Yazar "Karagöl, Cüneyt" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut astım atağı ile başvuran çocukların klinik özellikleri ve risk faktörleri(2012) Karagöl, Cüneyt; Ertoy Karagöl, Hacer İlbilge; Keleş, Sevgi; Artaç, Hasibe; Reisli, İsmailGiriş: Çocukluk çağı kronik hastalıklarının en sık görüleni olan astım, morbiditesi, mortalitesi ve prevalansı artan bir hastalıktır. Akut astım atakları ise astımın mortalite ve morbiditesini belirleyen en önemli faktördür. Bu çalışmanın amacı; çocuklarda astım atağına neden olan risk faktörlerinin, astım ataklarının klinik özelliklerinin ve tedaviye yanıtın prospektif olarak belirlenmesidir. Hastalar ve Yöntem: Ocak 2008-Ocak 2009 tarihleri arasında kliniğimizde astım tanısıyla takipli ve astım atağı nedeniyle başvurmuş 40 çocuk hastanın klinik ve laboratuvar bulguları değerlendirildi. Bulgular: Çalışma grubunu oluşturan 40 çocuk hastanın 23ü erkek, 17si kız ve yaş ortalaması 7.8 1.9 yıl idi. Atağa neden olan en önemli risk faktörleri infeksiyon ve sigara dumanıyla temas; en sık yakınma ise öksürük olarak saptandı. Hastaların astım ataklarının şiddeti değerlendirildiğinde hafif atak 20 (%50) hastada, orta atak 18 (%45) hastada ve ağır atak 2 (%5) hastada mevcuttu. Astımlı hastalardan 24 (%60)ü oksijen tedavisi ve kısa etkili nebülize bronkodilatörle düzelirken, 16 (%40) hastaya sistemik steroid tedavisi uygulandı. Acil serviste uygulanan tedavi sonrası, 34 (%85) hasta evine gönderilirken, 4 (%10) hasta tedavi için yataklı çocuk servisine, 2 (%5) hasta ise yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Sonuç: Akut astım atağına neden olabilecek risk faktörlerinin belirlenmesi, atak sıklığının ve şiddetinin azaltılmasında oldukça önemlidir. Bu nedenle, astımlı çocukların infeksiyonlardan korunmasının ve ev içi sigara dumanıyla temasın önlenmesi amacıyla aile eğitiminin çok önemli olduğu kanaatindeyiz.Öğe Çocuklarda akut astım atağında iskemi modifiye albumin düzeyleri(2012) Karagöl, Cüneyt; Ertoy Karagöl, Hacer İlbilge; Kıyıcı, Aysel; Keleş, Sevgi; Artaç, Hasibe; Reisli, İsmailGiriş: Astımlı hastalar nonspesifik ajanlara maruz kaldıklarında akut astım atağı geçirebilmekte ve bu atağın şiddetine göre değişik oranlarda hipoksi gelişebilmektedir. İskemi modifiye albumin (IMA) özellikle miyokardiyal iskemi durumunda 6–10 dakika içerisinde hızla serumda yükselen bir belirteçtir. Diğer kardiyak iskemi belirteçlerinden (CK-MB, troponin-I, miyoglobin) en önemli farkı, henüz nekroz oluşmadan serumda yükselmesi, yani nekroz değil miyokardiyal iskemi göstergesi olmasıdır. Astım atağında IMA düzeylerinde değişiklik olup olmadığı ve atak şiddetinin belirlenmesinde IMA’nın bir belirteç olarak kullanılıp kullanılamayacağı bilinmemektedir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya astım atağı nedeniyle acil polikliniğimize başvuran 30 astımlı çocuk alındı. Bu hastalardan atak sırasında ve ataktan 14 gün sonra semptomsuz dönemde kan alınarak IMA düzeylerine bakıldı. Kontrol grubu olarak 20 sağlıklı çocuk çalışmaya dâhil edildi. Bulgular: Astımlı hastalarda astım atağı sırasında serum IMA düzeyi (0.510.16 Absorbans Ünitesi; ABSU) kontrol grubuna (0.390.12 ABSU) göre anlamlı derecede daha yüksekti (p0.03). Astımlı hastalarda serum IMA düzeylerine