanan ihtiyaçlar; zor karşılanan ihtiyaçlar; uzaktan eğitimin avantajları ve dezavantajları; uzaktan eğitim sürecinde yapılan uygulamalar; karşılaşılan güçlükler; uzaktan eğitimin verimliliğini artırma yolları; uzaktan eğitimde öğretmen ihtiyaçları; uzaktan eğitimde aileler ile ilgili öneriler ve Milli Eğitim Bakanlığından beklentilerdir. Tez bulgularına göre her bir tema alan yazın temelinde tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Zihinsel yetersizliği olan öğrencilere işlevsel okuma becerilerinin kazandırılmasında tablet bilgisayar ile sunulan Edmark Okuma Programı İşlevsel Kelimeler Serisinin etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Akarsu, Ersan; Atbaşı, Zehra
    Bu araştırmada, lise kademesinde orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan üç öğrenciye işlevsel okuma becerilerinin kazandırılmasında tablet bilgisayarla sunulan Edmark Okuma Programı İşlevsel Kelimeler Serisi'nin etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın deseni tek denekli araştırma modellerinden, denekler arası yoklama evreli çoklu yoklama modelidir. Araştırmanın bağımlı değişkeni; işlevsel okuma becerisidir. Bağımsız değişkeni ise tablet bilgisayar aracılığı ile sunulan Edmark Okuma Programı İşlevsel Kelimeler Serisi'dir. Araştırmanın katılımcıları orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan üç erkek öğrencidir. Araştırmanın deney süreci başlama düzeyi, Edmark Okuma Programı İşlevsel Kelimeler Serisi'nin uygulanması izleme ve genelleme aşamalarından oluşmuştur. Araştırmada elde edilen veriler grafiksel olarak analiz edilerek ve yorumlanmıştır. Araştırmanın sonucunda, tablet bilgisayarla sınulan Edmark Okuma Programı İşlevsel Kelimeler Serisi'nin orta düzeyde zihin yetersizliği olan öğrencinin işlevsel okuma becerisini kazanmasında etkili olduğu bulunmuştur. Ayrıca araştırmanın katılımcıları öğretimi yapılan 10 hedef kelimeyi öğretim ortamı dışında, gerçek ortamında da genelleyebilmişler ve öğretimden bir ve üç hafta sonra da okumayı sürdürebilmişlerdir. Araştırmanın sosyal geçerliğini belirlemek amacıyla yapılan görüşmelerde ebeveynlerin ve öğretmenlerin ve katılımcı öğrencilerin tablet bilgisayar aracılığı ile sunulan programa yönelik olumlu görüş bildirdikleri bulunmuştur.
  • Öğe
    Bütünleştirme Eğitimi Uygulamalarında Destek Eğitimi Hizmetleri İle İlgili Öğretmen, Aile ve İdareci Görüşlerinin Belirlenmesi
    (Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Günay, Yunus Emre; Çıkılı, Yahya
    Bütünleştirme eğitimi uygulamalarında destek eğitim hizmetleri ile ilgili öğretmen, aile ve idareci görüşlerinin belirlenmesini amaçlayan bu araştırmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırma kapsamında destek eğitim odalarında görev yapan 20 öğretmen, öğrencisi destek eğitim uygulamalarından yararlanan 10 aile ve görev yaptığı okulda destek eğitim uygulaması yapılan 15 idareci ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Öğretmenler için hazırlanan görüşme formu 17 sorudan, aileler için hazırlanan görüşme formu 10 sorudan, idareciler için hazırlanan görüşme formu 12 sorudan oluşmaktadır. Görüşmeler sonucunda elde edilen veriler nitel analiz yöntemlerinden olan içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre öğretmenler mevzuatı yeterli bulduklarını ancak yeni düzenlemeler ile desteklenmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Destek eğitim uygulamalarının hem öğrencinin gelişimine hem de kişisel gelişimlerine olumlu katkı sağladığını ifade etmişlerdir. Her okulda destek eğitim odası bulunması gerektiğini ve destek eğitim odalarının fiziki donanımlarının artırılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Öğretmenler destek eğitim uygulamaları ile ilgili yeterli donanıma sahip olduklarını ve sürece katılan paydaşlar ile iş birliği içinde çalıştıklarını ifade etmişlerdir. Destek eğitim uygulamaları ile ilgili yapılan eğitimlerin artırılması ve süreklilik göstermesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Pandemi sürecinin