Yazar "Menziletoğlu, Dilek" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ağız, diş ve çene cerrahisinde konik ışınlı bilgisayarlı tomografi istek nedenleri(2019) Menziletoğlu, Dilek; Işık, Bozkurt Kubilay; Güler, Arif YiğitAmaç: Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT), dental ve maksillofasiyal bölgenin görüntülemesi için kullanılan radyografik bir tekniktir. Diş hekimliğinde de kullanımı oldukça sıktır.Çalışmanın amacı, bir Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi bölümündeKIBT istenme nedenleri ve bunların dağılımının belirlenmesidir.Gereç ve Yöntem : Ağız, Diş ve Çene cerrahisi bölümündeKIBT elde edilmesi için başvuran hastalara ait 974 adet KIBTistek formu incelendi. KIBT istek nedenleri kaydedildi.Bulgular: KIBT isteklerinin sırasıyla: implant planlaması(%43.12), intraosseoz lezyonlar (%19.61), üçüncü molar dişlerin köklerinin mandibular kanal ile olan ilişkisi (% 10.58),gömülü dişlerin lokalizasyonunun saptanması (%8.01), sinüslifting işlemi (%5.85) ve diğer nedenler (%12.83) için olduğugörüldü.Sonuç: Çalışmamız, KIBT incelemesinin en fazla pre-operatifimplant planlaması için istendiğini gösterdi.Öğe Alt ve üst çenedeki gömülü kaninlerin transmigrasyon insidansı: Retrospektif bir çalışma(2018) Menziletoğlu, Dilek; Işık, Bozkurt Kubilay; Esen, AlparslanAmaç: Transmigrant maksiller ve mandibular kaninlerin insidansını belirlemek, patolojik değişiklikleri ve tedavi seçeneklerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Panoramik radyograflara ve klinik kayıtlara dayanan retrospektif bir çalışma planladık. Transmigrant kaninler (TK), panoramik radyografta tarandı. TK saptandığında, yaş, cinsiyet, süt kaninlerin varlığı, komşu dişin radyografi ve tedavi seçeneği (çekim, ortodontik tedavi veya periyodik takip) hastaların kayıtlarından alındı. Bulgular: Sekiz hastada 8 TK (4 maksilla, 4 mandibula) bulundu. Transmigrasyon oranı %0.08'di. TK'lerin 3'ü sağ tarafta ve 5'i sol taraftaydı. Hiçbirinde kuronun etrafındaki dental folikülde genişleme veya komşu diş kökünde rezorpsiyon görülmedi. Sonuç: TK'ler hem alt çenede hem de üst çenede görülebilir. Erken teşhis prognozu ve tedavi sonuçlarını iyileştirebilir. Zamanla oluşabilecek olan komplikasyonları önlemeye de yardımcı olur.Öğe Assessment of the mandibular incisive canal by panoramic radiograph and cone-beam computed tomography(2017) Işık, Bozkurt Kubilay; Taşsöker, Melek; Menziletoğlu, Dilek; Şener, Sevgi; Esen, AlparslanMandibuler insiziv kanalın panoramik radyograf ve konik ışınlı bilgisayarlı tomografi ile değerlendirilmesi Amaç: Bu çalışmada, konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT) ve digital panoramik radyograf (DPR) kullanarak mandibular insiziv kanalın, anterior loop"un ve mental foramenin karakteristiğini ve lokalizasyonunu incelemek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Mandibuler insiziv kanal görünürlüğü, anterior loop ve mental foramenin lokalizasyonu için hem DPR hem de CBCT görüntüsü olan 430 hasta bu retrospektif çalışmaya dahil edildi. Bütün CBCT"ler konik ışınlı volumetrik tomografi cihazı ile alındı. Bulgular: Panoramik görüntüde %17.7 ve CBCT görüntüsünde %89.1 interforaminal bölgede en az bir tarafta mandibular insiziv kanal (MIK) gözlemlenmiştir. MIK"ın fark edilmesinde kullanılan iki metod arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p.000). Sonuç: Mental foraminalar arasında cerrahi bir operasyon planlandığında MIC ,,ın olma ihtimali düşünülmelidir. Bunun yanı sıra; DPR, MIC"ın araştırılmasında güvenilir bir teknik değildir. Kritik durumlarda CBCT kullanımı