Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Anabilim Dalı koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 10 / 10
  • Öğe
    Ortaokul öğrencilerinin tam sayılarla toplama işleminde kullanılan temsiller üzerindeki göz hareketlerinin incelenmesi: Bir göz izleme çalışması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Karaca, Hilmi; Ertekin, Erhan; Çağıltay, Kürşat
    Temsiller, matematik eğitiminde, fikirlerin veya ilişkilerin yerini alarak somutlaştırma, dönüştürme ve temsil etme işlevi görürler. Öğrenciler, matematiksel temsillerle etkileşime girdiklerinde, gözlenmesi zor olan birçok bilişsel faaliyeti gerçekleştirebilmektedir. Bu bilişsel faaliyetlerin ortaya çıkarılması, matematik eğitimi açısından oldukça önemlidir. Gelişen teknoloji ile göz izleme yöntemi gibi yaklaşımlar bilişsel faaliyetlerin incelenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, ortaokul öğrencilerinin tam sayılarla toplama işleminde sıklıkla kullanılan sayma pulu, sayı doğrusu, sembolik ve sözel temsil üzerindeki göz hareketlerinin incelenmesidir. Çalışmaya ortaokul 7. sınıfta öğrenim gören 85 (40 kız ve 45 erkek) öğrenci katıldı. Göz hareketi verileri uygun olmayan 21 öğrencinin verilerinin çıkarılması ile 64 öğrencinin verileri analizlere dahil edildi. Veri toplama sürecinde göz izleme uygulamalarında her bir temsil türünden üçer tane olmak üzere 12 tam sayılarla işlemler sunumu kullanıldı. Göz izleme verileri GazePoint GP3 (60 Hz) göz izleyici ile toplandı ve Gazepoint Analysis Professional Edition programı ile analiz edildi. Göz izleme yöntemi ile sayısal ve görsel veriler elde edildi. Bu sebeple, çalışma nicel ve nitel unsurlar içermektedir. Çalışmanın nicel boyutunda, öğrencilerin göz hareketlerinden elde edilen sayısal veriler kullanılmıştır. Bağımsız değişkenler, dört farklı temsil türü olan sözel temsil, sembolik temsil, sayı doğrusu temsili ve sayma pulu temsilidir. Bağımlı değişkenler, dört temsil türü üzerindeki bakış süreleri, sabitlenme sayıları ve sabitlenme süreleridir. Öğrencilerin temsiller üzerindeki göz hareketlerine ait görsel dokümanlar (ısı haritaları ve bakış yolları) çalışmanın nitel verilerini oluşturmaktadır. Bu dokümanlar ile öğrencilerin temsiller üzerinde nasıl göz hareketleri sergiledikleri, hangi noktalara daha fazla odaklandıkları ve öğrencilerin temsiller üzerindeki göz hareketlerinde benzerliklerin veya farklılıkların bulunup bulunmadığı incelendi. Öğrencilerin temsiller üzerinde göz hareketleri hem temsil bazında hem de temsiller arasındaki ilişkiler bağlamında incelenmesi sebebiyle çalışmanın nitel boyutu, bütüncül çoklu durum çalışması niteliğindedir. Sayma pulu temsilinde, en fazla sabitlenme ve en uzun süre bakış SPc (toplanacak sayıları temsil eden pulların bir araya geldiği) üzerinde gerçekleşti. Sayı doğrusu temsilinde öğrenciler, SDa (birinci okun ucu ile ikinci okun başlangıç noktası) ilgi alanı üzerinde daha uzun süre odaklandı. Ancak SDb’de sabitlenmelerin süresi daha fazla gerçekleşti. Sembolik temsil ilgi alanları üzerindeki bakış süresi, sabitlenme sayısı ve sabitlenme süresi arasında fark gözlenmedi. Temsil türleri birbiri ile karşılaştırıldığında, öğrenciler sözel temsil üzerinde daha fazla sabitlenerek ve daha uzun süre bakarak nasıl odaklandıkları incelendi. Ancak sözel temsil üzerindeki sabitlenme süreleri diğer temsillere kıyasla oldukça düşüktü. Katılımcıların temsiller üzerindeki bakışlarına ait modellerin içerik analizi sonucu, ilişkilendirme (geriye dönük, döngüsel, taramalı ve çapalı bakış), desen (bütünlük ve tekrar durumu) ve gezinme (kısa, orta ve uzun gezinme) olmak üzere üç tema elde edildi. Sayma pulu, sayı doğrusu ve sembolik temsilde çapalı bakışlar daha az gözlendi. Sayma pulu ve sembolik temsilde tekli bütüncül desen daha sık gözlenirken sayı doğrusunda çoklu bütüncül desen daha sık gözlendi. Sözel temsillerde eylem belirten sözcüklere durum belirtilen sözcüklerden daha fazla odaklanma gözlendi. Başarı düzeyleri arttıkça geriye dönük, döngüsel, çapalı bakış sergileme durumunun azaldığı, döngüsel bakış sergileme durumunun arttığı belirlendi. Düşük başarılı katılımcılar yüksek başarılı katılımcılara kıyasla daha fazla tekrarlı desen ve daha uzun gezinmeler sergilediği belirlendi. Elde edilen bulgular, tam sayılarla toplama işlemi, matematiksel temsil ve göz izleme literatürleri bağlamında tartışıldı ve öğretmenler ve araştırmacılar için öneriler sunuldu.
