İktisat Anabilim Dalı Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 58
  • Öğe
    Kredi garanti fonunun makroekonomik etkileri: Türkiye örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Özdoğan, Muhammed Ahmet; Kayhan, Selim
    Bu tez, kredi garanti sistemlerinin önemini ve etkisini incelemektedir. Kredi, modern ekonomilerin vazgeçilmez bir unsuru olup, bireylerin ve işletmelerin finansal ihtiyaçlarını karşılamasına imkân tanır. Bu bağlamda, kredi, ekonomik aktiviteyi canlandırarak üretkenliğin ve toplumsal refahın yükseltilmesinde katkı sağlamaktadır. Krediye erişimin zorlaştığı durumlarda, kredi garanti sistemleri devreye girerek bu erişimi kolaylaştırarak ekonomik canlanmayı destekler. Türkiye'deki Kredi Garanti Fonu (KGF), ekonomik büyümeyi desteklemenin yanı sıra, işletmelerin finansal dalgalanma ve belirsizliklerden minimum etkilenmesini sağlama ve her ölçekteki işletmeye eşit finansman erişimi sunma konularında kritik bir rol oynamaktadır. Çalışmada, Türkiye'de KGF'nin 2017-2023 dönemine ait aylık verilerle makroekonomik göstergelere nasıl bir etkide bulunduğu incelenmiştir. Sanayi üretimi, ihracat ve reel döviz kuru gibi temel ekonomik değişkenler üzerindeki KGF kredilerinin kısa ve uzun dönemli etkileri, ekonometrik modelleme teknikleriyle araştırılmıştır. Bu analiz sonucunda, KGF'nin makroekonomik istikrarı destekleyici bir etkisinin olabileceğini, ancak tek başına yeterli olmadığını göstermektedir. Çalışma, konu hakkında literatüre katkıda bulunmayı amaçlamaktadır ve bu alanda yapılan diğer çalışmalarla karşılaştırıldığında Türkiye özelinde önemli bir referans noktası oluşturmaktadır.
  • Öğe
    Türkiye'de askeri harcamalar ve ekonomik büyüme ilişkisi üzerine amprik bir analiz
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Şahin, Tayfun; Özşahin, Şerife
    Bireylerin birbirlerine üstünlük sağlama içgüdüsü zamanla toplulukların ve ülkelerin diğeri karşısında güçlü konuma geçme isteğini doğurmuştur. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak ülke yöneticileri geçmişten günümüze her dönemde ulusal sınırlar içinde yaşayan vatandaşların güvenliğini sağlamak için askeri harcama yapmışlardır. Savunmaya daha fazla kaynak tahsisi ekonomik birtakım sorunlara neden olurken, az kaynak tahsisinin milli güvenliği tehlikeye sokabilme ihtimali mevcuttur. Bu doğrultuda iç ve dış güvenliğin sürekli sağlanması için askeri harcamaların optimal bir düzeyde belirlenmesi önem arz etmektedir. Bu araştırmanın amacı, Türkiye'de 1960-2022 döneminde askeri harcamalar ve ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisini ampirik olarak test etmektir. Bu kapsamda değişkenler arası nedensellik ilişkisi, dört yöntem aracılığıyla incelenmiştir. Ampirik analiz neticesinde Toda ve Yamamoto (1995) ve Hatemi-J (2012) asimetrik nedensellik testleri, incelenen dönemde Türkiye'de askeri harcamalar ve ekonomik büyüme arasında geri bildirim hipotezinin geçerli olduğunu ve iki değişken arasında çift yönlü nedenselliğin bulunduğunu göstermiştir. Ancak Hacker ve Hatemi-J (2006) simetrik nedensellik testi ve Nazlıoğlu vd. (2016) Fourier Toda-Yamamoto nedensellik testleri, ekonomik büyümeden askeri harcamalara tek yönlü nedenselliğin varlığına işaret etmiştir. Bu bulgu, incelenen dönem için Türkiye'de Keynesyen hipotezin doğrulanmadığına işaret etmektedir.
  • Öğe
    Tarımsal emtia fiyatlarının belirleyicileri: Regülize edilmiş kernel bazlı tahminciden kanıtlar
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Akel, Zehra; Şahbaz, Ahmet
    Tarımsal fiyatların uzun vadeli eğilim davranışı ve dönemsel fiyat artışları, tarımsal gelişme ve tarım ticareti, birçok ülke için ekonomik büyüme üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Bu sebeple, tarımsal emtia fiyatlarının üzerinde etkili olan faktörlerin incelenmesi ülkeler açısından önem arz etmektedir. Tarımsal emtia piyasaları, dünya genelinde gıda güvenliğini sağlamaktan tarım sektörünün ekonomik katkısına, fiyat istikrarından uluslararası ticarete kadar birçok alanda etkili olmaktadır. Bu piyasaların incelenmesi ekonomik ve sosyal sistemlerin işleyişini kavramada kritik bir rol oynamaktadır. Tez, tarımsal emtia fiyatları ile petrol fiyatları, döviz kuru ve iklimsel etkiyi ölçmek amacıyla kullanılan sıcaklık anomalisi arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda ekonometrik analiz için Kernel Tabanlı Düzenleştirilmiş En Küçük Kareler Yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre petrol fiyatları ve reel efektif döviz kuru tarımsal emtia fiyatları üzerinde etkili olmaktadır.
