Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 82
  • Öğe
    The Education System in Afghanistan and recent curriculum attempts
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Mubashir, Quyemuddin; Korkmaz, İsa
    The aim of this research is to determine the effect of teaching with mathematical modeling on mathematics achievement and attitude by using meta-analysis method. At the same time, the studies were examined with the moderators of publication year, publication type, country of application, research design, teaching level, learning area/subject, duration of application and sample size. Studies were determined by using different combinations of mathematical modeling, achievement and attitude keywords and English equivalents in Higher Education Institution (YÖK) National Thesis Center, ULAKBİM-DergiPark Akademik, ProQuest Dissertations & Theses, Web of Science (WOS), Scopus and ERIC databases and Google Scholar search engine. According to the inclusion criteria, 51 effect sizes were obtained from 45 studies on mathematics achievement and 21 effect sizes from 19 studies on mathematics attitude. The data obtained from the studies were analyzed with the CMA (Comprehensive Meta-Analysis) program. Hedges's g value was used for the effect sizes of the studies and the mean effect size was calculated according to the random effects model. Funnel plot, Rosenthal's safe N, Orwin's safe N, Egger's linear regression analysis, Begg and Mazumdar rank correlation, Duval and Tweedie's trim and fill methods were used to test whether there is publication bias in the research. According to the findings of the study, it was determined that there was no publication bias in the studies included in the meta-analysis and there was sufficient heterogeneity among the studies. As a result of the research, the mean effect size of teaching with mathematical modeling on mathematics achievement was found to be high with 0.845 (%95 CI, SE=0.068) in the confidence interval of 0.712-0.978, the mean effect size of teaching with mathematical modeling on mathematics attitude was found to be medium with 0.420 (%95 CI, SE=0.083) in the confidence interval of 0.257-0.582. While the effect of teaching with mathematical modeling on mathematics achievement differed significantly according to the year of publication, country of application, research design, learning area/subject and sample size moderators, it did not differ according to the moderators of publication type, teaching level and duration of application. While the effect of teaching with mathematical modeling on mathematics attitude differed significantly according to publication year, publication type, teaching level and learning area/subject moderators, it did not differ according to other moderators. At the end of the study, some suggestions were made to practitioners and researchers about teaching with mathematical modeling.
  • Öğe
    Örtük programın lise öğrencilerinin kitap okuma alışkanlığına etkisinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Çay, Yıldız; Beyhan, Ömer
    Bu araştırma, örtük programın lise öğrencilerinin kitap okuma alışkanlığına etkisini incelemeye yöneliktir. Araştırmalar ilkokuldan itibaren resmî programlarda yer alan, öğrencilere “okuma alışkanlığı” kazandırma amacına istenilen ölçüde ulaşılamadığını göstermektedir. Bu araştırmanın amacı, örtük programın, lise öğrencilerinin kitap okuma alışkanlığını nasıl etkilediğini anlamak ve bu temel amaç doğrultusunda örtük programın, lise öğrencilerinin kitap okuma alışkanlığını geliştirmek üzere nasıl işe koşulabileceğine yönelik çözüm önerileri üretmektir. Bu amaçla araştırmada, nitel araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcıları, amaçlı örnekleme yöntemlerinden, uygun örnekleme yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Katılımcılar Kayseri ili merkez ilçelerinden birinde bulunan bir lisede görev yapan 4 edebiyat öğretmeni ve bu lisede öğrenim görmekte olan 10 öğrenciden oluşmaktadır. Öğretmen olan katılımcıların 1’i kadın, 3’ü erkek; öğrenci olan katılımcıların ise 7’si kız, 3’ü ise erkektir. Araştırma verileri araştırmacı tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış öğretmen ve öğrenci görüşme formları aracılığıyla toplanmıştır. Görüşmeler sonucu elde edilen ses kayıtları araştırmacı tarafından yazıya çevrilmiştir. Elde edilen veriler içerik analizi yapılarak incelenmiştir. Öğrenci görüşmeleri sonucunda elde edilen verilere göre öğrencilerin kitap okuma alışkanlıkları, örtük program kapsamında “Okumak, Öğretmen, Arkadaş, Aile Okul” temaları ve “Okumama Sebebi, Okuma Sebebi, Kitap Tercihi, Alışkanlık Kazanma Zamanı, Öğretmen Etkisi, Olumlu Arkadaş Etkisi, Olumsuz Arkadaş Etkisi, Olumlu Aile Etkisi, Olumsuz Aile Etkisi, Kütüphane, Etkinlikler ve Uygulamalar, Zaman ve Ders Kitapları” kategorileri altında incelenmiştir. Öğretmen görüşmeleri sonucunda elde edilen veriler, örtük program kapsamında “Öğretmen Okuma Alışkanlığı, Öğrenci Okuma Alışkanlığı, Okul” temaları ve “Okuma Sebepleri, Kitap Tercihi, Öğretmenler, Aile, Okuma Alışkanlığı, Kitap tercihi, Öğrencinin Okumama Sebepleri, Öğrencinin Okuma Sebepleri, Eğitim Sistemi, Okunacak Kitapların Belirlenmesi, Ders Kitapları, Etkinlikler ve Uygulamalar, Kütüphane” kategorileri altında incelenmiştir. Örtük program aracılığıyla öğrencilerin kitap okuma amaçlarının şekillendirildiği; öğrencilerin kitap tercihlerinin şekillendirilmeye çalışıldığı; öğretmenlerin bakış açılarının, davranışlarının, söylemlerinin, sınıf içi ve okuldaki uygulamalarının öğrencilerinin kitap okuma alışkanlıkları üzerinde etkili olduğu; arkadaş çevresinin öğrencilerin kitap okuma alışkanlıkları üzerinde etkili olduğu; ailelerin öğrencilerin kitap okuma alışkanlığı üzerinde etkili olduğu; okulda kitap okumaya yönelik düzenlenen etkinliklerin ve uygulamaların yetersiz olduğu; ders kitaplarının kitap okuma alışkanlığı kazandırma konusunda yetersiz olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Lübnan'daki 12. sınıf öğrencilerinin İngilizce dil ihtiyaçlarının analizi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Aljaafil, Eslam; Beyhan, Ömer
    1997 yılında tasarlanan Lübnan eğitim programı, bu araştırmanın yazıldığı ana kadar değişmedi. Bu nedenle, öğrencinin yaşamı, kültürü veya gerçekliği ile olumlu bir şekilde bağ kuramayan bir eğitim programı nasıl başarılı sayılabilir? Öğrencilerin toplumuna ve geleceğine hitap eden yeni güncellenen bir eğitim programı, eğitimciler ve politika yapıcılar tarafından yerine getirilmesi gereken bir zorunluluktur. Buna göre, atılması gereken ilk adım, eğitim programı geliştirme sürecinde ve kuruluşunda kilit bir unsur olan ihtiyaç değerlendirmesidir. Bu araştırma, Lübnan’daki devlet okullarında 12. sınıfta İngilizce İkinci Dil Öğrenenlerin (ESL) dil ihtiyaçlarını belirlemeyi ve mevcut eğitim programı ile öğrencinin dil ihtiyaçları arasındaki boşlukları belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, bu araştırma aşağıdaki ana soruları yanıtlamayı amaçlamaktadır: Lübnan'daki 12. Sınıf ESL öğrencilerinin İngilizce öğretimi ihtiyaçları nelerdir? Doküman incelemesi, anket ve görüşmelerin yapıldığı bu çalışmanın uygulanmasında durum çalışması yaklaşımı kullanılmıştır. Amaç, 12. sınıf öğrencilerinin çalışmalarında ve yüksek öğrenimlerinde İngilizce dil ihtiyaçlarının daha derinden anlaşılmasını sağlamaktı. Sonuç olarak, bu araştırma, dört dil becerisinin hepsinde 12. sınıfın İngilizce dil gereksinimlerini belirlemiştir: okuma, dinleme, konuşma ve yazma, mevcut öğrencilerin gereksinimlerine uygun olarak. Ayrıca, Lübnan'daki eğitim sisteminin karşı karşıya olduğu zorluklara ışık tutmuş ve ülkede İngilizce öğretimini ve öğrenimini geliştirmek için geçirilebilir öneri sunmuştur. Çalışma birkaç önemli konunun varlığını ortaya koydu; bunlardan biri, düşünme becerilerinin tüm dallar arasında eşit olmayan bir şekilde dağılması ve üst düzey düşünme becerilerine odaklanılmaması görülmektedir. Araştırma hem öğretmenler hem de öğrenciler adına programdan yaygın bir memnuniyetsizliği ortaya çıkardı. Millî Eğitim Bakanlığı'nın ortaya koyduğu genel hedefler ile gerçek arasında birçok boşluk ve tutarsızlık tespit edildi. Programın genel hedefleri, amaçlanan amacı karşılamıyor gibi görülmektedir.
