Yazar "Kaya, Nazmiye" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir Üniversite Hastanesi Acil Servisine İntihar Girişimiyle Başvuran Hastaların Analizi(2013) Şahingöz, Mine; Tekin, Gonca; Yılmaz, Emre; Sönmez, Erdem Önder; Böke, Şeyma Gül; Güncü, Hatice; Soyak, Murat; Kaya, NazmiyeAmaç: Çalışmamızda bir üniversite hastanesi acil servisine intihar girişimiyle başvuran olguların sosyodemografik özelliklerinin, konulan psikiyatrik tanıların, intihar girişim nedenlerinin ve yöntemlerinin ve incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi tarafından 2010-2013 yılları arasında intihar girişimi nedeniyle psikiyatri konsültasyonu istenen hastaların kayıtları geriye dönük olarak incelenmiştir. Bulgular: Çalışmaya 78 kadın (%63.4), 45 erkek (%36.6) olmak üzere toplam 123 hasta alınmıştır. Hastaların yaş ortalaması 28.42 ± 9.75'dir. Olguların çoğunluğu ilköğretim mezunu (%61), evli (%60), 18-24 yaş (%47) grubundadır. İntihar girişiminde bulunanların 18'i (%14.6) ise daha evvel en az bir kez intihar girişiminde bulunmuştur. İntihar girişimlerinin yaklaşık yarısının (%54.5) psikososyal bir stresi takiben gerçekleşirken, aile içi geçimsizlik (%28.8), hastalık (%13.2) ve ekonomik güçlükler (%6.5) en sık intihar girişim nedenleri olarak sıralanmıştır. Girişimlerin %45.5'i en az bir psikiyatrik tanı alırken, en sık konulan psikiyatrik tanı major depresyon (%20.3) olmuştur. İntihar girişimlerinin çoğunluğu kimyasal madde alımı ile (%57) gerçekleşmiştir. Sonuç: İntihar girişimleri ile ilişkili risk etkenlerinin epidemiyolojik çalışmalarla araştırılması hem tedavi edici, hem de koruyucu sağlık hizmetlerinin gelişmesi açısından önemlidir.Öğe Dose Dependent Priapism Induced by Amisulpride Use(2016) Sönmez, Erdem Önder; Aksoy, Fadime; Kaya, Nazmiye; Camkurt, Mehmet AkifPriapism, an uncommon urological emergency, is a pathological, prolonged and painful penile erection, usually unassociated with sexual desire or intercourse1. Drug-induced priapism comprises about 30% of the cases and it’s estimated 50% of them occurred with antipsychotic agents 2. Although typical antipsychotics are often associated with priapism, there are some case reports with clozapine, risperidone, olanzapine, quetiapine, and aripiprazole3. Here, we present a case report of dose dependent priapism due to 800 mg/day of amisulpiride.Öğe Effect of Maternal Depression on Brain-derived Neurotrophic Factor Levels in Fetal Cord Blood(Korean Coll Neuropsychopharmacology, 2019) Sonmez, Erdem Onder; Uguz, Faruk; Sahingoz, Mine; Sonmez, Gulsum; Kaya, Nazmiye; Camkurt, Mehmet Akif; Gokmen, ZeynelObjective: We aimed to assess the association between cord blood brain-derived neurotrophic factor (BDNF) concentration and maternal depression during pregnancy. Methods: A total of 48 pregnant women, admitted for elective caesarean section to Department of Obstetrics and Gynecology, The Konya Research and Training Hospital and Konya Necmettin Erbakan University Meram Medical Faculty, were included in this study. The study group included 23 women diagnosed as having depression during pregnancy and the control group included 25 pregnant women who did not experience depression during pregnancy. Results: The groups had similar sociodemographic characteristics. Cord blood BDNF concentration was significantly lower in babies born to mothers with major depression as compared with those in the control group. We didn't find any correlation between the umbilical cord blood BDNF levels and BDI scores. Conclusion: The results suggest that the existence of major depression in pregnant women may negatively affect fetal circulating BDNF levels.