  • Öğe
    Ekonomi alanındaki inovasyon konulu uluslararası bilimsel yayınların bibliyometrik analizi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Kaleci, Fatih; Mercan, Birol
    Bu çalışmada, ekonomi alanında inovasyon ile ilgili yapılan uluslararası bilimsel yayınların bibliyometrik analiz yöntemiyle incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, literatürde inovasyon kavramının varlığını, çeşitlerini vb. araştıran birçok çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalardan yola çıkarak son 50 yılda inovasyon ile ilgili derinlemesine literatür taraması yapılarak çeşitli bibliyometrik göstegeler ışığında çeşitli bibliyometrik analiz teknikleriyle ve görselleştirme araçlarıyla (Ağ haritası, yoğunluk, katman vb.) analiz edilmiştir. Çalışmanın amacına bağlı olarak bu araştırmada ekonomi alanında inovasyon kavramıyla ilgili literatür taraması için son 50 yıllık dönemdeki (1974-2023) Web Of Science Core Collection veri tabanı kullanılarak yaklaşık 50.000 bilimsel çalışmaya VOSviewer paket programı yardımı ile bibliyometrik analiz yöntemi ve bilimsel alan haritalama tekniği uygulanmıştır. Yapılan analiz sonuçlarında, inovasyon konulu çalışmaların giderek artan önem kazandığı ve ekonomi alanında inovasyon temalı uluslararası bilimsel çalışmaları genel görünümü (Yıl, Doküman Tipi, Yayın Dili, Açık Erişim, İndeks Türü, Yayıncı Türü, Fon Sağlayıcıları) ortaya konulmuştur. İnovasyon ile ilgili çalışmaların atıf Analizi (Citation Analysis), ortak-atıf (co-citation), ortak-yazar (co-author), ortak-kelime (co-occurence) ve kaynakça eşleşmesi (bibliographic coupling) sonuçları detaylı bir şekilde yayın, kaynaklar, yazarlar, kurumlar, ülkeler, atıf yapılan kaynaklar, yazarlar ve dergiler bağlamında bulgulanmıştır. Özellikle son yıllarda inovasyon ile ilgili çalışmaların Dijitalleşme, Fintech, Covid-19, Dijital Dönüşüm, Kurumsal İnovasyon, Sosyal İnovasyon, Yeşil İnovasyon, Dijital Ekonomi, Artırılmış Gerçeklik, Akıllı Uzmanlaşma, Bibliyometrik Analiz vb. kavramların inovasyon çalışmalarında öncü çalışmalar olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Gümrük Vergilerinin Makro Ekonomik Etkileri Üzerine Ampirik Bir Analiz
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Dağdelen, Kenan; Şahbaz, Ahmet
    Bu çalışmada bir maldan alınan gümrük vergisinin yarattığı etkileri açıklamak için kullanılan kısmi denge analizi üzerine ampirik bir çalışma yapılmıştır. İlk olarak gümrük vergilerinin tanımlanması ve tarihçesi ele alınmıştır. Ardından Türkiye’de uygulanan gümrük vergisi ve benzeri etkiye sahip harçlardan bahsedilmiştir. Çalışmanın analiz kısmının da temelini oluşturan kısmi denge grafiği üzerinde gümrük vergilerinin yarattığı değişimlerin etkileri tek tek incelenmiştir. Ekonometrik analiz bölümünde Türkiye ve seçilmiş 24 OECD ülkesi için 40 yıllık bir süreci araştıran veri setinde; bağımsız değişken olarak Gümrük Vergi Gelirleri, bağımlı değişken olarak Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, Hane Halkı Harcamaları, İthalat ve İhracat verileri kullanılmıştır. Uygulama bölümünde Panel Birim Kök testinin birinci seviyede durağan olduğu anlaşıldıktan sonra Pedroni ve Kao eş bütünleşme testi uygulanmıştır. Değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisini araştırmak üzere Dumitrescu-Hurlin nedensellik analizi yapılmıştır.
  • Öğe
    Yaratıcı Ekonomi Belirleyici Dinamiklerinden Biri Olarak Yaratıcı Sınıfın Türkiye’de Bölgesel Dağılımı
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Yıldız, Büşra; Acar, Mustafa
    Yaratıcılık, ekonomiler için gün geçtikçe önemli bir sermaye haline gelmektedir. Bu çerçevede yaratıcı düşünme yeteneğine sahip yaratıcı sınıf, bölgesel gelişmişliği açıklamada önemli bir role sahiptir. Bu çalışmada R. Florida’nın yaratıcı sınıf teorisinden hareketle yaratıcı sınıfın Türkiye’de bölgesel dağılımı incelenmiş ve bu dağılıma etki ettiğini ileri sürdüğü unsurlar üzerinde durulmuştur. Türkiye’de yaratıcı sınıfın İBBS Düzey 1’e göre dağılımı incelendiğinde İstanbul, Ege, Batı Anadolu, Doğu Marmara ve Akdeniz bölgeleri ön plana çıkmaktadır. Bu yoğunlaşmanın yaşanmasına neden olan faktörlerden hizmet sektörünün gelişmişliği, teknolojinin varlığı ve çeşitliliğe açıklığı ifade eden bohemlerin Türkiye’de bölgesel dağılımına bakıldığında yine aynı beş bölgenin ön plana çıktığı gözlemlenmiştir. Bunların yanı sıra Türkiye’de bölgesel gelişmişliği açıklamada yaratıcı sınıf ve geleneksel beşeri sermaye değişkenleri arasında bir kıyaslama yapılmıştır. Bu kıyaslama iki veya daha fazla değişken arasındaki doğrusal ilişkiyi gösteren korelasyon matrisi ile yapılmıştır. Korelasyon katsayıları incelendiğinde ise yaratıcı sınıfın geleneksel ölçütlere kıyasla beşeri sermaye ve bölgesel gelişmişlik arasındaki ilişkiyi açıklamada daha güçlü bir performans sergilediği görülmektedir.