  • Öğe
    İlişkilerde temel psikolojik ihtiyaçlar ve ilişki doyumunda sosyal medya bağımlılığı ve sosyotelizmin aracı rolü
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Karaman, Hüseyin Buğra; Arslan, Coşkun
    Bu araştırmanın amacı romantik ilişkilerde temel psikolojik ihtiyaçların doyum düzeyi ile ilişki doyumu arasındaki ilişkide sosyotelizm ve sosyal medya bağımlılığının aracı rolünü incelemektir. Bu amaç doğrultusunda Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesinde eğitim gören 765 kadın (%79.9) ve 193 erkek (%20.1) olmak üzere toplam 958 üniversite öğrencisi araştırmaya dahil edilmiştir. Katılımcılar 17-29 yaş arasındadır ve yaş ortalamaları 21.10’dur (S.D.= 1.92). Bu araştırmada katılımcıların kişisel bilgileri için demografik bilgi formu, Romantik İlişkilerde Temel Psikolojik İhtiyaçların Doyumu Ölçeği, Genel Sosyotelist Olma Ölçeği, Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği-Yetişkin Formu ve İlişki Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma kapsamında geliştirilen Glasser’in Seçim Teorisi temelli Romantik İlişkilerde Temel Psikolojik İhtiyaçların Doyumu Ölçeği için yapılan geçerlik ve güvenirlik çalışmalarına 675 kadın (%74.6) 229 erkek (%25.4) olmak üzere toplamda 904 üniversite öğrencisi katılmıştır (yaş ranj= 18-29, yaş ortalaması= 21.44, S.D.= .065). Uyum geçerliği için Öz Belirleme Kuramı temelli İlişkilerde Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği kullanılmıştır. Yapılan açımlayıcı faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi, uyum geçerliği, test tekrar test ve madde toplam korelasyon katsayısı analizleri sonuçlarına göre ölçeğin geçerli ve güvenilir olduğu bulunmuştur. Araştırmanın sonuçları incelendiğinde sevgi/ait olma, güç ve özgürlük ihtiyaçları ile ilişki doyumu arasındaki ilişkide sosyal medya bağımlılığı ve sosyotelizmin aracı rolü olduğu bulunmuştur. Yapılan Bootstrapping yönteminde eğlence ihtiyacının ilişki doyumu üzerinde dolaylı etkisinin anlamlı olduğu görülmüş ancak Sobel testinde bu ilişkide sosyal medya bağımlılığı ve sosyotelizmin aracı rolü olmadığı görülmüştür. Romantik ilişkilerde temel psikolojik ihtiyaçların karşılanması ile sosyal medya bağımlılığı arasındaki ilişkide eğlence ihtiyacı dışındaki ihtiyaçlar için sosyotelizmin aracı rolü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Son olarak sosyotelizm ve ilişki doyumu arasındaki ilişkide sosyal medya bağımlılığının aracı rolü olduğu bulunmuştur. Bu bulgular alanyazın çerçevesinde tartışılmıştır. Bulgular incelendiğinde romantik ilişkilerde temel psikolojik ihtiyaçların karşılanmasının ilişki doyumunu etkilediği, sosyal medya bağımlılığı ve sosyotelizm bu ilişkide aracı role sahip olduğu bulunmuştur. Bu modelden elde edilen sonuçlar evlilik öncesi danışmanlığında ve çift danışmanlığında saha çalışanlarına yardımcı olabilir. Bunlara ek olarak araştırmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda sonraki araştırmalara yönelik öneriler de araştırma kapsamında sunulmuştur.
  • Öğe
    Öğretmen performansının değerlendirilmesine ilişkin bir model önerisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Yıldırım, Rüştü; Yılmaz, Ercan
    Bu araştırmanın amacı, ilkokul öğretmenlerinin performanslarını değerlendirmek amacı ile performans değerlendirme modeli oluşturmaktır. Araştırmada karma araştırma yöntemin keşfedici sıralı deseni kullanılmıştır. Araştırmanın nitel boyutu, doküman analizi ve çoklu durum desenleriyle gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda çoklu durum çalışması ve doküman analizi ile öğretmenlerin performanslarının değerlendirilmesinin amaç ve karakteri, sorumluları ve görevlileri, kullanılacak performans kriterleri (ölçütleri); performanslarının değerlendirilmesinin ne kadar sıklıkla yapılacağı, performans ölçütleri dışında kullanılacak araç ve bilgi kaynakları, performans değerlendirme sonuçlarının kariyer ilerlemesi, özlük hakları, mesleki gelişim vb. alanlarında kullanımı derinlemesine incelenmiştir. Araştırmanın nitel aşamasında gerçekleştirilen çoklu durum çalışmasında maksimum çeşitlilik yöntemi ile belirlenen 25 katılımcı örneklemi oluşturmaktadır. Yine nitel araştırmanın doküman analizi kapsamında çalışmanın veri toplama araçlarını 183 doküman (125 makale, 18 kitap, 16 rapor, 19 tez, 2 yönetmelik ve 3 model) oluşturmuştur. Araştırmanın nicel aşamasının çalışma grubunu ise 1994 kişi oluşturmaktadır. Çalışma grubunun 1349 kişisi kadın/kız, 645’i erkektir. Araştırmada veri toplamak amacı ile Öğretmen Performans Değerlendirme Model Önerisi Görüşme Formu ile Model Önerisi Değerlendirme Envanteri geliştirilmiştir. Ayrıca performans kriterleri dışında kullanılacak olan araç ve bilgi kaynaklarına veri elde etmek amacıyla Öğretmen Gözlem Formu, Veli ve Öğrenci Memnuniyet Ölçeği, Öğretmen Performans Öz Değerlendirme Ölçeği ve Portfolyo Değerlendirme Derecelendirme Ölçeği geliştirilmiştir. Tüm araçların geçerlilik ve güvenirlilik çalışmaları yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmen performans değerlendirmenin amacı formatif ve summatif olmalıdır. Araştırmada okul yöneticisinin, değerlendirme sürecinden ilk sorumlu olması gereken kişi olduğu; sorumlu olan diğer kişilerin ise öğretmenin kendisi ve zümre başkanı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Değerlendirme sürecinde kullanılacak performans kriterlerinin; Planlama ve Hazırlık, Öğretim Hizmeti, Ölçme ve Değerlendirme, Mesleki Sorumluluk, Öğrencilerle İlişkiler ve Veli İlişkileri altında kümelendiği bulgusuna ulaşılmıştır. Performans kriterleri dışında kullanılacak araç ve bilgi kaynakları olarak okul yöneticisi ve meslektaşı tarafından gerçekleştirilen öğretmenin sınıf içi ve dışı gözlemlenmesi, öğrenci ve veli memnuniyet sonuçları, öğretmen öz değerlendirmesi, performans kanıtlarına yönelik belgeler ve materyallerin muhafaza edildiği portfolyo dosyaları olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu bilgi kaynaklarından bilgi toplamak için geliştirilen veri toplama araçlarına yönelik katılımcılar olumlu görüşler açıklamışlardır. Araştırma kapsamında iki farklı model tasarlanmıştır. Gerçekleştirilen çalıştayda öğretmenler, performans değerlendirmenin summatif amaçlarından ve kararlarından kaygı duymuşlar ve olumsuz görüşler belirtmişlerdir. Birinci model olan Sınıf Öğretmenlerinin Performanslarının Değerlendirilmesi Model Önerisi 1 (SÖPDM 1) summatif değerlendirmeyi kapsayan ve Bakanlık politikaları ve yasal altyapılarıyla uygulanabilecek bir yapı içermiştir. İkinci model olan Sınıf Öğretmenlerinin Performanslarının Değerlendirilmesi Model Önerisi 2 (SÖPDM 2), okul bünyesinde yasal bir düzenleme olmadan uygulanabilecek ve performans değerlendirmenin formatif amaçlarına göre tasarlanmış bir yapıdadır. Araştırma sonuçlarına göre oluşturulan öneriler: SÖPDM 1 modelinin uygulanabilmesi için bakanlık merkez teşkilatında yapılanmaya gidilmesi ve MEB’in bu hususta irade koyması gerekir. Performans değerlendirme sonuçlarıyla öğretmenlerin uzman öğretmenlik, başöğretmenlik, okul yöneticiliği vb. statülere geçişte bakanlığın düzenleme yapması gerekebilir. Bu şartlar sağlandıktan sonra SÖPDM 1 ile öğretmenlerin performansları ölçülebilir. Bakanlık düzeyinde yasal değişiklik yapılmadığı takdirde ilkokullar, kendi bünyesinde oluşturacağı bir irade ve vizyonla öğretmenlerin performanslarını değerlendirmek için SÖPDM 2’yi kullanabilir.
