Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Wegener Granülomatozis Akciğer Tutulumunda Bilgisayarlı Tomografi Bulguları: Resimlerle Bir Konu(2015) Poyraz, Necdet; Korkmaz, Celalettin; Yavşan, Durdu Mehmet; Keskin, Suat; Teke, Turgut; Ödev, KemalWegener granülomatozis, akciğerde en iyi bilgisayarlı tomografide tanımlanan, değişik bulgularla ortaya çıkabilen nekrotizan granülomatöz bir vaskülittir. Görüntüleme bulguları kaviteleşebilen nodül veya kitleler; konsolidasyon ve buzlu cam yoğunluklarıdır. Wegener granülomatozis pnömoni, malignite ve infeksiyon dışı inflamatuvar hastalıkları taklit edebilir. Bu resimli derlemenin amacı Wegener granülomatozisin akciğer tutulumunda karakteristik bilgisayarlı tomografi bulgularını göstermektir.Öğe Ailesel sarkoidoz(2013) Yavşan, Durdu Mehmet; Göktepe, Mustafa; Koçak, Nadir; Dinç, Mustafa; Uyanmış, Ayşe; Uzun, KürşatSarkoidoz, nedeni tam olarak bilinmeyen ancak etiyolojisinde genetik, enfeksiyöz ajanlar, mesleksel maruziyet ve çevresel faktörlerin rol oynadığı multisistemik granülomatöz bir hastalıktır. Sarkoidozda ailesel yatkınlık bilinmekle beraber kalıtım şekli tam olarak tanımlanamamıştır. Bu makalede histopatolojik olarak sarkoidoz tanısı koyduğumuz iki kız kardeşi sunduk. Yapılan genetik incele- me sonucunda her iki kardeşte de Human Lökosit Antijen (HLA) HLA A24, B51, Cw07, DRB1 15, DQB1 06 genleri ortak olarak saptandı. Her iki olguya steroid tedavisi başlandı ve takibe alındı. Sonuç olarak her iki kız kardeşte tesbit edilen bulgulara göre sarkoidozda ailesel genetik yatkınlık olabileceği ve sarkoidoz tanısı alan bireylerin ailesinin sarkoidoz yönünden değerlendirilmesi gerektiği kanısına varıldı.Öğe İskemide Yeni Bir Marker: İskemi Modifiye Albumin(2017) Yosunkaya, Şebnem; Can, Ümmügülsümİskemi modifiye albumin iskemi sonucu oluşan reaktif oksijen türevlerinin yol açtığı albuminde modifikasyon ile oluşur. Albumin kobalt bağlama testi kullanılarak ölçülür. Bu test geçici olmayan kardiyak hasarın başlangıcından önce iskeminin erken saptanmasında kullanılır. Bu yazıda iskemi modifiye albuminin patofizyolojisi, analizi ve klinik uygulamalarını inceledik.Öğe Sleep disturbances in patients with lung cancer in Turkey(2018) Yavşan, Durdu Mehmet; Teke, Turgut; Bülbül, Yılmaz; Akıncı Özyürek, Berna; Günbatar, Hülya; Şentürk, Ayşegül; Arınç, Sibel; Özlü, Tevfik; Bahadır, Ayşe; Özçelik, Melike; Yılmaz, Ufuk; Akbay, Makbule Özlem; Sağlam, Leyla; Kılıç, Talat; Kırkıl, Gamze; Özçelik, Neslihan; Alizoroğlu, Dursun; Argun Barış, Serap; Selimoğlu Şen, Hadice; Berk, Serdar; Acat, Murat; Çakmak, Gülfidan; Yumuk, Perran Fulden; İntepe, Yavuz Selim; Toru, Ümran; Öktem Ayık, Sibel; Başyiğit, İlknur; Özkurt, Sibel; Mutlu, Cem LeventIntroduction: Sleep quality is known to be associated with the distressing symptoms of cancer. The purpose of this study was toanalyze the impact of cancer symptoms on insomnia and the prevalence of sleep-related problems reported by the patients with lung cancer in Turkey. Materials and Methods: Assesment of Palliative Care in Lung Cancer in Turkey (ASPECT) study, a prospective multicenter study conducted in Turkey with the participation of 26 centers and included all patients with lung cancer, was re-evaluated in terms of sleep problems, insomnia and possible association with the cancer symptoms. Demographic characteristics of patients and information about disease were recorded for each patient by physicians via