  • Öğe
    Borç Dolarizasyonu ve Döviz Kuru Değişimlerinin Türk İmalat Sanayi Sektör Performansı Üzerine Etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Yılmaz, Mücahid Samet; Acar, Mustafa
    Ulusal paranın değerindeki değişimler meselesi, standart makroekonomi literatüründe yalnızca gelirler açısından bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Buradan elde edilen çıkarım, döviz kuru artışlarının ihracat aracılığıyla gelirleri ve yatırımları arttıracağı yönündedir. 3. Nesil kriz çalışmaları ise döviz kurunun bilançolar üzerindeki etkisini de dikkate alarak ulusal para değer kayıplarının yalnızca ihracat kanalı ile yatırımları artırmayacağını aynı zamanda yüksek dolarize borçlara sahip olan bilançoları bozarak bir negatif etkinin meydana gelebileceğini vurgulamıştır. Reel sektör borçlarının yüksek düzeyde dolarize olduğu Türkiye ekonomisi için bu durum önem arz etmektedir. Üstelik sık sık kur ataklarından muzdarip olunduğu da dikkate alınırsa, bir bilanço etkisinin var olması beklenebilir. Bu nedenle, çalışmada döviz kuru artışlarının bilanço etkisi literatürü temel alınarak, Türk imalat sanayi alt sektör yatırımları üzerindeki etkisi 2009-2020 döneminde yıllık bazda analiz edilmiştir. Genelleştirilmiş Momentler Metodu tahmincisi kullanılarak elde edilen sonuçlara göre, Türk imalat sanayi alt sektörlerinde anlamlı düzeyde bir bilanço etkisi bulunurken rekabetçi etki bulunamamıştır. Diğer yandan yüksek ithal girdi bağımlılığı nedeniyle bir maliyet enflasyonu sorunu ile yüzleşen sektör, analiz sonuçlarına göre enflasyondan negatif ve önemli bir düzeyde etkilenmektedir.
  • Öğe
    İnovasyon ve Ekonomik Büyüme İlişkisi, Türkiye Analizi (1985-2018)
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Yüksel, Zehra; Mızırak, Zekeriya
    Günümüz rekabet koşullarında bilgi ve teknoloji alanında ortaya çıkan yeniliklerle birlikte ülkeler arası gelişmişlik karşılaştırmalarında baz alınan kriterlerde de değişmeler söz konusu olmaktadır. Bu kapsamda bilimsel gelişmeleri takip ederek AR-GE ve inovasyona yönelik faaliyetlere önem verilmesi uluslararası rekabet koşullarında avantajlı bir konumu da beraberinde getirecektir. Hedeflenen büyüme ve kalkınma oranlarına ulaşmada yenilikçi faaliyetlerin kritik olduğunu anlayan ülkeler bu alanda yapılan çalışmalara hız vermek zorundadırlar. Bu kapsamda bilimsel çalışmaları takip ederek bu alana ayırdığı kaynakları arttıran, yenilikçi fikirler ortaya koyarak bu fikirleri somut bir çıktı haline getiren, geliştirdiği yenilikçi atılımlara sahip çıkarak gerekli fikri ve sınai haklar ile koruma altına alan, eğitimde her türlü yatırıma önem vererek nitelikli ve donanımlı insan gücü elde etme gayretinde bulunan ülkeler uluslararası rekabet yarışında da ilk sözü söyleme hakkını elde etmektedir. Bu doğrultuda, konumuz çalışma ile 1985-2018 dönemi için Türkiye’de inovasyon ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki zaman serisi analizi ile araştırılmıştır. Araştırmanın analiz kısmında inovasyon göstergesi olarak AR-GE Harcamalarının GSYH İçindeki Payı, AR-GE Personel Sayısı, Bilimsel Yayın Sayısı, Patent Başvuru Sayısı, Faydalı Model Başvuru Sayısı ve Ticari Marka Başvuru Sayısı kullanılmıştır. Ekonomik büyümenin göstergesi olarak ise yıllık GSYH büyüme verileri baz alınmıştır. Ekonometrik analizde Vektör Otoregresyon (VAR) modeli kullanılmış olup Granger nedensellik testinin sonucunda ise ekonomik büyüme ve inovasyon göstergeleri arasında nedensellik ilişkisinin söz konusu olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Enflasyon-Dış Ticaret İlişkisi: Afganistan Örneği
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Niyazi, Jan Muhammad; Acar, Mustafa
    Günümüz küreleşme ortamında, dünyada ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösteren güçlü ekonomik veriler bulunmaktadır. Cari açık, enflasyon ve döviz kuru bu önemli ve güçlü makroekonomik veriler arasında en dikkat çekici olanlardandır. Ayrıca, makroekonomik verileri arasında bazı istatistiki ilişkilerin var olduğu ifade edilmektedir. Bu doğrultuda, ülkenin dış ticaret kapasitesi ile ödemeler dengesinin belirli parametrelerini içeren cari açık ile iki önemli makroekonomik veriden nasıl etkilendiğinin bilinmesi ile ülkenin ekonomik geleceğine yönelik doğru ve etkili kararlar alınmasına katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Bu kapsamda yapılan çalışmada, 1990-2020 yılları arasındaki yıllık makroekonomik veriler kullanılarak, Afganistan örneğinde