Yazar "Çaksen, Hüseyin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Acute Cyanide Intoxication Related to Apricot Seed: The Findings of Cranial Magnetic Resonance Imaging(2016) Ünal, Özkan; Özen, Özkan; Çaksen, HüseyinSiyanür düşük dozlarda bile hızlıca dakikalar içerisinde ölüme yol açabilen güçlü bir zehirdir. Erik, kiraz, kayısı, şeftali, acı badem gibi meyvelerin çekirdeklerinde bulunan amigdalin maddesi midede hidrojen siyanüre dönüşebilmektedir. Siyanür zehirlenmeleri nadiren siyanür glikozitleri içeren gıda ürünlerinin alımını takiben gözlenir. Kayısı çekirdeği yenmesine bağlı siyanür intoksikasyonu gelişen 3,5yaşındaki erkek hastaya intoksikasyonun 9. gününde beyin manyetik rezonans görüntüleme yapıldı. Beyin Manyetik rezonans görüntülemede, bilateral lentiform nükleusta hemorajik hasar ve kaudat nükleuslarda hasar gözlemlendi. Amacımız kayısı çekirdeği yenmesinden sonra meydana gelen siyanür zehirlenmesi olgusunun beyin manyetik rezonans görüntüleme bulgularını sunmaktır.Öğe Akut Unilateral Ezotropyalı Bir Olgu: Gradenigo Sendromu(2018) Çaksen, Hüseyin; Eroğlu, Ahmet; Eroğlu, Arzu; Demlik, DilekAkut otitis medianın nadir bir komplikasyonu (apikal petrozitis) olan altıncı sinir felçli bir vakayı sunmayı amaçladık. Gradenigo Sendromu’nun triadı; akut otitis media, beşinci kranial sinirin dağılım bölgesinde ağrı ve 6. kranyal sinir felci olarak bilinir.Öğe Bir doğuştan kraniyal disinnervasyon bozukluğu: Moebius sendromu(2017) Mutlu Albayrak, Hatice; Emiroğlu, Nuriye; Altunhan, Hüseyin; Örs, Rahmi; Çaksen, HüseyinMoebius sendromu, diğer adıyla Moebius sekansı, doğuştan yüz ve göz sinirlerinde felç ile belirgin, ilerleyici olmayan bir kraniyal disinnervasyon bozukluğudur. Emmede zayıflık ve yüz felci nedeniyle izlenen, in vitro dölleme ile oluşan gebelik sonucu doğan, beş günlük kız hastaya iki taraflı pitoz ve dışa bakış kısıtlılığı, dilde sola kayma, dismorfik yüz görünümü, sol el parmak ve tırnaklarında hipoplazi bulguları ile birlikte Moebius sendromu tanısı konuldu. Bu sendroma üç, dört, beş, dokuz, 10 ve 12 gibi ek kraniyal sinir tutulumu, kol ve bacak gelişim anomalileri de eşlik edebilir. Etiolojide bir çok etmen öne sürülmekle beraber yardımcı üreme tekniklerine bağlı nadir olgular bildirilmiştir. Hastalarda beslenme güçlüğü ve aspirasyon sorunları süt çocukluğu döneminde karşılaşılan başlıca sorunlardır. Yüz felci ile doğan yenidoğan diğer kraniyal sinirler bakımından da ayrıntılı muayene edilmeli, ayırıcı tanıda Moebius sendromu ile birlikte diğer kraniyal disinnervasyon bozuklukları göz önünde bulundurulmalıdır.Öğe A case report: Cluster headache in childhood(2014) Çaksen, Hüseyin; İlik, FaikCluster headache (CH) is one of the most severe types of headache, characterized by periods of recurrent attacks of sudden and intense pain, localized in the orbital or temporal region, and associated with ipsilateral autonomic symptoms and signs. The mean age of onset of CH is in the late third decade. Only few cases of childhood-onset (<14 years) CH have been reported in the literature. In this article, clinical manifestation and treatment options are discussed especially concerning the rationale of use of prednisolone in childhood with cluster headache.