Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Anabilim Dalı koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 35
  • Öğe
    Sosyal bilgiler eğitiminde farklılaştırılmış öğretim uygulamalarının tarihsel analizi ve günümüzde uygulanma sürecinin öğretmen görüşlerine göre değerlendirilmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Ulusoy, Ahmet; Taşer, Seyit
    Bu araştırmanın temel amacı, sosyal bilgiler dersinde kullanılagelen öğretim yaklaşımlarının yanı sıra, farklılaştırılmış öğretim uygulamalarının, eğitim tarihimizin seyri içerisindeki yerini ortaya koymak ve farklılaştırılmış öğretimin, sosyal bilgiler öğretiminde bir yaklaşım olarak kullanılabilirliğini değerlendirmektir. Araştırma, farklılaştırılmış öğretimi hem tarihsel boyutuyla hem de günümüzde uygulanması boyutuyla ele almıştır. Tarihteki öğretim yaklaşımları günümüzden farklı şekillerde ifade edilse de özgün nitelikler taşıyabilmektedir. Buradan hareketle araştırmada, tarihteki farklılaştırılmış öğretim uygulamalarının içeriğine vâkıf olmak ve günümüze dair çıkarımlar yapmak maksadıyla tarihi belge ve metinler incelenmiştir. Günümüzde sosyal bilgiler eğitiminin yürütülmesinde genellikle toplu öğretim metoduyla hareket edilmektedir. Fakat bireysel farklılıkların dikkate alınarak sürecin yürütülmesinin daha verimli sonuçlar ortaya koyması beklenir. Bir diğer taraftan araştırmada, günümüzdeki farklılaştırılmış öğretim uygulamalarının niteliğine katkı sunmaya yönelik öğretmen görüşlerine başvurulmuştur. Bu bakımdan araştırma, teorik boyutta ve saha çalışması boyutunda yürütülmüştür. Teorik çerçevede ilk önce, farklılaştırılmış öğretim yaklaşımının metodolojisiyle benzerlik gösteren, klasik dönem Osmanlı medrese eğitim modeli incelenmiş, akabinde Osmanlı yenileşme dönemi ve Cumhuriyet dönemindeki düzenlemeler ele alınmıştır. Araştırmanın saha çalışması boyutunda ise, sosyal bilgiler dersi öğretmenleriyle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Çalışmada nitel araştırma geleneğinden durum (vaka) çalışması desenlerinden olan, bütüncül çoklu durum deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, nitel araştırma geleneğinden, amaçlı örnekleme yönteminin bir çeşidi olan maksimum çeşitlilik örneklemesi ile oluşturulmuştur. Bu doğrultuda araştırmanın saha çalışmasını, Konya ili merkez ilçelerinin (Karatay, Meram, Selçuklu) kırsal kesimi ve şehir merkezi gibi farklı bölgelerinde yer alan ortaokullardaki sosyal bilgiler dersi öğretmenleri oluşturmuştur. Bu kapsamda 50 sosyal bilgiler dersi öğretmeniyle görüşülmüştür. Araştırmanın verileri, öncelikle doküman incelemesi ile ele alınmıştır. Çünkü farklılaştırılmış öğretimin eğitim sistemlerinde bir yaklaşım olarak kullanılması, eski asırlara dayanmaktadır. Farklılaştırılmış öğretimin günümüzdeki uygulama boyutunun değerlendirilmesi ise, yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edilen veriler ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma verilerinin analizinde ilk önce, nitel veri analiz programlarından olan, Maxqda 2022 Creative Data Analysis paket programı kullanılmıştır. Bu bağlamda konuya yönelik incelenen belgelerden elde edilen veriler, aralarında anlam bütünlüğü oluşturacak şekilde önce temalara, daha sonra temalarla ilişkili kategorilere ve en son kategorilerle ilişkili kodlara dönüştürülmüştür. Bunun akabinde oluşturulan kodlar, betimsel analiz ve içerik analizine tabi tutulduktan sonra, anlamları bağlamında bulgulara ulaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmanın doküman incelemesinden elde edilen bulgulara göre; farklılaştırılmış öğretim yaklaşımının köklerinin eskilere dayandığı, özellikle klasik dönem Osmanlı medrese eğitim modelinin farklılaştırılmış öğretim metodolojisiyle benzer nitelikler taşıdığı, Osmanlı yenileşme dönemi ve Cumhuriyet döneminde hazırlanan müfredat programlarında, farklılaştırılmış öğretim yaklaşımıyla ilişkili özelliklerin yer aldığı tespit edilmiştir. Araştırmanın saha çalışmasından elde edilen bulgular ile, sosyal bilgiler dersi öğretmenlerinin farklılaştırılmış öğretime dair yüksek düzeyde farkındalığa ve olumlu tutuma sahip olduğu, fakat farklılaştırılmış öğretimi uygulama konusunda müfredat, zaman ve fiziki şartlar bağlamında birtakım engellerle karşılaştıkları tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Artırılmış Gerçeklik uygulamalarının sosyal bilgiler öğretmen adaylarının genel fiziki coğrafya dersi başarı-tutum ve öğrenci görüşlerine etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Ünal, Ayşe Vildan; Şimşir, Mehmet
    Bu araştırmada, Artırılmış Gerçeklik uygulamasıyla tasarlanmış genel fiziki coğrafya dersinin, öğrencilerin akademik başarısına ve tutumuna etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bununla birlikte öğrencilerin Artırılmış Gerçeklik ile ilgili görüşleri tespit edilmiştir. Bu amaç doğrultusunda araştırmacı tarafından “Genel Fiziki Coğrafya Tutum Ölçeği” ve “Genel Fiziki Coğrafya Başarı Testi” geliştirilmiştir. Araştırmada Karma yöntemlerden Açıklayıcı Sıralı desen tercih edilmiştir. Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği 1. sınıf öğrencileri çalışma grubunu oluşturmaktadır. Çalışma grubu seçkisiz örneklem yöntemi ile belirlenmiştir. Araştırmanın nicel boyutunda ön-test son-test kontrol gruplu seçkisiz deneysel desen kullanılmıştır. Pilot aşamada uygulanan AFA ile DFA analizi sonucunda tutum ölçeğindeki croancbach ⍺=0,890 hesaplanmıştır. Başarı testinin sonucunda ise KR-20=0,79 ile KR-21=0,73 bulunmuştur. Bu sonuçların geçerlilik ve güvenirliliğe uygun olduğu tespit edilmiştir. Araştırma kapsamında 10 haftalık ders süresince deney grubuna Artırılmış Gerçeklik ortamında tasarlanmış materyal uygulanmıştır ve kontrol grubunda ise geleneksel öğretim yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın nicel boyutunda gruplar arasında tutum ölçeği ve başarı puanları karşılaştırılarak anlamlı bir farklılığın olup olmadığı istatiksel yöntemlerle analiz edilmiştir. Çalışmanın nitel aşamasında ise yarı yapılandırılmış açık uçlu görüşme formu uygulanmıştır. Nicel Analizler SPSS programıyla Bağımsız Örneklem t testi, bağımlı örneklem (paired samples) t testi, pearson korelasyon analizi ile sayısal verilerden elde edilmiştir. Nitel boyutunda içerik analiz yöntemi uygulanmıştır ve kategoriler ile kodlar oluşturulup yorumlanmıştır. Sonuçlar incelendiğinde, tutum ölçeğinde kontrol grubundaki öğrencilerin ön-test ve son-test puanlarında anlamlı bir farklılık yoktur. Deney grubundaki öğrencilerin ise uygulama öncesi ve sonrası puanlarında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Deney grubu korelasyon analizinde ön-test ve son-test arasında düşük düzeyde ilişki gözlemlenmiştir. Uygulamanın tutum ölçeğindeki etki büyüklüğü ise çok küçük düzeydedir. Başarı testinin sonuçlarına göre, kontrol grubunun ön-test ile son-test puanlarında anlamlı farklılık yoktur. Deney grubunda yer alan öğrencilerin ön-test ile son-test puanları arasında da anlamlı farklılık bulunamamıştır. Fakat deney grubunun korelasyon analizinde orta düzeyde pozitif ilişki saptanmıştır. Nitel bölümden elde edilen sonuçlar nicel bölümü destekler niteliktedir. Artırılmış Gerçeklik ortamının öğrencilere olumsuz görüşler kazandırdığı belirlenmiştir. Katılımcıların görüşlerinde çevrimiçi süreçte teknolojik yetersizlikler, internet sıkıntıları, teknik arıza ve mobil cihazların eski olduğu sonucuna ulaşılmıştır. AG uygulamasının olumlu yönlerini bildiren öğrenci sayısının az olduğu gözlemlenmiştir. Bu doğrultuda, AG‟nin üç boyutlu, somut, eğlenceli, ilgi çekici, gerçekçi olduğu sonucu elde edilmiştir. Bazı öğretmen adayları tarafından Genel beşeri coğrafya ve Türkiye fiziki coğrafya derslerinde de AG‟nin daha uygulanabilir olduğuna vurgu yapılmıştır.
