Yazar "Keser, Ahmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The Association Between Peri-aortic Fat and Long-term Incidence of Major Adverse Cardiovascular Events(Elsevier Science Inc, 2013) Kaya, Zeynettin; Ulucan, Seref; Katlandur, Huseyin; Keser, Ahmet; Tuncez, Abdullah; Alihanoglu, Yusuf Izzettin; Efe, Duran[Abstract Not Availabe]Öğe The association between thoracic periaortic fat and major adverse cardiovascular events(Springer Wien, 2015) Kaya, Zeynettin; Ulucan, Seref; Kayrak, Mehmet; Akyurek, Omer; Katlandur, Huseyin; Keser, Ahmet; Efe, DuranThe study aimed to examine the association between thoracic periaortic fat tissue volume and the long-term incidence of major adverse cardiovascular events. This retrospective cohort study included 433 consecutive patients (372 male and 61 female). Periaortic fat tissue volume was measured via electrocardiogram-gated 64-multidetector computed tomography. The patients were evaluated on an average 3 years of follow-up for major adverse cardiovascular events. The patients were divided into groups according to the presence of major adverse cardiovascular events. Major adverse cardiovascular events were noted in 44 (10.2 %) patients during follow-up. Periaortic fat tissue volume was significantly higher in the major adverse cardiovascular events (+) group (35.4 +/- A 26.1 cm(3) vs. 24.1 +/- A 14.9 cm(3), P = 0.001). The logistic regression model showed that periaortic fat tissue volume (hazard ratio: 1.03; 95 % CI: 1.01-1.05; P = 0.001), the glomerular filtration rate (hazard ratio: 0.98; 95 % CI: 0.96-0.99; P = 0.03), and male gender (hazard ratio: 4.76; 95 % CI: 1.08-20.90; P = 0.04) were independent predictors of major adverse cardiovascular events. Thoracic periaortic fat tissue volume may be considered a useful new parameter for predicting major adverse cardiovascular events.Öğe Deterioration of heart rate recovery index in patients with erectile dysfunction(2016) Ulucan, Şeref; Kaya, Zeynettin; Keser, Ahmet; Katlandur, Hüseyin; Karanfil, Mustafa; Ateş, İsmailObjective: Heart rate recovery (HHR) after exercise is a function of vagal reactivation. This study aimed to evaluate HHR index in patients with erectile dysfunction.Methods: Men over the age of 18 years who were diagnosed with erectile dysfunction were included in the study. Ninety patients with erectile dysfunction (mean age56.1±8.3 years) and 50 healthy subjects as controls (mean age53.1±10.4 years) were compared. The erectile status of patients was evaluated using the sexual health inventory for men questionnaire. Basal electrocardiography, echocardiography, and treadmill exercise testing were performed in all patients and controls. The HHR index was defined as the reduction in heart rate from the rate at peak exercise to the rate at the first minute (HRR), second minute (HRR), third minute (HRR), and fifth minute (HRR) after terminating exercise stress testing. An independent sample t-test, Pearson correlation coefficient test, linear multivariate regression analysis, and receiver operating characteristic curve analysis were used for statistical assessment.Results: All HHR indices were found to be significantly decreased in patients with erectile dysfunction (p>0.001). Effort capacity was markedly lower (9.1±2.3 vs. 10.4±2.3 METs, p0.002) among patients with erectile dysfunction. HRR and HRR were found to be an independent risk factor for erectile dysfunction (Beta0.462, p>0.001; Beta0.403, p>0.001; respectively) in linear regression analysis.Conclusion: Decreased HHR index may be considered as one of the independent predictors of impaired autonomic function in patients with erectile dysfunction.