enflasyon ile dış ticaret arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada, değişkenler arasındaki istatistiksel ilişkileri tespit etmek amacıyla zaman serisi analizini içeren ekonometrik teknikler kullanılmıştır. Bu doğrultuda değişkenlere ait tanımlayıcı istatistikler incelenmiş ve serilerin yapısına uygun birim kök testleri ile durağanlık sınaması yapılmıştır. Durağanlık derecelerinin belirlenmesinin ardından VAR modeli kurulmuş ve değişkenlerin uzun dönemde ilişkili olup olmadığını tespit etmek üzere eş-bütünleşme analizi uygulanmıştır. Ayrıca, araştırma kapsamında kurulan VAR modeline nedensellik ve etki-tepki analizleri uygulanarak elde edilen sonuçlar tablo ve grafikler yardımıyla yorumlanmıştır. Çalışmanın sonunda, Varyans ayrıştırması sonuçlarına göre; 10. dönemde dış ticaret dengesindeki değişimin %93,16'sı kendisinden kaynaklanırken, yaklaşık %5,96'sı döviz kurundan ve %0,87'lik küçük bir oranı enflasyondan kaynaklanmıştır. Döviz kuru değişkeninin varyans ayrıştırması sonucuna göre, %87,26'sı döviz kurunun kendisinden kaynaklanırken, yaklaşık %10,06'sı dış ticaret dengesinden ve %2,68'i enflasyondan kaynamıştır. Enflasyon değişkeninin varyans ayrıştırması sonucuna göre ise, %79,59' kendisinden kaynaklanırken, yaklaşık %18,13'ü dış ticaret dengesinden ve %2,28'i döviz kurundan kaynaklandığı belirlenmiştir.
  • Öğe
    Yemen'de Kamu Harcamaları ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: 1989-2019 Dönemi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Al-Shaboti, Moatasem Mohammed Hasan; Adıgüzel, Uğur
    Ekonomik hayatta kamu harcamaları büyük önem taşımaktadır. Nitekim ekonomik yaşam alanında veya hızlı nüfus artışı alanında çeşitli gelişmeler meydana gelmiştir. Bu; sağlık, eğitim ve altyapı gibi ekonomik yaşamın bazı alanlarına devlet müdahalesi gerektiren bir durumdur. Bu doğrultuda devletin ekonomik hayata müdahalesine ilişkin bazı teoriler gözden geçirilmiştir. Ayrıca ekonomik büyümeyi açıklayan bazı önemli teoriler de çalışma çerçevesinde incelenmiştir. Bu bağlamda çalışmada, 1989-2019 dönemi Yemen'de kamu harcamaları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi Asimetrik Gecikmesi Dağıtılmış Otoregresif Model (NARDL) ve Hatemi J-Roca (2014) Asimetrik Nedensellik Testi kullanılarak yıllık veriler üzerinden analiz etmek amaçlanmıştır. Kamu harcamalarından ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir ilişki bulunmuştur. Bu, kamu harcamalarının ekonomik büyüme oranını artırmaya yardımcı olduğunu gösteren Keynes Kanunu'na uygunluk arz etmektedir.
  • Öğe
    Sağlık Ekonomisinde Tüketicinin Sağlık Hizmet Talebine Yönelik Bir Çalışma: Konya Örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Topcu, Merve; Mızırak, Zekeriya
    Bu çalışmanın amacı; tüketici teorisinden hareketle tüketicinin sağlık hizmet talebine yönelik yapıyı keşfetmek ve tüketicinin sağlık hizmet talebini ölçen bir ölçme aracı geliştirmektir. Çalışma Konya Büyükşehir Belediyesi il sınırları içerisinde merkez üç ilçede yaşayan 18- 65 yaş aralığında bireylere, online 892 anket uygulanmıştır. Anket ile toplanan veriler SPSS ve IBM SPSS AMOS programları kullanılarak analiz edilmiştir. Ölçeğin geçerlilik ve güvenilirlik analizleri yapılmıştır. KMO değeri 0.802 ve Bartlett küresellik testi ise ( =3489.867, p = 0.000) anlamlı olduğu bulunmuştur. AFA için temel bileşenler analizi, varimax yöntemi ile analiz gerçekleştirilmiş olup ölçek maddelerine ait faktör yüklerinin 0.52 ile 0.86 arasında değişmekte olduğu tespit edilmiştir. Ölçeğe ait alt boyutlar “Sağlık Hizmeti İhtiyacı”, “Sağlık Hizmeti Niteliği”, “Sağlık Hizmeti Ödeme İsteği” olarak belirlenmiş ve toplam açıklanan varyans %49.05 olduğu bulunmuştur. Yapı geçerliliği için DFA yapılmış ve DFA model uyumu değerleri incelendiğinde, 2 X /sd =3.87, RMSEA= 0.06, SRMR=0.06, IFI =0.92, CFI= 0.92, GFI=0.95, AGFI=0.93, TLI = 0.90 model uyumlu bulunmuştur. Güvenilirlik analizi için Cronbach Alfa değeri “Sağlık Hizmeti İhtiyacı” alt faktörü için 0.68, “Sağlık Hizmeti Niteliği” alt faktörü için 0.70, “Sağlık Hizmeti Ödeme İsteği” alt faktörü için 0.80, ölçeğin geneli için Cronbach Alfa 0.76 değeri hesaplanmıştır. Ölçek toplam 16 madde ile 3 alt faktörlü son halini almıştır. En son ölçek alt boyutları ile demografik değişkenler T testi ve Anova analizine tabi tutulmuştur. Sağlık hizmet ihtiyacı ve yaş arasında anlamlı farklılık olduğu bulunmuş, sağlık hizmeti ödeme isteği ile de ilçe, eğitim durumu ve gelir düzeyi arasında anlamlı farklılıklar olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Afganistan’da Enerji Yoksulluğu
