Kitap / Bildiri / Sunum Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe İpek Yolu ve Ötesi Kongre Serisi: Bir Yol Bir Kuşak ''Fırsatlar ve Zorluklar'' Tam Metin Bildiri Kitabı(NEÜ Yayınları, 2022)Uluslararası niteliğe sahip İpek Yolu ve Ötesi Kongre Serisi (SIRCON 2022) “Bir Yol Bir Kuşak: Fırsatlar ve Zorluklar” temasıyla 4-7 Ekim 2022 tarihleri arasında Özbekistan’da düzenlenmiştir. Kongreye toplam altı farklı ülkeden 94 çalışma ile katılım sağlanmıştır. Türkçe, Özbekçe ve İngilizce olmak üzere ve üç farklı dilde sunumlar yapılmıştır.Öğe 2nd International Congress on Digital Business, Management & Economics Book of Abstracts(NEÜ Yayınları, 2022)9-11 Eylül 2022 tarihinde yapılan "2. International Congress on Digital Business, Management & Economics" başlıklı kongrenin özet kitapçığıdır.Öğe İpek Yolu ve Ötesi Kongre Serisi: Bir Yol Bir Kuşak ''Fırsatlar ve Zorluklar'' Özet Bildiri Kitapçığı(NEÜ Yayınları, 2022)Uluslararası niteliğe sahip İpek Yolu ve Ötesi Kongre Serisi (SIRCON 2022) “Bir Yol Bir Kuşak: Fırsatlar ve Zorluklar” temasıyla 4-7 Ekim 2022 tarihleri arasında Özbekistan’da düzenlenmiştir. Kongreye toplam altı farklı ülkeden 94 çalışma ile katılım sağlanmıştır. Türkçe, Özbekçe ve İngilizce olmak üzere ve üç farklı dilde sunumlar yapılmıştır.Öğe Uluslararası Girişimcilik ve İnovasyon Araştırmaları Kongresi (UGİAK) Özet Kitabı(NEÜ Yayınları, 2021) Editörler: Mızırak, Zekeriya; Kahraman, Ali; Mercan, Birol; Kaleci, Fatih; Demet, Atıf Emre; Çubukçu, Ahmet; Mızırak, Zekeriya; Kahraman, Ali; Mercan, Birol; Kaleci, Fatih; Demet, Atıf Emre; Çubukçu, AhmetTürkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde; Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Girişimci İş Adamları Vakfı ile ortaklaşa “Uluslararası Girişimcilik ve İnovasyon Araştırmaları Kongresi (UGİAK)" 3-4 Kasım 2021 tarihleri arasında Selçuklu Kongre Merkezi’nde düzenlenmiştir. Kongremizin genel yönelimi ulusal ve uluslararası düzeyde akademisyenler, iş dünyası, kamu kesimi ve STK temsilcilerini bir araya getirerek girişimciliğe ve inovasyona dayalı ve endüstri 4.0 temelli ekonomi yaratarak yükselen ekonomilerin orta gelir tuzağından çıkmalarına ve krizlere karşı kırılgan olmayan ekonomiye sahip olmalarını temin için politikalar-stratejiler geliştirmektir. Yenilik, girişimcilik, teknoloji ve endüstri 4.0 temelli ekonomiye sahip olmak bütün dünyada ekosistem olarak ele alınmıştır. Bu bağlamda ekosistem unsurları olarak iş dünyasının, akademik dünyanın, kamunun, eğitim sektörünün, sektörlerin yenilikçi ekonomiye katkılarını paneller ve arama konferansları kapsamında tartışmak da bir başka yönelimdir. Ülkemizdeki yükseköğretimin gelişmesine anlamlı katkılar veren, ulusal ve uluslararası bir işbirlikleriyle uluslararasılaşma yolunda ciddi adımlar atan Necmettin Erbakan Üniversitesi, girişimcilik ve inovasyon alanındaki uluslararası kongresi ile ülkemizde yenilikçi ve entelektüel ekonominin geliştirilmesi için politikalar üretilmesine de aracılık etmektedir. Ulusal düzeyde olduğu kadar Avrupa’nın, Orta Asya’nın, Ortadoğu’nun yenilikçi ekonomiye geçişlerine katkı verecek politikalar geliştirmek de bir başka amaçtır. Bu yönüyle, uluslararası-global bir kimlik kazanan kongremize ülkemizden ve dünyadan akademisyenlerin, kamu yöneticilerinin, politikacıların, özel sektörün, STK temsilcilerinin birlikte katkı sunmaktadır. Uluslararası Girişimcilik ve İnovasyon Araştırmaları Kongresi Özet Kitabı açık erişim olarak hizmete sunulmuştur.