destek eğitim uygulamalarını olumsuz etkilediğini ve önlemler alınarak sürecin devam ettirilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Aileler destek eğitim uygulamalarını verimli bulduklarını, destek eğitim uygulamalarından sonra öğrencisinde olumlu gelişmeler gördüklerini ifade etmişlerdir. Aileler okul idaresi, Milli Eğitim, destek eğitim odası öğretmeni ve sınıf öğretmenin süreç içinde yardımda bulunduklarını ifade etmişlerdir. Aileler destek eğitim uygulamaları ile öğrencisinde akademik ve sosyal gelişmeler olmasını beklediklerini ifade etmişlerdir. Pandemi döneminin destek eğitim uygulamalarını olumsuz etkilediğini ve buna yönelik önemleler alınarak sürecin devam ettirilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. İdareciler destek eğitim uygulamaları ile ilgili mevzuat düzenlemelerini yetersiz bulduklarını ve uygulamaya yönelik sorunlar yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Destek eğitim odalarının sayısının az olduğunu, fiziksel ve materyal olarak yetersiz olduğunu ifade etmişlerdir. Destek eğitim uygulamalarında sürece katılım sağladıklarını, aileler ve öğretmenler ile iş birliği içinde süreci yönettiklerini ifade etmişlerdir. Destek eğitim uygulamalarının öğrenciye ve okula olumlu katkıları olduğunu ifade etmişlerdir. Pandemi sürecinin destek eğitim uygulamalarını olumsuz etkilediğini ve buna yönelik gerekli çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Araştırma sonucunda öğretmen, aile ve idarecilere yönelik seminer ve hizmet içi eğitimlerin artırılması, destek eğitim odalarının materyal eksiklerinin giderilmesi ve fiziki donanımlarını artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması gerektiği önerilebilir.
  • Öğe
    Akran Aracılığı ile Sunulan Eşzamanlı İpucuyla Öğretimin Zihinsel Engelli Öğrencilerin Akademik Beceri Öğrenmelerine ve Akranların Sosyal Kabulüne Etkisi
    (Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Erol, Erkan; Atbaşı, Zehra
    Bu araştırmada akran aracılığıyla sunulan eşzamanlı ipucuyla öğretim yönteminin; a) özel gereksinimli bireylerin akademik becerileri öğrenmelerine etkisi, b) özel gereksinimli bireylerin öğrendikleri akademik becerileri, öğretim tamamlandıktan bir ve üç hafta sonra sürdürebilmelerine etkisi, c) tipik gelişim gösteren öğrencilerin, özel gereksinimli bireylere yönelik sosyal kabul düzeyleri üzerine etkisi, d) akran aracılığıyla sunulan eşzamanlı ipucuyla öğretimine yönelik öğretmen ve öğrenci görüşleri belirlenmiştir. Araştırma, tipik gelişim gösteren üç dördüncü sınıf öğrencisi ve hafif düzeyde zihinsel yetersizlik tanısı almış üç, özel eğitim sınıfı öğrencisi ile Konya ili Selçuklu ilçesinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada tek denekli araştırma yöntemlerinden, denekler arası yoklama evreli çoklu yoklama modeli kullanılmıştır. Araştırma başlama düzeyi verilerinin alınması, akran aracılığıyla sunulan eşzamanlı ipucuyla öğretimin yapılması, öğretim sonu verilerinin toplanması ve izleme verilerinin toplanması şeklinde dört aşamada gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak besinler ve özellikleri ünitesinin amaçlarının yer aldığı değerlendirme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler grafik ile görsel olarak sunularak analiz edilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgular sonucunda; kullanılan akran aracılı öğretim yönteminin besinler ve özellikleri ünitesini öğretmede etkili olduğu, öğrencilerin öğrendikleri becerileri öğretim oturumları tamamlandıktan bir ve üç hafta sonra sürdürdükleri ve öğreten akranların, özel gereksinimli öğrenen akrana eşzamanlı ipucuyla öğretim yöntemini güvenilir bir şekilde uyguladığı, görülmüştür. Araştırmada akran aracılığıyla eşzamanlı ipucuyla öğretim yöntemiyle sunulan akademik beceri öğretiminin; tipik gelişim gösteren öğrencilerin, özel gereksinimli bireylere yönelik sosyal kabul düzeyleri üzerine etkisi ile ilgili veriler sosyal kabul ölçeği ile toplanmış ve betimsel analiz yapılarak yorumlanmıştır. Elde edilen verilerde tipik gelişim gösteren akranların özel gereksinimli akranlarına yönelik sosyal kabullerinin arttığı görülmüştür. Sosyal geçerlik bulguları sonucunda ise öğrencilerin ve öğretmenlerin akran aracılığıyla sunulan eşzamanlı ipucuyla öğretim yöntemi hakkındaki görüşlerinin olumlu olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Öğretmenlerin Özel Yeteneklilik Kavramı ve Özel Yetenekli Öğrencilerin Özelliklerine İlişkin Bilgi ve Algılarının İncelenmesi