tavsiye edilirÖğe Diş hekimliği fakültesi öğrencilerinin dental anksiyete-korku düzeylerinin değerlendirilmesi(2018) Menziletoğlu, Dilek; Akbulut, Makbule Bilge; Büyükerkmen, Emine Begüm; Işık, Bozkurt KubilayAmaç: Diş hekimliği fakültesi 1., 2., 3. ve 4. sınıflar arasındaki dental anksiyete-korku seviyelerini karşılaştırmalı olarak değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Diş hekimliği fakültesinde eğitim gören 1. sınıf (n66), 2. Sınıf (n59), 3.sınıf (n60) ve 4. sınıf öğrencilerinin (n49) dental girişimlere karşı olan anksiyete ve korku seviyelerini ölçmek için anketler uygulandı. Bu anketler Modifiye Dental Anksiyete Skalası (MDAS) ve Dental Korku Skalası’ydı (DKS). MDAS skorları 19 olanlar yüksek anksiyete seviyesi olduğu düşünüldü. DKS skorlarına göre; 80 puan üstü aşırı yüksek anksiyeteli, 60-80 puan arası yüksek anksiyeteli, 4060 puan arası ılımlı anksiyeteli ve 40 puanın altı düşük anksiyeteli olarak değerlendirildi. Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için IBM SPSS Statistics 22 programı kullanıldı. Bulgular: Bu çalışma; 79’u (%33.8) erkek ve 155’i (%66.2) kadın olmak üzere toplam 234 öğrenci üzerinde yapılmıştır. Öğrencilerin DKS skorları 19 ile 89 arasında değişmekteydi. Birinci sınıfların DKS puan ortalamaları, diğer sınıflardan anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur (p:0,011). Öğrencilerin MDAS skorları 5-20 arasında değişmekte olup, öğrenciler arasında %3.8’inde yüksek dental anksiyete görülmüştür. Gruplar arasında MDAS puan ortalamaları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p:0,206). Sonuç: Birinci sınıf öğrencilerinin dental anksiyete ve korku düzeyleri diğer sınıflara göre daha yüksek bulundu. Hem eğitim seviyesinin hem de diş hekimliği eğitiminin, dental anksiyete ve korku seviyesinin azalmasında etkili olabileceğini göstermektedir.Öğe Effect of platelet-rich fibrin in reducing postoperative complications after impacted third molar surgery: a prospective, randomized controlled clinical trial(2017) Esen, Alparslan; Menziletoğlu, Dilek; Işık, Bozkurt KubilayOBJECTIVE: The first aim of this study was to evaluate the effect of platelet-rich fibrin (PRF) on pain, swelling, and trismus after mandibular impacted third molar surgery without the use of postoperative antibiotics. A second aim was to evaluate the patients' quality of life (QOL) during the postoperative period.MATERIALS AND METHOD: Forty patients, who had bony impacted, mesio-angular mandibular third molars that were fully covered with mucosa, were selected. Patients were divided into two groups: PRF was placed in the socket in the first group and, traditional surgery was performed in the second group (the socket was left empty). The same surgeon performed all surgeries under local anesthesia. No antibiotics were prescribed after surgery. The outcome variables were pain, swelling, trismus, and QOL over a follow-up period of seven days.Results: The mean age of the patients was 23.3 (±3.9) years in the first group, and 23.3 (±4.6) years in the second group. Statistical analyses of the postoperative results showed that there were no significant differences between the groups with regard to pain, swelling, trismus, and QOL scores (p<0.05).CONCLUSION: The present study showed that PRF use had no significant effect on the postoperative pain, swelling, trismus, and QOL after impacted third molar surgery.