  • Öğe
    Türkçe öğretmenleri ve Türkçe öğretmen adaylarının iyi bir eğitim ortamı sağlayan yedi ilkeye ilişkin bilgi düzeylerinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Emlik, Mehmet; Derman, Serdar
    Bu çalışma Türkçe Öğretmenlerinin algılarını ve Chickering ve Gamson (1987) tarafından sunulan yüksek kalite eğitim için bir çerçeve oluşturan yedi ilkeye ilişkin uygulamalarını araştırmayı amaçlamaktadır. Araştırmanın evrenini 2020-2021 öğretim yılında Konya il merkezindeki ortaokullarda görev yapan Türkçe öğretmenleri oluşturmaktadır. Çalışmada nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada kullanılacak Türkçe öğretmenlerine yönelik anket iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, yedi ilkenin uygulanmasında rol oynayabilecek potansiyel değişkenleri kontrol edebilmek için demografik sorulara yer verilmiştir. Bu sorular cinsiyet, mesleki kıdem, mezun olunan fakülte ve öğretmenlik mesleğinin isteyerek tercih edip etmeme hakkındadır. İkinci ölçek ise Türkçe öğretmenlerine yönelik olan ve Chickering ve Gamson tarafından geliştirilmiş “Eğitiminde İyi Uygulamalar İçin Yedi İlke Envanteri” dir. 1989'da Johnson Foundation tarafından yayımlanmıştır. Orijinal anketin yayın dili İngilizce'dir, ancak bu çalışmada anketin Türkçe versiyonu kullanılmıştır. Çalışmada elde edilen veriler istatistiki olarak çözümlenmiş, bulgular ve sonuçlar sıralanmıştır.
  • Öğe
    Çocuk edebiyatı ürünlerinin dil bilgisi öğretiminde başarıya etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Özgül, Emrah; Ceran, Dilek
    Türkçe dersinin temel malzemesi olan metinler, işlevsel dil bilgisi öğretiminin vazgeçilmez unsurudur. Metinlerden hareketle uygulanan dil bilgisi öğretimi, dil bilgisi kurallarının ezberlenmesinden ziyade sezdirilmesine zemin hazırlamaktadır. Söz konusu bu metinlerin öğrencilerle buluşturulmasında ise çocuk edebiyatı, Türkçe öğretmenlerine yol gösterici nitelikte katkı sağlamaktadır. Türkçe derslerinde çocuk edebiyatı ürünlerinden yararlanmaya yönelik tasarlanan bu araştırma, çocuk edebiyatı ve dil bilgisi öğretimini birlikte ele alarak yeni bakış açısı geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu araştırmanın amacı, çocuk edebiyatı ürünleriyle planlanan dil bilgisi öğretiminin ortaokul 6. sınıf öğrencilerinin dil bilgisi başarısına etkisini ve uygulanan yönteme dair öğrenci görüşlerini incelemektir. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden yarı deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmanın veri toplama sürecinde 6. sınıf dil bilgisi konu ve kazanımlarıyla birlikte dil bilgisi başarı testi, deney ve kontrol grubuna ön test ve son test olarak uygulanmıştır. Araştırmada uygulanan yönteme dair öğrencilere yarı yapılandırılmış görüşme formu uygulanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2021-2022 eğitim ve öğretim yılında Antalya ili Alanya ilçesinde iki devlet okulunda öğrenim gören 72 öğrenci (36 öğrenci deney grubu, 36 öğrenci kontrol grubu) oluşturmaktadır. Deney grubu öğrencilerine dil bilgisi konuları; öğrencilerin belirlediği çocuk edebiyatı ürünleri ve bunlara yönelik olarak araştırmacı tarafından ADDIE modeline göre tasarlanan okuma yönergeleri ile sunulmuştur. Kontrol grubu öğrencileri ise Türkçe ders kitabındaki etkinliklerle sürece devam etmiştir. Araştırmada elde edilen nicel veriler IBM SPSS Statistics 26 paket programı ile analiz edilmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme forumuna ait veriler ise içerik analizi yaklaşımıyla değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonucunda deney ve kontrol grubu öğrencilerinin son test puan sonuçlarında deney grubu lehine anlamlı fark tespit edildiği için çocuk edebiyatı ürünlerinin ortaokul 6. sınıf dil bilgisi öğretiminde başarıyı artırdığına ulaşılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formundan elde edilen sonuçlara göre öğrenciler; dil bilgisi öğretiminde çocuk edebiyatı ürünlerinin kullanılmasını eğlenceli, etkili ve kalıcı öğrenme açısından olumlu karşılamıştır. Öğrenciler, araştırmada uygulanan yöntemin okuma becerilerine katkısı olduğunu vurgulamış ve yöntemin uygulanmasında en çok zorlandıkları kısmın zaman yönetimi olduğunu belirtmiştir. Buna ek olarak öğrenciler, çocuk edebiyatı ürünlerinin Türkçe dersiyle birlikte diğer derslerin içerisinde de kullanılmasına olumlu yaklaşmaktadır. Araştırmanın sonuçlarından hareketle program hazırlayıcılara, öğretmenlere ve araştırmacılara çeşitli öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    Sosyal bilgiler ve sınıf öğretmenlerinin vatandaşlık eğilimleri ve sınıf içi uygulamalara ilişkin görüşleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Çetiner, Ali; Şimşir, Mehmet
    Bu araştırmanın genel amacı, sosyal bilgiler ve sınıf öğretmenlerinin vatandaşlık eğilimleri ile sınıf içi uygulamalarına ilişkin görüşlerini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda; öğretmenlerin vatandaşlık eğilimleri, vatandaşlık eğilimlerinin cinsiyet, branş ve kıdem durumuna göre değişip değişmediği, “ideal vatandaşlık” kavramını nasıl yorumladıkları ve vatandaşlık öğretimi ile ilgili sınıf içi uygulamaları araştırılmıştır. Karma yönteme göre desenlenen bu çalışmada; araştırmanın nicel boyutu için ilişkisel tarama modeli, nitel boyutu için ise durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın verileri 2018-2019 öğretim yılında toplanmıştır. Nicel verilerin toplandığı çalışma grubunu 266’sı erkek ve 248’i kadın olmak üzere toplam 514 öğretmen, nitel verilerin toplandığı çalışma grubunu 8 ilkokul ve 16 ortaokulda çalışan 48 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada öğretmenlerin vatandaşlık eğilimlerini belirlemek için 'Vatandaşlık Eğilimleri Ölçeği' kullanılmıştır. Araştırmanın nitel boyutuna ilişkin verilerin toplanmasında sosyal bilgiler ve sınıf öğretmenlerinin vatandaşlık kavramına yönelik görüşlerini belirlemek ve derslerinde vatandaşlık konusuna değinip değinmediklerini tespit etmek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmada, verilerin analiz edilmesinde bilgisayar programları kullanılmıştır. Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlar aşağıdaki gibi özetlenebilir: Öğretmenlerin vatandaşlık eğilimlerinin yüksek düzeyde olduğu ortaya konulmuştur. Erkek öğretmenlerin vatandaşlık eğilim düzeyleri; aktif katılım ve küresel konular boyutlarının puan ortalamaları, kadın öğretmenlerin puan ortalamalarından anlamlı bir şekilde yüksektir. Buna karşın kadın öğretmenlerin demokrasi: saygı ve eşitlik alt boyutuna ilişkin puan ortalamalarının erkek öğretmenlerin puan ortalamalarından anlamlı bir şekilde yüksektir. Sosyal bilgiler öğretmenlerinin toplum ve birey ve küresel konular boyutlarının puan ortalamaları sınıf öğretmenlerinin puan ortalamalarından anlamlı bir şekilde yüksektir. Aynı şekilde sosyal bilgiler öğretmenlerinin toplam puan ortalamaları da sınıf öğretmenlerinin puan ortalamalarından anlamlı bir şekilde yüksektir. Öğretmenlerin kıdem değişkenine göre vatandaşlık eğilimlerinin; toplum ve birey, demokrasi: saygı ve eşitlik ve küresel konular alt boyutlarında en yüksek puan ortalamalarının 6-10 yıl tecrübeye sahip öğretmenlere ait olduğu görülmektedir. Aktif katılım alt boyutunda en yüksek puan ortalamalarının 16-20 yıl tecrübeye sahip öğretmenlere ait olduğu görülmektedir. Çevreye duyarlılık, üretim-tüketim ekonomi ve toplam puanda ise en yüksek puan ortalamasının 21 yıl ve üzeri tecrübeye sahip öğretmenlere ait olduğu görülmektedir. Aktif katılım alt boyutunda en düşük puan ortalamasının 1-5 yıl tecrübeye sahip öğretmenlere ait olduğu görülmektedir. Toplum ve birey demokrasi: saygı ve eşitlik, üretim-tüketim-ekonomi alt boyutlarında en düşük puan ortalamalarının 16-20 yıl tecrübeye sahip öğretmenlere ait olduğu görülmektedir. Çevreye duyarlılık, küresel konular alt boyutlarında ve toplam puanda en düşük puan 11-15 yıl tecrübeye sahip, öğretmenlere ait olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin, ideal vatandaşlığı büyük ölçüde alan yazına uygun olarak tanımladıkları görülmüştür. Buna göre öğretmenlerin ideal vatandaşlık ile ilgili en çok değindikleri konunun “hak ve sorumluluklarını bilen” ve “kanunlara itaat eden” şeklinde olduğu görülmektedir. Öğretmenlerin ideal bir vatandaşın sahip olması gereken nitelikleri tanımlarken, “sorumluluk sahibi” ve “vatanperverlik” temaları üzerine sıklıkla durdukları sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin vatandaşlık konusunu anlatırken, “yaparak-yaşayarak öğrenme” ilkesini ve “düz anlatım” yöntemini benimsedikleri sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin vatandaş yetiştirilirken karşılaştıkları sorunlar arasında en fazla görülen, “görsel medya” ve “müfredat yetersizliği” olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Vatandaş yetiştirmeye yönelik öğretmenlerin değindiği önerilerin, “ailenin eğitilmesi”, “ahlaklı nesil yetiştirme” ve “müfredatın iyileştirmesi” olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    10. sınıf coğrafya dersi iç kuvvetler konusunun öğretiminde ters yüz öğrenme modelinin etkililiğinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Sönmez, Semih; Pınar, Adnan
