Yazar "Bulut, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bilim ve sanat merkezlerinde STEM uygulaması ve öğretmenlerin STEM uygulaması hakkındaki görüşlerinin incelenmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2019) Bulut, Mustafa; Doğan, OğuzÜlkeler, toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik koşullarına bağlı ve gelecek vizyonlarını da ortaya koyarak eğitim modelleri oluşturmaya çalışmaktadır. Daha çok ülkelerarası hegemonik güç yarışı, ekonomik rekabet, toplum düzeninin sağlıklı ve sürdürülebilir olması gibi olgular, oluşturulmaya çalışılan bu eğitim modellerine yön vermektedir. Günümüzde yapay zekâ, Endüstri 4.0 ya da 4. Sanayi Devrimi gibi kavramlar hayatımıza girmiştir. Gelecekteki yaşamımızda bu kavramların yansımalarının hakimiyeti giderek artacak gibi görünüyor. Dolayısıyla birçok çalışma alanında insanların yerini makineler ve robotlar alabilecek ve insan gücüne olan ihtiyaç gittikçe azalacaktır. Bu değişen konjonktür gereği 21. Yüzyıl bireyleri için ihtiyaca uygun yeni beceri gelişimleri sağlamak eğitimin temel hedeflerinden biridir. Bu becerilerin mevcut olan klasik eğitim anlayışıyla kazandırılması pek mümkün görünmemektedir. Dünyada uygulamasını her ülkenin kendi şartlarına göre belirleyip özgünleştirdiği STEM eğitim modeli bu becerileri kazandırabilecek en uygun model olarak görülmekte ve etkili uygulamalarla hızla geliştirilmektedir. STEM eğitimi ile öğrencilerin araştırmaları, keşfetmeleri, dünyayı anlamaları ve dünyaya katkıda bulunmaları öngörülüp, çeşitli problemleri çözen, mucit, kendine güvenen, yenilikçi, mantıklı düşünebilen ve aynı zamanda teknoloji okuryazarlığı gibi becerileri gelişmiş bireyler olarak yetişmeleri hedeflenmektedir. Ülkemizde son yıllarda bu konuyla ilgili çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Ancak STEM'in ne olduğu ve uygulaması ile ilgili ortak bir anlayış ve bakış açısı geliştirilememiştir. Bunun sonucu oluşan hassasiyetler üzerine ''STEM ne değildir?" tartışmaları yapılmaktadır. STEM eğitim modeli, Türkiye için önemli bir ihtiyaçtır fakat mevcut eğitim sistemi içerisinde uygulanabilirliği hususunda tereddütler barındırmakta ve sistem içerisinde henüz gerektiği kadar yer bulamamaktadır. Ancak Bilim ve Sanat Merkezleri yapısı ve kuruluş amaçları gereği STEM eğitim modelinin uygulanması ve geliştirilmesi açısından oldukça uygundur ve laboratuvar işlevi görebilir. Bu çalışmada, özel yetenekli öğrencilerle STEM eğitim uygulamasının nasıl sonuçlar ortaya koyacağını görmek amacıyla; Bilim ve Sanat Merkezi bünyesinde öğrencilere yapılandırılmış bir STEM eğitim modeli uygulaması gerçekleştirilmiş ve Bilim ve Sanat Merkezlerinde görev yapan öğretmenlerin özel yetenekli öğrencilere yapılan STEM uygulaması ve genel olarak STEM eğitim yaklaşımı hakkındaki görüşleri değerlendirilmiştir. Nitel araştırma yönteminin kullanıldığı bu çalışmada "Kirlenen Karanlık" teması kullanılarak STEM uygulaması gerçekleştirilmiş, değerlendirme aşamasında uygulamayı gerçekleştiren ve gözlemci olarak katılan öğretmenlerden "Yapılandırılmış Görüşme Formu" ile elde edilen veriler kullanılmıştır. Değerlendirmeler sonucunda STEM eğitim modelinin özel yetenekli öğlencilerin 21. yüzyıl becerilerini kazanmaları ve geliştirmelerine olumlu katkı sunacağı ve Bilim Sanat Merkezlerinde geliştirilip yaygınlaştırılarak uygulanmasının faydalı olacağı sonucuna varılmıştır.