Temel Eğitim Anabilim Dalı Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 189
  • Öğe
    Öykü temelli hazırlanan bütünleştirilmiş sosyal-duygusal eğitim programının okul öncesi dönem çocuklarının öz düzenleme becerileri ve prososyal davranışlarına etkisinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Tosun, Deniz; Arslan, Emel
    Bu araştırmada; öykü temelli hazırlanan bütünleştirilmiş sosyal-duygusal eğitim programının okul öncesi çocuklarının öz düzenleme becerileri ve prososyal davranışlarına etkisi incelenmiştir. Deneme modelindeki araştırmanın çalışma grubunu 2022-2023 eğitim öğretim yılında Konya il merkezinde bir devlet okuluna bağlı anasınıfında öğrenim gören 5-6 yaş grubundaki 36 çocuktan oluşmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak; çocukların öz düzenleme becerilerini ölçmek için Bayındır ve Ural (2016) tarafından geliştirilen "Öz Düzenleme Becerileri Ölçeği"; prososyal davranışlarını ölçmek için Türkçeye uyarlama, geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Bağcı ve Öztürk Samur (2016) tarafından yapılan "Çocuk Prososyallik Ölçeği" kullanılmıştır. Çalışma grubu 18 i deneme, 18 i kontrol olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Her iki gruba da ön test olarak "Öz Düzenleme Becerileri Testi" ve "Çocuk Prososyallik Ölçeği" uygulanmıştır. Deneme grubundaki çocuklara 10 hafta boyunca haftada 4 gün 60 dakika süren “Öykü Temelli bütünleştirilmiş Sosyal-duygusal Eğitim Programı” uygulanmıştır. Bu süreçte kontrol grubu ise MEB okul öncesi eğitim programı çerçevesinde eğitime devam etmiştir. Eğitim programının bitiminin ardından deneme ve kontrol gruplarına son test olarak"Öz Düzenleme Becerileri Ölçeği" ve "Çocuk Prososyallik Ölçeği" tekrar uygulanmıştır. Araştırma verilerinin çözümlenmesinde SPSS 27.0 istatistik paket programı kullanılmıştır. Veri analizinde Mann Witney U Testi ve Wilcoxon işaretli sıralar testi işlemleri kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları ile deneme ve kontrol grubundaki çocukların öz düzenleme becerileri ve prososyal davranış becerileri ön test ve son test puan ortalamaları karşılaştırıldığında; deneme grubundaki çocukların ölçek puanlarındaki artışın kontrol grubu çocuklarına göre daha yüksek olduğu ortaya konmuştur. Deneme grubundaki çocukların son test puan ortalamalarındaki artışının kontrol grubu çocuklarına göre daha yüksek olması deneme grubundaki çocukların okul öncesi eğitim programına ek olarak “Öykü Temelli bütünleştirilmiş Sosyal-duygusal Eğitim Programı” ile eğitim almış olmalarıyla açıklanabilir. X Deneme ve kontrol grubundaki çocukların "Öz Düzenleme Becerileri " ve "Çocuk Prososyallik Ölçeği" ön test-son test puan ortalamaları karşılaştırıldığında deneme grubundaki çocukların puan ortalamalarının kontrol grubu çocuklarına göre artışının fazla olduğu görülmüştür. Kontrol grubunun ön test-son test puan ortalamalarındaki artış anlamlı görülmüştür. Bu durum uygulanan MEB okul öncesi eğitim programının öz düzenleme becerileri ve prososyal davranışlarına etkisini de ortaya çıkarmıştır. Deneme grubu çocuklarına dört hafta sonra yapılan kalıcılık testinde anlamlı bir fark ortaya çıkmadığı ve bu neticede, uygulanan programın okul öncesi dönem çocuklarının öz düzenleme becerileri ve prososyal davranışlarını artırmada kalıcı olduğu söylenebilir. Araştırma sonucunda, uygulanan Öykü Temelli bütünleştirilmiş Sosyal-duygusal Eğitim programının okul öncesi çocuklarının öz düzenleme becerileri ve prososyal davranış becerilerini olumlu yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    İlkokul üçüncü sınıf öğrencilerinin düşünme becerilerinin geliştirilmesine yönelik bir eylem araştırması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Kiraz, Osman; Saban, Ahmet
    Bu çalışmada, çocuklar için felsefe pedagojisi doğrultusunda uygulanan öğretim etkinliklerinin ilkokul üçüncü sınıf öğrencilerinin eleştirel, yaratıcı, özenli ve işbirlikli düşünme becerilerine katkısı incelenmiştir. Çalışma, nitel araştırma desenlerinden biri olan katılımcı eylem araştırması deseninde yürütülmüştür. Çalışma, 2022-2023 öğretim yılı bahar döneminde Konya ili Karatay ilçesinde bulunan bir devlet ilkokulundaki 12 üçüncü sınıf öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, çocuklar için felsefe pedagojisine uygun olarak araştırmacı tarafından hazırlanan toplam 10 eylem planı uygulanmıştır. Çalışmanın verileri, kamera kayıtları, araştırmacı ve rehber öğretmen tarafından gerçekleştirilen gözlemler, araştırmacı ve rehber öğretmen tarafından tutulan yansıtıcı günlükler ve her öğretim etkinliği sonrasında öğrencilerle gerçekleştirilen yarı-yapılandırılmış görüşmeler aracılığıyla toplanmış ve betimsel olarak analiz edilmiştir. Bulgulara göre, öğrencilerin dört temel düşünme becerisinde de gelişme gösterdiği ve bazı istenmeyen davranışlarında da iyileşmeler olduğu görülmüştür. Ayrıca, öğrencilerin çocuklar için felsefe etkinliklerine yönelik olumlu duygular geliştirdiği ve bu etkinliklerden keyif aldığı anlaşılmıştır.