  • Öğe
    İlköğretim matematik öğretmen adaylarının blok tabanlı programlamayı kullanma süreçleri ve tasarlanan öğrenme ortamlarının incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Turan, Selva Büşra; Erdoğan, Ahmet
    Bu çalışmanın amacı, ilköğretim matematik öğretmen adaylarının; Matematik Dersi Öğretim Programı’nda (Ortaokul 5, 6, 7 ve 8. Sınıflar) yer alan kazanımların öğretiminde blok tabanlı bir programlama aracı olan Scratch’i eğitim-öğretim sürecine nasıl entegre ettiklerini araştırmaktır. Araştırmanın çalışma grubunu bir devlet üniversitenin İlköğretim Matematik Öğretmenliği Lisans Programı 2. sınıfında (IV. yarıyıl) öğrenim gören Algoritma ve Programlama dersine kayıtlı olan 73 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmada hem nitel hem nicel yöntemlerin bir arada kullanıldığı karma yöntem benimsenmiştir. Araştırmanın nicel boyutunda deneme modellerinden tek grup öntest-sontest zayıf deneysel desen; nitel boyutunda ise bütüncül tek durum deseni benimsenmiştir. Uygulama süreci ilköğretim matematik öğretmen adaylarının bir dönem boyunca aldıkları “Algoritma ve Programlama” dersi kapsamında 14 hafta boyunca gerçekleştirilmiştir. Öğretmen adaylarına Scratch programı eğitimi verilmiştir ve Scratch programı entegre edilmiş ders planları sunulmuştur. Verilen eğitimin ardından öğretmen adaylarından Scratch programında projeler ve Scratch ile entegre edilmiş ders planları hazırlamaları istenmiştir. Araştırmada nitel veriler; araştırmacı tarafından geliştirilen Ders Planı Formu ve Öğretmen Adayları Görüşme Formu aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmada nicel veriler; Yadav vd. (2014) tarafından geliştirilen ve araştırmacı tarafından uyarlanan Bilgisayar Bilimi Tutum Ölçeği, Korkmaz vd. (2017) tarafından geliştirilen Bilgi İşlemsel Düşünme Beceri Ölçeği, Çetin ve Erdoğan (2018) tarafından geliştirilen Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi Ölçeği, Dr. Scratch Değerlendirme Aracı ve Scratch Projeleri Değerlendirme Rubriği aracılığıyla toplanmıştır. Nitel verilerin analizinde içerik analizi yöntemi; nicel verilerin analizinde ise Wilcoxon işaretler sıralı testi, bağımlı gruplar için t-testi ve betimsel analiz yöntemleri kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda öğretmen adayları tarafından Scratch’i ders planlarına entegre ederken tercih ettikleri öğrenme alanlarına bakıldığında; genel olarak ders planlarında sayılar ve işlemler öğrenme alanından kazanım seçildiği tespit edilmiştir. Scratch projelerinin ders planlarında entegre edildiği bölüm (giriş, geliştirme, ölçme- değerlendirme) açısından; öğretmen adaylarının Scratch projelerini en fazla giriş+ölçme değerlendirme bölümüne entegre ettikleri; ders planları yalnız üç bölüm açısından bakıldığında ise Scratch’in daha çok ölçme-değerlendirme bölümüne entegre edildiği görülmüştür. Scratch projelerinin öğrenme alanı bazında entegre edildiği plan bölümüne bakıldığında; her öğrenme alanında en fazla ölçme-değerlendirme bölümüne; en az ise giriş bölümüne entegre edildiği belirlenmiştir. Scratch projelerini kullanma biçimleri açısından; ders planlarının geliştirme bölümünde yer alan projelerin çoğunlukla önceden hazırlanıp sınıfa getirilecek şekilde planlandığı; öğrencinin aktif bir şekilde programlama sürecine katılarak dersin işlenmesinin ise daha çok geometri ve ölçme öğrenme alanı için planlandığı tespit edilmiştir. Scratch projeleri ders planlarının giriş bölümüne, çoğunlukla derse olan ilgiyi, merakı, motivasyonu arttırmak için entegre edilirken; projelerin ders planlarının geliştirme bölümüne daha çok dersi verimli anlamlı işleme ve konuyu pekiştirmek, tekrarı sağlamak için entegre edildiği tespit edilmiştir. Scratch’in ders planının ölçme-değerlendirme bölümüne entegre edilmesinin nedeni ise oyun ile değerlendirme yapmaya olanak sağlaması olduğu belirlenmiştir. Scratch entegrasyonu sürecinin öğretmen adaylarının Bilgi İşlemsel Düşünme Becerileri üzerinde ve Bilgisayar Bilimi Tutumlarında bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Sürecin öğretmen adaylarının Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi (TPAB) gelişimleri üzerine ise AB ve