Öğe The Relationship among Thiazide Like Diuretic, Uric Acid and Erectile Dysfunction in Hypertensive Subjects(Elsevier Science Inc, 2013) Aribas, Alpay; Kayrak, Mehmet; Ulucan, Seref; Keser, Ahmet; Demir, Kenan; Alibasic, Hayrudin; Akilli, Hakan[Abstract Not Availabe]Öğe The relationship between uric acid and erectile dysfunction in hypertensive subjects(Taylor & Francis Ltd, 2014) Aribas, Alpay; Kayrak, Mehmet; Ulucan, Seref; Keser, Ahmet; Demir, Kenan; Alibasic, Hayrudin; Akilli, HakanBackground. Endothelial dysfunction plays a major role in erectile dysfunction (ED). Uric acid (UA) is a marker of endothelial dysfunction. We hypothesized that increased UA levels may be associated with ED and aimed to investigate whether there is a relationship between, UA and ED in hypertensive patients. Methods. A total of 200 hypertensive patients who have a normal treadmill exercise test were divided into two groups based on the Sexual Health Inventory for Men (SHIM) test (<21 defi ned as ED n = 110, and >= 21 defi ned as normal erectile function n = 90). The differences between the ED and normal erectile function groups were compared and determinants of ED were analyzed. Main results. The prevalence of ED was found to be 55.0%. Office blood pressure level was comparable between groups. UA levels were significantly increased in the ED group (6.20 +/- 1.56 vs 5.44 +/- 1.32, p = 0.01). In a regression model, age [odds ratio (95% confidence interval): 1.08 (1.04-1.14), p = 0.001], smoking [odds ratio: 2.33 (1.04-5.20), p = 0.04] and UA [odds ratio: 1.76 (1.28-2.41), p = 0.04] were independent determinants of ED. An UA level of >5.2 mg/dl had 76.2% sensitivity, 43.7% specificity, 62.9% positive and 59.4% negative predictive value for determining ED. Conclusion. UA is an independent determinant of ED irrespective of blood pressure control and questioning erectile function for hypertensive patients with increased UA levels may be recommended.Öğe Stabl angina pektoris olgularında aritmi prevalansı ve prognostik yönden incelenmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 1998) Keser, Ahmet; Gök, HasanBu çalışmada; kronik iskemik sendromlardan, SAP gurubuna giren ve aritmojenik olduğu bilinen herhangi başka bir faktör taşımayan, aktif yaşamını devam ettiren olgularda ritm - ileti bozukluğu sıklığı ve özelliklerini tesbit etmeye çalıştık. Çalışma, SAP tarifleyen hastalarda; fizik muayene, rutin laboratuar tetkikleri, ekokardiyografi, egzersiz testi ve yapılan selektif koroner anjiyografı ile iskemik KAH kanıtlanmış, aritmi oluşturacak ve/veya oluşumuna zemin hazırlayacak morfolojik ve elektrofızyolojik patoloji tesbit edilmeyen 50 (%77)si'erkek ve 15 (%23)'i kadın olmak üzere yaşlan 41-80 arasında değişen (ortalama 57.6±8.1 yıl) toplam 65 hastaya 24 saatlik Holter EKG bağlanarak gerçekleştirildi. Ritm bozuklukları; supraventriküler (izole-couplet-run) ve ventriküler (izole-. kompleks-malign) şeklinde guruplandırıldı. Görülen bütün ileti bozuklukları kaydedildi. Çalışmaya alman 65 olgunun 40'ına diyagnostik amaçla egzersiz testi yapıldı. Bunların ortalama egzersiz testi süresi 6.5±2.7 dakika, ortalama max. ST segment depresyonu 2.6±0.8 mm ve ST segment depresyonunun başladığı kalp hızları 121. 9± 15.8 vuru/dk., egzersiz testi esnasında ulaştıkları maksimum kalp hızları 149.1±18 vuru/dk. idi. Egzersiz testi esnasında zaman zaman önemsiz sayıda izole VE, izole SVE ve bir kaç adet couplet VE gözlendi. Selektif koroner anjiyografı yapılan 54 (% 83) olgunun "Modifıye Reardon" ortalama yaygınlık skoru 2.9±1.4, ortalama şiddet skoru 24.6±14 ve sol ventrikül EFnu 64.3±10.5 idi. Yapılan koroner anjiyografide olguların 4'ünde > %50 darlık yapan kas bandı, 2'sinde normal koroner arterler (mikrovasküler hastalık) ve diğerlerinde önemli koroner arter hastalığı (> %50) ve multipl stenotik lezyonlar mevcuttu. Olguların ortalama Holter kayıt süreleri 20.7±4.2 saat, izlem esnasında ortalama en düşük kalp hızı 50 ± 7 vuru/dk ve ortalama en yüksek kalp hızı 125±13 vuru/dk idi. Olguların hepsinde ritm ya da ileti