Yazar "Dereli, Yüksel" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Effects of Polyglyconate (Maxon) Suture Reinforced Sternum Closure Technique on Aseptic Sternal Dehiscence in High Risk Patients(2015) Ata, Emin Can; Dereli, YükselGiriş: Sternal ayrışma, kardiyak cerrahi sonrası ciddi bir komplikasyondur. Bu çalışmanın temel amacı yüksek riskli hastalarda poliglikonat sütür (Maxon) ile desteklenen sternum kapama tekniğinin sternal ayrışmayı önlemedeki etkinliğinin araştırılmasıdır. Hastalar ve Yöntem: Bu retrospektif çalışmaya, (Aralık 2011-Ocak 2013), kardiyak cerrahi için standart median sternotomi uygulanan 136 hasta dahil edildi. Tüm hastalar sternal ayrışma için obezite, osteoporoz, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, kronik aktif sigara içiciliği gibi bir veya daha fazla risk faktörüne sahipti. Tüm hastalarda sternum kapatılması esnasında çelik tele ilave olarak interkostal aralıklardan geçilerek poliglikonat sütürler konuldu. Bulgular: Hiçbir hastada sternal ayrışma veya mediastinit görülmedi. Sadece 3 hastada , sternal ayrışma olmadan sternum alt kısmında yüzeysel yara infeksiyonu gözlendi ve bunlar da antibiyotik tedavisi ile başarıyla tedavi edildi. Sonuç: Bu çalışma, yüksek riskli hastalarda, klasik çelik tele ilave olarak interkostal aralıklardan poliglikonat sütürler geçilerek desteklenen sternum kapama yönteminin sternal stabiliteyi artırdığını ve aseptik sternal ayrışmayı önlediğini göstermektedir.Öğe İliak anevrizma görünümü veren ektopik böbrek(2014) Dereli, Yüksel; Durgut, Kadir; Hoşgör, Kemalettin; Özdemir, Ramis; Orhan, AtillaPelvik böbrek nadir görülen bir konjenital anomalidir. Pelvik yerleşimli ektopik böbrek konjenital renal ektopinin en sık görülen şeklidir. Ektopik pelvik böbreğin otopsi serilerinde görülme oranının 1/2100-3000 oranında olduğu bildirilmektedir. Ektopik böbrek genellikle klinik belirti vermez ve tanı rastlantısal olarak konulur. Anevrizmalar en sık infrarenal abdominal aorta da görülür. İliak arter anevrizmaları daha az sıklıkla görülürler ve genellikle abdominal aort anevrizması ile birliktedirler. Renal anomaliler retroperitoneal cerrahi prosedürleri komplike hale getirebilir. Abdominal aort cerrahisi uygulanacak hastalarda ameliyat esnasında gelişebilecek komplikasyonların önlenebilmesi için renal anomalilerin tanımlanması önemlidir. Bu makalede, izole sağ iliak arter anevrizması görünümü veren ektopik pelvik böbrek olgusu sunuldu.Öğe The impact of service quality and public relations on patient satisfaction in hospitals(2017) Büyükdoğan, Birol; Gedik, Hasan; Dereli, Yüksel; Tanyeli, ÖmerMüşteri memnuniyeti hizmet kalitesi, halkla ilişkiler ve pazarlama iletişimi konularından bir tanesidir. Bu çalışma, Konya Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Servisinde tedavi gören hastaların, hastane tarafından verilen hizmetlerle ilgili memnuniyet düzeylerini ölçmek ve hizmet kalitesini artırmak amacıyla yapılmıştır. Kesitsel tipteki bu araştırma, yatarak tedavi gören ve taburcu edilen 298 hastada, Nisan 2014-Ekim 2015 tarihleri arasında anket tekniği kullanılarak yapılmıştır. Araştırmaya katılanların % 51'i erkek, % 49'u ise kadındır. Memnuniyet oranları poliklinik hizmetlerinde % 82, klinik hizmetlerinde % 74, diğer sağlık ve bürokratik işlemlerde % 77, personel hizmetlerinde % 80, hasta haklarında % 82, fiziksel durumda % 68, kafeterya hizmetlerinde % 66 olarak ortaya çıkmıştır. Hastaların % 73'ü hastaneyi sağlık hizmeti almak isteyen tanıdıklarına önereceklerini belirtmişlerdir. Çalışmada, yatarak tedavi gören hastaların büyük çoğunluğu hastane hizmetlerinden memnundur.