Yazar "Baba, Abdullah Yücel" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe GBP2 ve GBP5 gen ekspresyon düzeylerinin COVID 19 prognozuna etkisi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2024) Baba, Abdullah Yücel; Feyzioğlu, BahadırAralık 2019'da Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve günümüze kadar geçen sürede tüm dünyayı etkileyen COVID-19, halk sağlığına karşı oluşturduğu tehdide ek olarak küresel ölçekte sosyoekonomik pek çok soruna yol açtı. Hızla yayılan salgın milyonlarca kişinin ölümüne neden oldu. Bu anlamda salgının epidemiyolojisinin, enfeksiyonun patojenezinin ve viral etkenin özelliklerinin araştırılması ve etkin mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi, ilk günden bu yana tüm dünyanın en önemli gündemini oluşturmaktadır. COVID-19 patojenezi konakçı hücreye giriş, replikasyon, invazyon, doğal-edinsel bağışık yanıt ve buna bağlı gelişen enflamasyon süreciyle şekillenmektedir. Bağışık yanıt ve enflamasyon tablosu patojenez sürecindeki en önemli unsurlardır. Bu bağlamda bu tez kapsamında, viral enfeksiyonların patojenezinde moleküler düzeyde biyokimyasal sinyalizasyonda etkin rol oynadığı bilinen guanilat bağlayıcı proteinlerin (GBP) COVID-19 patojenezindeki muhtemel rolünün araştırılması hedeflenmiştir. Bu hedef çerçevesinde COVID-19 klinik sınıfı hafif-orta-şiddetli-kritik olan hastalarda GBP2 ve GBP5 proteinlerinin gen ekspresyon düzeyleri incelenmiştir. Çalışmamıza 18-80 yaş aralığında 150 COVID-19 tanısı alan hasta ile benzer yaş aralığında ve benzer ko-morbid hastalıklara sahip 50 kontrol grubu hasta dahil edilmiştir. COVID-19 tanısı alan ve farklı klinik seyir gösteren hasta gruplarının kendi aralarında ve kontrol grubu ile GBP2 ve GBP5 ekspresyon düzeyleri qRT-PCR yöntemiyle araştırılarak kıyaslanmıştır. Elde edilen verilere göre COVID-19 tanılı farklı prognoz sergileyen hastalarda hastalığın şiddetine bağlı olarak GBP2 geninin ekspresyon düzeylerinin anlamlı düzeyde azaldığı görülmüştür. Bu bağlamda GBP2’nin ekspresyon düzeylerinin patogenezde rol oynadığı tahmin edilmektedir. Diğer taraftan GBP5 ekspresyon düzeyinde, kritik hasta grubundaki ılımlı artış dışında, gruplar arasında anlamlı bir farklılık olmadığı gözlemlenmiştir. Çalışmamızda elde ettiğimiz veriler, GBP2’nin COVID-19’un seyrinde belirleyici bir rol aldığını düşündürmektedir. Bu durumun COVID-19’un teşhisi ve tedavisinde GBP2 odaklı yeni yöntemlerin ve farklı klinik yaklaşımların geliştirilmesine yardımcı olabileceğini öngörmekteyiz. İlgili proteinlerin COVID-19'un patogenezindeki rolünü tam olarak anlamak ve terapötik müdahale hedefleri olarak potansiyellerini keşfetmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.Öğe Kan kültürlerinde üreyen klebsıella pneumonıae suşlarında, karbapenemaz direncinin matriks destekli lazer desorpsiyon/iyonizasyonu-uçuş zamanı kütle spektrometresi ile belirlenmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2018) Baba, Abdullah Yücel; Doğan, MetinEnterobacteriaceae ailesinde yer alan Klebsiella pneumoniae, gastrointestinal florada normal olarak bulunur ve genellikle hastane enfeksiyonlarına neden olur. K.pneumoniae dahil olmak üzere genel olarak beta-laktam antibiyotiklerle tedavi edilen enterobakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisi, bu patojenlerin sentezledikleri beta-laktamaz enzimleri nedeniyle güçleşmektedir. Ülkemiz başta olmak üzere, karbapenemaz sentezleyen enfeksiyon etkenlerinde son yıllarda ciddi bir artış yaşanmaktadır. Mortalite ve morbidite artışına neden olan karbapenem dirençli mikroorganizmalar tedavi sürecinin daha maliyetli ve uzun olmasına sebep olabilmektedir. Dolayısıyla, karbapenemaz üreten klinik izolatların doğru bir şekilde identifikasyonu, bu izolatlarla oluşan enfeksiyonların tedavisi, direnç genlerinin yayılımının önlenmesi ve hastane enfeksiyonlarını engellemesi için oldukça önemlidir. Bu izolatların tanımlanması için Modifiye Hodge gradiyent testi (MHT), Çift Disk Sinerji Testi gibi konvansiyonel yöntemlerle birlikte moleküler yöntemler kullanılmaktadır. Matriks destekli lazer desorpsiyon/iyonizasyonu-uçuş zamanı kütle spektrometresi (MALDI-TOF MS) bu alanda yeni kullanılmaya başlayan ve geliştirilmeye çalışılan yöntemlerdendir. Karbapenemaz direncinin araştırılmasında MALDI-TOF MS, konvansiyonel yöntemlere göre daha hızlı sonuç veren bir yöntem olup bu tanı testinin etkinliğinin araştırılması, laboratuvarlarda kullanımının standardize edilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji Laboratuvarında izole edilen karbapeneme duyarlı olan ve olmayan K. pnemoniae izolatları kullanılmıştır. Dirençli izolatlarda karbapeneme direncin genotipik olarak en sık OXA-48 genine bağlı olduğu tespit edilmiştir. Genotipik direnç genine sahip 96 izolatın MALDI-TOF MS analizlerinde 88'inin dirençli olduğu gözlenmiş, 3'ünün ise dirençli olduğu tespit edilememiş duyarlı gibi değerlendirilmiştir. 5 izolat için dirençli veya duyarlı yorumu yapılamamıştır. Bu yöntemin karbapeneme direncin belirlenmesinde %96,7 duyarlılığa sahip olduğu, özgüllüğünün %100 olduğu, Pozitif Prediktif Değer (PPD)'in %100 olduğu ve Negatif Prediktif Değer (NPD)'in %93 olduğu belirlenmiştir. İdentifikasyon ve antibiyotik duyarlılık çalışmalarında kullanılmaya başlanan MALDI-TOF MS, bu alanda oldukça yeni bir uygulamadır. Mikrobiyoloji laboratuvarlarında identifikasyon için rutin olarak kullanılmaya başlanan tekniğin avantajı, geleneksel identifikasyon yöntemlerine göre oldukça hızlı sonuç vermesidir. Buna karşın, özellikle antimikrobiyal duyarlılık tespitinde, geleneksel yöntemlere göre özgüllük ve duyarlılığının ortaya konması için çalışmalara ihtiyaç vardır. Ekstraksiyonda kullanılan solüsyonlar, analizde kullanılacak olan antibiyotik ve inkübasyon süreleri ile ilgili çalışmalar çeşitlendirilerek MALDI TOF MS yönteminin optimize edilmesi, laboratuvar tanısında ve özellikle karbapenemaz tespitinde önemli dönüm noktalarından biri olacaktır. Böylelikle yöntem daha yaygın bir kullanım alanına sahip olabilecektir.