Yazar "Gök, Funda" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Acute pancreatitis due to hypertriglyceridaemia in pregnancy(2015) Gök, Funda; Köker, Selçuk; Kılıçaslan, Alper; Sarkılar, Gamze; Yosunkaya, Alper; Otelcioğlu, ŞerefGebelik sırasında hypertrigliseridemiye bağlı akut pankreatit nadir fakat hem anne hem de bebek için ölümcül sonuçlara neden olabilen ciddi klinik bir tablodur. Otuz yedi yaşında 31 haftalık familial hypertrigliseridemi ve diabetes mellitusu olan gebede akut pankreatit gelişti. İntrauterin bebek ölümü gelişen hastanın gebeliği sonlandırıldı. Tedavide insülin, octreotidin yanısıra double membrane filtration ile plasmaferez uygulanarak trigliseritlerin hızla düşürülmesi sağlandı. Trigliserid düzeyi 24 saat sonunda 9742 mg dL-1den 432 mg dL-1 düzeyine geriledi. Hasta 5 gün sonra yoğun bakımdan, 32 gün sonra hastaneden sağlıklı olarak taburcu edildi. Bu yazıda gebe vakada ciddi hipertrigliserideminin başarılı tedavisi sunulmuştur.Öğe The evaluation of efficacy of three different ultrasonography methods for verification of gastric tube placement in intensive care unit patients(2017) Gök, FundaGastric tube (GT) placement is a routine procedure in critically ill patients. Improper placement of GT could lead to severe complications. Radiography remains as the gold standard test to confirm tube position. The study aim is to estimate diagnostic accuracy of three different ultrasonography (USG) methods to verify GT placement in intensive care units (ICU). Twenty-five mechanically ventilated patients were included in this prospective and observational study. All real time US examinations were performed by an intensivist in three steps: sonography ofneck for visualizing esophagus and upper abdominal quadrant for visualizing stomach, and visualisation of dynamic fogging during water and air insufflations in gastric area. Finally, gastric placement of GT was confirmed with abdominal radiography. USG visualized GT in esophagus in 24 (96 %) patients. GT was directly visualized in stomach in 16 (64%) patients and dynamic fogging occurred in 20 (80 %) in the first attempt and in 23 (92 %) patients after tube removal. Because gastric tube was not seen in stomach in nine cases, dynamic fogging allowed to confirm intragastric position in seven cases. In two cases, no dynamic fogging was observed, and radiography confirmedtube malposition in esophagus. Entire sonographic procedure took 7.242.58 minutes. Visualization of the esophagus and dynamic fogging improves the diagnostic accuracy of USG in verifying GT position. Confirming correct GT placement by USG has the potential to reduce X-ray usage and save time. However, X-ray remains the gold standard in cases in which USG cannot verify placement of the GTÖğe Girişimsel İşlemler İçin Sakral Kanal ve Hiatusun Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografi ile Morfometrik Analizi(2015) Kılıçaslan, Alper; Keskin, Fatih; Babaoğlu, Ozan; Gök, Funda; Erdi, Mehmet Fatih; Kaya, Bülent; Özbiner, Hüseyin; Özbek, Orhan; Koç, Osman; Kaçıra, Burkay KutluhanAmAÇ: Yakın zamanda sakral kanal, omurga hastalıklarının minimal invaziv tanı ve tedavi işlemleri için "bir koridor olarak" sıkça kullanılmaya başlanmıştır. Çalışmanın amacı sakral kanalın, hiatusun ve çevre yapıların farklı yaş gurupları ve