face-to-face interviews, and using hospital records. Patients who have difficulty initiating or maintaining sleep (DIMS) is associated with daytime sleepiness/fatigue were diagnosed as having insomnia. Daytime sleepiness, fatigue and lung cancer symptoms were recorded and graded using the Edmonton Symptom Assessment Scale. Results: Among 1245 cases, 48.4% reported DIMS, 60.8% reported daytime sleepiness and 82.1% reported fatigue. The prevalence of insomnia was 44.7%. Female gender, patients with stage 3-4 disease, patients with metastases, with comorbidities, and with weight loss 5 kg had higher rates of insomnia. Also, patients with insomnia had significantly higher rates of pain, nausea, dyspnea, and anxiety. Multivariate logistic regression analysis showed that patients with moderate to severe pain and dyspnea and severe anxiety had 2-3 times higher rates of insomnia. Conclusion: In conclusion, our results showed a clear association between sleep disturbances and cancer symptoms. Because of that, adequate symptom control is essential to maintain sleep quality in patients with lung cancer.Öğe Noninvasive Ventilation for Severe Acute Asthmatic Attacks(2015) Teke, Turgut; Yavşan, Mehmet; Uzun, KürşatAstım, bronşial düz kas kontraksiyonu, hava yolu inflamasyonu ve sekresyonlarda artış sonucu oluşan reverzibıl hava yolu obstrüksiyonu ile karakterize kronik bir hastalıktır. Astım hastalarının çoğunda ataklar medikal tedavi ile kolayca kontrol altına alınabilir. Ancak çok küçük bir hasta grubunda astım atakları ölümcül olabilmektedir. Bu hasta grubunda şiddetli astım atakları standart tedaviye dirençlidir ve bu hastaların bir kısmında mekanik ventilasyon tedavisine ihtiyaç olmaktadır. Astımlı hastalar invaziv mekanik ventilasyonun olağan komplikasyonlarına ilave olarak başka komplikasyonlar için de risk altındadırlar. Bu hastalarda yeterli ventilasyonu sağlamak yüksek inspiratuar basınçlarda dahi zor olabilmekte ve sıklıkla hasta-ventilator asenkronisi gelişmektedir. Noninvaziv ventilasyon (NIV) son 20 yıldır akut solunum yetmezliği tedavisinde giderek artan bir şekilde kullanılmaktadır. Günümüzde NIV'in KOAH alevlenmesi ve akut akciğer ödeminin standart ilk seçenek tedavisi olduğu kabul edilmektedir. Bilgi ve tecrübelerdeki artış NIV'in daha önce kontrendike olduğu düşünülen astımda da kullanılabileceği konusunu gündeme getirmiştir. Bu derlemede şiddetli akut astım ataklarında NIV'nin kullanımı ile ilgili güncel bilgileri gözden geçirilmesi amaçlanmıştır. Günümüzde şiddetli astım ataklarında NIV kullanımını tavsiye etmek için yeterli veriler olmamakla birlikte bazı ilginç ve ümit verici sonuçlar vardır. Sonuç olarak çelişkileri ortadan kaldırabilmek için respiratuar asidozu ve hiperkapnisi olan hastaların dâhil edildiği iyi dizayn edilmiş yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.Öğe Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Erkeklerde Erken Yaşta Osteoporoz Gelişimi için Bir Risk Faktörü Olabilir Mi?(2015) Aslan, Saadet Han; Yosunkaya, Şebnem; Aysel , Kıyıcı; Sarı, OktayAmaç: Obstrüktif uyku apne sendromunda (OUAS) uyku esnasında meydana gelen solunumsal olaylar nedeniyle gelişen kronik aralıklı hipoksi veya arousallar nedeniyle gelişen uyku bölünmeleri direkt kemik mineral dansitesine (KMD) etki edebilir veya hormonlar üzerine etki ederek KMD'de değişikliğe yol açabilirler. Biz, OUAS'lı orta yaşlı erkek hastalarda normal kişiler ile karşılaştırıldığında, KMD değerleri veya KMD ile ilişkili olabilecek hormon seviyelerinde: büyüme hormonu (GH), insülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1), serbest testosteron, total testosteron ve seks hormonu bağlayan globulin (SHBG) değişiklik olup olmadığını araştırmayı amaçladık.Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya alınan tüm olgulara tanı için uygulanan polisomnografi sonrası sabah 07.00-08.00'de kan örnekleri alındı, GH, IGF-1, total testosteron ve SHBG düzeyleri ELISA yöntemi ile serbest testosteron düzeyi ise Radio İmmuno Assay yöntemi ile ölçüldü. KMD femur boynu ve lomber vertebra seviyelerinden Dual enerji X-ray absorbsiyometre (DEXA) yöntemi ile ölçüldü.Bulgular: İki grup arasında hormon seviyeleri ve T-skoru değerleri açısından istatistiksel bir farklılık elde edilmedi. OUAS'lı grupta, yaş ile T-skor femur (p0,001) ve T-skor vertebra (p0,017) arasında; REM uyku süresi ve T-skor femur (p0,032) arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif bir ilişki mevcuttu. KMD -2,5'in altında tespit edilen hasta sayısı OUAS'lı grupta (5/24) kontrol grubundan (0/22) daha fazla tespit edilmiş olsa da, gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p0,05).Sonuç: Bu çalışmada, OUAS'ın orta yaşlı erkek hastalarda osteoporoza bir eğilime sebep olmadığı gösterilmiştir. Ek olarak, KMD ile kronik intermitten hipoksi, apne-hipopne indeksi veya aşırı uyku hali ile direk bir ilişki tespit edilmemiştir. Ayrıca, OUAS ile KMD'ye etki edebilecek hormonal parametreler arasında açık bir ilişki ortaya konamamıştırÖğe Chylothorax due to tuberculosis lymphadenitis(2016) Demirbaş, Soner; Kutlu, Orkide; Sakin, AbdullahChylothorax is a rare clinical condition characterized by high triglyceride and low cholesterol levels in milky pleural aspirate. Generally, it occurs through leakage of chyle as result of trauma or malignancy. Chylothorax due to tuberculous lymphadenitis is very rare clinical condition that has only been documented in a few cases. Although precise pathogenesis is not known, enlarged mediastinal and hilar lymph nodes are thought to be associated with opening of collateral anastomosis between thoracic duct and the azygos and intercostal veins by creating pressure on thoracic duct and cisterna chyli. Presently described is case of chylothorax thought to be due to compression from mediastinal tuberculous lymphadenitis, and which had complete remission after antituberculosis treatment.Öğe A rare cause of pleural effusion: adult onset Still's disease(2015) Demirbaş, Soner; Kutlu, Orkide; Kandemir, Bahar; Sakin, AbdullahAdult onset Stills disease is a rare systemic inflammatory disorder. At the onset of the disease sore throat, pharyngitis; which does not respond to antibiotics, one or two times peaking febrile episodes, marked salmoncolored rash on the trunk and extremities, arthralgia, arthritis, myalgia, fatigue, loss of appetite with nausea and weight loss; hepatosplenomegaly and lymphadenopathy can be seen. Among laboratory examinations levels of ferritin and other acute phase reactants distinctly rise, and neutrophilic leukocytosis; ANA and RF negativity are detected. Pleural and pericardial effusions, transient pulmonary infiltration, and rarely myocarditis can be seen during the course of the disease. Here we report a patient who was examined for fever of unknown origin and diagnosed with adult onset Stills disease which is a rare etiology of pleural effusion.