Öğe Inappropriate sensing events revealing electrocautery-induced implantable cardioverter-defibrillator lead failure(2015) Can, İlknur; Arıbaş, Alpay; Dereli, Yüksel; Tholakanalli, VenkatakrishnaElectromagnetic interference (EMI) associated with current implantable cardioverter–defibrillator (ICD) generators and leads are less prone to long-term failure. Thus, it has been suggested that routine post-ICD replacement interrogation of the device may not be necessary. We present the case of a patient who underwent ICD replacement during which therapies were inadvertently not turned off, which lead to EMI and shock and subsequently lead failure. A 52-year-old-man who had ICD (BiotronikLumax340 VR-T, Berlin, Germany) implanted in 2008 presented with an ICD generator end-of-life and was scheduled for generator replacement. Before the procedure device interrogation showed a right ventricular (RV) pacing threshold of 0.6 V at 0.5 ms pulse width, R-wave sensing was 6.7 mV, RV lead pacing impedance was 715 Ω, and shock impedance was 46 Ω. The patient received a Medtronic D384DRG ICD, Minneapolis, USA. During the surgical closure of the device pocket, electrocautery was used for hemostasis, which resulted in EMI and inappropriate 35 J shock (Fig. 1). Postoperatively, inappropriate senses were monitored, which were concordant with lead failure (Fig. 2). The RV pacing threshold increased to 1.25 V at 0.5 ms, and the R-wave sensing decreased to 3.30 mV. Lead impedance measurements were RV pacing at 619 Ω, RV coil at 48 Ω, and SVC coil at 73 Ω. At the second week, a new pace sense lead was uneventfully implanted from the same site and over sense completely ended after the replacement of the lead. Despite the advances in ICD technology, electrocautery, especially when used close to the device, can still lead to lead failure, which might necessitate intervention. Thus, we still recommend routine postprocedural interrogation of the device.Öğe Koroner arter baypas cerrahisinde radiyal arter grefti kullanılan hastalarda ameliyat sonrası dönemde brakiyal ve ulnar arterlerde meydana gelen akım ve çap değişikliklerinin incelenmesi(2015) Işık, Mehmet; Yüksek, Tahir; Dereli, Yüksel; Görmüş, Niyazi; Durgut, Kadir; Koç, OsmanAmaç: Radiyal arter grefti koroner baypas cerrahisinde yaygın olarak kullanılan bir seçenektir. Bu hastalarda önkol ve el dolaşımı ulnar arter tarafından sağlanmaktadır. Bu çalışmada, koroner baypas cerrahisi için radiyal arter grefti kullanılan hastalarda brakiyal ve ulnar arterlerde meydana gelen akım ve çap değişikliklerini araştırdık. Yöntemler: Kliniğimizde Eylül 2007 ile Eylül 2008 tarihleri arasında elektif koroner baypas cerrahisi uygulanan 20 hastada radiyal arter grefti kullanıldı. Ameliyat sonrası dönemde, Allen Testi ve Doppler ultrasonografi ile önkol ve el dolaşımı için ulnar arterin yeterli olup olmadığı araştırıldı. Brakiyal ve ulnar arterlerin bazal akım ve çap değerleri ölçüldü. Kontrol Doppler ultrasonografi ölçümleri ameliyat sonrası üçüncü ayda yapıldı. Brakiyal ve ulnar arterlerde meydana gelen akım ve çap değişiklikleri kaydedildi. Bulgular: Ameliyat sonrası ölçümlerde ulnar arter akım ve çap değerlerinde anlamlı artış gözlendi. Brakiyal arterde ise kesit alanı olarak anlamlı artış görülürken, akım değerlerinde rölatif bir azalma gözlendi. Çalışmamızda mortalite ve iskemik komplikasyon görülmedi. Nörolojik komplikasyon olarak 4 hastada geçici parestezi saptandı. Sonuç: Koroner arter baypas cerrahisi için radiyal arter kullanımı ulnar ve brakiyal arterlerde önemli değişikliklere yol açar. Bu akım ve çap değişiklikleri erken dönemde renkli Doppler ultrasonografi ile tespit edilebilir. Bu adaptasyon mekanizmaları radiyal arterin greft olarak güvenle çıkarılabileceğini göstermektedir.