    Amaç: Bu araştırma "10. sınıf coğrafya dersi iç kuvvetler konusunun öğretiminde ters yüz öğrenme modelinin etkililiğini" incelemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda ters yüz öğrenme modeliyle işlenen coğrafya derslerinin öğrencilerin akademik başarısına, derse yönelik tutumlarına ve öğrenilenlerin kalıcılığına etkisini belirlemek ve öğrencilerin ters yüz öğrenme modeline ilişkin görüşlerini tespit etmek amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma, 2021-2022 eğitim-öğretim yılının I. döneminde Konya ilinde yer alan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Sosyal Bilimler Lisesi olmak üzere 3 farklı okul türünde eş zamanlı olarak yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu adı geçen okulların 10. sınıflarında öğrenim görmekte olan ve deney grubunda 72, kontrol grubunda 68 olmak üzere toplam 140 lise öğrencisi oluşturmuştur. Çalışma, açıklayıcı sıralı desen modelinde bir karma yöntem araştırmasıdır. Araştırmada nicel ve nitel veriler birlikte toplanmıştır. Nicel verilerin toplanmasında 10. sınıf coğrafya dersi "İç Kuvvetler" konusunu kapsayan çoktan seçmeli 29 sorudan oluşan "coğrafya dersi başarı testi" ve 34 maddeden oluşan "coğrafya dersi tutum ölçeği" kullanılmıştır. Ters yüz öğrenme modeline ilişkin öğrenci görüşlerini içeren nitel veriler ise yarı yapılandırılmış öğrenci görüşme formu kullanılarak elde edilmiştir. Araştırmada nitel verilerin analizinde betimsel analiz yöntemi, nicel verilerin analizinde ise SPSS programı kullanılmış, bağımsız ve bağımlı gruplar t testi, çoklu karşılaştırmalarda ise tek yönlü varyans analizi (ANOVA) yapılarak veriler analiz edilmiştir. Bulgular: Çalışmada kullanılan coğrafya başarı testinin KR-20 güvenlik katsayısı 0,844 olarak ölçülmüştür. Başarı testi ve tutum ölçeği ile elde edilen puanların çarpıklık ve basıklık değerleri incelenmiş verilerin normal dağılım gösterdiği görülmüştür. 29 sorudan oluşan başarı ön test puan ortalaması 10,5 son test puan ortalaması 16,7; kalıcılık testi ortalama puanı 15,0; pilot uygulama ortalama puanı 14,2 olarak hesaplanmıştır. Tutum ölçeği ön test ortalama puanı 117,5, son test puanı 128,0 olarak ölçülmüştür. Çalışmadan elde edilen nicel verilere göre ters yüz öğrenme modelinin öğrencilerin akademik başarılarını artırdığı görülmüşse de mevcut öğretim programında öngörülen yöntemlerle işlenen derslere göre akademik başarı düzeyi ve öğrenilenlerin kalıcılığı üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etki oluşturmadığı belirlenmiştir. Bununla birlikte ters yüz öğrenme modelinin öğrencilerin derse yönelik tutumları üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etki oluşturduğu tespit edilmiştir. Nitel verilerin analizinde ise öğrencilerin %72,2'sinin ters yüz öğrenme modelini verimli buldukları, %77,8'inin modelin olumlu yönlerinin bulunduğunu, %61,1'inin ise derslerin işlenişinde ters yüz öğrenme modelinin uygulanmasını tercih ettiklerini belirterek modele yönelik olumlu görüşlere sahip oldukları ve modelin derse katılımı artırdığı belirlenmiştir. Deneysel işlem sürecinde bir kısım öğrencilerin EBA ve internette yaşadıkları teknik sorunlardan dolayı gönderilen çalışmaların bazılarını takip edemediklerini bir kısım öğrencinin ise bu modelde işlenen dersleri anlamakta güçlük çektiklerini belirtmişlerdir. Sonuç: Ters yüz öğrenme modelinin başarıya ulaşması için öğrencilere gönderilen öğretim materyallerinin öğrenilecek konuyla uyumlu olması ve işlenecek konuyu kapsaması, video sürelerinin uzun olmaması, gönderilen çalışmaların öğrencilerde bıkkınlık oluşturacak kadar çok olmaması, çalışmaların yapılıp yapılmadığının ders öncesinde tespit edilmesi, çalışmaların yapılması konusunda öğrencilerin sürekli teşvik edilmesi, dijital kaynaklarla yapılan öğretimin tümüyle yüz yüze eğitimin yerini almaması, öğrencilerle öğretmen arasında iletişim kanallarının açık tutulması önemli görülmektedir.
  • Öğe
    Argümantasyon tabanlı Türkçe öğretiminin eleştirel düşünme becerisine, eleştirel düşünme eğilimine ve ikna edici konuşmaya etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Güzelküçük, Devrim Murat; Derman, Serdar
    Bu araştırma, argümantasyon tabanlı Türkçe öğretiminin 7. sınıftaki öğrencilerin eleştirel düşünme becerisine, eleştirel düşünme eğilimine ve ikna edici konuşmasına nasıl bir etki oluşturduğunu tespit etmeyi amaçlamaktadır. Araştırmada karma yöntem uygulanmıştır. Karma gömülü desende yapılan bu çalışmada öğrencilere uygulama öncesinde ve sonrasında eleştirel düşünme eğilimi ölçeği, ikna edici konuşmayı değerlendirme rubriği ve Cornell'in eleştirel düşünme becerileri testi uygulanmıştır. Ayrıca öğrencilerle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu bir devlet okulunun 7. sınıfında öğrenim gören 64 öğrenci oluşturmaktadır. Deney grubunda 34 kişi, kontrol grubunda ise 30 kişi yer almaktadır. Çalışma 7. sınıf Türkçe ders kitaplarında "Bilim ve Teknoloji" temasının araştırmacı tarafından argümantasyon tabanlı etkinliklerle tasarlanarak oluşturulan materyallerle yapılmıştır. Deney grubundaki öğrenciler, ADDIE modeline göre hazırlanan argümantasyon tabanlı etkinlikleri içeren materyallerle dersi işlerken kontrol grubundaki öğrenciler Türkçe ders kitabındaki etkinliklerle dersi tamamlamışlardır. Araştırmadaki nicel verilerin analizinde SPSS 26'dan, nitel verilerin analizinde ise içerik analizinden yararlanılmıştır. Uygulama öncesinde Cornell'in eleştirel düşünme becerileri testi uygulanmış, öğrencilerden belirlenmiş konular hakkında ikna edici konuşmalar yapmaları istenmiş ve öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimlerine ilişkin ölçeği doldurmaları söylenmiştir. Cornell'in eleştirel düşünme becerileri testinden elde edilen verilere göre deney ve kontrol grubunda anlamlı bir farklılık tespit edilememiş, eleştirel düşünme eğilimlerinin ve ikna edici konuşmalarının da deney veya kontrol grupları lehine anlamlı bir farklılığa neden olmadığı belirlenmiştir. Uygulama sürecinde öğrencilerin ürettiği argümanlar da incelenmiş ve üretilen argümanlar Erduran, Simon ve Osborne'nun (2008) geliştirdiği argümanların kalitesini belirleme rubriğiyle değerlendirilmiştir. Toplam 4 senaryo ve nominal grup tekniğinden yararlanılarak oluşturulan grup çalışmalarına göre gerçekleştirilen etkinlikler sonucunda öğrencilerin 1. senaryoda 5. düzeyde 4 argümana ulaşırken 4. senaryoya geldiklerinde 5. düzeyde 11 argümana kadar ulaşıldığı belirlenmiştir. Uygulama sonrasında Cornell'in eleştirel düşünme becerileri testine göre gözlem yapma, kaynağın güvenilirliğini sorgulama ve eleştirel düşünme faktörlerinde deney grubu lehine anlamlı bir farklılık belirlenmiştir. Ayrıca deney grubunun eleştirel düşünme eğilimi ve ikna edici konuşmalarına ilişkin puanlar kontrol grubundan daha yüksek ve anlamlı çıkmıştır. Öğrencilerle gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış görüşmeler incelendiğinde ise argümantasyon tabanlı Türkçe öğretiminin öğrencileri motive ettiği, öğrencilerin bakış açısını zenginleştirdiği, öğrencilerde merak uyandırıp onları eğlendirdiği ve onları sosyalleştirdiği sonuçlarına ulaşılmıştır. Öğrencilerin argümantasyon tabanlı Türkçe öğretiminde en çok nominal grup etkinliklerini beğendikleri ve ikna edici konuşmalarında jest ve mimiklerini nasıl kullanacaklarını öğrenerek ses tonunu ayarlama ve duygulardan yararlanma konusunda kendilerini geliştirdikleri belirlenmiştir. İlgili alan yazında da argümantasyon tabanlı öğretimlerin sonucunda deney grubunda eleştirel düşünme becerileri ve eğilimlerinin geliştiği tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Coğrafya öğretiminde artırılmış gerçeklik uygulamaları: Bir eylem araştırması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Tuncer, Tahir; Pınar, Adnan; Sezer, Adem