TPAB boyutlarına orta düzeyde etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Scratch kullanarak hazırladıkları projelerde kullandıkları programlama kavramlarına bakıldığında; öğretmen adaylarının proje geliştirdikçe rubrikte yer alan ölçütlerin birçoğunun kullanım durumlarında artış olduğu; Rubrikte yer alan ölçütlerin başlangıçta (5. sınıf) hazırlanan projelere kıyasla; sürecin sonuna doğru (8. sınıf) hazırlanan projelerde daha sıklıkla yer aldığı tespit edilmiştir. Öğretmen adayları Scratch programını kullandıkça hazırlanan projelerin bilgi işlemsel düşünme kavramlarının yeterlilik düzeyinde olumlu yönde artışın sağlandığı tespit edilmiştir. Öğretmen adayları çoğunlukla bir öğretim aracı olan Scratch’i kullanmanın matematik öğretimini eğlenceli hale getireceği, öğretim-yöntem zenginliği sağlayacağı görüşünde oldukları belirlenmiştir.
  • Öğe
    ADDIE Tasarım Modeline Göre 7.Sınıf Matematik Dersi Geometri ve Ölçme Öğrenme Alanında Öğrenme Ortamı Tasarlanması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Taş, Sevinç; Yavuz, Ayşe
    Bu araştırmanın amacı, 7. sınıf öğrencilerinin matematik dersi geometri ve ölçme öğrenme alanı konularına yönelik ADDIE tasarım modeline göre öğrenme ortamı tasarlamaktır. Araştırma modeli olarak karma yöntem araştırma desenlerinden iç iç geçmiş desen kullanılmıştır. Çalışmanın nicel kısmında yarı deneysel desen, nitel kısmında ise görüşme ve öz değerlendirme gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu 2020- 2021 öğretim yılının 2. döneminde, Karaman ilinde bir devlet ortaokuluna devam eden öğrencilerden oluşmaktadır. Çalışma grubunun deney grubu öğrencileri ile ADDIE tasarım modeline göre tasarlanan ders ortamına dayalı, kontrol grubu öğrencileri ile 7. sınıf öğretim programı çerçevesinde ders kitabına dayalı olarak öğretim gerçekleştirilmiştir. ADDIE tasarım modeli çerçevesinde tasarım aşamasında gerçekleştirmek amacıyla GeoHepta isimli mobil uygulaması geliştirilmiştir. Geliştirilen bu mobil uygulama kullanılarak deney grubu öğrencileri ile öğretim gerçekleştirilmiştir. GeoHepta uygulaması, ADDIE öğretim tasarım modeline göre hem tablet bilgisayar hem de cep telefonu ile uyumlu çalışan, 7. sınıf matematik dersinin geometri ve ölçme öğrenme alanı konularına yönelik ve 5E öğrenme modeline dayalı olarak geliştirilmiştir. Geliştirilme aşamasına destek olma amacıyla 2019-2020 eğitim öğretim yılında GeoHepta mobil uygulaması kullanılarak pilot çalışma yapılmıştır. Araştırmanın nicel verileri, “Mobil Uygulama Kullanılabilirlik Ölçeği”, “Uzaktan Eğitime Yönelik Görüşleri Ölçeği” ve akademik başarılarını belirlemek için araştırmacı tarafından geliştirilen “7. sınıf Geometri ve Ölçme Öğrenme Alanına İlişkin Başarı Testi” ile elde edilmiştir. Nitel verilerin toplanmasında ise yarı yapılandırılmış görüşme formu ve öz değerlendirme formları kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre ADDIE tasarım modeline göre geliştirilen öğrenme ortamının öğrenciler üzerinde başarıyı arttırdığı görülmüştür. Aynı zamanda bu öğrenme ortamı uzaktan eğitime yönelik öğrenci görüşleri üzerinde olumlu yönde etkili olmuştur. ADDIE tasarım modeline göre geliştirilen mobil uygulamanın kullanılabilir düzeyde olduğu belirlenmiştir. Covid-19 pandemisi nedeniyle öğrencilerin öğrenmesine destek arayışıyla mobil uygulamaya yönelik eğilimler artmıştır. Bu bağlamda çalışmamızda da incelendiği üzere öğrencilerin bu öğretim tasarımına olan ilgileri yapılan görüşme formunda ortaya çıkmıştır. ADDIE öğretim tasarımına göre tasarlanan öğrenme ortamında öğretimin gerçekleştirildiği deney grubu öğrencileri GeoHepta mobil uygulamasının konuların istekli, aktif ve keyifli bir ortamda öğrenilmesini sağladığını ifade etmişlerdir. Benzer mobil uygulamaların matematik derslerinde farklı konular için kullanılabileceğini belirtmişlerdir. Araştırmanın sonucunda, elde edilen sonuçlara bağlı olarak bazı önerilerde bulunulmuştur. Öğrencilerin başarıları üzerindeki etkisine dayanarak matematik dersinin farklı öğrenme alanlarına yönelik mobil uygulamalar geliştirilerek öğretim sırasında ve sonrasında öğrencilerin bu uygulamadan faydalanmalarının desteklenilmesi önerilmiştir.