Öğe Koroner arter bypass greft cerrahisi sonrası sistemik inflamatuar yanıt sendromu insidansını azaltmada statinlerin etkinliğinin araştırılması(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2008) Dereli, Yüksel; Ege, ErdalKoroner Arter Bypass Greft Cerrahisi Sonrası Sistemik İnflamatuar Yanıt Sendromu İnsidansını Azaltmada Statinlerin Etkinliğinin Araştırılması''Amaç: Sistemik inflamatuar yanıt sendromu koroner arter bypass greft operasyonu sonrası sıklıkla gözlenmektedir. Son çalışmalar preoperatif statin tedavisinin C-reaktif protein, sitokinler ve adezyon molekülleri gibi inflamasyon ile ilgili değişkenlerde bariz bir azalma ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Bu yüzden preoperatif atorvastatin tedavisinin kardiyopulmoner bypass sonrası sistemik inflamatuar yanıta etkisini araştırdık.Gereç ve Yöntem: Elektif koroner arter bypass ameliyatı yapılan kırk hasta iki gruba ayrıldı. Hastalar atorvastatin (20 mg/gün, grup I, n=20) veya plasebo (grup II, n=20) tedavisi ile cerrahi öncesi randomize edildi. Tüm hastalar kardiyopulmoner bypass ile opere edildi ve preoperatif ve postoperatif 24. saatlerde inflamasyon parametreleri için kan örnekleri alındı.Bulgular: Her iki grupta da preoperatif demografik veriler açısından farklılık yoktu. Postopertif 24. saatteki medyan hsCRP seviyesi çalışma grubunda 88,0 (18), kontrol grubunda 113 (22), mean interlökin?6 seviyesi ise çalışma grubunda 43,4 ± 18,5, kontrol grubunda 69,6 ± 19,2 olarak tespit edildi ve her iki parametrenin de çalışma grubunda anlamlı olarak daha düşük olduğu gözlendi (p<0.05).Sonuç: Kardiyopulmoner bypass ile elektif koroner arter bypass cerrahisi uygulanan hastalarda preoperatif atorvastain tedavisi inflamasyon parametrelerinin seviyesini azaltır ve sistemik inflamatuar yanıt sendromunu önlemede etkili olabilir.Anahtar Kelimeler: Sistemik inflamatuar yanıt sendromu, C-reaktif protein, interlökin?6, kardiyopulmoner bypass.Öğe Künt travmada penetran kardiyak yaralanma: Olgu sunumu(2015) Dereli, Yüksel; Öncel, MuratKünt toraks travmasına bağlı olarak nadiren kardiyak yaralanmalar görülebilmektedir. Kardiyak yaralanma genellikle hayatı tehdit eden durum yaratır, acil cerrahi müdahele geretirir ve bu hastaların perioperetif dönemde dikkatli takip edilmesi gerekir. Klinik tablo, yaralanma şekli, hastaneye ulaşana dek geçen süre, kanama miktarı, kardiyak tamponad varlığı veya ilave yaralanmalar gibi değişik faktörlere bağlıdır. Bu yazıda, künt toraks travmasına bağlı olarak penetran kardiyak yaralanma tespit edilen bir olgu sunuldu. Acil serviste araç içi trafik kazası nedeniyle değerlendirilen 61 yaşındaki erkek olgunun akciğer grafisinde pulmoner kontüzyon, kot kırığı ve kardiyak tamponad saptandı. Acilen ameliyata alınan hastada sağ atriyum yaralanması gözlendi. Kardiyak yaralanma primer dikiş tekniği ile onarıldı. Sonuç olarak, künt toraks travmalı hastalarda kardiyak yaralanma ihtimali yüksektir. Bu hastalarda dikkatli fiziksel inceleme, erken tanı ve tedavi gereklidir.Öğe Predictive value of platelet to lymphocyte ratio and mean platelet volume in atrial fibrillation after isolated coronary artery bypass graft operation(2019) Tanyeli, Ömer; Dereli, Yüksel; Ege, Erdal; Altınbaş, ÖzgürAim: The relationship between inflammation and the development of atrial fibrillation and the relationship between platelet tolymphocyte ratio and mean platelet volume in relation to inflammation were investigated in patients with atrial fibrillation after isolated coronary artery bypass graft operation. Material And Methods: Clinical and laboratory data of 132 patients, who did not have preoperative atrial fibrillation and underwent isolated coronary artery bypass graft operation using cardiopulmonary pump, were analyzed retrospectively. Patients were divided into two groups as patients with developed atrial fibrillation and those without atrial fibrillation. Concomitant diseases, preoperative drug use, echocardiographic and angiographic findings, preoperative, intraoperative and postoperative laboratory parameters were obtained from medical records and compared statistically. Results: Of the 132 patients, 68 with atrial fibrillation (mean age: 68.3+/-10.7 years, 50 males