Yazar "Mevlitoğlu, İnci" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Beş yıllık yama testi sonuçlarımız(2012) Şahin, Tahir Kemal; Daye, Munise; Uçar-Tavlı, Yeliz; Mevlitoğlu, İnciAmaç: Allerjik kontakt dermatit (AKD), allerjen madde ile önceden duyarlanmış kişilerde tekrarlayan temaslarda gelişen tip 4 aşırı duyarlılık yanıtıdır. Etiyolojide rol oynayabilecek allerjenleri saptamak için deri yama testinin yapılması ve bu sayede neden olabilecek faktörlerin ortadan kaldırılması ve hastaları yaşam kalitesini arttırılması amaçlanmaktadır. Yöntem: Çalışmada Ocak 2006-Ocak 2011 tarihleri arasında Deri ve Zührevi Hastalıkları Polikliniği’nde allerjik kontakt dermatit tanısı alan 1038 hasta değerlendirildi. Serilere göre en sık karşılaşılan allerjenler; yaş, cinsiyet ve meslek özellikleri kaydedildi. Bulgular: Çalışmamızda en sık karşılaşılan allerjenler sırasıyla standart seride nikel, gıda serisinde sodyum alginat (E401), kozmetik seride ise setilstearilalkol şeklinde bulunmuştur. Sonuç: Allerjik kontakt dermatit tanısı konan hastaların şikayetleri, anamnezleri, hobileri, meslekleri sorgulanmalı; uygun seçilmiş maddeler ile yama testi yapılmasına özen gösterilmelidir.Öğe Çocukluk çağı alopesi areatalı olgularımızın geriye dönük değerlendirilmesi(2013) Daye, Munise; Doğan, Seda; Balevi, Şükrü; Mevlitoğlu, İnciAmaç: Alopesi areata (AA)lı olguların yaklaşık %20si çocuklardır. Çocukluk çağında görülen alopesi areata ile ilgili sınırlı bilgi bulunmaktadır. Kliniğimizde takip edilen AAlı çocuk olguların demografik özelliklerini, hastalık tedavilerini ve takiplerini incelemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Yaşları 16 ve altında olan 110 AA hastasına ait veriler geriye dönük olarak incelendi. Yaş, cinsiyet, hastalık başlangıç yaşı, hastalık süresi, AA tipi ve başlangıç yeri, tırnak tutulumu, eşlik eden dermatoz veya sistemik hastalık varlığı, laboratuvar testleri, AA tedavileri ve takip edildikleri döneme ait bilgiler değerlendirildi. Bulgular: Olguların % 46,4ü kadın, %53,6sı erkekti. Yaş ortalamaları 10,35 yıldı. Hastalık başlangıç yaşı 8,65 yıldı. AA başlangıç yeri % 83,6 olguda scalp, % 5,4 olguda kaş, %5,4 olguda vücut kılları, %2,7 olguda kirpik, %2,7 olguda kaş ve kirpikti. Hastalık tutulum tipi %73,4 olguda AA, %19 olguda alopesi totalis, %5,4 olguda alopesi üniversalis, %1,8 olguda ofiyazisti. Tırnak tutulumu %36,3 olguda mevcuttu. Nevüs flammeus %2,7 olguda mevcuttu. Hastalık süresi ortalama 17,02 aydı. Eşlik eden dermatoz %2,7 olguda vitiligo, %6,3 olguda atopik dermatitti. Eşlik eden sistemik hastalık %1,8 olguda otoimmün tiroidit, %2,7 olguda Down sendromuydu. Tiroid otoantikorları olguların %0,9unda yüksekti. Olguların %4,5inde hipotiroidi, %0,9unda hipertiroidi saptandı. Olguların %24,5ine topikal kortikosteroid losyon, %30,9una antralin, %0,9una minoksidil %2lik losyon, %0,9una kalsipotriol losyon, %1,8ine topikal kalsinörin inhibitörü, %10una intralezyonel kortikosteroid tedavisi verildi. Topikal tedaviye dirençli %15,4 olguda sistemik kortikosteroid ve PUVA tedavisine geçildi. Olguların %14,5inde topikal tedaviler değişik kombinasyonlarda kullanıldı. Olguların %34,5inde remisyon gözlendi. Ortalama remisyon süresi 12,2 aydı. Olguların %26,3ünde ortalama 2 kez nüks gözlendi. Sonuç: Sonuçlarımızın, ülkemizdeki AAlı çocuk olguların epidemiyolojik verilerine katkıda bulunacağını düşünüyoruz. (Türkderm 