  • Öğe
    Filistin ilkokul dördüncü sınıf Arapça dersi programının PIRLS standartlarını ne ölçüde karşıladığının incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Olwan, Sohaib; Beyhan, Ömer
    Bu araştırmanın amacı, Filistin'de öğrenim gören ilkokul 4. sınıf Arapça dersi öğretim programının PIRLS standartlarını ne düzeyde karşıladığını incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Filistin'de yer alan Gazze Şeridi valiliklerindeki devlet okullarındaki dördüncü sınıflarda derse giren Arapça öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise bu öğretmenler arasından rastgele seçilen 248 öğretmen oluşturmaktadır. Betimsel tarama modelinin kullanıldığı araştırmada öğretmenlerin görüşlerini belirlemek için PIRLS standartları doğrultusunda ölçek hazırlanmıştır. Arapça ders kitabının içeriğine PIRLS standartlarının ne ölçüde dahil edildiği konusunda öğretmenlerin bakış açısını tespit edebilmek için PIRLS standartlarına dayalı bir ölçek hazırlanmıştır. Ölçek maddeleri, PIRLS Arapça Dil İçeriği Standart Listesi maddelerinden alınmıştır. Ölçeğin hazırlanmasında program geliştirme uzmanlarından ve alan uzmanlarından yardım alınmıştır. Araştırmacı, uzmanlara danıştıktan sonra dört ana başlık altında sınıflandırılan 64 PIRLS standardı olduğu sonucuna varmıştır. Bunlar; açık bir şekilde ifade edilmiş bilgi ve fikirlerin üzerinde durma ve çıkarımlar yapma, doğrudan çıkarımlar yapma, fikir ve bilgileri birleştirme ve yorumlama ve metnin ögelerini, içeriğini ve dilini inceleme ve değerlendirme başlıklarından oluşmaktadır. Dört boyuttan oluşan bu ölçek öğretmenlere uygulanmadan önce bakanlıktan gerekli izinler alınmış ve ölçek öğretmenlere elektronik bir ortam aracılığıyla gönderilmiştir. Elde edilen veriler istatistiksel analiz paket programıyla analiz edilmiştir. Verilerin analizi için Pearson korelasyon katsayısı, Spearman-Brown korelasyon katsayısı ve Cronbach's Alpha korelasyon katsayısından yararlanılmıştır. Verilerin analiziyle elde edilen bulgulara bakıldığında; dördüncü sınıf düzeyinde okutulan Arapça dil kitabının PIRLS standartlarına uygunluğunun öğretmenlerce yüksek düzeyde bulunduğu tespit edilmiştir. Alan bazında bakıldığında ise; dördüncü alanın (metnin ögelerini, içeriğini ve dilini inceleme ve değerlendirme) PIRLS 2021 standartlarına göre yüksek düzeyde, birinci alanın (açık bir şekilde ifade edilmiş bilgi ve fikirlerin üzerinde durma ve çıkarımlar yapma) ise IEA tarafından belirlenen yüzdeye yakın olduğu saptanmıştır. İkinci alanın (doğrudan çıkarımlar yapma) ve üçüncü alanın (fikir ve bilgileri birleştirme ve yorumlama) ise belirlenen standarttan düşük olduğu belirlenmiştir. Dördüncü sınıf Arapça dersine giren öğretmenlerin bakış açılarından ise; öğretmenlerin dördüncü sınıf Arapça ders programını birinci ve ikinci boyutlarda PIRLS standartlarına göre orta düzeyde yeterli gördükleri, üçüncü ve dördüncü boyutlarda ise yetersiz gördükleri söylenebilir. Alanyazın ışığında tartışılan sonuçların ardından son olarak araştırmacı diğer araştırmacılara ve politika yapıcılara yönelik öneriler sunmuştur. Çalışmanın daha sonra yapılacak çalışmalara yol göstereceğine inanılmaktadır.
  • Öğe
    İşgalin başından günümüze Filistin eğitim sistemi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Kaplan, Fatma A. I.; Alacapınar, Füsun Gülderen
    Filistin eğitim sistemini etkileyen etkenler, çeşitli sebeplerden dolayı zaman zaman değişiklik göstermektedir. Bu nedenlerden siyasi rejim ve eğitim önce gelmektedir. İşgalci İsrail devleti, Filistin’in eğitim ve öğretim süreçlerine yapısal bir engel oluşturduğu ve Filistin toplumunun yaşamının diğer yönleri üzerinde de kötü bir etkiye sahip olmuştur Özellikle, Filistin halkının kültürel, medeni, sosyal ve varlık özelliklerini yok etmeyi amaçlayan bir devlet olmuştur. Bu nedenle Filistin'in tarihini, savaşlarını ve cereyan eden olayları anlamak, tarih boyunca Filistin'de eğitim sisteminde meydana gelen değişimleri ve engelleri anlamak büyük bir öneme sahiptir. Bu çalışmada, Filistin eğitim sistemindeki olayları, gelişmeleri ve değişimleri incelemek ve tarih boyunca eğitim sürecini etkileyen en önemli faktörleri ortaya koymak hedeflenmiştir. İngiliz Mandacılığından (1917) günümüze Filistin eğitim sistemindeki değişme ve gelişmeleri etkileyen faktörler nelerdir? Bu değişme ve gelişmeler Filistin’in amaçlarını ve gereksinimlerini ne ölçüde karşılamaktadır? Sorusuna yanıt aranmıştır. Bu kapsamda değişiklikler ve gelişmelerin, mevcut Filistin eğitiminin hedeflerini ve ihtiyaçların ne ölçüde karşıladığına yer verilmiştir. Bu doğrultuda (doküman incelemesi) tarihi araştırma yöntemi kullanılarak konuyla ilgili belgeler incelenip analiz edilerek veriler toplanmıştır. Gerekli belgeler ve bilgiler Filistin'in Nablus kentindeki Milli Eğitim Bakanlığı ve An-Najah Milli Üniversite Kütüphanesinden toplanmıştır. 1917'deki İngiliz Mandası döneminden 2019 yılına kadar olan belgeler incelenirken, İngiliz Mandası, İsrail işgali ve Filistin yönetiminin eğitime etkisi değerlendirilip bu dönemlerde eğitim alanındaki değişim ve gelişmeleri ele alınmıştır. Eğitim alanında gösterilen büyük çabalar ve son dönemde sağlanan görece istikrar ve gösterilen gelişme isteğine rağmen, bu konuda bazı zayıf yönlerin ele alınması ve onarılması gerekmektedir. Bunlardan en önemlileri, müfredatın oluşturulmasında açık ve tanımlanmış bir felsefenin olmaması, eğitim sürecini ve eğitim sürecinde hakim olan gelenekleri etkileyen siyasi faktör, mevcut güvenilir veri ve istatistiklerin eksikliği, öğretmenlerin kötüleşen koşulları altında öğretmeni iyileştirme, eğitim programlarının ve formasyon eksikliği, emperyalist İngiliz ve İşgalci İsrail devletlerinin Filistin halkını kendi sömürge ve köle etme anlayışına göre izlediği ve yürüttüğü politik, ekonomik, toplumsal süreci destekleyen bir eğitim anlayışının olumsuz etkilerinin varlığı olduğu ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Belirsizliğe tahammülsüzlük ile kişiler arası problem çözme arasındaki ilişkide olumlu ve olumsuz ruminasyonun aracılık rolü
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Demirci, Ayşe; Arslan, Coşkun