  • Öğe
    Lineer Cebir Dersinde Çoklu Temsil Temelli Ve Probleme Dayalı Öğretimin Öğretmen Adaylarının Düşünme Yapılarına, Anlama Boyutlarına, Akademik Başarılarına ve Özyeterlik Algılarına Etkisi
    (Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Altınbaş Ayyıldız, Atiye; Solak, Süleyman; Ertekin, Erhan
    Bu çalışmanın amacı, ilköğretim matematik öğretmeni adaylarının lineer cebir dersinde sergiledikleri anlama boyutlarını belirlemek ve çoklu temsil temelli ve probleme dayalı öğretimin öğretmen adaylarının performanslarına, düşünme yapılarına, anlama boyutlarına ve özyeterlik algılarına etkisini incelemektir. Araştırmanın katılımcılarını, 2018-2019 öğretim yılında İç Anadolu bölgesinde bir devlet üniversitesinin farklı iki eğitim fakültesinde İlköğretim Matematik Öğretmenliği bölümünün 2. sınıfında öğrenim görmekte olan öğretmen adayları oluşturmaktadır. Araştırmanın yöntemi özü itibari ile deneysel olup, deneysel kısımdan elde edilen nicel verilerin nitel verilerle desteklenmesi nedeniyle araştırma deseni karma yöntem olarak belirlenmiştir. Uygulama sürecinde lineer birleşim, lineer bağımlılık/bağımsızlık, germe, baz, lineer denklem sistemi, lineer dönüşüm kavramlarıyla ilgili GeoGebra yazılımından yararlanarak geliştirilen görsel materyaller, bu kavramların gerçek hayattaki uygulamalarından esinlenerek oluşturulan senaryolar ve çalışma yaprakları kullanılmıştır. Araştırmada veriler; Umay (2001) tarafından hazırlanman "Matematiğe Karşı Özyeterlik Algısı Ölçeği", Presmeg (1985) tarafından geliştirilen "Matematik Süreç Aracı" ve araştırmacılar tarafından geliştirilen açık uçlu sorulardan oluşan "Lineer Cebir Performans Testi" ve "İlişkilendirme Görüşme Formu" aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin nicel analizinde betimsel istatistiklerden, bağımlı gruplar t-testinden, Wilcoxon işaretli sıralar testinden, tek yönlü varyans analizinden, Kruskal Wallis testinden, iki yönlü kay kare testinden, Spearman Rho korelasyon katsayısı tekniğinden, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon katsayısı tekniğinden, McNemar testinden, McNemar Bowker testinden ve tekrarlı ölçümler için tek yönlü varyans analizinden; nitel analizlerde ise sürekli karşılaştırmalı analizden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda lineer cebir dersini çoklu temsil temelli ve probleme dayalı öğrenen ilköğretim matematik öğretmeni adaylarının, formalizme dayalı geleneksel öğretimle öğrenen ilköğretim matematik öğretmeni adaylarına göre daha başarılı olduğu ve bu yaklaşımların özyeterlik algısını geliştirmede daha etkili olduğu görülmüştür. Bununla birlikte, karşılaştırma grubunda anlamlı bir farklılaşma olmadığı tespit edilen anlama boyutlarının, çalışma gruplarında zenginleştiği belirlenmiştir. Çalışma gruplarında uygulanan öğretim yaklaşımlarının kavram bazında sergilenen anlama boyutlarına farklı yansımaları olduğu ve anlamanın eksik boyutlarını tamamlama yönünde etkili olduğu tespit edilmiştir. Kavramlar arası ilişkilendirmede, yüksek düzeyde lineer cebir performansı sergileyen öğretmen adaylarının, orta ve düşük düzeyde lineer cebir performansı sergileyen öğretmen adaylarına göre daha başarılı oldukları belirlenmiştir. Ayrıca, öğretmen adaylarının kavramlar arası ilişkilendirmede en çok formal/işlemsel, en az uzaysal ilişkilendirme biçimlerinden yararlandığı tespit edilmiştir. Öğretmen adaylarının lineer cebir kavramları arası ilişkilendirmedeki yanılgılarının, daha çok çalışmaya konu olan kavramlarla ilgili teoremlere ilişkin yanılgılarından ve bu kavramlara ilişkin yanlış çıkarımlarda bulunmalarından kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    6. sınıf matematik dersi geometri ve ölçme öğrenme alanında geliştirilen bir sanal manipülatif takımının (MATMAP) öğrencilerin akademik başarılarına, geometriye yönelik tutumlarına ve geometrik muhakeme süreçlerine etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2019) Mutluoğlu, Ahmet; Erdoğan, Ahmet