Öğe Moklobemidin depresif bozukluklarda etkinliği(Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 1998) Kaya, NazmiyeBu çalışma SUTF psikiyatri ki iniğinde, MD (major depresyon) ve DB(distimik bozukluk) 'da, yeni reversibl-selektif MAO-A in- hibitörü moklobemidin antidepresan etkinliğini saptamak amacıyla çift kör olarak planlanarak uygulanmıştır. Çalışma 6 ay sürmüştür. Çalışmaya, kliniğimize yatan depreş if hastalardan DSM-III-R tanı kriterlerine göre MD ve DB tanısı alan 16 erkek 18 kadın olmak üzere toplam 34 hasta alınmıştır. Olgulara çift kör metoduna uygun olarak plasebo ve moklobemid verilmiştir. Birinci haftanın sonunda 3 olgu tedaviye cevapsızı ıkları nedeniyle çalışma dışı bırakılmıştır. Klinikte 4 hafta yatırılarak te- tedaviye alınan hastalara diyet kısıtlaması uygulanmadı. Tedavinin etkinliğini değerlendirmek için tedaviye başlamadan 14. gün ve 28. günlerde HRSD (Hamilton Depresyon Ska lası) uygulanmıştır.Günlük klinik görüşmeler sonunda görülen yan et kiler not edilmiştir. Tedavinin sonunda plasebonun DB'ta % 40 etkili (p>0. 05).MD'da ise etkili olmadığı, gibi depresyonu arttırdığı görülmüştür. Moklobemidin ise, gerek DB'ta gerek MD'da plaseboya göre be lirgin etkili oldugu(%70), bu etkinin DB'ta 14. günde sağlan dığı (p<0.05),14. günden sonra etkide değişiklik olmadığı (p>0. 05).MD'da da belirgin etkinin 14. günde ortaya çıktığı ancak 28. günde tedavi edici etkinin tam olarak görüldüğü, DB ve MD'da 14. ile 28. gün ler arasında moklobemidin tedavi edici etkisinde 14. güne göre fark olmadığı saptanmıştır (p>0.05). Diyet kısıtlaması olmadığı halde moklobemidin prolaktinemi 75(MD'da) dışında açık bir yan etki yapmadığı, plasebo kadar tolere edildiği saptanmıştır (p>0.05).Öğe Quality of life, family burden and associated factors in relatives with obsessive-compulsive disorder(Elsevier Science Inc, 2013) Cicek, Erdinc; Cicek, Ismet Esra; Kayhan, Fatih; Uguz, Faruk; Kaya, NazmiyeObjective: The aim of this study is to assess the quality of life (QoL), family burden and psychiatric disorders in first-degree relatives of patients with obsessive-compulsive disorder (OCD) and to compare them with healthy controls and their relatives. Methods: Forty patients with OCD and 47 of their first-degree relatives as well as 40 healthy subjects and 45 of their first-degree relatives were recruited in this study. OCD and comorbid anxiety or mood disorders were determined by means of the Structured Clinical Interview for Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders. Comorbid Axis II disorders were diagnosed with the Structured Clinical Interview for Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Revised Third Edition Personality Disorders. Type and severity of obsessive-compulsive symptoms were assessed with the Yale-Brown Obsessive-Compulsive Scale, and the disability of patients with OCD was evaluated with the WHO DAS II. Family burden and QoL in the relatives were evaluated with the Zarit Burden Interview (ZBI) protocol and the World Health Organization Quality of Life Assessment-Brief, respectively. Results: The mean ZBI score of family members of OCD patients was higher than the control relatives. Linear regression analysis indicated that the independent factors associated with ZBI were duration of OCD, comorbid major depressive disorder and poorer insight. Compared with those of control relatives, the QoL of relatives of patients with OCD was significantly lower in all domains. While the diagnosis of major depressive disorder in relatives of OCD patients was significantly higher than the control relatives, the diagnosis of any anxiety disorder did not differ. Conclusions: Our study provides evidence that OCD not only affects the lives of patients but also their family members. (C) 2013 Elsevier Inc. All rights reserved.