Yazar "Karabağ, Turgut" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut ST segment elevasyonlu miyokard infarktüsünde yeni noninvazif reperfüzyon kriterleri(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2004) Karabağ, Turgut; Altunkeser, Bülent BehlülAKUT ST SEGMENT ELEVASYONLU MİYOKARD İNFARKTÜSÜNDE YENİ NONİNVAZİF REPERFÜZYON KRİTERLERİ AMAÇ: Miyokard infarktüsü geçiren hastalarda erken dönemde reperfuzyon tedavisini gösteren indikatörler yeterli değildir. Hastanın ağrısının geçmesi, ST segment rezolüsyonu, TİMÎ akım değerlendirmesi gibi anjiyografik göstergeler olmakla birlikte ekokardiyografik yeterli parametre yoktur. Bu çalışma akut miyokard infarktüsü sonrası erken dönemde reperfüzyonun noninvazif tespitinde pulmoner ven dalgalarının ek bir fayda sağlayıp sağlamayacağını araştırmak için yapılmıştır. MATERYAL-METOD: Çalışmaya ST segment elevasyonlu miyokard infarktüsü ile başvuran 97 hasta dahil edildi. Hastalar trombolitik yapılan ve yapılmayan şeklinde iki gruba ayrıldı. Hastaların 53'üne trombolitik tedavi uygulanırken, 35'ine uygulanmadı. Dokuz hastaya ise perkütan transluminal koroner anjiyoplasti yapıldı. Hastaların hepsine ekokardiyografi uygulandı. Ekokardiyografide rutin parametrelerin dışında pulsed wave Doppler sample volümü mitral kapak uçlarına yerleştirilerek mitral E dalga deselerasyon zamanı ile basınç yanlanma zamanları ölçüldü. Sample volüm pulmoner ven içine yerleştirilerek pulmoner ven ileri sistolik dalga, pulmoner ven ileri diyastolik dalga, pulmoner ven diyastolik geri dalga, pulmoner ven diyastolik dalga deselerasyon zamanı, pulmoner ven diyastolik dalga basınç yanlanma zamanı tespit edildi. Doku Doppler yöntemi ile apikal iki ve dört boşluk görüntülerinden miyokardiyal hızlar elde edildi. Elektrokardiyografide başlangıçtaki ST segment yüksekliğinin %70'i rezolüsyona uğrayanlar için reperfuzyon sağlandığı kabul edildi. Koroner anjiyografi sonucunda TİMİ 2 ve 3 akım tespit edilen hastalarda, infarkt sorumlu arter açık olarak değerlendirildi. TİMİ 0 ve 1 akım tespit edilen hastalarda ise İSA tıkalı olarak kabul edildi. 46BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen 97 hastanın 76'sına koroner anjiyografi yapıldı. Trombolitik yapılan hastaların 34'ünde EKG'de rezolüsyon tespit edilirken, trombolitik yapılmayanların 12'sinde rezolüsyon tespit edildi. Trombolitik tedavi yapılıp koroner anjiyografi yapılan 39 hastanın 34'ünde İSA açık tespit edilirken, trombolitik yapılmayıp koroner anjiyografi uygulanan 28 hastanın 17'sinde İSA açık tespit edildi. Trombolitik yapılan hastalarda pulmoner ven antegrad diyastolik dalga deselerasyon zamanı ile basınç yarılanma zamanı, yapılmayan gruba kıyasla anlamlı olarak uzun bulundu (p<0.01). Trombolitik tedavi yapılıp elektrokardiyografide rezolüsyon gözlenenler ile, anjiyografide infarkt sorumlu arteri açık bulunanlarda pulmoner ven diyastolik dalga deselerasyon zamanı uzundu, ancak istatistiki olarak anlamlı değildi. Bunun yam sıra hem trombolitik yapılan hemde yapılmayan hastalarda, pulmoner ven antegrad sistolik dalgası elektrokardiyografide rezolüsyon tespit edilenlerde anlamlı olarak yüksek tespit edildi (p=0.02). Doku Doppler parametrelerinde ise reperfüzyonu gösterebilecek herhangi bir anlamlılık tespit edilmedi. SONUÇ: Akut Mİ sonrası sadece İSA'in açık tespit edilmesi doku perfuzyonunu göstermede yeterli gözükmemekte, EKG rezolüsyonu daha anlamlı gözükmektedir. Trombolitik tedavi yapılan hastalarda EKG rezolüsyonuna ilave olarak PS, PD-DZ, EDZ değerlerinin noninvazif olarak miyokard perfuzyonunu göstermede ilave katkı sağlayacağım düşünmekteyiz.