Yazar "Çetinkaya, Seda" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Dietilnitrozamin ile hepatosellüler karsinom oluşturulmuş ratlarda resveratrolün olası koruyucu etkilerinin araştırılması(Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2017) Çetinkaya, Seda; Özgörgülü, AydanKontrolsüz hücre büyümesi ve apopitoz direnci, kanser hücrelerini karakterize eder. Bu iki ana özellik kanser hücrelerinde, hücre proliferasyonunu ve apopitozu doğrudan kontrol eden yolları düzenleyen anahtar sinyal moleküllerinde mutasyonlar yoluyla başlatılır. Resveratrol (RSV), doğal olarak oluşan bir bitki polifenoldür, farklı hastalıklarla mücadele eden biyolojik etkilere sahip olduğu gösterilmiştir. Kardiyo-protektif, nöro-protektif, immüno-düzenleyici ve anti-kanser özellikleri olduğu bildirilmiştir. RSV'nin kanser hücre çoğalmasını inhibe ettiği, hücre döngüsü tutuklanmasını ve apopitozu indüklediği ve bu anti kanser etkilerinin, bu süreçlerde yer alan sinyal moleküllerini modüle etme kabiliyetine bağlı olduğu keşfedilmiştir. Bu çalışmada resveratrolün, dozlara göre dietilnitrosamin (DEN) ile indüklenen hepatosellüler karsinoma (HCC) karşı sıçanlarda kemopreventif etkisini araştırmayı amaçladık. HCC oluşturmak için, haftada 1 kez olmak üzere 7 hafta boyunca 100 mg/kg dozunda DEN intraperitonal (i.p.) olarak verildi. 7 hafta sonra DEN ile indüklenmiş HCC karsinomlu şıçanlara 50, 75 ve 100 mg/kg dozlarında resveratrol, yedi gün boyunca i.p. olarak verildi. 56. günün sonunda karaciğer hasarının biyokimyasal ve histopatolojik incelenmesi ve HCC insidansına yönelik olarak serum ve karaciğer örnekleri alındı. Karaciğer dokularında histokimyasal olarak hematosilen-eosin ile immünohistokimyasal olarak da Bax/Bcl-2 ve p53 ile histopatolojik değerlendirmeler yapıldı. Ayrıca uygulamaya başlamadan önce ve uygulama boyunca haftada bir tartılarak sıçanların ağırlıkları kaydedildi. Antioksidan kapasiteyi araştırmak için süperoksit dismutaz (SOD) ve glutatyon (GSH), malondialdehit (MDA) düzeyleri ölçüldü. Karaciğer hasarı göstergesi olarak da serumda gama glutamil transpeptidaz (GGT), alanin aminotransferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST) ve alkalen fosfataz (ALP) seviyeleri ölçüldü. Çalışmamızda SOD, GSH ve MDA DEN+Res 100 grubunda her ne kadar istatistiksel olarak anlamlı olmasa da kontrol grubuna en yakın bulunan doz grubudur. Karaciğer enzim aktiviteleri (ALT, AST, ALP, GGT) ise kontrol grubuna göre DEN+Res 50, DEN+Res 75 ve DEN+Res 100 gruplarında artarken, DEN grubuna kıyasla azalmıştır. Sıçanların karaciğer histopatolojisinde de, DEN verilen gruplarda karaciğer portal alanlarda lenfosit infiltrasyonu, karaciğeri nodüllere ayıran ya da nodüllere ayırma eğilimi gösteren fibrozis, parankimde displastik değişiklikler, hücresel atipi ve tümör odakları gözlendi. Bax/Bcl-2 ve p53 işaretlemelerinde resveratrolün 100 mg/kg dozunda apoptotik hücrelerde istatistiksel olarak anlamlı bir artış gözlendi. Sonuç olarak; 100 mg/kg resveratrol dozunun hepatik hasarın önlenmesi ve HCC'un tedavisinde potansiyel etkili bir terapötik ajan adayı olarak kullanılabileceğini düşünmekteyiz.Öğe Effects of Nigella sativa L. seed oil on intima-media thickness and Bax and Caspase 3 expression in diabetic rat aorta(2016) Cüce, Gökhan; Kalkan, Sabiha Serpil; Sözen, Mehmet Enes; Çetinkaya, Seda; Canbaz, Halime Tuba; Seflek, HaticeObjective: Hyperglycaemia is an important risk factor for the development and progression of the macrovascular and microvascular complications that occur in diabetes. The expression of apoptotic markers in the aortic medial layer of diabetic rats and the effects of N. sativa L. seed oil on the expression of these markers were investigated in this study. Methods: Four-month-old adult female Wistar rats (n21) were divided into 3 groups: Group 1, control; Group 2, diabetes and Group 3, diabetes+N. sativa L. seed oil. Group 3 received 0.2 mg/kg/day N. sativa L. seed (black cumin) oil intraperitoneally 6 days per week for 30 days. At the end of the experiment, abdominal and thoracic aortas of all animals were collected and fixed in 10% formalin solution. Then, 5-?m-thick sections were stained with Verhoeff-Van Gieson stain to evaluate Bax and Caspase 3 expression. Tunica intima-media thickness was measured using the stained sections. Results: There were no significant differences in abdominal or thoracic aortic intima-media thickness among the 3 groups. However, there were significant differences in Bax and Caspase 3 expression in the tunica media of the thoracic and abdominal aortas between Group 1 and Group 2 (p0.05) and between Group 2 and Group 3 (p0.05) evaluated with the Kruskal-Wallis and Mann-Whitney U tests.Conclusion: It is understood that N. sativa L. seed oil is effective against diabetes. N. sativa L. seed oil is a plant material and has value for further investigation to develop diabetes treatment strategies for preventing apoptosis in vascular structures.Öğe Oligospermi ve normospermi semen örneklerinde swim up sonrası spermatozoa mitokondriasının mitotracker ile değerlendirilmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2013) Çetinkaya, Seda; Canbilen, Aydanİnfertilite sorunu evli çiftlerin yaklaşık %15? inde görülmektedir ve bunların yaklaşık %50? si erkek faktörlü infertilitedir. Sperm hareketliliğinde, sperm mitokondrisi önemli rol oynamaktadır. Sperm morfolojisi, sperm hazırlık yöntemleri, inseminasyon sırasındaki sperm sayısı ve motilitesi IUI ile gebelik oranlarını etkileyebilecek önemli parametrelerdir. Bu amaçla 20 oligospermi ve 20 normospermi numune çalışma kapsamına alınmıştır. Bu oligospermi ve normospermi numunelere swim up uygulanıp, 30.,45. ve 60. dakikalarda Mito Tracker Red 580 kiti ile sperm mitokondrileri ve sayılarındaki değişim gözlenmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada oligospermi ve normospermi örneklerin 45. ve 60. dakikalara göre 30. dakikadaki yüzen sperm sayısının daha fazla olduğu saptandı. Oligospermi ve normospermi örneklerin swim up yöntemi sonrası 30., 45. ve 60. dakikalarda yüzen spermlerin mitokondriyal aktivitelerinde belirgin bir değişiklik olmadığı saptandı. Sonuç olarak elde ettiğimiz bulgular 30.,45. 60. dakikalara göre yüzen sperm sayılarında azalmaların olduğu ancak sperm mitokondriyal aktivitelerinde ise değişiklik olmadığını göstermiştir.