Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Anabilim Dalı Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 210
  • Öğe
    Türkçede sayılarla kurulan birleşik kelimelerin kavram alanı
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Canbulat, Ali; Yıldız, Mustafa
    Birleşik kelimeler Türkçenin anlam zenginliklerine sahip dil unsurları arasındadır. Birleşik kelimeler çoğu zaman dildeki iki kelimenin bazen de ikiden çok kelimenin bir araya gelmesiyle oluşur. Bu birliktelik genellikle yeni bir sözlükbirime zemin oluşturur. Türkçenin her döneminde mevcut olan birleşik kelimeler Cumhuriyet döneminde bilim kollarının yabancı terimleri Türkçeleştirmek için başvurduğu önemli kelime kalıplarından birisi olagelmiştir. Kelimelerin birleşiminin ötesinde birleşik kelimeler kapsadıkları kavram alanı bakımından büyük öneme sahiptir. Birleşme yoluyla kurulan birleşik kelime farklı bir kavram alanına işaret etmektedir. Birleşik kelimeler sadece yapı olarak değil anlam ve kavram alanı olarak da ilgi çekici boyutlara ulaşmıştır. Birleşik kelimeleri teşkil eden yapılardan bir tanesi de içerisinde sayı bulunduran birleşik kelimelerdir. Türkçede sayılar kelime birleşimlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Bir ya da daha çok unsuru sayı olan birleşik kelimeler kavram alanı bakımından dikkat çekici özelliklere sahiptir. Kelime birleşimi ile türetilen birleşik kelimelerde sayılar temel anlamlarını koruyarak oluşan birleşik kelimenin kavram alanına katkıda bulunmuştur. Ancak tespit edilen bulguların önemli bir kısmında sayılar temel anlamlarından sıyrılarak yan ve mecaz anlam bağlamında birleşik kelimenin kavram alanını oluşturmuştur. Çalışmanın amacı TDK Türkçe Sözlük, Kubbealtı Misalli Büyük Türkçe Lügati ve Ötüken Türkçe Sözlük’te yer alan birleşik kelimeler arasında sayılarla kurulan birleşik kelimeleri tespit etmek ve işbu birleşik kelimelerin kavram alanlarını tasnif etmektir. Bu doğrultuda ilgili sözlükler tarama modelinde taranmış ve doküman analizi yöntemiyle irdelenmiştir. Elde edilen veriler sayı ve basamak değeri doğrultusunda artan biçimde sıralanmıştır. Araştırmanın sonucunda tespit edilen sayılarla kurulmuş birleşik kelimeler, Anatomi, Argo, Askerlik, Astroloji, Avcılık, Bahis, Balistik, Bitki Bilimi, Denizcilik, Dil Bilgisi, Dinî- Tasavvufî, Diplomasi, Eğitim, Edebiyat, El Sanatları, Felsefe, Fizik, Gıda, Giyim, Gök Bilimi, Halk Bilimi, Hava Bilgisi, Havacılık, Hayvan Bilimi, İstihbarat, Kimya, Maliye- Ekonomi, Matematik- Geometri, Mitoloji, Mimarlık, Müzik, Otomotiv, Oyun, Ruh Bilimi, Sinema- Tiyatro, Spor, Takı- Mücevherat, Tıp, Toplum Bilimi ve Yer Bilimi başlıkları altında tasnif edilmiştir. Bu kavram alanlarının belirlenmesinde modern bilim kolları esas alınmıştır. Kavram alanlarının isimlendirilmesi uzman görüşleri alınarak yapılmış ve güvenirlik katsayıları hesaplanmıştır. Sayılarla kurulan birleşik kelimeler arasında birleşik fiiller başka bir çalışmanın konusu olacak nitelikte olduğu için bu çalışmada yer verilmemiştir. Çalışmanın sonuçları doğrultusunda birleşik kelimelerin imlası, tespiti ve tahliline ilişkin birtakım önerilere yer verilmiştir.
  • Öğe
    Coğrafya ders kitaplarında göç konusunun öğretimi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Sevinç, Huriye; Pınar, Adnan
    Ders kitapları ülkelerin bireylerine kazandırmak istediği değerlere ve bilgilere göre hazırlanan kaynaklardır. Ortaöğretim coğrafya kitabında yer alan bir konu da göç konusudur. Göç konusu nedenleri ve sonuçları bağlamında çok boyutlu bir mekânsal değişim sürecidir. Bu çalışmada ortaöğretim coğrafya ders kitaplarında (9, 10, 11 ve 12 sınıf) göç konusunun öğretiminin ele alınarak incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma nitel araştırma türlerinden biri olan betimsel tarama yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Veriler doküman incelemesi tekniği kullanılarak elde edilmiştir. Araştırmada veri toplamak amacıyla belirlenen dört ders kitabı incelenmiştir. Yapılan araştırmada coğrafya ders kitaplarında göç konusunun hangi yönleriyle ele alındığının ortaya konulması, kitap hazırlama komisyonlarındaki yazarlara, alanyazındaki göç konusunu çalışan araştırmacılara ve konunun öğretiminde birinci derecede sorumlu olan öğretmenlere katkı sağlayacağı düşünülmüştür. Araştırmanın sonucuna göre göç konusunun öğretimine ilişkin ders kitaplarının içerik boyutunun daha güncel bilgiler ve göç kavramlarının daha detaylı verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Göç konusunun tüm boyutlarıyla öğretiminin gerçekleştirebilmesi için coğrafya ders kitabı içeriğine ilişkin çözüm önerileri geliştirilmiştir.
  • Öğe
    Şükûfe Nihal Başar'ın hikâye, roman ve gazete yazılarında eğitim meseleleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Ekmekçioğlu, Mustafa Asım; Kırbıyık, Mehmet
    Bu araştırmada Şükûfe Nihal’in hikâye, roman ve gazete yazılarında yer alan eğitim meseleleri ele alınmıştır. Şükûfe Nihal, Türk edebiyatının önemli yazarlarından biridir. Yazarlığının yanında Darülfünun mezunu ilk kadın öğrenci ve liselerde görev alan ilk kadın öğretmen olması onun eğitim hakkındaki görüşlerini önemli kılmaktadır. Şükûfe Nihal’le ilgili alan yazında pek çok çalışma bulunmaktadır. Hazırlanan çalışmalarda yazarın eğitim konusunu işlediğinden bahsedilse de eğitimi ele alışı, eğitimle ilgili konulara eserlerinde ne ölçüde yer verdiğinden bahsedilmemiştir. Çalışmanın birinci bölümünde problem durumu, araştırmanın önemi ve amacı, varsayımlar, sınırlılıklar belirtilmiş; konuyla ilgili tanımlara kısaca yer verilmiştir. İkinci bölümde öncelikle edebiyat ve eğitim ilişkisinden bahsedilmiştir. Daha sonra Şükûfe Nihal’in hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümünde ise Şükûfe Nihal’in hikâye, roman ve gazete yazılarından elde edilen bulgular eğitim anlayışı, ailede eğitim, kadın eğitimi, edebiyatın eğitime katkısı, sanat ve eğitim, öğretmen, öğrenci, eğitim kurumları ve yabancı dil eğitimi olmak üzere dokuz başlık altında incelenmiştir. Beşinci bölümde, elde edilen bulgularla ilgili sonuç ve önerilere yer verilmiştir. Çalışmamızda yazarın eserlerinde eğitim konusuyla ilgili meseleleri, Cumhuriyet’in getirdiği modernleşme ile bağlantılı olarak ele aldığı görülmüştür. Özellikle kız çocuklarının ve kadınların eğitimine önem veren yazar, Batılı bir eğitim anlayışını benimsemekle birlikte gelenekçi bir yaklaşımın gerekliliğini de dile getirmiştir.
