Yazar "Türkmen, Faik" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Comparison of lateral versus triceps-splitting posterior approach in the surgical treatment of pediatric supracondylar humerus fractures(2016) Türkmen, Faik; Toker, Serdar; Kesik, Kayhan; Korucu, İsmail Hakkı; Acar, Mehmet AliAMAÇ: Suprakondiler humerus kırıkları çocukluk döneminin en sık dirsek kırığıdır. Kapalı redüksiyon ve perkütan çivileme altın standart tedavi ola-rak kabul edilir. Bununla beraber bazen açık redüksiyon gerekebilir. Bu geriye dönük çalışmamızın amacı suprakondiler humerus kırıklarında triseps kasını kesen posterior ve lateral yaklaşımların klinik ve fonksiyonel sonuçlarını karşılaştırmaktır.GEREÇ VE YÖNTEM: Toplam 38 hasta posterior veya lateral insizyonla ameliyat edildi. Grup 1'de posterior insizyonlu 30 hasta, Grup 2'de lateral insizyonlu sekiz hasta mevcuttu. Kozmetik ve klinik sonuçları karşılaştırmak için Flynn kriterleri kullanıldı. Kırık kaynaması AP ve lateral grafilerle değerlendirildi. Hastalar ve ebeveynlerine dirseğini tam aktif olarak ne kadar sürede hareket ettirebildiği ve tedavi sürecinden tatmin durumları sorularak kayıt tutuldu.BULGULAR: Ortalama kaynama süresi Grup 1 ve Grup 2 için sırasıyla 44.1 gün ve 46.3 gün, tam veya tama yakın dirsek hareketlerine kavuşma süresi Grup 1 ve Grup 2 için sırasıyla atel çıkarımı sonrası 57.5 ve 55.7 gün olarak bulundu. Grup 1'deki 30 hastanın ve ebeveynin 21'i, Grup 2'deki sekiz hastanın ve ebeveynin altısı sonuçtan tam olarak tatmin olduklarını ifade ettiler. Grup 1'deki 30 hastanın 21'i, Grup 2'deki sekiz hastanın ve altısı her iki Flynn kriterlerine göre (kozmetik ve fonksiyonel) çok iyi grupta yer aldı.TARTIŞMA: Pediatrik suprakondiler humerus kırıklarının tedavisinde kapalı redüksiyon ve perkütan çivilemenin altın standart tedavi olduğuna ina-nıyoruz. Bu metodun uygulanamadığı olgularda trisepsi kesen posterior yaklaşımın daha kolay kırık redüksiyonu ve muhtemelen daha kısa ameliyat süresi gibi avantajlarından dolayı güvenli ve lateral yaklaşımla karşılaştırılabilir olduğunu düşünüyoruz.Öğe Polimerik biyomalzemelerin biyouyumluluğu (deneysel çalışma)(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2004) Türkmen, Faik; Yensel, UğurBiyomateryaller tıpta çok geniş kullanım alanı bulmuş olan malzemelerdir. Toplam dört grupta incelenen bu biyomalzemeler iskelet sisteminde, kalp-damar sisteminde, duyu organlarında, diş hekimliğinde, ekstrakorporeal sistemlerde, yardımcı sistemlerde sıkça kullamlmaktadır (3,4,8,9,10,11). Biyomateryallerin insan vücuduna uygulanmadan önce bazı mekanik ve biyolojik ön çalışmalardan geçirilmesi gerekmektedir. Biyomateryal yeterli mekanik kuvvete sahip olmalı, ağırlık ve dansitesi uygun olmalı, kolay ve iyi bir şekilde saflaştınlıp, işlenebilmeli, fabrikasyon kolaylığı göstermelidir. Biyo-uyumluluk ise biyomateryalin sahip olması gereken en önemli özelliklerdendir (12,13,14). Biyo-uyumluluk uygulama esnasmda ve uygulandıktan sonra materyalin canlı dokulara uygun cevap verebilme yeteneğidir (13). Biyo-uyumlu materyal etraf dokuların normal değişim ve canlılığına engel olmaz. Tüm biyomateryaller canlı tarafından yabancı cisim olarak değerlendirilir ve reaksiyonla karşılaşır. Biyo-uyumluluk açısından önemli olan ise bu reaksiyonun şiddetli olmaması ve reaksiyonun yan etMlerinin canlı vücudu tarafından kabul edilebilir boyutlarda olmasıdır (15). Biyomateryallerin, canlı dokuya uygulanmadan önce biyo-uyumluluk testlerinden geçirilmiş olması gerekir. Bu testler ise in vivo ve in vitro protokoller halinde uygulanır. İn vivo protokollerden biri de canlıya implantasyon tekniğidir. Kullanılacak olan biyomateryal canlıya subkutan, intraperitoneal veya intramusküler olarak implante edildikten sonra, bu bölgeden belirli zaman periyotlarında biyopsiler alınır ve histopatolojik olarak dokuda oluşan değişiklikler bazı parametreler esas alınarak değerlendirilir (17). Tıbbın diğer alanlarında ve ortopedik cerrahide sıkça kullanılan biyomateryallerden biri de polimerlerdir. Artroplastilerde, yapay tendon ve bağlarda ve diğer ortopedik cerrahi girişimlerde kullanılan polimerlerden bazıları polietilen, silikon, teflon, dekindir. Çalışmamızda bu dört polimerle beraber bir kompozit materyal olan karbon fiberin biyo- uyumluluklarmı canlıya implantasyon protokolünü kullanarak araştırdık. Çalışmamıza sterilizasyon ve zaman faktörlerinin biyolojik uyumluluk üzerine etkisini de dahil ettik. Sonuç olarak tüm materyallerin, üzerinde çalıştığımız histopatolojik parametreleri aynı oranda arttırmadığını, sterilizasyonun da bu histopatolojik parametrelerin şiddeti üzerinde etkisi olduğunu tespit ettik.