Öğe I. Uluslararası Dijital İşletme, Yönetim ve Ekonomi Kongresi Özet Kitabı(NEÜ Yayınları, 2021) Editörler: İnce, Mehmet; Oktay, Ercan; Mercan, Birol; Altan, Cemal; Coşkun, Selim; İpek, Egemen; Eyüboğlu, Kemal; Bozyiğit, Sezen; Kara, Ergün; Güneysu Atasoy, Filiz; Tor Kadıoğlu, Cansu; Kaleci, Fatih; Doğrul, Ümit; Ağca, Alperen; İnce, Mehmet; Oktay, Ercan; Mercan, Birol; Altan, Cemal; Coşkun, Selim; İpek, Egemen; Eyüboğlu, Kemal; Bozyiğit, Sezen; Kara, Ergün; Güneysu Atasoy, Filiz; Tor Kadıoğlu, Cansu; Kaleci, Fatih; Doğrul, Ümit; Ağca, AlperenSanayi devriminde olduğu gibi internetin hayatımıza girmesi ile dünya büyük bir değişim sürecine girmiştir. Dijitalleşme ise dijitalleşmiş kaynakları bütünleşmiş bir bilgi teknolojileri altyapısı ile yeni bir gelire, büyümeye ve şirkete değer katacak operasyonel sonuçlara dönüştürme süreci olarak karşımıza çıkmaktadır. 2020 yılında tüm dünyanın tecrübe ettiği Covid-19 pandemisi sürecinde daha fazla gündeme gelen dijitalleşme yeni iş modelleri geliştirmek, benzersiz müşteri deneyimleri için bilgiyi, dijital teknolojileri ve şirket kaynaklarını yeni kombinasyonlar ile birleştirmek, yeni ürün ve hizmetler oluşturmak ve şirket kaynaklarının etkinliğini artırmak için kullanılmaktadır. Dünya genelinde organizasyonlar dijital bir dönüşüme girmiş olup bu dönüşüm yeni koşullara ve beklentilere uyum sağlamayı ve değişiklikler karşısında hazır olmayı gerektirmektedir. En başarılı organizasyonlar dahi bu dönüşümde ciddi zorluklar çekmektedir. Bu sebeple dijitalleşme ve dijital dönüşüm üzerine bilimsel çalışmalar akademisyenler kadar karar alıcılar için de önemli hale gelmektedir. Bu kongre dijital dönüşüm sürecine bilimsel olarak katkı sağlamaya yönelik sosyal bilimler alanında çalışmaları bir araya getmiştir. Bu bağlamda işletme, yönetim, finans ve ekonomi alanlarında dijitalleşme ve dijital dönüşüme yönelik çalışmalar kabul edilmiştir. ICDBME2021 online olarak Tarsus Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi ev sahipliğinde 8-9 Ekim 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Bölge üniversiteleri iş birliğiyle organize edilen kongremizde yer alan paydaşlarımız arasında Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi yer almıştır. I. Uluslararası Dijital İşletme, Yönetim ve Ekonomi Kongresi (ICDBME2021)'nin özet bildiri kitabı açık erişim olarak hizmete sunulmuştur.Öğe İpek Yolu: Tarih, Felsefe ve Ekonomi Perspektifinden Güncel Tartışmalar(NEÜ Yayınları, 2022) Editörler: Mercan, Birol; Şahbaz, Ahmet; Gömleksiz, Mustafa; Mercan, Birol; Şahbaz, Ahmet; Gömleksiz, Mustafaİpek Yolu yalnızca ticarete konu olan malların değil, aynı zamanda kültür, sanat ve felsefenin de seyahat ettiği bir yoldur. Bu yol sayesinde doğu ve batı arasında kurulan köprüler fikirler ve bilginin yayılımı ile matbaa gibi radikal gelişmeleri ortaya çıkarırken, refaha ve daha yüksek yaşam standartlarına kapı aralamıştır. Tarihsel süreçte, fikirler ve bilginin üretim yeri değiştikçe önde gelen ticaret yolları da zamanla önemini yitirmiştir. Özellikle sanayi devrimi ile birlikte katma değeri yüksek ekonomik çıktılara kaynaklık eden coğrafya adres değiştirirken, batı dünyanın geri kalanına kıyasla bu çıktılara ilişkin