Yazar "Yağmurkaya, Ümmühan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Diz osteoartriti ile ayak bileği ve ayak yapıları arasındaki ilişkinin radyografi/MR görüntüleme ile incelenmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2023) Yağmurkaya, Ümmühan; Uysal, İsmihan İlknurKıkırdak dejenerasyonu ile karakterize osteoartritten diz eklemi sıklıkla etkilenmektedir. Diz osteoartrit hastalarındaki dejeneratif değişiklikler, kapalı kinetik zincir aktivitesi içinde birlikte görev yaptığı ayağın mekanik uyum ve fonksiyonunu etkileyebileceği gibi ayak deformiteleri de diz osteoartritinde etki sahibidir. Bu çalışmada diz osteoartritli bireylerin ayak-ayak bileği yapıları klinik, radyografik ve MRG ile değerlendirilerek diz osteoartriti ile ayak kompleksi arasındaki bağlantının tespit edilmesi amaçlandı. Çalışmaya Necmettin Erbakan Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon kliniğine diz ağrısı şikayetiyle başvuran, 40-69 yaş aralığında, 101 birey dahil edildi. Bireylerden demografik bilgiler elde edildi. Klinik muayene sırasında demografik bilgiler elde edildi ve ayak postür indeksi ile ayak pozisyonu belirlendi. Radyolojik muayene ile diz osteoartriti Kellgren Lawrence skalasına göre derecelendirildi ve ayak radyografilerinden ayak açı ölçümleri alındı. Ayak MRG ile ayakta karşılaşılan patolojiler raporlandı ve MRG görüntülerinden ayak bileği eklemini kateden tendonların kesit alanları ölçüldü. Yaş grubu, eğitim ve meslek parametrelerinde cinsiyetler arasındaki fark anlamlı bulundu (p<0,05). Düşük eğitim seviyesi, diz fleksiyonunu gerektiren meslekler, yüksek vücut kitle indeksi ve kadın olmak diz osteoartriti için risk teşkil ettiği tespit edildi. Ayak postür indeksi ile değerlendirilen diz osteoartritli hastaların sıklıkla nötral ayak postürüne sahip olduğu saptandı. On iki farklı açı ile değerlendirilen radyografilerde sadece talokalkaneal açı verilerine göre hastaların çoğunun ayak pronasyonuna işaret eden valgus deformitesi görüldü. Diğer açılara göre ise klinik değerlendirmeye benzer şekilde ayakların çoğunun nötral pozisyonda olduğu belirlendi. Tibialis anterior ve tibialis posterior kesit alanlarının proksimalden distale doğru azaldığı, flexor hallucis longus, fibularis longus, fibularis brevis ve tendo calcaneus kesit alanlarının ise genel olarak arttığı gözlendi. Tendo calcaneus kesit alanı kadınlarda, tüm yaş gruplarında, hafif simetrik ve ağır asimetrik diz osteoartritli hastalarda, nötral ayaklarda sağ tarafta daha kalındı. Diğer tendon kesitleri ile ilgili farklılıklar saptansa da bu farklılıklar tutarlı ve anlamlı değildi. Diz osteoartritli hastalarda plantar topuk kalınlığı, 1,78 cm olarak tespit edildi. Tedavi edilmediğinde osteoartrit insidansını artıran bazı dejenerasyonların (subkondral ödem, meduller ödem, kemik iliği ödemi, osteokondral lezyon, kistik dejeneratif değişiklik) MRG'de raporlandığı gözlendi. Aynı zamanda osteoartritli bireylerde sinus tarsi sendromu (%13,09), epin kalkanei (%26,19), tarsal koalisyon (%26,78), tenosinovit (%33,33) ve ligament dejenerasyonları (%28,57) tespit edildi. Tenosinovitin çoğunlukla tibialis posterior, flexor hallucis longus, fibularis brevis ve fibularis longus'un tendonlarını tuttuğu gözlendi. Ligament dejenerasyonunda çoğunlukla ligamentum talofibulare anterior ve ligamentum deltoideum'da kalınlaşma