Yazar "Güngör, Fatih" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir müceddid olarak Şâh Veliyyullâh ed-Dihlevî’de tevhid ve şirk anlayışı(Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2019) Güngör, Fatihİslam dininin temel ilkesini, tevhîd inancı oluşturmaktadır. Ona muhalif olan veya onu bozan her unsur ise, şirk olarak nitelendirilmiştir. Bu adlandırmalar, dinin tanımıyla doğrudan ilişkilidir. Zira dinin aslını koruması, onun sınırlarının bilinmesiyle mümkündür. Bu durum, dinin anlaşılması, yaşanması, tebliği, temsili ve topluma yansıma şekillerinde olumlu bir etki oluşturur. Zaman içerisinde bu sınırların matlaşması söz konusu olabilir. Fakat bu hususta gündeme gelecek her türlü belirsizlik, dinin yukarıda belirtilen yönlerinde olumsuz etkiye yol açacaktır. Buna sebep olabilecek en büyük etken ise insan; yani algı ve yorum faktörüdür. Böyle bir durumda dini aslî konumuna kavuşturmak için yapılması gereken ilk şey, onun aslî sınırlarına yeniden vurgu yapmak olsa gerektir. İslam dininin saf tevhîd anlayışında, tarihin akışı içerisinde insan unsurunun etkisiyle çeşitli bozulmalar olmuştur. Özellikle farklı inanç ve kültürlerle beslenmiş kişilerin sonradan intisap ettikleri dini, önceki birikimleriyle yorumlamaları, dinin aslında bulunmayan şeylerin ona dâhil edilmesine neden olmuştur. Bu olumsuz durumun, çeşitli dönemlerde farklı âlimler tarafından ıslah veya tecdid gibi isimler altında izalesi yoluna gidilmiştir. Bu konudaki sembol isimlerden bir tanesi de, Şâh Veliyyullâh ed-Dihlevî’dir. Onun bid’at ve hurafelerle mücadelesi her ne kadar bazı yöntemsel sorunlar barındırsa da, probleme sebep olan anlayışı hedefe koyması yönüyle kıymetlidir. Zira o, sorunları nedenleriyle ele almaya ve somut/ilkesel çözümler sunmaya çalışmıştır. Tarih içerisinde bu bağlamda yapılan özgün çalışmaların güncellenmesi, günün aynı nitelikteki sorunlarına ışık tutması açısından önemlidir. Bu makalede, Şâh Veliyyullâh ed-Dihlevî’nin bid’atlerle mücadele bağlamında tevhîd ve şirk konusundaki düşünceleri ele alınmıştır.Öğe Hindu milliyetçiliğinin ilham kaynağı Dayananda'nın İslam'a yönelttiği eleştiriler ve Nânevtevî'nin reddiyesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Güngör, Fatih; Altıntaş, RamazanFarklı din mensupları arasındaki tartışmalar (polemik), bu dinlerin karşı karşıya gelmelerinin tarihi kadar eskidir. Yahudiler ve Hıristiyanlar arasındaki polemikler kilise babaları zamanına kadar dayandırılır. Yahudilerle Müslümanlar arasındaki dinî münazaraların başlangıcı ise Hz. Muhammed dönemi olarak gösterilir. Hindularla Müslümanlar arasında bir dini polemik ise ilk olarak 19. yüzyılda İngiliz Hindistan'ında yaşanır. Bu polemik aynı zamanda üç ayrı dinin temsilcileri arasında gerçekleşen ilk polemiktir. Hindistan'da bin yıldan fazla süren İslam'ın uzun tarihinde Hindu alimleriyle kamuya açık olarak gerçekleştirilen bu polemikte İslam'ı temsil eden alim ise Muhammed Kâsım en-Nânevtevî'dir. O, aynı ortamda birden fazla dinin temsilcisiyle münazarada bulunan ilk Müslüman alimdir. 18 ve 19. yüzyıllarda eleştiri, özellikle Hint Diyarında düşünsel çeşitlilik ve canlılığa katkı sunan müspet yanlarından ziyade ayrıştırıcı ve ötekileştirici yönüyle görünür olmuştur. Bunda; genelde Batı'nın özelde İngilizlerin tarihi, bilimi, kültürü ve hatta dinleri yeniden şekillendirme/yazma çalışmalarının etkisi büyüktür. Bu çalışmada, Hindu-Müslüman polemiklerinden Dayananda-Nânevtevî örneği konu edinilmiştir. Bu bağlamda, Hindistan'da gelişen ve on dokuzuncu yüzyıl İngiliz yapılandırmacılığının etkisiyle şekillenen Modern Hinduizm ve önemli figürleri; sömürge toplumunda Müslüman alimlerin Hıristiyan misyonerler ve Hindu dirilişçileriyle polemik karşılaşması; Hindu-Müslüman çatışmasının temelleri; yeni söylemlerin ve teolojilerin inşası ve Hindu milliyetçiliğinin ilham kaynağı, aynı zamanda Hindu radikal bir fırka olan Arya Samaj'ın kurucusu Svami Dayananda Sarasvati'nin İslâm'a yönelttiği eleştiriler ve Hintli Müslüman bir kelâm âlimi olan Muhammed Kâsım en-Nânevtevî'nin bu eleştirilere reddiyesi ele alınmıştır.