ticaretin önemli bir kısmına ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Bununla birlikte, son dönemde artan küreselleşme ve bilgi-iletişim teknolojilerindeki ilerlemelere dayalı olarak uluslararası ticaretin dünyanın geri kalanına yönelik çeşitli fırsatlar ortaya çıkardığı görülmektedir. Özellikle 1990'lı yıllardan sonra Tek Kutuplu dünyanın oluşması ile birlikte doğu kapılarını bir yandan yabancı sermayeye açarken, diğer yandan dünya ticaretine entegre olabilmek amacıyla uluslararası ticari normlara uyum sağlamaya başlamıştır. Bugün gelinen noktada, doğu ekonomilerinin birçoğu ucuz işgücüne dayalı maliyet avantajlarının yanı sıra artan sayıdaki dinamik sektörleri ile ekonomik gelişmişlik bakımından batıyla yarış içerisindedir. Bu kapsamda, Çin'in son dönemde gündeme getirdiği “Bir Yol Bir Kuşak” ya da “Kuşak ve Yol” Projesi, Tarihi İpek Yolu'nun yeniden diriltilerek, karayolu, demiryolu ve denizyolu ve doğu ekonomilerini birbirine bağlamayı hedefleyen dev bir projedir. Proje, toplamda 65 ülke, yaklaşık 4,4 milyarlık nüfus ve küresel gelirin %40'ına yakınını kapsaması bakımından da hayati bir öneme sahiptir. Özellikle finansal krizler ve pandeminin gölgesindeki küresel ekonomide, “Bir Yol Bir Kuşak” Projesinin başta Türki Cumhuriyetler ve Türkiye olmak üzere bölgede bulunan gelişmekte olan ülkelerin kalkınma ve dünya ile bütünleşme çabalarına büyük katkı sağlama potansiyeline sahip olduğu görülmektedir. Bu kitabın Yeni İpek Yolu ekseninde gerçekleştirilecek akademik çalışmalar ve politika belgelerine rehberlik etmesini ve bir nebze de konuya ilgi duyanlara farklı bir bakış açısı kazandırmasını ümit ediyoruz.Öğe 3. Uluslararası Öğrencilik Sempozyumu(NEÜ Yayınları, 2020) Editör: Akgül, Osman; Akgül, OsmanTürkiye dahil 20 farklı ülkeden alanında yetkin 68 araştırmacı, akademisyen ve sahada çalışan uzmanlar tarafından sunulan bildiriler, katılımcılardan yoğun ilgi gördüğü “3. Uluslararası Öğrencilik Sempozyumu” 14-15 Ekim 2017 tarihinde gerçekleşmiştir. Ana teması “Uluslararası Öğrencilik; Beklentiler, Sorunlar ve Stratejiler” olan sempozyumda ağırlıklı olarak; Uluslararası Öğrenciler ve Algı, Uluslararası Öğrencilerin Eğitim Süreci, Uluslararası Öğrencilik ve Altyapı- Mevcut Durum, Sorunlar, Perspektifler, Uluslararası Öğrencilik Politikası- Geçmiş, Bugün ve Gelecek, Bir Sermaye Olarak Uluslararası Öğrenciler, Göçler ve Uluslararası Öğrencilik konuları ele alınmış ve tüm bildirile tek bir kitapta toplanmıştır.Öğe Katılım Bankaları ve Katılım Fonlarının Sigortalanması(NEÜ Yayınları, 2023) Akdemir, FikretFaize ilişkin dini, felsefi ve ahlaki yaklaşımlar; faizden uzak kalmak isteyen banka müşterisinin varlığına yol açmıştır. Bu ise, piyasada, faizi ana kavram olarak kullanan geleneksel bankalar yanında, faizsiz çalışan bankacılık kurumlarının da varlığını gerekli kılmaktadır. “Güneşli havada şemsiyeyi ödünç verip, yağmur başladığı anda geri isterler” (Mark Twain) deyimi ile adeta ikinci bir tarifi yapılan bankaların, müşterileriyle ilişkilerinde “güven” sorunu vardır. İlişkiler “kazan kazan” dan ziyade, gelirleri müşterilerinin giderleri olması itibariyle “menfaat çatışması” şeklindedir. Katılım bankaları, müşterileriyle birlikte ticaret yapar. Faize hassas fonları, faizsiz bir modelle ekonomiye kaynak olarak aktarırlar. Dünyada yaşanan başta 2008 yılındaki olmak üzere