    Coğrafya öğretiminde materyal kullanımının öğrenmenin hızına, kalıcılığına ve öğrenci üzerinde bıraktığı etkilere yönelik birçok çalışma yapıldığı görülmüş ve materyal kullanımının çok önemli katkılar sağladığı belirlenmiştir. Coğrafya öğretiminde kullanılan geleneksel materyallerin yanı sıra son yıllarda teknoloji tabanlı olmak üzere yeni materyal türleri de ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu yeni materyallerden birini de pek çok alanda kullanılmaya başlanan ve eğitimin çeşitli alanlarında kullanımının olumlu katkıları tespit edilen artırılmış gerçeklik uygulamaları oluşturmaktadır. Yapılan bu çalışma ile artırılmış gerçeklik uygulamalarının coğrafya öğretiminde kullanılabilirliği tespit edilemeye çalışılmıştır. Eylem araştırması yöntemiyle gerçekleştirilen bu çalışmada geliştirilen örnek artırılmış gerçeklik uygulamaları toplam sekiz hafta süreyle sınıflarda uygulanmıştır. Artırılmış gerçeklik uygulamalarıyla içeriği zenginleştirilen coğrafya dersleri ile eş zamanlı olarak kontrol gruplarında da normal ders akışı devam ettirilmiştir. Uygulamanın bir ders öncesinde ön test, uygulama sona erdikten sonraki ilk derste son test ve uygulama sona erdikten 4 hafta sonra kalıcılık testi olarak deney ve kontrol gruplarına başarı testi ve tutum ölçeği gerçekleştirilmiştir. Nicel verilerin yanında uygulamaya yönelik nitel verilerin de elde edilerek orijinal görüşlerin ortaya çıkarılması için öğrencilerden artırılmış gerçeklik uygulamaları ile zenginleştirilen coğrafya dersleriyle ilgili günlükler yazması istenmiştir. Uygulama esnasında uygulamayı gerçekleştiren araştırmacı kendi gözlem ve günlüklerini not etmiştir. Uygulama sonrasında deney grubunda yer alan ve amaçlı örneklem tekniğiyle seçilen öğrencilerle yüz yüze görüşme gerçekleştirilerek öğrenci görüşme formunda yer alan soruların cevapları alınmıştır. Araştırmadan elde edilen nicel veriler SPSS paket programında analiz edilmiş ve sonuçları araştırmacı yorumları ile desteklenmiştir. Araştırmadan elde edilen nitel veriler ise araştırmacı tarafından içerik analizi yapılarak sonuçları araştırmacının yorumlarıyla harmanlanmış ve nicel sonuçlarla da birleştirilerek genel sonuca ulaşılmıştır. Bunun sonucunda artırılmış gerçeklik uygulamaları ile içeriği zenginleştirilen coğrafya derslerinin öğrencilerin akademik başarısına deney ve kontrol gruplarında küçük farklar dışında anlamlı bir etkisi görülmemişken coğrafya tutumuna yönelik olumlu tutum artışının deney gruplarında anlamlı bir fark oluşturduğu tespit edilmiştir. Öğrenci günlükleri, öğrenci görüşme formları ve araştırmacı gözlemleri ve günlüklerini içeren verilerin sonuçlarından da aynı yönde bulgulara ulaşılmıştır. Deney grubundaki öğrencilerin artırılmış gerçeklik uygulamalarıyla içeriği zenginleştirilen coğrafya derslerini genel anlamda çok sevdikleri ve dersleri sabırsızlıkla bekledikleri, ders esnasında ve sonrasında coğrafyaya karşı ilgilerinin arttığı, bu uygulamaların coğrafyaya olan bakış açısını olumlu yönde değiştirerek coğrafya öğretimine önemli ölçüde katkı sunduğu görülmüştür. Artırılmış gerçeklik uygulamalarının coğrafya öğretimi üzerindeki olumlu etkilerinden yola çıkarak bu uygulamaların daha profesyonel şekilde ve genele yayılacak şekilde merkezi sistemle bütün coğrafya derslerinde uygulanması gerektiği çalışma sonucu olarak önerilmiştir.
  • Öğe
    Beyşehir Gölü'nün doğu kesiminde jeomorfolojik birimler üzerinde arazi kullanımı
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Aydın, Gülhan; Bozyiğit, Recep
    Beyşehir Gölü’nün doğu kesimi farklı jeomorfolojik birimleri barındırmasının yanı sıra arazi kullanımı açısından çeşitlilik göstermektedir. Sahanın jeomorfolojik özellikleri ile arazi kullanımı arasında sıkı bir bağ bulunmaktadır. Bu açıdan çalışmada; 1987-2018 yılları arasında Beyşehir Gölü’nün doğu kesimindeki jeomorfolojik birimler üzerinde arazi kullanımını etkileyen süreçler ve bu süreçlerin sonuçlarını ortaya koymak hedeflenmiştir. Söz konusu sahanın 1987, 1990 ve 2018 yıllarında arazi kullanımında meydana gelen değişim, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve Uzaktan Algılama (UA) teknikleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Beyşehir Gölü’nün doğu kesimindeki arazi kullanımında en büyük değişiklik sulu tarım alanlarındaki artıştır. Bunda Kıreli Sulama Projesi’nin etkili olduğu tespit edilmiştir. Sulu tarım arazilerinin genel oranı %3’ten %11’e yükselmiştir. Sulu tarım arazilerinin en fazla yer tuttuğu jeomorfolojik birim kıyı ovasıdır. Kıyı ovasında (1121-1150 m), sulu tarım arazisi %53,3’lük bir orana sahiptir. Sulu tarım alanlarındaki artışa paralel olarak orman, kuru tarım ve yerleşim alanlarında artış görülmektedir. Buna karşılık karışık tarım alanları, meyve bahçeleri, çıplak kaya, seyrek bitki örtüsü ve mera alanlarında ise azalma dikkat çekmektedir. Araştırma sahasındaki arazi kullanımında sulu tarım arazilerinin artışı ekonomik gelir düzeyinin yükselmesine yol açsa da yanlış metotlar erozyon ve su kirliliğinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Sonuç olarak yanlış arazi kullanımının engellenmesi, su kaynaklarının doğru kullanılması, su ve toprak kaynaklarını kirletici unsurların kontrol altına alınması ve yörede yaşayan halkın bu konuda bilinçlendirilmesi ekosistemin sürdürülebilirliği açısından oldukça önemlidir.
  • Öğe
    Türkiye'de yayımlanan çocuk dergilerindeki söz varlığının belirlenmesi: Doğan Kardeş Dergisi örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Gürler, Hilal; Yıldız, Mustafa
    Türkçe eğitiminin amacı, öğrencilerin temel dil becerileriyle birlikte üst düzey düşünme becerilerinin geliştirilmesidir. Bu becerilerin gelişmesi de öğrencilerin söz varlığının zenginliğiyle yakından ilgilidir. Ülkemizde çocuklar için hazırlanan kaynaklardaki söz varlığı unsurlarının seçiminde belirli bir ölçüt bulunmamaktadır. Bu nedenle, çocukların yaş ve seviyelerine uygun söz varlığı listelerinin oluşturulması, çocuklara yönelik hazırlanacak olan kaynaklarda da bu listelerin esas alınması gerekmektedir. Öğrencilerin söz varlığının zenginleşmesinde önemli yeri olan kaynaklardan biri de çocuk dergileridir. Dergiler çocukların eğlenerek öğrenmelerini sağlayan ve onların pek çok alanda gelişmesine imkân veren yardımcı materyallerdir. Türk çocuk edebiyatı ve çocuk dergiciliği açısından önemli bir yere sahip olan Doğan Kardeş dergisi, Türkiye’de uzun yıllar yayımlanarak birkaç kuşağın eğitim, kültür ve sanat hayatına katkıda bulunmuştur. Araştırmanın amacı, Doğan Kardeş dergisindeki söz varlığı unsurlarını (temel kelime, özel isim, atasözü, deyim, ikileme) tespit etmek ve bunların sıklık dizinini oluşturmaktır. Araştırmada Doğan Kardeş dergisinin çocuk dergisi kimliğini koruduğu 1945-1978 yılları arasında yayımlanan sayıları incelenmiştir. Doküman incelemesi yönteminin kullanıldığı araştırmada veriler betimsel analiz ile çözümlenmiştir. Çalışmanın ilk aşamasında, dergi türünde olan kaynağın sayılarına ulaşılarak bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Kelime listelerinin oluşturulmasında ve analiz edilmesinde ise “.txt” uzantılı metinlerde yer alan kelimeleri sıklıklarına göre dizen ve kelime sıklık istatistiği yapan Cibakaya programı kullanılmıştır. Cibakaya programı kullanılmadan önce programın ve çalışma kapsamının gerektirdiği şekilde çekim eklerinin silinmesi, noktalama işaretlerinin kaldırılması gibi çok sayıda düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenlemelerden sonra 412.856 söz varlığı unsuru elde edilmiştir. Elde edilen veriler programa yüklenerek söz varlığı unsurları listelenmiş ve sıklık değerleri belirlenmiştir. Listeler üzerinde tekrar ayrıştırma işlemi gerçekleştirilerek her bir unsur için ayrı ayrı tablolar oluşturulmuş ve sonuçlar değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, temel kelimelerin yanında 18.554 özel isim, 7.424 deyim, 39 atasözü ve 2.878 ikileme tespit edilmiştir. Toplam söz varlığı unsurunun %4,49’unu özel isimler, %1,79’unu deyimler, %0,009’unu atasözleri ve %0,69’unu ikilemelerin meydana getirdiği belirlenmiştir. Bu oranlara bakıldığında dilimizin önemli zenginliklerinden biri olan atasözlerinin yeterli seviyede olmaması dikkat çekicidir. İncelenen derginin roman, hikâye, şiir, efsane, masal, çizgi roman, tiyatro, gezi yazısı, mektup, biyografi gibi çok sayıda metin türü bulundurması, o dönemin çocuk edebiyatındaki söz varlığını tespit edebilme imkânı vermektedir.