Öğe Çocukluk çağı sistemik lupus eritematozus hastalarının klinik ve laboratuvar verilerinin geriye dönük analizi(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2018) Bulut, Mustafa; Ataş, BülentNecmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi (NEÜMTF) Pediatrik Nefroloji-Romatoloji bilim dalında, Jüvenil Sistemik Lupus Eritematozus (JSLE) tanısı ile izlenen olgularda, klinik özellikleri ve laboratuvar verilerini geriye dönük inceleyerek, klinik ve serolojik özelliklerini tanımlamak, hastalık aktivitesi ve organ tutulumlarının sıklığı ve şiddetini saptamak ve hastaların takiplerinde morbidite ve mortalite sebeplerini analiz etmeyi planladık. YÖNTEM: Çalışmamızda, polikliniğimize 2007-2018 yılları arasında başvuran, 18 yaş altında olan 32 olguyu değerlendirmeye aldık. Bu hastaların dosyalarını tarayarak; kimlik bilgilerini, aile hikayelerini, başvuru sırasındaki yaşlarını, şikayetlerini ve şikayetlerin başlama zamanını, ilk başvuru sırasındaki fizik muyene bulgularını, laboratuvar tetkiklerini, varsa organ ve sistem tutulumlarını, varsa cilt ve/veya renal biyopsi sonuçlarını, takibi sırasında görülen komplikasyonları, tedavi ve prognoza ait verileri kaydetmeyi planladık. Hastaların tanı ve takibi sırasında kayıt edilen bilgiler ve laboratuvar sonuçlarını dikkate alarak verileri elde ettik. BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen 32 hastanın 25' i (% 78,1) kızdı. Hastalarımızın % 18,75' inde anne-baba akrabalığı, % 15,6' sında ise ailede otoimmun hastalık öyküsü vardı. Polikliniğimize ilk başvuru sırasında bakılan verilerde, en sık şikayet sebepleri; % 78,1 eklem şikayetleri (23 hastada yalnızca artralji, 2 hastada aktif artrit şeklinde) ve % 43,75 ile iştahsızlık idi. En sık gözlemlenen muayene bulguları ise, peteşiyel döküntü %25, oral lezyonlar % 21,8 ve malar rash (%15,6) idi. Hastalarımızın tamamında (%100) ANA pozitifliği ve %97,1' inde Anti dsDNA pozitifliği mevcuttu. Diğer otoantikorlara baktığımızda ise antifosfolipid antikor pozitifliği %48,1 ile dikkat çekmekteydi. Hastaların takipleri sırasında gördüğümüz en sık organ tutulumu ve komplikasyonlar ise, hematolojik anormallikler %78,1, böbrek fonksiyonlarında bozulma %37,5 ve biyopsi ile lupus nefriti teşhisi %31,25 idi. En sık verdiğimiz tedaviler ise kortikosteroid ve hidroksiklorokin olup, hastalarımızın kliniğine göre basamak tedavisi şeklinde monoklonal anti CD 20 antikoruna kadar tedavi verilen vakalarımız olmuştu. Çalışmamızın kapsadığı tarihler arasında ise 2 hastamız eksitus olmuştu. SONUÇ: JSLE çocukluk çağının ciddi organ tutulumlarıyla birlikte giden, en sık görülen otoimmun hastalığıdır. Multistemik tutulum olması ve pek çok hastalığın ayırıcı tanısına girmesi nedeniyle ayrı bir önem taşımaktadır. Hastalığın erken tanısı, tedavi ve daha sonra gelişebilecek komplikasyonları önlemek açısından önemlidir. JSLE karakteristiğinin, yetişkin lupustan farklı olduğunun bilinmesi hasta takibinde önemli rol oynamaktadır.Öğe Paediatric systemic lupus erythematosus: A single referral centre experience(Pakistan Medical Assoc, 2021) Atas, Bulent; Bulut, Mustafa; Sap, Fatih; Yazar, Abdullah; Akin, Fatih; Poyraz, Necdet; Tokgoz, HuseyinIn this study, the clinical and laboratory findings, management and follow-up of 32 children with paediatric systemic lupus erythematosus (pSLE) were evaluated to determine the prognostic factors in pSLE. Of the 32 patients, 25 (78.1%) were females. Age at onset of symptoms and diagnosis in the patients were 147.6 +/- 49 months and 154.3 +/- 48 months, respectively. The most common symptom on admission were joint problems, seen in 25 (78.1%) patients. Haematological alterations were seen in 25 (78.1%) cases during follow-up. Lupus nephritis was diagnosed in 10 (31.2%) patients. Malar rash was seen in a total of 12 (37.5%) patients during follow up, however it had been noted in five (15.6%) patients on admission. Antinuclear antibody and anti-dsDNA were positive in all patients and 31 (96.8%) patients, respectively. Decreased complement 3 and 4 levels were noted in 23 (71.8%) patients. Antiphospholipid antibody was studied in 27 patients and it was found to be positive in 13 (48.1%) patients. In conclusion, based on our findings, we would like to emphasize that pSLE has a large and remarkable clinical and laboratory findings.