    (Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Uygun, Aydın; Arslantaş, Süleyman
    Araştırmanın temel amacı ülkemizde ilkokullarda görev yapan ve BİLSEM (Bilim ve Sanat Merkezi) lere öğrenci yönlendiren öğretmenlerin özel yeteneklilik kavramı ve özel yetenekli öğrencilerin özelliklerine ilişkin bilgi ve algı düzeylerini incelemektir. Araştırmanın evrenini, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında Konya ilinde bulunan ilkokullarda görev yapan sınıf öğretmeni, rehber öğretmenler, ilkokullarda görev yapan yöneticiler ve BİLSEM’lerde görev yapan branş öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırmada model olarak tarama modellerinden Betimsel Tarama Modeli kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler araştırmacı (2021) tarafından geliştirilen “Öğretmen Görüş ve Algılarını Belirleme Anket Formu” ile toplanmıştır. Araştırmada verilerin çözümlenmesinde aritmetik ortalama, standart sapma, en düşük ve en yüksek değerler, parametrik testler olan t-testi ve tek faktörlü varyans (One-Way ANOVA) analizi kullanılmıştır. Analiz verileri tablo haline getirilmiş ve yorumlanarak sonuçlara ulaşılmıştır. Araştırmada, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel okullarda görev yapan öğretmenlerin özel yetenekli öğrencilere yönelik algılarının cevabı “Evet” ‘’Hayır’’ sınırları içerisinde belirlenmiştir. Elde edilen bulgulardan hareketle araştırmada yer alan öğretmenlerin özel yeteneklilik kavramı ve özel yetenekli öğrencilerin özelliklerine ilişkin bilgi ve algılarının yeterli seviyede olmadığı, bunun yanında öğretmenlerin özel yetenekli çocuklar hakkında bilgi düzeylerinin daha üst seviyede olması gerektiği belirlenmiştir. Bu eksikliğin özel yetenekli öğrencilerin eğitim sürecini olumsuz etkilememesi için hizmet içi eğitim seminerlerinin düzenlenmesi ve üniversitelerle işbirliği yapılmasına ihtiyaç duyulduğu sonucunu ortaya çıkarmıştır.
  • Öğe
    Özel Eğitim Alanında Çalışan Branş Öğretmenlerinin Özel Eğitim Alanına Yönelik Mesleki İhtiyaçlarının Belirlenmesi
    (Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Tuna, İsmail; Arslantaş, Süleyman
    Bu araştırmanın amacı , özel eğitim alanında çalışan branş öğretmenlerinin özel eğitim alanına yönelik mesleki ihtiyaçlarını belirlemektir. Araştırmanın modeli nitel araştırma yöntemlerinden açıklayıcı durum çalışmasıdır. Bu araştırmanın veri toplama aracı yarı yapılandırımış görüşme formudur. Nitel veri analizinde kodlamaların düzenli bir şekilde yapılmasını sağlayan Maxqda 2020 paket programı aracılığıyla tema, alt tema ve kodlar oluşturulmuştur. Veriler araştırmanın alt problemlerine göre içerik analizi yönteminden yararlanılarak derinlemesine analiz edilmiştir. Araştırmanın katılımcılarını 2020-2021 eğitim öğretim yılında Konya ili üç merkez ilçede (selçuklu, meram, karatay) özel eğitim uygulama okulu (II. ve III. kademe) ve özel eğitim meslek okulunda görev yapan 20 branş öğretmeni ( beden eğitimi, görsel sanatlar, müzik, din kültürü ve ahlak bilgisi branşı öğretmenleri) oluşturmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre; branş öğretmenlerinin mevcut performans alma düzeyinde gözlem, uygulama, kontrol listesi ve form uygulamalarına yer verdikleri, hedef davranış belirleme sürecini bir standarda göre yapmadıkları, özel eğitimde kullanılan yöntem ve tekniklere yer vermek yerine kendi branşları ile ilgili yöntem ve teknikleri tercih ettikleri, davranışlara bir sağaltım programına göre değil kendi belirledikleri bireysel uygulamalar ve deneme