  • Öğe
    Sosyal bilgiler dersinde finansal okuryazarlık becerisinin kazandırılmasında farklılaştırılmış öğretim etkinliklerinin etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Tanyel, Hasan Hüseyin; Karauğuz, Güngör
    Bu çalışmanın amacı; ilkokul 4. sınıf sosyal bilgiler dersinin “üretim, dağıtım ve tüketim” öğrenme alanı öğretiminde “Farklılaştırılmış Öğretim Etkinliklerinin” öğrencilerin beceri temelli akademik başarısına, finansal okuryazarlık bilgi, tutum ve davranışlarına etkisini belirlemektir. Araştırmada, nitel ve nicel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı, karma araştırma yöntemlerinden yakınsayan paralel desen kullanılmıştır. Nicel araştırma safhasında; ön-test, son-test kontrol gruplu deneysel desen, nitel boyutunda ise durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın nicel boyutunda; Sosyal Bilgiler Dersi Tutum Ölçeği (SBDTÖ) Beceri Temelli Akademik Başarı Testi (BT-ABT), Finansal Okuryazarlık Bilgi Ölçeği (FOBÖ), Finansal Okuryazarlık Tutum Ölçeği (FOTÖ) ve Finansal Okuryazarlık Davranış Ölçeği (FODÖ) kullanılmıştır. Nitel araştırma boyutunda ise; yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Araştırma, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında Seydişehir’de bir devlet okulunda eğitim gören 65 kişilik (N=65) dördüncü sınıf öğrencisi ile yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre; farklılaştırılmış öğretim yaklaşımının sosyal bilgiler dersine etkilerini incelediğimiz bölümünde, deney grubundaki öğrencilerin beceri temelli akademik başarılarında anlamlı farklılıklar gözlenirken kontrol grubunda akademik başarıda beceri temelinde anlamlı bir artış gözlenmemiştir. Ayrıca uygulama deney grubunda sosyal bilgiler dersine yönelik tutumlarda da anlamlı farklılıklar oluşturmuştur. Farklılaştırılmış öğretim yaklaşımının finansal okuryazarlık becerilerine etkilerini incelediğimiz bölümünde ise uygulama, deney grubunun uygulama öncesi ve sonrası ölçümlerinde finansal okuryazarlık bilgi, tutum ve davranışlarda da anlamlı farklılıklar oluşturmuştur. Bunun yanısıra deney grubu ölçümleri ile kontrol grubu ölçümleri arasındaki kıyaslamalarda bilgi ve tutumlarda anlamlı farklılık oluşurken, davranış ölçümlerinde iki grup arasında anlamlı farklılık oluşmamıştır. Nitel bulgularda genel anlamda nicel verileri desteklemiş, uygulamaya karşı öğrenci tutumları olumlu olmuştur.
  • Öğe
    Büyük Selçukluların Bağdat'taki İlmî Faaliyetleri (1067-1258)
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Akbaş, Murat; Güzel, Ahmet
    Büyük Selçuklular Dönemi'nde Abbâsî Halifeliğinin merkezi konumunda olan Bağdat'taki eğitim faaliyetleri, kurumları, eğiticileri, öğrencileri ve bunların toplumu ne denli etkilediklerini belirlemek amacıyla yapılan çalışmada nitel araştırma deseninden mevcut durum çalışması kullanılmıştır. Araştırmada veriler, doküman inceleme yöntemiyle elde edilmiştir. Araştırma kapsamında 1067-1258 yılları arasında yer alan eğitim öğretim faaliyetleriyle, kurumlar, müderrisler ve öğrenciler çalışılmıştır. Araştırma konusu özellikle o dönemde ya da o döneme yakın bir zamanda telif edilmiş kaynaklar öncelenerek araştırılmıştır. Bununla birlikte konuyla ilgili güncel çalışmalar da incelenmiş, Irak'taki bazı çalışmalar dışında konumuzla ilgili kapsamlı bir araştırmaya ulaşılamamıştır. Yapılan çalışmalar ya tek bir kurum etrafında daraltılmış ya da pek çok kurum ve kişiler yüzeysel bir şekilde ele alınmıştır. Çalışmamız Bağdat'taki ilmî kurumları genel çerçevede kapsamlı bir şekilde ele almıştır. Yapılan araştırma neticesinde 1258 yılına kadar Bağdat'ta otuz altı medrese, yirmi dört tekke, altı bimâristan, iki dârülhadis ve dârülilim ele alınmış, bunların yanında müderris, öğrenci, idârî ve yardımcı personeller de çalışılmıştır. Açılan bu kurumların ilmî, siyasî ve toplumsal tesirleri ile günümüze kadar etkisini gösteren fikrî ve tasavvufî yönlere değinilmiştir. Medreselerden önce ve sonra buradaki camilerin daha özgür ve çeşitli ilmî çalışmaların yapıldığı mekânlar olduğu tespit edilmiştir. Medreseler, genellikle belli bir mezhep ve düşünceyi merkeze almış, bazı medreslerde müderrisinden hizmetkârlarına kadar aynı mezhep ve düşünceden kişiler olması gerektiğiyle ilgili şartları olmuştur. Mustansıriyye gibi medreselerde ise dört mezhebe göre eğitim ve faaliyetler yürütülmüştür. Selçukluların Bağdat'taki ilmî kurumları açma gayelerinden birisi Şiî-Fâtımî ve Bâtınîlerin fikirlerini çürütmek ve onların yaydığı düşüncelere karşı daha güçlü ilmî ve fikrî hareketlerle mücadele vermek olmuştur. Daha sistematik ve devlet güvencesinde ilmî merkezlerin Selçuklularla birlikte meydana geldiği tespit edilmiştir. Selçukluların eğitim kurumlarını resmîleştirdikleri, kendi amaç ve fikirleriyle şekillendirdikleri ve maddî olarak destekledikleri görülmüştür. Bağdat'ta başta halife olmak üzere pek çok kişi, Selçukluları örnek alarak ilmî kurumlar açmış, bunları vakıflarla desteklemiştir. Bağdat Nizâmiye Medresesi döneminin en muteber okullarından birisi olmuş, diğer beldelerden pek çok müderris ve talebe bu medreseyi tercih etmiştir. Bu ve diğer medreselerde yetişen öğrencilerin bir kısmı, kendi beldelerine dönerek Sünnî İslâm anlayışının yayılmasında aktör olmuştur. Bu medreselerde yetişen âlimler Bağdat Halifeliğiyle Selçukluların Sünnî anlayış ve hâkim siyasetlerini gittikleri beldelere taşıyarak yaymışlardır. Medreselerde yetişen öğrencilerde de Gazâlî'den sonra tasavvufa meyil olmuş, sûfî anlayış yer yer tekke-medrese ile bütünleşmiştir. Sühreverdîlik ve Kâdirilik gibi tarikatlar bu dönemde neşvünema bularak diğer beldelere de yayılmıştır. Her ne kadar camilere alternatif eğitim merkezleri çoğalsa da buralardaki ders halkalarında eğitim devam etmiştir. Sonuç olarak Selçuklularla başlayan Bağdat'taki mescit, medrese ve tekke geleneği işlev, gaye ve resmiyetini uzun süre hem Bağdat'ta hem de diğer beldelerde sürdürmüştür.