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Khaja Ahmedi, Zubin; Köktaş, Altuğ Murat
    Enerji yoksulluğu; yemek pişirme, aydınlatma ve elektrikli aletleri kullanımında temiz ve modern enerjiye hiç veya yeterli düzeyde erişimi olmadığı durum olarak tanımlamaktadır. 21. yüzyılın ilk çeyreğini geride bırakmaya hazırlanırken, dünyada hala 789 milyon insan elektriğe ve 2,8 milyar insanda temiz pişirme yakıt ve teknolojilerine erişimi yoktur. Afganistan’da hanehakların %63’ü yemek pişirmek için temiz enerjiye ve %5’i elektriğe erişememek durumundadır. Bu tezde, Afganistan'daki enerji yoksulluğunu araştırmak ve enerji yoksulluğu yaşayan hanelerin demografik ve sosyoekonomik özelliklerini belirtmek amacındayız. Tezde Bitimleyici -Tanımlayıcı yöntem ve Asya Fondöten trafından Afganistan Halkı Üzerinde Anket çalışmasının veri setini kullanmaktayız. Kentlerde yaşayan hanehalkın, %90,9’u, kırsal alanlarda %27,7’si elektriği şebekeden ve ülke genelinde %53’ü elektriği güneş panellerinden temin edilmektedir. Kırsalda yaklaşık %7,1'i ve kentselde %0,9'u elektriğe erişememek durumundadır. Kuzeybatı'da %12,9’u ve Güneybatı bölgesinde %11,4’ü elektriğe erişememekte ve illere göre; Sar-e-Pul'da %25,4'ü, Nuristan'da %21,2'si, Paktia'da %15,5'i ve Helmand ilinde %15,1'i elektriğe erişemi olmayan en fazla hanehalkları yaşamaktadır. Günde en az elektriğe erişebilen iller ise, Daikundi ve Bamyan’dır. Sırayla %81,1 ve %69,5’i olarak günde 5 saat veya az elektriğe erişim sağlamaktadır. Hanehalkların %72,9’u aydınlatma, %28’i televizyon, %23,8’i klima, %4,19’u suyu ısıtmak ve %0,76’sı yemek yapmak için elektriği kullanmaktadır. Ülke genelinde hanehalkların geliri arttıkça elektriğe erişim saatleride artış göstermektedir. 10.000 Afgani altında geliri olan hanehalkların elekrtiğe erişimi günde en çok (0-6) saat arasında, 10.001-20000 Afgani olanların elektriğe erişimi genel olarak günde (7-9) saat arasında ve en yüksek gelire sahip olanlar (+ 40000 Afgani) elektriğe en fazla erişebilmekte ve erişimi günde 19-24 saatler arasındadır.
  • Öğe
    Beşerî Sermaye, Teknoloji Sınırına Uzaklık ve Verimlilik İlişkisi: Ampirik Bir İnceleme
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Badet, Jaures; Gömleksiz Mustafa
    Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyük kısmı, verimlilikte sağladıkları artışlar neticesinde dikkate değer bir büyüme performansı elde etmişlerdir. Verimlilik artışlarında, inovasyonlar sonucu ortaya çıkan ileri teknolojilerin yanı sıra mevcut teknolojilerin taklit edilmesi veya benimsenmesine dayalı teknoloji düzeyi önemli bir belirleyicidir. Konuyla ilgili literatürde, ülkelerin sahip oldukları teknoloji düzeyine bağlı olarak, beşerî sermayenin verimlilik değişimlerinde oynadığı role ilişkin güncel bir tartışma alanının olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, beşerî sermayenin verimlilik üzerindeki etkisini, ülke teknoloji düzeyi ile referans bir teknoloji sınırı arasındaki uzaklığı dikkate alarak incelemektir. Çalışmada, 1994–2017 dönemi için yüksek gelirli ülkeler ile orta ve düşük gelirli ülkeleri kapsayan iki ayrı veri seti kullanılmıştır. Analizde, teknoloji sınırına uzaklığa ilişkin olası içsellik sorunundan hareketle, araç değişken tekniklerinden birisi olan Genelleştirilmiş Momentler Yöntemi tercih edilmiştir. Elde edilen sonuçlarda ilk olarak, verimlilik artışlarının hem yüksek hem de orta ve düşük gelirli ülkelerdeki önceki dönem verimlilik düzeyine bağlı olarak gerçekleştiği görülmüştür. İkinci olarak, teknoloji sınırına uzaklığın orta ve düşük gelirli ülkelerde verimlilik artışlarını olumsuz etkilediğine dair kısmi bazı sonuçlara ulaşılmıştır. Üçüncü olarak, orta ve düşük gelirli ülkelerde teknoloji sınırına uzaklıktaki artışa bağlı şekilde, beşerî sermayenin verimlilik üzerindeki pozitif etkisinin arttığına dair önemli bulgular elde edilmiştir. Bu durum, teknoloji açığı görece fazla olan ülkelerde, beşerî sermayenin taklit ve benimsemeye dayalı teknolojik kabiliyetler yoluyla verimlilik artışlarına katkı sağladığına işaret etmektedir. Son olarak, beşerî sermayenin verimlilik üzerindeki etkisinin, ülkelerdeki teknoloji açığının kapatılmasına bağlı olarak pozitif ve anlamlı olduğu görülmektedir. Buradan hareketle, verimlilik odaklı beşerî sermaye yatırımlarının hem yüksek hem de orta ve düşük gelirli ülkeler için etkin bir politika aracı olduğu söylenebilir.
