Yazar "Arat, Yavuz" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İmaj Yapı Tasarımında Evrensel Tasarım İlkelerinin Rolü; Konya Bilim Merkezi Örneği(2017) Arat, Yavuz; Sayar, GevherBilim merkezleri bilimi eğlenceli bir şekilde eğitime dönüştürmektedir. Bunun yanı sıra interaktif ortamda her yaştan kullanıcıya farklı bakış açısı kazandırarak, tüm duyulara hitap ederek bilimi özümsetmeyi amaçlamaktadır. Ülkemizde bilim merkezi çalışmalarını desteklemek için TÜBİTAK 2008 yılında ilk resmi proje çağrısını yapmıştır. Konya Büyükşehir Belediyesi'nin projesi olan Konya Bilim Merkezi bu çağrının ilk projesidir. Dikkat çekici tasarımıyla, Leeds sertifikalı sürdürülebilir bir yapı olmasından hareketle Türkiye ve Konya Kenti için, "İmaj Yapı" olma özelliği taşıyan ve birçok tasarım kriteri açısından ayrıntılı bir şekilde düşünülerek tasarlanan Konya Bilim Merkezi örneklem alan seçilerek, erişilebilirlik açısından değerlendirilmiştir. Bu çalışmanın amacı Konya Bilim Merkezi örneği üzerinden imaj yapıların erişilebilirliğinin sorgulanmasıdır. "İmaj Yapı" ve "Kamusal Alanlar" engelli bireylerin de sağlıklı bireyler kadar kolay ve eşit şartlarda kullanabilmeleri gereken mekânlardır. Evrensel Tasarım kapsamında tüm bireylerin kentin sunduğu imkânlardan eşit ve aynı şekilde kullanma hakkı bulunduğu öngörüldüğünde, bu kullanım hakkını oluşturan evrensel tasarım ilkelerinden söz edilmesi gerekmektedir. Evrensel tasarım ilkeleri kapsamında yapının erişilebilirliği sorgulanmıştır. Sonuç olarak ileride tasarlanacak olan bilim merkezleri için mevcut yapıdaki eksiklikler tespit edilmiştirÖğe Kaybedilmiş bir kültürel miras: Saim Sakaoğlu evi/Konya(2018) Arat, YavuzGeleneksel halk mimarisinde konutlar folklorik ve yöreye özgü değerleriyle önem arz eden kültür varlıklarıdır. Kente ve yöreye özgü değişen geçmişe ait izler ile kültür varlıkları o kentin kendine özgü dokusunun oluşmasını sağlamaktadır. Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Konya kenti de kendine özgü sivil mimariye sahiptir. Konya sivil mimarisi Cumhuriyet öncesi, en eski höyük olan Alaeddin tepesin-den başlayarak, ovaya doğru bir açılımla, doğu batı aksında birbiri içerisine geçen, kısmen birbirini kesen çıkmaz sokakların da oluştuğu sokaklara açılan avlulu evlerden oluşmaktadır. Konya kentinin sokaklarına açılan avlu kapılarının içerisinde bulunan toprak damlı, kerpiç evleri taş temel duvarlar üzerinden yükselecek şekilde yapılmışlardır. Ancak Konya kenti Cumhuriyetin ilanından sonra yeni bir yapılanmaya dönüşmüş, bu yapılanma içinde yerini bul(a)mayan sivil mimari örnekleri bir bir yok edilerek, kısmen de olsa tescil edilerek korunmaya çalış(ıl)an sivil mimariyi dönüştürmüştür. Cumhuriyet döneminin başından beri yapılagelen imar faaliyetleri pek çok kentte olduğu gibi Konya’nın da tarihî dokusunu olumsuz etkilemiştir. Konya sivil mimarisi dönüşüme uğramadan önce mahalle, sokak ve komşuluk ilişkilerinin çoğunlukla yaşatılarak var olduğu çevrenin biçimlenmesinde etkendir. Çünkü Konya Evleri’nin, çevresiyle oluşturduğu dokuda, üst düzeyde olduğu bir komşuluk ile birbiriyle etkileşim içinde olduğu görülmektedir. Nitekim eski tarihî mahalleleri dönüştürme sivil mimarinin yok olmasına, kent belleğinin yitirilmesine neden olmaktadır. Çünkü bozularak, değişerek ya da dönüşüme uğratılarak, bölgenin tarihî dokusunun değiştirilmesi ile geçmişe dair dokudan bağımsız olan yeni yapılaşma şekilleri önermekte, bölgenin halkına hitap edememektedir. Kaybedilmiş mirasların başında gelen sivil mimari örneklerinden biri olan Çaybaşı Mahallesi’ndeki nitelikli evlerinden ancak 2009 yılında yıkılmış olan Saim Sakaoğlu Evi, günümüzde Konya sivil mimarisini anlamak, yitirilen kent belleğinin yeni nesillerde diri tutmak için tanıtılmaya çalışılmıştır.