yanılma yoluyla müdahale ettikleri, öğrenci özellikleri ve engelin derecesinin öğretim ve sınıf kontrolü üzerinde etkisi olduğu, branşlarına göre materyal hazırlama konusunda farklı görüşlere sahip oldukları, değerlendirme sürecini ortak bir formata göre belirlemedikleri, özel eğitim öğretmeni veya kendi branşları ile ilgili birinden geri dönüt almak istedikleri, özel eğitim ile ilgili farklı konularda eğitim almak istedikleri görülmektedir. Araştırma bulguları mevcut literatür desteği ile tartışılmış olup, uygulamaya ve gelecek araştırmalara yönelik öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    8. sınıf Türkçe Ders Kitabındaki Tema Değerlendirme Sorularının Pisa Düzeylerine ve Yenilenmiş Bloom Taksonomisi'ne Göre İncelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Altun, Kübra; Yıldız, Derya
    Türkçe dersinin temelini oluşturan dil becerileri, her dönemde hayat boyu geliştirilmesi gerekilen beceriler olmuştur. Okuryazarlık türlerinin çeşitlendiği günümüzde bu becerilere daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Yalnızca Türkçe dersi için gerekli olmayan diğer derslerle de ilişkili olan dil becerilerinin geliştirilmesi, uluslararası ölçekte anlamlı neticeler elde edilmesi için önemli bir faktördür. Bu bağlamda Türkçe dersinin öğrenme-öğretme süreçlerinin ve ölçme değerlendirme araçlarının geliştirilmesi gerekmektedir. Türkiye’de en fazla kullanılan materyal olan ders kitaplarının da hedefleri yansıtacak şekilde düzenlenmesi bu amaca katkı sağlayacaktır. Öğrencilerin üst düzey becerilerini geliştirebilen ve bireysel farklılıkları gözetebilen etkili ölçme ve değerlendirme etkinlikleri bulunan ders kitapları öğretim sürecinin verimliliğini artırmaktadır. Bu araştırmada, 2020-2021 eğitim – öğretim yılı için MEB yayınları tarafından hazırlanmış 8. sınıf Türkçe ders kitabındaki tema değerlendirme sorularının PISA okuma becerileri yeterlik düzeylerine ve Bloom’un yenilenmiş bilişsel alan taksonomisine göre incelenmesi amaçlanmıştır. “Tema değerlendirme soruları PISA okuma becerileri yeterlik düzeylerine ve Bloom’un yenilenmiş bilişsel alan taksonomisine göre nasıl dağılım göstermektedir?” sorusu araştırmanın problem cümlesi olarak belirlenmiştir. Problem cümlesinden yola çıkarak araştırmanın alt problemleri oluşturulmuştur. Alt problemler doğrultusunda ders kitabındaki 74 tema değerlendirme sorusu belirlenen iki ölçüte göre değerlendirilmiştir. Nitel bir çalışma olup betimsel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma verilerinin toplanmasında nitel araştırma tekniklerinden doküman incelemesinden yararlanılmış; verilerinin çözümlenmesi sürecinde ise nitel veri analizi tekniklerinden betimsel analiz kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak işlemleri sistemli bir şekilde sürdürmek amacıyla PISA okuma becerileri yeterlik düzeylerine ve yenilenmiş Bloom taksonomisi bilişsel alan basamaklarına göre hazırlanmış tema değerlendirme sorusu inceleme ölçütleri formu hazırlanmıştır. Her tema için ayrı tema sonu değerlendirme formu kullanılmıştır. Formlardan elde edilen veriler problem sorularına göre incelenmiştir. Soruların her birine kod verilmiş ve incelenen düzeylere göre sorular sınıflandırılmıştır. Alan yazında kabul görmüş bir sınıflandırma olan Bloom’un bilişsel alan taksonomisi ile uluslararası bir değerlendirme olan ve ülkelerin eğitim politikalarının belirlenmesinde öncü olan PISA uygulamaları, tema değerlendirme sorularının incelenmesinde geçerliği olan ölçütler olarak düşünülmektedir. Tema değerlendirme soruları, hem PISA okuma becerileri yeterlik düzeylerine hem de yenilenmiş Bloom taksonomisinin bilişsel alan basamaklarına göre üst düzey becerileri ölçmede yetersiz kaldığı tespit edilmiştir. Soruların ağırlıklı olarak çoktan seçmeli test maddesinden oluştuğu ve alt düzey becerileri yansıttığı araştırma sonuçlarında ifade edilmiştir. Araştırma verilerinden hareketle ders kitaplarındaki ölçme ve değerlendirme araçlarının geliştirilmesine yönelik önerilerde bulunulmuştur.