Kashmir in Türkiye's Asia policy and Türkiye's potential role in Kashmir's conflict resolution

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2023

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Güney Asya'nın en bilinen insani trajedilerinden biri olan Keşmir Krizi, uluslararası gündemi yıllardır meşgul etmektedir. Hindistan, Pakistan ve Çin ortak yönetiminde bulunan Keşmir bölgesinin Hindistan kontrolündeki Jammu kısmı, statü sorununun anavatanı olması nedeniyle bugüne kadar birçok savaşa ve can kaybına şahit olmuştur. Türkiye, netlik kazanan Keşmir politikası olmamasına rağmen krizi yakından takip ederek taraflara ateşkes çağrısında bulunmuş ve hatta arabuluculuk teklifi götürmüştür. Türkiye'nin krize dair söylemleri ve tutumu, insani dış politikasındaki başarıları ve geçmiş arabuluculuk deneyimleri, bu çatışmada daha da aktif olma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Bu potansiyelin arabuluculuk olgusu ile güçlendirilmesi ve netlik kazanan bir Keşmir politikasının inşa edilmesi, Türkiye'nin Yeniden Asya Girişimi kapsamında hedeflendiği gibi kıtaya daha bütüncül bir yaklaşım sergilemesini sağlayabilecektir. Türkiye'nin Keşmir politikasının tümdengelim yöntemiyle Türkiye'nin önce Asya, ardından Güney Asya ve son olarak krize taraf olan üç devletle olan son dönem politikası incelenerek, genelden özele doğru bir çıkarım ile kurgulanabileceği öne sürülmektedir. Elde edilen veriler ışığında, Türkiye'nin Hindistan ile ikili ilişkilerinin Keşmir krizinde kardeşlik temasının etkisiyle Türkiye'nin Pakistan yanlısı duruşundan dolayı gerildiği sonucuna varılmıştır. Türkiye'nin bölgeye bütüncül yaklaşabilmesi için küreselleşen dünyada önemli bir aktör ve Hint kıtasının jeostratejik devi olan Hindistan ile ikili ilişkilerin geliştirilmesinin karşılıklı faydayı beraberinde getireceği aşikardır. Hindistan'ın dönem temsilcisi Modi'nin aşırı sağ yaklaşımı, Müslüman nüfusun yoğunlukta olduğu ülkelerde kaygıyla karşılansa da her iki ülke de açık diyalog ve ticaret alanında iş birliğini artırma niyetindedirler. Bu bağlamda Türkiye'nin Keşmir politikası, Keşmir Krizi'nde arabuluculuk olgusu üzerine inşa edilebilir, böylece hem Pakistan hem Hindistan'a Türkiye'nin iyi niyet göstergesi sunularak dengeli bir politika izlenebilirse Pakistan'ı göz ardı etmeden Hindistan ile ilişkileri iyileştirmenin mümkün olacağı düşünülmektedir. ABD'nin bu arabuluculuk girişiminde Türkiye'ye eşlik etmesinin, dış müdahaleye sıcak bakmayan Hindistan'ı müzakereye ikna etmede etkili olabileceği düşünülmektedir. Nihai olarak Türkiye'nin, Keşmir Krizi'ndeki potansiyel rolünün katkısıyla Keşmir politikasını arabuluculuk olgusu üzerinden inşa edebileceği, böylece Asya'ya daha bütüncül yaklaşma ve Yeniden Asya Girişimi kapsamındaki hedeflerinden birine ulaşma fırsatı yakalayabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
The Kashmir Crisis, one of the most well-known humanitarian tragedies in South Asia, has occupied the international agenda for years. The Indian-controlled part of Jammu in the Kashmir region, which is under the joint administration of India, Pakistan and China, has witnessed many wars and loss of life to date, as it is the homeland of the status problem. Although Türkiye does not have a clear Kashmir policy, it has followed the crisis closely, called for a ceasefire and even offered mediation to parties. Türkiye's rhetoric and attitude towards the crisis, its achievements in humanitarian foreign policy, and past mediation experiences indicate that it has the potential to be even more active in this conflict. Ensuring that this potential is strengthened with the mediation phenomenon and the construction of a Kashmir policy that has become clear would enable Türkiye to display a more holistic approach to the continent, as it was aimed within the context of the Asia Again Initiative. It is suggested that Türkiye's Kashmir policy can be constructed with the deductive method by examining Türkiye's policy with Asia first, then South Asia and finally the three states party to the crisis, by making an inference from the general to the specific. In light of the data obtained, it was concluded that Türkiye's bilateral relations with India were strained because of its pro-Pakistani stance in the Kashmir crisis due to its brotherhood theme. In order to have a holistic approach to the region, it is obvious that improving Türkiye's bilateral relations with India, which is an important state in the globalizing world and the geostrategic giant of the Indian continent, can be mutually beneficial. Although the extreme right approach of Modi, the term representative of India, is met with concern in countries where the religion of Islam is dominant, both countries intend to increase cooperation in open dialogue and trade. In this context, if Türkiye's Kashmir policy can be built on the mediation phenomenon of the Kashmir Crisis, and a balanced policy is carried out by presenting goodwill to Pakistan and India, then it is possible to improve relations with India without ignoring Pakistan. It is thought that the US's accompanying Türkiye in this mediation attempt can effectively to make convince India, which is not in favour of foreign intervention, to negotiate. Finally, concluded that Türkiye can build its Kashmir policy through mediation with the contribution of its potential role in the Kashmir Crisis, thus she has the opportunity to approach Asia more holistically and achieve one of its goals under the Asia Again Initiative.

Açıklama

Yüksek Lisans Tezi

Anahtar Kelimeler

Asia, Conflict Resolution, Kashmir, Türkiye, Asya, Çatışma Çözümü, Keşmir, Türkiye

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Yılmaz, M. Z. (2023). Kashmir in Türkiye's Asia policy and Türkiye's potential role in Kashmir's conflict resolution. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı, Konya.