2013; 47: 158- 60)Öğe Dermatoloji polikliniğine başvuran olguların deri bakımı ve nemlendiricilerle ilgili bilgi, tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi(2015) Daye, Munise; Mevlitoğlu, İnci; Şahin, Tahir KemalAmaç: Sağlıklı derinin devamı için deri tiplerine özel hazırlanmış temizleme ve kozmetik ürünlerinin (besleyici, nemlendirici, güneş koruyucu gibi) kullanılması ve/veya uygulanması deri bakımı olarak isimlendirilir. Çalışmamızda dermatoloji polikliniğine başvuran olguların deri bakımı hakkında bilgi seviyesini, deri bakımı ürünü kullanma alışkanlıklarını, nemlendiriciler hakkında bilgi seviyeleri ve bu ürünleri kullanma alışkanlıklarını değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Mart-Mayıs 2013 tarihleri arasında herhangi bir nedenle dermatoloji polikliniğine başvuran olgulara deri bakım ürünleri ve nemlendiricileri, kullanma alışkanlıkları, deri bakımı ile ilgili bilgileri nereden edindikleri, ürün seçiminde dikkat ettikleri noktalar, ürünleri kime danışarak ve nereden aldıkları, alırken neye dikkat ettiklerini sorgulayan anket doldurtuldu. Bulgular: Araştırmaya katılan 984 olgunun 608i (%61,8) kadın, 376sı (%38,2) erkekti. Çalışmamızda 474 olgu (%48,2) deri bakımı deyince temizlik anladığını, 337 olgu (%34,2) ise deri hastalığının olmaması olduğunu belirtti. Üç yüz üç (%30,8) olgu bir ürün, 213 (%21,6) iki ürün, 284 (%28,9) üç ve daha fazla ürün biliyorken, 184 (%18,7) olgu deri bakım ürünlerini bilmiyordu. Deri bakım ürünlerini 200ü düzenli ve 328i bazen olmak üzere 528 (%53,7) olgu kullanmakta, 456 (%46,3) olgu da kullanmamaktaydı. Olgularımız deri bakım ürünlerini seçerken; 648 (%65,9) olgu dermatoloğundan, 154ü (%15,7) internetten, 106sı (%10,8) reklamlardan, 37si (%3,8) komşusundan, 39u (%4) eczacısından yardım almaktaydı. Çalışmamızda; olguların 300ü (%30,5) nemlendiricileri kullanırken, 340ı (%34,6) bazen kullanmaktaydı, 344 (%35) olgu da nemlendirici kullanmadığını belirtti. Sonuç: Düzenli deri bakım ürünü kullanma alışkanlığı olgularımızın çoğunda bulunmamaktadır. Toplumun düzenli deri bakımı ve nemlendiricilerin doğru seçimi, uygun yerlerden alımı ve kullanılmasıyla ilgili bilgilendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.Öğe Helikobakter pilori enfeksiyonu Mikozis fungoides için risk faktörü müdür?(2013) Daye, Munise; Mevlitoğlu, İnci; Şahin, Tahir Kemal; Akça, Hanife MerveGiriş: Kutane T hücreli lenfomalar'ın iki önemli varyantı; Mikozis fungoides ve Sezary sendromudur. KTHL'ın oluşumundaki, otolog dendiritik hücrelerin, tümöral yöndeki dönüşümlerini, hangi antijenlerin başlattığı bilinmemektedir. Helicobacter pylori'nin (H.pylori) bazı dermatozlarla ilişkili olduğu bilinmektedir. H.pylori; kronik gastrit, peptik ülser ve gastrik mukoza ilişkili lenfoid doku lenfomanın gastrik B hücreli lenfoması ile kuvvetle ilişkili gram (-) bakteridir. Bu çalışmada H.pylori enfeksiyonu ile MF gelişimi arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve yöntem: Bu çalışma yaş-cinsiyet eşlemeli vaka-kontrol çalışmasıdır. MF'i olan 50 olgunun 37 evre1, 13'ü evre 2A'ıydı. H.pylori enfeksiyonu ile ilişkisiz dermatolojik hastalığı bulunan 50 olgu kontrol olguları olarak alındı. H.pylori için H. pylori gayta antijen testiyle bakıldı. Bulgular: MF olgularının ortanca yaşı 48, kontrol olgularının ortanca yaşı 53 yıldı. MF olgularının ortalama hastalık süresi 7 yıldı. MF