    Bu çalışmanın amacı, 6. sınıf matematik dersi geometri ve ölçme öğrenme alanına dönük bir sanal manipülatif takımının tasarlanması, uygulanması ve etkisinin değerlendirilmesidir. Bu kapsamdaFischbein'in (1993) "Şekilsel Kavram Teorisi", Moyer'in (2016) sanal manipülatifler için çizdiği teorik çerçeve ve yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı esas alınarak MATMAP adı verilen bir sanal manipülatif takımı geliştirilmiştir. Araştırmada MATMAP'ın öğrencilerin akademik başarılarına ve geometriye yönelik tutumlarına etkisinin belirlenmesi ve öğrencilerin geometrik muhakeme süreçlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda araştırmada karma yöntem kullanılmıştır. Araştırmanın nicel kısmında yarı deneysel desen, nitel kısmında ise iç içe geçmiş tek durum deseni benimsenmiştir. Deney grubundaki derslerde öğrenme sürecinde MATMAP kullanılırken kontrol grubundaki dersler geleneksel öğrenme-öğretme ortamında yürütülmüştür. Araştırma kapsamındayürütülen derslerin tamamlanmasının ardındanfarklı başarı seviyelerine sahip deney grubu öğrencilerinin geometrik muhakeme süreçleri incelenmiştir. Araştırmanın verileri "başarı testi", "geometriye yönelik tutum ölçeği" ve "yarı yapılandırılmış görüşmeler" ile elde edilmiştir. Elde edilen nicel veriler t-testi ve ANCOVA testi ile analiz edilmiştir. Görüşme formundan elde edilen nitel veriler ise betimsel olarak analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre deney grubundaki öğrencilerin kontrol grubundaki öğrencilere göre istatistiksel olarak hem daha başarılı olduğu hem de geometriye yönelik daha fazla olumlu tutum geliştirdiği belirlenmiştir. Nitel bulgulara göre alt düzey başarıya sahip öğrencilerin geometrik muhakemelerinde çoğunlukla prototip şekil etkisinin baskın olduğu görülmüştür. Orta düzey ve üst düzey başarıya sahip öğrencilerin ise geometrik muhakemelerini kavram kontrolünde gerçekleştirebildikleri, buna karşın zaman zaman prototip şekil etkisiyle de muhakeme yaptıkları belirlenmiştir. Araştırmanın sonunda elde edilen sonuçlara dayalı olarak bazı önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Bilgi ve iletişim teknolojilerinin matematik eğitimi sürecine entegrasyonuna yönelik hizmet içi eğitim programı uygulaması ve etkililiği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2018) Kaleci, Fatih; Cihangir, Ahmet
    Bu çalışmanın amacı, Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) Entegrasyonu Modellerinden SAMR Modeline yönelik matematik öğretmenlerinin bilgi ve becerilerinin geliştirilmesini temel alan bir hizmet içi eğitim (HİE) kurs programı geliştirmek, uygulamak ve programın etkililiğini araştırmaktır. Puentedura (2006) tarafından geliştirilen SAMR Teknoloji Entegrasyon Modeline göre yapılandırılan kurs programında, matematik öğretmenlerine teorik bilgilerin verilmesinin yanı sıra, matematik öğretimi için geliştirilmiş bazı yazılımlar (Geogebra, Cabri 3D, The Geometer's Sketchpad, Tinkerplots), öğrenme nesneleri ve çeşitli Web 2.0 araçları (Kahoot, Socrative, Mindmeister, Edmodo, Plickers, Google Docs, Prezi, Google Classroom, Padlet) tanıtılmış, öğretim programına ve SAMR modeline uygun olarak hazırlanan ders planları doğrultusunda kurs boyunca uygulamalar yapılmıştır. Çalışmada veri toplama araçları olarak, Hizmet İçi Eğitim İhtiyaç Belirleme Anketi, TPAB Ölçeği, BİT Kullanımına Yönelik İnanç ve Tutum Ölçekleri, öğretmen-öğrenci mülakatları, sınıf içi gözlem çizelgesi, araştırmacı günlükleri ve kurs değerlendirme anketi kullanılmıştır. Uygulama öncesinde ve sonrasında yapılan mülakatlar ses kaydına, uygulama boyunca gerçekleştirilen ders gözlemleri ise video kaydına alınmıştır. Çalışmadan elde edilen nitel verilerin analizi, betimsel ve içerik analizi teknikleri birlikte kullanılarak MAXQDA 12 paket programı ile nicel verilerin analizi ise betimsel istatistikler, bağımlı gruplar t testi, Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılarak SPSS 25.0 programı ile yapılmıştır. Uygulanan hizmet içi eğitim kursunun, öğretmenlerin bilgi ve iletişim teknolojileri kullanımına yönelik inançlarını ve tutumlarını olumlu yönde değiştirmelerinde; TPAB yeterlik düzeylerini olumlu yönde geliştirmelerinde, bilgi ve iletişim teknolojilerini matematik öğretimi sürecinde derslerine entegre edebilme becerilerinin ve SAMR düzeylerinin artmasında etkili olduğu gözlenmiştir. Bu bağlamda tasarlanan hizmet-içi eğitim kursunun etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Ortaöğretim matematik öğretmeni adaylarının teknolojik pedagojik alan bilgisi (TPAB) yeterliklerindeki ve düzeylerindeki değişimin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2017) Çetin, İbrahim; Erdoğan, Ahmet