  • Öğe
    Yansıtıcı düşünme becerisi ile ilgili yapılan lisansüstü tezlerin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Canlı, Züleyha; Mentiş Taş, Ayşe
    Bu araştırmada yansıtıcı düşünme becerisi üzerine 2017-2022 yılları arasında 5 yıllık süreçte yapılmış lisansüstü tezler incelenmiştir. Konuyla ilgili yapılan tezlerin farklı açılardan durumunu ortaya koymak amaçlanmıştır.Araştırma kapsamına alınan tezler; yıllar, üniversiteler, lisansüstü düzeyler, enstitüler, araştırmacının cinsiyeti, araştırma türleri, ana bilim dalı, örneklem oluşturma modeli, örneklem grubu, araştırma yöntemleri, konu, amaç, sonuç ve öneri gibi açılardan incelenmiştir. Araştırmada nitel araştırma modellerinden olan doküman incelemesi modeli kullanılmıştır. Araştırma için kullanılacak tezler YÖKTEZ üzerinden tarama yapılarak elde edilmiştir. Tarama sonucunda 166 adet teze ulaşılmıştır. Bu tezlerden internet ortamında erişimine açık olmasına izin verilmeyen, dili Türkçe olmayan ve problemin konusuna uygun olmayanlar elenerek, araştırmaya 122 tez dâhil edilmiştir. Bu tezlerden 90 tanesi yüksek lisans, 32 tanesinin doktora tezi olduğu görülmüştür. Elde edilen veriler içerik analizine tabi tutularak tema ve kategorilere ayrılıp, tablolaştırılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre en fazla tezin 2019 yılında yapıldığı ve çalışmaların çoğunun yüksek lisans türünde olduğu görülmüştür. İncelenen tezlerde araştırmacıların çoğunlukla kadın olduğu tespit edilmiştir. En çok çalışma yapılan üniversiteler, Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi olmuştur. Çalışmaların en çok Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde yapıldığı ortaya çıkmıştır. En çok nicel araştırma yöntemleri ve bu yöntemlerden deneysel yöntem ve ilişkisel tarama modeli en çok tercih edilenlerden olmuştur. Örneklem oluşturmada basit tesadüfi örneklem modeli kullanılmış, çalışma grubu olarak ortaokul öğrencileri seçilmiştir. İncelenen tezlerde konu dağılımına bakıldığında bir uygulamanın, programın, yöntemin yansıtıcı düşünmeye etkisine ilişkin araştırmalar ön plana çıkmıştır. Araştırmalarda en çok öğretim stratejilerinin, etkinliklerinin, uygulamalarının yansıtıcı düşünme üzerindeki etkisini incelemek amaçlanmıştır. Sonuç tablosuna baktığımızda kullanılan öğretim stratejilerinin, etkinliklerin, uygulamaların akademik başarıya, motivasyona, yansıtıcı düşünme becerisine olumlu yönde etki ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Türk çocuklarının sosyobilimsel konulara yönelik tutumları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Acar, Serem; Alkış Küçükaydın, Menşure
    Sosyobilimsel konular yaşadığı toplumdan beslenen ve toplumu da besleyen, üretmesini, tartışmasını yaşadığı çağı diğer çağlardan ayırt edecek yenilikler oluşturmasını sağlayan konulardır. Her yaştan insanı etkilemesi ve farklı düşüncelere açık olması, hayatımızı etkileyen konuları içinde barındırması sosyobilimsel konuları diğer konulardan ayırt eden özelliklerindendir. Fakat yapılan ulusal ve uluslararası alanyazın çalışmalarında sosyobilimsel konulara yönelik çalışmaların öğretmen adayları üzerinde çalışıldığı sıkça rastlanmıştır. İlkokul düzeyinde öğrenim gören öğrenciler üzerinde yapılan çalışmaların az olması bu çalışmanın belirleyici bir diğer etkeni olmuştur. Bu çalışmada Türk çocuklarının sosyobilimsel konulara yönelik tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Tutumların belirlenmesinde etkili olabilecek; öğrencilerin sınıf düzeyleri, cinsiyetleri, okul türü, cinsiyetleri, anne- baba eğitim durumları, fen bilimlerine olan ilgileri ve grup içi çalışmalara katılımları alt problemler olarak belirlenip amacına uygun veri toplanıp analizleri yapılmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden tarama deseni kullanılmıştır. Araştırmada uygun örnekleme tekniği kullanılmış olup, Konya ilinin Meram ve Karatay ilçelerine bağlı özel ve devlet ilkokullarında öğrenim gören 3. ve 4. Sınıflarda öğrenim gören 336 öğrenciden oluşmuştur. Veri toplama süreci 2022-2023 eğitim- öğretim yılının ilk yarısında gerçekleşmiştir. Bu süreçte öğrencilere “Kişisel Bilgi Formları” ve “Çocukların Sosyobilimsel Konulara Yönelik Tutumları Ölçeği’’ uygulanarak veriler toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde bağımsız örneklemler t-testi ile tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizleri sonucunda öğrencilerin cinsiyetleri, sınıf düzeyleri, öğrencilerin sosyobilimsel konulara yönelik tutumlarında anlamlı farklılıklar oluşturmadığı görülmüştür. Ancak öğrencilerin öğrenim gördükleri okul türünün, anne ve baba eğitim durumlarındaki farklılıklarının öğrencilerin sosyobilimsel konulara yönelik tutumlarında belirleyici bir farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte öğrencilerin fen bilimlerine olan ilgisi, bu amaca uygun hazırlanan konulara yönelik sınıf içi tartışmalara katılımları öğrencilerin sosyobilimsel konulara yönelik tutumlarında anlamlı etki ettiği görülmüştür. Elde edilen sonuçlar literatür ışığında tartışılmış ve alanyazına katkı sağlayacak öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    Scamper Tekniği Temelli Yaşam Becerileri Eğitim Programının 60-72 aylar arasındaki çocukların davranışlarına ve yaşam becerilerine etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) İnan, Selma; Yıldız Çiçekler, Canan
    Bu araştırmanın amacı, Scamper Tekniği Temelli Yaşam Becerileri Eğitim Programının 60-72 aylar arası çocukların davranışlarına ve yaşam becerilerine etkisinin incelenmesidir. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden öntest-sontest kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2022-2023 eğitim öğretim yılında Konya il merkezinde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı resmi bağımsız anaokulları ile resmi anasınıflarına devam eden 60-72 aylar arası ve basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile belirlenen 20 deney grubu 20 kontrol grubu çocuk oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen demografik bilgilerin yer aldığı soruları içeren “Kişisel Bilgiler formu”, çocukların yaşam becerileri düzeylerini belirlemek amacıyla “Okul Öncesi Dönem Yaşam Becerileri Ölçeği”, çocukların davranışlarını değerlendirmek amacıyla “Çocuk Davranışlarını Değerlendirme Ölçeği” uygulanmıştır. Araştırma kapsamında yaşam becerileri ve Scamper Tekniği ile ilgili literatür incelenerek 60-72 aylar arası çocuklar için kazanımı ve uygulanması uygun olan yaşam becerileri ve Scamper Tekniği uygulamaları belirlenmiştir. Belirlenen yaşam becerileri, Milli Eğitim Bakanlığı 2013 Okul Öncesi Eğitimi Programı‟nda yer alan kazanım ve göstergeler temel alınıp, Scamper Tekniği ile bütünleştirilerek Scamper Tekniği Temelli Yaşam Becerileri Eğitim Programı hazırlanmıştır. Hazırlanan eğitim programı uzman görüşüne sunulmuş ve uzmanların dönütleri doğrultusunda gerekli düzeltmeler yapılmıştır. Çocukların yaşam becerilerini geliştirmeyi amaçlayan Scamper Tekniği Temelli Yaşam Becerileri Eğitim Programı 24 etkinlikten oluşmaktadır. Araştırmacı tarafından uygulanan etkinliklerin tamamı sınıf içerisinde gerçekleştirilmiş ve haftada 2 gün birer etkinlik saati olacak şekilde 12 hafta boyunca uygulanmıştır. Uygulanacak etkinliğe göre araştırmacı tarafından sınıf ortamı düzenlenmiş ve hazırlıklar yapılmıştır. Etkinliklerin ardından çocukların istekleri doğrultusunda bazı etkinlikler tekrarlanmış ve çocukların etkinlikler ile ilgili duygu ve düşüncelerini belirtmeleri için gereken zaman verilmiştir. Çalışma sonucunda, deney ve kontrol grubuna uygulanan ön test sonuçları gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığını göstermiştir. Scamper Tekniği Temelli Yaşam Becerileri Eğitim Programı uygulanan deneme grubunun Okul Öncesi Dönem Yaşam Becerileri Ölçeği alt boyutları sosyal yaşam, sorumluluk, cinsiyet farkındalığı, karar verme, hayatta kalma, öz bakım son test puanları ön test puanlarına göre anlamlı düzeyde daha yüksek olduğuna ulaşılmıştır. Okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 60-72 aylar arası kontrol grubunun yaşam becerileri ve davranış düzeylerini belirlemek amacıyla uygulanan Okul Öncesi Dönem Yaşam Becerileri Ölçeği alt boyutları sosyal yaşam, cinsiyet farkındalığı, karar verme alt boyutları son test puanları ön test puanlarına göre anlamlı düzeyde farklılaştığı belirlenmiştir. Okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 60-72 aylar arasındaki çocukların yaşam becerilerini ölçek amacıyla uygulanan Okul Öncesi Dönem Yaşam Becerileri Ölçek alt boyutları puanlarına göre sosyal yaşam, sorumluluk, öz farkındalık, cinsiyet farkındalığı, karar verme, hayatta kalma ve öz bakım izleme puanları son test puanlarına göre anlamlı düzeyde farklılaştığı görülmüştür.