    Bu araştırmada belirsizliğe tahammülsüzlük ile kişiler arası problem çözme arasındaki ilişkide olumlu ruminasyon ve olumsuz ruminasyonun aracı rolleri incelenmiştir. Bu amaçla 983 üniversite öğrencisi ile çalışma yürütülmüştür. Katılımcılardan "Kişisel Bilgi Formu", "Kişiler Arası Problem Çözme Envanteri", "Olumlu ve Olumsuz Ruminasyon Ölçeği", "Belirsizliğe Tahammülsüzlük Ölçeği" kullanılarak veriler toplanmıştır. Verilerin analizinde Pearson Korelasyon Katsayısı için SPSS 26.0 paket programı ve aracı değişkenlerin etkisi için SPSS Process Makro (Model 4) kullanılmıştır. Belirsizliğe tahammülsüzlük ile kişiler arası problem çözme envanteri alt boyutları (probleme olumsuz yaklaşma, yapıcı problem çözme, kendine güvensizlik, sorumluluk almama, ısrarcı-sebatkâr yaklaşım) arasında anlamlı pozitif ilişki bulunmuştur. Olumlu ruminasyon ile probleme olumsuz yaklaşma, kendine güvensizlik ve sorumluluk almama arasında anlamlı negatif; yapıcı problem çözme, ısrarcı-sebatkâr yaklaşım ile anlamlı pozitif ilişki bulunmuştur. Olumsuz ruminasyon ile probleme olumsuz yaklaşma, kendine güvensizlik ve sorumluluk almama arasında anlamlı pozitif; yapıcı problem çözme ile anlamlı negatif ilişki bulunurken ısrarcı-sebatkâr yaklaşım ile anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Belirsizliğe tahammülsüzlüğün olumlu ruminasyon aracılığıyla probleme olumsuz yaklaşma, yapıcı problem çözme, ısrarcı-sebatkâr yaklaşım üzerindeki dolaylı etkisinin anlamlı olduğu bulunmuştur. Ayrıca belirsizliğe tahammülsüzlüğün olumlu ruminasyon aracılığıyla kendine güvensizlik ve sorumluluk almama üzerindeki dolaylı etkisinin anlamlı olmadığı görülmüştür. Belirsizliğe tahammülsüzlüğün olumsuz ruminasyon aracılığıyla probleme olumsuz yaklaşma, kendine güvensizlik, sorumluluk almama üzerindeki dolaylı etkisinin anlamlı olduğu bulunmuştur. Ayrıca belirsizliğe tahammülsüzlüğün olumsuz ruminasyon aracılığıyla yapıcı problem çözme, ısrarcı-sebatkâr yaklaşım üzerindeki dolaylı etkisinin anlamlı olmadığı görülmektedir. Araştırmanın bulguları ilgili literatür çerçevesinde tartışılmış ve gelecekte yapılacak araştırmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Educational reforms in Ethiopia: From the imperial era to the present
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Mahammoda, Salih Ahmed; Korkmaz, İsa
    Ethiopian educational history is believed to be far away from sufficient scientific investigation. Scholars like Kassaye (2005) and Bishaw & Lasser (2012), asserted the need to retrospective inquiry of the education sector. Also, Teferra claimed in 1996 that Ethiopian had been prescriptive than participative, but the comment was soon rejected by ministry of education, stating that the 1994 reform of education was bottom-up. Hence, this qualitative historical study aimed to describe the history of Ethiopian educational reform from 1942-2018, by answering such questions as to why it was reformed, how it was reformed, how the reform policies influenced the socio-politico economic situation of the nation, their consideration of diversity as well as the role of the foreigners in the process in three periods, 1942-1974, 1974-1994, and 1994-2018 with predetermined contents for qualitative content analysis. The governmental policy between 1942-1974 did not address ethnic diversity in all fields of public life so education was not an exception in this respect. Additionally, the curriculum in this period was imported from Great Britain, Kenya and Sudan. The social and economic contribution was almost non-existent as the system's beneficiaries were too low. Politically, it succeeded to intricate the narratives of Abyssinian in the minds of those a few affluents but failed to sustain it in the public. 1974-1994 reform acknowledges diversity more relative to the preceding one except for relying on single instructional media. Even though education was highly politicized, it failed to sustain a socialist or welfare state mindset in the broad mass, as there was widespread political unrest and internal conflict in the nation, which consequently deteriorated the economy and brought down the regime. 1994-2018 educational reforms incredibly recognized the multicultural nature of Ethiopia based on the 1991 national constitution by guaranteeing the right to learn in their mother tongue for all Ethiopians, but practically challenged as most languages were immature due to previous abuses. All reforms failed to change the areal pattern of the educational gap, and it persists in the same parts of the country. Ethiopian education reform characterised as addressing short period local needs to competing on the global stage and constantly moving the country and society to a better stage of development. The reforms during the periods between 1942-1974, and 1974-1994 all followed a top-down approach, while the reforms between 1994-2018 are bottom-up, but the latter's degree of success remains suspicious. Different outside powers have influenced Ethiopian education in three periods through consultation as well as designing, developing and implementing the education system. Their support is based on global political and strategic alliance.
  • Öğe
    Eleştirel Düşünme Becerisi: Bir Meta Analiz Çalışması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Kestel, Muharrem; Korkmaz, İsa
    Bu çalışmanın amacı, Türkiye‟de gerçekleştirilen çalışmaların, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerine etkisini incelemektir. Bu doğrultuda; Türkiye‟de son beş yıl içerisinde gerçekleştirilen Türkçe ve İngilizce çalışmalar taranmıştır. Araştırmaya dâhil edilen çalışmaların ortak etki büyüklüğü, etkinin düzeyi ve yönü, bağımsız değişkenler açısından etki büyüklüklerini belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaca ulaşmak için nicel araştırma yöntemlerinden biri olan meta analiz yöntemi kullanılmıştır. Türkiye‟de 2017-2021 yılları arasında, eleştirel düşünme becerileri üzerine yazılmış yüksek lisans tezleri ve doktora tezleri ile hakemli dergilerde yayımlanmış olan makaleler içerisinden gerekli ölçütleri sağlayan çalışmalar araştırmaya dâhil edilmiştir. Araştırma kapsamında literatür taraması sonucu elde edilen çalışmalar, kodlama işleminin ardından içerik analizi yöntemi ile çözümlenmiştir. İçerik analizinden sonra çalışmalar, literatür tarama yöntemi olan meta analiz ile analiz edilmiştir. Araştırmaya dâhil edilen çalışmalara ait etki büyüklükleri ve yayın yanlılıkları CMA programı ile analiz edilmiştir. Araştırma kapsamında, eleştirel düşünme becerilerine ilişkin alan yazında yer alan deneysel ve yarı deneysel, ön test son test kontrol gruplu desenin yer aldığı çalışmalar incelenmiştir. Belirlenen ölçütleri sağlayan ve gerekli verileri içeren 49 tez ve makale çalışması meta analize dâhil edilmiştir. Araştırmaya dâhil edilen çalışmaların rastgele etkiler modeline göre etki büyüklüğü Hedges‟s G= 1,344 olarak bulunmuştur. Ayrıca araştırmanın standart hatası= 0,134, varyansı= 0,018, alt limiti= 1,083, üst limiti= 1,606, Z değeri= 10,068 ve P değeri= 0,000 olarak hesaplanmıştır. Araştırmanın genel etki büyüklüğünün Cohen vd. sınıflandırma ölçütüne göre “güçlü” aralıkta olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmaya dâhil edilen çalışmaların 22 tanesi (%44,90) güçlü, 17 tanesi (%34,70) orta, 6 tanesi (%12,24) küçük ve 4 tanesi (%8,16) zayıf düzeyde etki büyüklüğüne sahip olduğu görülmüştür. Negatif yönlü olan 2 çalışmanın bulunduğu ve bu çalışmaların zayıf düzeyde etki büyüklüğüne sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma kapsamında yayın yanlılığını belirlemek amacıyla iki yöntem kullanılmıştır. Bunlardan bir tanesi Huni Saçılım Grafiği (Funnel Plot), diğeri ise Hata Koruma Sayısı (Classic Fail-Safe N) yöntemidir. Huni saçılım grafiği ve hata koruma sayısı sonuçlarına göre yayın yanlılığının olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmaların yıllar, yayın türleri açılarından aralarında anlamlı bir farklılığın olmadığı öğretim kademeleri ve ders alanları açılarından ise aralarında anlamlı bir farklılığın bulunduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Nijer Cumhuriyeti'nin Eğitim Programlarının Değerlendirilmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Issoufou Garba, Mahaman Gazali; Alacapınar, Füsun Gülderen
    Her ülkenin kalkınması sağlayan en önemli değişkenlerden birinin eğitim olduğu söylenebilir. Bir ülkenin eğitim sistemi istenilen ölçütlere uygun değilse ülkenin emek ve sermayesi etkili bir şekilde işe koşulmamıştır. Bu çalışmada Nijer Cumhuriyeti’nin eğitim programlarının çağdaş eğitim programında bulunması gerekli ölçütlere uygunluğu incelenmiştir. Bu amaçla programın kazanım-davranışlarına, içeriğine, eğitim ve sınama durumlarına bakılmıştır. Toplanan veriler doküman incelenmesi yöntemiyle incelenmiştir. Önce Nijer Cumhuriyetinin sömürge öncesi, sömürge, bağımsızlık ve şimdiki siyasal dönemlerde, yaşadığı siyasal, demografik ve ekonomik süreçlerin tarihsel olarak eğitim dizgesini nasıl etkilediği bilimsel olarak ele alınmıştır. Sonra Nijer Cumhuriyetinin mevcut durumu incelenip ileriye dönük önerilerde bulunulmuştur. Çünkü eğitim programlarının uygulaması aşamasında yaşanan sorunlar ortaya konulmadan geleceğe dönük program geliştirme çalışmalarının yapılması uygun olmayabilir. Bu değerlendirmenin sonunda çağdaş program geliştirme ölçütlerine uygun program geliştirme ortamı sağlanabilir. Bu durum Nijer Cumhuriyeti’nin gelişmesini ve halkının eğitim programı konusunda farkındalığını ortaya çıkarabilir. Araştırmada Nijer Cumhuriyetinin eğitim sisteminin genel amaçlarının olduğu ve her dersin özel amaçlarının bulunduğunu saptanmıştır. Her okul düzeyindeki derslerin içeriklerinin çağdaş bilimsel anlayışa ve ünite düzeyine göre yazıldığı, kazanımları ise uygun olduğunu belirlenmiştir. Programda eğitim durumları ve sınama durumu açık bir şekilde belirlenmediğine rağmen, çağdaş öğrenme-öğretme, sınama süreçlerinin kullanılmadığını söylemek mümkündür. Bu bulgulara dayanarak Nijer Eğitim Sisteminin çağdaş eğitim anlayışının temel ölçütlerine genellikle uygun olduğu ve önemli esiklerinin bulunduğu de söylenebilir.
  • Öğe
    Üniversite Öğrencilerinde Dürtüsellik ve Ebeveynlik Biçimlerinin Flört Şiddetine Yönelik Tutumu Yordaması
    (Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Büyükeskil, Mukadder; Kesici, Şahin
    Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinde dürtüsellik ve ebeveynlik biçimlerinin flört şiddetine yönelik tutum üzerindeki yordayıcı etkilerini ortaya çıkarmaktır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu belirlemede amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme yöntemi kullanılmış, ölçüt örnekleme koşulu olarak öğrencilerin aktif flört ilişkisi olması ya da geçmişte en az bir flört ilişkisi deneyimi yaşamış olması belirlenmiştir. Bu araştırma 495 kadın (% 56.5) ve 381 (% 43.5) erkek olmak üzere toplam 876 üniversite öğrencisi ile yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araçları olarak; “Flörtte Şiddete Yönelik Tutumlar Ölçekleri”, "Barrat Dürtüsellik Ölçeği Kısa Formu", "Young Ebeveynlik Ölçeği" ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Verilerin analizi, SPSS Paket Programı aracılığıyla betimsel istatikler, t-testi, tek yönlü ANOVA testi, Pearson korelasyon analizi, Spearman Rho korelasyon analizi ve hiyerarşik regresyon analizi kullanılarak yapılmıştır. Araştırmada demografik değişkenlerden elde edilen verilere göre, üniversite öğrencilerinde erkeğin uyguladığı psikolojik şiddete yönelik tutum, erkeğin uyguladığı fiziksel şiddete yönelik tutum, kadının uyguladığı psikolojik şiddete yönelik tutum ve kadının uyguladığı fiziksel şiddete yönelik tutum, cinsiyete göre erkekler lehine farklılaşırken; yaş, anne eğitim ve baba eğitim düzeyi açısından farklılaşmamaktadır. Bu araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; erkeğin uyguladığı psikolojik şiddete yönelik tutum ile dürtüsellik, aşırı izin verici/ sınırsız anne ve aşırı izin verici/ sınırsız baba ebeveynlik biçimleri arasında anlamlı pozitif ilişki görülmüştür. Erkeğin uyguladığı fiziksel şiddete yönelik tutum ile dürtüsellik, duygusal bakımdan yoksun bırakıcı anne, aşırı izin verici/ sınırsız anne, aşırı izin verici/ sınırsız baba ve cezalandırıcı baba ebeveynlik biçimleri arasında anlamlı pozitif ilişki tespit edilmiştir. Kadının uyguladığı psikolojik şiddete yönelik tutum ile dürtüsellik, aşırı koruyucu/ evhamlı anne, koşullu/ başarı odaklı anne, aşırı izin verici/ sınırsız anne, aşırı koruyucu/ evhamlı baba, koşullu/ başarı odaklı baba, aşırı izin verici/ sınırsız baba, kötümser/ endişeli baba ve cezalandırıcı baba ebeveynlik biçimleri arasında anlamlı pozitif ilişki bulunmuştur. Kadının uyguladığı fiziksel şiddete yönelik tutum ile dürtüsellik, küçümseyici/ kusur bulucu anne, duygusal bakımdan yoksun bırakıcı anne, aşırı izin verici/ sınırsız anne, cezalandırıcı anne, küçümseyici/ kusur bulucu baba, aşırı koruyucu/ evhamlı baba, aşırı izin verici/ sınırsız baba ve cezalandırıcı baba ebeveynlik biçimleri arasında anlamlı pozitif ilişki görülmüştür. Araştırmada yapılan hiyerarşik regresyon sonuçlarına göre; erkeğin uyguladığı psikolojik şiddete yönelik tutum, cinsiyet ve dürtüsellik değişkenleri tarafından pozitif yönde yordanmıştır. Erkeğin uyguladığı fiziksel şiddete yönelik tutum, cinsiyet, dürtüsellik ve cezalandırıcı baba ebeveynlik biçimi tarafından pozitif yönde yordanmıştır. Kadının uyguladığı psikolojik şiddete yönelik tutum, cinsiyet, dürtüsellik, aşırı koruyucu/ evhamlı baba ve koşullu/ başarı odaklı baba ebeveynlik biçimi tarafından pozitif yönde yordanırken, aşırı koruyucu/ evhamlı anne ebeveynlik biçimi tarafından negatif yönde yordanmıştır. Kadının uyguladığı fiziksel şiddete yönelik tutum cinsiyet, dürtüsellik ve aşırı koruyucu/ evhamlı baba ebeveynlik biçimi tarafından pozitif yönde yordanmıştır.