    Bu çalışmanın amacı ortaöğretim matematik öğretmeni adaylarının Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi (TPAB) yeterliklerindeki ve düzeylerindeki gelişimlerini incelemektir. Bu amaçla 10. Sınıf matematik dersi konuları seçilmiş ve karma yöntemler araştırması kullanılmıştır. Çalışma grubunu 2014-2015 güz döneminde bir devlet üniversitesinde pedagojik formasyon eğitimi alan ortaöğretim matematik öğretmen adayları oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında matematik öğretmenlerine yönelik TPAB yeterlik ölçeği geliştirilmiş ve öğretmen adaylarının TPAB ve alt bileşenlerindeki gelişimleri bu ölçek yardımıyla tespit edilmiştir. Araştırmanın güz dönemi başlangıcında, 33 öğretmen adayı TPAB bileşenleri doğrultusunda eğitimlere katılmışlardır. Öğretmen adayları on yedi hafta süren araştırmanın altı haftasında TPAB temelli ders planı hazırlama, matematik eğitiminde kullanılacak yazılım, interaktif site ve manipulatiflerin kullanımına ilişkin eğitim almışlardır. Daha sonraki beş hafta boyunca öğretmen adayları TPAB temelli ders planları hazırlayarak mikro öğretim uygulamaları gerçekleştirmişlerdir. Araştırmanın nicel verileri, geliştirilen TPAB ölçeği ile toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizi AMOS programı ile analiz edilmiştir. Ölçeğin geneline ilişkin hesaplanan Cronbach Alpha iç tutarlık katsayısının .98 ve ölçekte yer alan tüm maddeler için madde toplam korelasyonlarının .33 ile .86 arasında değiştiği gözlenmiştir. 5'li likert tipindeki 79 maddeden oluşan matematik öğretmenlerinin TPAB yeterliklerini ölçmek için geliştirilen bu ölçeğin hem araştırmacılar hem de eğitimciler tarafından kullanılabilecek yeterlikte güvenilir ve geçerli bir ölçme aracı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca 33 öğretmen adayından elde edilen nicel verilerin analizi ise SPSS 21.0 programı ile yapılmıştır. Buna göre ölçeğin genelinden ve alt boyutlarından elde edilen puanlar karşılaştırıldığında, bütün alt boyutlarda ve ölçeğin genelinde öğretmen adaylarının yeterlik düzeylerinin arttığı sonucu ortaya çıkmıştır. Araştırma sonuçlarına göre en fazla artışın PAB yeterlik düzeyinde olduğu gözlemlenmiştir. PAB'ı sırasıyla TB, TPAB, TPB, PB ve TAB boyutları izlemiştir. Araştırmanın nitel verileri ise maksimum çeşitlilik örneklemi oluşturacak şekilde seçilen üç öğretmen adayından elde edilmiştir. Araştırmanın nitel aşamasının verileri; görüşme formu, odak grup görüşme formu, TPAB rubriği, video kayıtları, ders planları ve dijital materyallerden elde edilmiştir. Araştırmanın nitel verilerin analizinde betimsel ve içerik analizi kullanılmıştır. Bütüncül çoklu durum incelemesinden elde edilen sonuçlara göre öğretmen adayları TPAB alt bileşenlerinde (etkinliğin amacı, öğrenci bilgisi, müfredat bilgisi, strateji bilgisi) keşfetme düzeyinde etkinlikler gerçekleştirmişlerdir. TPAB düzeyini alt bileşendeki en düşük düzey belirlediğinden her üç öğretmen adayının TPAB düzeyinin uyarlama düzeyinde olduğu tespit edilmiştir. Öğretmen adaylarının Teknoloji Destekli Matematik Öğretimi (TDMÖ) uygulamaları performansı göz önüne alındığında araştırma süresince aldıkları eğitimin öğretmen adaylarının TPAB gelişimlerini ve derslerine teknolojiyi entegre edebilme becerilerini artırdığını göstermiştir. Ayrıca görüşme ve odak grup görüşmesinden elde edilen veriler ışığında öğretmen adaylarının teknoloji ile öğretimi amaç bilgisi, strateji, yöntem ve teknik bilgisi, ölçme değerlendirme bilgisi ve karşılaştıkları zorluklara ilişkin bilgi düzeylerinin arttığı söylenebilir.