  • Öğe
    İlkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin olumlu toplumsal cinsiyet rollerinin geliştirilmesine yönelik bir eylem araştırması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Ölmez, Hülya; Saban, Ahmet
    Toplumlar, cinsiyet merkezli olarak bireylerden belli başlı rolleri benimsemelerini ve bu roller doğrultusunda davranmalarını beklemektedir. Bu roller bireylerin bulunduğu toplumun gelenek, inanç ve kültürüne göre değişim göstermektedir. Ayrıca, bu roller zamanla kalıp yargılara dönüşerek ve kadın-erkek arasında sosyal olarak sorunlar yaratarak eşitsizlik kavramını da beraberinde getirmektedir. Bu noktada olumlu toplumsal cinsiyet rolleri ediniminin bireylerin yaşamındaki önemi ortaya çıkmaktadır. Bireylerin toplumsal cinsiyet rolleri ediniminde ise aile ilk sırada yer alsa da eğitimin de önemli bir katkısı vardır. Özellikle küçük yaşlardan itibaren uygulamalı etkinlikler önem taşımaktadır. Bu kapsamda gerçekleştirilen bu eylem araştırmasında, uygulamalı öğretim etkinlikleri aracılığıyla ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinde olumlu toplumsal cinsiyet rollerinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultuda öncelikle mevcut durum tespit edilmiş ve sekiz hafta süresince toplam yedi öğretim etkinliği uygulanmıştır. Araştırma, 2021-2022 öğretim yılında Konya ili Çumra ilçesinde bulunan bir kamu ilkokulunda dördüncü sınıf düzeyinde öğrenim gören sekiz kız ve beş erkek olmak üzere toplam 13 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırmanın verileri katılımcı gözlem, anket, öğrenci günlükleri ve öğrenci ürünleri gibi veri toplama teknikleriyle elde edilmiş ve betimsel olarak analiz edilmiştir. Araştırmanın bulgularında katılımcıların toplumsal cinsiyet kavramıyla daha önce karşılaşmadıkları ve belli başlı toplumsal cinsiyet kalıp yargılarına sahip oldukları görülmüştür. Mevcut duruma yönelik uygulanan öğretim etkinliklerinin ardından öğrencilerin toplumsal cinsiyet kavramını eşitlikçi yönde açıklamaya çalıştıkları gözlenmiştir. Öğrencilerin gelenekçi bir anlayışla sahip oldukları kalıp yargıların yerine olumlu toplumsal cinsiyet rollerini benimsedikleri tespit edilmiştir. Bu araştırma, küresel anlamda önem arz eden olumlu toplumsal cinsiyet rollerinin ediniminde eğitim ortamının ve uygulamalı öğretim etkinliklerinin önemine dikkat çekmektedir.
  • Öğe
    Koronavirüs (Covid 19) pandemisi çerçevesinde sınıf öğretmenlerinin uzaktan eğitime yönelik yarar algılarının incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Albay, Hacer; Akandere, Osman
    Bu araştırmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin uzaktan eğitime yönelik yarar algılarının hangi düzeyde olduğunu belirlemektir. Çalışmanın örneklemi Koronavirüs (Covid 19) Pandemisi koşulları sebebiyle uzaktan erişim yoluyla ulaşım sağlanan 135 (kadın: 72, erkek:63) gönüllü sınıf öğretmeninden oluşmaktadır. Çalışmada öğretmenlerin uzaktan eğitime yönelik yarar algılarına ilişkin veriler Yıldız (2015) tarafından geliştirilen ' Uzaktan Eğitime Yönelik Yarar Algısı Ölçeği ' aracılığı ile toplanmıştır. Ölçek öğrenme yaşantılarının zenginliği, öğrenme ürünlerinin etkinliği ve sistem ekonomikliği alt boyutlarına sahiptir. Öğretmenlerden toplanan veriler istatistik programına kaydedilerek analiz edilmiştir. Dağılımın normalliğine karar vermek için Kolmogorov-Smirnov, normal dağılımın diğer varsayımları olan basıklık ve çarpıklık değerlerinden yararlanılmıştır. Bağımsız iki grup karşılaştırmasında t-testi (Independent sample t-testi) ilişkisiz iki ya da daha fazla grupların karşılaştırılmasında varyanslar homojenlik gösteriyorsa One Way ANOVA, varyanslar homojenlik göstermiyorsa Welch istatistiği kullanılmıştır. Araştırma neticesinde ulaşılan bulgulara göre sınıf öğretmenlerinin uzaktan eğitime yönelik yarar algılarında genel anlamda araştırmacı tarafından belirlenen değişkenlere göre (öğrenim durumu hariç) istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür. Öğretmenlerin uzaktan eğitime yönelik yarar algıları ile cinsiyet değişkeni arasında anlamlı bir farklılık saptanamamıştır. Ayrıca sınıf öğretmenlerinin uzaktan eğitime yönelik yarar algıları, mesleki kıdem değişkenine göre (0- 5 yıl, 6-10 yıl, 11-15 yıl, 16 ve üzeri) farklar oluştursa da bu farkın anlamlı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Aynı şekilde öğretmenlerin uzaktan eğitime yönelik yarar algılarının okuttukları sınıf düzeyine (1. Sınıf, 2. Sınıf, 3. Sınıf, 4. Sınıf ) göre ve sınıf öğretmenlerinin istihdam türlerine göre (ücretli, sözleşmeli, kadrolu) anlamlı bir farklılık olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın diğer bir alt problemi olan öğrenim durumu değişkeni açısından sınıf öğretmenlerinin yarar algıları anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Bu bağlamda yüksek lisans ve doktora mezunu öğretmenlerin yarar algılarının ön lisans ve lisans mezunu öğretmenlerin yarar algılarına göre olumlu görüşlerinin daha yüksek düzeyde olduğu gözlenmiştir.