ve kontrol olgularının yaş ve cinsiyet açısından aralarında fark saptanmadı. MF olgularının 12'sinde H.pylori gayta antijen test idi. Cinsiyet, evre, hastalık süresi ile H.pylori 'liği arasında fark saptanmadı. MF ve kontrol olgularının H.pylori gayta antijen'liği arasında fark saptanmadı. Sonuç: Çalışmamızda H.pylori enfeksiyonu ile MF arasında ilişki saptanmadı. Farklı toplumlarda prospektif, multimerkez çalışmaların yapılmasının faydalı olacağını, H.pylori antijeninin MF olgularının MF lezyonu olan dokusunda bakılmasının olası ilişkiyi araştırmada yardımcı olabileceğini düşünmekteyiz.Öğe İdyopatik fotodermatozlar(2012) Daye, Munise; Mevlitoğlu, İnciAmaç: Fotodermatozlar güneşle oluşan veya artan geniş bir grup hastalıkları içermektedir. İdyopatik fotodermatozlar: polimorfik ışık erupsiyonu, kronik aktinik dermatit, aktinik prurigo, hidro vaksiniforme, solar ürtikerdir. Polimorfik ışık erüpsiyonu en sık görülen idyopatik fotodermatozdur. Ana bulgular: Fotodermatozları birbirinden ayırmak, tanıyı koymak her zaman kolay olmamaktadır. Tanıda güneşle ilişkili bölgelerin hastalıktan etkilenmesi, fototest önemlidir. Sonuç: Ayırıcı tanı için anamnez detaylı alınmalı ve gerekli ilgili testler yapılmalıdır. Tedavide güneşten korunmak başta olmak üzere çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır.Öğe Konya ilinde büllöz hastalıklar: 93 olgu üzerine bir çalışma(2013) Daye, Munise; Mevlitoğlu, İnci; Esener, SarenurAmaç: Büllöz hastalıklar; deri ve mukozaları tutan, doku adezyon moleküllerine karşı spesifik antikorlarla gelişen ya da genetik kalıtımın neden olduğu bir grup hastalıktır. Ülkemizde bu hastalıkları inceleyen detaylı epidemiyolojik çalışma sınırlıdır. Bu amaçla Orta Anadoluda Konya yöresi ve civarında yaşayan büllöz hastalığı olan olguların demografik, klinik, immünopatolojik, tedavi ve takiplerindeki özellikleri sunmaktayız. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 2006-2012 yılları arasında büllöz hastalık tanısıyla takip edilmiş olan 93 olgunun verileri retrospektif değerlendirildi. Olgularımızın çoğunluğu pemfigus ve büllöz pemfigoid grubunda olduğu için onlara ait veriler daha detaylı irdelendi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 93 olgunun 50'si (%53,8) kadın, 43'ü (%46,2) erkekti. Yaş ortalaması 52,9 yıldı. Olgulardan %37,6'sı pemfigus vulgaris, %34,4'ü büllöz pemfigoid, %15'i herediter epidermolizis bülloza, %4,3'ü dermatitis herpetiformis, %4,3'ü pemfigus foliaseus, %2,2'i pemfigus vegetans, %1,1'i Hailey-Hailey hastalığı %1,1'i skatrisyel pemfigoid tanısı almıştı. Pemfigus vulgarisin ortaya çıkış yaş ortalaması 45,9 yıldı ve kadınlarda daha fazla görüldü. Pemfigus vulgarisli olgularda hastalık oral mukozadan başladı ve diğer coğrafik bölgelere göre; oral mukoza tutulumu ile başlayan pemfigus vulgarisli olgularda tanı alma süresi daha uzundu. Büllöz pemfigoidin ortaya çıkış yaş ortalaması 70 yıldı ve kadınlarda daha fazla görüldü. Olguların %12,5'inde hastalık oral mukozadan başladı. Hiçbir olguda eşlik eden otoimmün hastalık saptanmadı. Doksan üç olgunun 25'ine sadece sistemik steroid, 41'ine sistemik steroid ve adjuvan, 11'ine sadece adjuvan, 16'sına sadece lokal tedaviler verildi. Sonuç: Konya ili ve civarında yaşayan büllöz hastalığı olan olguların demografik, klinik, immünopatolojik, tedavi ve takiplerindeki özellikler sunulmaktadır. (Türkderm 2013; 47: 200-4)