  • Öğe
    Ortaokul Türkçe Dersinde Kuantum Öğrenme Yaklaşımının Uygulanması Üzerine Bir Eylem Araştırması
    (Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Çelik, Handan; Göre, Zehra
    2018 Türkçe dersi öğretim programında dil öğreniminin doğrusal bir faaliyet olmadığı bu sebeple dört temel dil becerisinin kazandırılmasında tek bir öğrenme öğretme yaklaşımı yerine farklı öğretim yöntem ve tekniklerinin bir arada ve dengeli şekilde kullanılması gerektiği vurgulanmaktadır. Öğrenme öğretme süreci planlanırken öğrencilerin öğrenme stillerinin, ihtiyaçlarının, sosyokültürel farklılıklarının göz önünde bulundurulması etkili bir öğrenmenin gerçekleşmesini sağlar. Daha etkili bir öğrenmenin sağlanması fikrinden yola çıkılarak gerçekleştirilen bu araştırmanın genel amacı 5. sınıf Türkçe dersinde kuantum öğrenme yaklaşımının uygulanabilirliğini ortaya koymak ve bu yaklaşımın öğrencilerin dört temel dil becerisine yönelik kaygı ve tutumları üzerindeki etkisini ölçmektir. Araştırma, kuantum öğrenme yaklaşımının uygulanma sürecini ortaya koymayı amaçladığı için eylem araştırması biçiminde desenlenmiştir. Eylem araştırması, bir öğrenme yaklaşımının nasıl yürütüldüğünün değerlendirmesi için kullanılabilecek öğretimin niteliğini anlamak ve iyileştirmek amacıyla gerçekleştirilen bir çalışma sürecidir. Araştırmanın çalışma grubunu Muğla ili Menteşe ilçesinde bulunan Nazmi Zehra İyibilir Ortaokulu‟ndaki iki şubede öğrenim gören toplam otuz sekiz 5. Sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada öncelikle gözlemler ve öğrenme stilleri testi aracılığıyla öğrencilerin Türkçe dersine ilişkin ihtiyaçları ve öğrenme stilleri belirlenmiştir. On dokuz kişilik şubelerden birinde kuantum öğrenme yaklaşıma göre hazırlanan Türkçe dersleri işlenmiş olup diğer şube nicel verilerin karşılaştırılması amacıyla kontrol grubu olarak seçilmiştir. Araştırmada elde edilen veriler, 2019-2020 eğitim öğretim yılında 28.11.2019 - 17.04.2020 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırmanın nicel verileri çeşitli ölçme araçlarıyla; nitel verileri ise „gözlem formları‟, „araştırmacı günlükleri‟, „öğrenci günlükleri‟, yarı yapılandırılmış görüşme formları‟ olmak üzere çeşitli nitel ve nicel veri toplama araçlarıyla toplanmıştır. Araştırmanın nicel verileri, SPSS 22.00 programından yararlanılmıştır. Nitel veriler ise betimsel ve içerik analizi aracılığıyla çözümlenmiştir. Nitel verilerin analiz sürecinde Nvivo 12 programından yararlanılmıştır. Araştırmanın nicel verilerinin analizi sonucunda kuantum öğrenme yaklaşımına göre yürütülen Türkçe derslerinin deney grubu öğrencilerinin dinleme, konuşma ve yazma becerilerine yönelik tutumlarını olumlu yönde etkilediği ve kaygılarını azalttığı sonucuna ulaşılmıştır. Kuantum öğrenme, öğrencilerin okuma becerisine yönelik kaygı ve tutumlarına olumlu yönde etki etmekle birlikte veriler deney grubu öğrencileriyle karşılaştırıldığında iki grup arasında anlamlı bir farklılığın meydana gelmediği görülmektedir. Araştırmanın nitel verileri nicel verileri destekler nitelikte olup öğrencilerin kuantum öğrenme yaklaşımına göre işlenen Türkçe derslerine ilişkin görüşleri olumlu yönde olmuştur. Bu yaklaşımın öğrenci başarısını ve dikkat süresini arttırdığı, öğrenmeyi kolaylaştırdığı, öğrencilerin öğrenme yollarını keşfetmelerini sağladığı, öğrenci-öğretmen etkileşimini arttırdığı, öğrencilere kendilerini değerlendirme imkânı tanıdığı, öğrenmeyle birlikte duygu ve düşüncelerin ifade edilmesini kolaylaştırdığı sonuçlarına ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Lise Coğrafya Eğitiminin Önündeki Fırsatlar ve Engeller: Öğretmenler İçin Bir Karma Yöntem Araştırması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Çimen, Ramazan; Tapur, Tahsin
    Bu araştırmada, lise coğrafya eğitiminin önündeki fırsatların ve engellerin öğretmen görüşleri açısından değerlendirilmesine yer verilmiştir. Araştırma 2017-2018 eğitim öğretim yılında Türkiye genelinde random olarak atanan Konya, Antalya, İzmir, İstanbul, Gaziantep illerinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 260 adet resmi ve 2 adet özel lisede gerçekleştirilmiştir. Her türdeki resmi ve özel okullarda görevli 508 coğrafya öğretmenine 8’i açık uçlu soru olmak üzere, dört bölümden oluşan 37 adet anket sorusu ile yerinde anket uygulaması yapılmıştır. Araştırmada “karma” araştırma yöntemi kullanılmıştır. Karma araştırma yönteminin “açıklayıcı desen”i (Explanatory Design) ile çalışma yürütülmüştür. Elde edilen veriler ile alt problemlerde ifade edilen durumlara ilişkin istatistiksel analizler SPSS programında çözümlenmiştir. Ayrıca “anova” ve “t testi” uygulanmış olup aşağıdaki bulgular tespit edilmiştir. Cinsiyet değişkenine göre kadın öğretmenlerin MEB tarafından yapılan hizmet içi eğitim, kurs ve seminerlerin yeterliliğinde, teknoloji ve getirdiği yeniliklere uyumluluk durumunun tespit edilmesinde belirleyici bir şekilde anlamlılık gösterdiği tespit edilmiştir. Türkiye geneli coğrafi bilgi ağı kullanılmasında, ülkeler coğrafyası dersinin programa konmasında, ders programında değişiklik yapılması gereken en öncelikli konuda, ders kitabı dışında yeterli bir şekilde araç gereç kullanımında, dijital harita arşivinin, özel derslik alanlarının, coğrafya ile ilgili kaynakların ve ders saatlerinin yeterliliğinde ise erkek öğretmenlerin lehinde anlamlı bir farklılık ortaya çıkmıştır. Öğretmenlerin mesleki yeterlilikleri, ülkeler coğrafyası dersinin coğrafya programına konulması, araç-gereçlerin, özel derslik alanlarının yeterliliği, öğretim programının içeriğinin kazanımları karşılaması durumlarında 41-50 yaş arası öğretmenler, öğrencilerin hazır bulunuşluk, teknoloji ve yeniliklere uyumluluk durumlarında 51 yaş ve üstü öğretmenler, öğretmenlerin mesleki yeterlilik durumlarında 31- 40 yaş arası öğretmenler, öğretim programının ölçme değerlendirme ölçütlerinin yeterliliğinde 21-30 yaş arası öğretmenlerin belirleyici bir şekilde anlamlılık gösterdiği tespit edilmiştir. 20 yıldan fazla mesleki tecrübeye sahip öğretmenlerin kendilerini mesleki anlamda daha yeterli gördükleri ve coğrafya dersi programının kazanımlarının yeterliliğinin tespitinde, coğrafya dersi programının ölçme değerlendirme ölçütlerinde, ülkeler coğrafyası dersinin coğrafya programına konulmasında, ders programında değişiklik yapılması gereken en önemli konuda, araç-gereçlerin yeterlilik durumunun tespitinde daha etkili oldukları; 1-5 yıl mesleki tecrübeye sahip öğretmenlerin ise öğretim programının içeriğinin kazanımları karşılamasında daha etkili oldukları, 6-10 yıl arası mesleki tecrübeye sahip öğretmenlerin gezilerin öğrenmeyi etkilediğini savundukları tespit edilmiştir. Üniversitelerin uyguladıkları coğrafya programları ile ortaöğretim coğrafya programının uyumluluk durumunda, coğrafya öğretim programında yer alan konu başlıklarının yeterlilik durumunda, ders kitaplarının yeterli olması noktasında lisans mezunu olan öğretmenlerin daha etkili oldukları, ayrıca doktora yapmakta olan öğretmenlerin coğrafya dersi programının kazanımlarının yeterliliğinin tespitinde, yüksek lisans yapmakta olan öğretmenlerin coğrafya dersi öğretim programının içeriğinin kazanımları karşılama durumunun tespitinde daha etkili oldukları tespit edilmiştir. Ders saatlerinin yetersiz olduğu, materyal sorununun çözülemediği, coğrafya dersinin öneminin azaldığı, coğrafi gezilerin yetersiz olduğu gibi sorunların hala en önemli sorunlar olarak ortaya çıktığı, MEB tarafından yapılan hizmet içi eğitim, kurs ve seminerlerin yetersiz olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Özel Yetenekli Öğrencilerin Sosyal Becerilerinin Dil Etkinlikleriyle Geliştirilmesine Yönelik Bir Eylem Araştırması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Yıldız, Neslihan; Ateş, Murat
    Bu araştırma ile özel yetenekli öğrencilere dil etkinlikleri yoluyla verilen sosyal beceri eğitiminin öğrencilerin sosyal becerilerini nasıl etkilediğini ortaya çıkarmak amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda “Özel yetenekli öğrencilere dil etkinlikleri yoluyla verilen sosyal beceri eğitimi öğrencilerin sosyal becerilerini nasıl etkilemektedir?” sorusu araştırmanın problem cümlesini oluşturmaktadır. Araştırmanın yöntemi özel yetenekli öğrencilerin uygulama öncesi, uygulama süreci ve uygulama sonrası sosyal beceri durumlarını ortaya koymak amacıyla eylem araştırması şeklinde tasarlanmıştır. Birçok kazanımı sosyal beceri ile ilgili olan Türkçe derslerinde uygulanmak üzere dokuz haftalık bir eylem planı hazırlanmıştır. Eylem planı, uygulamanın ilk ve son haftasında veli görüşmeleri, öğretmen görüşmeleri, ön test ve son test ölçümleri olacak şekilde planlanmıştır. Yüz yüze eğitim ve uzaktan eğitimle ilgili alınan kararlar doğrultusunda ön test ölçeği ve ilk dört etkinlik uzaktan, son üç etkinlik ve son test ölçeği yüz yüze gerçekleşmiştir. Araştırmaya Konya Bilim ve Sanat Merkezine devam eden ve 3 grubu oluşturan 20 öğrenci katılmıştır. Bu öğrenciler 7 kişi, 7 kişi ve 6 kişi olmak üzere üç farklı grupta eğitim almaktadırlar. Her üç grupta eylem planı aynı tarihte uygulanmıştır. Uygulama öncesinde öğrencilerden kişisel bilgi formu ile veri toplanmıştır. Uygulama sürecinde ön test ve son test olarak Sosyal Beceri Ölçeği kullanılmıştır. Her etkinlik sonrası öğrencilerle, velilerle ve öğretmenlerle görüşme yapılmıştır. Çalışmada elde edilen verilerin istatistiksel analizleri bilgisayar ortamında yapılmıştır. Verilerin değerlendirmesinde kişisel bilgi formunda yer alan verilerin istatistiksel analizinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma kullanılmıştır. Güvenilirlik analizleri için Cronbach’s Alpha değeri hesaplanmış ve verilerin normal dağılımının uygunluğunu değerlendirmek için ShapiroWilk testi uygulanmıştır. Normal dağılım göstermeyen veri grubunda iki değişkenin karşılaştırılmasında parametrik olmayan testlerden Mann Whitney-U testi, ikiden fazla değişkenin karşılaştırılmasında Kruskal-Wallis H Analizi; iki ortalamanın arasındaki kıyas için Wilcoxon testi kullanılmıştır. Yapılan bütün işlemler %95 güven seviyesinde ve %5 anlamlılık düzeyinde yapılmıştır. Ayrıca araştırmacı günlüğü, yansıtıcı günlük, öğretmen görüşmeleri, veli görüşmeleri, etkinlik ölçme ve değerlendirmelerinde betimsel analiz kullanılarak veriler analiz edilmiştir. Uygulama öncesi öğrencilerin tamamının topluluk önünde konuşma konusunda olumsuz düşündüğü, tamamı için biriyle tanışmanın zor olduğu, tanışma konusunda ilk adımı karşı taraftan bekledikleri ve öğrencilerin tamamının sosyal açıdan BİLSEM’de daha iyi oldukları; öğrencilerin BİLSEM’de daha iyi olduklarını ifade etmelerine rağmen sosyal beceri düzeylerinin istenen durumda olmadığı görülmüştür. Uygulama sonrası ise etkinliklerin öğrencilerin sosyal becerilerinin geliştirilmesi bakımından olumlu olduğu, sosyal becerinin sistematik etkinlikler yoluyla öğretilmesinin ve Türkçe derslerinde yapılan çalışmaların çocukların sosyal becerilerine katkı sağladığı görülmüştür. Öğrenciler etkinlikleri eğlenceli, öğretici, hayatın içinden, iletişimi geliştirici, faydalı, arkadaşlık ilişkilerini geliştirici, utangaçlığı azaltıcı, öz güven veren, paylaşımı artıran, derse katılma konusunda teşvik edici olarak tanımlamışlardır. Veliler ve öğretmenler de çocukların sosyal beceri gelişiminin olumlu yönde olduğunu ifade etmişlerdir.
