Yazar "Özer, İlkay" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A case of entecavir-associated bullous fixed drug eruption and a review of literature(2019) Temiz, Selami Aykut; Özer, İlkay; Ataseven, Arzu; Fındık, SıddıkaFixed drug eruption (FDE) is a type of drug reaction characterized by localized erythema, hyperpigmentation, and bullous at the samesite(s), generally observed following every intake of a causative drug. Delayed-type cellular hypersensitivity (Type IVC) is considered toplay a role in FDE etiology. Several antibiotics, barbiturates, oral contraceptives, nonsteroidal anti-inflammatory drugs, laxative-containing phenolphthalein, metronidazole, and quinine are known to be the primary drugs responsible for FDE. Bullous FDE, on the otherhand, is a relatively rare form of FDE. Hepatitis B is a significant worldwide health problem, and entecavir is a common nucleoside(deoxyguanosine) analog used for treating hepatitis B; however, it has various side effects, such as lactic acidosis, myalgia, azotemia,hypophosphatemia, headache, diarrhea, pancreatitis, and neuropathy, and, in rare cases, cutaneous drug eruption. Our aim is to presenta case of entecavir-associated bullous drug reaction, which has not been reported in the literature. Furthermore, we performed a reviewof literature to compile previously reported entecavir-associated drug reactions.Öğe A Case of Staphylococcal Scalded Skin Syndrome in a 1-Year Old Boy with Otitis Media(2018) Temiz, Selami Aykut; Özer, İlkay; Ataseven, Arzu; Fındık, SıddıkaIntroduction: Staphylococcal scalded skin syndrome (SSSS), also known as Ritter’s Disease, is a severe disease seen mostly in newborns and children aged 5 years, and the mortality rate might reach to 4% despite an appropriate treatment. Exfoliative toxins cause intraepidermal separation in the stratum granulosum and lead to a condition that is characterized with widespread epidermolysis all over the body and bullae with positive Nikolsky’s sign. SSSS might be fatal due to loss of skin barrier. Immediate initiation of an anti-staphylococcal drug therapy is required for the treatment of this toxin-dependent disease, which is one of the emergencies of dermatology practices. Case Report: A 1-year-old boy was referred to a dermatology clinic from pediatric emergency service with widespread epidermolysis all over the body, including erosion and bullous formation that had been appeared in the inguinal region. SSSS was suspected in this case, and skin biopsy was performed to confirm the diagnosis. He was hospitalized in the Pediatric Infectious Diseases Service, and treatment comprising intravenous administration of (i.v.) vancomycin (40 mg/kg/day) and 3 gIVIG ( intravenous immunoglobulin) was initiated. Conclusion: Staphylococcus aureus, a rather rare agent of otitis media, is remarkable in terms of causing the complication of SSSS, which is very rare. In our case report, we aimed to remark to this rare condition (association of otitis media and SSSS). Keywords: Staphylococcal scalded skin syndrome, Staphylococcus aureus, otitis media.Öğe Cutaneous Pseudolymphoma Due to Hirudotherapy(2019) Temiz, Selami Aykut; Özer, İlkay; Ataseven, Arzu; Dursun, Recep; Fındık, SıddıkaPseudolymphoma, also known as Jessner’s lymphocytic infiltration, is a benign but usually chronic, T-cell infiltrating diseasewith erythematous papules and plaques usually seen on the skin of the face, neck, and back. The use of leech therapy also knownas hirudotherapy has increased in recent years. Here, we report a 52-year-old male patient who had undergone hirudotherapy inhis neck and developed infiltrating plaques after four months. A skin biopsy confirmed the diagnosis of Jessner’s lymphocyticinfiltration. In parallel with the increasing use of hirudotherapy in recent years, the side-effect reports will likely to increase.Indications and contraindications of hirudotherapy, which is being used officially in hospitals, should be taken into consideration.Öğe Kutanöz Küçük Damar Vaskülitlerinde Direkt İmmunfloresan (Dif) Mikroskopi Bulguları: Tek Merkeze Ait Deneyimler(2018) Oltulu, Pembe; Uğur, Ayşenur; Özer, İlkay; Kılınç, Fahriye; Esen, Hacı Hasan; Fındık, Sıdıka; Ataseven, Arzu; İyisoy, Mehmet Sinan; Avunduk, Mustafa Cihat; Balevi, ŞükrüGiriş: Küçük damar kutanöz vaskülitlerinde (KKV) direkt immunfloresan mikroskopide (DİF) immun depolanmalar (özellikle IgG, IgM, IgA ve Kompleman C3) gözlenebilir. Dünya literatüründe çeşitli pozitiflik oranları bildiren çalışmalar mevcuttur. Çalışmamızda kliniğimize ait KKV’lerinin DİF mikroskopi sonuçlarını sunmayı amaçladık. Gereç ve yöntem: Vaskülit ön tanısı ile biopsi ve DİF tetkiki yapılan, histopatolojik olarak KKV’i mevcut olan toplam 121olgu retrospektif olarak çalışmaya dahil edildi. Olgular klinik verileri ve Chapel Hill Consensus Conference vaskülit sınıflaması göz önünde bulundurularak toplam 6 gruba ayrıldı. Bazal membran ya da perivasküler (PV) alanda en az bir depolanma ‘DİF pozitif’ olarak kabuledildi. Tüm olgularda DİF IgG, IgM, IgA ve Compleman