Yazar "İlter, Hüseyin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Konya ilinde çocukluk çağı aşı reddi konusunda anne-baba görüşleri ve aşılamayı etkileyen faktörler(Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2020) İlter, Hüseyin; Demir, Lütfi SaltukGeçmiş yüzyılın en büyük halk sağlığı başarısı olarak tanımlanan bağışıklama hizmetleri sayesinde milyonlarca bebeğin hastalanması, sakat kalması veya ölümü engellenmektedir. Aşıların ilk kullanıma sunulması ile kendini gösteren aşı karşıtlığı son yıllarda iyice artmış durumdadır. Önlem alınmadığı takdirde halen eliminasyonu sağlanan hastalıklar dâhil çok sayıda hastalığın tekrar ortaya çıkması ihtimali ciddi bir risk olarak karşımızda durmaktadır. Bu çalışma ile Konya İlinde aşı uygulamasını reddeden anne ve babaların aşılamaya ilişkin görüşleri, bilgi ve tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. 01 Ocak 2017 ve 31 Aralık 2017 tarihleri arasında, Konya'da aile hekimlerine kayıtlı, aşı uygulamasını reddeden veya çeşitli sebeplerle aşı uygulaması yapılmayan, 0-4 yaş grubunda olan, halen Konya'da ikamet eden ve ailelerine ulaşılabilen, aileleri çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden çocuklar çalışmaya dahil edildi. Aşı reddi yâda tereddüdüne ilişkin ebeveynlere uygulanmak üzere demografik bilgileri, aşılanmaya ilişkin bilgileri, aşı reddi gerekçeleri ve aşılara ilişkin aile görüşlerini içeren bir anket formu 25.03.2019 ve 05.08.2019 tarihleri arasında uygulandı. Araştırma kapsamında 478 (%81.0) anne ve 112 (%19.0) baba ile görüşülmüştür. Konya ilinde 2017 yılında aşısı hiç yapılmayan veya zamanında yapılmayarak geciktirilen ve çalışmaya katılan çocukların 299'u (%50.7) erkek, 291'i (%49.3) kız idi. İki veya daha fazla sayıda çocuğu bulunan 419 (%71.0) ailenin 159'u (%37.9) araştırmaya dahil edilen dışındaki çocuklarına da bir veya daha fazla sayıda aşı uygulamasını reddetmiştir. En sık aşı uygulatmama nedeni olarak; aşıların güvenli olduğunu düşünmeme (%63.9), aşıların yararlı ve gerekli olduğunu düşünmeme (%57.6) ve yabancı ülkede üretiliyor olması nedeniyle aşıya güvenmeme (%47.3) olarak tespit edildi. Ailelerin %65.9'una aile sağlığı çalışanı, %32.4'üne aile hekimi ve %1.7'sine de çocuk hastalıkları uzmanı tarafından, aşılamama kararından vazgeçmeleri için telkinde bulunulduğu bildirildi. Ebeveynlerin %68.8'i aşıların yararlı olmadığı, önlediği hastalıkların çok ciddi olmadığı, %5.9'u çocukluk çağı aşılamalarının tüm toplumun yararına olmadığı, %48.8'i aşıların otizme neden olduğu, %47.2'si aşıların kısırlığa neden olduğu, %63.4'ü aşıların bağışıklık sistemini zayıflattığı düşüncesindeydi. Bebeklerine aşı yapılmasını reddeden ebeveynlerin %70.0'i aile hekiminden, %65.4'ü internet/sosyal medyadan, %38.8'i dini kaynaklardan, %38.5'i arkadaştan/aileden, %32.0 'si çocuk doktorundan, %32.0'si aşı karşıtı gruplardan ve %31.9'u ise dini kanaat önderlerinden bilgi aldığını ifade etti. Aşı karşıtlığı tüm dünya için olduğu kadar ülkemiz için de hızla artan bir risk olarak karşımıza çıkmaktadır. DSÖ tarafından 2019 yılı için ilk on sağlık tehdidi arasında aşı karşıtlığına da yer verilmekte, aşı reddinin gerekçelerinin bilimsel kanıta dayalı olmadığı ve yeterli bilgilendirme ile büyük kısmının önüne geçilebileceği ifade edilmektedir. Aşı karşıtlığının bu hızla devam etmesi durumunda geçmişte bulaşıcı hastalıklara karşı kazanılan tüm başarıların yok olması ve tekrar salgınlara zemin hazırlanması riski büyüktür. Bu nedenle aşı karşıtlığı ile bilimsel gerçekler ışığında etkin mücadele edilmelidir. Halkın aşılar, uygulanma gerekçeleri, içerikleri gibi konulara ilişkin iyi bilgilendirilmesi, ikna edilmesi bu hususta atılabilecek en önemli adımdır.