Ebeveynlere göre ailede çocuğun din eğitimi

Abstract

Aile, bireyin kimlik ve kişiliğinin oluşması ve gelişmesinde önemli role sahip olduğu gibi bireyde dinî duygu ve düşüncenin ortaya çıkması ve şekillenmesinde de önemli role sahiptir. Bu araştırmada, aile ve ailenin din eğitimi açısından önemi kısaca ele alındıktan sonra esas olarak ebeveynlerin, çocuklarına din eğitimi verilmesine nasıl baktıkları ve çocuklarına din eğitimi verme konusunda kendilerini yeterli görüp görmedikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla farklı demografik özelliklere sahip 30 aileyle mülakat yapılmış ve katılımcılara kişisel bilgiler dışında 3 açık uçlu soru sorulmuştur. Sorulara verilen cevaplar nitel veri analiz programı olan NVivo10 programına aktırılmış, bu veriler belirli temalar altında toplanıp kodlandıktan sonra analiz edilerek yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda, ebeveynlerin, çocuklarına din eğitimi verilmesi yönünde bir düşünceye sahip oldukları; ancak kendilerini bu konuda yeterli görmedikleri tespit edilmiştir.

The family not only has an important role in the formation and development of the individual's identity and personality but also family has an important role in the emergence and shaping of religious feelings and thoughts in the individual. In this study, after briefly discussing the importance of family and family in terms of religious education, it has been tried to determine mainly how parents look at providing religious education to their children and whether they consider themselves sufficient in providing religious education to their children. For this purpose, 30 families with different demographic characteristics were interviewed and in addition to personal information, 3 open-ended questions were asked to the participants. . The answers to the questions were transferred to the qualitative data analysis program NVivo10, which was collected and coded under certain themes and analyzed and interpreted. As a result of the research, parents thought that their children should be given religious education; however, it was found that they did not consider themselves sufficient in this regard.