Yazar "Şener, Sevgi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Assessment of the mandibular incisive canal by panoramic radiograph and cone-beam computed tomography(2017) Işık, Bozkurt Kubilay; Taşsöker, Melek; Menziletoğlu, Dilek; Şener, Sevgi; Esen, AlparslanMandibuler insiziv kanalın panoramik radyograf ve konik ışınlı bilgisayarlı tomografi ile değerlendirilmesi Amaç: Bu çalışmada, konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT) ve digital panoramik radyograf (DPR) kullanarak mandibular insiziv kanalın, anterior loop"un ve mental foramenin karakteristiğini ve lokalizasyonunu incelemek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Mandibuler insiziv kanal görünürlüğü, anterior loop ve mental foramenin lokalizasyonu için hem DPR hem de CBCT görüntüsü olan 430 hasta bu retrospektif çalışmaya dahil edildi. Bütün CBCT"ler konik ışınlı volumetrik tomografi cihazı ile alındı. Bulgular: Panoramik görüntüde %17.7 ve CBCT görüntüsünde %89.1 interforaminal bölgede en az bir tarafta mandibular insiziv kanal (MIK) gözlemlenmiştir. MIK"ın fark edilmesinde kullanılan iki metod arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p.000). Sonuç: Mental foraminalar arasında cerrahi bir operasyon planlandığında MIC ,,ın olma ihtimali düşünülmelidir. Bunun yanı sıra; DPR, MIC"ın araştırılmasında güvenilir bir teknik değildir. Kritik durumlarda CBCT kullanımı tavsiye edilirÖğe Genç yetişkin bireylerde bruksizm farkındalığı ve ilişkili değişik faktörlerin değerlendirilmesi(2014) Karabekiroğlu, Said; Şener, Sevgi; Ünlü, NimetAmaç: Bu çalışmanın amacı genç yetişkin bireylerin bruksizm farkındalığı düzeyini incelemek ve değişik faktörlerle ilişkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde, her iki cinsiyetten (18-25 yaş arasındaki) 510 genç yetişkin öğrenci üzerinde gerçekleştirildi. Bireylerden cinsiyet, sistemik durum, anne-baba eğitim düzeyi ve gelir düzeyi konularında sorular içeren anket formunu doldurmaları istendi. İnsizal dişlerin aşınma düzeyini belirlemek amacıyla ağızda bulunan ön dişler Smith and Knight aşınma indeksine göre değerlendirildi. İstatistik analiz için Chi-square testi kullanıldı. Bulgular: Bruksizm farkındalığının oranı %33,9 olarak bulundu. Bruksizm ile yaş, sistemik durum, ilaç kullanımı, annenin eğitim düzeyi, ailenin gelir düzeyi, hekime gitme sıklığı, yatmadan önce fırçalama arasında anlamlı ilişki bulunamadı (p0.05). Diğer yandan bruksizm ve cinsiyet (p0,013), bruksizm ve babanın eğitim düzeyi (p0.005), bruksizm ve diş fırçalama sıklığı (p0,014), bruksizm ve insizal diş aşınması (p0,003) arasında anlamlı ilişki bulundu. Sonuçlar: Diş hekimliği öğrencilerinde bruksizmin yaygın olduğu görülmektedir. Subjektif bulgular vermesinden dolayı bruksizmin teşhisi oldukça zordur. Diğer yandan insizal diş aşınmasının objektif bulgu verdiği düşünülür ve bu nedenle bruksizm teşhisinde önemi büyüktür.Öğe Genç yetişkinlerde birinci büyük azı dişinde çürük görülme sıklığı ve ağız bakım faktörleri ile ilişkisi(2014) Karabekiroğlu, Said; Ünlü, Nimet; Şener, SevgiAmaç: Bu çalışmada DMFT (çürük-kayıp-dolgulu diş sayısı) indeksine göre farklı çürük risk grubundaki genç yetişkin bireylerin daimi birinci büyük azı dişinde çürük görülme sıklığı ile oral hijyen faktörleri arasındaki ilişki değerlendirildi. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma için 18 yaşındaki 360 genç yetişkin birey değerlendirildi. Birinci büyük azı dişinin çürük tespiti Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kriterleri kullanılarak yapıldı. Bireylerin genel çürük deneyimi (DMFT) baz alınarak 3 farklı risk grubu oluşturuldu. DMFT si 0-2 olanlar Düşük Risk (R1), 3-5 olanlar Orta Risk (R2), 6 veya daha fazla olanlar ise Yüksek Risk (R3) grubuna dahil edildi. İstatistik analiz için Chi-square testi kullanıldı. Bulgular: Her risk grubu 120 bireyden oluştu. Toplamda 360 bireyin %23,6 sının bütün 1.büyük azı dişlerinin sağlam olduğu, %17,2’ sinin ise bütün 1.büyük azı dişlerinin çürük olduğu tespit edildi. Dört birinci büyük azı dişinin sağlam olma sıklığı R1 grubunda (%61), R2 grubunda (%8) ve R3 grubunda (%1) olarak bulundu. Birinci büyük azı dişinin çürük durumu ile diş fırçalama sıklığı arasında anlamlı ilişki bulunurken (p0.017), diş hekimine gitme sıklığı (p0,506), yatmadan önce fırçalama (p0,091), florlu diş macunu kullanımı (p0,425) ve topikal flor uygulatma (p0,326) arasında anlamlı ilişki bulunamadı. Sonuç: Bu bireylerde birinci büyük azı dişi çürüme oranının oldukça yüksek olduğu ve genel DMFT değerinin yükselmesinde bu dişin önemli bir etkiye sahip olduğu görüldü. Diş fırçalama sıklığı arttıkça birinci büyük azı dişlerinde çürük görülme oranı azaldığından genç bireylerin diş fırçalama sıklıklarını arttırmaları tavsiye edilebilir.