Yazar "Baloğlu, İsmail" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hemodiyaliz Hastalarında İki Farklı Bikarbonat İçerikli Diyalizat Kullanımının Asidoz Kontrolüne Etkisi(2017) Tonbul, Halil Zeki; Selçuk, Nedim Yılmaz; Türkmen, Kültigin; Baloğlu, İsmailAMAÇ: Hemodiyaliz hastalarında kronik bir metabolik asidoz eğilimi söz konusudur. Yüksek olgu sayılı çalışmalarda diyaliz öncesi serum bikarbonat konsantrasyonu ile mortalite arasında ilişki saptanmıştır. Çalışmamızda 32 ve 36 mmol/L bikarbonat içerikli diyaliz solüsyonu kullanımının asidoz kontrolüne etkisi araştırıldı.GErEÇ ve YÖnTEMLEr: Bir merkezde haftada üç kez hemodiyalize giren 91 (43E,48K) hastaya ilk altı ay 32 mmol/L diyalizat, ikinci altı ayda aynı hastalara 36 mmol/L bikarbonat diyalizat kullanılmaya başlandı ve diyaliz öncesi ve sonrası plazma bikarbonat düzeyleri karşılaştırıldı. BULGULAr: İlk altı ayda ortalama bikarbonat düzeyi 20,552,55 mmol/L olup sadece 30 hastada bikarbonat düzeyi 22 mmol/L ve üzerindeydi. İkinci altı aylık dönemde ise ortalama bikarbonat düzeyi 23,593,3 mmol/L olup hedef düzeylerdeydi. Ancak 19 hastada diyaliz sonu ortalama bikarbonat düzeyi 30 mmol/L'nin üzerinde bulundu. Prediyaliz asidozu olan hastaların ortalama interdiyalitik kilo artışı 2,80,5 kg olup, asidozu olmayan gruptan daha yüksekti (p0,05). Prediyaliz üre, Kt/V, albumin, potasyum ve CRP düzeyleri bakımından iki periyot arasında anlamlı farklılık yoktu. SOnUÇ: 36 mmol/L bikarbonat içeren diyaliz solüsyonu kullanımı ile asidoz kontrolü daha iyi yapılmakta ancak hastaların yaklaşık yüzde yirmisinde diyaliz sonunda ciddi metabolik alkaloz gelişmektedir. Bu durum aritmiyi tetikleyebilir. Bu nedenle aritmisi olan veya metabolik alkaloza eğilimi olan hastalarda yüksek bikarbonatlı solüsyon kullanımında bikarbonat içeriğinin ayarlanmasının gerektiğini düşünmekteyiz.Öğe Multipl miyelom hastalarında nefropati sıklığı: Tek merkez deneyimi(2017) Savut, Bülent; Baloğlu, İsmail; Tonbul, Halil Zeki; Selçuk, Nedim Yılmaz; Türkmen, KültiginMultipl miyelom (MM); anemi, tekrarlayan enfeksiyonlar, serum ve/veya idrarda monoklonal protein artışı, osteolitik kemik lezyonları, hiperkalsemi ve böbrek yetmezliği ile karakterize neoplastik bir plazma hücre diskrezisidir. MM ilişkili böbrek yetmezliği erken mortaliteye neden olan önemli bir prognostik faktördür ve MM’da böbrek hastalığı sıklığı tanıma bağlı olarak %20-50 arasında değişmektedir. Bu çalışmada, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi, Hematoloji ve Nefroloji Kliniklerine başvuran MM hastalarında, nefropati sıklığı ve ilişkili faktörler araştırıldı. Son beş yıl içerisinde hastanemizde MM tanısı ile takip edilen toplam 104 hasta (K/E: 55/49) retrospektif olarak incelendi. Hastaların ortalama takip süresİ 29ay, yaş ortalaması 6410.6 yıldı. Takip süresince hastaların %30.8’i ölmüş, %58’i ise halen yaşamaktaydı. Hastaların %10.6’sının ise akıbeti öğrenilemedi. Kreatinin değeri 2 mg/dL olan hastalar miyelom nefropatili olarak kabul edildi. Başlangıç tedavisi olarak vinkristin-adriyamisin-deksametazon veya melfelan-metilprednizolon (65 yaş hastalar için) verilmişti. SPSS 15.0 programı ile istatistiksel analizler yapıldı. Çalışmaya katılan 104 hastanın %31.7’sinde (n33), miyeloma bağlı böbrek yetmezliği tespit edildi. Serum kreatinini 2 mg/dL olanlarda hipovolemi ve oligüri oranları daha yüksek bulundu (p0.001). Miyeloma bağlı böbrek yetmezliği olanların ortalama ürik asit (p0.002) ve kalsiyum (p0.037) değerleri, böbrek yetmezliği olmayanlardan yüksekti. Başlangıçta 31 hastada (%29.8) hemodiyaliz (HD) ihtiyacı varken bunların 19’unda (diyaliz yapılan hastaların %61.2’si, tüm hastaların %18.2’si) HD kalıcı oldu. Böbrek tutulumu olan MM hastalarında mortalite %42.4 iken böbrek tutulumu olmayanlarda %25.3 oranındaydı (p0.034). Multipl miyelomda böbrek yetmezliği kötü prognositik belirteçler arasında yer almaktadır. Hastaların yaklaşık üçte birinde miyeloma bağlı böbrek hastalığı saptandı. Böbrek yetmezliği, esas olarak monoklonal hafif zincir nefropatisine bağlı olarak gelişse de hipovolemi gibi geri dönüşümlü nedenlerin dikkatli değerlendirilmesi ve böbrek yetmezliği olan grupta artmış mortalite riski nedeniyle, MM’da bu alt gruba özellikle dikkat edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.Öğe Two Different Presentation of C3 Glomerulonephritis Treated with Eculizumab: Two Cases and Brief Overview(Aves, 2023) Öztürk, Yasin; Özer, Hakan; Baloğlu, İsmail; Türkmen, KültiginC3 glomerulopathy is a newly defined glomerular disease dominated by C3 complement storage and uncertain C1, C4, and immunoglobin accumulations. Hereditary mutations associated with Complement Factor H (CFH) causing hyperactivation of the alternative complement pathway were identified. Most mutations associated with C3 glomerulopathy are associated with the N-terminal end. Whether mutations are pathogenic or not will direct diagnosis and treatment. We present 2 cases, one 61-year-old and one 24-year-old attending our clinic at different times with hematuria, proteinuria, edema, and kidney failure. Both patients had C3 glomerulopathy diagnosed based on the results of kidney biopsy and were treated with eculizumab. Both cases had CFH-associated mutations.