  • Öğe
    Etkili Okul Özelliklerine İlişkin Bir Meta Analiz Çalışması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Turgut, Mehmet; Yavuz, Mustafa
    Yönetici ve öğretmen algılarına göre etkili okul özelliklerinin incelenmesi amacıyla yapılan bu araştırmada, etkili okul ile liderlik, okul iklimi, okul kültürü, iş doyumu, cinsiyet, görev unvanı ve öğrenim düzeyleri arasındaki ilişkilere dayalı olarak meta-analiz yöntemi ile ortalama etki büyüklüğü hesaplaması yapılmıştır. Araştırmanın amacına ulaşabilmek için 01.01.2000– 31.12.2018 tarihleri arasında ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan yüksek lisans ve doktora tezleri ile hakemli dergilerde yayımlanan araştırmalar taranarak etkili okula ilişkin nicel araştırma yöntemi ile yapılan çalışmalar araştırma kapsamına alınmıştır. Tarama sürecinde, “etkili okul, okul etkililiği, effective school, school effectiveness” kelimeleri anahtar sözcük olarak kullanılmıştır. Yayınların taranmasında ulusal düzeydeki tezler için Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) veri tabanı, ulusal düzeyde yapılan bildiri ve makaleler için Google Scholar ve tüm üniversitelerin eğitim fakültesi, eğitim bilimleri enstitüsü ve sosyal bilimler enstitüsü dergileri, uluslararası düzeyde yapılan tezler ve makaleler için Proquest, Google Scholar, Sage Journals, Emerald, Eric, Taylor&Francis Online, Wiley Online Library, Science Direct ve Jstor yayınevleri ve veri tabanları kullanılmıştır. Araştırmanın tarama sürecinde toplam 1052 çalışmaya ulaşılmıştır. Nitel özellik taşıdığı için 158 çalışma, farklı örneklemden dolayı 12 çalışma, tezden makaleye dönüştürüldüğü için 15 çalışma ve uygun istatistik veri içermediği için 729 çalışma meta-analize dahil edilmemiştir. Ayrıca 56 araştırma birden fazla değişkene ait veri içermesi sebebiyle bu analizin dışında bırakılmıştır. Nihai olarak 82 bağımsız araştırma meta-analiz çalışması kapsamına alınmıştır. Okul etkililiğini değerlendirme modellerinden toplam kalite yönetimi modeli, örgütsel öğrenme modeli ve doyum modeline ilişkin olarak değişkenler açısından değerlendirmeler yapılmıştır. Etkili okul ile liderlik arasındaki ilişkiye dayalı olarak 33 çalışma, okul iklimi ile ilgili 10 çalışma, okul kültürü ile ilgili 7 çalışma, iş doyumu ile ilgili 5 çalışma, cinsiyet ile ilgili 35 çalışma, görev unvanı ile ilgili 14 çalışma ve öğrenim düzeyi ile ilgili 11 çalışma analize dahil edilmiştir. Hem ilişkisel olarak hem de grup karşılaştırma açısından ortalama etki büyüklüğü hesaplamasının hangi modele göre yapılacağını tespit edebilmek amacıyla Q ve I2 istatistikleri yapılmıştır. Bu analiz sonuçlarına göre dağılımların heterojen bir yapıda bulunduğu değerlendirildiğinden tüm analizler rastgele etkiler modeline göre yapılmıştır. Araştırma için yayın türü, yayın yeri, örneklem düzeyi, okul türü, liderlik alanında yapılan araştırmaların sınıflandırılması, örneklem sayısı ve yayın yılı moderatör değişkenleri olarak belirlenmiştir. Yayın yanlılığı değerlendirmesi için Rosenthal’s Fail Safe N, Orwin’s Fail Safe N, Begg ve Mazumdar sıra korelasyonu, Egger regresyon kesme analizi ve Duval ve Tweedie’s kırpma ve ekle analizi yapılmıştır. Etkili okul ile liderlik arasında güçlü düzeyde ve pozitif yönlü (Zr=0.703) ortalama etki büyüklüğü hesaplanmıştır. Etkili okul ile okul iklimi arasındaki ilişkiye dayalı olarak hesaplanan ortalama etki büyüklüğü orta düzeyde ve pozitif yönlüdür (Zr=0.361). Etkili okul ile okul kültürü arasında çok güçlü düzeyde ve pozitif yönlü (Zr=0.807) ortalama etki büyüklüğü bulunmuştur. Etkili okul ile iş doyumu arasındaki ilişkiye dayalı olarak hesaplanan ortalama etki büyüklüğü orta düzeyde ve pozitif yönlüdür (Zr=0.473). Etkili okul ile yönetici ve öğretmenlerin görev unvanları açısından etki büyüklüğünün düşük düzeyde ve pozitif yönlü (ES= 0.312) olduğu ancak cinsiyetleri ve öğrenim düzeyleri açısından anlamlı bir farklılığın olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Okul Öncesi Dönem Çocukları İçin Duygu Düzenleme Becerileri Ölçeğinin Geliştirilmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimler Enstitüsü, 2021) Acar, Ayber; Arslan, Emel
    Bu araştırmanın amacı, duygu tanıma, duyguyu ifade etme ve duygu düzenleme stratejilerini ölçmeyi kapsayan Okul Öncesi Dönem Çocukları İçin Duygu Düzenleme Becerileri Ölçeği’ nin geliştirilmesi ve geçerlilik-güvenirlik çalışmalarının yapılmasıdır. Genel tarama modelinin uygulandığı araştırmanın örneklemini 2019-2020 eğitim öğretim yılları arasında Konya ili Karatay ilçesinde bulanan Millî Eğitim Bakanlığına bağlı bağımsız anaokuluna devam eden 106 çocuk oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Okul Öncesi Dönem Çocukları İçin Duygu Düzenleme Becerileri Ölçeği’ kullanılmıştır. Veriler SPSS 24.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada ölçeğin geçerlik ve güvenirlik analizleri doğrultusunda Kapsam geçerliliği, madde toplam analizleri, betimsel istatistik analizleri, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı, Cronbach Alpha ve KR-20 katsayısı ve İki Yarı Test Güvenirliği analizi uygulanmıştır. Elde edilen veriler doğrultusunda Kapsam geçerliliğinde 8 uzmanın görüşü alınmıştır. Buna göre ölçeğin (KGO) 0.86, (KGİ) 0,97 ve madde-toplam korelasyon değerlerinin uygun olduğu tespit edilmiştir. Verilerin normal dağılıma uygunluğunu belirlemek amacı ile Normallik Testi yapılmıştır. Analizin sonucuna göre Duyguları Tanıma alt boyutu için Kolmogorov-Smirnov sig. değerinin (.077 >0.05), Duyguları İfade Etme alt boyutu için değerin (.087 >0.05), ve Duygu Düzenleme Stratejileri alt boyutu için değerin (.200 >0.05) anlamlı çıktığı verilerin normal dağıldığı tespit edilmiştir. Yapı geçerliliği kapsamında Doğrulayıcı Faktör analizi (DFA) yapılmıştır. Faktör analizi için Kaiser-Meyer- Olkin (KMO) ve Barlett analizleri ile örneklemin uygunluğuna bakılmış, Duyguları tanıma ve Duyguları İfade etme alt boyutları için KMO değeri (.745) ve anlamlılık değeri ise .001, Duygu Düzenleme Stratejileri alt boyutu için KMO değeri (.712) ve anlamlılık değeri ise .000 olarak hesaplanmış verilerin faktör analizi için uygun olduğunu belirlenmiştir. Açımlayıcı faktör analizi sonuçlarına göre, ölçeğin duyguları tanıma, duyguları ifade etme ve duygu düzenleme stratejileri olarak üç boyuttan ve 18 maddeden oluştuğu kabul edilmiştir. Duygu Tanıma ve Duygu ifade etme alt boyutları açıklanan toplam varyansın 55.50‟ sini açıklayan en az %2 öz değere, en az %5 varyansa ve ölçeğin madde faktör yüklerinin ise .71 ile .89 arasında değiştiği, Duygu Düzenleme Stratejileri alt boyutuna ait toplam varyansın 57.24’ni açıklayan en az %2 öz değere, en az %4 varyansa sahip olup, Faktör yüklerinin ise 70 ile .89 arasında değiştiği görülmektedir. Ölçeğin güvenirliğini belirlemek için Duyguları tanıma alt boyutu Cronbach’s Alpha katsayısı .86, KR-20 katsayısı .85, Duyguy ifade etme alt boyutu için Cronbach’s Alpha katsayısı .86, KR-20 katsayısı .81, Duygu Düzenleme olumlu/olumsuz stratejileri için Cronbach’s Alpha katsayısı toplam .85, İki Yarı Test Güvenirliği için Spearman- Brown Katsayısı .73, Guttman Split-half kat sayısı .73 güvenirlik değerlerine sahip olduğu, ölçeğin iç tutarlılığının yüksek derecede olduğu belirlenmiştir. Anova Tukey Toplanabilirlik analizine göre anlamlılık düzeyi .274 (p<0.05) olduğu ölçeğin toplam puan elde edilmesi için uygun olduğu tespit edilmiştir. Yapılan tüm analizler sonucunda, Okul Öncesi Dönem Çocukları için Duygu Düzenleme Becerileri Ölçeği’ nin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu saptanmıştır.