  • Öğe
    Eski Anadolu Türkçesinde çeviri yöntemi ile din dili öğretimi: Satır altı Kur'an tercümesi örneği (100b-150a)
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Kıvrak, Sertaç; Ölker, Gökhan
    Kur’an’ın başka dillere çevrilmesi İslâmiyet’in ilk yıllarında başlamıştır. Türklerin 10. yüzyılda İslâm dinini toplu bir hâlde kabul etmeleri sebebiyle bu yeni dinin kurallarını kendi dilleriyle öğrenme ihtiyacı Kur’an çevirilerini karşımıza çıkarır. Kur’an, farklı dönemlerde ve farklı sahalarda birçok kez Türkçeye çevrilmiştir. Özellikle Anadolu coğrafyasında yapılmış tercümelere sıkça rastlanır. Tercümeler birbirine benzer görünse de imlâ, ses, şekil ve sözcük dağarcığı gibi yönlerden farklılıklar göstermektedir. Bu sebeple ulaşılabilen her Kur’an tercümesi üzerinde akademik çalışmalar yapmak Türk diline kaynak oluşturması açısından gereklidir. Çalışmamızda Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait Konya Koyunoğlu Şehir Müzesi ve Kütüphanesi Yazmalar Koleksiyonu 11681 arşiv numarasına kayıtlı olan Kur’an-ı Kerim Tercümesinin 100b -150a varaklarını içeren metin incelenmiştir. Metne söz konusu olan sayfalarda Tevbe Sûresi'nin 16. ayetinin başı, Yûnus Sûresi, Hûd Sûresi, Yûsuf Sûresi, Ra’d Sûresi, İbrâhim Sûresi, Hicr Sûresi, Nahl Sûresi, İsrâ Sûresi'nin 27. âyetinin ortası yer almaktadır. Çalışmada metin aktarma yöntemi kullanılırken satırın önce Arapça okunuşu eklenmiş, ardından Diyanet İşleri Başkanlığının Türkçe Kur’an meali yazılmış ve Latin harflerine transkripsiyonu yapılmıştır. Çalışmanın temel noktası döneminde kullanılan fakat günümüzde kullanılmayan dini kavram ve terimlerden Türkçe olanların tespitidir. İnceleme bölümünde yapılan tespitler dizin hâlinde verilmiştir. Tespit edilen kelimeler Türkçe söz varlığı açısından önem teşkil etmektedir.
  • Öğe
    Sosyal bilgilerde vatandaşlık eğitimi üzerine sistematik bir literatür incelemesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Akdeniz, Şerife Nur; Dere, İlker
    Ulusal ve evrensel sorunlara çözüm arayan vatandaşlar yetiştirmeyi amaçlayan sosyal bilgiler dersinin kapsamı oldukça geniş ve karmaşıktır. Dolayısıyla sosyal bilgiler araştırmacıları için konu çeşitliliği ve ciddi bir bilgi birikimi oluşmaktadır. Bu durum, literatürdeki birincil araştırmaların incelenip düzenlenmesini, konu eğilimlerinin tespit edilerek literatürün eksik kalan kısımlarının belirlenmesini gerektirmektedir. Bu ihtiyaca cevap vermek için ikincil araştırmaları ifade eden araştırma inceleme yöntemlerinden yararlanılmalıdır. Bu araştırmada, sosyal bilgiler bağlamında ele alınan vatandaşlık eğitimi araştırmalarının genel durumunu niceliksel olarak betimlemek ve yansıtmak amaçlanmıştır. Belirlenen amaç doğrultusunda sistematik literatür incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın veri kaynakları, doküman analizi yöntemiyle WoS, Scopus ve TR Dizin veri tabanlarından elde edilen makalelerden oluşmaktadır. Elde edilen makalelerin özelliklerini belirlemek için içerik analizi; genel, kavramsal ve entelektüel yapısını incelemek için bibliyometrik analiz yöntemi kullanılmıştır. İnceleme kriterleri doğrultusunda Scopus veri tabanından 195, WoS veri tabanından 14 ve TR Dizin veri tabanından 50 makalenin incelemeye dahil edildiği araştırmada birtakım sonuçlara ulaşılmıştır. Araştırmanın içerik analizi sonuçları; en fazla yayının 2021 yılında yayınladığını, literatüre en çok katkı sağlayan derginin “Theory & Research in Social Education”, en çok katkı sağlayan yazarın “Jasmine B. Y. Sim” olduğunu, makalelerin en çok “Vatandaşlığa/Vatandaşlık eğitimine ilişkin algıları/düşünceleri/inançları/deneyimleri ortaya koymak” amacıyla yapıldığını, makalelerde en fazla küresel vatandaşlık tipinin ele alındığını, araştırma yöntemlerinde en çok nitel yöntemlerin, araştırma deseni olarak en fazla durum (vaka) çalışması yönteminin kullanıldığını, örneklem türü olarak en çok öğretmenlerle çalışıldığını, verilerin en fazla görüşme formuyla elde edildiğini ve analizlerde en çok içerik analizi yönteminin kullanıldığını göstermektedir. Araştırmanın Scopus veri tabanından dahil edilen 195 makalenin bibliyometrik analiz sonuçlarında ise; Lotka Yasası’na göre yazarların vatandaşlık konulu araştırmalara ilgi düzeyinin sınırlı olduğuna, “Theory and Research in Social Education” dergisinin etki değerinin en yüksek olduğuna, “civics (yurttaşlık bilgisi)” kavramının uzun süre araştırmalara konu olduğuna, ortak atıf analizinde makaleler arasında en çok atıf yapılan kaynağın Westheimer ve Kahne’in (2004) “What kind of citizen? the politics of educating for democracy” adlı makalesi olduğuna ve en çok atıf alan makalenin Myers’e (2006) ait olduğuna ulaşılmıştır. Araştırmanın sonuçları, bilimsel yayınların sayısından ziyade niteliğinin önemine vurgu yapmaktadır. Aynı zamanda araştırma sonuçları etkili bir sistematik inceleme yöntemiyle literatürdeki mevcut çalışmaların özelliklerinin, kavramsal ve entelektüel yapılarının ortaya konabileceğini göstermektedir. İnceleme sürecinin sonunda ise sistematik inceleme yönteminin sağlamış olduğu açık ve titiz yöntemlerle sosyal bilgiler eğitiminde vatandaşlık konulu araştırma yapmak isteyen araştırmacılar için bir yol haritası sunulmuştur.