Öğe Çocuklarda posterior reversible ansefalopati sendromu: olgu serisi(2016) Çaksen, Hüseyin; Tokgöz, Hüseyin; Emeksiz, Serhat; Kutlu, Nurettin Onur; Alkan, Gülsüm; Şeker Yıkmaz, HülyaPosterior reversibl ansefalopati sendromu hipertansiyon, nöbet (konvulsiyon), baş ağrısı, bilinç bulanıklığı ve görme bozukluğu ile giden ve manyetik rezonans görüntülemede belirgin lezyonlarla tanısı konulan bir durumdur. Ocak 2010 ve Ocak 2014 tarihleri arasında Meram Tıp Fakültesi çocuk yoğun bakım ve hematoloji servislerinde izlenen beş posterior reversibl ansefalopati sendromu olgusu geriye dönük olarak değerlendirildi. Demografik ve klinik özellikleri ve görüntüleme bulguları gözden geçirildi. Olguların birincil hastalıkları; akut lenfositik lösemi (iki hasta), Henoch-Schönlein purpurası (bir hasta), sistemik lupus eritematozus (bir hasta) ve poststreptokoksik akut glomerülonefritti (bir hasta). Ortalama yaş 104,58 yıldı (5-14 yıl). Kan basıncının yüksekliği tüm hastalarda vardı. Başlangıç nörolojik belirtiler; nöbet, bilinç bulanıklığı, baş ağrısı ve görme bozukluğuydu. Klinik değerlendirme ve manyetik rezonans görüntüleme ile tanı konulduktan sonra uygun tedavi yaklaşımı ile tüm hastalarda klinik iyileşme sağlandı. Sonuç olarak, ansefalopati tablosu ile gelen ve zemininde nefrit, vaskülit ve malinite; kliniğinde kan basıncı yüksekliği ve ilaç kullanımı olan olgularda ayırıcı tanıda posterior reversibl ansefalopati sendromu düşünülmelidir.Öğe Çocuklarda santral sinir sisteminin inflamatuvar demiyelinizan hastalıklarının değerlendirilmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2022) Sayan, Ender; Çaksen, HüseyinAmaç: Çalışmamızda otolog kök hücre nakli (OKHN) yapılmış olan hematolojik maligniteli hastaların engrafman sürelerini ve hastalıksız sağ kalım sürelerini (HSS) değerlendirmeyi ve kliniğimizin sonuçlarını literatür ile karşılaştırmayı amaçladık. Yöntem: Aralık 2011-Aralık 2020 tarihleri arasında Necmettin Erbakan Üniversitesi Hematoloji Bilim Dalında yapılan toplam 113 otolog kök hücre nakli retrospektif olarak hasta kayıt arşiv dosyaları ve hastane bilgi yönetim sistemi üzerinden incelendi. Verilerin analizinde IBM SPSS (v 20.0) kullanıldı. Bulgular: 84 (%74,3) Multiple myelom (MM), 19 (%16,8) non hodgkin lenfoma (NHL), 8 (%7,1) hodgkin lenfoma (HL), 1(%0,9) akut miyeloid lösemi (AML) ve 1(%0,9) T-lenfoblastik lenfoma (T-LBL) hastamız vardı. Hastaların %45,1 kadın, %54,9 erkek idi. Ortanca nötrofil engrafman günü 11 (9-14), trombosit engrafman günü 12 (8-28) olarak bulundu. Ortanca takip süresi 41 ay idi. MM’de 3 senelik genel ve hastalıksız sağ kalım sırasıyla %75 ve %53 olarak, lenfomada 3 senelik genel ve hastalıksız sağ kalım sırasıyla %68 ve %64 olarak saptandı. Sonuç: Ek hastalığa sahip olanların olmayanlara göre nötrofil engrafmanı sürelerinin anlamlı olarak daha uzun olduğu, MM’de immünglobulin G alt tipinin diğer tipler toplamına göre anlamlı olarak daha iyi nötrofil engrafman süresine sahip olduğu saptandı. MM’de 65 yaş ve altında olanların, 65 yaş üzerinde olan hastalara göre genel sağ kalımlarının anlamlı olarak daha iyi olduğu bulundu. Lenfomada erken evre hastalığın ileri evre hastalığa göre anlamlı olarak daha iyi sağ kalım sonuçları olduğu saptandı.Öğe Poor prognosis in paediatric haemorrhagic stroke(Via Medica, 2023) Çaksen, Hüseyin; Yılmaz, Saniye Yasemin; Güven, Ahmet Sami; Güldibi, Furkan; Erdi, Mehmet Fatih; Açıkgözoğlu, SaimStroke, increasingly recognised in children in recent years, is an important cause of long-term morbidity and disability. A wide range of conditions associated with paediatric stroke has been identified, which differ significantly from those in adults. Paediatric stroke can also present with a variety of symptoms and signs, both specific and non-specific [1, 2]. Paediatric haemorrhagic stroke (HS) is a rare but severe condition, with lifelong multifaceted adverse functional, psychosocial, and economic consequences [3]. In this study, we have evaluated the clinical, laboratory and neuroimaging findings in children with HS in order to draw attention to the high morbidity and mortality rates of paediatric HS. (...)