ve/veya zedelenme tespit edildi. Diz osteoartritli hastaların ayakları nötral pozisyonda olmasına rağmen, diz-ayak ilişkisinden kaynaklı olarak, patolojiye daha yatkındır. Diz osteoartritli bireylerde oluşan ya da oluşabilecek ayak deformitelerine dikkat çekilmesinin, dizdeki osteoartrit seyrini yavaşlatacağı, ayakta ve dizde sekonder bir problemin oluşmasına engel olacağı kanaatindeyiz. Diz osteoartritli hastaların tedavi protokollerine karar vermeden önce ayak kompleksinin de değerlendirilmesi ile tedavi başarısı da artacaktır.Öğe Fetal kadavralarda derin ense kaslarının morfolojisi ve komşu yapılarla ilişkileri(Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2018) Yağmurkaya, Ümmühan; Uysal, İsmihan İlknurRegio suboccipitalis, kafa iskeleti ile columna vertebralis'in üst kısmı arasındaki eklemin çevresini içeren bölgedir. Yüzeyelinde m. trapezius ile m. semispinalis capitisbulunur. Derininde derin ense kasları olarak sınıflandırılan m. rectus capitis posterior major, m. rectus capitis posterior minor, m. obliquus capitis inferior ve m. obliquus capitis superior yer alır. Regio suboccipitalis, içerisinde önemli anatomik oluşumları barındırması nedeniyle bölgede gerçekleştirilecek invaziv girişimler açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı derin ense kaslarının morfolojik olarak değerlendirilmesi, n. occipitalis major ve n. occipitalis tertius'un regio occipitalis'teki seyirleri ve kaslar ile ilişkisi hakkında detaylı anatomik bilgiye sahip olmaktır. Çalışma, Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı'nda bulunan fetal kadavra koleksiyonu'nda yer alan 15 adet fetal kadavra (7 erkek, 8 dişi) üzerinde gerçekleştirildi. Diseksiyonlar mikrodiseksiyon mikroskobu altında yapıldı. Morfometrik ölçümler için (n. occipitalis tertius'un ve n. occipitalis major'un m. trapezius'un aponörozunu deldiği yerin linea nuchalis superior'a uzaklığı, n. occipitalis major'un m. semispinalis capitisi deldiği yer ile dalları arası mesafe, derin ense kaslarının origo, insersiyo genişliği ve kasların uzunlukları) elektronik kumpas kullanıldı. N. occipitalis major'un, m. semispinalis capitis ve m. obliquus capitis inferior'a göre konumu belirlendi. Ayrıca derin ense kaslarının ve m. semispinalis capitis'in innervasyonları belirlenerek çalışma sırasında tespit edilen varyasyonlar not edildi. Kaslar ile ilgili ölçümler değerlendirildiğinde sadece m. obliquus capitis inferior'un origo genişliği ile m. obliquus capitis superior'un uzunluğunun cinsiyetlere göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık (p<0.05) gösterdiği tespit edildi. N. occipitalis major'un fetal kadavraların 27 (% 90)'sinde tek parça halinde, 3 (%10)'ünde birden fazla parça halinde m. semispinalis capitis'in medial kısmını delerek çıktığı gözlendi. Kadavraların 29 (%96.7)' unda n. occipitalis major'un kasın içerisinden, 1 (%3.3)'inde ise medialinden geçtiği belirlendi. Bölgede yer alan n. occipitalis major'un seyri sırasında komşu kasları delmesi nedeni ile tuzak nöropatileri görülebilir. Özellikle bu tuzak nöropatilerin neden olduğu baş ağrısının tedavisinde n. occipitalis major'un blokajı oldukça önemlidir. Bölgede yapılacak cerrahi girişimler ve/veya sinir blokajlarında bölgedeki sinirlerin seyri ve kaslar ile ilişkisi hakkında detaylı anatomik bilgiye sahip olmanın faydalı olacağı kanaatindeyiz.