  • Öğe
    Türk edebiyatında ütopik eğitim modelleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Kılınç, Hazal; Koçer, Gülsün
    Ütopyalar oluşturulurken mevcut düzendeki her şey laboratuvar ortamında olduğu gibi ayrıştırılır ve incelemeye alınır. Bu şekilde ütopist yazarlar aksayan yönleri çok daha net görür. Yazarlar kurgunun zırhını kuşanarak ütopik kurgu içerisinde eleştirilerini, eleştiri yazılarına kıyasla daha cesurca yapmaktadır. Ütopya yazarı gördüğü bu aksaklıkları gidermek, ideal olana ulaştırmak için yeni bir düzen yaratır. Her daim toplumun önünden giden bu yazarların oluşturduğu yeni düzen topluma yol göstericiliği bakımından çok önemlidir. Bu çalışmada Türk edebiyatındaki yedi ütopik eser aracılığıyla ütopyalarda nasıl bir eğitim düşlendiği incelenmiştir. Bu eserler seçilirken eğitime değinmeleri göz önüne alınmıştır. Seçilen yazarlardan bazılarının eğitimci geçmişi de bulunmaktadır. Bundan ötürü bazı ütopik eserlerde eğitim odak noktadır. Bazılarında ise eğitim istenen düzene ulaşmak için yardımcı unsurdur. İncelenen eserler ışığında, ütopik eserlerin yazıldıkları dönemle ilgili önemli bilgiler verdiği görülmüştür. Dönemin sosyal, siyasi ve ideolojik yapısı ütopik eserlerde yer edinmiştir. Eğitim hususunda da yazarlar hem dönemlerinin eğitim felsefelerini hem de kendi eğitim felsefelerini esere yansıtmışlardır. Eğitim ve ütopya paralelleri toplumu idealize etme noktasında kesişmektedir. Bu sebeple ütopyalar, toplumu ideale ulaştırmak için mevcuttaki olumsuzlukları eğitim yoluyla gidermektedir. Ütopyalar eğitimi onarma mekanizması olarak gördüğü gibi yeni kurduğu düzeni ayakta tutacak, ideal düzenin sürdürülebilirliğini sağlayacak güç mekanizması olarak da görmektedir. Bu çerçevede ütopyanın temel dayanak noktalarından olan devlet, toplum ve politika gibi yapılanmaların eğitimle sıkı ilişki içerisinde olduğu görülmüştür. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi kullanılmıştır. Ahmet Ağaoğlu'nun "Serbest İnsanlar Ülkesi'nde (1930)", İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun "Rüyamdaki Okullar (1936)", Memduh Şevket Esendal'ın " Yurda Dönüş (1940)" Peyami Safa'nın "Yalnızız (1951)", Şevket Süreyya Aydemir 'in "Toprak Uyanırsa: Ekmeksizköy Öğretmeninin Hatıraları (1963)", Gülten Dayıoğlu'nun "Işın Çağı Çocukları (1984)", Buket Uzuner'in "Balık İzlerinin Sesi (1992)" adlı eserler çalışmanın evrenini oluşturmuştur. Bu eserler yedi ana başlıkta incelenmiştir. Bu başlıklar, ütopik eserlerde aile eğitimi, din eğitimi, teknolojik bilgi, eğitim-toplum ilişkisi, eğitim-devlet İlişkisi eğitim-politika ilişkisi, mevcut eğitim sistemine yönelik eleştiri olarak belirlenmiştir.
  • Öğe
    Eleştirel düşüncenin kazandırılması açısından MEB 1936-1960 arası ilkokul ve ortaokul Türkçe okuma kitaplarının tarihî seyri ve gelişiminin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Elhan, Ayşenur; Koçer, Gülsün
    Eleştirel düşünme, ilkokuldan itibaren öğrenciye kazandırması gereken bir yetidir. 1936 sonrası seçilen MEB Türkçe Okuma kitaplarında yer verilen metinlerin eleştirel düşüncenin geliştirilmesine katkısı araştırılmıştır. Çalışma ile bundan sonra yapılacak araştırmalara yol gösterici olması hedeflenmiştir. 1960 yılından sonra yurtdışında ve 2005 sorası da ülkemizde etkili olan eleştirel düşünmeye yönelik araştırmaların daha eski yıllarda ders kitaplarında var olup olmadığının incelenmesi ile eleştirel düşüncenin dünü, bugünü ve geleceği tespit edilmek istenmiştir. 1936-1960 yılları arasından MEB bakanlığı bünyesinde ilkokul ve ortaokul Okuma kitaplarında bulunan eleştirel düşünmeyi destekleyen örnekler eleştirel düşünmenin; sorgulama, analiz etme, sınıflandırma, değerlendirme, çıkarım yapma, karşılaştırma ve yorumlama alt becerilerine göre sınıflandırılıp bir değerlendirme yapılmıştır. Yapılan değerlendirmede ilköğretim kademesinde eleştirel düşüncenin çeşitli sorularla öğrenciye kazandırılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Bu soruların bir kısmının cevabı doğrudan metinde yer alırken, bir kısmı için öğrencinin metinden çıkarım yapması, bazıları içinse kendi deneyimlerini kullanması hedeflenmiştir. Ortaöğretim kitaplarında ise beklenenin aksine eleştirel düşünceye yönelik çalışmaların son derece az olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Küresel ölçekli konuların sosyal bilgiler ders kitaplarına yansımalarının incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Uçar, Abdullah; Dere, İlker
    Genel anlamda küresel boyutta bağlantıların genişlemesi, sosyal yaşamların örgütlenmesi, dünya toplumlarının bir araya gelmesini ifade eden küreselleşme çeşitli kaynaklarda olgu ya da kavram olarak tanımlanmaktadır. Bir başka deyişle küreselleşme, çevreden ekonomiye kadar, hayatın her alanını kapsayan küresel çapta bağlılığın genişleyerek ve derinleşerek hızlanması anlamına gelmektedir. Küreselleşmeyle birlikte günümüzde artık inançlar, fikirler, insanlar, sermaye, bilgi, teknoloji, kültürel ve siyasi sınırları aşarak küresel boyutta hareket eder hale gelmiştir. Bu olgu ya da kavramı çocuklara anlatacak, onları küreselleşmenin olası olumsuz sonuçları hakkında haberdar ederek donatacak mihver derslerin başında sosyal bilgiler gelmektedir. Nitekim küreselleşme olgusu kapsamında 2018 öğretim programında yapılandırılan küresel bağlantılar öğrenme alanının temel amaçlarından biri de gelişen dünyanın gündemini takip eden, karşılaştığı sorunlara çözüm üretebilen etkin ve sorumlu Türk vatandaşları yetiştirmektir. Bu araştırmanın amacı, 2018 yılında güncellenen Sosyal Bilgiler Öğretim Dersi Programı’yla yeniden yapılandırılan sosyal bilgiler ders kitaplarının (4-7. sınıflar) öğrenme alanları ve konu başlıkları içerisinde vurgulanan küresel yansımalarını ortaya koymaktır. Sosyal bilgiler ders kitaplarındaki küresel yansımaları incelemek ve değerlendirmek için nitel yaklaşımlarda sıkça tercih edilen doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın veri kaynaklarını, 2019-2020 eğitim-öğretim yılında Talim Terbiye Kurulu tarafından onaylanan 4, 5, 6. ve 7. sınıflara ait sosyal bilgiler ders kitapları oluşturmaktadır. Ders kitapları, içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre ders kitaplarında küreselleşmenin yansımalarına en çok 7. sınıf ders kitabında yer verilirken, onu sırasıyla 6.sınıf, 4.sınıf ve 5.sınıf ders kitabı izlemektedir. Ayrıca ders kitaplarında küresel yansımaların daha çok bilim ve teknoloji, sosyo-kültürel boyutlarda ele alındığı görülmektedir. Diğer yandan sosyal bilgiler ders kitaplarında küresel yansımalarıyla ele alınan konuların bir kısmının Türkiye ekseninde veya Türkiye’den yola çıkarak aktarıldığı görülmektedir. Özellikle uluslararası insani yardımlar (Yeşilay, Kızılay, TDV, TİKA vb.), uluslararası kuruluşlar (TÜRKSOY, Türk Konseyi vb.), küresel göç gibi konular bu duruma örnek gösterilebilir. Bunun karşın dünyanın birçok farklı ülkelerine (Finlandiya, İngiltere, İskoçya, Japonya, Şili, Hindistan) ilişkin tanıtımlar, tarihi eserler ve doğal varlıklara ilişkin örnekler, ders kitaplarında konuların tamamen Türkiye veya Türk Devletleri ekseninde ele alınmadığını da ortaya koymaktadır. Ders kitaplarında küreselleşen dünyanın geleceğine ilişkin, akıllı telefon, tablet, akılı saat, genel ağ gibi günümüz teknolojilerinin yanında, “yapay zekâ uzmanı, yazılım mühendisi, sosyal medya uzmanlığı” gibi geleceğin meslekleri ve “İHA, 3D Yazıcı, nano teknoloji, uçan araba” gibi geleceğin teknolojik gelişmeleri de anlatılmaktadır. Ancak ders kitaplarında küresel vatandaşlık ve uluslararası kadın hakları gibi konulara yeterince değinilmediği görülmektedir. Ortaya çıkan sonuç, sosyal bilgiler programında ve ders kitaplarında iyileştirmeleri zorunlu kılarken, sosyal bilgiler programını ve ders kitaplarını hazırlayanlar veya eğitim alanındaki politikalara yön verenlerin tüm dünyayı etkileyen küreselleşmeyle ilgili daha spesifik adımlar atmasını zorunlu hale getirmektedir.
