Yazar "Çiftci, İlhan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocukluk çağında gonad tümörleri(2012) Çiftci, İlhan; Köse, Doğan; Köksal, Yavuz; Günel, EnginGiriş: Testis ve over tümörleri nadir görülen tümörlerdir ancak çocuklarda sıklığı yetişkinlere oranla daha yüksektir. İki taraflı da görülebilirler ancak sağ tarafı tercih ederler. Dördüncü dekatta pik yapmalarına rağmen her yaşta görülebilirler. Ergen ve çocuklarda en sık rastlanan genital neoplazma ise germ hücreli tümörlerdir. Akciğer, meme, kolon ve pankreas kanserlerinden sonra ölümlerin en sık nedenidir. Metod: Bu çalışmamızda retrospektif olarak Çocuk Onkoloji ve Çocuk Cerrahisi Kliniklerine son yedi yılda gonadal kitle nedeni ile başvuran hastaların epidemiyolojik ve klinik özellikleri gözden geçirilmiştir. Sonuç: Gonadal tümör teşhisi erkeklerde oldukça kolaydır. Dikkatli fizik muayene ile testiste kitle tespit edilebilir, hidrosel gibi, testiste kitle yapan hastalıklardan ayırt edilmelidir. Kızlarda şikâyetler belirsiz olduğu için teşhis genellikle kitle etkisi nedeni ile konulmaktadır. Bu nedenle yaş olarak daha geç tanı almaktadırlar. Kliniğe üriner sistem semptomları yada kabızlık ile gelen hastalarda mutlaka sorgulama ve fizik muayene dikkatle yapılmalı, gonadal tümörler unutulmamalıdır.Öğe Deneysel nekrotizan enterekolit modelinde selektif ve nonselektif nitrik oksit sentaz enzim inhibitörlerinin intestinal hasara etkisi(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2002) Çiftci, İlhan; Dilsiz, AlaeddinNO'nun NEK etyopatogenezinden sorumlu olabileceği daha önce yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Bu çalışmada NEK modeli üzerinde selektif ve nonselektif İNOS inhibitörlerinin etkisi araştırılmıştır. AG selektif, LNAME ise nonselektif iNOS inhibitörü olarak kullanıldı. Deneysel NEK oluşturmak için yenidoğan ratlar formül mama karışımı ile beslendi. Termdeki ratlara 1 Ü. Pitocin infilrasyonu yapılarak doğum sağlandı. Doğan ratlar 5 gruba ayrıldı. 1. grup Kontrol, olarak belirlendi anne ratın yanında bırakılarak anne sütü ile beslenmeleri sağlandı. 2. grup (NEK grubu), hiç anne sütü almadan anne ratın yanından alınarak formül mama karışımı ile beslendi. 3. grup (NEK Şem grubu), yine anne ratın yanından alınarak formül mama karışımı ile beslendi ek olarak o.l mi %0,9 NaCl verildi. 4. grup (Aminoguanidine grubu), yine formül mama karışımı ile beslendi ek olarak 0,1 mi %0,9 NaCl içinde 10 mg/kg/gün Aminoguanidine HC1 verildi. 5. grup (LNAME grubu), anne ratı yanından alınan yenidoğan ratlara formül mamaya ek olarak 0,1 mi %0,9 NaCl içinde l0mg/kg/gün LNAME verildi. Denekler 4. gün öldürülerek ileoçekal valvin 1 cm proksimalinden 2 cm lik kısım morfolojik inceleme için, geri kalan yaklaşık 10 cm lik kısım Nitrit+Nitrat ölçümü için cam tüplere alındı. Değerlendirme kriterleri olarak ağırlık değişimi, sağ kalım oranlan, makroskopi, morfolojik inceleme, Nitrit+Nitrat değerleri incelendi. Ağırlık değişimi açısından Kontrol grubu ile diğerleri arasında anlamlı fark mevcut iken NEK, NEK Şem, Aminoguanidine, LNAME grupları arasında fark yoktu. Sağ kalım oranları LNAME grubunda mortal ite fazla, NEK, NEK Şem, Aminoguanidine, Kontrol grupları arasında fark bulunamadı. Makroskopik incelemede Kontrol grubunda tüm barsaklar normaldi, NEK, NEK Şem'de 4, Aminoguanidine grubunda 2, LNAME grubunda 5 ratın barsaklarında mavi-siyah renk değişimi ve nekroz görüldü. Mikroskopik incelemede NEK, NEK Şem ve LNAME grublarında Kontrol grubuna göre şiddetli hasar fazla görülürken, Aminoguanidine tedavisi hasarı azaltmıştır. NO üretimi (Nitrit+Nitrat seviyesi) NEK ve NEK Şem gruplarında kontrollere göre anlamlı olarak yüksek bulundu. Aminoguanidine ve LNAME gruplarında ise NO üretiminin azaldığı saptandı. Sonuç olarak Aminoguanidine NEK modelinde İNOS indüksiyonunu azaltarak intestinal hasarı azaltmıştır. LNAME İNOS ve cNOS inhibisyonu ile NO üretimini azaltmış, ancak lokal intestinal hasarda bir değişiklik göstermemiş, mortaliteyi ise artırmıştır. Buna göre İNOS indüksiyonu NEK'li barsakta hasarı artırırken, cNOS barsaklar için koruyucu ve normal fizyolojiden sorumlu NO üretimini sağlamaktadır.