and 18 females) and 64 patients without atrial fibrillation (mean age: 64.5+/-9.8 years, 55 males and 9 females) were identified, and difference in the mean age was statistically significant (p=0.016). Postoperative platelet to lymphocyte ratio and mean platelet volume values (280.3+/-112.3;9.9+/-1.7) were also significantly higher in those with atrial fibrillation group than preoperative values (129.2+/-49.3; 9.6+/-1.6,p<0.0001, p<0.0009). Conclusıon: According to our study higher values of postoperative platelet to lymphocyte ratio and mean platelet volume are correlated with development of atrial fibrillation after coronary artery bypass graft operation.Öğe Primary Intravascular Lipoma of the Superior Vena Cava(2015) Tanyeli, Ömer; Dereli, Yüksel; Görmüş, Niyazi; Ödev, KemalÖğe Splenik Arter Anevrizmasında Coil Embolizasyon(2014) Dereli, Yüksel; Gedik, Hikmet Selçuk; Karaca, Okay Güven; Uçak, Alper; Yılmaz, Ahmet TuranAort diseksiyonunun eşlik ettiği splenik arter anevrizması, nadir görülen bir klinik tablodur. Her iki patolojinin de cerrahi tedavisinde mortalite ve morbidite oranları yüksektir. Bu hastalarda daha az invaziv olan, kolay uygulanabilen ve oldukça başarılı sonuçlar elde edilen endovasküler yöntemler tercih edilen ve güncel tedavi yöntemi haline gelmiştir. Bu makalede splenik arter anevrizması ve beraberinde tip-B aort diseksiyonu tespit edilen, ve her iki patoloji için de endovasküler tedavi uygulanan bir olgu sunuldu.Öğe Stuck aortic valve treated by reteplase in a Bentall patient(2015) Tanyeli, Ömer; Dereli, Yüksel; Düzenli, Mehmet Akif; Görmüş, NiyaziIntroduction: Reteplase, a recombinant plasminogen activator, is indicated for the thrombolytic treatment of suspected myocardial infarction with persistent ST elevation or recent left bundle-branch block within 12 h; however, its use on stuck mechanical valves remains controversial.Öğe The Time in Therapeutic Range and Bleeding Complications of Warfarin in Different Geographic Regions of Turkey: A Subgroup Analysis of WARFARIN-TR Study(2017) Kılıç, Salih; Çelik, Ahmet; Çakmak, Hüseyin Altuğ; Afşin, Abdülmecit; Tekkeşin, Ahmet İlker; Açıksarı, Gönül; Mehmetoğlu, Mehmet Erdem; Karadeniz Özpamuk, Fatma; Şahan, Ekrem; Alıcı, Mehmet Hayri; Dereli, Yüksel; Sinan, Ümit Yaşar; Zoghi, Mehdi…Öğe Transaortic accessory mitral valve excision in an adult patient: Case report(2018) Işık, Mehmet; Tanyeli, Ömer; Mercan, İlker; Dereli, Yüksel; Görmüş, NiyaziAccessory mitral valve tissue is a rare congenital cardiac anomaly, and is usually incidentally detected in childhood. In this case, we present a 65-year-old man with aortic stenosis originating from an accessory mitral valve leaflet attached to the anterior mitral leaflet. Interestingly enough, the patient’s accessory mitral valve remained undetected for years until he became symptomatic for degenerative aortic stenosis. Aortic valve replacement and excision of the accessory mitral valve attached to the anterior mitral leaflet was performed with a transaortic approach instead of atriotomy. It was also unusual to see accessory mitral valve tissue with aortic stenosis instead of other frequently associated congenital anomalies.Öğe Unutulmuş Kılavuz Tel(2014) Dereli, Yüksel; Tanyeli, Ömer; Mustafa , Dağli; Görmüş, NiyaziSantral venöz kateterizasyon; açık kalp cerrahisi gibi bazı özellikli ameliyatlar, uzun süreli intravenöz ilaç kullanımı, parenteral beslenme, geçici kalp pili yerleştirilmesi ve hemodiyaliz amacıyla uygulanan invaziv vasküler erişim yoludur. Santral venöz kateterin takılması esnasında hemotoraks ve pnömotoraks gibi mekanik komplikasyonlar veya kateterin kullanımı sırasında kateter trombozu ve enfeksiyon gibi problemler gelişebilir. Bu makalede, bir olgu vasıtası ile santral venöz kateterizasyona bağlı daha nadir görülen bir komplikasyon olan kılavuz tel unutulması sunuldu.