Öğe Investigation of Tooth Extraction Reasons in Patients Who Applied to a Dental Faculty(2018) Taşsöker, Melek; Menziletoğlu, Dilek; Baştürk, Funda; Karabekiroğlu, Said; Şener, SevgiObjective: This study was aimed to determine the reasons for extraction of permanent teeth in patients who applied to Necmettin Erbakan University Faculty of Dentistry in Turkey. Materials and Methods: A clinical survey was done for the patients ranging in age from 11 to 79 years that has undergone tooth extraction at department of oral and maxillofacial surgery. The permanent tooth extraction reasons were recorded excluding third molars. Reasons for tooth extraction were assigned to eight groups: tooth caries, periodontal disease, orthodontic, endo-perio lesions, preprosthetic, patients request, trauma and other reasons. Additionally, frequency of tooth brushing and dental visit, sociodemographic datas such as age, gender, residence place, education and income level were recorded for each participant. Obtained data were statistically analyzed by using descriptive statistics and chi-square test with a significance level at p0.05. Results: A total of 792 teeth were extracted from 487 patients. Males were 50.7% while females formed 49.3%. The reasons for extractions were: tooth caries 39.6%, periodontal disease 31.2%, orthodontic 1.8%, endo-perio lesions 17.5%, preprosthetic 6.8%, patient request 2.1%, trauma 0.8% and 0.2% other reasons. The tooth type most frequently extracted was the first left mandibular molar. The tooth type least frequently extracted was the left mandibular canine. Conclusion: Both caries and periodontal disease were the main reasons for tooth extraction in this Turkish subpopulation, so that proper oral health system including efficient programs focusing on prevention and treatment of these diseases should be created and developed.Öğe Prevalence of dental erosion and association between socioeconomic factors in Turkish schoolchildren(2014) Karabekiroğlu, Said; Ünlü, Nimet; İleri, Zehra; Şener, SevgiBackground: This study's purpose was to assess the prevalence of dental erosion in adolescents and to evaluate the association between erosion and socioeconomic factors. Methods: This study was carried out on 188 adolescents (14-16 years old) of both gender who attending Dentistry Faculty of Konya, Turkey. A calibrated examiner used the O'Brien index for assessment of dental erosion on the buccal and palatal surfaces of the permanent maxillary incisors and on the occlusal surfaces of the permanent first molars. Data on age, gender, mean family income and parental educational status were collected by a questionnaire completed by the subjects. Descriptive statistics were applied to the data, and the associations between erosion and socioeconomic variables were investigated by chi-square test (P>0.05). Results: 17.5% (n33) of the subjects exhibited dental erosion, with only enamel being involved. Occlusal surface of the lower first molar was the most commonly affected teeth (7.57%); followed by palatal surface (2.59%) and buccal surface (1.46%) of maxillary incisors, respectively. There was no correlation between dental erosion and age, gender, socioeconomic factors. Conclusion: No statistically significant association was observed between erosion, age, gender and socioeconomic factors. In Turkey, dental erosion seems to be a significant, but not serious problem for dental health in adolescents.Öğe Uzamış stiloid proçes ile tonsillektomi ilişkisinin incelenmesi: Vaka Kontrol Çalışması(2018) Taşsöker, Melek; Şener, SevgiAmaç: Çalışmamızın amacı literatürde stiloid proçes (SP) uzamasındaki nedenlerden biri olarak tartışılan tonsillektomi cerrahisinin SP uzaması ile ilişkisini belirlemektir.Gereç ve Yöntem: İlk muayene amacı ile kliniğimize başvuranhastalar üzerinde gerçekleştirilen çalışmada, vaka grubunu 5yıl ve daha fazla süre önce tonsillektomi operasyonu geçirdiğini belirten hastalar oluşturmuştur. Kontrol grubu tonsillektomi öyküsü olmayan bireylerden, vaka grubunun yaş vecinsiyetleri göz önüne alınarak eşleştirme tekniği ile oluşturulmuştur. 24 vaka ve 24 kontrol olmak üzere 48 hasta uzamış SPaçısından incelemeye alınmıştır. Ölçümlerde hastaların panoramik radyografileri kullanılmıştır. 30 mm üzeri ölçümlerde SP,uzamış kabul edilmiştir.Bulgular: Sağ ve sol SP uzunlukları vaka ve kontrol grubu arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişki göstermemiştir (p0.05).Bununla birlikte sağ ve sol tarafta vaka grubunda SP uzunlukları daha fazladır. Sağ ve sol taraf ayrı ayrı incelendiğinde,sağ SP’nin uzamış olma durumu vaka ve kontrol grubu arasında anlamlı fark gösterirken (p0.05), sol SP göstermemiştir(p0.05). Yaş ve cinsiyet parametreleri ile SP uzamışlıkları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki görülmemiştir (p0.05).Sonuçlar: Tonsillektomi operasyonu boyun bölgesinde cerrahi bir travma oluşturması sebebiyle reaktif olarak SP uzamasında rol sahibi olabilir. Daha büyük çalışma grupları, busonucun doğrulanmasında faydalı olacaktır.