  • Öğe
    2018 Sosyal Bilgiler Öğretim Programı ve 4. sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabının sosyal beceri açısından incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Kurt, Elif; Mentiş Taş, Ayşe
    Toplumun bir parçası olan insanın toplum yaşamında sağlıklı bir şekilde bulunmasında sosyal ilişkilerin önemi büyüktür. Kişiler arası sosyal ilişkilerin sağlıklı ilerlemesini sağlayacak faktörlerden olan sosyal becerilerin insanlara kazandırılması gerekmektedir. Bu bağlamda araştırma, ilkokulda öğrencilerin kullandıkları önemli materyallerden olan ders kitaplarının söz konusu becerilerin kazandırılmasındaki etkinliğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırma sorusu 2018 Sosyal Bilgiler Öğretim Programı ve bu program doğrultusunda hazırlanmış 2021-2022 eğitim öğretim yılında kullanılan ilkokul 4. Sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabının sosyal beceriler açısından incelemesi olarak belirlenmiştir. Araştırma verilerinin toplanmasında, araştırmada incelenmesi planlanan olgu ve olaylara ilişkin kanıtlar sunan materyallerin gözden geçirilmesine imkân tanıyan doküman incelemesi yaklaşımı kullanılmıştır. Doküman incelemesi yoluyla elde edilen veriler betimsel yaklaşım ile analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda, programda yer alan özel amaçlar, temel beceriler, değerler eğitimi, öğrenme alanları, 4. Sınıf kazanımları ve kazanımlar doğrultusunda hazırlanan 4. sınıf sosyal bilgiler ders kitabının ilgili metin, görsel, etkinlik ve soruların sosyal beceriler kapsamı içerisinde yer alan becerilerden en fazla; ilk kazandırılacak beceriler, grupla bir işi yürütmeye yönelik beceriler, plan yapma ve problem çözme becerileri yer alırken aynı zamanda duygulara yönelik beceriler ve saldırgan davranışlarla başa çıkmaya yönelik becerilerin de yer aldığı görülmüştür. Ayrıca stres durumlarıyla başa çıkma becerilerinin yer almadığı belirlenmiştir.
  • Öğe
    Okul öncesi dönemde Montessori eğitim programının etkililiği: Bir meta-analiz çalışması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Güzeltaş, Ayşe; Türkoğlu, Bengü
    Araştırmanın amacı 2002-2022 yılları arasında yurtiçinde ve yurtdışında yapılan okul öncesi dönemde Montessori Eğitim Programının (MEP) uygulandığı çalışma bulgularının meta-analiz yoluyla birleştirilerek okul öncesi eğitimindeki etkililiğini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda 01.01.2002-15.05.2022 tarihleri arasında ulusal ve uluslararası düzeyde yayınlanmış deney kontrol gruplu deneysel çalışmalar taranmıştır. Bu çalışma araştırmacı tarafından belirlenen dâhil edilme kriterlerine uygun ön test son test kontrol gruplu puan ortalamasına, standart sapma değerine ve örneklem büyüklüğüne sahip yüksek lisans tezleri, doktora tezleri ve makalelerden oluşmaktadır. YÖK (Yüksek Öğretim Kurumu) Ulusal Tez Merkezi, Web of Science (WOS) ve Proquest veri tabanlarında yapılan taramalar sonucu ilkin 209 çalışmanın dahil edilme kriterlerine uygun olduğu görülmüştür. Ardından yapılan detaylı tarama sonucunda ise eksik verileri olan ve araştırma problemini iyi yansıtmadığı tespit edilen çalışmalar elenmiş ve araştırmaya dâhil edilen çalışma sayısı 40'a(62 veriye) indirgenmiştir. Elde edilen 40 çalışma ve 22 alt çalışmanın her birine ait etki büyüklüğü değerleri tek tek hesaplanmıştır. İstatistiksel hesaplamalar için Microsoft Excel 2010 ve SPSS 27 (Statistical Package for Social Sciences) programları kullanılmıştır. Hesaplanan verilerin analizi ise CMA (Comprehensive Meta- Analysis) yazılımı ile yapılmıştır. Elde edilen verilerin heterojen olması nedeniyle hesaplamalarda rastgele etkiler modeli kullanılmıştır. Araştırma sonucunda rastgele etkiler modeline göre MEP'in okul öncesi eğitime olan genel etki büyüklüğünün 1,737 ile pozitif yönde ve güçlü düzeyde olduğu görülmüştür. Bu durum deney gruplarına uygulanan MEP'in, kontrol gruplarına uygulanan diğer yöntemlere kıyasla okul öncesi dönemde anlamlı düzeyde etki ettiğine işaret etmektedir. Çalışmada ulaşılan sonuçlar doğrultusunda MEP ile ilgili uygulayıcılara ve araştırmacılara çeşitli öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    Sınıf öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünme eğilimleri ile tüketici çevre bilinci düzeyleri arasındaki ilişki
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Sümmen, Alime; Çınar, Derya
    Bu araştırmada sınıf öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünme eğilimleri ile tüketici çevre bilinci düzeyleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Nicel bir çalışma olan bu araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı 2021-2022 öğretim yıllarında öğrenim gören 2, 3, 4. sınıf ve mezun öğrenciler oluşturmuştur. Araştırma için kurum izni ve etik kurul onayı alındıktan sonra gönüllülük esasına göre veriler Google form aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmaya 312 kadın (%69,6) ve 136 erkek (%30,4) olmak üzere toplam 448 sınıf öğretmen adayı katılmıştır. Araştırmada verileri toplamak amacıyla sınıf öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünme eğilimlerini belirlemek için, "Yansıtıcı Düşünme Düzeyi Belirleme Ölçeği", tüketici çevre bilinci algılarını belirlemek için "Tüketici Çevre Bilinci Algı Ölçeği" ve sosyodemografik bilgilerini tespit edebilmek amacıyla araştırmacı tarafından hazırlanan "Kişisel Bilgi Formu" kullanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde SPSS 26.0 paket programı ve alt problemleri test etmek üzere Bağımsız Gruplar t Testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (Anova), Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonu, Basit Doğrusal Regresyon Analizi kullanılmıştır. Analiz sonuçları incelendiğinde erkek sınıf öğretmeni adaylarının, kadın sınıf öğretmeni adaylarına göre yansıtıcı düşünme eğilimlerinin ve tüketici çevre bilinci düzeylerinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Yapılan çalışmada sınıf öğretmen adaylarının çocukluğunun geçtiği yer açısından; il ve ilçede yaşayanların yansıtıcı düşünceleri köyde yaşayanlara göre daha yüksek, duyarlılık bilinci ve bilincin yönlendirilmesi alt boyutlarında ilçede yaşayanların köyde yaşayanlara göre daha yüksek, davranış bilinci alt boyutunda ise ilde yaşayanların ilçede yaşayanlara göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca çevre ile ilgili bir kuruluşa üyeliği olan, bir bitki veya evcil hayvan sahibi olan, meslektaşlarıyla çevre sorunlarına ilişkin konuşmalar yapan, çevre konusunda çıkan haberleri okuyan, çevre sorunlarına ilişkin bir sempozyum, seminer veya kongreye katılmış olan sınıf öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünme düzeylerinin ve tüketici çevre bilinci alt boyutlarından duyarlılık bilinci, bilincin yönlendirilmesi ve sosyal baskı boyutlarında daha yüksek puanlara sahip olduğu görülmüştür. Bununla birlikte sınıf öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünme eğilimleri ile tüketici çevre bilinci alt boyutlarından duyarlılık bilinci, sosyal baskı ve bilincin yönlendirilmesi puanları arasında orta düzeyde pozitif yönlü anlamlı bir ilişki; davranış bilinci puanları arasında ise düşük düzeyde pozitif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Velilerin sahip oldukları ebeveyn tutumlarının öğretmen, öğrenci ve sınıfa yansımalarının incelemesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Sarı, Büşra; Çiftçi, Sabahattin
    Bu araştırmanın amacı çocuğu ilkokula devam eden ebeveynlerin çocuğa yönelik takındığı ebeveyn tutumlarının, çocuk ve sınıf öğretmenlerine yansımaları nasıldır? sorusuna cevap aramaktır. Sınıf öğretmenlerin, velilerinde görülen ebeveyn tutumlarının öğrencileri üzerindeki sınıf içi davranışlarına yansıması konusundaki görüşlerini derinlemesine incelemeyi amaçlayan bu araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden temel nitel araştırma olarak desenlemiştir. Araştırmanın çalışma grubu, Konya ili merkez ilçelerinde 2020-2021 eğitim-öğretim yılında özel ve devlet okulunda görev yapan 11 sınıf öğretmeninden oluşmaktadır. Araştırmanın katılımcılarının belirlenmesinde ölçüt örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcıları belirlenirken sınıf öğretmenlerinin çalışmış oldukları okulların türü, hizmet yılı (en az on beş yıl ve üzeri olması tercih edilmiştir) ve bulundukları çevrenin sosyoekonomik yapıları bir çeşitlilik alanı olarak kabul edilerek seçilmesine dikkat edilmiştir. Çalışmada araştırmacı tarafından hazırlanan sorular, iki uzman sınıf öğretmeni ve iki akademisyene gösterilmiştir. Araştırmacı tarafından yeniden düzenlenen yarı yapılandırılmış "Çocuğu İlkokula Devam Eden Ebeveynlerin Çocuğa Yönelik Takındığı Ebeveyn Tutumların, Çocuk ve Sınıf Öğretmenlerine Yansımaları Araştırmasına İlişkin Kullanılan Öğretmen Görüşme Formu" kullanılmıştır. Elde edilen veriler tematik analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Bulgular ışığında katılımcı sınıf öğretmenleri, demokratik ebeveyn tutumunda yetişen öğrencilerin olumlu davranışlar; otoriter, ilgisiz ve koruyucu tutum gösteren velilerin öğrencilerinin ise olumsuz ve istenmedik davranışlar sergilediği sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonucuna göre; anne-babaların çocuk yetiştirmede takındığı tutumların çocuğun sınıf içi davranışlarına olumlu ve olumsuz yansımaları olduğu olduğu ifade edilmiştir.