  • Öğe
    Ortaokul öğrencilerinin matematiksel oyun geliştirme süreçlerinin başarı, tutum ve problem çözme stratejilerine etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2016) Çetin, Özal; Doğan, Mustafa
    Bu çalışmanın amacı Ortaokul öğrencilerinin eğitsel matematik oyunu geliştirme sürecinin incelenmesi ve bu geliştirilen oyunların öğrencilerin başarı ve tutumlarına etkisini incelemektir. Araştırmada karma (nitel/nicel) yöntemden faydalanılmıştır. Nitel bölümde öğrencilerin eğitsel matematik oyunu geliştirme süreci incelenmiş ve betimsel yöntem kullanılmıştır. Araştırmanın nicel kısmında ise ön-test son-test kontrol gruplu deneysel desen tercih edilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 7. ve 8. sınıfında öğrenim gören 66 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında 2 deney ve 2 kontrol grubu oluşturulmuştur. Deney grubundaki öğrencilere eğitsel matematik oyun tasarımı içeren performans görevleri tercih edilirken, kontrol grubundaki öğrencilere eğitsel oyun tasarımı içermeyen performans görevleri tercih edilmiştir. Araştırmanın başında deney ve kontrol grubundaki öğrencilere ön-test olarak başarı testi ve tutum ölçeği uygulanmıştır. Araştırma süreci sonunda da deney ve kontrol grubu öğrencilerine son-test olarak başarı testi ve tutum ölçeği uygulanmıştır. Araştırmanın nicel verilerinin analizinde Mann-Whitney U, t-Testi ve Ki-Kare testlerinden; nitel verilerin analizinde ise performans görevlerinin kontrol listeleri ve başarı testlerinden faydalanılmıştır. Araştırma sonucunda; ortaokul öğrencilerinin eğitsel matematik oyunu geliştirme süreçleri tespit edilmiştir. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin uygulama sonrasında matematik başarılarının arttığı görülmüştür. Ancak deney ve kontrol grubu öğrencilerinin matematik başarıları arasında uygulamadan sonra anlamlı bir fark bulunamamıştır. Eğitsel oyun tasarımı yapmayan grubun ön ve son tutum puanları değişmezken, eğitsel oyun tasarımı yapan öğrencilerin tutum puanları artmıştır. Bu durum eğitsel oyun tasarımının matematik dersine yönelik tutum üzerinde olumlu etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Oyun tasarımı yapan öğrencilerin kullandıkları problem çözme stratejileri ile oyun tasarlamayan öğrencilerin kullanmış oldukları problem çözme stratejileri bazı kazanımlarda farklılaşmıştır ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildir.