birçok ekonomik krizlerin sebebi temelde faiz ve faize dayalı işleyen bankacılık sistemidir. Bankacılık kanununa göre; ekonomide yaşanan krizlerin bankaların mali bünyelerini olumsuz etkilemesi ve/veya banka hakim ortaklarının, banka kaynaklarını kendi lehlerine kullanmaları nedeniyle yönetim ve denetimleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilir. 2001 yılında yaşanan “bankacılık krizi” ile TMSF' ye 23 mevduat bankası devredilmesine karşın herhangi bir özel finans kurumu/katılım bankası devredilmemiştir. 2001 yılında İhlas Finans'ın, bilinmez ama belki bir “finansal mühendislik projesi” dahilinde “faizsiz sistem” in dışına çıkarak, diğer finans kurumlarından farklı kredi politikaları ve farklı risk yönetimi teknikleri uygulaması sonucunda tasfiyesi (TMSF' ye devredilmemiştir), özel finans kurumları için yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. 1983 yılından 2001 yılına kadar sistemleri gereği “güvence şemsiyesi” altında çalışmayan özel finans kurumları/katılım bankaları; İhlas Finans'ın tasfiyesiyle, sektör çapında ve birbirine sirayet eden bir “mevduat hücumu (bank run)” yaşamaları sonucu, kendi aralarında “kamu garantisi” altında olmayan bir “güvence fonu” oluşturdular. 2005 yılından itibaren de TMSF güvencesi kapsamına alınmışlardır. “Kar ve zarara katılma” prensibiyle çalışan katılım bankalarının TMSF güvencesi altına alınması/katılım fonlarının sigortalanması, sistemin ruhuna uygun olup olmadığını tartışılır hale getirmiştir.Öğe Pazarlama İlkeleri & Bir Meta-Pazarlama Tartışması: Karşı-Pazarlama Yaklaşımı(NEÜ Yayınları, 2021) Karabıyık, Hüseyin ÇağatayBu çalışmanın esas amacı da teorik bir tartışma ile pazarlama biliminin tüketiciler açısından derinleşmesini sağlamak ve böylece pazarlamayı bilim dünyasında yeniden konumlandırmaktır. Bu sebeple bu çalışmanın eleştirel bir yaklaşımda olması doğal karşılanmalıdır. Pazarlama gibi Neo-Liberal dünyanın etik açıdan en çok sorgulanan ve eleştirilen bilim dallarından biri üzerine kaleme aldığım bu kitaba başlamadan önce bu alandaki çalışmalarımın pazarlamanın bu unutulan yüzüne hizmet etme ve bir bilim dalının gerektirdiği şekilde tarafsızlık amacıyla ortaya çıktığı göz önünde bulundurulmalıdır. Pazarlama üzerine ayrıntılı bir felsefi çalışma serisinin ilk aşaması olan bu kitap ve izleyen çalışmalarımdaki amacım Frankfurt Okulu yaklaşımıyla da paralel olarak toplumsal bir bilinç yaratma ve toplumu dönüştürme amacına katkıda bulunmaktır.Öğe İklim Değişikliğinin Ekonomik Etkileri: Sektörler Üzerine İnceleme(NEÜ Yayınları, 2022) Editörler: Ilıkkan Özgür, Munise; Demirtaş, Cuma; Ilıkkan Özgür, Munise; Demirtaş, Cumaİnsanları, toplumları ve ekonomileri etkileyen ve amansız bir şekilde devam eden iklim değişikliğini dikkate almak ve iklim değişikliği ile ilgili çözüm yolları aramak elzem görünmektedir. Çünkü bugün gerekli önlemler alınmazsa, gelecekte bu etkilere uyum sağlamak daha zor ve maliyetli olacaktır. Bu kapsamda gerek bilimsel anlamda gerekse de siyasi, ekonomik ve sosyal anlamda gerekli çalışmaların yapılması önem arz etmektedir. Bu bağlamda mevcut çalışma iklim değişikliğinin sektörel ekonomik etkilerini teorik ve ampirik açıdan incelemektedir.