Yazar "Engin, Ertan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Etik ile estetik arasında Türk edebiyatçısı yahut bir mürşit olarak romancı(2018) Engin, ErtanYeni Türk edebiyatınınbaşlangıcından itibaren; Rasyonalist Şinasi’den, Romantik Namık Kemal’e ondan NatüralistNâbizâde Nâzım’a ve orta sınıfın sesi olan Ahmet Mithat’a kadar, sanat veedebiyatın etik, ahlakî bir vurgusu olması gerektiğine inanan ve bunu dilegetiren çok sayıda edebiyatçı saymak mümkündür. Söz konusu etik, ahlakî vurguServet-i Fünûn’a gelindiğinde hem daha cılızlaşır hem de daha da önemli olarak–en azından bize göre- farklı bir boyuta taşınıp, etik estetiğin içindeeritilir. Dolayısıyla Birinci ve İkinci dönem Tanzimat edebiyatçıları ileServet-i Fünûn topluluğu arasındaki ayrışmayı/mesafeyi aynı zamanda bu noktadanda temellendirmek olasıdır. Kabaca ve genel olarak belirtmek gerekirse bu ikitavır, günümüze dek izlerini belirgin yahut örtük biçimde bırakarak devam eder.Edebiyat/estetik ile etik arasında akrabalığı bir postüla olarak kabul edenlerve salt estetiğin dahi etiğe hizmet ettiğine inananlar. Bu yazı daha ziyadebirinci grubun zihin yapısına ilişkin kimi irdelemeleri içermekte, bu yapınınmesele ettiği ve etmediği bazı problematikleri ortaya koymayı ve bunlarüzerinde düşünmeyi amaçlamaktadır.Öğe IMAGOLOGY(Selcuk Univ, Fac Letters, 2012) Engin, ErtanImagology which has emerged from comparative literaturestudies, as a subdisciplineor a lateral branch and interested researchers much more as time goes, is a searching area that investigates how societies beholds each other and it performs this with the literature works that provide the most suitable materials formostly/firstlyitself. In this article, some striking points have been mentioned about 'image' concept being present at the root of the stated survey area and the scope and methodology of imagology.Öğe Kemal Özer’in öyküleri üzerine bir inceleme(2014) Engin, Ertan1935-2009 yılları arasında yaşayan şair Kemal Özer; edebiyatın birçok türünde eser vermiş olmakla birlikte edebî kariyerinde en çok şiir türü üzerinde durmuş ve çoğunlukla bu türde eser vermiştir. Ancak Özer’in daha ilk gençlik yıllarından itibaren deyiş yerindeyse sevdâlısı olduğu bir başka edebî tür daha vardır: öykü. Her ne kadar zamanla öyküden uzaklaşmış olsa da bu türde verdiği örnekler dikkat çekici bir nitelik taşır. Öykülerinde yer yer soyut, imajlara dayalı bir dil kullandığı gözlemlenen Özer’in; bireyci/içe dönük bir atmosfer yarattığını ve modernitenin yalnızlaştırdığı insanı anlattığını söylemek mümkündür. Bu yazı, Özer’in öyküleri üzerine bir inceleme ve yorumlama denemesidir.