  • Öğe
    İlkokul birinci sınıf kaynaştırma öğrencisi otizmli bir çocuğun sınıf ortamına uyum sürecinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Güneş Akgül, Canan; Korkmaz, İsa
    Kaynaştırma eğitimi, özel ihtiyaçlı bireylerin toplum tarafından kabul görmelerini hedefleyip, bunun hayat boyu ilerlemesini sağlayan eğitimdir. Her birey birbirinden ayrı olarak, bireysel farklılıklarla dünyaya gelir. Tüm bireyler eşit eğitim görmelidir. Kaynaştırma eğitimi gören özel ihtiyaçlı bireylerde, tipik gelişim gösteren çocukların sınıfında eğitim görme hakkına sahiptir. Bu araştırmada, ilkokulda kaynaştırma eğitimi gören otizmli çocuğun sınıf ortamına uyum sürecinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, nitel araştırma yöntemleri desenlerinden biri olan eylem araştırması ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma, Konya İlinde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir ilkokulda araştırmacının sınıfında kaynaştırma eğitimi gören otizmli bir öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araçları olarak, yarı yapılandırılmış görüşme formu, günlükler ve kaynaştırma eğitimi gören otizmli çocuk ve diğer tipik gelişim gösteren çocuklarla yapılan etkinlik kayıtları kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde nitel veri analizi yaklaşımlarından içerik analizi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda ilkokulda kaynaştırma eğitimi gören otizmli çocukların normal sınıf ortamına uyum sürecinde sınıf öğretmeninin rolünün çok büyük olduğu, sınıf öğretmeni derslerde bu tür çocukların bireysel farlılıklarını göz önüne alarak sınıfına kaynaştıracak etkinliklere yer vermesinin önemi görülmüştür. Bu aşamada otizmli çocuğun sınıf öğretmeniyle olan etkileşiminin de çok önemli olduğu ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Sınıf öğretmenlerinin eğitim inançları ile motivasyonlarının çeşitli değişkenler açısından incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Ateş, Merve; Çiftçi, Sabahattin
    Bu araştırma sınıf öğretmenlerinin eğitim inançları ile motivasyonlarını farklı değişkenler açısından incelemek amacıyla yapılmıştır.Genel tarama ve tanımlayıcı araştırma modelinde yapılan bu çalışmada, sınıf öğretmenlerinin eğitim inançları ve motivasyonları bağımlı değişkenleri oluşturmuştur.Sınıf öğretmenlerinin eğitim inançları ve motivasyonları üzerinde etkisi araştırılan cinsiyet, öğrenim düzeyi, hizmet süresi, okutulan sınıf, okulun konumu, okulun türü ve branş değişkenleri ise araştırmada bağımsız değişkenler olarak kullanılmıştır.Türkiye'nin değişik bölgelerinde görev yapan 536 sınıf ve 19 branş öğretmeni olmak üzere toplamda 555 kişi anketleri yanıtlayarak çalışmaya katılmıştır. Araştırmada sınıf öğretmenlerinin eğitim inançlarını belirlemek üzere Yılmaz, Altınkurt ve Çokluk (2011) tarafından geliştirilen "Eğitim İnançları Ölçeği", motivasyonlarını belirlemek için ise Öztürk, Uzunkol (2013) tarafından geliştirilen "İlkokul Öğretmeni Motivasyon Ölçeği"kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde IBM SPSS v.21 paket programı kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin normal dağılıma uygun olup olmadığı Shapiro Wilk testiyle incelenmiştir. Normal dağılıma uygunluk göstermeyen veriler için ikiden çok bağımsız grup olduğunda Kruskal Wallis testi ve iki bağımsız grup olduğunda Man Whitney U testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin eğitim inançları; cinsiyet, hizmet süresi, okutulan sınıf ve okulun konumu değişkenlerine göre anlamlı farklılık göstermiştir. Araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin motivasyonları; cinsiyet, öğrenim düzeyi, hizmet süresi ve okulun türü değişkenlerine göre anlamlı farklılık göstermiştir. Sınıf öğretmenlerinin eğitim inançları ve motivasyonları arasındaki ilişki incelendiğinde; eğitim inançları alt boyutlarından esasicilik, ilerlemecilik ve yeniden kurmacılık boyutlarının ilkokul öğretmeni motivasyonunu pozitif yönde etkilediği, daimicilik ve varoluşçuluk boyutunun ilkokul öğretmeni motivasyonu üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı saptanmıştır. Öğretmen motivasyonu alt boyutlarından mesleğe yönelik olumlu tutum ve mesleki başarı ile meslekten kaçınma boyutlarının eğitim inançlarını pozitif yönde etkilediği, takdir edilme ve mesleki mutluluk boyutu ile mesleği özümseme boyutunun eğitim inançları üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    2. sınıf öğrencilerinin uzamsal görselleştirme becerileri üzerine test geliştirme çalışması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Demirel, Sevgi; Çetin, Hatice