  • Öğe
    7. sınıf sosyal bilgiler dersinde köşelenme tekniği kullanımının öğrencilerin akademik başarılarına etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Keskinoğlu, Raziye; Özkaral, Tuğba Cevriye
    Bu araştırmanın amacı, aktif öğrenme yöntemleri içerisinde yer alan köşelenme tekniğinin 7. sınıf sosyal bilgiler dersinde uygulanarak, öğrencilerin akademik başarısına etkisini ortaya koymaktır. Bu araştırma kapsamında araştırmacı tarafından, 7. Sınıf sosyal bilgiler ders kitabında yer alan "İnsanlar, Yerler ve Çevreler" ünitesi için köşelenme tekniği kullanılarak bir ders planı hazırlanmıştır. Çalışmada nicel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan yarı deneysel desen modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2021-2022 eğitim-öğretim yılında, Konya il merkezinde yer alan bir devlet ortaokulunda öğrenim gören 7. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Deney ve kontrol grubuna öğrenciler bir önceki yılın karne notlarına bakılarak seçilmiştir. Araştırmanın katılımcı sayısı deney grubunda 24, kontrol grubunda 23 olmak üzere toplam 47 kişiden oluşmaktadır. Deney grubuna araştırmacı tarafından köşelenme tekniği kullanılarak hazırlanmış ders planına göre konu anlatımı yapılmıştır. Kontrol grubuna ise devlet okulunda görevli öğretmen tarafından programa dayalı öğretim yöntemine göre konu anlatımı yapılmıştır. Uygulama öncesinde her iki gruba araştırmacı tarafından hazırlanmış olan akademik başarı testi öntest olarak uygulanmıştır. 5 haftalık ders anlatımı sonrasında, her iki gruba akademik başarı testi bu kez sontest olarak uygulanmıştır. Araştırmacı tarafından hazırlanan akademik başarı testi için madde güçlük analizi, madde ayırt edicilik analizi ve güvenirlik (KR-20) analizi yapılmıştır. Akademik başarı testi toplam 25 sorudan oluşmaktadır. Uygulama sonrasında elde edilen veriler istatistiksel yöntemler kullanılarak analiz edildi. Katılımcıların deney ve kontrol gruplarına göre dağılımlarının belirlenmesinde frekans ve yüzde analizi yapılmıştır. Öğrencilerin öntest ve sontest başarı puanlarına göre betimsel analiz yapılmıştır. Araştırmanın alt problemlerinin incelenmesinde verilerin dağılımı Shapiro-Wilk testi ile analiz edilmiştir. Yapılan analize göre verilerin normal dağıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Deney ve kontrol grupları arasındaki farkın belirlenmesinde bağımsız örneklem t-testi kullanılmıştır. Deney ve kontrol grubunun kendi içinde ön test ve son test puanları arasındaki farkların belirlenmesi için bağımlı örneklem t-testi yapılmıştır. Sonuç olarak bakıldığında deney ve kontrol grubunun öntest ve sontest puanları karşılaştırılmış, deney grubu lehine anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırma, ders anlatımında köşelenme tekniğinin kullanıldığı deney grubunun, programa dayalı öğretim yöntemiyle dersin anlatıldığı kontrol grubundan akademik olarak daha başarılı olduğu sonucunu ortaya koymaktadır.
  • Öğe
    Türk dili ve edebiyatı ders kitaplarının şiir ünitelerindeki etkinliklerin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Temiz, Büşra; Oktay, Metin
    Türk eğitim sisteminde öğretim programı 2005 yılına kadar davranışçı eğitim modeline göre düzenlenmekteydi. Davranışçı eğitim modeli etki ve tepki genellemeleriyle kurulan ödül ve ceza sistemine dayalı eğitim modelidir. Dersler sunuş stratejisine göre işlenir ve öğrenci pasif konumdadır. Öğrenciye deneyim fırsatı tanımayan bu yaklaşımda bilgilerin kalıcılığı sağlanamamaktadır. Bu sebeplerle eğitim sisteminde yenileşmeye gidilmiş ve yapılandırmacı eğitim modeli benimsenmiştir. Yapılandırmacı eğitim modelinde öğrenci aktif, öğretmen ise rehberdir. Bilginin kazanımı öznelleştiğinden her bireyin bilgiyi kazanma şekli de kendi yaşantısına göre şekillenecektir. Derslerde her bireyi aktif kılmak ise farklı yöntem ve teknikler kullanılması ile mümkün olacaktır. 2005 yılından bu yana yapılandırmacı modeli kabul ettiğimiz hâlde eğitim sistemimizde bu model tam olarak yerleşememiştir. Öğretmenlerin eski öğretme alışkanlıklarını bırakmamasının yanında ders kitaplarının da yapılandırmacı yaklaşımı tam olarak desteklemediği görülmektedir. Ders kitaplarından istenilen düzeyde verim alınabilmesi ve hedef kazanımlara ulaşılabilmesi için ünite etkinliklerinin yapılandırmacı yaklaşımı destekliyor olması ve öğretim programı hedeflerine de birebir uygun olması gerekmektedir. Bu çalışmada Türk dili ve edebiyatı ders kitaplarının şiir ünitelerindeki etkinlikler incelendi. Araştırma yöntemi olarak nitel araştırma yöntemini kullanıldı. Giriş bölümünde çalışmanın problem durumuna, amaç ve önemine değinildi. Daha sonra Türk dili ve edebiyatı ders kitaplarının ünite yapısı, şiir türü önemi, şiiri oluşturan unsurlar, yapılandırmacı yaklaşımda etkinlikle öğretim ve yapılandırmacı yaklaşımın getirisi öğretim stratejileri yöntem ve teknikleri kavramsal çerçeveleri çizildi. Çalışmanın üçüncü bölümünde daha önce yapılmış alan çalışmalarına, dördüncü bölümünde çalışma yöntemine yer verildi. Bulgular kısmında, şiirde şekil ve yapı, içerik, dil ve anlatım, dönem ve yazar kazanımlarına yer verilme durumu, daha sonra öğretim tekniklerine yer verilme durumu belirlenip sınıflandırıldı. Her ders kitabındaki toplam etkinlik sayısı belirlenip, belirlenen alt amaç kazanımlarının toplam etkinlik sayısı içinden yüzdesi alınarak sonuçlar tablolaştırıldı. Yüzde tabloları öğretim programında yer alan amaç ve kazanımlar ölçütünde incelenip değerlendirmelerde bulunuldu. Değerlendirmeler sonucunda alan çalışmalarına katkı sağlayacağı düşünülen öneriler geliştirildi.