  • Öğe
    Öfke denetimi eğitim programının lise öğrencilerinin sürekli öfke ve öfke ifade tarzlarına etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2017) Zorlu, Eyup; Hamarta, Erdal
    Bu araştırma; öfke denetimi eğitim programının lise öğrencilerinin sürekli öfke ve öfke ifade tarzlarına etkisini inceleyen deneysel bir çalışmadır. Bu amaçla 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Zonguldak İli Ereğli İlçesinde bir liseye devam eden 162 öğrenci ile çalışılmıştır. Araştırmanın bağımsız değişkenini öfke denetimi eğitim programı, bağımlı değişkenini ise araştırmaya katılan öğrencilerin Sürekli Öfke- Öfke İfade Tarz Ölçeği'ne verdikleri cevaplardan elde edilen puanlar oluşturmaktadır. Çalışmada deney-kontrol gruplu, ön-test, son-test ve izleme ölçümlü deneysel desen kullanılmıştır. Öfke düzeyi yüksek olarak belirlenen ve gönüllü olarak çalışmaya katılmak isteyen öğrencilerden 15 kişilik deney ve 15 kişilik kontrol grubu oluşturulmuştur. Araştırmada deney grubuna, haftada bir kez olmak üzere 10 hafta süre ile "Öfke Denetimi Eğitimi Programı" uygulanmıştır. Araştırma sonucunda; öfke denetimi eğitimi ile deney grubundaki öğrencilerin sürekli öfke ve öfke dışta puan ortalamalarında anlamlı bir azalma olduğu, öfke kontrol puan ortalamalarında ise anlamlı bir artma olduğu görülmüştür. Ancak öfke içte puan ortalamasında (4. denence, deney grubu ön-test son-test öfke içte puan ortalamaları dışında) istatistiksel bir değişim olmadığı görülmüştür. Kontrol grubundaki öğrencilerin sürekli öfke, öfke dışta, öfke içte ve öfke kontrolü puan ortalamalarında ise anlamlı düzeyde değişme olmadığı saptanmıştır. İki ay sonra yapılan izleme ölçümünde de deney ve kontrol gruplarına ait sonuçların (son test - izleme testi ve ön test - izleme testi) paralel yönde olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Ortaokul öğrencilerine yönelik hazırlanan sosyal beceri eğitiminin öğrencilerin utangaçlıklarına etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2017) Parmaksız, İzzet; Hamarta, Erdal
    Bu araştırmada utangaçlık düzeyi yüksek olan ortaokul 6. sınıf öğrencilerine yönelik hazırlanan sosyal beceri eğitiminin öğrencilerin utangaçlık düzeylerini azaltmada etkili olup olmadığı incelenmiştir. Araştırma, ön test-son test kontrol gruplu deneysel bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma grubu, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Malatya Yakınkent İMKB Ortaokulu 6. sınıf öğrencilerinden utangaçlık düzeyi yüksek olan, 22 öğrenci oluşturmuştur. Araştırma verilerinin toplanmasında Cheek (1990) tarafından geliştirilen ve Güngör (2001) tarafından Türkçe'ye uyarlama çalışmaları yapılan "Utangaçlık Ölçeği (UÖ)" kullanılmıştır. Deney ve kontrol grubunun utangaçlık düzeyleri arasında anlamlı bir fark olup olmadığını test etmek içi Mann-Whitney U-testi, grupları kendi içlerinde karşılaştırmak için ise Wilcoxon işaretli-sıralar testi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, utangaçlık sosyal beceri eğitimine katılan öğrencilerin utangaçlık düzeylerinde anlamlı bir azalma olduğu gözlenmiştir. Bu programın utangaçlık ve sosyal beceri konusunda yapılmış teorik ve deneysel çalışmalara ve bu alanda çalışan uzmanlara (psikolojik danışman, psikolog, psikiyatr ve diğer çalışmacılara) katkı sağlayacağı hem de daha sonra utangaçlıkla ilgili yeni çalışmalara teşvik edeceği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Evli bireylerin erken dönem uyumsuz şemaları, ilişkilerde bilişsel çarpıtmaları ve yüklemelerinin evlilik uyumunu yordaması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2017) Soysal, Esra; Kesici, Şahin
    Bu araştırmanın amacı evlilik uyumunu erken dönem uyumsuz şemalar, ilişkilerde bilişsel çarpıtmalar ve ilişkilerde yüklemeler bağlamında incelemektir. Araştırmanın örneklemi 386 evli bireyden (183 erkek, 203 kadın) oluşmaktadır. Veriler Evlilik Uyumu Ölçeği, Young Şema Ölçeği Kısa Form-3, İlişkilerde Bilişsel Çarpıtmalar Ölçeği, İlişkilerde Yüklemeler Ölçeği ve araştırmacı tarafından hazırlanan bir Demografik Bilgi Formu ile toplanmış, pearson korelasyon analizi ve çoklu regresyon analizi stepwise yöntemi ile incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; evlilik uyumunun anlaşma ve ilişki tarzı alt boyutları ile şema ölçeğinin duygusal yoksunluk, başarısızlık, karamsarlık, sosyal izolasyon, duyguları bastırma, içiçelik, haklılık, kendini feda, terkedilme, kusurluluk ve dayanıksızlık alt boyutlarının anlamlı olarak ilişkili olduğu bulunmuştur. Şema ölçeğinin cezalandırıcılık alt boyutu, evlilik uyumunun her iki alt boyutu ile anlamlı düzeyde ilişkili bulunmazken, şema ölçeğinin onay arayıcılık alt boyutu ile evlilik uyumu ölçeğinin yalnızca ilişki tarzı alt boyutu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Evlilik uyumunun her iki alt boyutu ile ilişkilerde bilişsel çarpıtmalar ölçeğinin yalnızca yakınlıktan kaçınma alt boyutu anlamlı düzeyde ilişkili bulunurken, ilişkilerde yüklemeler ölçeğinin bütün alt boyutları evlilik uyumunun hem anlaşma hem de ilişki tarzı alt boyutları ile anlamlı düzeyde ilişkili bulunmuştur. Regresyon analizleri sonucunda güdü, sosyal izolasyon, cezalandırıcılık ve zihin okuma alt boyutları, evlilik uyumunun anlaşma alt boyutunun önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Güdü, duygusal yoksunluk, cezalandırıcılık ve niyet alt boyutları ise evlilik uyumunun ilişki tarzı alt boyutunun önemli bir yordayıcısı olarak bulunmuştur. Elde edilen bulgular, ilgili kuramsal yaklaşımlar ile literatürde yer alan çalışmalar temelinde tartışılmıştır.
  • Öğe
    Üniversite öğrencilerinin yükleme karmaşıklığı düzeylerinin duygusal zekâ ve akıcı zekâ çerçevesinde incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2014) Korkman, Hamdi; Deniz, Mehmet Engin
    Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin yükleme karmaşıklığı düzeylerinin duygusal zekâ ve akıcı zekâ çerçevesinde incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın genel evreni, Afyon Kocatepe Üniversitesi'nin farklı fakültelerinde öğrenim gören 2. ve 4. sınıf öğrencilerinden oluşturulmuştur. Çalışma evreni, tesadüfi örnekleme yoluyla belirlenmiştir. Örnekleme alınan toplam öğrenci sayısı, 627'dir. Öğrencilerin yükleme karmaşıklığı düzeyleri, "Yükleme Karmaşıklığı Ölçeği (YKÖ)" ile; Duygusal zekâları, Duygusal Zekâ Özelliği Ölçeği-Kısa Formu (DZÖÖ-KF) ile; Akıcı zekâları ise, Raven Standart Progresif Matrisler Testi (RSPM) ile ölçülmüştür. Yapılan analizler sonucunda, yükleme karmaşıklığı düzeyi ile DZÖÖ-KF'nin alt boyutları arasında anlamlı ve önem düzeyi yüksek ilişkiler gözlenmiştir. Yükleme karmaşıklığı düzeyi ile RSPM Puanları arasında ise anlamlı ilişkiler gözlenemememiştir. YKÖ puanları ile DZÖÖ-KF puanları arasında önem düzeyi yüksek ve pozitif yönde anlamlı ilişkiler gözlenmiştir. YKÖ'nin alt boyutları ile DZÖÖ-KF alt boyutları arasında önem düzeyi yüksek ve pozitif anlamlı ilişkiler görülmüştür. YKÖ puanları ile RSPM Puanları arasında anlamlı ilişkiler olmadığı görülmüştür. YKÖ'nin alt boyutlarında sadece karmaşık eşzamanlı dışsal açıklamalar ile RSPM toplam puanı arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişkisinin olduğu görülmüştür. Yükleme karmaşıklığının, iyi oluş, özkontrol, duygusallık, sosyallik ve DZ toplam puanlarını anlamlı düzeyde açıkladığı gözlenmiştir. Yükleme karmaşıklığının, RSPM puanlarını anlamlı düzeyde yordamadığı görülmüştür. Ayrıca, öğrencilerin özlük niteliklerinin yükleme karmaşıklığı, duygusal zekâ ve akıcı zekâ ilişkisi ile ilgili olarak anlamlı ilişkiler gözlenmiştir.