    u çalışma ile 2. sınıf öğrencilerinin, uzamsal görselleştirme becerilerini ölçen geçerli ve güvenilir bir test geliştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma tarama yöntemi ile yürütülmüş olup test geliştirme basamaklarına uygun olarak geliştirilmiştir. 2021-2022 eğitim öğretim yılında Türkiye'de bazı illerde 2. sınıfta öğrenim gören 396 öğrenci araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Çalışma kapsamında uzamsal görselleştirme becerisini üç alt boyutta (zihinsel bütünleme, zihinsel döndürme ve kâğıt katlama) ölçen 12 sorudan oluşan bir test geliştirilmiştir. Hazırlanmış olan 12 maddelik Uzamsal Görselleştirme Testi'nin 296 öğrenciye pilot uygulaması yapılmıştır. Pilot uygulama ile elde edilen bulgulara göre maddelerin genellikle orta ve zor seviyede olduğu, ayırt edicilik bakımından ise çok iyi olduğu görülmüştür. Faktör analizinden sonra 10 maddeye düşürülen nihai teste ait KR-20 iç tutarlılık katsayısı 0.63 olarak hesaplanmıştır. Testin ortalama güçlük indeksi 0.35 iken ortalama ayırt edicilik indeksi 0.48 olarak bulunmuştur. Çalışma sonucunda uzamsal görselleştirme konusunda 2. sınıf öğrencileri için geçerli ve güvenilir bir test elde edilmiştir. Ayrıca, 2. Sınıf öğrencilerinin uzamsal görselleştirmelerinin düşük düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    48-72 aylık çocuklarda saldırganlık yönelimi ve öz düzenleme becerileri arasındaki ilişkinin belirlenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Suna Şaka, Ayşe Sevde; Kabadayı, Abdulkadir
    Bu araştırma, okul öncesi eğitimi alan 48–72 aylık çocukların saldırganlık yönelimleri ve öz düzenleme becerileri arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada ayrıca çocukların öz düzenleme becerileri ve saldırganlık yönelimleri de çeşitli değişkenlere göre incelenmiştir. Bu kapsamda araştırmanın çalışma grubunu Konya ilinde okul öncesi eğitimi alan 200 çocuk oluşturmuştur. Araştırmada çocukla ilgili değişkenler olarak cinsiyet, yaş, kardeş sayısı, doğum sırası, anne çalışma durumu, anne yaşı, anne öğrenim durumu, baba çalışma durumu, baba yaşı, baba öğrenim durumu, ailenin gelir düzeyi, öğretmenin yaşı, öğretmenin çalışma süresi ve öğretmenin mezuniyet durumu ele alınmıştır. Araştırmada veri toplamak amacıyla; çocuklar ve onların aileleri hakkındaki bilgilere ulaşabilmek için “Kişisel Bilgi Formu”, çocukların saldırganlık yönelimini değerlendirmek için Kaynak, Kan ve Kurtulmuş (2016) tarafından geliştirilen “36-72 Aylık Çocuklara Yönelik Saldırganlık Yönelim Ölçeği” ve çocukların öz düzenleme becerilerini belirlemek için Bayındır ve Ural (2016) tarafından geliştirilen “Öz Düzenleme Becerileri Ölçeği” kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizi SPPS 22 paket programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın betimsel istatistikleri için minimum değer, maksimum değer, aritmetik ortalama ve standart sapma gibi tanımlayıcı istatistikleri hesap edilmiştir. Araştırmada saldırganlık yönelimi ve öz düzenleme becerileri 2 gruplu değişkenlere göre incelemesi yapılırken Mann Whitney U testi; 2‟den daha fazla sayıda grup içeren değişkenlere göre incelenirken ise Kruskal Wallis H testi tercih edilmiştir. Ayrıca, saldırganlık yönelimi ve öz düzenleme becerileri arasındaki ilişki korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda okul öncesi çocuklarda saldırganlık yönelimi olarak en fazla “başkalarına yönelik ilişkisel saldırganlık” görülmektedir. Araştırmada 48-72 aylık okul öncesi dönem çocuklarında saldırganlık yöneliminin çocuğun cinsiyetine, yaşına, annenin çalışma durumuna, kardeş sırasına, anne yaşına, baba çalışma durumuna, baba öğrenim durumuna ve ekonomik duruma göre istatistiksel açıdan anlamlı farklılık göstermediği; kardeş sayısına, anne öğrenim durumuna, baba yaşına, öğretmen yaşına, öğretmen çalışma süresine ve öğretmen mezuniyetine göre istatistiksel açıdan anlamlı farklılık gösterdiği belirlenmiştir (p<.05). Araştırmanın diğer bölümü olan öz düzenleme becerileri okul öncesi çocuklarında 3.80±.61 olarak yüksek seviyede olduğu belirlenmiştir. Araştırmaya göre 48-72 aylık çocuklarda öz düzenleme becerileri çocukların cinsiyetine, baba öğrenim durumuna, öğretmen yaşına ve öğretmen mezuniyet durumuna göre istatistiksel açıdan anlamlı farklılık gösterirken, öz düzenleme becerileri çocukların yaşlarına, kardeş sayısına, kardeş sırasına, anne çalışma durumuna, anne yaşına, anne öğrenim durumuna, baba çalışma durumuna, baba yaşına, ekonomik durumuna ve öğretmen çalışma süresine göre istatistiksel açıdan anlamlı farklılık göstermemektedir (p<.05). Saldırganlık yönelimi ile öz düzenleme beceri arasındaki ilişki incelendiğinde; “başkalarına yönelik fiziksel saldırganlık”, “başkalarına yönelik ilişkisel saldırganlık” ve “nesnelere/eşyalara yönelik saldırganlık” boyutlarının öz düzenleme becerileri ile negatif yönlü anlamlı ilişkili olduğu tespit edilirken, alt boyutlardan “kendine yönelik saldırganlık” ile öz düzenleme becerileri arasında anlamlı ilişki bulunamamıştır (p>.05).
