Yazar "Sevinç, İsmail" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Mesleki Tatmin Düzeyinin Mesleki ve Örgütsel Bağlılık Üzerine Etkisi: Mali Hizmetler Uzmanlığı Kariyer Mesleği Üzerine Bir Araştırma(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Demirel, Abdullah; Sevinç, İsmailKamu yönetiminin bir alt dalı olan kamu personel yönetimi; kamusal hizmetlerin sunumunda önemli rol oynayan insan unsurunun, kamu hizmetine girmesi, eğitilmesi, ilerlemesi, hizmet gereklerine göre en uygun biçimde yararlanılması ile görevinin sona ermesine kadar olan süreci konu edinen yönetsel düzenlemelerdir. Kamu sektörü, refah devleti anlayışı çerçevesinde, zamanla en büyük işveren konumuna gelerek aşırı derecede büyümüş ve kamusal hizmetlerin sunumunda etkinlik, verimlilik ve kalitenin düşmeye başladığı ifade edilmektedir. 1980’li yılların başından itibaren yaşanan yeni kamu yönetimi yaklaşımı içerisinde yer alan yeni kamu işletmeciliği anlayışı ile birlikte özel sektörde uygulanan insan kaynakları yaklaşımına benzer bir yapının kamusal örgütlere de uygulanmasına karar verilmiştir. Böylelikle kamu personel yönetiminde, özel sektörün elde etmiş olduğu tecrübe ve kazanımlar kamu personel yönetimine, kamunun sahip olduğu nitelik ve özellikler de dikkate alınarak aktarılmaya başlanmıştır. Bu süreçte, kamu personel yönetiminde, norm kadro, kamu personel sayısının optimizasyonu vb. bazı yenilikler ve değişiklikler görülmüştür. Bunların içerisinde, kamu örgütlerinde kariyer uzman personel istihdam edilmesi de yer almıştır. Kariyer uzman olarak adlandırılan bu yeni istihdam biçimi, zamanla tüm kamu örgütlerinde yaygınlaşmış ve sayıları hızla artmıştır. Bu artış ile birlikte, merkezi ve kurumsal uygulamalardan kaynaklı farklı ücret rejimlerinin ortaya çıkması kamu personel yönetiminde yeni bir sorunu da beraberinde getirmiştir. Bu sorun her ne kadar “eşit işe eşit ücret” düzenlemesi ile bertaraf edilmekte istense de bazı kariyer uzmanların kapsam dışı tutulması; adaletsizlik algısı, dışlanma, ayrımcılık vb. olumsuz etkilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu durumun, mesleki tatmin, mesleki ve örgütsel bağlılık vb. önemli psikolojik tutum ve davranışları da etkilediği ifade edilmektedir. Bu çalışmada, kamu personel yönetimi içerisinde yer alan ve eşit işe eşit ücret düzenlemesi kapsamının dışında tutulan tek merkez kariyer personeli olan ve genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin merkez teşkilatlarında görev yapan mali hizmetler uzmanlarının, mesleki tatmin düzeyleri ile mesleki ve örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişkinin sosyo-demografik özellikler ile birlikte incelenmiştir. Çalışma sonucunda, mali hizmetler uzmanlarının mesleki tatmin düzeyinin düşük olduğu, mesleki bağlılıklarının örgütsel bağlılıklarına göre daha yüksek olduğu ve mesleki tatmin düzeyinde yaşanacak herhangi bir değişimin, mesleki ve örgütsel bağlılığı da aynı doğrultuda etkileyeceği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca mesleki tatminin, mesleki ve örgütsel bağlılık düzeyinin bazı sosyo-demografik özelliklere (yaş, kıdem vb.) göre de değişkenlik gösterdiği gözlemlenmiştir.Öğe Türkiye’de E-devlet uygulamalarında güvenlik risklerinin analizi(2018) Kutlu, Önder; Sevinç, İsmail; Kahraman, SelçukKüreselleşme, serbest piyasa dinamikleri ve uluslararası kuruluşların ülkelerin yönetsel yapıları ve işleyişleri üzerindeki etkileri ile teknolojinin ve internet ağlarının yaygınlaşması, e-devlet uygulamalarının neredeyse tüm kamu hizmet alanlarında yer bulmasına olanak sağlamıştır. Nitekim, günümüzde devletin kamu hizmetlerini dijital ortamda sunabilmesi ve devlet kurumlarında işlerin elektronik ortamda yürütülerek bürokrasinin en aza indirgenmesi modern devletin önemli göstergelerinden biri olarak gösterilmektedir. Böylece e-devlet uygulamaları geleneksel kamu yönetimi sorunlarına karşı geliştirilen