Yazar "Metineren, Hasan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Eş zamanlı bilateral tuberositas tibia avulsiyonu: Nadir bir kırık(2013) Metineren, Hasan; Güleç, Ali; Serdar, Toker; Yel, Mustafa; Kaçıra, Burkay KutluhanTuberositas tibia avulsiyon kırığı adölesan çağda görülen nadir bir kırıktır. İmmatür epifiz üzerinde oluşan makaslama kuvvetlerinden kaynaklanmaktadır. On üç yaşında bayan hasta 1 metre yükseklikten atlama sonrasında her iki dizde ağrı ve yürüyememe şikayetiyle acil servise başvurdu. Yapılan muayenesinde her iki tuberositas tibia üzerinde hassasiyet ve şişlik mevcuttu. Hasta aktif diz ekstansiyonu yapamıyordu. Çekilen direkt radyografide solda Tip IIA, sağda Tip IIIA tuberositas tibia kırığı tesbit edildi. Hastanın her iki kırığına kapalı redüksiyon ve 3er adet düz Kirschner teli ile tesbit uygulandı. Her iki bacak 3 hafta uzun bacak atelde takip edildikten sonra ateller çıkarılıp rehabilitasyon programına alındı. Bu yazımızda literatürdeki diğer vakaları ve hastamıza uyguladığımız tedavinin etkinliğini tartışacağız.Öğe İliak osteotominin femur başı dolaşımı üzerine etkisinin büyümekte olan tavşan modelinde araştırılması(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2010) Metineren, Hasan; Kaçıra, Burkay KutluhanGelişimsel kalça displazisi gerek tanı ve tedavisi gerekse komplikasyonlarıyla ortopedik sorunlar içinde önemli bir yer tutmaktadır. Tanı ve tedavideki ilerlemelere rağmen komplikasyon oranları azalmakla birlikte devam etmektedir.En önemli komplikasyonu femur başı avasküler nekrozudur. Avasküler nekrozun patogenezi ve önlenmesine yönelik günümüzde yeterli bilgiye sahip değiliz.Çalışmamızın amacı tavşan modelinde, asetabuler osteotomilerin, asetabuler displazi ve femur başı üzerine etkilerini değerlendirmekti. Bu amaca yönelik olarak biz çalışmamızda 2 grupta 8'er tavşan olmak üzere 16 adet tavşan kullandık. 1.gruptaki 8 tavşanın sol iliak kemiklerine medial korteksler sağlam kalacak şekilde in-situ osteotomi yaptık. Sağ kalça eklemlerine müdahele edilmedi. 2.grup 8 tavşanın yine sol iliak kemiklerine komplet osteotomi yapıldı ve araya önceden tasarlanıp steril edilen titanyum kama yerleştirilerek distraksiyon uygulandı.Distraksiyon ile femur başına binen yükün arttırılması amaçlandı. İşlem sonrası tavşanlar 3 hafta gövde alçısı ile tespit edildi. İkinci gruptaki 3 tavşan ilk hafta içinde öldü ancak onların kalça eklemleri de incelemeye tabi tutuldu. Üç hafta gözlemin sonunda her iki gruptaki hayvanlar sakrifiye edilip kalça eklemlerine %10'luk formol solüsyonunda bekletildikten sonra Hematoksilen Eozin'le boyanarak histopatolojik inceleme yapıldı.Birinci grupta, sadece osteotomi yapılan tavşanlarda asetabulumda kıkırdak değişikliklerinin yanında yeni kemik oluşumu, femur başında ise bir değişikliğin olmadığı görüldü. İkinci grupta ise asetabulumdaki birinci grupla benzer değişikliklere ilave olarak femur başı epifizinde kemikleşme artışı, epifiz hattında incelme ile beraber hücre dizilimlerinin düzensizleşmesi ve femur başında şekil değişikliği tespit edildi. İlk haftada ölen tavşanların femur başında bu bulgulara rastlanmadı.Sonuç olarak asetabular osteotomi sonrası femur başında basınç artışı olmasının epifizde erken kapanma, deformasyon ve avasküler nekroza yol açabileceği düşünülmektedir.