atak sonrasında semptomsuz dönemde bakıldığında ise (0.330.08 ABSU), kontrol grubu ile aralarında anlamlı bir fark olmadığı gözlendi (p0.076). Hastaların atakta ve atak sonrası semptomsuz dönemde IMA düzeyleri karşılaştırıldığında, atak sonrasında IMA düzeylerinde anlamlı olarak azalma olduğu tespit edildi (p0.001). IMA düzeyi ile atak şiddeti (p0.071), ve oksijen saturasyonu (p0.068) arasında herhangi bir ilişki olmadığı gözlendi. Sonuç: Bu çalışma akut astım atağı sırasında IMA düzeylerinin belirgin olarak yükseldiğini ve atak sonrasında normale döndüğünü göstermektedir.Öğe Çocuklarda akut astım atağının özellikleri ve iskemi modifiye albumin düzeyleri(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2009) Karagöl, Cüneyt; Reisli, İsmailÇocukluk çağı kronik hastalıklarının en sık görüleni olan astım morbiditesi, mortalitesi ve prevelansı artan bir hastalık haline gelmiştir. Yeterli tedavi almayan veya herhangi bir tetikleyici etkene maruz kalan hastada, öksürük, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi, hışıltı gibi semptomların ortaya çıkmasına akut astım atağı denilmektedir. Akut astım atakları, astımın mortalite ve morbiditesini belirleyen en önemli faktördür. İskemi durumunda ortaya çıkan hipoksi, asidoz, serbest radikal hasarı gibi nedenler albumin yapısında değişikliğe yol açar değişikliğe uğramış bu albumine ?iskemi modifiye albumin? (IMA) denilmektedir. Bu çalışmanın amacı, akut astım atağı ile başvuran çocukların özelliklerinin belirlenmesi ve astım atağı sırasında IMA düzeylerinin değerlendirilmesidir.Hastalar ve Yöntem: Ocak 2008 - Ocak 2009 tarihleri arasında kliniğimizde astım tanısıyla takipli ve astım atağı nedeniyle başvurmuş 40 çocuk hastanın atak özellikleri belirlendi. Bu hastalardan 30'unda atak esnasında ilk başvuruda ve ataktan 14 gün sonra semptomsuz dönemde IMA düzeyleri belirlenerek istatistiksel olarak değerlendirildi.Sonuçlar: Çalışma gurubunu oluşturan 40 çocuk hastanın 23'ü erkek, 17'si kız idi ve yaş ortalaması 7.8±1.9 yıl olarak bulundu. Atağa neden olan en önemli risk faktörleri enfeksiyon ve sigara dumanı maruziyeti olarak bulunurken, en sık atak semptomu ise öksürük olarak saptandı. Atak şiddetleri değerlendirildiğinde hafif atak 20 hastada, orta atak 18 hastada ve ağır atak 2 hastada mevcuttu. Atak şiddeti ve başlangıç tedavisine cevabına göre, 24 hasta sadece O2 ve kısa etkili bronkodilatatör ile düzelirken, 16 hastanın tedavisinde parenteral steroid ihtiyacı oldu. Acil serviste uygulanan tedavi sonrası, 34 hasta taburcu edilirken, 4 hasta tedavi için yataklı çocuk servisine, 2 hasta yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Astım atağında IMA düzeyleri değerlendirildiğinde ise atakta bakılan IMA değerleri (ortalama 0.51±0.16 ABSU) hem kontrol gurubundan (ortalama 0.39±0.12 ABSU ) hemde aynı hastaların tedavi sonrası semptomsuz döneminden (ortalama 0.33±0.08 ABSU) istatistikî olarak anlamlı düzeyde yüksek bulundu. Hastaların IMA düzeylerinin yaş, cinsiyet, astım şiddeti, atak semptomları, atopi varlığı, atak nedeni, düzenli steroid tedavisi ve atak öncesi tedavi alma durumu ile değerlendirildiğinde istatistikî olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı.Bu çalışma akut astım atağı sırasında IMA düzeylerinin belirgin olarak arttığını göstermiştir. Ancak IMA, astım atağında yükselmesine rağmen atak şiddetinin değerlendirilmesi için uygun bir belirteç değildir.