Yazar "Keçeci, Ramazan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Üç yaşından önce tekrarlayan hışıltı ile başvuran çocukların klinik izlemi ve altı yaşından sonra değerlendirilmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2011) Keçeci, Ramazan; Reisli, İsmailSüt çocukluğu döneminde hışıltı ile başvuran her hastaya astım demek mümkün değildir. Altı yaş altında gerçek astım tanısı koymak bu yaş grubunda hışıltıyla ilişkili değişik fenotipler nedeni ile zordur. Bu nedenle erken çocukluk döneminde tekrarlayan hışıltı ile başvuran çocukların altı yaşından sonra tekrar değerlendirilmesi önemlidir. Bu çalışmanın amacı, üç yaş öncesinde tekrarlayan hışıltı ile başvuran çocuklarda, hışıltının gidişatını göstermek, altı yaş sonrasına kadar hastalığın seyrini izlemek, altı yaş sonrasında hastaların retrospektif incelenmesi ile, hastaların demografik özellikleri, klinik ve laboratuar verileri doğrultusunda hışıltının kalıcılığındaki risk faktörlerini ortaya çıkarmak, hışıltı fenotiplerinin görülme sıklığı ve astım ile ilişkisini belirlemektir.Hastalar ve Yöntem: Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Çocuk Allerji ve İmmunoloji polikliniğine hayatın ilk üç yılında en az üç kez hışıltılı solunum atağı geçirme şikayeti ile başvuran, konjenital malformasyon, gastroözafageal reflü, trakeobronşial bası, aspirasyon sendromları, kalp yetmezliği, kistik fibroz, immun yetmezlik gibi hastalıklar öykü, muayene ve ileri incelemelerle dışlanmış 208 hışıltılı çocuk çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmaya alınan hastaların dosyaları, altı yaş sonrasında retrospektif olarak incelenmiştir. Hışıltının gidişatı, altı yaş sonrasında hastalığın seyri, hastaların demografik özellikleri, klinik ve laboratuar verileri doğrultusunda değerlendirilmiştir.Bulgular: Hışıltı fenotiplerinden geçici erken hışıltı 107 (%51,4), non atopik hışıltı 28 (%13,5) ve atopik hışıltı 73 (%35,1) çocukta tespit edildi. Çocukların 65'i (%31,3) kız, 143'ü (%68,7) erkekti. Erkek cinsiyet, tüm hışıltı fenotiplerinde yüksek oranda olup, hışıltı fenotipleri arasında cinsiyet açısından farklılık izlenmedi. Allerjik rinit, birinci derece akrabalarda astım olması, evde hayvan besleme, başvuru anında total serum IgE'nin 50 IU/ml'den yüksek olması, prick testi veya spesifik IgE'de solunum yolu allerjenleri ile duyarlanma, hayatın ilk üç yılında geçirilen hışıltı atağının beşten fazla olması, hışıltı başlama yaşının dokuz aydan büyük olması hışıltının kalıcılığı ve astım gelişimi için risk faktörleri olarak bulunurken; erkek cinsiyet, ikinci derece akrabalarda astım olması, prematurite, sezeryan ile doğum, sigara dumanına maruziyet, hamilelikte sigara içimi, ailede alerjik rinit, hışıltılı çocukta ve ailesinde atopik dermatit, kreşe gitme, yenidoğan döneminde mekanik ventilatöre bağlanma öyküsü hışıltının kalıcılığı ve astım gelişimi için risk faktörü olarak bulunmadı. Astım için risk faktörlerinin ayrı ayrı ve birlikte incelenmesiyle oluşturduğumuz astım tahmin indeksinin duyarlılığı %83, özgüllüğü %90.7, pozitif prediktif değeri 89,2, negatif prediktif değer %85,2 olarak bulunmuştur.Sonuç: Oluşturduğumuz astım tahmin indeksinin tekrarlayan hışıltı ile başvurmuş çocuklara tarama testi olarak kullanılması ile bu çocuklardan hangisinin gelecekte astım olacağını ayırt etmek ve erken müdahale stratejileri geliştirilerek hastalığın doğal seyrini değiştirmek mümkün olabilir.