Öğe Covid-19 Salgını Sürecinde İslam İktisadı ve Sosyal Politika(NEÜ Yayınları, 2022) Editörler: Çalışır, Mustafa; Ülev, Salih; Genç, Abdullah Talha; Çalışır, Mustafa; Ülev, Salih; Genç, Abdullah TalhaBu kitapta Covid-19 salgınının genel ekonomik tesirleri, salgının fıkhî açıdan ortaya çıkardığı meselelerin; finansal sözleşmelere, katılım bankalarına, katılım sigortacılığına ve diğer sektörlere etkileri incelenmiş; bunun yanında salgın dönemindeki sosyal politikalar ve İslâm iktisadının sosyal kurumlarının rolü ortaya konulmuştur. Eser, salgın konusunda hem fıkhî hem iktisadî hem de sosyal açıdan İslâm iktisadı ve finansı literatürüne katkı sunmayı hedeflemektedir. Kitapta Covid-19’un ekonomiye ve finans sektörü yanında reel sektöre etkileri, İslâm iktisadının salgın dönemlerine yönelik perspektifini ortaya koyan teorideki ve uygulamadaki rolü, salgının fıkhî yönü ve ayrıca “roman diliyle salgın” konuları ele alınmıştır.Öğe Yeni Çağda İktisadi Sorunlar(NEÜ Yayınları, 2023) Editörler: Mercan, Birol; İpek, Özlem; Mercan, Birol; İpek, ÖzlemKitapta yer alan bölümler yardımıyla sanayi devriminden günümüze dijitalleşmenin iktisat alanındaki etkileri tarihsel süreç içinde ele alınırken, Covid-19 ile artan dijitalleşmenin sağlık alanındaki ve belediye hizmetlerindeki olası etkileri refah ekonomisi bağlamında tartışılmıştır. Ayrıca, dijitalleşmenin neden olduğu etkilerin önemli şekilde hissedildiği piyasaların başında gelen işgücü piyasalarındaki olası değişmeler ve Asya ülkeleri özelinde meydana gelen etkiler analiz edilmiştir. Dahası günümüzde iletişimin de dijitalleşerek, bilginin iktisadi ajanlar arasında hızla yayılmasına neden olduğu ve karar alıcıların davranışlarına etki ettiği savı iki bölüm ile ortaya konulmuştur. Son olarak dijitalleşmenin neden olabileceği en önemli sorunlardan olan kayıt dışılık ve gelir dağılımındaki bozulmaların analiz edildiği bölüm ile kitap sonlandırılmıştır. Dijital ekonomi ile ilgili bu kitap, son on yılda deneyimlediğimiz ve yakın gelecekte bizlerde ve ülke ekonomilerinde ciddi dönüşüme neden olabilecek değişikliklerle bağlantılı ekonomik sorunların birçoğunu ele alması bakımından değerlidir. Bu nedenle bir bütün olarak bu kitabın hem sosyal bilimcilere hem de konuyla ilgilenen politika yapıcılara yararlı bilgiler sunması beklenmektedir.Öğe Girişimcilik ve İnovasyon Araştırmaları: Yeni Trendler ve Dijital Dönüşüm(NEÜ Yayınları, 2022) Editörler: Mızırak, Zekeriya; Mercan, Birol; Kahraman, Ali; Kaleci, Fatih; Mızırak, Zekeriya; Mercan, Birol; Kahraman, Ali; Kaleci, FatihGirişimcilik ve inavosyon araştırmaları: Yeni trendler ve dijital dönüşüm adlı kitapta Türkiye’de girişimciliği teşvik etmek amacıyla girişimcilik, inovasyon kavramları ile ilgilenen ve bu alanda çalışma yapan insanlar ile etkileşim ve sorunlara çözüm bulmak amaçlanmıştır. Yeni trendlerin tartışıldığı ve dijital dönüşümün girişimcilik ve inovasyon süreçlerine etkilerinin araştırılmasına katkı sunmaktadır.Öğe Krizler ve Savaşların Gölgesinde 21. Yüzyılda Küresel Ekonomi(NEÜ Yayınları, 2022) Editor: Sever, Erşan; Sever, ErşanKrizlerin ve savaşların gölgesinde 21. yüzyılda küresel ekonomi konusunu çeşitli boyutlarıyla irdelemektedir. Alanında uzman akademisyen ve araştırmacılar özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ve Covid-19 pandemisinin gerek dünya ekonomisi ve gerekse Türkiye'ye etkilerini özellikle enflasyon, kamunun ekonomideki yeri, çevre, dünya para sistemi ile para ve maliye politikaları bağlamında inceleyip tartışmaktadır.