Öğe Doğumsal Kalp Hastalıkları ve Anne-Baba Akrabalığı Arasındaki İlişki(2015) Ertoy Karagöl, Hacer İlbilge; Karagöl, Cüneyt; Baysal, TamerAmaç: Çocuk kardiyoloji kliniğinde doğumsal kalp hastalığı (DKH) tanısı alan hastaların anne-baba akrabalığı açısından değerlendirmesi. Gereç ve Yöntemler: Ocak 2008-Ocak 2009 tarihleri arasında hastanemiz çocuk kardiyoloji polikliniğine ilk kez mü- racaat eden 3295 çocuk olgunun dosyası geriye dönük olarak incelendi. Ekokardiyografi ile DKH tanısı alan 651 olgu çalışmaya dâhil edildi. Kontrol grubu olarak aynı tarihler arasında başvuran ve DKH saptanmayan ve akrabalık bilgisine ulaşılabilen 2430 olgu alındı. Bulgular: Çalışma grubundaki 651 olgunun 127sinde (%19.5) anne-baba akrabalığı vardı. En sık olarak 3.dereceden akrabalık 87 hasta da (%68.5), ikinci sıklıkta 5. dereceden akrabalık 33 hastada (%25.9), 4. dereceden akrabalık ise 7 hastada (%5.5) tespit edildi. Kontrol grubunda akrabalık oranları çalışma grubuna benzer şekilde %20.8 olarak bulundu ve çoğunluğu 3. derece akrabalıktı. Her 2 grup arasında ve DKH alt tipleri değerlendirildiğinde anne baba akrabalığı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p0.072). Sonuç: Çoğunun sebebi hala aydınlatılamamış olan ve çevresel ve genetik faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülen DKHda, nedene yönelik olarak akrabalık konusunda daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. Anahtar Sözcükler: Akrabalık, Çocuk, Doğumsal kalp hastalıklarıÖğe İmmünglobulin A eksikliğinde atopi ve allerjik hastalıklar(2012) Artaç, Hasibe; Keleş, Sevgi; Karagöl, Cüneyt; Göktürk, Bahar; Reisli, İsmailGiriş: İmmünglobulin (Ig) A eksikliği özellikle okul öncesi çocukluk çağında morbiditeye neden olan yaygın bir immün sistem bozukluğudur. Bu çalışmanın amacı, IgA eksikliği olan olguları atopi ve allerjik hastalık yönünden yaş gruplarına göre değerlendirmek, bu eksikliğin dört yaş altında ve üstündeki klinik sonuçlarını belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Kasım 2001-2007 tarihleri arasında 272 parsiyel ve 23 selektif IgA eksikliği olan toplam 295 hasta retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Hastaların tanı yaşları 64.3 43 (4-204) ay, infeksiyonların başlangıç yaşı 29.5 36 (1-168) ay idi. Tanı yaşı dört yaş altında 121 hasta mevcuttu. Başvuru sebepleri sırasıyla tekrarlayan bronşit (40), tonsillofarenjit (33), sinüzit (6), pnömoni (4), otit (2), akut gastroenterit (0.3) ve boyun apsesi (0.3) olarak kaydedildi. Olguların %25’inde eozinofili ve 38’inde artmış IgE düzeyi ve aralarında ilişki belirlendi. Hastaların 31’inde spesifik IgE ve/veya deri testi pozitifliğiyle atopi saptandı. Allerjik hastalık sıklığı 78 oranında bulundu (60 astım, 15 allerjik rinit, 8 atopik dermatit, 6 ürtiker, 0.7 allerjik konjunktivit). Klinik izlemde IgA düzeyinin normal sınırlara ulaşma zamanı 17 14 ay olup, 3-60 ay arasında değişmekteydi. Selektif IgA eksikliği olan üç hastada bronşektazi mevcuttu. Sonuç: Serum IgA düzeyi yalnızca tekrarlayan infeksiyon durumlarında değil, allerjik semptomlarla başvuran hastalarda da değerlendirilmelidir.