  • Öğe
    Ortaokul öğrencilerinin öyküleyici metinlere ilişkin tepkilerinin alımlama estetiği kuramı açısından incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2020) Onarıcıoğlu, Ahmet Selçuk; Uyanık, Osman
    Bu araştırmada ortaokul öğrencilerinin öyküleyici metinlere ilişkin tepkileri alımlama estetiği kuramı açısından incelenmiştir. Öğrencilerin tepkilerini belirlemek için 2 adet örtük, 2 adet yalın anlamlı öykü seçilmiştir. Öyküler belirlenirken öykülerde dramatik çözüm, sis etkisi, deus ex machina (ileri tesadüf etkisi) vb. kurgu teknikleri içeren öyküler araştırma için tercih edilmiştir. Öyküler belirlendikten sonra öğrencilerin sözlü tepkilerini okuma sürecinin beş ayrı bölümünde tespit etmek için öyküler önemli noktalarında kesilmiş ve bu bölümlere sözlü okur tepki soruları eklenmiştir. Öykülerin sonlarına ise öğrencilerin okuma süreci sonunda yazılı tepki soruları eklenmiştir. Öğrencilerin alımlamalarını tespit edebilmek için ölçüt örnekleme yöntemiyle seçilmiş, 12-14 yaş aralığında 40 öğrenci araştırmaya dâhil edilmiştir. Görüşmelerin tamamı 28 hafta sürmüştür. Öğrencilerin okuma sürecindeki beş ayrı yerdeki sözlü tepkileri ses kayıt cihazıyla kaydedilmiştir. Yazılı tepkileri ise okuma süreci sonrasında öğrencilerin yazılı cevaplarıyla sağlanmıştır. Araştırma nitel araştırmadır ve betimsel analiz kullanılmıştır. Öğrencilerin tepkileri değerlendirilmiş ve 6 kategoriye ulaşılmıştır. Ek olarak kategoriler metin odaklı olarak incelenmiştir. Araştırmanın sonunda anlatım ve kurgu tekniklerine göre öğrencilerin alımlamalarının nasıl şekillendiğine dair genel sonuçlara ulaşılmıştır. Bu doğrultuda öykü meydana getirme ve öyküleri eğitim materyali olarak kullanma yönünde çocuk edebiyatı ve Türkçe eğitimine yönelik önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Ortaokul öğrencilerinin eleştirel ve yaratıcı düşünme becerileri ile anlama becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2020) Sur, Emine; Ateş, Murat
    Eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, okuduğunu anlama ve dinlediğini anlama dijital çağda bireylerin karşılaşabilecekleri zorlukların üstesinden gelebilmeleri ve yeni çağa uyum sağlamaları için edinmeleri gereken en temel yeterliliklerdir. Bu çalışmanın genel amacı; ortaokul 7. sınıf öğrencilerinin eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, okuduğunu anlama ve dinlediğini anlama düzeylerini tespit etmek ve bu beceriler arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırmada ayrıca bazı demografik değişkenlere bağlı olarak eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, okuduğunu ve dinlediğini anlama başarısında görülen farklılıkların tespit edilmesi de amaçlanmıştır. Çalışma tarama modelinde betimsel bir alan araştırmasıdır. Araştırmanın çalışma grubu, 2019-2020 eğitim-öğretim yılında Konya ili Selçuklu, Karatay, Meram ve Ereğli ilçelerindeki okullarda öğrenim gören 7. sınıf öğrencilerinden seçilmiştir. Çalışma grubu, basit seçkisiz örnekleme yöntemi kullanılarak belirlenen 8 farklı ortaokulda öğrenim gören 380 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırma kapsamında veri toplama aracı olarak; araştırmacı tarafından geliştirilen "Okuduğunu Anlama Başarı Testi", "Dinlediğini Anlama Başarı Testi", "Kişisel Bilgi Formu" ve Torrance tarafından geliştirilen Aslan (2001) tarafından Türkçeye uyarlanan "Torrance Yaratıcı Düşünme Testi Sözel Formu", Ennis ve Millman tarafından (1985) geliştirilen "Cornell Eleştirel Düşünme Testi Düzey X" kullanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde; "bağımsız t testi", "mann whitney u Testi", "tek yönlü varyans analizi (ANOVA)", "kruskal wallis testi", pearson korelasyon analizi, "spearman korelasyon katsayısı" ve "regresyon analizi" kullanılmıştır. Analizler SPSS 25 paket programı kullanılarak yapılmıştır. Okuduğunu anlama başarısı üzerinde anne (η²= .10) ve baba eğitim durumu (η²= .11), okunan sayfa sayısı (η²= .12), kitap okuma saati (η²= .07) orta; cinsiyet (d= .43) ve aile gelir düzeyi(η²=.05) zayıf düzeyde etkiye sahiptir. Dinlediğini anlama başarısı üzerinde cinsiyet (d=.59), anne (η²=.12), baba eğitim durumu (η²=. 13), kitap okuma saati (η²= .08) ve okunan sayfa sayısı (η²= .15) orta; aile gelir düzeyi (η²= .03) zayıf düzeyde etkiye sahiptir. Eleştirel düşünme becerisi üzerinde cinsiyete göre anlamlı farklılık görülmezken baba eğitim durumu (η²=.12), anne eğitim durumu (η²= .10), okunan sayfa sayısı (η²= .08) orta; gelir durumu (η²= .05) ve kitap okuma saati (η²=.04) zayıf düzeyde etkiye sahiptir. Yaratıcı düşünme becerisi üzerinde cinsiyet, anne ve baba eğitim durumuna göre anlamlı farklılık görülmezken, gelir durumu (η²= .02), kitap okuma saati (η²= .04), okunan sayfa sayısı (η²= .04) zayıf düzeyde etkiye sahiptir. Yapılan korelasyon analizi sonucunda okuduğunu anlama ile dinlediğini anlama arasında pozitif yönlü yüksek, okuduğunu anlama ile yaratıcı düşünme arasında pozitif yönlü düşük, okuduğunu anlama ile eleştirel düşünme arasında pozitif yönlü orta, dinlediğini anlama ile yaratıcı düşünme arasında pozitif yönlü düşük, dinlediğini anlama ile eleştirel düşünme arasında pozitif yönlü orta ve yaratıcı düşünme ile eleştirel düşünme arasında pozitif yönlü düşük bir ilişki tespit edilmiştir. Yapılan regresyon analizi sonucunda ise okuduğunu anlamaya ilişkin toplam varyansın %50'sinin dinlediğini anlama ve %6'sının eleştirel düşünme performansı ile açıklandığı görülmüştür.