C3 depolanmalarının dağılımları, oranları ve gruplarda en az bir immun depozitin bulunma durumu belirlendi. Lökositoklazis bulunduran ya da eozinofil bulunduranlar ayrı grup yapılarak diğerleri ile immun depolanmalar açısından istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Bulgular: Tüm olgularda DİF pozitifliği %58.7 (n:71/121) idi. Lökositoklastik vaskülit olgularının %50.9’unda (n:28/55), nonspesifik KV olgularının%67.4’ünde (n:31/46), ürtikeryal vaskülit olgularının %44.4(n:4/9)’ünde, livedoid vaskülit olgularının %75 (n:3/4)’inde, henochschonlein purpurası (HSP) olgularının (n:5/5) %100’ünde DİF pozitifti.2 vaskülopati olgusunda depolanma yoktu. Lökositoklazis ve eozinofil mevcudiyeti ile immun depolanmalar arasında herhangi bir ilişki yoktu. En fazla biriken depozit C3 iken, HSP olgularında IgA depolanma oranı %100’dü. Sonuç: KKV’lerinde gözardı edilemeyecek yüksek DİF pozitiflik oranları (özellikle C3) tespit edildi. HSP olgularında DİF ile IgA depozit tespiti tanı için oldukça önemlidir. KKV’lerde DİF tetkikinin, klinik ve histopatolojik incelemeye ek olarak uygulanması faydalı olabilir.Öğe On Sekiz Yaş Üzeri Kadınların Genital Verru, Servikal Kanser ve Human Papilloma Virüs Aşısı Hakkında Bilgi, Tutum ve Davranışları(2016) Gökşin Cihan, Fatma; Ataseven, Arzu; Özer, İlkay; Saylam Kurtipek, Gülcan; Can Turhan, ZeynepAmaç: Bu çalışma kadınların genital verru, servikal kanser ve human papilloma virüs (HPV) aşısı hakkında bilgi ve tutumlarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Yöntemler: Tanımlayıcı, kesitsel olarak planlanan bu araştırmada, dermatoloji polikliniğine herhangi bir nedenle başvuran 18 yaş üzeri kadınlar çalışmaya alındı. Genital verru, servikal kanser, servikal sürüntü testi, korunma yöntemi, HPV aşısı ve eğitime yönelik bilgi ve tutumlarını değerlendirmek amacıyla 543 kadına 19 sorudan oluşan bir anket formu doldurtuldu. Elde edilen veriler SPSS 21.0 paket programı ile değerlendirildi. Bulgular: Genital HPV hakkında yalnızca %16,6'sının (n=90) bilgisi varken bilgisi olan katılımcıların sadece %38,9'unun (n=35) genital siğilin tedavisi hakkında bilgisi vardı. Genital HPV hakkında bilgisi olan kadınların %61,1'inin (n=55) servikal kanser hakkında bilgisi varken, %56,7'si (n=51) genital siğilin servikal kansere neden olabileceğini biliyordu. Katılımcıların %25,8'i (n=140) vajinal sürüntü testini biliyordu ve %16,9'u (n=92) daha önce sürüntü testi yaptırmıştı. Genital HPV hakkında bilgisi olan kadınların sadece %26,7'si (n=24) genital siğilden korunma yöntemleri hakkında bilgi sahibi idi. Genital HPV hakkında bilgisi olan katılımcıların %40'ı (n=36) prezervatifin bulaştan koruyucu olduğunu düşünüyordu. Katılımcıların %68'i (n=369) HPV aşısını duymamıştı. Sonuç: Çalışma sonuçları katılımcıların genital verru, servikal kanser, korunma yöntemleri, tarama metotları ve HPV aşısı hakkında bilgi düzeylerinin çok düşük olduğunu göstermektedir.Öğe Papular mucinosis: A report of two cases(2018) Temiz, Selami Aykut; Ataseven, Arzu; Özer, İlkay; Dursun, Recep; Fındık, SıddıkaPapular mucinosis (PM) (lichen myxoedematosus) is a unique, chronic idiopathic disease characterized by lichenoid papules or nodules due todermal mucin deposition and a variable degree of fibrosis. PM is a quite rare disease of unknown etiology, with fewer than one hundred andfifty cases reported. In this paper, we present two cases of PM with no associated monoclonal gammopathy in two male patients aged 75 and38 years, for its rare occurrence in the literature.Öğe The Usage of Social Media Tools in Dermatology and Dermatopathology: A New Generation Vocational Communication and Education Method(2018) Oltulu, Pembe; Fındık, Sıddıka; Özer, İlkaySocial media (SoMe) is an interactive communication type that uses computers (smart phone, tablet, notebook) and internet based technologies. With SoMe, ideas, videos, pictures and files can be easily shared; instant communication and cooperation can be installed with people in distant places. Twitter, Facebook, Instagram and Youtube are highly efficient SoMe tools for information sharing. These sharings can be national or international level. In recent years, SoMe tools have provided quite good opportunities for communication between colleagues on behalf to increase patient-physician communication as well as vocational education and skills in medicine. Because, to reach big centers and experienced trainers for a good education is mostly difficult and labored due to time, cost and language problems. However, thanks to SoMe tools, this problem can be partially solved. Dermatology and dermatopathology are the most appropriate medical fields where these tools can be used for visual education. In this article, we wanted to share the clues by making the awareness that SoMe tools can provide positive contributions to vocational education and communication, and by emphasizing the importance of the use of SoMe tools in increasing the experience of practitioners in dermatology and dermatopathology education and practice in these fields.