Yazar "Deniz, Fatma" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Puva ve dar bant uvb fototerapilerinin derideki etkilerinin dermoskopla izlenmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2009) Deniz, Fatma; Balevi, ŞükrüDermatolojide artan sıklıkta kullanılmaya devam eden PUVA ve özellikle DB-UVB tedavilerinin dermoskopik olarak yan etkileri şimdiye kadar sadece nevüslerde incelenmiştir. Mevcut çalışmalarda ise derideki değişiklikler klinik, histolojik ve biyokimyasal olarak incelenmiştir. Bu nedenle UV ışınlarının derideki dermoskopik değişiklikleri yeterince bilinmemektedir.Çalışmamıza 30'u PUVA ve diğer 30'u da DB-UVB tedavisi alması uygun görülen ve en az 3 ay en fazla 8 ay düzenli olarak gelebilecek olanlar rastgele alındı. Bu çalışmada PUVA ve DB-UVB fototerapilerinin derideki vasküler, yapısal, papüler ve pigmentasyon değişikliklerini dermatoskopla değerlendirdik.Çalışmamızda tedaviye bağlı değişikliklerin tedavinin erken dönemlerinde başladığını ve zamanla klinik olarak belirginleşeceğini tesbit ettik. Her iki grupta da deltoidler ve skapulalar gibi güneş görmeyen alanlarda homojen blotch pigmentasyon , düzensiz blotch pigmentasyon, düzensiz granüler pigmentasyon, silik ağımsı pigmentasyon, belirgin ağımsı pigmentasyon ve lineer telenjiyektazi içeren yeni bölgelerin daha fazla oluşumu fototerapi sonucu ortaya çıktığını göstermektedir. Belirgin sulkuslar, silik sulkuslar ve romboid sulkuslar içeren yeni bölgeler PUVA grubunda deltoidler ve skapulalarda daha fazla görülmekte olup bunların oluşumunda fotokemoterapinin etkinliği rol oynamaktadır.Riski olan hastalar uzun vadede oluşacak fototerapi yan etkilerini önleyecek tedbirleri almak ve uygun tedavilerin düzenlenmesine katkıda bulunmak amacıyla dermoskopik olarak da değerlendirilmelidir. PUVA ve DB-UVB tedavilerinin kronik deri değişikliklerini ortaya koymak için daha uzun süreli ve daha geniş vaka serilerini içeren çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu çalışmalar sonucunda fototerapinin neden olduğu değişiklikleri önleyebilecek yeni yöntemler bulunabilirse sık olarak bu tedavileri alma durumunda olan hastalar ve biz dermatologlar daha güvenli bir şekilde bu tedavileri uygulayabileceğiz.Sonuç olarak kronik değişiklikleri tesbit etmede şimdiye kadar kullanılan klinik, histolojik ve biyokimyasal incelemelere dermoskopi incelemesi de eklenerek daha ayrıntılı incelemeler yapılmalıdır. Bu çalışma bu konunun önemini ortaya koymak ve yeni çalışmalara ışık tutmak amacıyla yapılmıştır.