çözüm sürecinin alternatif bir parçası olarak kabul görmeye başlamıştır. Kamu yönetiminde güven artırıcı faktörler arasında e-devlet uygulamaları önemli bir yer edinmektedir. Buna karşın e-devlet ile ilgili gizlilik ve güvenlik tartışmaları daha fazla gündeme gelmeye başlamıştır. Bu noktada, vatandaşların yeterli güvenlik ve gizlilik önlemlerinin alınması hususuna daha fazla güven duyması ve bürokrasinin de gizlilik ile ilgili geleneksel direncini değiştirmesi oldukça önemlidir. Bu bağlamda devlet ile vatandaşlar ve özel sektör arasındaki güven ilişkisi ve veri mahremiyetine ilişkin güvenlik sorunsalı daha fazla tartışılmayı gerektirmiştir. E-devlet uygulamalarına yönelik olumsuz güvenlik algısı, esasında, internet ağları üzerinden her geçen gün çeşitli yöntemlerle kişisel ve kurumsal veri mahremiyetinin ihlal edilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu açıdan e-devlet uygulamalarının yaygınlaşması ile güvenlik sorunlarının artması üst düzeyde veri güvenliği sorununu gündeme getirmektedir. Bu bağlamda e-devlet uygulamalarının güvenlik boyutunda öncelikli olarak Türkiye’nin temel kamusal ve kurumsal veri altyapısına yönelik eksikliklerini tamamlaması gerekmektedir. Nitekim edevlet güvenliğinin, en az, ülkelerin coğrafi sınırlarının güvenliği kadar önemli olduğu ifade edilmektedir. Bu çalışma ilk olarak Türkiye’de kamu yönetimindeki e-devlet hizmetlerine yönelik güven sorunlarını irdelemeyi hedeflemektedir. Ardından bu sorunların önemli bir boyutu olan güvenlik altyapısına yönelik çeşitli çalışmalar ve gelişmelere dikkat çekilecektir. Bu bağlamda, kurumsal ve yönetsel açıdan Türkiye’deki e-devlet uygulamalarının güvenlik altyapısına yönelik risk alanlarına ve politika önerilerine yer verilmeye çalışılacaktır.Öğe Yeni yoksulluk konsepti için sürdürülebilir sosyal politika önlem ve öncelikleri(2017) Işık, Abdullah; Sevinç, İsmailTarihsel süreç boyunca yaşanan ekonomik, politik ve sosyolojik dönüşümler neticesinde; yoksulluk, insanlığın önemli bir sorunu haline gelmiştir. Özellikle sanayileşmeyle birlikte ortaya çıkan yoksulluk sorunu, günümüzde küresel ekonomi ve kitlesel göçler ile birlikte farklı bir boyut kazanmıştır. Bu bağlamda günümüz yeni yoksulluk konsepti, birçok devlet için yeni ve sürdürülebilir sosyal politika önlem ve önceliklerini gerekli kılmıştır. Bu bağlamda günümüz toplumlarının yoksullukla mücadelede etkili ve nitelikli politika üretmeleri kaçınılmaz olmaktadır. Bütün bu çerçeve göz önüne alındığında sosyal dışlama/dışlanmaya ve açlık sorununa sebep olan yeni yoksulluk olgusu ile mücadelede sürdürülebilir sosyal politika önlem ve öncelikleri, üzerinde durulması ve özel olarak ele alınması gereken bir alan olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, yeni yoksulluk konsepti için belirlenecek sürdürülebilir sosyal politika önlem ve önceliklerinin neler olduğunu ve bu politikaların nasıl uygulanacağını tartışmaya açmaktır. Bu bağlamda mevcut sorun ve ihtiyaçların belirlenmesi ve bunlara çözüm üretilmesi adına ortam hazırlanabileceği düşünülmektedir. Türkiye'de yoksullukla mücadelede mevcut sosyal politika ve uygulamaların, sosyal hizmet ve sosyal yardım uygulamalarının olduğu açıktır. Ancak dönüşen dünyanın ürettiği yeni sorun alanları içerisindeki yeni yoksulluk sorunu için daha etkin, nitelikli ve verimli politika ve uygulamaların tartışılması gerektiği ortadadır. Özellikle küresel gelişmelerle birlikte konuyla ilgili ihtiyacın daha da arttığı düşünülmektedir. Sonuç olarak Türkiye'de yoksullukla mücadelede yeni dünya düzeninin ve kitlesel göç hareketlerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu kapsamda belirlenecek sürdürülebilir sosyal politika önlem ve önceliklerinin yeni yoksulluk konsepti bağlamında ele alınması ve konu hakkında çalışmaların artırılması ihtiyacı söz konusudur. Bu çerçevede konunun çok boyutlu olarak ele alınması gerektiği düşünülmektedir