Öğe İnovasyon ve Sektörel Açıdan Ekonomik Etkileri(NEÜ Yayınları, 2022) Editörler: Demirtaş, Cuma; Ilıkkan Özgür, Munise; Demirtaş, Cuma; Ilıkkan Özgür, MuniseYenilik her zaman var olsa da gerçek anlamda yirminci yüzyılda önem kazanmıştır. Tarihsel açıdan ele alındığında inovasyon ilk zamanlarda aşağılayıcı bir terim olarak kullanılmış ve 13. yüzyılda hukuk metinlerinde bir sözleşmeyi yenileme olarak ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla “inovasyon”, hukuk metinlerinde bir sözleşmenin yenilenen versiyonunda olduğu gibi yeni anlamına gelir. 16. yüzyılın dini ortamında, dini metinleri yeniden yazmaya çalışan yenilikçilere karşı olumsuz tepkiler artmış ve yenilikçiler ya hapse atılmış ya da idam edilmiştir. Ancak Sanayi Devrimi ile birlikte inovasyon fikri bilimle, yeni makinelerin ve ürünlerin icadıyla ilişkilendirilmiştir. 18.yy’dan itibaren buharlı makinelerin icadı ile sanayi devriminin başlaması ve matbaanın yaygınlaşması bilgi birikimini artırmıştır. Geleceği gören ülkeler, bilimin de gelişmesiyle teknolojiyi kullanmaya başlamışlardır. Böylelikle hükümetler, araştırma laboratuvarlarını ve patentleri ekonomik avantaj kaynağı olarak vurgulamışlar ve yenilikçiler ekonomiye olumlu katkıda bulunanlar olarak ilgi görmeye başlamıştır. Bu sayede hayatımızı kolaylaştıran icatlar, gelişmeler ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla inovasyon, bir zamanlar kötü olarak anılsa da, şimdi iyi olarak anılmaktadır. 1939’da, günümüzde “girişimcilik” dediğimiz şeye yol açan kavramların yaratıcısı olan iktisatçı Joseph Schumpeter önemli bir ayrım yapmış; buluşun, yeni bir şeyin (örneğin yeni bir ürün) yaratılması olduğunu, inovasyonun ise bu yeni şeyin benimsenmesiyle (örneğin, yeni bir ürünün pazara sunulması) ilgili olduğunu savunmuştur. 1950’lerden itibaren, “inovasyon” teriminin artmasıyla birlikte literatürde “buluş” teriminin sıklığı giderek azalmaya başlamış ve 1980’lerde “inovasyon” kavramı başı çekmiştir. Dolayısıyla inovasyon, günümüz dünyasında ciddi bir şekilde yer etmiş durumdadır. Artık inovasyona yer vermeyen işletme sahibi ve yönetici yok denecek kadar azdır. Çünkü mevcutla yetinmek, yerinde saymak her geçen gün küçülme için bir adım daha atmak demektir. Bu çerçevede işletmeler faaliyette bulundukları her alanda inovasyon yapmakta ve özellikle rekabet üstünlüğünü bu şekilde korumaya çalışmaktadırlar. İşletmelerin ürün, süreç, pazarlama, yönetim, örgüt gibi fonksiyonlar çerçevesinde ve daha birçok alanda inovasyon yaptığı söylenebilir. Bu yapılan inovasyonların işletmelerin yer aldığı sektörlere katkısının olup olmadığı, eğer katkısı varsa da bu katkının nasıl gerçekleştiğinin incelenmesi inovasyonların devamlılığı için önem arz etmektedir. Bu bağlamda çalışma inovasyonun sektörel etkilerini teorik ve ampirik açıdan incelemektedir.Öğe Hegemonya Karşı Hegemonya(NEÜ Yayınları, 2017) Editörler: Buluş, Abdulkadir; Birekul, Mehmet; Kaleci, Fatih; Alkın, Ruhi Can; Buluş, Abdulkadir; Birekul, Mehmet; Kaleci, Fatih; Alkın, Ruhi CanAvrupa merkezcilik, Batılı sosyal bilim paradigmasının merkezinde yer alan bir tutumdur. Avrupa merkezci yaklaşımlar, Batı’da üretilen bilimi merkeze aldığı gibi Batı dışı yaklaşımları göz ardı etmekte ve böylece sosyal bilimler üzerinde bir hegemonya oluşturmaktadır. Sosyal bilimciler akademik faaliyetin