  • Öğe
    Okul öncesi eğitime devam eden çocukların mizaç özellikleri ile yaratıcılıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Erduran, Nida; Arslan, Emel
    Bu araştırmada okul öncesi eğitime devam eden 60-72 aylık çocukların mizaç özellikleri ve yaratıcılıkları düzeyleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Ayrıca mizaç özellikleri ve yaratıcılık düzeyleri çocuğun cinsiyet, kardeş sayısı, annenin ve babanın öğrenim düzeyi değişkenleri açısından da incelenmiştir. İlişkisel tarama modeli ile yapılmış olan bu araştırmanın çalışma grubunu ise, 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Konya ili Ereğli ilçesinde bulunan MEB‟e bağlı resmî bağımsız anaokulları ile ilkokulların bünyesindeki anasınıflarına devam eden 60-72 aylar arasında, normal gelişim gösteren ve basit tesadüfî örnekleme ile belirlenen toplam 402 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplamak için araştırmacı tarafından hazırlanan „Genel Bilgi Formu‟ okul öncesi öğretmenlerine uygulanmıştır. Çalışmada çocukların mizaç özelliklerini belirlemek amacıyla Yağmurlu ve Sanson (2009) tarafından geliştirilen „Çocuklar İçin Kısa Mizaç Ölçeği‟ uygulanmıştır. Ayrıca çocukların yaratıcılık düzeylerini belirlemek için de Yıldız Çiçekler, Alakoç Pirpir ve Aral (2020) tarafından geliştirilen „Erken Çocukluk Yaratıcılık Ölçeği‟ kullanılmıştır. Çalışma sonucunda okul öncesi eğitime devam eden 60-72 aylık çocukların mizaç özellikleri alt boyutları ve yaratıcılık düzeyleri arasında anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Yapılan analizler neticesinde çocukların sıcakkanlılık boyutu puanı ile yaratıcılık puanı arasında orta büyüklükte pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür (r =.40, p< 01). Ayrıca sebatkârlık boyutu ile yaratıcılık puanı arasında da orta büyüklükte pozitif yönde anlamlı ilişki tespit edilmiştir (r =.40, p<.01). Son olarak ritmiklik boyutu ile yaratıcılık arasında düşük büyüklükte pozitif yönde anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir (r=.21, p<.01). Bu analizden sonra mizaç özelliklerinin yaratıcılık düzeyi üstündeki etkisinin içeriği incelenmiştir. Yapılan analizler neticesinde mizaç özelliklerinin yaratıcılık düzeyini anlamlı yordadığı sonucuna varılmıştır. Hangi mizaç özelliğinin, ne derece etkisi olduğu analiz edildiğinde de şu sonuçların ortaya çıktığı görülmüştür: Sıcakkanlılık boyutu yaratıcılığı olumlu ve anlamlı yordamaktadır (Beta = .38, t(397) = 7.77, p <.01); sebatkârlık boyutu yaratıcılığı olumlu ve anlamlı yordamaktadır (Beta = .41, t(397) = 8.35, p <.01), son olarak tepkisellik boyutu yaratıcılığı olumlu ve anlamlı yordamaktadır. Çalışmada çocukların mizaç özellikleri cinsiyet, kardeş sayısı, anne ve babalarının öğrenim düzeyi değişkenleri açısından incelenmiştir. Yapılan analizler neticesinde cinsiyet ve kardeş sayısı değişkenlerinin çocukların sebatkârlık boyutunu; anne ve babaların öğrenim düzeyleri değişkenlerinin ise sebatkârlık ve ritmiklik boyutlarını farklılaştırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca çalışmada çocukların yaratıcılık düzeyleri de cinsiyet, kardeş sayısı, anne ve baların öğrenim düzeyi değişkenleri açısından incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda yaratıcılık düzeyinin kardeş sayısı gruplarında farklılaştığı; ayrıca anne ve babanın öğrenim düzeyi gruplarında da farklılaştığı ortaya çıkmıştır. Bütün bu bulgular ışığında elde edilen sonuçlar kuramsal çerçevede tartışılmış, araştırmacılar ve okul öncesi öğretmenlerine katkısı olacağı düşünülen öneriler belirtilmiştir.
  • Öğe
    Sınıfında özel gereksinimli öğrenci bulunan okul öncesi çocuklarının, özel gereksinimli çocuk algılarının incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Bayraklılar, Büşra Nur; Türkoğlu, Bengü
    Bu araştırma, sınıfında özel gereksinimli öğrenci bulunan normal gelişim gösteren okul öncesi çocuklarının özel çocuk kavramına ilişkin algılarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, farkında olduğumuz fakat derinlemesine fikir sahibi olmadığımız olgulara odaklanması sebebiyle nitel araştırma yöntemlerinden olan fenomenoloji deseni tercih edilmiştir. Çalışma grubunda, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında İstanbul ili Küçükçekmece ilçesinde bulunan MEB’e bağlı çeşitli okul öncesi kurumlarına devam eden, 48-72 ay aralığında olan, normal gelişim gösteren 182 okul öncesi çocuğu yer almıştır. 15 katılımcının geçerli metafor geliştiremediği görülmüştür. Geriye kalan çocuklardan 167 tanesi geçerli sayılabilecek metaforlar geliştirmişlerdir. Bu çocukların 77’si kız, 90’ı erkektir. Ayrıca bu çocukların 33’ünün 4 yaşında, 116’sının 5 yaşında ve 18’inin 6 yaşında olduğu görülmüştür. Araştırma verileri, araştırmaya katılan çocukların demografik bilgilerini (yaş ve cinsiyet) ve özel gereksinimli çocuklara ilişkin algılarını ifade ettikleri ve gerekçelerini belirttikleri özel çocuk algısı metafor anketiyle toplanmıştır. Veriler içerik analizi yöntemiyle 5 aşamada analiz edilmiştir. Her çocuğun birer tane metafor ürettiği görülmüştür. Çocukların geliştirdikleri metaforlar tekrar incelenerek sınıflandırılmış ve 76 adet birbirinden farklı, geçerli metafor elde edilmiştir. En fazla tekrar edilen metaforların “çiçek” ve “iyi bir çocuk” olduğu görülmüştür. Okul öncesi çocukları tarafından geliştirilen metaforlar gerekçelerine göre 5 kategori altında incelenmiştir. Bu kategoriler “kişisel özelliklerine göre özel çocuk”, “akranlarından farklılık göstermesine göre özel çocuk”, “akranlarıyla olumlu ilişkiler kurabilmesine göre özel çocuk”, “fiziksel özelliklerine göre özel çocuk” ve “akranlarıyla ilişkilerinde sorun çıkarmasına göre özel çocuk” olarak belirlenmiştir. En fazla yüzdeye sahip kategorinin “kişisel özelliklerine göre özel çocuk” olduğu görülmüştür. En az yüzdeye sahip kategori ise “akranlarıyla ilişkilerinde sorun çıkarmasına göre özel çocuk” olduğu görülmüştür. Araştırmada okul öncesi çocukları tarafından özel çocuk algısına ilişkin geliştirilen metaforlar yaş ve cinsiyet bakımından değerlendirilmiştir. Kişisel özelliklerine göre özel çocuk kategorisinde ve akranlarıyla olumlu ilişkiler kurabilmesine göre özel çocuk kategorisinde kızların erkeklere oranla daha fazla metafor geliştirdiği görülmüştür. Erkeklerin ise akranlarından farklılık göstermesine göre özel çocuk kategorisinde, fiziksel özelliklerine göre özel çocuk kategorisinde ve akranlarıyla ilişkilerinde sorun çıkarmasına göre özel çocuk kategorisinde kızlara oranla daha fazla metafor geliştirdiği görülmektedir. Bu bağlamda kızların erkeklere göre daha olumlu yönde görüş belirttikleri saptanmıştır. Ayrıca 4 ve 5 yaşındaki okul öncesi çocuklarının en fazla kişisel özelliklerine göre özel çocuk kategorisinde metafor geliştirdikleri, 6 yaşındaki çocukların büyük bir kısmının akranlarıyla olumlu ilişkiler kurabilmesine göre özel çocuk kategorisi altında metafor geliştirdiği belirlenmiştir. Çocukların üretmiş oldukları metaforlar gerekçeleriyle incelendiğinde 6 yaşındaki çocukların metafor üretme konusunda daha başarılı oldukları tespit edilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar ışığında bazı önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    İlkokul ikinci sınıf öğrencilerinin problem çözme başarısında problemde kullanılan büyük ve küçük sayıların rolünün belirlenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Dadak, Talip; Mentiş Taş, Ayşe