Öğe Investigation of Tooth Extraction Reasons in Patients Who Applied to a Dental Faculty(2018) Taşsöker, Melek; Menziletoğlu, Dilek; Baştürk, Funda; Karabekiroğlu, Said; Şener, SevgiObjective: This study was aimed to determine the reasons for extraction of permanent teeth in patients who applied to Necmettin Erbakan University Faculty of Dentistry in Turkey. Materials and Methods: A clinical survey was done for the patients ranging in age from 11 to 79 years that has undergone tooth extraction at department of oral and maxillofacial surgery. The permanent tooth extraction reasons were recorded excluding third molars. Reasons for tooth extraction were assigned to eight groups: tooth caries, periodontal disease, orthodontic, endo-perio lesions, preprosthetic, patients request, trauma and other reasons. Additionally, frequency of tooth brushing and dental visit, sociodemographic datas such as age, gender, residence place, education and income level were recorded for each participant. Obtained data were statistically analyzed by using descriptive statistics and chi-square test with a significance level at p0.05. Results: A total of 792 teeth were extracted from 487 patients. Males were 50.7% while females formed 49.3%. The reasons for extractions were: tooth caries 39.6%, periodontal disease 31.2%, orthodontic 1.8%, endo-perio lesions 17.5%, preprosthetic 6.8%, patient request 2.1%, trauma 0.8% and 0.2% other reasons. The tooth type most frequently extracted was the first left mandibular molar. The tooth type least frequently extracted was the left mandibular canine. Conclusion: Both caries and periodontal disease were the main reasons for tooth extraction in this Turkish subpopulation, so that proper oral health system including efficient programs focusing on prevention and treatment of these diseases should be created and developed.Öğe Konik işınlı bilgisayarlı tomografide maksiller ve mandibular süpernümere dişlerin lokalizasyonları, karakteristikleri ve komplikasyonları(2019) Menziletoğlu, Dilek; Erdur, Emire Aybüke; Baştürk, FundaAmaç: Süpernümere dişler, normal diş sayısından fazla olan dişler olarak tanımlanmaktadır. Hem süt hemde daimi dentisyonda süpernümere dişlere rastlanılmaktadır. Etiyolojileri tam olarak bilinmemektedir. Genelde gömülüdür ve radyograflarda tesadüfen görülürler. Bu çalışmanın amacı, süpernümere dişlerin panoramik radyograf ve konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) kullanılarak lokalizasyonunu değerlendirmek ve tedavi yaklaşımlarını sunmaktadır. Gereç ve Yöntemler: Bu retrospektif çalışmada 6273 hastanın radyografik verileri Necmettin Erbakan Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş Çene Cerrahisi ve Ortodonti bölümlerinde incelendi. Süpernümere dişlerin sayısı, dişin anatomik lokalizasyonu, erüpsiyon durumu panoramik radyografta ve KIBT’ta incelendi. Bulgular: 6273 hastanın 64’ünde (40 erkek, 24 kadın) 66 süpernümere diş teşhis edildi. Hastaların yaş aralığı 9-65 yıl ve yaş ortalaması 22.47 yıldı. İki hastada (mandibula premolar ve molar bölge) çift taraflı süpernümere diş vardı. Kırk üç süpernümere diş gömülüydü. Süpernümere dişlerin hepsi çekildi. 44 süpernümere diş ortodontik tedavi için çekildi. 2 hastada maksilla premolar bölgede görülen süpernümere diş ile birlikte görülen kist enükle edildi ve dişler çekildi. 14 süpernümere diş profilaktik olarak çekildi. Sonuç: Süpernümere dişlerin büyük çoğunluğu gömülü olduğundan rutin klinik muayeneler sırasında teşhis edilememekte ancak radyografik incelemeler sırasında veya komplikasyonlara neden olduklarında saptanabilmektedir. Ortodontik tedavi gören hastalarda süpernümere dişler daimi dişlerin hareketine engel olmaktadır. Erken tanı ve tedavi komplikasyonların önlenmesi açısından önemlidir.