  • Öğe
    Türkiye’de Enerji Üretiminde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Yeri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Sağır, İbrahim Halil; Karabulut, Tahsin
    İnsanlık tarihi boyunca yaşanan değişimler nedeniyle, insanoğlu değişime ayak uydurarak ve ihtiyaçlarını karşılayarak yaşamını sürdürmek zorunda kalmıştır. İnsanın besin ihtiyacının karşılanması, yaşamın sürdürülmesi noktasında temel faktördür. Çünkü insanlar enerjilerini gıdadan alarak yaşama tutunmaktadır. Bu yüzden enerji kavramı insan hayatında önemli bir faktördür. Enerji, alınan besinler nedeniyle insanı ayakta tutmayı sağlar. Fakat enerji kavramı sadece gıda anlamında kullanılmamaktadır. Enerji ısınma anlamında da kullanılmaktadır. İnsanlar daha önceleri ısınmak için fiziksel güçten yararlanarak çevreden yakacak malzemeler toplamışlardır. Zaman içerisinde teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık insan gücü yerine buhar makineler, kömür, doğalgaz gibi enerjiler kullanılarak ısınma ihtiyacı karşılanmaya başlanmıştır. Böylece insanlar enerji ihtiyaçlarını daha rahat bir şekilde karşılayarak yaşamlarını daha verimli bir şekilde sürdürmeye başlamıştır. Çalışmanın amacı, enerji kaynakları hakkında bilgi vermek, alt başlıklarını açıklayarak, yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimi, ekonomiye katkısı gibi konular hakkında bilgi vermektir. Özellikle günümüzde yaşanan gelişmelere bağlı olarak enerji kaynaklarının çevreye vermiş olduğu zararlar ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yararları incelenecektir.
  • Öğe
    Yolsuzluk ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: MENA Ülkeleri Örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Asmaeil Mohammed Alazraq, Muhammed; Acar, Mustafa
    Yolsuzluk esas itibariyle herhangi bir topluma bulaştığında o toplumu yavaş yavaş öldüren bir hastalık olarak kabul edilebilir. Nitekim Dünya Bankası, yolsuzluğun ekonomik ve sosyal kalkınmanın önündeki en büyük engel olduğunu belirtmektedir. Günümüzde, yolsuzluğun olumsuz sonuçları geçmişe kıyasla çok daha çarpıcı bir şekilde artmaya başlamıştır. Ulusal ekonomiler için en önemli makro göstergelerden biri olan ekonomik büyümeyi etkileyen birçok faktör vardır. Bunlardan biri de yolsuzluktur. Ekonomistlerce yolsuzluk, “kişisel çıkar elde etmek için kamu gücünün kötüye kullanımı” olarak tanımlanmaktadır. Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) ülkelerinde yolsuzluğun yaygın olması, çeşitli sorunlara doğrudan katkıda bulunmaktadır. Dahası, yolsuzluğun ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması yolunda bir engel teşkil ettiği görülmektedir. Bu çalışmada, 2005-2017 dönemi için panel veriler kullanılarak, 18 MENA ülkesinde yolsuzluk ve ekonomik gelişme arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Bulgular beklentilere uygun olarak, yolsuzluk ile ekonomik büyüme arasında negatif bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Buna göre yolsuzlukta meydana gelecek %1’lik bir artış, kişi başına düşen GSYH’nın %0,31 oranında azalmasına yol açacaktır.