  • Öğe
    Sorgulayıcı öğrenme yaklaşımıyla çoklu temsil destekli tam sayı öğretiminin 6. sınıf öğrencilerinin başarılarına, model tercihlerine ve temsiller arası geçiş becerilerine etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2016) Çetin, Hatice; Ardahan, Halil
    Bu araştırmanın amacı, "Tam sayılar" konusunun Sorgulayıcı Öğrenme (SÖ) yaklaşımı ve çoklu temsil destekli Dinamik Çoklu Modelleme (DÇM) ile öğretiminin, öğrencilerin başarılarına etkisini araştırmak, öğrencilerin "Tam sayılar" konusuna ilişkin model tercihlerini, temsiller arası geçiş becerilerini ve SÖ süreci aşamalarındaki yeterlilik düzeylerini ortaya koymaktır. Bu araştırma hem nicel hem de nitel araştırma desenli karma yöntem çalışmasıdır. Dinamik çoklu modeller, Tam sayılar konusunun öğrenilmesi ve 6. Sınıf öğrencilerinin başarılarına etkisini araştırmak amacı ile ilgili geliştirildiği için nicel araştırma deseni olarak, eşleştirilmiş örneklem, öntest - sontest deneysel desen seçilmiştir. Başarılarını detaylı incelemek amacıyla nitel durum desenlerinden durum çalışması deseni uygulanmıştır. Araştırmanın örneklemini, eşleştirilmiş örneklem yoluyla oluşturulmuş iki gruba dâhil etmek üzere 54 adet 6. sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Uygulama sürecinde, dinamik modellemeye dayalı orijinal geliştirilen öğretim materyalleri kullanılmıştır. Veri toplama araçları olarak, Başarı Testi, çalışma yaprakları ve yarı yapılandırılmış görüşme kayıtları kullanılmıştır. Nicel veriler SPSS 22.0 paket programıyla, nitel veriler ise betimsel analiz ve doküman incelemesi yoluyla yorumlanmıştır. Uygulama sonucunda, Tam sayılar konusunu SÖ yaklaşımıyla çoklu temsil destekli DÇM ile öğrenen öğrencilerin, geleneksel yöntemle öğrenen öğrencilere göre daha başarılı oldukları görülmüştür. Görüşmelerden elde edilen bulgularla birlikte, deney grubu öğrencilerinin model tercihlerinin kontrol grubu öğrencilerin model tercihlerine kıyasla daha çeşitli olduğu tespit edilmiştir. Çalışma yapraklarından elde edilen bulgularla, öğrencilerin çoğunluğunun, SÖ sürecinde, "modelleme" "veri toplama" "ilişkilendirme" adımlarında "genelleştirme" adımına göre daha iyi performans sergiledikleri görülmektedir. Bu araştırmada en önemli sonuç, 6. sınıf Tam sayılar konusunda geliştirilen özgün materyallerin öğrenci başarısını arttırdığıdır, bu doğrultudaki öneri ise DÇM yoluyla SÖ sürecinin öğrencilerin öğrenme süreçlerine katkı niteliği taşıyabileceğidir.
  • Öğe
    Geometri başarısını etkileyen faktörler: Bir yapısal eşitlik modellemesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2014) Ünlü, Melihan; Ertekin, Erhan
    Bu araştırmanın amacı, ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin geometriye yönelik tutum, özyeterlik ve kaygı gibi duyuşsal özelliklerinin ve bilişsel özelliklerden olan uzamsal görselleştirme becerilerinin, geometri başarısını yordamaları ile kendi aralarındaki ilişkinin belirlenmesidir. Tarama modelindeki bu araştırma 2012-2013 öğretim yılı ikinci döneminde Aksaray İli Merkez İlçedeki ortaokullarda öğrenim görmekte olan 487 öğrencinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri, araştırmacı tarafından geliştirilen "Geometri Tutum Ölçeği", "Geometri Kaygı Ölçeği", "Geometri İnanç Ölçeği", "Geometri Başarı Testi" , Cantürk-Günhan ve Başer (2007) tarafından geliştirilen "Geometri Özyeterlik Ölçeği" ve Yıldız (2009) tarafından Türkçe'ye uyarlanan "Uzamsal Görselleştirme Testi" ile toplanmıştır. Verilerin analizinde LISREL 9.1, AMOS 19.0 ve SPSS 17.0 programları kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre, öğrencilerin geometriye yönelik tutum ve özyeterlik düzeylerinin yüksek, geometriye yönelik kaygılarının ise orta düzeyde olduğu görülmüştür. Uzamsal görselleştirme becerilerinin düşük düzeyde ve geometri başarılarının orta düzeyde olması da araştırmanın sonuçları arasındadır. Araştırma bulguları, geometri başarısı, uzamsal görselleştirme becerisi, geometriye yönelik özyeterlik, tutum ve kaygı arasındaki tüm ikili ilişkilerin anlamlı olduğunu ortaya koymaktadır. Araştırmada ilgili literatür dikkate alınarak, araştırmacı tarafından bir model geliştirilerek, geometriye yönelik duyuşsal özellikler, uzamsal görselleştirme becerisi ve geometri başarısı değişkenleri arasındaki doğrudan ve dolaylı ilişkiler test edilmiştir. Uzamsal görselleştirme becerisi ile duyuşsal özellikler arasındaki ilişkinin; duyuşsal özellikler ile geometri başarısı arasındaki ilişkinin; uzamsal görselleştirme becerisi ile geometri başarısı arasındaki ilişkinin pozitif yönde ve anlamlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Duyuşsal özellikler uzamsal görselleştirme becerisinin %26'sını açıklarken, geometri başarısının %35'ini açıklamıştır. Geometriye yönelik duyuşsal özelliklerin, geometri başarısını dolaylı yordama gücünün ise %7 olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Geometri başarısı, geometriye yönelik tutum, geometriye yönelik özyeterlik, geometri kaygısı, uzamsal görselleştirme becerisi, yapısal eşitlik modellemesi