Yazar "Bulut, Eman" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Evaluation of general characteristics of children with hypothyroidism(Karger, 2021) Bulut, Eman; Eklioglu, Beray Selver; Atabek, Mehmet Emre[Abstract Not Availabe]Öğe Merkezimize başvuran hipotiroidili çocukların genel özelliklerinin değerlendirilmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2020) Bulut, Eman; Eklioğlu, Beray SelverBu çalışmamızda hipotiroidi nedeniyle takip edilen hastaların demografik, klinik laboratuvar verilerinin retrospektif olarak incelenmesi ve kalıcı hipotiroidi olma sıklığının saptanması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya hipotiroidi tanısı olan toplam 209 hasta retrospektif olarak dahil edildi. Çalışma grubundaki hastaların demografik verileri (yaş, cinsiyet, beden kitle indeksi, boy, doğum ağırlığı, doğum yöntemi, doğum haftası), klinik özellikleri (serum elektrolitleri, Tiroglobulin, tiroid antikorları, TSH, sT4, hemoglobin, kreatinin, potasyum, ALT, AST, üre, tiroid volümü, takip süresi, tedavi için kullanılan ilaç ) kayıt edildi. Bunlara ek olarak tiroid ultrasonu ve sintigrafisi yapıldı. Bu hastalar, 3 yıllık tedavi ve izlem sürecindeki serum TSH ve sT4 seviyelerine göre üç gruba ayrıldı. Serum TSH düzeyi yüksek olanlar ve sT4 düzeyi normal sınırlarda olanlar subklinik hipotiroidi, TSH düzeyi ve sT4 normal sınırlarda olanlar geçici hipotiroidi, TSH düzeyi yüksek ve sT4 düzeyi düşük olanlara ise kalıcı hipotiroidi olarak değerlendirildi. Hastaların TSH, sT4 düzeyi, tiroid volümü, tiroglobulin düzeyi, cinsiyeti, doğum yöntemi, doğum haftası ve kromozom anomalisi (Down sendromu) verilerine göre gruplar arasında kıyaslama yapıldı. Bulgular: Hastaların %45 (94)'i kız ve %55 (115)'i ise erkekti. Hipoplazi anatomik yapısı %8,1 agenezi, %1 hipoplazi ve %90,9 normal idi. Hastaların %29,7'si geçici, %58,9'u kalıcı ve %11,5'i ise subklinik hipotiroidi idi. Erkeklerin %27'si geçici, %57,4'ü kalıcı, %15,7'si ise subklinik hipotiroidi. Kızların %33'si geçici, %60,6'sı kalıcı, %6,4'ü ise subklinik hipotiroidi idi. Olguların ilk başvurusu en erken 3 gün, en geç ise 1485 gün olup, ortalama 98,49 gün olarak saptandı. Tedavi süresi en kısa 2 ay, en uzun 94 ay olup, ortalama ise 41,99 ay olarak saptandı. Vucut ağırlığı SDs ortalaması -0,69, boy ortalaması 57,8 ± 11,08 cm, boya göre ağırılık ortalaması 113,5 ve doğum ağırlığı ise ortalama 2933 gr idi. Geçici hipotiroidinin %1,6 (1)'sı kalıcı olurken, %14,6 (18)'sı subklinik seyretti ve %12,5 (3)'i down sendromlu idi. Hem geçici hem de kalıcı hipotiroidi olanların TSH değeri subklinik olanlardan daha yüksekti ve bu fark istatiksel olarak da anlamlıydı (p<0,05). Geçici hipotiroidi olanlarda, kalıcı olanlara göre tiroid volümü daha yüksekti ve bu yükseklik istatiksel olarak da anlamlıydı (p<0,05). Down sendromlularda, geçici ve subklinik hipotiroidi oranında istatiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı. Kalıcı hipotiroidi ise geçici ve subklinik olanlara göre daha fazla orandaydı ve bu oran istatiksel olarak da anlamlıylı (p<0,05). Subklinik hipotiroidi olanlar, geçici hipotiroidi olanlar ve kalıcı hipotiroidi olanlar arasında tiroid volümü açısından istatiksel olarak anlamlı farklılık izlenmedi (p>0,05). Geçici ve kalıcı hipotiroidi olanlarda TSH değerleri açısından istatiksel olarak anlamlı farklılık izlenmedi (p>0,05). Hipotiroidi çeşidine göre cinsiyet, doğum yöntemi, doğum haftası ve doğum ağırlığı açısından istatiksel olarak anlamlı fark izlenmedi (p>0,05). Geçici hipotiroidi, kalıcı hipotiroidi, subklinik hipotiroidi olanlarda, Tiroglobulin değerleri sırasıyla cut-off 104, 34, 40,6 iken, duyarlılık %55,77, %72,12, %70, özgüllük ise, %100, %84,21, %75 olarak bulundu. Geçici hipotiroidi, kalıcı hipotiroidi, subklinik hipotiroidi olanlarda, TSH değerleri sırasıyla cut-off 10,3, 10,5, 10 iken, duyarlılık %100, %100, %100, özgüllük ise %88,4, %75,96, %25 olarak bulundu. Geçici hipotiroidi, kalıcı hipotiroidi, subklinik hipotiroidi olanlarda, sT4 değerleri sırasıyla cut-off 0,92, 0,93, 0,90 iken, duyarlılık %100, %100, %100, özgüllük ise %100, %100, %100 olarak bulundu. Sonuç: Hipotiroidi, çocuklarda erken dönemde tanı konulmadığında ve tedavi edilmediğinde büyümeyi ve nörolojik gelişimi etkileyen önemli bir endokrin hastalıkdır. Hipotiroidinin etiyolojisi ve türünün belirlenmesi, hastaların tedavi ve takiplerinde önemli rol oynar. Hipotiroidi önemli bir yer tutmaya devam etmektedir.. Hipotiroidi erken dönemde fark edildiğinde hipotiroidiye eşlik eden morbiditeler de azalacaktır. Subklinik hipotiroidi olanlar, geçici hipotiroidi olanlar ve kalıcı hipotiroidi olan hastaların kıyaslamasının yapıldığı çalışmalar sınırlı sayıdadır ve bundan dolayı çalışmamızın literatüre katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.