  • Öğe
    Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinin ders kitaplarına bağlılık durumları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Karaaslan, Elif Emine; Oktay, Metin
    Araştırmanın genel amacı Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinin öğretimin ana materyali olan ders kitaplarına bağlılık durumlarını incelemektir. Bu incelemeyi yapmak için öğretmenlere 5'li Likert tipi ölçek uygulanmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmaya 2022-2023 eğitim öğretim yılında Ankara ili merkez ilçelerinde görev yapan 207 Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni katılmıştır. Sonuçlar SPSS programında analiz edilmiştir. Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinin ders kitaplarına bağlılıkları ölçekten elde edilen sonuçların ortalamasına göre belirlenmiştir. Cinsiyet, yaş, hizmet yılı, mezun olunan fakülte ve eğitim durumu değişkenleri ile öğretmenlerin ders kitaplarına bağlılık durumları arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığı incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre öğretmenlerin ders kitaplarına bağlı olmadıkları izlenirken öğretmenlerin ders kitaplarına bağlılık durumlarının değişkenlere göre anlamlı derecede farklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    11. sınıf Suriyeli öğrencilerinin göç konusundaki bilişsel yapıları ve metaforik algıları (Kilis ili örneği)
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Kirtiş, Muzaffer; Bozyiğit, Recep
    İnsanlar var olduğu tarihten bu yana sürekli hareket halinde olmuşlardır. Beklentileri, ihtiyaçları ve daha iyi yaşam koşullarına sahip olmak için göç etmişlerdir. Göç hareketleri kimi zaman gönüllü olarak kimi zaman ise zorunlu olarak gerçekleşebilmektedir. Savaş, iç karışıklıklar, zulüm gibi şiddet uygulamalarının yaşandığı yerlerden, insanların yaşamını ve huzurunu sağlamaya yönelik göç etmeleri zorunlu göç olarak gerçekleşen göçlerdendir. 2011 yılından itibaren ülkelerindeki şiddet uygulamaları ve iç savaştan kaçan Suriyeliler ülkemizde mülteci olarak yaşamaktadırlar. Mülteci nüfusun en yoğun olduğu Kilis ilinde bizzat göç olayını yaşamış Suriyeli öğrenciler buradaki okullarda eğitim hayatlarına devam etmektedirler. Bizzat zorunlu olarak göç etmiş öğrencilerin gözünden göç kavramını yorumlamak, öğrencilerin göç konusuna yönelik bilişsel yapılarını tespit etmek amacıyla yapılan bu araştırmada; Kilis ilinde yaşayan, 11. sınıfta öğrenim gören 110 Suriyeli öğrenci araştırmanın çalışma grubunu oluşturmuştur. Bu araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim (fenomenoloji) deseni kullanılmıştır. Kelime İlişkilendirme Testi (KİT) aracılığıyla yapılan bu araştırmada öğrencilerden göç kavramına yönelik akıllarına gelen kelimeleri belirli bir sürede yazmaları istenmiştir. Elde edilen verilerin çözümlenmesi aşamasında nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Öğrencilerin göç kavramına yönelik verdiği cevaplar frekanslara ayrılarak hem kategorize edilmiş hem de bilişsel yapılarını ortaya koymak amacıyla kavram ağları oluşturulmuştur. Elde edilen bulgulara bakıldığında ise öğrencilerin göç kavramını çoğunlukla olumsuz kelimelerden türettikleri tespit edilmiştir. Öğrenciler göç kavramına yönelik cümleleri, göç ettikleri süreçteki kelimelerden oluşmaktadır. Öğrencilerin göç konusundaki öğrenmelerine baktığımız zaman; öğrencilerin göç konusuna yönelik kelimeler ve cümlelerin okulda öğrenmeden ziyade bizzat göç olayına katılmış olmalarından dolayı yaşayarak öğrenmelerinden gerçekleştiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak elde edilen bulgulara göre öğrencilerin göç konusundaki bilişsel yapılarının daha çok yaşayarak öğrenme ürünü oldukları ve göç konusunu çoğunlukla olumsuz kelimelerle açıkladıkları ortaya konmuştur. Kelime ilişkilendirme testlerinin ise öğrencilerin bilişsel yapılarını ortaya koymada etkili bir yöntem olduğu söylenebilir.
  • Öğe
    Coğrafya eğitiminde alan çalışmalarına bir örnek: Ereğli-Konya fiziki coğrafyası
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Akçay, Abdullah Ender; Bozyiğit, Recep
    Çalışmada uygulamalı olarak Coğrafya Dersi Öğretim Programlarında bulunan 130 kazanımın içinde yer alan fiziki coğrafya ile ilgili 53 kazanıma karşılık olarak Ereğli fiziki coğrafyasında karşılanma düzeyinin tespitinin yapılması amaçlanmıştır. Bu çalışma nitel araştırma yöntemlerinden olan Delphi tekniği ile gerçekleştirilmiştir. Ereğli- Konya fiziki coğrafya özelliklerinin Coğrafya Dersi Öğretim Programlarıyla karşılaştırılması ve birbirleriyle olan örtüşmeleri incelenmiştir. Çalışma sonucunda; 2018-CDÖP'de yer alan fiziki coğrafya ile ilgili toplam 53 adet kazanımdan çeşitli sınıf düzeyi ve fiziki coğrafya ile ilgili ünitelerden toplam 49' unun (%92,4) karşılama düzeyini yüksek oranda gerçekleştirdiği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Reşat Nuri Güntekin'in hikâyelerinde eğitim unsurları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Yurtseven, Esma; Koçer, Gülsün
    Cumhuriyet öncesi ve sonrası Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından olan Reşat Nuri Güntekin roman, tiyatro, hikâye ve gezi yazısı türlerinde eserler vermiştir. Yazar, romancı kimliği ile ön plana çıksa da hikâyeci kimliği de vardır. Çalışmada, Reşat Nuri Güntekin'in hikâyelerindeki eğitim unsurları ele alınmıştır. Reşat Nuri Güntekin, Türk edebiyatının önemli yazarları arasındadır. Sanatçı, asıl mesleği olan öğretmenliği ikinci plana atmamıştır. Uzun yıllar millî eğitimin farklı kademelerinde çalışan Güntekin öğretmenlik, müdürlük, müfettişlik ve Unesco temsilciliği yapmıştır. Bu sebeple eserlerinde mesleğinin izleri geniş yer tutmaktadır. Reşat Nuri Güntekin'in eserlerinden yola çıkarak öğretmenliğe başladığı 1912 yılından emekli olduğu 1954 yılına kadar olan dönemin eğitim anlayışı, Güntekin'in konu ile ilgili görüş düşünce ve eleştirileri hakkında da bilgi edinmek mümkündür. Öğretmen-yazar olan Güntekin, eserlerini yazdığı dönemde toplumdaki sorunları, aksaklıkları, Anadolu insanının formal ve informal eğitim anlayışını eserlerinde işlemiştir. Bu yönüyle onun eserleri eğitim konusunda yaşanan aksaklıklar, toplumun eğitime bakışı gibi konular hakkında bilgi vermesi açısından da önemlidir. Yazarın hikâyeleri de romanları kadar önemlidir. Toplumun her kesiminden insanları hikâyelerinde işleyen Güntekin, bu insanların sorunlarını ve bu bağlamda dönemin sorunlarını ele almıştır. Reşat Nuri Güntekin'in aile kavramına bakışı, eğitim sorunları hakkındaki düşünceleri ve sunduğu çözüm önerileri de hikâyelerine yansımıştır. Reşat Nuri Güntekin'in eserleri ile ilgili yapılan çalışmaların önemli bir kısmı yazarın romanları ve romancı kimliği üzerinedir. Bazı çalışmalar sanatçının eğitimci yönünün kapsasa da, söz konusu çalışmalar romanlarla sınırlıdır. Sanatçının hikâyeciliği ile ilgili çalışmalar genel çerçevede, yapı ve tema incelemeleridir. Bu çalışmayla Reşat Nuri Güntekin'in hikâyelerinde yer alan eğitim unsurlarının tespit edilmesi, eserlerin yazıldığı dönemde halkın eğitim anlayışı, eğitimde yaşanan sorunlar, yazarın eğitime dair meseleleri eserlerine nasıl yansıttığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Hazırlamış olduğumuz bu çalışmada örneklem; Reşat Nuri Güntekin'in kendisi tarafından yayımlamış olan Tanrı Misafiri, Sönmüş Yıldızlar, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler, Eski Ahbap adlı hikâye kitaplarıdır. Bu kitapların içinde yer alan yüz sekiz hikâye taşıdığı eğitim unsurları açısından incelenmiştir. Yapılan çalışmada yazarın eserlerinde eğitim konusuyla ilgili meseleleri, aile ve okul üzerinden işlediği görülmüştür. Ahlak kavramını da ele alan yazar bunu, aldatılan ve dolandırılan insanlar üzerinden işlemiştir. Yeni kurulan devletin ilke ve inkılaplarını benimseyen yazar toplumun dinî duygularını suiistimal eden din adamlarını eserlerinde işlemiş ve kurguladığı ideal kahramanlar aracılığıyla gelenek ve din eleştirisi yaparken yeni devletin ilke ve inkılaplarını da halka tanıtmıştır. Bunun yanında yazarın eğitime ve eğitimcilere eleştirel bir gözle baktığı ve eğitim sorunlarını eserlerinde işlediği görülmüştür. Bu nedenle Reşat Nuri Güntekin'in eserleri edebiyatımızda eğitim açısından önemli bir yere sahiptir.
