Yazar "Mercan, İlker" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İzole koroner arter baypas cerrahisi uygulanan hastalarda bretschneıder – histidin triptofan ketoglutarat solüsyonu ve soğuk kan kardiyoplejisinin sistemik endotel fonksiyonları üzerine etkisinin karşılaştırılması(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2018) Mercan, İlker; Dereli, YükselEkstrakorporeal dolaşım (EKD) eşliğinde yapılan koroner baypas cerrahisi sırasında sistemik enflamatuvar bir reaksiyonunun oluşmasına sebep olmakta ve vasküler endotelyal fonksiyonları bozulmaktadır. EKD esnasında miyokardı korumak için kullanılan ve birçok midifikasyonu olan kardiyopleji solüsyonu mevcuttur. Çalışmamızda, Bretschneider-HTK Solüsyonuve soğuk kan kardiyoplejisinin sistemik endotel fonksiyonları üzerine etkilerinin araştırılması, sekonder sonlanım noktası olarak ise perioperatif morbidite ve mortalitenin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Materyal Metod: Mart 2018 – Mayıs 2018 tarihleri arasında izole koroner baypascerrahisi yapılan 50hasta grup 1 (Bretschneider – HTK n=25) ve grup 2 (soğuk kan kardiyoplejisi n=25) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Her iki gruptada demografik ve anjiografik veriler, kliniközellikler, cerrahi prosedür benzerdi. Preoperatifve postoperatif laboratuvar tetkikleri, intraoperatif ve postoperatif veriler, preoperatifve postoperatif değerlerine bakıldı. Yine peri operatif morbidite, gelişen komplikasyonlar, derlenme sürecine dair tüm veriler her iki grup için de kayıt altına alındı. Endotel disfonksiyonunu tesbit etmek için Akım aracılı dilatasyon ultrasonografik olarak ölçülüp, Endotelin-1, Von Willebrand Faktör, Asimetrik Dimetilarjinin değerleri ölçüldü. Her iki grup karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmamızın en önemli bulgusu postoperatif takiplerde ET-1 seviyesinin doğuk kan kardiyoplejisi grubunda Bretschneider – HTK grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulunmasıydı (p<0.001). Akım aracılı dilatasyon (FMD) değeri ise postoperatif 0. Günde ve postoperatif 1. Günde Bretschneider – HTK grubunda yatış seviyesinde göre daha az düşüş gösterdi (p=0, 002, p=0, 030). Bretschneider – HTK grubunda, kalbin fibrile şekilde çalışması anlamlı şekilde daha fazlaydı (p=0, 024). CK-MB değerleri ve CK değerleri, Soğuk kan kardiyoplejisi grubunda postop takiplerinde daha yüksek tesbit edilmiştir (p = 0, 002). Troponin-I seviyesinde ise iki grup arasında anlamlı farklılık gözlenmedi. Hospitalizasyon süresi Bretschneider – HTK grubunda daha düşük idi. (p<0, 05). Andak postoperatif komplikasyonlar değerlendirildiğinde anlamlı fark gözlenmedi. (p>0, 05). Her iki solüsyonun da güvenlik profilinin benzer olduğu görüldü. Diğer parametrelerde anlamlı farklılık gözlenmedi (p>0.05) Tartışma ve Sonuç: Kardiyopulmoner Bypass, endotel fonksiyonlarında bozulmaya neden olmaktadır. Tesbit ettiğimiz bulgular, kardiyopleji solüsyonu olarak Bretschneider – HTK verien hastalarda, soğuk kan kardiyoplejisine göre daha az endotel hasarına sebep olduğu yönündedir. Miyokardiyal hasar göstergelerinin Bretschneider – HTK grubunda anlamlı olarak düşük bulunması, tek doz verilen Bretschneider – HTK kardiyoplejisinin, miyokardı soğuk kan kardiyoplejisine kıyasla daha iyi koruduğunu göstermektedir. Yine hospitalizasyon süresinin düşük olması da Bretschneider – HTK solüsyonu kullanımının hasta derlenmesi üzerine daha etkin olduğunu düşündürmektedir. Ancak postoperatif komplikasyonlar açısından anlamlı farklılık bulunmaması, her iki kardiyoplejinin de güvenle kullanılabileceğini düşündürmektedir. Kardiyopulmoner baypas eşliğinde yapılan koroner baypas cerrahisinde Bretschneider – HTK solüsyonunun kaçınılmaz olan endotelyal hasarını içerdiği histidin, triptofan ve ketoglutarat sayesinde asgari düzeye indirgeyerek, miyokardiyal hasar üzerine olumlu etkileri ile postoperatif sağkalım üzerine daha etkili olduğu kanaatindeyiz.Öğe Transaortic accessory mitral valve excision in an adult patient: Case report(2018) Işık, Mehmet; Tanyeli, Ömer; Mercan, İlker; Dereli, Yüksel; Görmüş, NiyaziAccessory mitral valve tissue is a rare congenital cardiac anomaly, and is usually incidentally detected in childhood. In this case, we present a 65-year-old man with aortic stenosis originating from an accessory mitral valve leaflet attached to the anterior mitral leaflet. Interestingly enough, the patient’s accessory mitral valve remained undetected for years until he became symptomatic for degenerative aortic stenosis. Aortic valve replacement and excision of the accessory mitral valve attached to the anterior mitral leaflet was performed with a transaortic approach instead of atriotomy. It was also unusual to see accessory mitral valve tissue with aortic stenosis instead of other frequently associated congenital anomalies.