  • Öğe
    Üniversite öğrencilerinin yaşamında öz-disiplin: Azim, yaşam doyumu ve huzur bağlamında karma bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2020) Şimşir, Zeynep; Dilmaç, Bülent
    Bu araştırmanın temel amacı üniversite öğrencilerinin öz-disiplin, azim, yaşam doyumu ve huzur düzeyleri arasındaki ilişkilerin yapısal eşitlik modeli ile belirlenmesi ve üniversite öğrencilerinin yaşamında öz-disiplinin rolünün derinlemesine incelenmesidir. Araştırma karma araştırma desenlerinden açıklayıcı sıralı desen üzerine yapılandırılmıştır. Üç adımda yürütülen araştırmanın ilk adımında yetişkinlere yönelik olarak Öz-Disiplin Ölçeği (ÖDÖ) geliştirilmiş ve ölçeğin psikometrik özellikleri test edilmiştir. İki farklı üniversite öğrencisi örneklemi (sırası ile N = 301, N = 339) üzerinde yapılan geçerlik (açımlayıcı/doğrulayıcı faktör analizi) ve güvenirlik (Cronbach alpha katsayısı, madde toplam korelasyonu ve test-tekrar test) analizleri ölçeğin psikometrik açıdan yeterli bir ölçek olduğunu ortaya koymuştur. İkinci adımda öz-disiplin, azim, yaşam doyumu ve huzur değişkenleri arasındaki ilişkiler üç farklı model kurularak test edilmiştir. Bu adımda araştırmaya 885 üniversite öğrencisi (552 kadın, 333 erkek) katılmıştır (Yaşort. = 20.77, Yaşranjı = 17-54, Yaşss = 3.16). Yapılan model testi sonucunda 2. model tercih edilmiştir. Kurulan modelde dolaylı etkinin anlamlılığını test etmek için bootstrapping yöntemi kullanılmıştır. Modele göre öz-disiplin, azim ve yaşam doyumunu doğrudan yordarken azim ve yaşam doyumu da huzuru doğrudan yordamaktadır. Ayrıca azim ve yaşam doyumu, öz-disiplin ve huzur arasında tam arabulucu role sahiptir. Araştırmanın üçüncü adımında öz-disiplinin üniversite öğrencilerinin yaşamındaki rolünü ve huzurlu/mutlu bir yaşam üzerindeki etkisini derinlemesine incelemek amacıyla nitel araştırma yürütülmüştür. Verilerin toplanmasında aykırı durum örnekleme yöntemi kullanılmış ve araştırmanın ikinci adımına katılan öz-disiplin puanı en yüksek (8 kişi) ve en düşük (8 kişi) olan 16 öğrenci ile görüşmeler yapılmıştır. Öğrencilerin yarı yapılandırılmış görüşme formuna verdiği yanıtlar içerik analizi ve betimsel analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Analiz neticesinde huzurlu ve mutlu yaşam algısı, huzurlu ve mutlu yaşama ulaşma yolları, yaşam idealleri, yaşam ideallerine ulaşma yolları, öz-disiplinin günlük yaşamdaki rolü, öz-disiplinin yaşamdaki etkileri ve öz-disiplinin hissettirdikleri temaları ve bu temalar altında kategoriler ortaya çıkmıştır. Tüm bu sonuçlar öz-disiplinin üniversite öğrencilerinin yaşamını pek çok yönden etkilediğine ve huzurlu /mutlu bir yaşam sürmelerine katkıda bulunduğuna işaret etmektedir. Elde edilen sonuçlar ilgili literatür ışığında tartışılmış ve öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    İnternet bağımlılığında dürtüsellik ve kaçınmanın yordayıcı rolünün karma yöntemle incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Baltacı, Umay Bilge; Traş, Zeliha
    Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin internet bağımlılığında dürtüsellik ve kaçınmanın yordayıcı rolünün karma yöntemle incelenmesidir. Araştırmada karma araştırma yöntemlerinden açıklayıcı sıralı desen kullanılmıştır. Araştırmanın nicel aşamasında ilişkisel araştırma modeli kullanılmıştır. Araştırmanın nicel aşamasının çalışma grubunu 632 kadın (%69.2) ve 281 (%30.8) erkek olmak üzere 913 üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Nicel aşamada veri toplama araçları olarak; İnternet Bağımlılığı Ölçeği, Barratt Dürtüsellik Ölçeği Kısa Formu, Çok Boyutlu Yaşantısal Kaçınma Ölçeği-30 (ÇBYKÖ-30) ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Veri analizi SPSS Paket Programı kullanılarak yapılmıştır. Analizlerde betimsel istatikler, t-testi, tek yönlü ANOVA testi, Welch Testi, Pearson korelasyon analizi ve hiyerarşik regresyon analizi kullanılmıştır.Bu araştırmada internet bağımlılığı cinsiyete göre anlamlı şekilde farklılaşmamaktadır. İnterneti 12 yaşından önce aktif olarak kullanmaya başlayan üniversite öğrencilerinin internet bağımlılıkları 12 yaşından sonra aktif olarak kullanan öğrencilerden anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. İnternet kullanımın; uyku düzenini, beslenme düzenini ve fiziksel aktivitelerini etkilediğini düşünen öğrencilerin internet bağımlılığı, bazen etkilediğini düşünen ve etkilemediğini düşünen öğrencilerden anlamlı düzeyde daha yüksektir. Ayrıca internet kullanımın uyku düzenini, beslenme düzenini ve fiziksel aktivitelerini bazen etkilediğini düşünen öğrencilerin internet bağımlılığı, etkilemediğini düşünen öğrencilerden anlamlı düzeyde yüksektir. Bu araştırmada İnternet Bağımlılığı Ölçeği ile Barratt Dürtüsellik Ölçeği Kısa Formu alt boyutları plan yapamama, motor, dikkat, ÇBYKÖ-30 alt boyutları baskılama/inkar, sıkıntıdan hoşlanmama, erteleme arasında pozitif ilişkiler bulunmuştur. İnternet Bağımlılığı Ölçeği ile sıkıntıya katlanma alt boyutu arasında ise negatif ilişki bulunmuştur. Ayrıca İnternet Bağımlılığı Ölçeğiyle davranışsal kaçınma ve dikkat dağıtma/bastırma alt boyutları arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Bu araştırmada bağımsız değişkenler internet bağımlılığını anlamlı düzeyde yordamaktadır. Araştırmanın nitel aşamasında ise olgu bilim yaklaşımı kullanılmıştır. Çalışma grubunu 15 alan uzmanı oluşturmaktadır. Nitel aşamada ölçme aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmanın nitel aşamasındaki veriler analiz edilirken içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Bu araştırmada internet bağımlılığının etkileri hakkında: Fizyolojik Etkiler, Psikolojik Semptomlar, Sosyal Yaşama Etkileri ve Eğitim Yaşamına Etkileri olmak üzere 4 tema oluşmuştur. Dürtüselliğin internet bağımlılığı üzerindeki etkileri hakkında: Otokontrol Zayıflığı, Sansasyonel Yönelim ve Yatkınlık olmak üzere 3 tema oluşmuştur. Yaşantısal kaçınmanın internet bağımlılığı üzerindeki etkileri hakkında: Kaçış Eğilimi ve Kullanım Yönelimi Etkisi olmak üzere 2 tema oluşmuştur. Araştırmanın hem nitel hem de nicel bulguları birlikte ele alındığında dürtüselliğin ve yaşantısal kaçınmanın internet bağımlılığı üzerinde etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonuçları ilgili literatür temel alınarak tartışılmış ve bulgulara dayalı önerilere yer verilmiştir.