  • Öğe
    Mükerrem Kâmil Su'nun romanlarında eğitim konusu
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Kılınç, Yurdagül; Koçer, Gülsün
    Mükerrem Kâmil Su'nun Romanlarında Eğitim Konusu, isimli çalışmada yazarın yetişkinler için olan yirmi bir romanı incelenmiştir. Yazarın çocuklar için yazdığı romanları da bulunmaktadır fakat bu romanlar çalışmaya dahil edilmemiştir. Mükerrem Kâmil Su, Cumhuriyet döneminin ilk kadın öğretmenlerinden biridir. Oldukça idealist biri olduğunu gerek yazılarından gerek ise yaptığı çalışmalardan anlamaktayız. Yazar Atatürk İlke ve İnkılaplarını romanlarında sıklıkla işler. Romanlar yazıldıkları dönemi mutlaka yansıtırlar; millî mücadele ve yazarın yaşadığı dönem romanlarda bir fon olarak kullanılır. Yirmi bir romanın tamamında başkahramanlar kadınlardır. Yazar romanlarında bir kadın imajı yaratmak istemektedir. Yazar kadının toplumda eğitimli bir birey olarak var olmasını istemekte ve buna uygun karakterler oluşturmaktadır. Bununla birlikte söz konusu romanlarda geleneksel anlayışı benimsemiş eğitimsiz kadınlar da romanlarda yer almaktadır. Romanlarda eğitimli kadınlar başlarına kötü olaylar gelmesine rağmen ayakta kalıp mutlu olmanın bir yolunu bulurlar, eğitimsiz kadınlar ise mutsuzluğa sürüklenirler. Romanlardaki karakterler; öğretmen, doktor ve avukat olarak karşımıza çıkar. Herhangi bir devlet dairesinde çalışan, iş adamı olan karakterler de olmakla birlikte roman kahramanlarının büyük çoğunluğu öncelikle öğretmenler daha sonra doktor ve avukatlardan oluşur. Kadın öğretmenler çoğunlukla idealist karakterlerden oluşur. Her zaman Anadolu'da çalışmak isterler. Fakat bu kasabalarda köylerde asla huzuru bulamazlar ve buraların bağnazlığı ve ahlâksızlığı ile mücadele etmek zorunda kalırlar. En sonunda da memleketleri olan büyük şehre geri dönerler. Romanlardaki kadın öğretmenler, Mükerrem Kâmil Su'nun hayatından izler taşımaktadır. Öğretmenlikten emekli olduktan sonra ya da öğretmenlik yaptıkları esnada kitap yazmaları. Balıkesir, Ankara ve İstanbul üçgeninin romanlardaki ağırlıklı mekânları oluşturması bu izlerden sadece bir kaçıdır. Mükerrem Kâmil Su'nun eserlerinde eğitim beş ana başlık çerçevesinde incelenmiştir. 1- Ailede Eğitim, 2- Kadın Eğitimi, 3- Öğretmen Karakterler, 4- Sanat ve Eğitim. Çalışmanın sonucunda görülmüştür ki aile, evlilik, sanat, eğitim hepsi birbirinin içinde yer almakta birbirini tamamlamaktadır. Eğitimin olmadığı bir yerde sanatın olamayacağı romanlarda vurgulanır. Hemen hemen bütün eğitimli karakterler, özellikle yazarın ilk romanlarında, sanata karşı derin bir ilgi beslemektedirler.
  • Öğe
    Ortaokul öğrencilerinin "ortak miras" kavramına ilişkin metaforik algıları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Büyükdikmen, Fadimana Rabia; Özkaral, Tuğba Cevriye
    Bu araştırmanın amacı, ortaokul öğrencilerinin "ortak miras" kavramına ilişkin algılarını metaforlar aracılığıyla tespit etmektir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Nitel araştırma desenlerinden olgu bilim (fenomenoloji) kullanılmıştır. Araştırma Konya ilinde bulunan 5 ortaokulda, 2021-2022 eğitim öğretim yılında 6. ve 7. sınıflarda öğrenim gören 296 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırma ile ilgili verileri toplamak amacıyla birinci kısmı öğrencilerin cinsiyet bilgilerini, ikinci kısmı "Ortak miras …..… gibidir, çünkü ……." cümlesini içeren bir form kullanılmıştır. Toplanan veriler anlamlı ve sistematik yapılara dönüştürülmek üzere 'içerik analizi' işlemlerine tabi tutulmuştur. Araştırma verilerinin analizleri sonucunda, öğrencilerinin ortak miras kavramını 136 yakın metafor ile açıkladıkları tespit edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre, öğrencilerin ortak miras kavramını açıklamak için, en çok kitap, hazine ağaç, ip, su, zaman, zincir, altın, güneş, ışık, elmas, bilgi, bina, deniz, dünya, gen, kumbara, telefon, yemek, anne-baba, arkadaş, ay, bağ, birleştirici, dağ, emek, fener, göl, internet, kalem, kültür, merdiven, para, akarsu, anı, antika, ayna, değer, flash bellek, hediye, köprü, mücevher, öğretmen, resim, tarihi eser, teknoloji, uzay ve yol metaforlarını kullandıkları tespit edilmiştir. Öğrenciler tarafından ifade edilen metaforların ortak özellikleri göz önünde bulundurularak 20 farklı kategori oluşturulmuştur. Buna göre, 'Geçmiş ve gelecek bağlantısı açısından ortak miras' kategorisi37, 'öğreticilik açısından ortak miras' kategorisi 37, 'değerlilik açısından ortak miras' kategorisi 32, 'birikerek/çoğalarak ilerleme bakımından ortak miras' kategorisi 30, 'nesilden nesile aktarım açısından ortak miras' 22,'yol göstericilik açısından ortak miras' 18,'süreklilik açısından ortak miras' 16,'evrensellik açısından ortak miras' 16, 'birleştiricilik açısından ortak miras' 15, 'kalıcılık bakımından ortak miras' 14, 'gelişme gösterme açısından ortak miras' 11, 'paylaşımcılık açısından ortak miras' 11,'fayda sağlama açısından ortak miras' 10, 'emeksellik açısından ortak miras' 6, 'önemlilik açısından ortak miras' 5, 'kapsayıcılık açısından ortak miras' 5, 'aşamalılık bakımından ortak miras' 5, 'tamamlayıcılık açısından ortak miras' 4'kolaylaştırıclık açısından ortak miras' 2 metafor içermektedir. Çalışmada son olarak, öğrencilerinin ortak miras kavramını açıklamak geliştirdikleri metaforlar kategorilerinin öğrencilerin cinsiyetlerine göre nasıl farklılaştığı incelenmiş ve kategorilere göre bazı farklılıklar ortaya çıktığı belirlenmiştir. Çalışmada, öğrencilerin ortak miras kavramına ilişkin metaforları daha çok somut ya da nesnel olgu veya kavramlarla ifade ettikleri görülmüştür. Örneğin, şiir, roman vb. edebi ve soyut kavramlar çok daha az kullanılmıştır. Bu doğrultuda, ortaokul ders içeriklerinde öğrencilerin soyut ve edebi kavramları geliştirebilmelerine yönelik iyileştirmeler yapılması önerilmektedir.