Öğe Spatial Requirements for Elderly and Disabled People in the Frame of Universal Design(Khazar Univ, 2017) Arat, YavuzThe living areas and fulfilling all the requirements of these areas' users are very important for designers. Space design for the old and disabled users in the scope of privileged individuals is important from this point. The situation of the privileged individual mass fulfilling their basic needs like shelter, education, working and entertainment in a physically and psychologically unlimited way unlike to the other individuals is exposed as the most important design problem. Designers must pay attention to the user desires and requirements while they design spaces. However, the desires and requirements of the changing/changed body structures of old and disabled people happen to be different from the people without any handicaps in their bodies. In this scope the stereotyped average dimensions used in designs are not valid in the spaces with specialized users. In other words, the arrangements without changing their living environments or using the privileged human typologies as design inputs in rebuilt spaces make it possible for old and disabled people to live without detaching from life. The basic target wanted here is with the aim of continuing a life without detaching from their families. The universal design handled in this scope developed a suggestion aiming to expose the ability to continue an equal life with all living creations. In the study the outer and inner space qualities of Konya Selcuk University Elderly and Disabled Education, Care Application and Research Center (EDCRC) project will be exemplified from the point of spatial requirements of privileged individuals.Öğe Türk Halk Kültürünün Yerel Mimari Mirası “Arı Serenleri”(2014) Uysal, Mehmet; Arat, YavuzTarım, insanoğlunun yerleşik hayata geçiş sürecini başlatan en önemli unsurdur. İnsanoğlu yiyecek ihtiyacını doğadan toplayarak karşıladığı dönemde, bal arısının doğal yuvalarından bal almayı öğrenmiştir. Anadoluda Boğazköy kazıları, MÖ 1300 yıllarında Hititler devrinde arıcılığın önemli bir zirai faaliyet olduğunu göstermiştir. Türklerde göçebelik sürecinde arı ve arı ürünlerinin kullanıldığı, ilaç ve şifalı besin kabul edildiği bilinmektedir. Bal arıları için yapılan barınakların esas amacı doğal etkilerden ve hayvan zararlarından ko- runmak içindir. Araştırma konusu olan arı serenleri yerel mimari öğe olarak özgün bir biçimlenişiyle Antalya İli, Elmalı İlçesi, Söğle Bölgesinde bulunmaktadır. Bu örnekler dışında Anadoluda benzer mimari biçimleniş- ler Torosların bazı bölgelerinde görülmektedir. Arı serenlerinin mimari biçimlenişi birçok araştırmada antik unsurlara (Likya mezar anıtları) dayandırılsa da; biçimsel benzerlik üzerinden kurgulanan bu durumun pek de gerçekçi olmadığı görülmektedir. Araştırmamızda biçimsel, yerel ve sözel kaynaklara dayanarak daha önce literatürde yer almayan mimari belgeleme çalışmalarının yapılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda daha önceki çalışmalarda yer alan biçimsel benzerlik tespitinin doğru olmadığı ve bu biçimlenişin yerel kültürün mimari bir unsuru olduğunu vurgulamak araştırmanın hedeflerindendir. Kurgulanan yöntemde; literatüre ilişkin bilgi ve belge toplama süreci gerçekleştirilmiş, etimolojik açıdan seren kelimesine ilişkin bilgiler toplanmış ve değer- lendirilmiş, daha sonra çalışma alanına gidilerek arı serenlerine ilişkin belgeleme çalışmaları (görüşme, rölöve ve fotoğraf) yapılmış ve mimari biçimleniş bu veriler ışığında değerlendirilmiştir. Araştırmamız sonucunda arı sereni mimari biçimlenişinin ihtiyaçları karşılamak için yere özgü olarak ortaya çıktığı, Likya mezar anıtlarına benzerliğin objektif bilimsel temellere dayandırılmadığı tespiti yapılmıştır. Ayrıca arı sereni yapım geleneğinin 1960lı yıllarda bittiği bu işle uğraşan yapı ustalarının kalmadığı görülmüştür. Günümüzde kullanılan bir arı sereni dışında diğerlerinin hem biçimsel hem de fonksiyonel olarak yok olmaya yüz tuttuğu tespit edilmiş ve yerel halk kültürüne ait bu mimari biçimlenişin korunması gerekliliği ortaya koyulmuştur.