  • Öğe
    Sosyal bilgiler eğitiminde öğretmenlere uygulanan seminer ve öğrencilere yapılan etkinliklerin katkıları bakımından dijital vatandaşlık olgusu
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2019) Sari, İsmail; Taşer, Seyit
    Bu araştırma, dijital vatandaşlığa dayalı olarak sosyal bilgiler eğitiminde gerçekleştirilen etkinliklerin 7. sınıf öğrencilerinin ve dijital vatandaşlık eğitimi kapsamında yapılan seminerin sosyal bilgiler öğretmenlerinin dijital vatandaşlık becerilerine katkısını incelemeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede öğrencilere ilişkin uygulama, 2016-2017 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Diyarbakır İli, Ergani İlçesi İsmet Paşa Ortaokulunun 7/A ve 7/B sınıflarında öğrenim gören 66 öğrenciyle öğretmenlere ilişkin uygulama ise aynı eğitim-öğretim döneminde Ergani İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı ortaokullarda görev yapan ve gönüllük esası çerçevesinde seminere katılan 25 sosyal bilgiler öğretmeniyle gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada deneysel yöntem benimsenmiştir. Bu bağlamda, öğrencilere yönelik "öntest-sontest kontrol gruplu model", öğretmenlere yönelik ise "tek gruplu öntest-sontest model" kullanılmıştır. Çalışma grupları üzerinden toplanılan nicel veriler, SPSS 24.0 programından faydalanılarak çözümlenmiştir. Bu kapsamda öğrenciler üzerinden elde edilen nicel verilerin çözümlenmesinde Kovaryans Analizi'nden (ANCOVA), öğretmenler üzerinden elde edilen nicel verilerin çözümlenmesinde ise Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi'nden faydalanılmıştır. Diğer taraftan nitel verilerin çözümlenmesinde ise öğretmenler ve öğrenciler için betimsel analiz tekniğinden faydalanılmıştır. Araştırma sonucunda, gerçekleştirilen uygulamaların hem sosyal bilgiler öğretmenlerinin hem de 7. sınıf ortaokul öğrencilerinin dijital vatandaşlığın "dijital okuryazarlık", "dijital ticaret", "dijital güvenlik", "dijital hak ve sorumluluklar", "dijital sağlık", "dijital etik", "dijital kanun", "dijital iletişim" ve "dijital erişim" alt boyutları konusunda becerilerinin geliştirilmesine katkı sağladığı ve bu konuda kendilerine geniş bir bakış açısı kazandırdığı saptanmıştır. Bu sonuçtan hareketle, sosyal bilgiler öğretmenlerinin dijital vatandaşlık becerilerinin geliştirilmesine yönelik hizmet içi çalışmalarının yapılması ve öğrencilerin nitelikli birer dijital vatandaş olarak yetiştirilebilmesi için dijital vatandaşlık etkinliklerinin sosyal bilgiler öğretim programıyla bütünleştirilerek öğretilmesi önerilmektedir.
  • Öğe
    Büyük Selçuklular döneminde Nîşâbûr'da eğitim ve öğretim faaliyetleri (1040-1157)
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2019) Baştürk, Nadir; İpçioğlu, Mehmet
    Siyasî ve kültürel açıdan tarih boyunca önemli bir yere sahip olan Nîşâbûr, Ortaçağ Türk tarihinin önemli iki büyük gücünü oluşturan Selçuklular ve Gazneliler arasında çok çetin geçen hâkimiyet mücadelesine sahne olmuş ve kilit bir rol üstlenmiştir. Selçukluların kesin zaferleri ile sonuçlanan Serahs ve Dandanakan Savaşı'ndan sonra, Büyük Selçuklu Devleti'nin temellerinin atıldığı şehir ve ilk başşehir unvanına sahip olmuştur. Tuğrul Bey tarafından devletin teşkilatlandırıldığı ve devlet kurumlarının oluşturulduğu Nîşâbûr'da, 437/1045-46 yılında ilk Selçuklu medresesinin inşa edildiği ve yine aynı yıllarda Tuğrul Bey adına paraların basıldığı görülmektedir. Nîşâbûr, Alp Arslan döneminde önemini korumuş ve ilk Nizâmiye medresesinin temelleri Alp Arslan'ın emri ile Nîşâbûr'da atılmıştır. Alp Arslan'ın vefatından sonra devlet adamlarının tavsiyesi üzerine Melikşah'ın Nîşâbûr'da tahta çıkması, şehrin öneminin göstergesidir. Berkyaruk döneminde de önemini koruyan Nîşâbûr, Sultan Sencer'in gerek Horasan melikliği gerekse sultanlığı döneminde kullandığı merkezlerden biri olmasının yanında, Sencer'in Katavan Savaşı'ndaki yenilgisinden sonra, Büyük Selçuklu Devleti'nin yıkılış sürecine acı bir şekilde şahitlik etmiştir. Selçuklular döneminde eğitim devlet himayesine alınmış ve güçlü bir şekilde desteklenmiştir. Nîşâbûr'da kurulan ilk Nizâmiye medresesine bakıldığında, Selçukluların eğitimde yeni bir misyon ve vizyon oluşturduğu, eğitimin amaç ve kazanımlarının belirlendiği görülmektedir. Bu bağlamda; eğitim kurumlarının yapı ve işleyişi teşkilatlandırılmış, eğitim ve öğretim programları revize edilerek yeni bir eğitim görüşü ortaya çıkarılmıştır. Bu kapsamda da, eğitim kurumlarının mimarî yapılarında düzenlemeye gidilmiş, eğitim ve öğretimin araç ve elemanları çeşitlendirilmiş, âlimlerin ve öğrencilerin ilmî faaliyetleri geliştirebilmeleri için geniş maddî imkânlar seferber edilmiştir. Bu yeni eğitim görüş ve felsefesinin ilk olarak Nîşâbûr'da uygulanması, Nîşâbûr'un Türk-İslâm eğitim tarihi içerisindeki yerini ve önemini arttıran hususiyetlerdendir. Çok eski ve güçlü bir eğitim geleneğine sahip olan Nîşâbûr'da, Nizâmiye medresesinden önce var olan medreseler, yeni kurulan Nizâmiye medresesine hem model olmuş hem de ilmî yönden kaynak teşkil etmiştir. Nîşâbûr'daki medreselerde eğitim görmüş ve ilim dünyasında ismini duyurmuş pek çok âlimin varlığı da bu görüşü destekler niteliktedir. Ayrıca, medreseler haricinde eğitim faaliyetlerinin yürütüldüğü pek çok hankâh, mescid ve kütüphanenin varlığı Nîşâbûr'un bir ilim, kültür ve eğitim şehri olduğunu göstermektedir.
  • Öğe
    Üniversitelerin dil öğretim merkezlerinde Türkçe öğrenen yabancıların yazılı anlatımlarının bağdaşıklık ve tutarlılık düzeylerinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2019) Ercan Güven, Aliye Nur; Akpınar, Şerife
    Bağdaşıklık ve tutarlılık, metinle doğrudan ilişkili olan metinsellik ölçütleridir. Bağdaşıklık, metnin yüzey yapısıyla ilgili olup dil bilgisel unsurlarla kendini gösterir. Tutarlılık ise, derin yapıyla, metnin anlamsal boyutuyla ilişkilendirilir. Bu çalışmanın genel amacı; üniversitelerin dil öğretim merkezlerinde Türkçe öğrenen yabancı öğrencilerin, yazılı anlatımlarının bağdaşıklık ve tutarlılık düzeyleri ile metin uzunluklarını tespit etmektir. Çalışmada ayrıca, öğrencilere yazdırılan iki ayrı metnin bu düzeyler açısından karşılaştırılması ve belirlenen düzeylerin öğrencilerin bireysel farklılıkları bakımından incelenmesi hedeflenmiştir. Metin uzunlukları, bağdaşıklık ve tutarlılık düzeyleri arasındaki ilişkinin tespiti, metinlerde yer alan bağdaşıklık ögelerinin örnek kullanımlarının belirlenmesi ile bağdaşıklık ve tutarlılığa dayalı hataların ortaya koyulması çalışmanın diğer amaçlarıdır. Çalışma, türü açısından betimsel nitelikte olup tarama yönteminde gerçekleştirilmiştir. Metinler üzerinde doküman incelemesi yapılmıştır. Çalışmaya, altı farklı üniversitenin Türkçe öğretim merkezinden; B2 düzeyinde 163, C1 düzeyinde ise 117 olmak üzere toplam 280 öğrenci katılmıştır. Veriler, öğrencilere sunulan üç farklı form aracılığıyla toplanmıştır: birey tanıma formu, yönlendirilmiş yazma formu ve serbest yazma formu. Toplanan verilerin analizi için, nitel verilerin sayısallaştırılması ve içerik analizine başvurulmuştur. Çalışma sonucunda; serbest konuda yazılan metinlerin bağdaşıklık düzeyleri ile metin uzunluklarının yönlendirilmiş olarak yazılmış metinlerden daha fazla olduğu saptanmıştır. Tutarlılık düzeylerinin ise, daha çok yönlendirilmiş metinlerin lehine sonuçlandığı anlaşılmıştır. Bu düzeylerin öğrencilerin bazı bireysel farklılıklarından etkilendiği görülmüştür. Her iki türde yazılan metinde de metin uzunlukları, bağdaşıklık ve tutarlılık düzeyleri arasında ilişkiler tespit edilmiştir. Çalışmada, öğrencilerin yazılı anlatımlarındaki bağdaşıklığa dair örnek kullanımlar belirlenmiştir. Ayrıca bağdaşıklık ve tutarlılığa ilişkin sıkça yapılan hatalar gruplandırılmıştır.