  • Öğe
    Sosyal bilgiler öğretiminde 5 ve 6. sınıf kültür ve miras öğrenme alanlarında sanal müze kullanımına yönelik öğretmen görüşleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Şen, Hatice; Yılmaz, Aysun Aynur
    Tez No İndirme Tez Künye Durumu 783290 Pdf dosyası Ek-rar dosyası Sosyal bilgiler öğretiminde 5 ve 6. sınıf kültür ve miras öğrenme alanlarında sanal müze kullanımına yönelik öğretmen görüşleri / Teacher's opinions on the use of virtual museums in 5th and 6th grade culture and heritage learning areas in social studies teaching Yazar:HATİCE ŞEN Danışman: DR. ÖĞR. ÜYESİ AYSUN AYNUR YILMAZ Yer Bilgisi: Necmettin Erbakan Üniversitesi / Eğitim Bilimleri Enstitüsü / Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı / Sosyal Bilgiler Eğitimi Bilim Dalı Konu:Eğitim ve Öğretim = Education and Training Dizin: Onaylandı Yüksek Lisans Türkçe 2023 129 s. Müzeler, Sosyal Bilgiler dersinde başvurulan önemli öğrenme ortamlarıdır. Geleneksel eğitim, öğrencinin pasif, edilgen konumda olduğu öğrenme ortamı sunarken, çağdaş eğitim ile birlikte bu tutum yön değiştirmiştir. Çağdaş eğitim sistemiyle öğrenci aktif, bilgiyi araştıran konuma getirilmiştir. Eğitim sisteminin çağdaşlaşmasıyla birlikte öğrenci yaparak, yaşayarak ve deneyimleyerek öğrenme fırsatı bulmuştur. Müzeler, çağdaş eğitim ile birlikte önemli eğitim ortamları haline gelmiştir. Müze, insanlığın somut mirasını toplayan, koruyup muhafaza eden, halka sunan ve geçmiş ile bugün arasında köprü vazifesi gören kurumlardır. Günümüzde teknolojinin hızla geliştiği bilişim çağında müzeler, sergileme görevini sanal veya mobil uygulamalar gibi teknolojik alt yapıya dayanan uygulamalar ile de yapmaktadır. Bir müze türü olan sanal müzeler, herhangi bir yerde bulunduğumuz ortamdan başka bir yerdeki müzeye erişim sağlayarak ziyaret yapabilme fırsatı sunan önemli platformlardır. Sosyal Bilgiler, bünyesinde barındırdığı bilimler düşünüldüğünde dersin işlenişinde müze veya sanal müze kullanımının önemli olduğu görülmektedir. Araştırmanın amacı, Sosyal Bilgiler dersinde sanal müze kullanımı doğrultusunda özellikle 5.sınıf Kültür ve Miras öğrenme alanı ile 6.sınıf Kültür ve Miras öğrenme alanı konularının aktarımında sanal müze kullanımına yönelik öğretmen görüşlerinin alınması ile bulgular elde etmektir. Araştırmanın çalışma grubunu Konya ilinin Karatay, Meram ve Selçuklu merkez ilçelerinde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda görev yapan Sosyal Bilgiler öğretmenleri oluşturmaktadır. 29 öğretmen ile görüşme yapılmış fakat yeterli veri sağlamadığı için 24 öğretmen ile yapılan görüşme formları değerlendirilmiştir. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Verilerin analizinde içerik analizi kullanılarak toplanan veriler araştırmacı tarafından çözümlenmiştir. Araştırma bulguları ve sonuçlarını ele aldığımızda sanal müze kavramı hakkında öğretmenlerin farkındalıklarının olduğu öğretmenler ile yapılan görüşmede belirlenmiştir. Sanal müze kavramı ile ilgili birçok tanım yaptıkları fakat bu tanımlar sonucu görüşleri arasında farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Öğretmenlerin sanal müzeyi kullanma durumlarına bakıldığında görüşleri arasında farklılıklar olmadığı, kullanan öğretmenlerin genel olarak ilgili konu ve kazanım doğrultusunda kullandıkları tespit edilmiştir. Sosyal Bilgiler dersinin işlenişinde sanal müze kullanımı ile ilgili herhangi bir yerde örnek veya uygulama görüp görmedikleri sorulmuş ve bulgulardan hareketle görüşleri arasında farklılıklar olduğu belirlenmiştir. Ayrıca Sosyal Bilgiler dersinde 5 ve 6.sınıf Kültür ve Miras öğrenme alanı konularının aktarımında, sanal müzelerden doğa,tarihi güzelliklerin tanıtılmasında ve kültürel değerlerin öğretiminde, anlatılan dönemlerdeki devletlere ait yazılı ve yazısız eserlerin gösterilmesinde ayrıca konuları görsellerle somutlama amacıyla kullanılabileceği öğretmen görüşlerinden hareketle tespit edilmiştir. Bulgulardan hareketle bu öğrenme alanında sanal müze kullanımına en uygun Tarihe Yolculuk, Yeni Yurt Anadolu ve Türklerin Anayurdu Orta Asya konuları olduğu belirlenmiştir. 5 ve 6. Sınıf Kültür ve Miras öğrenme alanlarında sanal müzelerden yararlanılmasının öğrenci başarısı üzerinde kalıcı öğrenmeler sağlaması anlamında etki yapabileceği ayıca sanal müzelerin eğitim ortamı üzerinde olumlu yönde etkisinin olduğu öğretmen görüşleri sonucunda tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Altıncı sınıf sosyal bilgiler öğretim programının ve uygulamaların öğrencilere üst düzey düşünme becerileri kazandırma durumlarının öğretmen görüşlerine göre incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Ovacık, Safiye; Yılmaz, Aysun Aynur
    Bu araştırmanın amacı 2018 Sosyal Bilgiler Öğretim Programı'nda yer alan altıncı sınıf kazanımlarının öğrencilerin eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, problem çözme ve karar verme becerilerini geliştirme durumu ve öğretmenlerin bu becerileri kazandırmak için ne tür uygulamalar yaptıklarına yönelik öğretmen görüşlerinin tespit edilmesidir. Nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışmasının kullanıldığı bu araştırmanın çalışma grubunu, 2021-2022 öğretim yılında Konya ilinin Karatay, Meram ve Selçuklu ilçelerinde yer alan ortaokullarda görev yapmakta olan sosyal bilgiler öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma grubu, maksimum çeşitlilik örnekleme yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Araştırmaya 11 ortaokulda görev yapan altıncı sınıf sosyal bilgiler dersine giren 24 sosyal bilgiler öğretmeni katılmıştır. Araştırma kapsamında veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Öğretmenlerle yapılan görüşmeler araştırmacı tarafından yazılı olarak kaydedilmiş, elde edilen veriler betimsel analiz tekniği uygulanarak çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda araştırmaya katılan öğretmenlerin büyük çoğunluğu 6. sınıf sosyal bilgiler öğretim programında yer alan kazanımları eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, problem çözme ve karar