  • Öğe
    İnovasyon Ekosistemi ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Seçilmiş Gelişmiş Ülkeler ve Yükselen Piyasa Ekonomileri Üzerine Bir İnceleme
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Yılmaz, Gamze; Özcan, Günay
    Günümüzde inovasyon, iktisadi alanda zamanla daha çok gündeme gelen bir kavram hâline gelmiştir. İnovasyon, piyasaya yeni tüketici alışkanlıkları, yeni rekabet imkânları, yeni iş ve refahı artırma olanakları sağlayan, para kazandıran yaratıcılık ve yenilik olarak tanımlanabilmektedir. İnovasyon ekosistemi ise doğa ekosistemine benzetilmektedir. Doğa ekosistemi bileşenleri, tıpkı bir zincir gibi işlemesi yönünden inovasyon ekosistemi ile benzerlik göstermektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin zenginleşmesi, küreselleşme ve ekonomik büyüme süreçlerinin sağladığı avantajlarla oldukça etkili bir hâle gelmiştir. Bilgi ve teknolojinin tırmanışa geçtiği ekonominin farklı sektörlerinde, inovasyonun başat bir rol oynaması yine ekonominin olmazsa olmaz bir parçasıdır. Bu bağlamda inovasyon ekosisteminin yapısının ve girdileri belirlemenin ekonomi üzerindeki etkilerinin incelenmesi önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, seçilmiş gelişmiş ülkeler ve yükselen piyasa ekonomileri özelinde inovasyon ekosistemi bileşenlerinin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini incelemektir. Çalışmada toplam 15 ülkede 2013-2019 yılları arası dönemi kapsayan bir veri seti kullanılmaktadır. Genelleştirilmiş Momentler Yönteminden elde edilen bulgularda, kurumlar, altyapı ve ticari gelişmişliğin ekonomik büyümede önemli birer belirleyici oldukları görülmektedir. Ayrıca beşerî sermaye ve araştırmanın ulusal ekonomik büyümedeki destekleyici rolüne ilişkin kısmi bulgulara ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Arap bahar'nın Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Ansarıan, Mohammed; Acar, Mustafa
    Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki Arap halklar, yaşadıkları ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlar nedeniyle ayaklanmışlar ve bu şekilde Arap Baharı adı verilen süreç başlamıştır. Arap Baharının yaşandığı coğrafyaya ve ülkelere bakıldığında, bu bölgedeki ülkelerin ekonomik, eko-stratejik, sosyolojik ve siyasal özellikleri 'Bahar'a yol açan nedenlerin başında gelmektedir. Arap Baharının arkasında her ne kadar bölge halklarının kendi haklı gerekçeleri olsa da, mevcut kırılganlıkları ve fay hatlarını harekete geçiren küresel güçlerin etkileri yadsınamaz. Ortaya çıkışının ardından adeta domino etkisiyle yayılan Arap Baharının oluşumunda etkisi olan ekonomik faktörler ülke içi nedenler açısından değerlendirildiğinde işsizlik, enflasyon, olumsuz yaşam koşulları, gıdaya ulaşmanın zor olması, yüksek fiyatlar, konut sorunları gibi hususların etkisinden söz edilebilir. 2010 yılında başlayan ayaklanmalar neticesinde pek çok ülkede iktidarlar değişmiş, iç savaşlar başlamış ve eskiye göre çok daha kötü sonuçlar ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada Arap Baharının Türkiye üzerindeki ekonomik ve sosyal etkileri araştırılmıştır. Çalışma kapsamında Arap Baharı öncesinde, sırasında ve sonrasında Türkiye ile Baharın yaşandığı ülkeler arasındaki dış ticaret verilerine bakılmıştır. Elde edilen bulgulara göre Arap Baharının Türkiye turizm sektörü üzerinde canlandırıcı etkileri olduğu, inşaat sektörü üzerinde ise olumsuz etkilerinin olduğu tespit edilmiştir. Arap Baharı, petrol fiyatlarında artışa neden olduğundan Türkiye ekonomisine makro düzeyde olumsuz etki etmiştir. Genel olarak, Türkiye ekonomisinde fırsat maliyetlerine yol açmakla birlikte, dış ticaret bakımından Arap Baharının doğrudan olumsuz etkisi azdır. Ancak Suriye iç savaşından kaçıp Türkiye'ye sığınan mültecilerin ekonomik maliyeti oldukça yüksek olmuştur. Bu maliyet halen devam etmektedir.
  • Öğe
    Türkiye'de Bireysel Emeklilik Sistemi ve kamu sektörü çalışanlarının BES'ne giriş kararlarını etkileyen faktörlerin belirlenmesi; Konya ili örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Yıldız, Sare Melike; Buluş, Abdülkadir
    Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), bireylerin aktif çalışma hayatları boyunca yaptıkları tasarrufları uzun vadeli yatırımlarda değerlendirerek emeklilik zamanlarında hayat kalitelerini koruyabilecekleri bir gelir elde etmelerine katkıda bulunan özel emeklilik sistemidir. İnsanlar bu sisteme gönüllü, zorunlu veya otomatik olarak katılarak, sosyal güvenlik sisteminin sağladığı emeklilik gelirine ek bir gelir oluşturabilmektedir. BES'nin bireysel, sosyal ve ekonomik yönden sağladığı faydalardan dolayı Türkiye dahil birçok ülke sistemde yeni reformlar yaparak sistemdeki katılımcı sayısını artırmaya çalışmaktadır. Zira bireylerin BES'ne giriş kararlarını ve sistemde kalmalarını etkileyen pek çok faktör bulunabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de uygulanan bireysel emeklilik sisteminin kamu sektöründe çalışan bireyler için bireysel emeklilik sistemine giriş kararlarının etkileyen faktörleri belirlemektir. Çalışmada, kamu sektörü çalışanlarının bireysel emeklilik sistemine hangi nedenler doğrultusunda girmeyi düşündükleri, bireylerin demografik özellikleri ile bireysel emeklilik sistemine giriş kararlarının hangi ölçülerde farklılık gösterdiği tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu çalışma nicel bir araştırma olup, araştırmada model olarak ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma kapsamında Konya'da çeşitli kamu sektörlerinde çalışmakta olan 350 kamu personeline ulaşılmış ve "Bireysel Emeklilik Sistemi Anketi" kullanılarak gerekli veriler anket yardımı ile toplanmıştır. 