bozukluğu mevcuttu. İzole supraventriküler ektopi (SVE), ambulatuvar monitorizasyon esnasında en sık izlenen ritm bozukluğu olup 64 (% 98) olguda ortalama 12 adet/24 saat idi. Couplet 42SVE 34 (% 52) olguda izlenmesine karşın görülme sıklığı düşüktü (ortalama 3 adet/24 saat). Yine run SVE, 29 (% 45) olguda ortalama 3 adet /24 saat mevcuttu. Basit ventriküler ektopi ( VE ) 53 (% 81.5) olguda, ortalama 58 adet/24 saat ile gözlenen en sık ventriküler aritmi olup, genel olarak izole SVE'den sonra 2. sırada izlenmekteydi. Kompleks (couplet) VE 9 (% 14) olguda ortalama 3 adet/24 saat, akselere idiyoventriküler ritm 1 (%1.5) olguda 2 epizot, malign aritmi (süreksiz VT) 2 (% 3) olguda toplam 3 atak ile düşük sıklıkta izlendi. Olguların 12'sinde (% 18.5) ventriküler aritmi izlenmedi ve 52 (% 80) olguda SVE ve VE birlikte görüldü. Lown sınıflamasına göre; Tip I ventriküler aritmi: 40 (%61.5) olgu ile en sık tesbit edilen şekil olurken, Tip III: 1 (%1.5) olgu ile en az izlenen ventriküler aritmi idi. Tip V (R on T fenomeni) hiç bir olguda izlenmedi. Sağ dal bloku 2 ve izole aberasyonla uyumlu defleksiyon 2 olguda görüldü. Yine olguların 6 (%9.2)'sında 1.2 - 1.6 saniye arasında değişen sinüzal duraklama mevcuttu. Korelasyon analizinde egzersiz testi esnasındaki maksimum ST segment depresyonu ile Reardon'un yaygınlık (p<0.05) ve şiddet skoru (p<0.05) arasında istatistiki olarak anlamlı doğrusal ilişki tesbit edildi. Sonuç olarak; SAP olgularında supraventriküler ve ventriküler aritmi sıklığında hafif artış izlenmektedir. Aritmi sıklığında ki bu hafif artış; KAH'nın yaygınlığı, şiddeti ve iskemik epizodların görülme sıklığı ile ilişkili olmadığı gibi, sağlıklı ileri yaştaki popülasyonda gözlenen ritm bozukluğu ve sağlıklı genç popülasyondaki iletim bozukluğu özellikleriyle benzerdir. SAP' de ritm ve ileti bozukluğu yaygın olarak izlenmekle birlikte bunlar klinik olarak önemsizdir. Özellikle invaziv girişim düşünülmeyen SAP olgularında, akut iskemik sendrom ve ani ölüm riskinin belirlenmesi için daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünülebilir.Öğe Sınıf öğretmenlerinin iş doyumlarının özyeterlik inançları ve bazı değişkenler açısından incelenmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2019) Keser, Ahmet; Çınar, DeryaBu araştırmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin iş doyumlarının özyeterlik inançları ve bazı değişkenler açısından incelenmesidir. Araştırma ilişkisel tarama modelindedir. Çalışma grubu, Konya ili Selçuklu ilçesindeki 54 ilkokulda 2017-2018 eğitim-öğretim yılında görev yapan öğretmenlerden rastlantısal olarak seçilen 552 sınıf öğretmeninden oluşmaktadır. Araştırmada sınıf öğretmenlerinin iş doyumu düzeylerini ölçmek için veri toplama aracı olarak "İş Doyumu Ölçeği", "Öğretmen Özyeterlik Ölçeği" ve "Kişisel Bilgi Formu" kullanılmıştır. Verilerin analizinde aritmetik ortalama, standart sapma, t-testi, tek yönlü varyans analizi, tukey testi, korelasyon ve çoklu doğrusal regresyon analizi teknikleri kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, sınıf öğretmenlerinin iş doyumlarının yaş, okulun fiziki durumu ve öğretmenlerin ekonomik durumu değişkenleri açısından istatistiksel olarak anlamlı şekilde farklılaştığı görülmüştür. 31-40 ve 41-50 yaş aralığındaki sınıf öğretmenlerinin iş doyumu puan ortalamaları 20-30 yaş aralığındaki öğretmenlerin puan ortalamalarından anlamlı derece yüksektir. Okulun fiziki durumunu "Çok İyi" olarak belirten sınıf öğretmenlerinin iş doyumu puan ortalamaları, okulun fiziki durumunu "İyi", "Orta" ve "İyi Değil" olarak belirten öğretmenlerin iş doyumu puan ortalamalarından anlamlı düzeyde yüksektir. Ekonomik durumunu "Çok İyi" ve "İyi" olarak belirten sınıf öğretmenlerinin iş doyumu puan ortalamaları, ekonomik durumunu "Orta" olarak belirten sınıf öğretmenlerinin iş doyumu puan ortalamalarından anlamlı düzeyde yüksektir.