cinsiyete göre morfometrik analizlerinin çok kesitli bilgisayarlı tomografi yöntemiyle incelenmesidir. yÖNTem ve GeReÇLeR: Üç farklı yaş grubuna (20-80 yaş arasında) ayrılan 300 yetişkin (150 kadın ve 150 erkek; 20-80 yaş) hastanın multiplanar rekonstrüksiyon görüntüleri kaydedildi ve geriye dönük olarak incelendi. Sakral hiatus ve çevre yapılar ile sakral kanala ait çeşitli anatomik ölçümler yapıldı. Sakral kurvatür açısı ve lumbosakral lordotik açı kaydedildi. BuLGuLAR: Bazı olgularda hiatus yokluğu (%0,3), komplet agenezis (%1) ve kemik septum (%2,6) gibi kemik anomalilerine rastlandı. Anteroposterior (AP) Hiatus çapı olguların %5'sinde 2 mm nin altındaydı. Tüm yaş gruplarında, hiatus AP çapı ve hiatus alan ve "sakral kanal AP çapının en kısa mesafesinin" ortalaması, 60-80 yaş grubunda, 20-40 yaş grubuna göre daha kısaydı (p0,01). Sakral kanal AP çapın en küçük olduğu lokalizasyon, en çok olguların %59,2'unda S2 ve %33,9'unda S3 seviyesinde idi. Maksimum kurvatür seviyesi olguların %63,3'ün de S3 ve %26,7'sin de S2 seviyesinde idi. Sakral kürvatur açı ve lumbosakral lordotik açı sırayla 164 and 134 olarak ölçüldü. soNuÇ: Sakral yapılarda anatomik varyasyonlar sık görünür. Anatominin ayrıntılı analizi, girişimsel işlemlerin başarısını ve güvenilirliğini artırabilir.Öğe Konjenital ağrı duyarsızlığı sendromunda bispektral indeks rehberliğinde sedasyon uygulaması(2014) Kılıçaslan, Alper; Gök, Funda; Yaşar, Eray; Başdemirci, Ali; Otelcioğlu, ŞerefKonjenital ağrıya duyarsızlık sendromu (KADS); ağrıya duyarsızlık, anhidrozis, ısı intoleransı ve değişik derecelerde mental retardasyon ile birlikte seyreden, yüksek morbiditesi nedeniyle olguların sıklıkla adölesan dönemde hayatlarını kaybettiği nadir görülen bir sendromdur (1). Ağrısız kırıklar, nörojenik artropati (charcot eklemi) ve eklem deformiteleri sık görülmektedir (2). Ağrıya duyarsız olmalarına rağmen bu hastalarda cerrahi işlem boyunca taktil hiperaljezi gibi rahatsız edici durumlar meydana gelebileceğinden genel anestezi veya sedasyon uygulanmalıdır (3). Yeterli sedasyon derinliği bispektral indeks (BİS) monitörizasyonu ile sağlanarak alt ekstremite ameliyatı geçiren KADS olgusununun perioperatif yönetimini literatür eşliğinde tartışmayı amaçladık. Konjenital ağrıya duyarsızlık sendromu nedeniyle pediyatri servisinde takip edilen 10 yaşında ve 36 kg olan hastanın sol dizinde osteomiyelit ve septik artrit gelişmesi nedeniyle ortopedi kliniği tarafından debridman ve abse drenajı planlandı. Bebeklik döneminde dilini ısırma sonucu ağrı duymadığı fark edilerek tanısı konulduğu öğrenildi. Preoperatif değerlendirmede mental retardasyonu, ağrı ve sıcaklığa karşı duyarsızlığı olan hastada, dokunma duyusu ve diğer nörolojik muayenesi normaldi. Hastanın elinde ve parmaklarında kendisinin oluşturduğu yaralanmalar mevcuttu (Şekil 1). Hava yolu değerlendirmesinde ağız açıklığı Mallampati II olarak belirlenirken, laboratuvar değerleri ve akciğer grafisi normaldi. Girişim öncesi dönemde hastanın ebeveynleri uygulanacak anestezi yöntemi hakkında bilgilendirildikten sonra aydınlatılmış yazılı onam alındı. Ameliyathaneye alınan olguya standart monitörizasyon (nabız oksimetresi, elektrokardiyografi, noninvazif arter kan basıncı, sıcaklık takibi) ile birlikte BİS monitörizasyonu (BIS VİSTA Monitoring System, USA) uygulandı.