    Bu araştırma ilkokul ikinci sınıf öğrencilerinin büyük ve küçük sayılar içeren problemlerdeki başarılarının incelenmesi ve problemde kullanılan büyük ve küçük sayıların problem çözme başarıları üzerindeki rolünün belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Karma yöntem desenlerinden açımlayıcı sıralı desenle tasarlanan araştırmanın nicel bölümünün çalışma grubunu Konya İli Selçuklu İlçesinin dört farklı ilkokulunda öğrenim görmekte olan 154 ilkokul ikinci sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Nitel bölümünün çalışma grubunu ise araştırmanın nicel bölümüne katılan öğrencilerden amaçlı örneklem yöntemi ile seçilen 10 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanmak amacıyla araştırmacı tarafından paralel iki test geliştirilmiştir. Bu testleri puanlama sırasında kullanmak üzere yine araştırmacı tarafından rubrik geliştirilmiştir. Araştırmada nicel veriler paralel testlerle nitel veriler ise klinik mülakat yöntemi ile toplanmıştır. Nicel veriler SPSS ve excel programı ile analiz edilmiştir. Nitel veriler ise betimsel analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda büyük sayıların öğrencilerin problem çözme başarılarını olumsuz etkilediği, öğrencilerin küçük sayılı problemlerde daha başarılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Problemde kullanılan büyük sayıların işlemsel bir zorluktan ziyade problemin anlama aşaması üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca öğrenciler büyük sayılı problemlerin zor problem olduğunu düşünmektedirler. Araştırmanın bulguları doğrultusunda bazı önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Sınıf öğretmenlerinin uzaktan eğitim sürecinde okuma ve yazma güçlüğü çeken öğrencilerin yaşadıkları sorunlara ilişkin görüşleri ve çözüm önerileri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Çavdarlı, Sülbiye Dilara; Karadağ Yılmaz, Ruhan
    Araştırmanın temel amacı, sınıf öğretmenlerinin uzaktan eğitim sürecinde okuma yazma güçlüğü olan öğrencilere uyguladıkları eğitsel uygulamaların ve yöntemlerin belirlenmesini, eğitim uygulamaları sırasında karşılaştıkları sorunların tespit edilmesini sağlamaktır. Bu amaçla araştırmada, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında Gaziantep ilinde görev yapan, herhangi bir fiziksel ve zihinsel sorunu olmayan ancak sınıf düzeyine uygun okuma yazma performansı sergileyemeyen öğrencileri olan 20 sınıf öğretmeniyle görüşme yapılmıştır. Araştırmada, temel nitel araştırma deseni kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında 18 sorudan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre uzaktan eğitim sürecinin okuma yazma güçlüğü olan öğrencileri ve öğretmenleri olumsuz etkilediği sonucuna varılmıştır. Araştırma bulgularına bağlı olarak canlı derse katılmayan öğrencilerin okumalarının ve yazmalarının olumsuz yönde ilerlediği ancak derslere düzenli katılan öğrencilerde olumlu ilerleme olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Ayrıca sınıf öğretmenlerinin uzaktan eğitim sürecinde okuma ve yazma güçlüğü olan öğrencilerle iletişim sorunları ve psikolojik, eğitsel, sistemsel, öğrenciden ve aileden kaynaklanan sorunlar yaşadıkları belirlenmiştir. Öğretmenler yazma güçlüğü yaşayan öğrencilerin yazılarını kontrol etmekte zorlandıklarını, defter düzenlerinin bozulduğunu ve okumaya oranla yazma eğitiminin daha zorlayıcı bir süreç olduğunu belirtmiĢlerdir. Uzaktan eğitim sürecinin hibrit eğitimle daha verimli olacağı ve öğrencilerin seviyelerine göre ayrı zamanlarda ders yapılmasının faydalı olacağı bulgulanmıştır. Öğretmenlerin uzaktan eğitim sürecinde okuma yazma güçlüğü yaşayan öğrencilere yönelik Web 2 araçlarından, farklı ders içerikli sitelerden ve videolardan yararlanarak süreci ilerletmeye çalıştıkları tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Sınıf öğretmenlerinin oyunlaştırma yaklaşımına dayalı fenomenolojik bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Meriç, Özgenur; Çiftçi, Sabahattin
    Eğitimde oyunlaştırma yaklaşımıyla ilgili araştırmalar, çeşitli öğrenim düzeylerinde, çeşitli öğrenme ortamlarında öğrenenlerin bakış açısından yapılan çalışmalar olarak alan-yazında yer almaktadır. Ulusal ve uluslararası alan yazın incelediğinde oyunlaştırma yaklaşımına dair çeşitli öğrenim düzeylerinde ve öğrenme ortamlarında öğrencilerin motivasyon, akademik başarı ve görüşlerine yer verilen çalışmalar ile karşılaşılmıştır. Yapılan çalışmanın oyunlaştırma yaklaşımına dair sınıf öğretmenlerin edindikleri deneyimlerine ve görüşlere yer vermesi adına alan-yazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Ayrıca oyunlaştırma kavramına yönelik çalışma yapmak isteyen öğretmenlere de rehberlik edeceği düşünülmektedir. Bu çalışmanın problemi, sınıf öğretmenlerinin oyunlaştırma yaklaşımına ilişkin deneyimlerine dayalı görüşleri nelerdir? şeklinde belirlenmiştir. Bu araştırmanın temel amacı, oyunlaştırma deneyimi olan sınıf öğretmenlerinin algılarını ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda araştırmanın alt problemleri şunlardır: 1) Oyunlaştırma yaklaşımı sınıf öğretmenleri tarafından nasıl tanımlanıp kavramsallaştırmaktadır? 2) Oyunlaştırma yaklaşımı hangi koşullarda/ortamlarda deneyimlenmektedir? 3) Oyunlaştırma yaklaşımıyla ilgili deneyimlere dayalı hangi algılar oluşmaktadır? Oyunlaştırma yaklaşımı konusunda deneyim ve bilgiye sahip farklı illerden 9 sınıf öğretmeniyle görüşme yapılmıştır. Araştırmada, nitel araştırma desenlerinden biri olan fenomenoloji deseni kullanılmıştır. Fenomenolojik araştırma, bireylerin kendi bakış açılarından deneyim ve algılarını inceleyerek derinlemesine ortaya çıkarmaya hedefleyen bir araştırma desenidir. Araştırma kapsamında derinlemesine veri toplamak ve çalışmanın konusuna uygun olması nedeniyle amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme seçilmiştir. Bu çalışmada önceden belirlenmiş ölçüt örneklem çerçevesinde görüşme formu yoluyla veriler toplanmıştır. Verilerin toplanmasında 8 sorudan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen verilerde, veri analizi yöntemlerinden tematik analiz yaklaşımı kullanılmıştır. Geçerlik ve güvenirlik için alanında uzman 2 bilim uzmanından görüş alınmıştır. Alınan görüşler kapsamında görüşme soruları tekrar düzenlenerek fenomenolojik araştırmaya uygun hale getirilmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre, sınıf öğretmenlerinin oyunlaştırma yaklaşımını eğitimde kullanmayı tercih ettikleri alanlara yönelik algılar oluşturdukları belirlenmiştir. Bilişsel becerilere yönelik alanlarda oyunlaştırmayı sıklıkla kullanan sınıf öğretmenlerinde kalıcı öğrenme, zengin eğitim ortamı, derse yönelik olumlu tutum eğilimi, akademik başarı yönelik algılar oluşurken, duyuşsal becerilere yönelik alanlarda oyunlaştırmayı sıklıkla kullanan sınıf öğretmenlerinde akran iletişimi, motivasyon, davranış kazandırmaya yönelik algılar oluştuğu sonucuna varılmıştır. Sınıflarında oyunlaştırma yaklaşımını düşünen öğretmenler geniş çerçevede araştırma yapmalı ve örnek ders planlarını inceleyerek adım adım ilerlemelidir. Oyunlaştırma yaklaşımıyla oluşturulan ders planlarında her öğrencinin başarabileceği etkinlik ve adımlara yer verilmeli, akran iletişimi, iş birliğine yönelik etkinlikler içermelidir.