Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Atalay, Arif" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İslam Hukukunda kabz
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2012) Atalay, Arif; Köse, Saffet
    Kabz; piyasada geçerli olma, tasarrufta bulunma gücü, bir şeyi elle tutup alma, bir meblağı hesaba kaydetme, bir şeyi teslim alarak onda tasarrufta bulunma imkânını elde etmektir. Kabzın tanımı ve nasıl gerçekleşeceği konusunda merkeze alınan Hz. Muhammed'in hadisleri ve klasik dönemlerdeki uygulamalar olduğu gibi önemli ölçüde zamanın ve bölgenin örfü dikkate alınmaktadır. Her devrin kendine ait ticaret metaı değişkenlik gösterebilir. Akitlerde gerçekleşen kabz hakkındaki mezheplerin ihtilaf sebepleri Hz. Muhammed'in satın alınan malın ölçülmeden ve ele geçirilmeden önce satışını yasaklayan hadislerdir. Bu konuda çerçeveyi en geniş tutan Şâfiîler; garar ve haksız kazancı dikkate alarak hiçbir şeyde kabzdan önce satışı caiz görmemişlerdir. Hanefîler ise; garar'ı dikkate alarak kabzdan önce satışı gayri menkullerde caiz görürlerken menkullerde görmemişlerdir. Mâlikîler hadislerde geçen taam'ı (yiyecek maddesi) dikkate alarak yasaklığı sadece yiyecek maddelerinde geçerli görmüşlerdir. Hanbelîler'e göre ise; hadislerde vurgulanan ölçme ve tartma işlerini dikkate alınarak ölçülmeden ve tartılmadan önce mal satılamaz. Malın kabzedilmeden önce hasar sorumluluğu mal sahibine aittir. Malın kabzedilmesiyle hasar sorumluluğu müşteriye geçmektedir. Hasar sorumluluğunun müşteriye geçmesi sebebiyle kabz müşterinin borcu olarak kabul edilir. Kabz öncesi satış yasağı konusunda deliller dikkate alındığında kabz öncesi satışın haksız kazanca sebep olması ve garar içermesi sebebiyle Hanefîler'in ve Şâfiîler'in görüşünün daha genel geçer olduğu ortaya çıkmaktadır.

| Necmettin Erbakan Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Yaka Mahallesi, Yeni Meram Caddesi, Kasım Halife Sokak, No: 11/1 42090 - Meram, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez ayarları
  • Gizlilik politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri bildirim Gönder