Öğe Ruqyah and Its Use among Patients with Cancer(Thieme, 2023) Çaksen, HüseyinIn this article, we reviewed ruqyah from past to present and its use among patients with cancer to attract attention to the importance of ruqyah. Ruqyah, one of the mind–body interventions among complementary and alternative medicine therapies, refers to the healing method based on the Quran and hadith through the recitation of the Quran, seeking of refuge, remembrance, and dua (supplication) that is used as a means of treating sickness and other problems, by reading ayats of the Quran, the names and attributes of Allah, or by using the duas in Arabic or in an understandable language. Ruqyah is frequently used in patients with cancer in combination with medical treatment, and many patients benefit from ruqyah practices. It is usually used to improve emotional and physical well-being, relax, cope with the disease, strengthen the immune system, increase vitality, decrease pain and stress, treat disease, accelerate the healing process, increase the duration of life, improve sleep quality, reduce side effects associated with treatment, and to be self-sufficient. Ruqyah is a complementary method for modern cancer treatment. It is not an alternative to chemotherapy and cannot directly replace medical treatment. Patients can perform ruqyah by themselves without applying to Muslim faith healers or spiritual healing centers. It can be by everyone regardless of their religion and belief. Although ruqyah has been successfully used in various social, mental, spiritual, and physical disorders for over 1,440 years, there are limited randomized controlled trials about its use in patients with cancer due to lack of cooperation between health professionals and Muslim faith healers applying ruqyah. Therefore, we suggest that health professionals develop joint projects and studies with Muslim faith healers and Islamic religion professionals on this subject. Finally, we strongly believe that ruqyah must be integrated into mainstream modern medicine as in the “Malaysia model” in both developing and developed countries.Öğe Salvation of the Prophet Yunus (alayhi as-salam), swallowed by the big fish: A message for today's physicians(Georg Thieme Verlag KG, 2023) Çaksen, Hüseyin...Öğe Serebello-Okülo-Renal Sendrom ve Mikroftalmi Birlikteliği(2018) Özkağnıcı, Ahmet; Bitirgen, Gülfidan; Çaksen, Hüseyin; Güneş, İrem; Tınkır Kayıtmazbatır, EmineSerebello-okülo-renal sendrom, hipotoni, ataksi, anormal solunum paterni ve gelişme geriliği ile karakterize konjenital nöro-gelişimsel birbozukluk olan Joubert sendromunun bir varyantıdır ve Joubert sendromu bulgularına renal tutulumun eklenmesiyle tanımlanır. Beyin manye-tik rezonans görüntülemesindeki “molar diş” görünümü hastalık için patognomoniktir. Bu çalışmada göz teması kuramama şikayetiyle ailesitarafından kliniğimize getirilen serebello-okülo-renal sendrom tanılı 6 aylık kız olgunun klinik özellikleri ve bilateral mikroftalmi birlikteliğisunulmaktadır. Serebello-okülo-renal sendroma eşlik edebilen çok sayıda oküler anomaliden biri olan mikroftalmide, erken refraktif düzeltmeile ambliyopi riski azaltılabilir. Bu da hayatın ilk aylarında yapılan oftalmolojiik muayenenin önemini vurgulamaktadır.Öğe Yenidoğanda distal renal tübüler asidozisli Joubert Sendromu(2015) Tarakçı, Nuriye; Mutlu, Hatice; Altunhan, Hüseyin; Çaksen, Hüseyin; Örs, RahmiJoubert Sendromu (JS) beyin sapı ve serebellar malformasyonlarla karakterize santral sinir sisteminin nadir gelişimsel bir bozuk- luğudur. Göz (örneğin, retinal displazi gibi), okulomotor, kas-iskelet ve böbrek (örneğin, kistik displazi, nefronofitizis) gibi diğer sistemik bozukluklarla ilişkili olabilir. Biz burada distal renal tübüler asidozis ile birlikte olan JS bir olguyu bildiğimiz kadarı ile tıp literatüründe ilk olması nedeni ile sunduk.