350 anketten 229'unun verileri kullanılarak SPSS programı ile verilerin ön ve ileri analizleri yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda kamu sektörü çalışanlarının; %19,2'si sosyal güvenlik reformlarına güven duyarken, %41,5'i sosyal güvenlik reformlarının sorunları çözemeyeceğini düşündüğü belirlenmiştir. Kamu sektörü çalışanlarının %52'sinin düzenli tasarruf alışkanlığının olduğu ve tasarruflarını en çok altına yatırım yaparak değerlendirdikleri tespit edilmiştir. Ayrıca, BES'ne giriş kararını etkileyen faktörlerden olan meslek ile giriş kararı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanırken, eğitim düzeyi ve ortalama aylık gelir ile BES'ne giriş kararı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanamaması çalışmanın önemli sonuçlarındandır. Çalışmanın en sonunda ise elde edilen bulgulardan yola çıkarak konu ile ilgilenenlere önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Amerika Birleşik Devletleri ile Çin'in korumacılık politikalarının Oyun Teorisi yaklaşımına göre analizi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Oğlakkaya, Mehmet Salih; Buluş, Abdulkadir
    Korumacılık; bir devletin, ekonomisini dış rekabetten korumak amacıyla uluslararası ticarete çeşitli yollarla kısıtlamalar getirmesi durumudur. Ticaret Savaşı, korumacılık politikalarını uygulayarak ithalata kısıtlamalar getirmiş olan bir ülkeye karşı başka ülkelerin de benzer yollarla karşılık vererek misilleme yapmaları halinde ortaya çıkan ticari rekabet durumudur. Ticari vergilendirmeler, ithalat ve ihracat kotaları, sübvansiyon ve tarife dışı müdahaleler koruyucu dış ticaret politikalarının araçları arasında yer almaktadır. Oyun teorisi oyuncuların en fazla kazancı elde etmek için oyuncular arasında karşılıklı bağımlılığın olduğu, stratejik kararların alındığı, oyun içerisinde işbirliği ve karar almamanın da bir maliyetinin olduğu matematiksel biçimde açıklanabilinen yarıştır. Bu çalışmanın amacı, ABD ve Çin arasında meydana gelen korumacı dış ticaret politikalarının nedenlerinin araştırılması, Oyun Teorisine uygulanması ve sonuçlarının tartışılması, Oyun Teorisinde oyunda oyuna dâhil olmayan oyuncuların oyundan kazanç ve zarar etmesinin gösterilmesidir. ABD Çin korumacı politikalarının sonuçları itibari ile birçok ülkeyi etkilemesi bakımından, nedenlerinin irdelenmesi ve sonuçlarının bir disiplin altında analiz edilmesi son derece önemlidir. Bu bakımdan ABD'nin ve Çin'in ekonomik yapısının analiz edilmesi, korumacı dış ticaret politikasının tanımlandırılması, Oyun Teorisinin ticaret savaşına uygulanması ve sonuçlarının değerlendirilmesi hassas bir süreci beraberinde getirmektedir. Bu çalışma, Amerika'nın ve Çin'in ekonomik yapısının ortaya konulmasını, koruyucu dış ticaret politikalarının tanımlanmasını, oluşturulan koruyucu politikaların stratejilerinin belirlenmesi ve oyun teorisine uygulanması ile sonuçlarının irdelenmesi uyarınca incelenmiştir.
  • Öğe
    Parasal aktarım mekanizması ve kredi kanalı: Türkiye örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Kar, Asım; Öcal, Fatih Mehmet
    Para politikası uygulamalarının reel iktisadi aktiviteyi farklı kanallardan etkileyebilmesi parasal aktarım mekanizması olarak tanımlanmaktadır. Standart IS-LM modeline kredilerin eklenmesiyle açığa çıkan kredi kanalı, banka kredi kanalı ve bilanço kanalı olarak alt iki kanala ayrılmaktadır. Banka kredi kanalı, banka kredileri ile finansal varlıkların eksik ikame olması durumunda standart IS-LM modelinin üzerine kurulan para/faiz oranı kanalının alternatifi değil, etkilerini güçlendiren tamamlayıcı bir aktarım mekanizması olmaktadır. Kredi piyasalarındaki eksik bilgi problemlerini çözmede uzmanlaşan bankalar, banka kredi kanalında özel bir rol oynamaktadır. Para politikasının bankaların kredi arzını değiştirmesi sonucunda reel ekonomi üzerinde meydana gelen etkiler, banka kredi aktarım kanalı aracılığıyla gerçekleşmektedir. Bu kapsamda, para politikasının aktarım değişkeni olarak banka kredileri üzerinden reel makroekonomik değişkenleri etkileyebilmesi için üç etkinlik koşulunun geçerli olması gerekmektedir. Bu etkinlik koşulları Türkiye için incelenmiş ve banka kredi kanalının etkin işleyişini sınırlandırıcı bir durumla karşılaşılmamıştır. Bu tez çalışmasının temel amacı, 2005:1-2019:12 dönemi boyunca Türkiye için banka kredi kanalının etkinliğini Markov rejim değişim vektör otoregresif (MS-VAR) modeli yöntemiyle ekonometrik olarak analiz etmektir. MS-VAR modeli analizinde toplam banka mevduatları, toplam banka kredileri, menkul kıymet stoku, döviz kuru, sanayi üretim endeksi, tüketici fiyat endeksi ve politika faiz oranını temsilen bankalar arası gecelik faiz oranı değişkenleri kullanılmıştır. Analizde, banka kredi kanalının teorik işleyiş sürecinin adımlarına uygun olarak beş farklı MS-VAR modeli oluşturulmuştur. Genişleme ve daralma rejimi olarak iki rejimli oluşturulan MS-VAR modellerinden Türkiye örneği için elde edilen analiz sonuçlarında, genişleme dönemlerinde politika faiz oranındaki değişimin bankaların kredi arzı üzerinden reel ekonomik değişkenleri etkilediği tespit edilmiştir. Sonuç olarak, Türkiye'de banka kredi kanalının etkin işlediği ve önemli bir parasal aktarım mekanizması olduğu söylenebilir.