verme becerisini geliştirdiğini ifade etmişlerdir. Öğretmenler, programın olayların nedenlerini sorgulatıp olaylar arasında karşılaştırma yapma fırsatı sunarak öğrencilere eleştirel düşünme becerisi kazandırdığını belirtmişlerdir. Öğrencilere karşılaştıkları problemler karşısında nasıl davranacağını öğreten, öğrencileri karar verme durumunda bırakarak ileride doğru karar vermelerine alt yapı oluşturan, öğrencilerin yaratıcı düşünme becerilerini geliştiren, özgün fikirler üretmesine olanak sağlayan bir program olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenler, öğrencilere üst düzey düşünme becerilerini geliştirecek uygulama yapma noktasında program dışı fiziksel nedenlerden kaynaklanan sorunlar yaşadıklarını belirtmişlerdir. Öğretmenlerin, öğrencilere tüm üst düzey düşünme becerilerini kazandırmak için soru-cevap, beyin fırtınası, örnek olay ve problem çözme gibi yöntem ve teknikleri kullandıkları tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Sosyal bilgiler öğretmen adaylarının etkin vatandaşlık kavramına ilişkin bilişsel yapılarının incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Yeni, Zeynep; Yılmaz, Aysun Aynur
    Sosyal bilgiler dersinin ana amacı etkin vatandaşlar yetiştirmektir. Etkin vatandaşlık eğitimi ile öğrenciler eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, etkili iletişim becerileri, empati kurma, yardımlaşma, dayanışma vb. farklı tutum ve davranışlar geliştirebilirler. Bunun akabinde gelecekte kendilerine ve çevrelerine karşı sorumluluklarının bilincinde, görevlerini yerine getiren örnek vatandaşlar olarak yaşamlarını sürdürürler, farklı bakış açılarına, tutum ve değerlere saygı gösterirler. Karşı karşıya kaldıkları sorunların çözümünde anayasada belirtilen hak ve özgürlüklerini kullanır ve olaylar karşısında makul, barışçıl çözümler geliştirirler. Değişen zaman koşulları ve gereksinimleriyle devlet sistemleri kendisini meydana getiren kimselere karşı bazı yükümlülükler getirmektedir. Sürekli değişen toplum yapısı içinde devletler vatandaşlarına ve kendine yönelik görev paylaşımlarını şekillendirerek çağa ayak uyduracak biçimde düzenlemektedir. Hedeflenen insan modelinin geliştirilmesi, toplum değerlerinin bireylere kazandırılması vatandaşlık eğitiminin verilmesiyle gerçekleşmektedir. Vatandaşlık bilinci, bireyleri hem devletle hem de içinde yaşadıkları toplumla buluşturan bir köprüdür. Araştırmada nitel araştırmaya dayalı olgubilim/fenomenoloji deseni kullanılmıştır. Bu araştırma sosyal bilgiler bölümü öğretmen adaylarının "etkin vatandaşlık" kavramı ve beraberinde ele alınan "hak", "sosyal bilgiler", "sorumluluk", "vatan" ve "vatandaş" kavramlarına yönelik algılarını kelime ilişkilendirme testi ile tespit etmektir. Ayrıca bu çalışma lisans öğrenimine devam eden 1. Sınıf, 2.sınıf, 3.sınıf ve 4. Sınıf sosyal bilgiler öğretmen adaylarına uygulanarak karşılaştırmalı bir yaklaşımla verilen anahtar kavramlara ilişkin algılarında meydana gelen değişim ortaya konmuştur. Araştırma bulgularını ve sonuçlarını ele aldığımızda anahtar kavram olarak verilen etkin vatandaş kavramıyla birlikte hak, sosyal bilgiler, sorumluluk, vatan ve vatandaş kavramlarını öğretmen adaylarının yeterli sayıda cevap kelime üretebildikleri ve ilgili kavramlarla ilişkilendirdikleri tespit edilmiştir. Anahtar kavram olarak verilen kavramlardan sosyal bilgiler, vatan ve etkin vatandaşlık kavramlarına sayıca daha fazla kelime üretebildikleri hak, sorumluluk ve vatandaş kavramına sayıca daha az kelime üretebildikleri ortaya konmuştur. Genel anlamda öğretmen adaylarının sosyal bilgiler dersinin temel kavramlarına ilişkin algılarının yeterli düzeyde olduğu ortaya konmuştur. Sosyal bilgiler öğretmen adaylarının KİT' de yer alan etkin vatandaşlık, hak, sosyal bilgiler, sorumluluk, vatan ve vatandaş anahtar kavramlarıyla ilgili ifade etmiş oldukları cümleler değerlendirildiğinde anahtar kavramları bilimsel bilgi içeren cümlelerle ifade ettikleri ortaya konmuştur. Sınıf düzeyi arttıkça bilimsel bilgi içeren cümle sayısının da arttığı görülmüştür. Ayrıca öğretmen adaylarının anahtar kavramlara yönelik kavram yanılgılarının çok olmadığı ortaya konmuştur.
  • Öğe
    Şanlıurfa ağzı söz varlığı
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Çınar, Sibel; Öztürk, Rıdvan
    Ağız; aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü konuşma dilidir. Türkler gibi köklü bir geçmişi olan bir milletin dili de âdeta bir ağız deryâsı misâlidir. Türkiye Türkçesi ağızlarından biri de kendine has özellikleri bulunan Şanlıurfa ağzıdır. Bu çalışmayla Şanlıurfa ağzının söz varlığını gün ışığına çıkaran bir sözlük oluşturulmuştur. Elde edilen kelimeler, kavrambilim çerçevesinde "ziraat ile ilgili kavramlar, mutfak kültürünü yansıtan kavramlar, hayvancılık ile ilgili kavramlar, akrabalık isimleri, kişiler için kullanılan tâbirler, çocuklar ile ilgili kavramlar, oyun isimleri, meslek isimleri, mimarî kültürü yansıtan terimler, hastalık isimleri, düğün âdetleri ile ilgili kavramlar, gök bilimi ile ilgili terimler, renk isimleri, organ isimleri, zaman bildiren ifâdeler, ünlemler, deyimler, beddualar, musiki ile ilgili terimler, eşya isimleri, ikilemeler, fiiller "başlıkları altında tasnif edilmiştir. Bunun hâricinde Şanlıurfa özelinde tespit edilen kelimeler (dar bölge kelimeleri) üzerinden Şanlıurfa ilinin kültürel dokusu tahlil edilmiştir. Taranan kaynaklar ışığında, Şanlıurfa ağzının fonetik ve morfolojik farklılıkları örnekler üzerinden incelenmiştir. Ayrıca Şanlıurfa ağzındaki bazı kelimelerin tarihî uzantıları tespit edilerek kelimelerin tarihî seyirleri hakkında bilgi verilmiştir. Şanlıurfa ağzının söz varlığını ortaya koyarak bir dizin oluşturduğumuz bu çalışmada; Türkiye'de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü, temel kaynak kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra çalışmanın sözlük kısmını oluştururken Urfa Ağzı, Urfa Merkez Ağzı, Urfa Ağzı Sözlüğü, Siverek Merkez Ağzı, Şanlıurfa Atasözleri ve Deyimleri Sözlüğü ve Tanıklarıyla Urfaca Urfalıca adlı eserlerden faydalanılmıştır.