çeşitli düzeylerinde Avrupa merkezci bilgi üretim ve yayımı mekanizmalarının parçası olmaya zorlanmaktadır. Bu kongrenin en önemli amaçlarından birisi bu Avrupa merkezciliği yeniden düşünmek, eleştirmek ve aşmaya çalışmaktır. Öte yandan Avrupa merkezciliğe karşı geliştirilen yaklaşımlar veya meydan okumaların da gözden geçirilmesinin zorunlu olduğu görülmektedir. Sosyal bilimlerde Batı ve Avrupa merkezciliğin eleştirileri köklü dönüşümlere yol açmadığında tam aksine eleştirilen kavram ve paradigmanın yeniden üretilmesine de yol açabilmektedir. Dolayısıyla Batılı bilim paradigmalarının tüm birikimini inkâr etmeden ama kendi kaynaklarına uygun olup olmadığını tartışarak tüm bilimsel birikime eleştirel bakış açısı ile yaklaşılması gerekmektedir. Sonuç olarak Müslümanlar batı birikiminden istifade eden ama kendi epistemolojisine göre değerlerini ihya eden bir anlayış geliştirmeye çalışmalıdır. Malik bin Nebi’nin dediği gibi “zihinleri sömürgeleştirme”den uzaklaştırmaya gayret etmelidir. Müslümanlar mevcut Batı ekonomik ve bilimsel hâkimiyetinin büyük ölçüde insanları en çok refah yaratan ve en bilimsel sistem olduğuna ikna etmeyi başarması ile ayakta kaldığını unutmadan tüm insanlığa ikna edici bir alternatif model kurmayı denemelidirler. Bu kongrenin bu amaca yönelik atılan adımlardan birisini teşkil etmesini umuyoruz. Müslümanların karşı karşıya kalınan sorunların çözümünde, sorunları anlamak için sahip olması gereken bilimsel bilgiyi üretmek ve bilgiyi politik çözüm önerilerine tahvil etmek için sağlam bir bilimsel araştırma paradigması üzerine düşünmesi ve tartışması gerekmektedir. Gerçekleştirilen I. Uluslararası Sosyal Bilimler ve Müslümanlar kongresi ile sosyal bilimler kanalıyla İslam ve Müslümanlar üzerinde kurulan hegemonyayı tekrar gündeme getirip eleştirel analizler ortaya konmuştur.Öğe Bağımlılık ve Önleyici Yaklaşımlar(NEÜ Yayınları, 2022) Editörler: Mızırak, Zekeriya; Traş, Zeliha; Yalçın, Süleyman Barbaros; Mızırak, Zekeriya; Yalçın, Süleyman Barbaros; editor:Traş, ZelihaBirey hayata ailesiyle tanışarak başlıyor. Duyguları orda tadıp, ikinci evi olan okul ortamındaki akranlarıyla ve öğretmenleriyle duygularını tanımaya devam ediyor. Bu süreçte sevgi, saygı ve aitlik ihtiyacının karşılanmaması bireye ilk darbeyi vurabiliyor. Bebeklikte aile ortamında başlayan hayat, kapılarını kitle iletişim araçlarına ve sosyal medyaya açıyor. Bu araçlar okulla devam eden çocukluk dönemi ve ardından gelen başlı başına çalkantılı bir dönem özelliği taşıyan ergenlik döneminde misafir olmaktan çıkıyor. Ve her anlamda yaşanılan bağımlılıkları gençlerimiz arasında yayılmasını hızlandırabilen bu ve başka birçok faktör… Bireye, aileye, akranlara, okula, üniversiteye, topluma, sivil toplum kuruluşlarına, bağımlılık uzmanlarına, kanun yapıcı ve uygulayıcılara, kitle iletişim araçlarına ve sosyal medyaya düşen sorumlulukları yine bu meslek elemanları gözünde değerlendirip analiz ettiğimiz çalıştayı 18 Nisan 2019 tarihinde Konya’da gerçekleştirdik. Amacımız Türkiye’nin her kesiminde ikamet eden ve bağımlılıkla ilgilenen farklı meslek gruplarını bir araya getirerek madde bağımlılığından korunma yollarını raporlaştırmaktır. Her bir katılımcının bağımlılık konusunda yaşadığı tecrübelere ve uzmanlık alanlarına başvurulmuş, ortaya bağımlılığın önleyici yüzünü gösteren bir kitapçık çıkmıştır.